Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1102 E. 2021/211 K. 24.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
ESAS NO : 2017/1102 Esas
KARAR NO : 2021/211
ASIL DAVA DOSYASINDA:
DAVA : Alacak(eser sözleşmesinden kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 14/06/2005
KARŞI DAVA: Alacak(eser sözleşmesinden kaynaklanan)
KARŞI DAVA TARİHİ: 13/09/2005
BİRLEŞEN —– SAYILI DOSYASINDA:
DAVA : Alacak(eser sözleşmesinden kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 05/06/2009
KARAR TARİHİ: 24/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan “Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan Alacak” davalarının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ, DÜŞÜNÜLDÜ:
MAHKEMEMİZ ASIL DAVASINDA;
İDDİA: Davacı vekili, dava dilekçesinde, özetle; müvekkili şirket ile davalı ——arasında —– tarihli —–imzalandığını, bu sözleşmeye göre müvekkilinin —- davalı tarafından yaptırılmış, projeye uygun olarak ve—– gereğince ——- tarafından verilen ödeme planı çerçevesinde işi yapıp, ——- teslim edeceğini, ——– sözleşmenin 3. maddesinde ———hükmü bulunduğunu, bu çerçevede müvekkili tarafından konut inşaatına devam edilip, ——— dosyasında davalı tarafça yaptırılan tespitte de belirtildiği üzere konutların inşa edildiğini, davalı tarafından hakediş bedelleri imzalanmış olmasına rağmen bakiye ——– hakediş bedeli alacağının halen ödenmediğini, bu yüzden davalı tarafa —— yevmiye nolu ihtarının keşide edilerek alacağı hakedişin imzalandığı tarihten —— sonrasından başlamak üzere işlemiş ve işleyecek reeskont faizi ile birlikte ödenmesinin talep edildiğini ancak davalının ödeme yapmadığı gibi sözleşmeyi feshettiğini bildirdiğini, davanın eser sözleşmesinden kaynaklı olarak hakediş bedellerinin davalıdan tahsiline yönelik alacak davası olup, sözleşmenin feshi üzerine kendileri tarafından ——–yevmiye nolu ihtarnamesinin davalı tarafa gönderilmek suretiyle feshin haksız olduğu ve bunun kendilerince kabul edilmediğinin bildirildiğini, davalı yandan olan alacaklarının gerek ticari defter ve kayıtlar, gerekse davalı tarafça imzalanmış hakediş bedelleriyle sabit olduğunu, değişik iş dosyasında ——- tarihinde yapılan keşif neticesinde alman tespit raporu ile binaların —– bitmiş olduğunun belirlendiğini, bu durumda sözleşmenin feshinin mümkün olmadığını, davalı tarafın temerrüde düşmüş olup öncelikle ifada geciktiği ödeme yükümlülüğünü faiziyle birlikte yerine getirmek zorunda olduğunu, müvekkili tarafından inşa edilen konutların hak sahiplerine teslim edildiğini belirterek davalı tarafından yapılan feshin haksızlığının ve geçersizliğinin tespitine, hak ediş bedellerinden bakiye —– alacaklarından, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik —– alacağın işlemiş ve işleyecek reeskont faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA-KARŞI DAVA: Davalı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle: davacının taraflar arasında imzalanan sözleşmeler kapsamında belirlenen süreler dolmuş olmasına rağmen yapılması gereken işleri halen tamamlayıp teslim etmediğini, buna karşılık müvekkili tarafından peşin ödemelerin yapılmış olup sözleşme hükümlerinde belirlenen geçici kabul, kesin hesap, kesin kabul işlemlerinin taraflar arasında gerçekleştirilmediğini, bu noktada davacı tarafça yapılan imalatların kalite standart vs. gibi sorunları nedeniyle ——- —– tarihli olağan genel kurulunda tüm hesap ve işlemlerin değerlendirilmesi için hesap tetkik komisyonu kurulmasına karar verildiğini ve ilk olarak davacı yana yapılan ödemelerin ve yaptığı işlerin kontrol edildiğini, inşaatların değerlendirilmesi için —– ile bilirkişi incelemesi yaptırıldığını, alınan rapora göre davacının yaptığı işlerin —- olduğu, müteahhit karı da eklendiğinde bedelin —- tekabül ettiği, buna karşılık davacı yana — ayına kadar yapılan ödemeler tutarının — olduğunu, bu durumda davacı tarafa yaklaşık—- ödeme yapıldığının tespit edildiğini, yapılan fazla ödeme nedeniyle önceki dönem yöneticileri hakkında —- ile suç duyurusunda bulunulduğunu, ——- yeni dönem yönetim ve denetim kurullarınca detaylı inceleme yapılmak suretiyle rapor hazırlandığını ve davacı tarafça taahhüt edilen ancak tamamlanmayan işlerin derhal tamamlanması, iş teslimi sonrası taraflar arasında ibralaşmanın sağlanması, yarım kalan işlerin makul süre içerisinde davacı tarafça tamamlanmaması halinde ——— üyelerinin daha fazla mağdur olmaması için hukuksal yollara müracaat edilerek genel kurulun verdiği yetkilerin kullanılması gerektiği hususlarının tespit edildiğini, bu doğrultuda davacı yana ——Yevmiye nolu ihtarnamesinin keşide edilerek tespit edilen eksiklikler bildirilmek suretiyle süre de verilerek tamamlanması aksi halde gösterilen nedenlerden dolayı ifadan vazgeçilip sözleşmeden dönüleceğinin bildirildiğini, davacının cevabi ihtarname ile taleplerini kabul etmediğini ve hakediş tutarının ödenmesini istediğini, bunun üzerine de müteahhit firma ile aralarındaki sözleşmeyi feshettiklerini, mevcut durum itibariyle davacı firma tarafından taahhüt edilen işlerin taraflar arasında tesliminin ve geçici kabulün kesin hesabın yapılmadığını, kesin kabulün gerçekleşmediğini, ——– inşaatının büyük ölçüde tamamlanması ya da dairelerin kullanılıyor olmasının eserin teslimi anlamına gelmediğini, bu durumda davacı firmanın şartname hükümleri de dikkate alınarak temerrüde düşürülmesi ve akdin feshinin mümkün olduğunu, sözleşmede teslim tarihi açıkça yazmasına rağmen teslimin gerçekleşmeyip borcun uzun zaman önce muaccel olduğunu, sözleşme süresi içerisinde ifayı imkansız kılacak özel bir durum doğmadığını, ——— üyelerinin mecburiyetten dolayı teslim öncesi binaya yerleştiğini, bunun ifa anlamına gelmeyeceğini, müvekkilinin hiçbir mecburiyeti olmadığı halde davacıyı edimlerini ifaya davet edip makul süre vermesine rağmen sonuç alınamaması nedeniyle sözleşmeyi feshettiğini, sözleşmelerde atıfta bulunulan —— göre işin müteahhide teslimi için geçici kabulün yapılması bunun için de müteahhit tarafından iş sahibine yazılı dilekçe ile geçici kabul istediğinde bulunulması ve akabinde geçici kabul heyeti kurulması gerektiğini —– bu koşulların hiçbirinin gerçekleşmediğini, bu şartname hükümlerine dayanılarak da iş akdinin feshinin mümkün olduğunu, karşı davasında ise; —–dosyasında alınan bilirkişi raporunda belirlenen değerler dikkate alındığında karşı davalıya—– yapıldığının belirlendiğini, bu maddi kaybın haricinde halihazırda yapımı bitmiş olan inşaat işlerinin önemli bir kısmının sözleşme koşullarına ve ——– olduğu, bu işlerin sözleşme koşullarına uygun hale getirilmesi için önemli harcamalar gerektiği, bir kısım işlerin eksik ve ilgili kurumların teknik şartnamelerine uygun olarak yapılmadığı, bu nedenle yeniden birçok harcama yapılması zorunluluğunun doğduğu, sözleşmede yazılı vergisel yükümlülüklerin yerine getirilmemiş olmasından dolayı ——— aleyhine ciddi vergisel sorunların doğacağı, kalan inşaat ve çevre düzenleme işlerinin tamamlanması için önemli harcamalar yapılmasının zorunlu olduğunu belirterek fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla karşı davalı şirkete fazladan yapılan ödemelere mahsuben —- yapılan işlerin sözleşmelere uygun hale getirilmesi için harcanmak zorunda kalınacak bedele mahsuben —–bir kısım işlerin ilgili kurumların teknik şartnamelerine aykırı yapılmasından dolayı bu işlerin uygun hale getirilmesi için yapılacak harcamalara mahsuben şimdilik—- davalı şirketin tamamlamadığı inşaat ve çevre düzenlemesi işlerinin yapılması için harcanacak bedele mahsuben şimdilik —- sözleşmeden doğacak vergisel yükümlülüklerin yerine getirilmemesinden dolayı doğacak zararlara mahsuben şimdilik—- ilgili dönemlerden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte olmak kaydıyla toplam ——davalı taraftan tahsiline, asıl davanın reddine karar verilmesini talep ve karşı dava etmiştir.
BİRLEŞEN —— SAYILI DAVASINDA;
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirket ile davalı ——– arasında—— imzalandığını, bu sözleşme ve yine taraflar arasında imzalanan —tarihli sözleşmeyi tadil eden ——- göre, müvekkilinin davalı —–tarafından verilen ödeme planı çerçevesinde işi yapıp davalı——– teslim edeceğinin kararlaştırıldığını, müvekkili şirketin sözleşme konusu iş ve imalatları eksiksiz olarak yerine getirdiğini, fakat davalı ——- hakedişe bağlanan bedelleri ödemediğini, bu nedenle —– alacağın ödenmesi için davalı ——- ihtarname gönderildiğini, ancak davalı —— ödeme yapmadığını ve gönderdiği ihtarname ile sözleşmeyi feshettiğini müvekkili şirkete bildirdiğini, feshin haksız olduğunu, ——- dosyasında yaptırılan tespitte binaların —— Tamamlandığının belirtildiğini, davalı ——- aleyhine —-alacağın tahsili için ——– sayılı davanın açıldığını, bu dava ile de sözleşme konusu inşaatın bodrum katında davalı —— isteği üzerine yapılan değişiklikler neticesinde, inşaat imalat alacak bedeli için —— nakliye bedeli için ——— tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalı ——- tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVADA SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı şirketin——– sözleşmelere istinaden müvekkil—– inşaat işlerini, çevre düzenlemesi ve peyzaj işleri de dahil anahtar teslim usulü ile üstlendiğini, bu sözleşmelerde belirtilen sürelerin dolmasına rağmen yapılması gereken inşaat işlerinin tamamlanıp teslim edilemediğini, buna karşılık davacı şirkete —— tarafından peşin ödemeler yapıldığını, ancak sözleşme hükümlerinde belirtilen geçici kabul, kesin hesap ve kesin kabul işlemlerinin taraflar arasında gerçekleşmediğini, hesap tetkik komisyonunun yaptığı tetkikte müvekkili —— davacı müteahhide hakedişinden yaklaşık ——fazla miktarda ödeme yapıldığını tespit ettiğini, müvekkili — davacıya —- ihtarnameyi göndererek taahhüt edilen işlerin — tamamlanmaması halinde sözleşmeden dönüleceğini bildirdiğini, bu ihtar üzerine davacı şirketin müvekkili ——- —- tarihi itibariyle——– alacak iddiasında bulunduğunu, bunun üzerine müvekkili ——- tarafından —– tarihli ihtarname keşide edilerek sözleşmenin feshedildiğinin bildirildiğini, bunun üzerine davacı şirketin —- alacak iddiasıyla—-aleyhine dava açtığını, bu davaya müvekkili ——- tarafından —- fazla ödemeden dolayı karşı dava açıldığını, davacı şirketin —— yıl sonra yeniden aynı sözleşmelere dayanarak başka bir dava açmasının kötü niyetini gösterdiğini, davaların birleştirilmesi gerektiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVANIN AŞAMALARI: Taraflar arasındaki asıl, birleşen ve karşılık—–davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; kapatılan —– üzerinden kabulüne, karşı davanın reddine, taraflarca takip edilmeyen birleşen davanın ise açılmamış sayılmasına dair verilen ——- kararın davalı-karşı davacı ——- vekili tarafından istenilmesi üzerine, yüksek ———- sayılı kararı ile; “…Asıl dava, davalı iş sahibi ——- tarafından yapılan feshin haksızlığının tesbiti ile bakiye iş bedelinin tahsiline karar verilmesi; karşı dava, yüklenici şirkete fazla yapılan ödeme ile eksik ve kusurlu işler bedelinin tahsili ve tazminat, yüklenici şirket tarafından açılan birleşen dava ise sözleşme dışı yapılan fazla işler bedelinin tahsili istemlerine ilişkindir. Mahkemece, asıl davanın ıslahla arttırılan miktar da dikkate alınarak kabulüne, karşı davanın reddine, birleşen davanın esası hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına dair verilen karar davalı ve karşı davacı iş sahibi ——- tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında—– tarihli konut inşaat sözleşmesine ek sözleşmedir.” başlıklı adi yazılı şekilde yapılmış sözleşmeler düzenlenmiş olup; bu sözleşmeler ——- tanımı yapılan eser sözleşmesi niteliğindedir.
Asıl davada, davacı yüklenici şirket, asıl ve ek sözleşme hükümleri uyarınca, edimini yerine getirdiğini, sözleşme konusu inşaatları %95 oranında tamamladıktan sonra davalı kooeparatifin sözleşmeyi haksız olarak feshettiğini belirterek, feshin haksızlığının ve geçersizliğinin tesbitiyle bakiye iş bedelinin tahsiline karar verilmesini istemiştir. Yüklenicinin iş bedeline hak kazanabilmesi için, inşaatı sözleşmeye, plân ve projesine, imar mevzuatı ve teknik kurallara uygun biçimde yapıp, iş sahibine teslim etmesi gerekmektedir. Somut olayda; mahkemece, alınan ——- tarihli bilirkişi raporunda “davaya konu inşaatların belediyece tastik edilmiş mimari, statik, tesisat, kalorifer ve ısı yalıtım projeleri ile yine belediyesince düzenlenerek onaylanmış inşaat ruhsatı bulunmadığından dava konusu binaların kaçak yapı durumunda bulunduğu” belirtilmiştir. —— sayılan istisnalar dışında tüm yapılara yapı ruhsatı alınması zorunludur. Ruhsat verilmesi için gerekli şartlar—— gösterilmiştir. Aksine sözleşmede hüküm yoksa ruhsat alma yükümlülüğü iş sahibine aittir. Taraflar arasındaki gerek asıl ve gerekse ek sözleşmede yapı ruhsatı alınması ediminin yükleniciye ait olduğu kararlaştırılmadığından ——- hükmü gereğince, yapı ruhsatını almak edimi iş sahibi —— aittir. Ruhsat alınmadan ya da ruhsat alınsa bile alınan ruhsata uygun yapılmayan inşaatlar ——- olarak tanımlanır. ——— göre de, emredici hukuk kurallarını içeren ————- niteliğinde olduğundan yasal hale getirilmedikçe ekonomik değer ifade etmez. Ekonomik değer taşımadığı için de yüklenici bu nitelikteki iş ve imalâtın bedelini isteyemez. Ancak; işin yasal duruma getirilmesi halinde yüklenici, hakettiği iş bedelini talep edebilir.
Hâl böyle olunca, öncelikle davalı iş sahibi —— edimi kapsamında olduğundan inşaatların yasal hale getirilmesi ve yapı ruhsatının alınabilmesi için iş sahibi —– yeterli süre ve yetki verilmesi; —— yapı ruhsatı alıp inşaatları yasal hale getirmemesi durumunda aynı sebeple, yüklenici şirkete yetki ve uygun süre verilmesi, verilecek yetki ve uygun süreye rağmen yasal hale getirilmemesi durumunda inşaatların ekonomik değerinden söz edilemeyeceğinden, yüklenici tarafından açılan asıl davanın reddine karar verilmesi gerekir.
İnşaatların yasal hale getirilmesi durumunda ise; dosya kapsamından —- tarihli iddianamesi ile içlerinde yüklenici şirket yetkilisinin ve ——- yetkililerinin de bulunduğu birçok sanık hakkında zimmet ve görevi kötüye kullanmak suçlarından ——– numarasına kayıtlı dosyasında kamu davası açıldığı ve bu davanın halen derdest olduğu anlaşılmaktadır.——- uyarınca, ceza yargılamasında subuta eren maddi olgular hukuk hakimini bağlar. Bir başka deyişle, ceza davasında subuta eren maddi vakıaların hukuk davasında nazara alınacağı açıktır. Ceza mahkemesinin uyuşmazlık konusu olayın tesbitine, diğer bir söyleyişle olayın varlığına ve sanık tarafından işlendiğine ilişkin maddi olgular hakkındaki kesinleşmiş saptaması, aynı konudaki hukuk mahkemesinde de kesin hüküm oluşturur. O halde, görülmekte olan ceza davasının sonuçları temyize konu hukuk davasını etkileyeceğinden mahkemece ——– yargılaması sürdürülen davanın sonucunun beklenmesi, ceza davasında verilecek karar kesinleştikten sonra, ceza davasında subuta eren maddi olgular ve toplanan tüm deliller de değerlendirilmek suretiyle gerçeğin ortaya çıkması için görevlendirilecek 3 kişilik konusunda uzman bilirkişi heyetiyle mahallinde keşif yapılması, denetime elverişli ve gerekçeli rapor alınması ve oluşacak sonuç çerçevesinde yüklenicinin hakettiği iş bedelinin tutarının saptanması gerekir.
Açıklanan hususlar üzerinde durulmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir…” gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda dosyanın aktarıldığı Mahkememizin ——-ilâmıyla önceki kararda direnilmiştir.
Direnme kararını davalı-karşı davacı vekili vekilleri temyiz etmiş olup, dosyanın gönderildiği yüksek ————sayılı ilâmındaki; “Asıl ve karşı dava ile birleşen davalar eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemlerine ilişkindir.
Davacı vekili müvekkili ile davalı arasında akdedilen asıl ve ek sözleşmeler gereği davalıya ait arsa üzerinde inşaat yaparak teslim ettiğini, bağımsız bölümlerin kullanılmaya başlandığını ancak davalı yanca bedelin bir kısmının ödenmediğini ileri sürerek davalı tarafından yapılan feshin haksızlığının ve geçersizliğinin tespitine, hak ediş bedellerinden bakiye — alacaklarından, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik ——– alacağın işlemiş ve işleyecek reeskont faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada ise —— yapılan ek işlere ilişkin alacak dava konusu edilmiştir.
Davacı vekili —— günlü ıslah ile dava değerini ——– çıkartmıştır.
Davalı vekili davacının taahhüt ettiği sürede inşaatı tamamlayamadığını, binanın ————uygun evsafta olmadığını, bu sorunun giderilebilmesi için ilave masraf yapılması gerektiğini; davacının vergi ve diğer yasal sorumluluklarını yerine getirmemesi nedeniyle ——- mali külfet getirildiğini, davalı yetkilileri ile müvekkili ——- eski yöneticileri arasında yapılan işlemlerle aslında ——- civarında fazla ödeme yapıldığının saptandığın ve önceki yönetimin ibra edilmediğini, ayrıca ilgililer hakkında ceza kovuşturması başlatıldığını, eksikliklerin giderilmesi için ihtarla verilen sürenin sonunda karşı yanın edimini yerine getirmemesi üzerine sözleşmenin feshedildiğini, geçici ve kesin kabulün ve kesin hesabın yapılmadığını, bağımsız bölümlerin kullanılmaya başlanmasının teslim anlamına gelmeyeceğini bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiş;
Karşı davasında davacıya yapılan — civarındaki fazla ödemenin şimdilik —- kısmının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece davacı yanın yaptığı imalatlar ve davalının ödemeleri dikkate alınarak asıl davanın ——üzerinden kabulüne, karşı davanın reddine, taraflarca takip edilmeyen birleşen davanın ise işlemden kaldırıldığından (HMK.m.150), bu dava hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına dair verilen karar, davalı-karşı davacı vekilinin temyiz itirazı üzerine—— yukarıda gösterilen gerekçelerle bozulmuş, diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Mahkemece davacı yüklenicinin ruhsat alma yükümlülüğünün bulunmadığı, davacının eseri tamamlayıp teslim ettiğinin, böylelikle sözleşmeden doğan edimini tam olarak ifa ettiğinin tartışmasız olduğu ve bu aşamadan sonra ceza yargılaması sonucunun da eldeki davayı etkilemeyeceği gerekçesiyle önceki kararda direnilmiştir.
Direnme kararı davalı-karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Direnme yolu ile ——–önüne gelen uyuşmazlık; somut olay bakımından eser sözleşmesi uyarınca yapının ruhsata bağlanması yükümlülüğünün yüklenicide mi yoksa iş sahibinde mi olduğu, bu eksikliğin giderilmesinin mümkün olup olmadığı ve bedel talebinin buna bağlanıp bağlanamayacağı ve ——- yöneticileri ve davacı şirket yetkilisi hakkında sürdürülen ceza yargılamasının eldeki dosyaya etkisinin olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Asıl ve birleşen dosya davacısı —- yüklenici, davalı ve karşı davacı —– arsa malikidir. Taraflar arasında — günlü asıl ve ———- ek eser sözleşmeleri yapılmış, bununla yüklenici arsa üzerine bedeli karşılığı bina yapmayı üstlenmiştir.
İş sahibinin ödemeyi borçlandığı bir bedel karşılığında yüklenicinin bir eser meydana getirip teslim etmeyi üstlendiği sözleşmeye “eser sözleşmesi” denir ——–
Tanımından da anlaşılacağı gibi eser sözleşmesi tam iki tarafa borç yükleyen bir sözleşmedir. Yüklenicinin sözleşmeden doğan asli borcu bir eser meydana getirerek bunu iş sahibine teslim etmektir ——— Meydana getirilerek iş sahibine teslim edilen eserin “ayıpsız” olması gerekir. Kanun ayıbın açık tanımını vermemiştir. Ancak ayıbın ağırlığı konusunda bir sıralama yapmıştır. Kanuna göre eserin “…iş sahibinin kullanamayacağı veya hakkaniyet gereği kabule zorlanamayacağı ölçüde ayıplı” olmasını, ——– gerektirmemesi halinde onarımın mümkün olması” halinden ayırmıştır———-
Öğretide ağırlıkla benimsenen tanıma göre; meydana getirilen eserin sözleşmede belirtilen nitelikleri taşımaması ya da dürüstlük kuralına göre eserde bulunması gereken niteliklerden yoksun olması halinde eserin ayıplı olduğu kabul edilmektedir — ——–
Gerek öğretide gerekse uygulamada ayıp maddi, hukuki, ekonomik ve estetik ayıp olarak tasnif edilmektedir. Bu tasnif içinde —–üzerinde durmakta yarar vardır. Hukuki ayıp edim konusu üzerinde, alıcının ondan yararlanmasını veya onun üzerinde tasarruf etmesini engelleyen, malın değerini veya ondan beklenen faydayı etkileyen ve genellikle- kamu hukukundan doğan sınırların bulunmasıdır———-
Nitekim 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 21 nci maddesi uyarınca, anılan Yasanın kapsamına giren bütün yapılar için yapı (inşaat) ruhsatı alınması şarttır. Yasanın 22 nci maddesine göre yapı ruhsatı almak için belediye veya valilik bürolarına yapı sahipleri veya kanuni vekillerince dilekçe ile müracaat edilmelidir; dilekçeye sadece tapu (istisnai hallerde tapu senedi yerine geçecek belge), mimari proje, statik proje, elektrik ve tesisat projeleri, resim ve hesapları, röperli veya yoksa ebatlı kroki eklenmesi gereklidir. Eğer yapı ruhsatsızsa ya da ruhsat ve eklerine aykırı olarak inşa edilmiş ve ruhsata uygun hale de getirilemiyorsa binanın yıkılması gerekir — Ayrıca ruhsatsız yapılarla ilgili idari müeyyideler de uygulanır —–
Hemen belirtmek gerekir ki ——- hükümler kamu düzenine ilişkin olup mahkemeler ve ——— re’sen gözetilir.
Meydana getirilen eserdeki ayıp hükümleri ile İmar Kanunu maddelerinin bir arada değerlendirilmesinden, ruhsatsız bir yapının fiziksel (maddi) anlamda eksiksiz olması halinde dahi hukuken ayıplı sayılacağı ve yüklenicinin ayıptan doğan sorumluluğuna gidilebileceği sonucuna varılmaktadır.
Öte yandan yüklenicinin eser meydana getirip teslim etme borcunun karşısında, eser sözleşmesinin iş sahibine yüklediği edim “bedeli ödemek”tir ————
Sözleşmenin koşulları ya da özelliğine göre daha sonra ifa hakkı bulunmadıkça, karşılıklı edimler içeren sözleşmelerde, sözleşmenin ifasını isteyen tarafın öncelikle kendi borcunu ifa etmiş ya da ifasını önermiş olması gerekir ———– Eser sözleşmesinde de yüklenicinin bedelin ödenmesini istemesi, eseri ayıpsız biçimde teslim etmesi ya da etmeye hazır olduğunu bildirmesi koşuluna bağlıdır. İş sahibi ayıplı eseri teslim almaya zorlanamaz; bu durumda iş sahibinin bedel ödeme borcu da muaccel olmaz. İş sahibi ayıp giderilinceye kadar ödemeden kaçınabilir ———-
Edim konusu inşaat ——— olan eser sözleşmeleri bakımından binanın sözleşme ve eklerine, fen ve sanat kaidelerine, tasdikli projeye, ruhsata ve diğer imar düzenlemelerine uygun olması şarttır; aksi takdirde eserin ayıplı olduğu sonucuna varılır ve bu halde yüklenici iş bedeline hak kazanamaz.
Sözleşmede aksi kararlaştırılmış olmadıkça yapı ruhsatı almak yükümlülüğü iş (arsa) sahibine aittir; bu mükellefiyetin yerine getirilmesi yükleniciden beklenemez. Ancak basiretli bir iş adamı sıfatını taşıyan ehil bir yüklenicinin de ruhsat ve proje olmaksızın inşaata başlamaması ve bunu sürdürmemesi gerekir. Yüklenici bu ilkenin aksine davranmış ise, başka deyişle ruhsat ve gerekli izinleri almaksızın binayı tamamlamışsa iş bedeline hak kazanamaz. Böyle bir durumda yüklenicinin iş bedeline hak kazanabilmesi eğer mümkünse proje ve ruhsat eksiklerinin giderilmesine bağlıdır. Aynı şekilde iş sahibi de projesi ve ruhsatı olmayan bir inşaatta mevcut eksiklik ve kusurlu işlerin giderim bedelini isteyemez.
Somut olaya bakıldığında;
———- cevabi yazısında dava konusu taşınmaz için bir projenin bulunmadığı belirtilmiş; aynı birimin ———- sayılı yazısında taşınmazla ilgili bir imar parselasyonunun bulunmadığı, bu nedenle herhangi bir imar uygulamasının yapılamayacağı ve inşaat hakkında çok sayıda yapı tatil zaptının tutulduğu bildirilmiştir. Yine dosyada bulunan—-dosyasında yapılan tespit sonucu düzenlenen —– tarihli bilirkişi raporu ile dava dosyasında görüşüne başvurulan bilirkişilerce hazırlanan ——— günlü raporda da davaya konu inşaatların belediyece tasdik edilmiş ———– ruhsatsız durumdaki dava konusu binaların ——– niteliğinde olduğu belirtilmiştir. Yüklenicinin de proje ve yapı izin belgesi ———- bulunduğuna dair bir iddiası yoktur.
Yukarıdan beri açıklanan ilkeler ve somut olay bir arada değerlendirildiğinde ilke olarak ruhsata bağlanmamış inşaat nedeniyle yüklenicinin iş bedeli isteyemeyeceği tartışmasızdır. Ancak——— yıllardaki uygulamasında, sırf bu nedenle davanın reddine karar verilmesinin yüklenicinin mağduriyetine neden olduğu da dikkate alınarak, mahkemenin öncelikle onaylı projesi ve yapı izin belgesi bulunmadan yapılan inşaatın imar mevzuatına uygun hale getirilmesinin mümkün olup olamayacağının ilgili idarelerden sorulması ve bilirkişiden alınacak ek raporla saptanmasının gerektiği; bu araştırma ve incelemenin yapılmasından sonra binanın hiç bir şekilde proje ve ruhsata bağlanmasının mümkün olmayacağının anlaşılması halinde, ki böyle bir durumda yıkılması gereken binanın ekonomik değerinin de olmadığı gözetilerek, yüklenicinin açtığı imalat bedeline ilişkin davanın reddinin lazım geldiği benimsenmiştir. Binanın yasal hale getirilmesinin mümkün olduğunun anlaşılması halinde ise ———- öncelikle iş sahibine gerekli projeleri hazırlayıp inşaatı ruhsata bağlatması için süre verilmeli, adı geçenin bunu yerine getirmemesi halinde yüklenicinin bu gerekliliği sağlayabilmesine olanak tanınmalı ve bina yasal hale getirilirse yüklenicinin imalat bedelini isteyebileceği aksi takdirde bedel isteyemeyeceği kabul edilmelidir.
Karşı dava bakımından inşaatların yasal hale getirilmesi durumunda ceza yargılamasına ilişkin dosyanın bekletici mesele yapılması konusundaki bozma ve buna yönelik direnme kararına gelince;
Bu noktada öncelikle ceza mahkemesi kararlarının hukuk davasına etkisi, diğer bir deyişle ceza mahkemesinin hangi kararlarının hukuk mahkemelerini bağlayacağı konusu üzerinde durmakta yarar vardır:
Ceza mahkemesi kararlarının hukuk mahkemesine (davasına) etkisi, hukukumuzda———– düzenlenmiş olup hukuk hakimi, ceza mahkemesinin kesinleşmiş kararları karşısında ilke olarak bağımsız kılınmıştır. Bu ilke ceza kurallarının kamu yararı yönünden bir yasağın yaptırımını; aynı uyuşmazlığı kapsamına alan hukuk kurallarının ise kişi ilişkilerinin medeni hukuk alanında düzenlenmesi ve özellikle tazmin koşullarını öngörmesi esasına dayanmaktadır.
6098 s. Türk Borçlar Kanununun konuyu düzenleyen 74 üncü maddesi:
“Hâkim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hâkimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir.
Aynı şekilde, ceza hâkiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da, hukuk hâkimini bağlamaz” hükmünü amirdir.
Bu açık hüküm karşısında ceza mahkemesince verilen beraat kararı, kusur ve derecesi, zarar tutarı, temyiz gücü ve yükletilme yeterliği, illiyet gibi esasların hukuk hakimini bağlamayacağı konusunda duraksama bulunmamaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, hukuk hakiminin yukarıda açıklanan bu bağımsızlığı sınırsız değildir. Gerek öğretide ve gerekse ——–, ceza hakiminin tespit ettiği maddi olaylarla ve özellikle “fiilin hukuka aykırılığı” konusu ile hukuk hakiminin tamamen bağlı olacağı kabul edilmektedir. Diğer bir anlatımla, maddi olayları ve yasak eylemlerin varlığını saptayan ceza mahkemesi kararı, taraflar yönünden kesin delil niteliğini taşır ———–
Hukuk yargılaması usulü bir şekil hukukudur. Davanın açılması, itirazların ileri sürülmesi, tanıkların ve diğer delillerin bildirilmesi belirli süre koşullarına bağlı kılındığı gibi ikinci tanık listesi verilememesi, iddia ve savunmanın genişletilmesi yasağı gibi yargılamanın süratle sonuçlandırılması gayesi ile belirli kısıtlamalar getirilmiştir. Bunun sonucunda, hukuk hakimi şekli gerçeği arayacak, maddi gerçek öncelikli hedef olmayacaktır. Ancak ceza hakimi bunun tersine öncelikli hedef olarak maddi gerçeğe ulaşmaya çalışacaktır. O halde ceza mahkemesinin maddi nedensellik—— bağını tespit eden kesinleşmiş hükmünün hukuk hakimini bağlamasına, —– engel oluşturmaz ——–
————-ve öğretideki genel kabule göre maddi olgunun tespitine ilişkin ceza mahkemesi kararı hukuk hakimini bağlar. Ceza mahkemesinde bir maddi olayın varlığı ya da yokluğu konusundaki kesinleşmiş kabule rağmen, aynı konunun hukuk mahkemesinde yeniden tartışılması olanaklı değildir.
Tüm bu açıklamalar ışığında somut durum değerlendirildiğinde;
——– numarasına kayıtlı dosyasında —- isnadıyla açılan dava sonunda verilen karar,———– kararla, içlerinde davalı ——- yöneticileri ile davacı şirket yetkililerinin de bulunduğu bir kısım sanıklar için araştırmaya yönelik olarak bozulmuştur. Bu haliyle anılan davanın halen derdest olduğu anlaşılmaktadır. Bozma sonrası yapılacak yargılamada verilen kararın eldeki alacak davasını etkileyeceği tartışmasızdır. Bu durumda ———- yargılaması sürdürülen davanın sonucunun beklenmesi, ceza davasında verilecek karar kesinleştikten sonra, ceza davasında sübuta eren maddi olgular ve toplanan tüm deliller de değerlendirilmek suretiyle gerçeğin ortaya çıkması için görevlendirilecek konusunda uzman 3 kişilik bilirkişi heyetiyle mahallinde keşif yapılması, denetime elverişli ve gerekçeli rapor alınması ve bu suretle asıl ve ek raporlar ve ek raporların kendi aralarındaki çelişkilerin giderilmesi sağlanarak—— oluşacak sonuç çerçevesinde yüklenicinin hak ettiği iş bedelinin tutarının saptanması gerekir.
Son olarak; birleşen davanın açılmamış sayılmasına (HMK.m.150) karar verilmesine rağmen “…davalı vekili için takdir olunan ———–vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,” şeklinde kurulan hüküm de Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 326/1 inci maddesine aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
Yukarıda yapılan açıklamalara göre ——– kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.” şeklindeki gerekçeyle Mahkememizin direnme kararının bozulmasına karar verilmiş ve Mahkememizce bozma ilâmına uygun şekilde yeniden yargılama yapılmıştır.
DAVANIN VE ÇEKİŞMELİ KONULARIN TESPİTİ, DELİLLER, DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ NEDENLER VE SONUÇ:
1-Davanın, istemlerin ve bozma ilâmları doğrultusunda yapılacaklarının tespiti: Asıl ve karşı dava ile birleşen davalar eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemlerine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkili————arasında akdedilen asıl ve ek sözleşmeler gereği davalıya ait arsa üzerinde inşaat yaparak teslim ettiğini, bağımsız bölümlerin kullanılmaya başlandığını ancak davalı yanca — ileri sürerek davalı tarafından yapılan feshin haksızlığının ve geçersizliğinin tespitine, hak ediş bedellerinden bakiye —- alacaklarından, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik ——alacağın işlemiş ve işleyecek reeskont faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada ise asıl davanın açıldığı tarihte yapılan ek işlere ilişkin alacak dava konusu edilmiştir.
Davacı vekili —– günlü ıslah dilekçesi ile asıl dava değerini ———çıkartmıştır.
Davalı vekili, davacının taahhüt ettiği sürede inşaatı tamamlayamadığını, ——–evsafta olmadığını, bu sorunun giderilebilmesi için ilave masraf yapılması gerektiğini; davacının vergi ve diğer yasal sorumluluklarını yerine getirmemesi nedeniyle —— mali külfet getirildiğini, davalı yetkilileri ile müvekkili —– eski yöneticileri arasında yapılan işlemlerle aslında ———- ödeme yapıldığının saptandığın ve önceki yönetimin ibra edilmediğini, ayrıca ilgililer hakkında ceza kovuşturması başlatıldığını, eksikliklerin giderilmesi için ihtarla verilen sürenin sonunda karşı yanın edimini yerine getirmemesi üzerine sözleşmenin feshedildiğini, geçici ve kesin kabulün ve kesin hesabın yapılmadığını, bağımsız bölümlerin kullanılmaya başlanmasının teslim anlamına gelmeyeceğini bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiş, karşı davasında davacıya yapılan —- civarındaki fazla ödemenin şimdilik —– kısmının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkememizce davacı yanın yaptığı imalatlar ve davalının ödemeleri dikkate alınarak asıl davanın —–üzerinden kabulüne, karşı davanın reddine, taraflarca takip edilmeyen birleşen davanın ise işlemden kaldırıldığından —— bu dava hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına dair verilen karar, davalı-karşı davacı vekilinin temyiz itirazı üzerine yüksek ——— sayılı ilâmıyla bozulmuş, diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Mahkememizce davacı yüklenicinin ruhsat alma yükümlülüğünün bulunmadığı, davacının eseri tamamlayıp teslim ettiğinin, böylelikle sözleşmeden doğan edimini tam olarak ifa ettiğinin tartışmasız olduğu ve bu aşamadan sonra ceza yargılaması sonucunun da eldeki davayı etkilemeyeceği gerekçesiyle önceki kararda direnilmiştir.
Direnme kararı davalı-karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Direnme yolu ile——- önüne gelen uyuşmazlık; somut olay bakımından eser sözleşmesi uyarınca yapının ruhsata bağlanması yükümlülüğünün yüklenicide mi yoksa iş sahibinde mi olduğu, bu eksikliğin giderilmesinin mümkün olup olmadığı ve bedel talebinin buna bağlanıp bağlanamayacağı ve —— yöneticileri ve davacı şirket yetkilisi hakkında sürdürülen ceza yargılamasının eldeki dosyaya etkisinin olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Asıl ve birleşen dosya davacısı —- yüklenici, davalı ve karşı davacı —- malikidir. Taraflar arasında ———- sözleşmeleri yapılmış, bununla yüklenici arsa üzerine bedeli karşılığı bina yapmayı üstlenmiştir.
İş sahibinin ödemeyi borçlandığı bir bedel karşılığında yüklenicinin bir eser meydana getirip teslim etmeyi üstlendiği sözleşmeye — denir———-
Tanımından da anlaşılacağı gibi eser sözleşmesi tam iki tarafa borç yükleyen bir sözleşmedir. Yüklenicinin sözleşmeden doğan asli borcu bir eser meydana getirerek bunu iş sahibine teslim etmektir———- Meydana getirilerek iş sahibine teslim edilen eserin ——–olması gerekir. Kanun ayıbın açık tanımını vermemiştir. Ancak ayıbın ağırlığı konusunda bir sıralama yapmıştır. Kanuna göre eserin “…iş sahibinin kullanamayacağı veya hakkaniyet gereği kabule zorlanamayacağı ölçüde ayıplı” olmasını, “aşırı masraf gerektirmemesi halinde onarımın mümkün olması” halinden ayırmıştır———–
Öğretide ağırlıkla benimsenen tanıma göre; meydana getirilen eserin sözleşmede belirtilen nitelikleri taşımaması ya da dürüstlük kuralına göre eserde bulunması gereken niteliklerden yoksun olması halinde eserin ayıplı olduğu kabul edilmektedir ———-
Gerek öğretide gerekse uygulamada ayıp maddi, hukuki, ekonomik ve estetik ayıp olarak tasnif edilmektedir. Bu tasnif içinde ——– üzerinde durmakta yarar vardır. Hukuki ayıp edim konusu üzerinde, alıcının ondan yararlanmasını veya onun üzerinde tasarruf etmesini engelleyen, malın değerini veya ondan beklenen faydayı etkileyen ve genellikle- kamu hukukundan doğan sınırların bulunmasıdır ——–
Nitekim ——– uyarınca, anılan Yasanın kapsamına giren bütün yapılar için yapı (inşaat) ruhsatı alınması şarttır. ——- göre yapı ruhsatı almak için belediye veya valilik bürolarına yapı sahipleri veya kanuni vekillerince dilekçe ile müracaat edilmelidir; dilekçeye sadece tapu —— mimari proje, statik proje, elektrik ve tesisat projeleri, resim ve hesapları, röperli veya yoksa ebatlı kroki eklenmesi gereklidir. Eğer yapı ruhsatsızsa ya da ruhsat ve eklerine aykırı olarak inşa edilmiş ve ruhsata uygun hale de getirilemiyorsa binanın yıkılması gerekir—- Ayrıca ruhsatsız yapılarla ilgili idari müeyyideler de uygulanır —–
Hemen belirtmek gerekir ki İmar Kanunundaki hükümler kamu düzenine ilişkin olup mahkemeler ve ——— re’sen gözetilir.
Meydana getirilen eserdeki ayıp hükümleri ile İmar Kanunu maddelerinin bir arada değerlendirilmesinden, ruhsatsız bir yapının fiziksel (maddi) anlamda eksiksiz olması halinde dahi hukuken ayıplı sayılacağı ve yüklenicinin ayıptan doğan sorumluluğuna gidilebileceği sonucuna varılmaktadır.
Öte yandan yüklenicinin eser meydana getirip teslim etme borcunun karşısında, eser sözleşmesinin iş sahibine yüklediği edim “bedeli ödemek”tir ——-
Sözleşmenin koşulları ya da özelliğine göre daha sonra ifa hakkı bulunmadıkça, karşılıklı edimler içeren sözleşmelerde, sözleşmenin ifasını isteyen tarafın öncelikle kendi borcunu ifa etmiş ya da ifasını önermiş olması gerekir ——- Eser sözleşmesinde de yüklenicinin bedelin ödenmesini istemesi, eseri ayıpsız biçimde teslim etmesi ya da etmeye hazır olduğunu bildirmesi koşuluna bağlıdır. İş sahibi ayıplı eseri teslim almaya zorlanamaz; bu durumda iş sahibinin bedel ödeme borcu da muaccel olmaz. İş sahibi ayıp giderilinceye kadar ödemeden kaçınabilir ———— sözleşmeleri bakımından binanın sözleşme ve eklerine, fen ve sanat kaidelerine, tasdikli projeye, ruhsata ve diğer imar düzenlemelerine uygun olması şarttır; aksi takdirde eserin ayıplı olduğu sonucuna varılır ve bu halde yüklenici iş bedeline hak kazanamaz.
Sözleşmede aksi kararlaştırılmış olmadıkça yapı ruhsatı almak yükümlülüğü iş (arsa) sahibine aittir; bu mükellefiyetin yerine getirilmesi yükleniciden beklenemez. Ancak basiretli bir iş adamı sıfatını taşıyan ehil bir yüklenicinin de ruhsat ve proje olmaksızın inşaata başlamaması ve bunu sürdürmemesi gerekir. Yüklenici bu ilkenin aksine davranmış ise, başka deyişle ruhsat ve gerekli izinleri almaksızın binayı tamamlamışsa iş bedeline hak kazanamaz. Böyle bir durumda yüklenicinin iş bedeline hak kazanabilmesi eğer mümkünse proje ve ruhsat eksiklerinin giderilmesine bağlıdır. Aynı şekilde iş sahibi de projesi ve ruhsatı olmayan bir inşaatta mevcut eksiklik ve kusurlu işlerin giderim bedelini isteyemez.
Somut olaya bakıldığında;
——– cevabi yazısında dava konusu taşınmaz için bir projenin bulunmadığı belirtilmiş; aynı birimin —– sayılı yazısında taşınmazla ilgili bir imar parselasyonunun bulunmadığı, bu nedenle herhangi bir imar uygulamasının yapılamayacağı ve inşaat hakkında çok sayıda yapı tatil zaptının tutulduğu bildirilmiştir. Yine dosyada bulunan —- sayılı dosyasında yapılan tespit sonucu düzenlenen —– tarihli bilirkişi raporu ile dava dosyasında görüşüne başvurulan bilirkişilerce hazırlanan ——– günlü raporda da davaya konu inşaatların belediyece tasdik edilmiş mimari, statik, tesisat, kalorifer ve ısı yalıtım projelerinin bulunmadığı” ve ruhsatsız durumdaki dava konusu binaların “kaçak yapı” niteliğinde olduğu belirtilmiştir. Yüklenicinin de proje ve yapı izin belgesi (inşaat ruhsatı) bulunduğuna dair bir iddiası yoktur.
Yukarıdan beri açıklanan ilkeler ve somut olay bir arada değerlendirildiğinde; ilke olarak “ruhsata bağlanmamış inşaat nedeniyle yüklenicinin iş bedeli isteyemeyeceği” tartışmasızdır. Ancak yüksek ——–son yıllardaki uygulamasında, sırf bu nedenle davanın reddine karar verilmesinin “yüklenicinin mağduriyetine” neden olduğu da dikkate alınarak, mahkememizin öncelikle “onaylı projesi ve yapı izin belgesi bulunmadan yapılan inşaatın imar mevzuatına uygun hale getirilmesinin mümkün olup olamayacağının” ilgili idarelerden sorulması ve bilirkişiden alınacak ek raporla saptanması, bu araştırma ve incelemenin yapılmasından sonra binanın hiç bir şekilde proje ve ruhsata bağlanmasının mümkün olmayacağının anlaşılması halinde “ki böyle bir durumda yıkılması gereken binanın ekonomik değerinin de olmadığı gözetilerek” yüklenicinin açtığı imalat bedeline ilişkin davanın reddinin lazım geldiği anlaşılmıştır. Binanın yasal hale getirilmesinin mümkün olduğunun anlaşılması halinde ise ——- öncelikle iş sahibine gerekli projeleri hazırlayıp inşaatı ruhsata bağlatması için süre verilmeli, adı geçenin bunu yerine getirmemesi halinde yüklenicinin bu gerekliliği sağlayabilmesine olanak tanınmalı ve bina yasal hale getirilirse yüklenicinin imalat bedelini isteyebileceği aksi takdirde bedel isteyemeyeceği kabul edilmelidir.
Karşı dava bakımından inşaatların yasal hale getirilmesi durumunda ceza yargılamasına ilişkin dosyanın bekletici mesele yapılması konusunda ise, kapatılan —— numarasına kayıtlı dosyasında “zimmet ve görevi kötüye kullanma” isnadıyla açılan dava sonunda verilen karar,———— kararla, içlerinde davalı —— yöneticileri ile davacı şirket yetkililerinin de bulunduğu bir kısım sanıklar için araştırmaya yönelik olarak bozulmuştur. Bu haliyle anılan davanın halen derdest olduğu anlaşılmaktadır. ——sonrası yapılacak yargılamada verilen kararın eldeki alacak davasını etkileyeceği tartışmasızdır. Bu durumda———– yargılaması sürdürülen davanın sonucunun beklenmesi, ceza davasında verilecek karar kesinleştikten sonra, ceza davasında sübuta eren maddi olgular ve toplanan tüm deliller de değerlendirilmek suretiyle gerçeğin ortaya çıkması için görevlendirilecek konusunda uzman 3 kişilik bilirkişi heyetiyle mahallinde keşif yapılması, denetime elverişli ve gerekçeli rapor alınması ve bu suretle asıl ve ek raporlar ve ek raporların kendi aralarındaki çelişkilerin giderilmesi sağlanarak (HMK.m.281) oluşacak sonuç çerçevesinde yüklenicinin hak ettiği iş bedelinin tutarının saptanması gereklidir.
Birleşen davada verilen davanın açılmamış sayılmasına ilişkin kararla ilgili olarak da, vekalet ücreti davalı lehine verilmelidir.
2-Birleşen davayla ilgili inceleme ve gerekçe: Öncelikle birleşen—— dosyasındaki davanın HMK’nin 150. Maddesi uyarınca ——- tarihi itibariyle açılmamış sayılmasına karar verilecek olduğundan bu davayla ilgili esastan inceleme yapılmasına gerek bulunmayıp, sadece hüküm fıkrasında, birleşen davayla ilgili yargılama masrafları ve vekalet ücretinin birleşen dava davacısı—– alınarak, daval———— verilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
3-Asıl davayla ilgili inceleme ve gerekçe: Asıl davada, asıl dava ve karşı dava yönünden yüksek ——— ilâmları doğrultusunda gerekli deliller toplanmış, onaylı projesi ve yapı izin belgesi bulunmadan yapılan inşaatın imar mevzuatına uygun hale getirilmesinin mümkün olup olamayacağı ilgili idarelerden sorulmuş, sonrasında konusunda uzman bilirkişi heyetiyle mahallinde keşif yapılmış, ——– davanın sonuçlanması beklenmiş, bilirkişi heyetinden önceki raporlardaki çelişkiyi giderecek şekilde denetime elverişli rapor alınmak suretiyle uyuşmazlığın çözümü yoluna gidilmiştir.
3-a)Dava Konusu Taşınmazın Tapu Kaydı: Dava konusu taşınmaz; ———- taşınmazdır.
3-b)Sözleşmeler: Dosyaya örnekleri ibraz edilen sözleşmelerin incelenmesinde;
3-b-1)—— konur yapılması kararlaştırılmıştır.
Söz konu sözleşmede———– her türlü teknik şartnameler esaslarına. ——— olarak inşa edileceği.” Belirtilmiştir.
——- “İnşa edilecek binalar ile ilgili her türlü imalatın ——– yılını takip eden yıllarda yapılacak imalatlar için de imalatın yapıldığı yılın ——— fiyatları ve nakliye fiyatlarının — olarak uygulanacağı. ——uygulamaları gereği ödenen demir, çimento, akaryakıt vb. ile nakliye zamlarının müteahhide ayrıca ödeneceği, bunların dışında müteahhidin zam talep etmeyeceği.”Hükümleri yer almaktadır.
Sözleşmenin 3.maddesinde; taahhüt edilen işin yapılmasında uygulanacak esaslar. 4. maddesinde; İşe başlama, iş müddeti, vergi, tazminat ve masraflar. 5. maddesinde; devir ve temlik işleri. 6.maddesinde; geçici kabul işlemleri, 7. maddesinde; kesin kabul işleri, 8. maddesinde; süre uzatımı. 13.maddesinde; işin kontrolü, 14. maddesinde; ödeme şartları, 15. maddesinde ise sözleşmenin fesih hususları belirlenmiştir.
3-b-2)Taraflar arasında imzalanan———tarihli ek sözleşmeye göre; taraflar arasında daha önce düzenlenen —— tarihli sözleşmenin aynen geçerli olup, ancak bu sözleşme istisna olarak taraflarca uyulması konusunda mutabık kalınan hususlar aşağıda açıklandığı şekilde belirlenmiştir.
Sözleşmenin 2. Maddesinde; “binalar ile ilgili her türlü imalatın yapıldığı yıl———-ilave edilerek uygulanacağı, demir, çimento, akaryakıt vb. ile nakliye zamlarının müteahhide ayrıca ödenecek olduğu,”
Sözleşmenin 3. maddesinde; “Müteahhit bu sözleşme ile yapmayı taahhüt ettiği mahal listelerinde kayıtlı bulunan bütün işleri, sözleşmenin ayrılmaz parçalarını teşkil eden projeler, inşaat teknik şartnamesi, elektrik, asansör, kalorifer, temiz ve pissu tesisatı şartnameleri, ———– ve ona göre iş yapmaya mecbur olduğunu. —– yapımını veya değişimini istediği imalatı müteahhidin yapmaya mecbur olduğu, ancak yapılan imalatın değerlendirilmesinin ——– birim fiyat listesinde varsa, o listeye göre, yoksa ——- ile müteahhitçe birlikte hazırlanıp iki tarafın kabul edeceği fiyat analizine göre yapılacağı,”
Sözleşmenin 14. Maddesinde; ödeme şartları ile ilgili olarak, “Her ay yapılacak imalat, ihzarat ve nakliye bedelleri ile ilgili olarak sözleşmenin 2.maddesinde belirtilen esaslar göre hak ediş tanzim edilerek tutarın en geç 30 gün içerisinde müteahhide ödeneceği, yapılacak ödemenin bu süreyi geçmesi halinde müteahhide ödeme tarihi baz alınarak ödeme tarihindeki ——– birim fiyatlarının uygulanmasını talep edebileceği veya gecikilen ödemde tutarına —— belirlediği oranda ticari reeskont faizi ödenmesini talep edebileceği,” hususlarında değişiklik yapılmıştır.
3-c)———-Yazıları:
3-c-1)————-fıkralarında sayılan alanlar dışında kalan diğer bütün alanlardaki ———tarihinden önce ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı olarak yapılmış yapılar için yapı maliklerinden herhangi birisi veya vekili tarafından—–üzerinden müracaat edilmesi yapıya ilişkin bilgilerin beyan edilmesi ve yapı kayıt bedelinin ödenmesinden sonra———- üzerinden olmaktadır. Yani,——- herhangi bir idareye müracaat veya herhangi bir idare tarafından belge verilmesi veya belgenin herhangi bir idarenin onaylaması söz konusu olmayıp, müracaatta bulunan tarafından —- üzerinden yapıya ilişkin bilgilerin beyan edilmesi üzerine sistem tarafından otomatik olarak üretilmektedir.
Yapı kayıt sisteminde yapılan incelemede, ——alınmadığı tespit edilmiştir.” içerikli olduğu tespit edilmiştir.
3-c-2)——–tarafından fiili olarak oluşturulan——– bulunmaktadır. Söz konusu binalar ile ilgili onaylı projesi ve yapı izin belgesi bulunmadan yapılan inşaatın imar mevzuatına hale getirilmesinin mümkün olup olmayacağı yönünden yapılan değerlendirmede; öncelikle———— kalmakta olduğu tespit edilmiştir. Bu sebeple, ilgi yazınızda belirtilen ihtilaf konusu yapıların onaylı imar planına, plan notlarına, imar yönetmeliği hükümlerine uymak ve parselde yer alan diğer bütün hissedarların da muvafakatinin alınmasına ve ilgili mevzuatlara uygunluğunun sağlanması şartıyla ilgilisinin —–ruhsat işlemleri için müracaat etmesi halinde tarafımızca değerlendirmeler yapılabilecektir.
Ayrıca yukarıda belirtilen müracaatın haricinde, ———a eklenen geçici———–sahibi vatandaşlar tarafından —– üzerinden yapılacak müracaatlar ile yapı kayıt belgesi verilerek iskan sorunlarının daha da kısa sürede çözümlenmesi hedeflendiğinden, ilgi yazına konu ——– bulunan binalar ili ilgili olarak da öncelikle arsa sahibi tarafından gerekli müracaatın yapılmasının uygun olacağı kanaatinde olduğumuzu bildiririz.” Şeklindedir.
3-c-3)———-düzenlediği anlaşılmıştır.
3-d)İlk yargılamada düzenlenen bilirkişi raporları:
3-d-1)Mahkememize dava açılmadan önce—— dosyasına verilmiş bulunan ———- edilen sitede toplam —- düştüğü, —– olduğu belirtilmiştir.
Tespite konu —–tasdikli veya tasdiksiz projeler ve yapı ruhsatına rastlanmadığı, inşaatın — tamamlandığı, tamamlanan işin bedelinin —— olduğu belirtilmiştir.
Binaların kaçak yapı konumunda olduğu, sitede tespit edilen eksikliklerin tamamlanması için ———süreye ihtiyaç bulunduğu, , şeklinde açıklanmıştır.
3-d-2)Mahkememizin ——— tarihli heyet raporunda; davacı ———– dava konusu eser sözleşmesine dayalı olarak hak edişlerden doğan bir alacağının bulunmadığı, mevcut defter ve ödeme kayıtlarına göre davalı/karşı davalı —– hak ediş ödemelerinden dolayı —- fazladan ödemede bulunduğu, bu miktarı talepte haklı olduğu, yapılan inşaat işleri dolayısıyla —– yerine getirilmeyen vergisel yükümlüğünün —- olacağı, şeklinde tespitte bulunulmuştur.
3-d-3)Mahkememize sunulan —- tarihli bilirkişi raporunda, söz konusu yapıların ruhsatsız olarak inşa edilmiş olduğunu, — tarihli birinci ek raporda, kesin hak ediş nedeniyle davacı müteahhit firmanın talep edebileceği tutar — tarihli ikinci ek raporda ise davacı alacağı tutar —— olarak hesap ve takdir edilmiştir.
3-e)Keşif: Bozma ilâmına uygun şekilde mahkememizce yapılan — tarihli keşifte, davaya konu edilen yapıların, ———— olduğu, söz konusu yapıların, ayrık nizam, betonarme karkas tarzında inşa edilmiş blok tipinde olduğu, yapı inşasının tamamlanmış olduğu, çevre duvarı ile peyzaj düzenlemesinin tamamlanmış vaziyette hak sahiplerince kullanılmakta olduğu,
—- Sitesinde;
———- bölüm bulunmaktadır.
—— bulunmaktadır.
—— bulunmaktadır.
—–bulunmaktadır.
—– bulunmaktadır.
—– bulunmaktadır.
—— bulunmaktadır.
—– bulunmaktadır.
—— bulunmaktadır.
—— bulunmaktadır.
—– bulunmaktadır.
——bulunduğu,
——— bölümün bulunduğu tespit olunmuştur.
Keşif sırasında ——- yönetimince —- bloklarda giriş kat eksiklikleri ile, site içindeki beton parke kaldırım ve —– öncede mantolamanın kooperatifçe yapılmış olduğu” beyan edilmiştir.
3-f)Bozma öncesi düzenlenen bilirkişi raporlarının değerlendirilmesi ve bozma sonrası düzenlenen bilirkişi raporu: Dosya kapsamına ve —— raporlarında da açıklandığı üzere———- ——- binalarına ilişkin olarak, söz konusu blokların mimari-statik-elektrik- tesisat-kalorifer ve ısı yalıtım vb. gibi projeleri ile bu projelere göre alınmış resmi bir yapı ruhsatı bulunmamaktadır.
Bu duruma göre de, davaya konu edilen yapılar; —– soncunda ruhsatsız ve projesiz yapılar olup, bir başka anlatımla kaçak yapı durumunda bulunmaktadır.
Diğer yandan bozma öncesi düzenlenen —- tanzim tarihli bilirkişi ek raporunda; davacı müteahhidin kesin hak ediş tutarı alacağı —- olduğu, bu tutardan—- nefaset kesintisi olan —- tenzili sonrası kalan kesin hakediş tutarı —- olduğu hesap edilmiştir.
—— tarihli bilirkişi raporunda, davacı/karşı davacı ——- ticari defter incelemelerinde, davacı/karşı davalı yana ödenen ve aldığı hizmet faturaları yıllar itibarıyla dökümü yapılarak ödeme tutarı —– olarak kabul edilmiştir.
Davacı alacağı ise; ——– ve takdir edilmiştir.
Gene, bozma öncesi bilirkişi heyetince düzenlenen — tanzim tarihli ikinci ek raporda;—— bilirkişi raporunda, —-yılı sonu itibarıyla davalı/karşı davacı —– —-yılı sonu itibarıyla davacı müteahhitten ———–alacaklı olduğu” saptanmış olduğu kabul edilerek mahsup edilecek tutarın—– olduğu kanaatine varıldığı sonucuna ulaşılmıştır.
Bu duruma göre davacı müteahhit alacağı; ———- hesap ve takdir edilmiştir.
—– tarihli 3. Ek raporda; asıl davada taraflar arasında akdedilmiş bulunan — sözleşmelere istinaden yapılan iş ve imalatlar nedeniyle talep edebileceği kesin hesap alacağının ———- kesin hesap alacağı bulunduğundan, karşı davanın dayanaksız kaldığı, birleşen dava ise talep edilen imalatların daha önce mahkemeye sunulan raporlarda yer alan kesin hesap içinde ödenmiş olduğu ,bu imalatların davalının başka müteahhitlere yaptırdığı imalatlarla aynı nitelikte imalatlar olduğu yönünde kanaat bildirilmiştir.
Bozma sonrasında bilirkişiler inşaat mühendisi bilirkişi ——— nitelikli hesaplamalar uzmanı bilirkişi—- tarafından düzenlenen—- tarihli bilirkişi raporunda; yapılan keşif ve önceki bilirkişi raporları üzerinde yapılan incelemede, önceki heyetin —- tarihinde tanzim etmiş olduğu üçüncü ek rapordaki ————– olarak hesaplanan tutarın yerinde ve orantılı bir hesap tarzı olduğu yönünde kanaat bildirilmiştir.
3-g)Bozma ilâmında bekletici mesele yapılması istenen ceza dosyası: ——- sayılı dosyası ile davalı —— eski yöneticileri aleyhine görevin kasten ihmali suretiyle ve zimmete yardımcı olmak suçlarından açılan davada; ——– sayılı dosyası ile alınan ———- tarihli ek raporunda; sanık —— yöneticilerinin zimmet ve görevi kötüye kullanma suçlarının yasal unsurlarının oluşmadığı ve ——- zarara uğratmadıkları kanaatine varıldığı, mahkemece —-tarihli kararı ile sanıkların beraatlerine karar verildiği, kararın temyiz edildiği——- kararı ile; sanıklar ——— zamanaşımı nedeni ile düşmesine, sanıklar ——— yönünden ise ———— bozulmasına karar verildiği,—— sırasına kaydedilen dosyada, bilirkişi incelemesi yapılması için dosyanın——— bilirkişi kurulu raporunda;—-sonra Sayın Mahkeme tarafından inşaat konusunda uzman bilirkişilerin iştiraki ile mahallinde keşif yapılıp, ——-birim fiyatları esas alınarak toplam inşaat maliyetinin bilirkişiden alınan raporla saptandığına dair herhangi bir bilgi veya belgenin dosya kapsamında fiilen mevcut olmadığı, ——sayılı ilamında bahis konusu edilen “sanıkların fiili olarak görev yaptıkları dönem ———– —— ait defter, kayıt, belgeler ve tüm dokümanların da kül halinde” dosya kapsamında fiilen mevcut olmadığı, yukarıdaki hususların bir bütün olarak tetkik ve değerlendirilmesi halinde, Bilirkişi Heyetimiz tarafından mevcut dosya kapsamı itibariyle, Sayın Mahkeme tarafından talep olunan:———– ilamında bahis konusu edildiği şekilde bir Bilirkişi Raporu hazırlanmasının…” fiili olarak mümkün olmadığı, böyle bir raporun, ——- ilamında yer alan hususlar yerine getirildikten ve gerekli evraklar dosyaya kazandırıldıktan sonra iddiaların uzun bir dönemi kapsaması ve inceleme sırasında ihtiyaç duyulacak belgelere daha kolay ulaşma/temin etme imkanı da dikkate alınmak suretiyle,———— oluşturulacak bir Bilirkişi Heyetinden böyle bir raporun talep olunmasının, daha isabetli bir yaklaşım olacağı” yönünde görüş bildirilmiş, ancak —— karar sayılı ilâmıyla sanıklar —- hakkında görevi kötüye kullanma suçundan açılan davanın ———–ilâmı nedeniyle düşürülmesine karar verildiğinden bu sanıklar hakkında yeniden karar verilmesine yer olmadığına, sanıklar —— zimmet suçundan açılan davanın zamanaşımı nedeniyle düşürülmesine karar verildiği, kararın temyiz edilmeksizin ——- tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
3-ğ)Asıl dava ve karşı dava ile ilgili delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hukuki nedenler ve sonuç: İşbu davada, davacı vekili müvekkili ile davalı arasında akdedilen asıl ve ek sözleşmeler gereği davalıya ait arsa üzerinde inşaat yaparak teslim ettiğini, bağımsız bölümlerin kullanılmaya başlandığını ancak davalı yanca bedelin bir kısmının ödenmediğini ileri sürerek davalı tarafından yapılan feshin haksızlığının ve geçersizliğinin tespitine, hak ediş bedellerinden bakiye —- alacaklarından, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik —–alacağın işlemiş ve işleyecek reeskont faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, —-günlü ıslah dilekçesi ile dava değerini———– çıkartmıştır.
Davalı vekili, davacının taahhüt ettiği sürede inşaatı tamamlayamadığını, binanın ——— uygun evsafta olmadığını, bu sorunun giderilebilmesi için ilave masraf yapılması gerektiğini; davacının vergi ve diğer yasal sorumluluklarını yerine getirmemesi nedeniyle ——— mali külfet getirildiğini, davalı yetkilileri ile müvekkili —– eski yöneticileri arasında yapılan işlemlerle aslında ——– civarında fazla ödeme yapıldığının saptandığın ve önceki yönetimin ibra edilmediğini, ayrıca ilgililer hakkında ceza kovuşturması başlatıldığını, eksikliklerin giderilmesi için ihtarla verilen sürenin sonunda karşı yanın edimini yerine getirmemesi üzerine sözleşmenin feshedildiğini, geçici ve kesin kabulün ve kesin hesabın yapılmadığını, bağımsız bölümlerin kullanılmaya başlanmasının teslim anlamına gelmeyeceğini bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiş; karşı davasında davacıya yapılan —-civarındaki fazla ödemenin şimdilik —– kısmının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkememizce, davacı yanın yaptığı imalatlar ve davalının ödemeleri dikkate alınarak asıl davanın —- üzerinden kabulüne, karşı davanın reddine, taraflarca takip edilmeyen birleşen davanın ise işlemden kaldırıldığından (HMK.m.150), bu dava hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına dair verilen karar, davalı-karşı davacı vekilinin temyiz itirazı üzerine yüksek ——– bozulmuş, Mahkememizce, davacı yüklenicinin ruhsat alma yükümlülüğünün bulunmadığı, davacının eseri tamamlayıp teslim ettiğinin, böylelikle sözleşmeden doğan edimini tam olarak ifa ettiğinin tartışmasız olduğu ve bu aşamadan sonra ceza yargılaması sonucunun da eldeki davayı etkilemeyeceği gerekçesiyle önceki kararda direnilmiş, bu karar —— inşaat nedeniyle yüklenicinin iş bedeli isteyemeyeceği tartışmasızdır. Ancak —- son yıllardaki uygulamasında, sırf bu nedenle davanın reddine karar verilmesinin yüklenicinin mağduriyetine neden olduğu da dikkate alınarak, mahkemenin öncelikle onaylı projesi ve yapı izni belgesi bulunmadan yapılan inşaatın imar mevzuatına uygun hale getirilmesinin mümkün olup olmayacağının ilgili idarelerden sorulması ve bilirkişiden alınacak ek raporla saptanmasının gerektiği. Bu araştırma ve incelemenin yapılmasından sonra binanın hiçbir şekilde proje ve ruhsata bağlanmasının mümkün olmayacağının anlaşılması halinde, ki böyle bir durumda yıkılması gereken binanın ekonomik değerinin de olmadığı gözetilerek, yüklenicinin açtığı imalat bedeline ilişkin davanın reddi lazım geldiği benimsenmiştir.Binanın yasal hale getirilmesinin mümkün olduğunun anlaşılması halinde ise——- öncelikle iş sahibine gerekli projelerin hazırlayıp inşaatın ruhsata bağlatması için süre verilmeli, adı geçenin bunu yerine getirmemesi halinde yüklenicinin bu gerekliliği sağlayabilmesine olanak tanınmalı ve bina yasal hale getirilirse yüklenicinin imalat bedelini isteyebileceği aksi takdirde bedel istemeyeceği kabul edilmelidir.”gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkememizce, bozma sonrasında —- tarihli ara kararla “ İmar barışı hükümlerine göre binanın yasal hale getirilmesi için —- müracaatını yapmak üzere davalı-karşı davacı —— kadar süre ve yetki verilmesine ,aksi halde bu başvuru hakkından vazgeçmiş sayılmasına ve mevcut duruma göre karar verileceğinin ihtarına” karar verilmiştir.
Dosyaya sunulan —— kapsamında yapı kayıt belgesi alınmadığı tespit edilmiştir.” denilmektedir.
Dosyaya sunulan ———— kapsamında taşınmazın tamamı için yapı kayıt belgesi alınmadığı, taşınmazda bir kısım binalara ayrı ayrı yapı kayıt belgesi alınmış olduğu anlaşılmıştır.
Dosyada bulunan işin devamı sırasında düzenlenen davalı —– tarafından herhangi bir ihtirazı kayıt konulmaksızın mühür ve imza ile onaylanan hakkedişlerin;
—–
—–
—–
—–
—–
—–
—-
—–

—–
—-
—-
—-
—– olduğu hesaplanmıştır.
——- tarihli bilirkişi raporunu hazırlayan bilirkişiler tarafından —– ve müteahhit teknik elemanlarının katılımı ile yapılan çalışmalar sonunda varılan mütabakat sonucu hakkedişlerde gerekli düzeltmeler yapıldıktan sonra yüklenici tarafından yapılan imalat bedelleri toplamı ——– olarak hesaplanmıştır.
Ancak bu hesaplamada ——– tarafından yapılan çalışmalar neticesinde söz konusu hakkedişlerdeki imalat kalemleri ile miktarlarına da itiraz edilmiştir.
Davalı-karşı davacı vekili bu hakedişlerin ——- hükümlerine ve usulüne uygun düzenlenmediğini, hakedişlerin ve düzenlenen ataşmanların gerçeği yansıtmadığı, tamamının—–yılında imalatlar yapıldıktan uzun bir süre sonra düzenlendiğini ileri sürmüştür.
——— açıkça anlaşıldığı üzere; davacı yüklenicinin yapımını üstlendiği işi sözleşmeye uygun olarak yerine getirdiğinden söz edebilmek için inşaatı yapı ruhsatı alınarak onaylı projeye, imar mevzuatına ve kat mülkiyeti yasasına uygun olarak bitirip teslim etmesi gerekir.
Taraflar arasında akdedilen sözleşmeye konu inşaatın tamamına yapı kayıt belgesi alınmamıştır.
——-bozma ilâmında, mahkemenin öncelikle onaylı projesi ve yapı izni belgesi bulunmadan yapılan inşaatın imar mevzuatına uygun hale getirilmesinin mümkün olup olmayacağının ilgili idarelerden sorulması ve bilirkişiden alınacak ek raporla saptanmasının gerektiği, bu araştırma ve incelemenin yapılmasından sonra binanın hiçbir şekilde proje ve ruhsata bağlanmasının mümkün olmayacağının anlaşılması halinde ———-yüklenicinin açtığı imalat bedeline ilişkin davanın reddine karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Binanın yasal hale getirilmesinin mümkün olduğunun anlaşılması halinde ise ——– öncelikle iş sahibine gerekli projelerin hazırlayıp inşaatın ruhsata bağlatması için süre verilmeli, adı geçenin bunu yerine getirmemesi halinde yüklenicinin bu gerekliliği sağlayabilmesine olanak tanınmalı ve bina yasal hale getirilirse yüklenicinin imalat bedelini isteyebileceği aksi takdirde bedel istemeyeceği kabul edilmelidir.”
——— —- konusunda herhangi bir beyan yer almamakta, ilgililerinin müracaatı halinde değerlendirme yapılacağı belirtilmektedir.
Diğer yandan —– sayılı ilâmlarında belirtildiği üzere, ——- ilk fıkrasında belirtilen şartların taşınması halinde yapı kayıt belgesi verilebileceği hüküm altına alınmıştır. Burada taşınmaz malikine getirilmiş bir hak bulunmakta olup, bu hakkın kullanılması konusunda emredici bir ifade bulunmamaktadır. Bu durum dikkate alındığında, hiçbir kimse kendi rızası dışında, yapı kayıt belgesi almak için başvuru yapmaya zorlanamayacaktır. Karşılıklı edimler içeren bir arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde de, yüklenici imara aykırı olarak yapmış olduğu binaya yapı kayıt belgesi alması hususunda arsa sahibini zorlayamayacaktır. Diğer bir halde ise, arsa sahibi imara aykırı olan yapı ile ilgili yapı kayıt belgesi aldığında, binanın kullanılması sağlanabilecektir, ancak yapı kayıt belgesi yukarıda belirtildiği üzere binayı iskân alınacak şekilde imara uygun hale getirmeyecektir. Dolayısıyla arsa sahibi imara aykırı yapıya yapı kayıt belgesi alarak kayıt altına almış olsa dahi, bu belgenin alınması binayı iskân almaya uygun şekilde imara uygun hale getirmediğinden yüklenicinin edimini ifası sonucunu da doğurmayacaktır. —— yeniden yapılmasına veya kentsel dönüşüm uygulanmasına kadar geçerlidir. Yine aynı fıkrada yapının yenilenmesi durumunda yürürlükte olan imar mevzuatı hükümlerinin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır. —– madde de öngörülen yapı kayıt belgesi, imara uygun olmayan binalara verildiğine göre yüklenici açısından imara uygun yapılmamış bir yapıda edimin ifa edildiğinin kabulü mümkün değildir. Burada belirtildiği üzere yapının yeniden yapılması, bu alanın kentsel dönüşüme sokulması ve belgenin bu tarihe kadar geçerli olması öngörüldüğünden yeniden yapılması öngörülen binada bu belgenin alınmasıyla ifa yükümlüğünün yerine getirildiğinin kabulü mümkün değildir.”
Buna rağmen davacı yüklenicinin inşa ettiği binalara yapı kayıt belgesi alınmamıştır.
Bu sebeple davacı yüklenicinin yapımını üstlendiği binayı yasal hale getirmesi söz konusu olmadığından imara aykırı binada yapılan imalatın ekonomik değeri de bulunmadığından davacı yüklenicinin imalat bedelini talep edemeyeceği kanaatine varılmıştır.
Her ne kadar davacı-karşı davalı ——ilâmına aykırı davrandığını, iş sahibine ruhsat alınması için süre verilmediğini, —– yapılan başvuru sonucunun beklenmediğini, keşfin bu başvuru sonuçlandıktan sonra yapılması gerektiği halde, baştan yapılmasının hatalı olduğunu, ——yetki verilerek ifraz edilmesinin sağlanması gerektiğini, bilirkişi raporundaki binanın yasal hale getirilmesinin söz konusu olmayacağı yönündeki saptamanın hatalı olduğunu, bilirkişilerin davalı taraf lehine rapor hazırladığını, tüm bu nedenlerle —— yapılan başvuru cevabının beklenmesine, inşaatın imar mevzuatına uygun hale getirilip getirilemeyeceğinin sorulmasına, yükleniciye gerekli projeleri hazırlayıp inşaatı ruhsata bağlaması için süre verilmesine, —— alanında uzman bilirkişilerce oluşturulacak yeni bir heyetten rapor alınmasına, aksi halde itirazları tek tek karşılar şekilde ek rapor alınmasına karar verilmesini talep etmiş ise de,—- tüm emsal kararlarında belirtildiği üzere, yapı kayıt belgesiyle yapılan işlem iskan yerine geçmez. Dolayısıyla yasal olarak arsa sahibine teslimin yapıldığını göstermez. Yani imar barışı dışındaki yollarla inşaatın ruhsata bağlanması ve inşaatın yasal hale getirilmesi mümkün değildir. Meselâ, arsa sahibinin imara aykırılık nedeniyle açmış olduğu sözleşmenin feshi davasında, inşaat yapı kayıt belgesiyle yasal hale getirilmiş olmasına rağmen ——bu yapı kayıt belgesinin iskân yerine geçmediği gerekçesiyle sözleşmenin feshi davasının kabul edilmesi gerektiğini belirtmiştir.
Tüm bu nedenlerle, davacı-karşı davalı vekilinin bu taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Karşı dava açısından yapılan incelemede ise, davalı arsa sahibi —– yapı ruhsatını almadan davacı yüklenicinin işe başlamasına rıza göstermesi, ruhsatsız yapılan binalara ait hakkedişleri onaylayıp bedellerini ödemiş olması hususları karşı davacının müterafik kusurlu olduğunu göstermektedir. Bozma sonrası rapor düzenleyen bilirkişi heyetince, davalı-karşı davacı kooperatifle davacı-karşı davalı şirketin yarı yarıya oranında kusurlu olduğu yönünde kanaat bildirilmiştir.
Davalı eski —— yöneticileri aleyhine —— sayılı dosyasında; ——— zarara soktukları, zimmetlerine para geçirdikleri ileri sürülerek cezalandırılmaları istenmişse de, bu dosyada alınan bilirkişi raporlarında davacı yükleniciye haksız bir ödeme yapıldığı tespit edilememiş ve tüm sanıklar hakkında davanın zamanaşımı nedeni ile düşürülmesine karar verilmiş, bu karar da kesinleşmiştir.
Diğer yandan davacı yüklenicinin yapmış olduğu işlerden dolayı —– nefaset kesintisi yapıldıktan sonra davalı ——- alacaklı bulunduğu anlaşıldığından ve davacı tarafından inşa edilen binaların ruhsatsız-kaçak binalar olduğu anlaşıldığından davalı —— karşı davasından dolayı davacıdan herhangi bir alacak talebinde bulunamayacağı kanaatine varılmıştır.
Tüm bu nedenlerle; sonuç olarak, talebe konu binaların tamamı için yapı kayıt belgesi alınmadığı gibi İmar kanununun —– öngörülen yapı kayıt belgesi, imara uygun olmayan binalara verildiğine göre yüklenici açısından imara uygun yapılmamış bir yapıda edimin ifa edildiğinin kabulünün mümkün olmadığına, davacı yüklenicinin yapımını üstlendiği binayı yasal hale getirmesi söz konusu olmadığından imara aykırı binada yapılan imalatın ekonomik değeri olmadığından davacı yüklenicinin imalat bedelini talep edemeyeceğine, davalı eski —— yöneticileri aleyhine ceza mahkemesinde yapılan yargılamada alınan bilirkişi raporlarında davacı yükleniciye haksız bir ödeme yapıldığı tespit edilemediğinden ve tüm sanıklar hakkında davanın zamanaşımı nedeniyle düşürülmesine karar verildiğinden, ayrıca davacı yüklenicinin yapmış olduğu işlerden dolayı —– kesintisi yapıldıktan sonra davalı ——— alacaklı bulunduğu anlaşıldığından ve davacı tarafından inşa edilen buna ruhsatsız kaçak binalar olduğundan davalı ——- karşı davasından dolayı davacıdan herhangi bir alacak talebinde bulunamayacağı sonucuna varıldığından asıl ve karşı davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
3-h)Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle, asıl dava ve karşı davanın reddine, —– dosyasındaki davanın HMK’nin 150. Maddesi uyarınca —-tarihi itibariyle açılmamış sayılmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Asıl davanın REDDİNE,
2-Karşı davanın REDDİNE,
3-Birleşen — sayılı dosyasındaki davanın HMK’nin 150. Maddesi uyarınca —-tarihi itibariyle AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
A-)Asıl dava yönünden;
A-1) Alınması gerekli 59,30 TL harcın davacı tarafından dava açılırken yatırılan 810,00.-TL peşin harç ile 24.878,00.-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 25.688,00.-TL harçtan mahsubu ile bakiye 25.628,70 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
A-2) Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
A-3) Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 93.534,20 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
A-4) Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
B-) Karşı dava yönünden;
B-1) Alınması gerekli 59,30.-TL maktu harcın karşı davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 135,00.-TL harcın mahsubu ile bakiye 75,70.-TL‘nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde karşı davacıya iadesine,
B-2) Karşı davacı tarafından sarfedilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
B-3) Karşı davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin karşı davacıdan alınarak karşı davalıya verilmesine,
B-4) Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
C-) Birleşen dava yönünden;
C-1) Alınması gerekli 59,30.-TL maktu harcın davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 4.683,50.-TL harçtan mahsubu ile bakiye 4.624,20.-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
C-2) Davacı —- tarafından sarfedilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
C-3) Davalı —— vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
C-4) Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı-karşı davalı-birleşen dava davacısı Özimar şti.vekili —-davalı-karşı davacı-birleşen dava davalısı ——- vekili —- yüzlerine karşı, 6100 sayılı HMK geçici 3/2. maddesi uyarınca —- Mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar ——- uygulanmasına devam edileceğinden HUMK 432/1. Maddesine göre kararın tebliğinden itibaren 15 günlük yasal sürede – temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/03/2021