Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1106 E. 2020/653 K. 27.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
ESAS NO : 2017/1106 Esas
KARAR NO: 2020/653
DAVA : Tanıma Ve Tenfiz
DAVA TARİHİ : 12.05.2017
KARAR TARİHİ: 27.11.2020
Mahkememizde görülmekte olan Tanıma Ve Tenfiz davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili, —-tarihli—- Asliye Ticaret Mahkemesine hitaben düzenlenen dava dilekçesinde, davalının, dava dışı —–tarihinde gemi yapım sözleşmesi akdettiği, dava dışı ——– sözleşmeden doğan alacağının teminat mektubu kısmına tekabül eden kısmını —— tarihinde davacı — temlik ettiğini, sonrasında sözleşmenin —– tarafından feshedildiğini, davalının, temlik eden———— prosedürü başlattığını, yapılan yargılama sonucunda hakem heyeti tarafından verilen — tarihli hakem kararı ile 2″davalı tarafından—- tarihinden ödeme gününe kadar ———–ödemeleri için yayımlanan günlük ——oranında işleyecek sözleşmesel faizi ile birlikte tahsiline, anılan miktar karar tarihinden itibaren —- gün içinde ödenmediği taktirde, karar tarihinden itibaren ödeme tarihine kadar geçecek süre için toplam tutar üzerinden davalının yıllık %4,5 oranında ve oransal olarak üç aylık periyorlarla hesaplanıp eklenecek bileşik faiz ödemesine, davalının ———tersanesinde bulunan ——-karar verilerek tahkimin —– sonuçlandığını, sonrasında alacaklı —-tarafından kapatılan —- sayılı dosyasında tenfiz davası açıldığı, Mahkemenin devredildiği—————– tarih, ————– karar sayılı ilamla “davacı tarafın ödediği peşinat karşısında aldığı banka teminat mektubu ile haklarını 3. Şahsa temlik ettiği ve temlik alanın banka aracılığı ile teminat mektubunun bedelinin ödenmesi için bu bankaya yazı yazdığı anlaşılmaktadır…. Teminat mektubundaki hakkın temliki hakem kararına konu alacağın temliki niteliğinde olduğundan yazılı yapılmış olmakla şekil şartına uymuş olduğundan davacı tarafın davaya konu alacak üzerinde bir hakkı kalmamıştır. Bu husus dava şartı niteliğindedir. Bu nedenle dava şartının giderilmesi de mümkün olmadığından dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.” gerekçesi ile davanın reddine karar verildiği, — tarafından bu kısmi ret kısmının temyiz edildiği, ancak ——– sayılı kararı ile kısmen onandığını, bu kararla alacağın mahkeme hükmü ile sabit hale geldiğini, bu nedenlerle —— tarihli hakem kararının — ve faizinin davalıdan tahsilinin kısmen tenfizine, —– tarihinden ödeme tarihine kadar ———- ödemeleri için yayımlanan günlük——— oranında işleyecek sözleşmesel faizi ve karar tarihinden itibaren ödeme tarihine kadar geçecek süre için toplam tutar üzerinden davalının yıllık %4,5 oranında ve oransal olarak üç aylık periyorlarla hesaplanıp bileşik faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının aktif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle husumet itirazında bulunduklarını ayrıca yabancı tahkim kararlarının tenfizi başlıklı MÖHUK.nun M.60/2 hükmü “Yabancı tahkim kararlarının tenfizi, tarafların yazılı olarak kararlaştırdıkları yer Asliye Mahkemesi’nden dilekçe ile istenir. Taraflar arasında böyle bir anlaşma olmadığı taktide aleyhine karar verilen tarafın——yerleşim yeri yoksa sakin olduğu bu da yoksa icraya konu teşkil edebilecek malların bulunduğu yer mahkemesi yetkili sayılır” düzenlenmesini havi olduğunu, davalının adresi itibariyle bu davaya görmeye ———— yetkili olduğunu, yetkisizlik kararı verilmesi gerektiği, esastan da davanın reddi gerektiğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
DAVANIN AŞAMALARI: Dosyanın tevzi edildiği——– üzerinden yaptığı yargılama sonucunda ————sayılı ilâmı ile yetkisizlik kararı verilmiş ve dosya Mahkememize tevzi edilmiştir.
DAVANIN TESPİTİ, DEĞERLENDİRME VE SONUÇ:
Dava, tanıma ve tenfiz davasıdır.
Davamızdaki isteme konu alacağı da içeren —— esas sayılı dosyasında verilen karar———– sayılı kararı ile kısmen bozulmuş, sonrasında yapılan yargılama sonunda verilen —– tarih,—- esas, — karar sayılı ilâm da yine —————- karar sayılı “Asıl ve birleşen dava, yabancı hakem kararlarının tenfizi istemine ilişkindir. Mahkemece açılan davaların birleştirilerek yapılan yargılaması sonucunda asıl ve birleşen davaların kısmen kabulü ile hakem kararlarının kısmen tenfizine dair verilen karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın şümulü dışında kalarak kesinleşmiş olan cihetlere ait temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün bulunmamasına göre asıl ve birleşen dosya davalısı vekilinin tüm, asıl ve birleşen dosya davacısı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2———— kayıtlı olarak açılıp birleştirilen davada, asıl davada tenfizi talep edilen hakem davasındaki ve asıl davadaki hakem kararından ayrı tahkim masraflarının tespit ve sorumluluğuna yönelik ——— tarihli yabancı hakem kurulu kararlarının tenfizi talep edilmiştir. Mahkemenin de kabulünde olduğu gibi söz konusu hakem kararı ile ilgili 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanun’un yabancı hakem kararlarının tenfizi ile ilgili 60 ve devamı maddelerindeki koşulların gerçekleştiği, 62/1.a, b, c bentlerindeki ret sebeplerinin oluşmadığı ve diğer bentlerdeki ret sebeplerinin karşı çıkan tenfiz ve hakem davası davalısı tarafından kanıtlanmadığı, hakem kurulu kararında iş sahibi tarafından yüklenici aleyhine açılan davada bedel ve antenin davacıya teslimi yönünden aynen kabul edilmiş,———–göre yargılama giderleri ile ilgili taraflar anlaşamadığından birleşen davanın konusu olan yargılama giderlerinin tespit ve ödenmesine ilişkin hakem kararları oluşturulmuştur. Asıl davada hükmedilen alacağın dava dışı 3. kişiye temlik edilmiş olması nedeniyle söz konusu hakem kararının —- alacak ve faizinin davalıdan tahsiline ilişkin kısmının tenfizi talebinin reddi temyiz incelemesi sonucunda ———- sayılı ilamında da benimsenmiştir. Buna göre temlik edilen ve tenfizi istenemeyecek olan kısım asıl davada tenfizi talep edilen —- tarihli hakem kararının ——– ve faizinin davalıdan tahsiline yönelik kısmıdır. Birleşen davanın konusunu teşkil eden ve hükmedilen masraf ve yargılama giderlerine ilişkin hakem ve tenfiz davacısının dava dışı 3. kişilere temliki söz konusu değildir.
Bu durumda mahkemece asıl davada —tarihli hakem kararının (G) bendinde yazılı ———– teslim etmesine yönelik kararının kısmen tenfizi ile birleşen davada hakem kurulu kararları ile hükmedilen alacakların temliki söz konusu olmadığı gibi yabancı hakem kararının tenfiz koşulları da gerçekleştiğinden — tarihi tahkim masraflarının tespiti ile —— tarihli tahkim masraflarından davalının sorumluluğuna ilişkin asıl davanın dayanağı olan hakem kararından bağımsız olan birleşen davanın konusunu teşkil eden hakem kurulu kararlarının tamamının tenfizine karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme sonucu birleşen davada kısmen tenfizi kararı verilmesi doğru olmamış, bozulması uygun görülmüştür.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle asıl ve birleşen dosya davalısının tüm, asıl ve birleşen dosya davacısının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulü ile hükmün asıl ve birleşen dosya davacısı yararına BOZULMASINA, —- duruşma vekâlet ücretinin asıl ve birleşen dosya davalısından alınarak Yargıtay’daki duruşmada vekille temsil olunan asıl ve birleşen dosya davacısına verilmesine, aşağıda yazılı bakiye ——L temyiz ilam harcının temyiz eden asıl ve birleşen dosya davalısından alınmasına, 5766 sayılı Kanun’un 11. maddesi ile yapılan değişiklik gereğince Harçlar Kanunu 42/2-d maddesi uyarınca alınması gereken —- Yargıtay başvurma harcının temyiz eden asıl ve birleşen dosya davacısından alınmasına, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden asıl ve birleşen dosya davacısına iadesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine—- gününde oybirliğiyle karar verildi.” şeklindeki ilâmıyla bozulmuş ve ————esas sayısına kaydedilerek bozma ilâmına uyulmasına karar verilmiştir.
Buna göre, Mahkememizdeki tenfiz istemine konu alacak tümüyle daha önce temlik eden —- tarafından ———- sayılı dosyasında istenmiş, Mahkeme bu alacakla ilgili kısmı işbu Mahkememizdeki davaya konu kısmın davacımız —– temlik edilmesi nedeniyle “…davacı tarafın ödediği peşinat karşısında aldığı banka teminat mektubu ile haklarını 3. Şahsa temlik ettiği ve temlik alanın banka aracılığı ile teminat mektubunun bedelinin ödenmesi için bu bankaya yazı yazdığı anlaşılmaktadır…. teminat mektubundaki hakkın temliki hakem kararına konu alacağın temliki niteliğinde olduğundan yazılı yapılmış olmakla şekil şartına uymuş olduğundan davacı tarafın davaya konu alacak üzerinde bir hakkı kalmamıştır. Bu husus dava şartı niteliğindedir. Bu nedenle dava şartının giderilmesi de mümkün olmadığından dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.” şeklindeki gerekçeyle dava şartı yokluğundan reddine karar vermiş, bu kısmi kararın ———- tarafından onanıp kesinleşmesi sonrasında temlik alan davacı —- tarafından işbu dosyadaki dava açılmıştır.
İşbu davanın davalısı ve davaya konu alacak, davaya konu tahkim kararı aynı olup, aynı konuda daha önce ——– sayılı dosyasında yargılama yapılmış olup, davacı — alacağı temlik alan olduğu için ——– aslında davanın davacısı da aynıdır. Yani, işbu dava, daha önce asıl alacaklı ———- açılan davanın aynısıdır.
HMK’nın 166. maddesi hükmü gereğince görülmekte olan davalar aralarında bağlantı bulunması halinde istek üzerine veya kendiliğinden mahkemece birleştirilebilir. Davaların aynı sebepten doğması veya biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması halinde davalar arasında bağlantı bulunduğu varsayılır ————– içtihadı birleştirme kararı gereğince; bir yargı çevresinde kurulmuş aynı düzeyde birden fazla mahkeme, davaların birleştirilmesi açısından “aynı mahkeme” sayılır.
Buna göre davaların birlikte görülmesi gerektiği gibi temlik alan davacı vekilinin iddiasına göre ——— ilk bozma ilâmına uyarınca işbu davadaki alacağın varlığı ve davanın kabulü zorunludur.
Yine belirtmek gerekir ki, ———-sayılı kararındaki “…Birleşen davanın konusunu teşkil eden ve hükmedilen masraf ve yargılama giderlerine ilişkin hakem ve tenfiz davacısının dava dışı 3. kişilere temliki söz konusu değildir.” şeklindeki bölümde belirtilen “masraf ve yargılama giderleri” Mahkememizdeki davaya konu tenfizi istenen yargılama masraflarıdır ki, Mahkememizdeki davada karar verilebilmesi için ——–sayılı dosyasının kesinleşmesinin beklenmesi zorunludur.
Tüm bu nedenlerle, yargının hızlanması projesi kapsamında——– dosyasının kesinleşmesinin beklenmesi yargılamayı geciktireceğinden, Mahkememizin işbu —— sayılı dosyasının, aynı alacak ve aynı kararla ilgili daha önce yargılama yapılan —— sayılı dosyası ile birleştirilmesine, yargılamanın ilk açılan ———dosyası üzerinden yürütülmesine karar verilmesi uygun görülmüştür ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İşbu Mahkememizin — esas sayılı dosyasının, ———– sayılı dosyası ile BİRLEŞTİRİLMESİNE, esasın bu şekilde kapatılmasına,
2-Her iki dosyanın yargılamasının önce açılan ————- sayılı dosyası üzerinden sürdürülmesine,
3-Harç, masraf ücreti, vekalet tayin ve takdirinin birleşen davada nihai kararla değerlendirilmesine,
Dair, HMK’nın 168. maddesi gereğince uyuşmazlığın esası hakkında verilecek hükümle birlikte, sadece birleştirme kararının yerinde olup olmadığının denetlenmesi bakımından istinaf kanun yolu açık olmak üzere, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulünce anlatıldı.27/11/2020