Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1087 E. 2018/1197 K. 05.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
ESAS NO : 2017/1087 Esas
KARAR NO : 2018/1197
DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 30/06/2015
KARAR TARİHİ : 05/12/2018
Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili görevsiz Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesine hitaben düzenlediği dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından davalı——–aleyhine müvekkili tarafından açılan rücuen tazminat davasının Bakırköy 2. İş Mahkemesi’nin ——- esas sayılı dava dosyasında devam etmekte iken şirketin tasfiye soncu 05/05/2013 tarihinde terkin edildiğinin anlaşıldığından bahisle söz konusu davanın devamı için adı geçen şirketin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü vekili davanın görüldüğü Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesine verdiği cevap dilekçesinde özetle; tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluğun tasfiye memurunda olduğunu, şirketin ihtilaflı borcu olduğunu Ticaret Sicil Memurluğunun bilmesinin mümkün olmadığını, yasal hasım konumundaki müvekkilinin davanın açılmasına sebep olmadığından yargılama masraflarından sorumlu tutulamayacaklarından bahisle davanın reddini talep etmiştir.
Davalı şirket tasfiye memuru Mahkememizce yapılan tebligata rağmen davaya cevap vermemiştir.
DAVANIN AŞAMALARI:
Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin ——— tarih ve —— esas,– karar sayılı ilamı ile davanın kabulüne karar verilmiş, kararın davalı tasfiye memuru —— vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine İstanbul BAM 13. Hukuk Dairesi’nin 24/05/2017 tarih, 2017/253 esas, 2017/257 karar sayılı ilamındaki “şirketin merkezinin Kartal olduğu, yetki kuralının kesin yetki kuralı olduğu” gerekçesiyle kararın kaldırılmasına karar verilmiş, bunun üzerine Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin ——- tarih ve —- esas,- karar sayılı ilamı ile yetkisizlik kararı verilmiş ve dosya Mahkememize tevzi olunmuştur.
DAVANIN VE UYUŞMAZLIK KONULARININ TESPİTİ, DELİLLER, DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ NEDENLER VE SONUÇ:
1-Davanın ve çekişme konularının tespiti: Dava, ticaret sicilinden terkin edilerek tüzel kişiliği ortadan kalkmış bulunan davalı şirketin ihyası istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın;
A-Davalı şirketin davalı —– Ticaret Sicil Müdürlüğünce Ticaret Sicilinden terkin edilmemesi gerektiği halde davalı tasfiye memuru tarafından usule aykırı olarak terkin edilip edilmediği,
B-Davacının açtığı dava nedeniyle davalı şirketin ihyasının gerekip gerekmediği,
C-Davalı tasfiye memurunun yargılama giderlerinden sorumlu olup olmadığı noktalarında toplandığı tespit olunmuştur.
2-İlgili Mevzuat: TTK’nin “Ek tasfiye” başlıklı 547.maddesi “(1) Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler.
(2) Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir. ” hükmünü haizdir.
TTK’nin 529. Maddesi “(1) Anonim şirket;
a) Sürenin sona ermesine rağmen işlere fiilen devam etmek suretiyle belirsiz süreli hâle gelmemişse, esas sözleşmede öngörülen sürenin sona ermesiyle,
b) İşletme konusunun gerçekleşmesiyle veya gerçekleşmesinin imkânsız hâle gelmesiyle,
c) Esas sözleşmede öngörülmüş herhangi bir sona erme sebebinin gerçekleşmesiyle,
d) 421 inci maddenin üçüncü ve dördüncü fıkralarına uygun olarak alınan genel kurul kararıyla,
e) İflasına karar verilmesiyle,
f) Kanunlarda öngörülen diğer hâllerde,
sona erer.” hükmünü haizdir.
TTK’nin 643. Maddesi uyarınca limited şirketlerin tasfiye usulü ile tasfiyede şirket organlarının yetkileri hakkında anonim şirketlere ilişkin hükümler uygulanır.
3- Deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hukuki nedenler ve gerekçe:
Yukarıda belirtildiği üzere, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 643. maddesinde; tasfiye usulü ile tasfiyede şirket organlarının yetkileri hakkında anonimi şirketlere ilişkin hükümlerin uygulanacağı belirtilmiş olup, aynı kanunun 536 – 548. maddeleri arasında anonim şirketlerin tasfiye usulü düzenlenmiştir.
Bilindiği üzere şirketlerin tüzel kişiliği ticaret sicilinden terkin ile sona ermektedir. Ancak tüzel kişiliğin sona erebilmesi için şirketin tasfiye işlemlerinin eksiksiz ve tam olarak yapılmış olması gerekmektedir. Tüzel kişiliğin son bulmasını ifade eden fesih ve tasfiye işlemi aynı zamanda hukuki bir işlemdir. Bu işlemin veya kararın hatalı veya eksik olması halinde gerçek anlamda tasfiyeden söz etmek mümkün değildir. Eksik veya hatalı işlem sonucu şirketin sicilden tasfiye sonucu terkinine karar verilmiş ise, bundan zarar görenler veya o işlemi gerçekleştirenler tasfiyenin kaldırılmasını ve şirketin ihyasını talep etme hakkına sahiptir.
Davanın gerektirdiği şekilde, ——Ticaret Sicil Memurluğu kayıtları, tasfiye memuru kayıtları ve Bakırköy 2. İş Mahkemesi’nin —- esas sayılı dosyasının dava dilekçesi örneği, tevzi formu, duruşma tutanakları getirtilip incelenmiştir. Buna göre, davacı —vekili tarafından davalı ——— tarihli dava dilekçesi ile kurum zararının tahsili için dava açıldığı, dava dilekçesinin —– tarihli ilk duruşmaya kadar davalı şirkete tebliğ olunamadığı, mahkemece tebliğine karar verildiği, —— tarihli ikinci duruşma tutanağından “dava dilekçesinin davalı şirkete gönderilen tebligatının 09/07/2013 tarihinden sonra, 28/11/2013 tarihinden önce yapıldığının” anlaşıldığı, 18/12/2014 tarihli duruşmada davacı vekiline davalı şirketin ihyası için dava açmak üzere süre verildiği, bu nedenle işbu davanın da görevsiz Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesinde açıldığı anlaşılmıştır.
Yargıtay 10.HD.2010/8052 E-2011/16319 K.sayılı 28/11/2011 tarihli kararında da belirtildiği üzere; “Tüzel kişilik, ticaret sicilindeki kaydın terkini ile sona erer. Tüzel kişiliğin sona erdiğinin hukuk açısından kabul edilebilmesi için tasfiye işlemlerinin eksiksiz tamamlanmış olması gerekir. Eğer tasfiye işlemleri gerçekten tamamlanmamış ve tasfiyede gereken hususlar eksik bırakılmışsa, tüzel kişilik ticaret sicilinden terkin edilse bile, şirketin tüzel kişiliğinin sona erdiğinden söz edilemez.”
Müsnet davada, davacı tarafından, davalı ——- tasfiye memuru olduğu şirketin tasfiyesi kapatılmadan önceki dönemle ilgili olarak açılmış bir alacak davası mevcuttur. Bu davanın görülebilmesi ve verilecek kararın infazı işlemlerinin yapılması TTK’nin 547. maddesi anlamında ek tasfiye işlemi niteliğindedir. Bu nedenle davalı şirketin yeniden ticaret siciline tescili gereklidir.
Bu nedenle tasfiye eksiksiz tamamlanmadığından Tasfiye Halinde ———–kaydının, Bakırköy 2. İş Mahkemesi’nin ——– Esas sayılı dosyasının görülmesi ve infazı işlemleriyle ile sınırlı olmak üzere ihyasına ve——- Ticaret Siciline yeniden tesciline karar vermek gerekmiştir.
Ek tasfiye işlemlerinin de aynı tasfiye memuru tarafından yapılması uygun görülmüş ve yeni bir tasfiye memuru atanmamıştır.
Davalı ——– Ticaret Sicil Memurluğu, yasal hasım konumunda olup, tasfiyenin usulsüz kapatılmasından dolayı kusur ve sorumluluğu bulunmamaktadır. Bu nedenlerle, bu davalı harç, yargılama giderleri ve karşı yan vekalet ücretinden sorumlu tutulmamıştır.
Davalı tasfiye memurunun sorumluluğuyla ilgili olarak yapılan incelemede, ihyası istenen şirketin tasfiyesinin sona erdiğine 27/02/2013 tarihinde karar verildiği, kararın 05/03/2013 tarihinde tescil olunduğu, bu şirkete karşı açılan Bakırköy 2. İş Mahkemesi’nin ——– esas sayılı dosyasına tevzi olunan dava dilekçesinin ise—–tarihinden sonra, — tarihinden önce davalı şirkete tebliğ olunduğu, bu durumda davalı tasfiye memurunun tasfiyeden önce davadan haberdar edilmediğinin anlaşıldığı, dolayısıyla davalı tasfiye memurunun ihya davası açmasına sebebiyet vermediği anlaşıldığından davalı tasfiye memuru da harç, yargılama giderleri ve karşı yan vekalet ücretinden sorumlu tutulmamış ve davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın TTK 547. Maddesi uyarınca KABULÜ ile, —Ticaret Sicil Müdürlüğünün -sicil numarasında kayıtlı iken tasfiye nedeniyle sicilden terkin edilmiş olan Tasfiye Halinde ———-tüzel kişiliğinin, Bakırköy 2. İş Mahkemesi’nin —— Esas sayılı dosyasının görülmesi ve infazı işlemleriyle ile sınırlı olmak üzere İHYASINA,
2-Ek tasfiye işlemlerini yapması için eski tasfiye memuru olan davalı ——- şirkete tasfiye memuru olarak ATANMASINA, ek tasfiye bitinceye kadar tasfiye memurunun görevinin devam etmesine,
3-Keyfiyetin karar kesinleştiğinde ticaret siciline TESCİL VE İLANINA,
4-Davalı —– Ticaret Sicil Müdürlüğü yasal hasım olduğundan, diğer davalı —- —- da işbu davanın açılmasında kusuru bulunmadığından davalılar aleyhine harç, yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
4-Harç peşin alındığından harç alınmasına yer olmadığına.
5-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Davacı vekili, davalı tasfiye memuru—– vekilinin yüzlerine karşı, davalı—— Ticaret Sicil Müdürlüğü vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin ilgili Hukuk Dairesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.05/12/2018