Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1085 E. 2019/1261 K. 27.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi ESAS NO: 2017/1085 Esas
KARAR NO: 2019/1261
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 29/09/2017
KARAR TARİHİ: 27/12/2019
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalılardan ——– sigortalı ——- plakalı araç sahibi ve sürücüsü ———- sevk ve idaresinde araç ile 04/08/2017 tarihinde davacıların eşi ve anneleri olan desteğin de içerisinde yolcu olarak bulunduğu ——- plakalı araca arkadan çarparak ölümüne neden olduğunu, fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla, davacı müvekkillerinden —— için ——— TL cenaze ve defin masrafları, —-TL destekten yosun kalma tazminatı, davacı ——- için — TL destekten yoksun kalma tazminatı, davac—- için —- TL cenaze ve defin masrafları, —- TL destekten yoksun kalma tazminatı, davacı —— için —– TL defin ve cenaze masrafları,———- TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihi olan 04/08/2017 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek reeskont faizi ile tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen olmak üzere tahsiline, davalılardan araç sahibi ve sürücüsü ———- tahsil edilmek üzere, kaza tarihi olan 04/08/2017 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek reeskont faizi ile davacı——- için —- TL, davacı —— için —– TL, davacı ———- için ——–TL, davacı—— için ——– TL olmak üzere toplam ——– TL manevi tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı ——- vekili cevap dilekçesinde özetle, davalı———- günü eşiyle bir tartışma yaşadığını ve geceyi evde değil bir otelde geçirmeye karar verdiğini, bu doğrultuda kazadan yaklaşık yarım saat önce —– bulunan ——- giriş yapmak istediğini, otel görevlisiyle oda ücretlerini konuştuğunu, bir süre resepsiyonun önünde beklediğini, ancak gecelik ücretin fahiş gelmesi nedeniyle odayı tutamayacağını belirterek otelden ayrıldığını, daha sonra nereye gideceğini bilmeksizin bir süre aracıyla ilçe içerisinde dolaştığını bu sırada dava konusu olayın meydana geldiğini, müvekkilinin kaza anında alkollü olmadığını, olay sonrası kargaşa ortamının çıkmasından ve linç edilebileceğinden korkan müvekkilinin olay yerinden çok uzaklaşmadan ayrıldığını, yaklaşık ——- dakika sonra tekrar olay yerine geldiğini, kazanın meydana gelişinde müvekkilinin kusuru bulunmadığını, somut olayda gerekli ve yeterli görüş mesafesinin sağlanmadığını, işaretlerin de usulüne uygun olmadığını, müvekkilinin mal kaçırmak gibi bir gayesinin bulunmadığını, müvekkili hakkında açılmış bulunan ceza davasının bekletici mesele yapılmasını, nihayetinde davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ————-.vekili cevap dilekçesinde özetle, davacı çocukların destek yaş sınırı geçmiş ise destek anne yönünden talep ettiği destek tazminatı talebinin reddini, aksi halde bellirttikleri şekilde hesaplama yapılarak hüküm verilmesine, davacı eşin destek tazminatı talebi ile ilgili maddi tazminat talebi bakımından belirttikleri şekilde hesaplama yapılarak hüküm tesis edilmesini, kaza tarihinden itibaren avans faizi talebinin reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DAVANIN VE UYUŞMAZLIK KONULARININ TESPİTİ, DELİLLER, DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ NEDENLER VE SONUÇ:
1-Davanın ve çekişmeli konuların tespiti: Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalmaya ve cenaze ile defin masrafına ilişkin maddi tazminat ve ölenin yakınlarının manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
Ölenin eşi ve çocukları olan davacılar, yakınlarının ölümü nedeniyle tüm davalılardan destekten yoksun kalma tazminatı, cenaze masrafı ve aracın maliki ve sürücüsü olan gerçek kişi davalıdan manevi tazminat istemektedirler.
Davanın dayanağı, maddi tazminat açısından TBK’nin 53. maddesi, manevi tazminat açısından TBK’nin 56/2. maddesidir.
Dosya kapsamına göre, yargılamının başlangıcında, taraflar arasında “kaza yapan——— plakalı aracın, kaza tarihinde davalı sigorta şirketi olan ——- tarafından zorunlu mali sorumluluk poliçesi ile teminat altına alındığı, davacıların yakınının ölümüne neden olan kazada davalı ——– maliki ve sürücüsü olduğu aracın davacı —— sevk ve idaresinde bulunan ve davacıların yakını olan müteveffa ——-içerisinde yolcu olarak bulunduğu ——- plakalı araca arkadan çarpması sonucunda davacıların eşi ve anneleri olan ———– öldüğü” hususlarında uyuşmazlık bulunmadığı,
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın;
A-Meydana gelen trafik kazasında davalı araç sürücüsü ———- kusur oranının ne olduğu,
B-Davacıların destekten yoksun kalma tazminatı isteme hakları olup olmadığı, varsa miktarının ne kadar olması gerektiği,
C-Davacıların cenaze ve defin işlemleri için harcama yapıp yapmadıkları, yapmışlarsa miktarının ne kadar olduğu, bu masrafı davalılardan isteme hakları olup olmadığı,
D-6098 sayılı TBK m. 56/2. Maddesine göre davacıların manevi tazminata hak kazanıp kazanmadığı, kazanmışsa miktarlarının ne kadar olması gerektiği noktalarında toplandığı tespit olunmuştur.
2-Kazanın oluşumu: Dosya kapsamına göre, davaya konu kazanın ——- günü saat ——— sıralarında davalı —— sevk ve idaresindeki ——- plakalı otomobili ile —— istikametinden —— istikametine doğru seyir halinde iken yol yapım çalışmasından dolayı araçların, bölünmüş yolun karşı yön bölümüne yönlendirildiği olay mahalline geldiğinde, önünde kendisiyle aynı istikamete doğru seyir halinde buluna davacı sürücü —– sevk ve idaresindeki —– plakalı otomobile arkadar çarpması, çarpmanın etkisiyle ötelenen——- plakalı otomobilin önünde seyreden sürücü ———– sevk ve idaresindeki ——— plakalı otomobile çarpması sonucunda davaya konu trafik kazasının meydana geldiği, davacıların yakını olan ———- kaza nedeniyle vefat ettiği anlaşılmıştır.
3-Kusur oranı ile ilgili inceleme ve değerlendirme: Davalı Sürücü ———- kusur oranının ile ilgili olarak ——— tarafından düzenlenen ———tarihli, ——- Sayılı bilirkişi raporunda “Davalı sürücü——– sevk ve idaresindeki otomobil ile seyri sırasında yola gereken dikkatini vermediği, trafik işaret ve levhalarıyla belirlenmiş alana yaklaşıken istikamet yönüne hitap eden 30 km hız tahdit levhasını dikkate alıp hızını asgari seviyeye düşürmediği, önünde kendisiyle aynı istikamete doğru seyir halinde olan davacı sürücü idaresindeki otomobilin seyir durumunu dikkate almadan ve takip mesafesi kuralına riayet etmeden dikkatsiz ve tedbirsiz bir şekilde seyrini sürdürmesi neticesi yol yapım çalışmasından dolayı araçların, bölünmüş yolun karşı yön bölümüne yönlendirildiği alana hızını azaltmadan yaklaşarak bu otomobile arkadan önlemsizce çarptığı olayda asli derecede kusurlu olduğu,
Davacı sürücü ——– sevk ve idaresindeki otomobil ile seyir halinde iken yol yapım çalışmasından dolayı araçların, bölünmüş yolun karşı yön bölümüne yönlendirildiği alana yaklaşması nedeniyle hızını azalttığı sırada, gerisinden gelip aracına arkadan çarpan davalı sürücü idaresindeki araç nedeniyle meydana gelen olayı önleme imkanı bulunmadığından olayda atfi kabil bir kusurunun bulunmadığı…” yönünde görüş bildirilmiştir.
Davalının kusurlu olup olmadığına karar vermek yetkisi Mahkememize aittir. Bu nedenle, kazanın oluşumu, Mahkememizce ———- görevli alanında uzman üç kişilik bilirkişi heyetinden alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, dava konusu kazanın oluşumunda davalı——- asli derecede, tam(%100 oranında), davacı sürücü ——- kusursuz olduğu anlaşılmıştır.
4-Davalıların sorumluluğu yönünden inceleme ve değerlendirme: İşbu davaya konu trafik kazasına karışan ——- plakalı aracın, kaza tarihinde davalı sigorta şirketi olan ————–. tarafından zorunlu mali sorumluluk poliçesi ile teminat altına alındığı tarafların kabulündedir.
Zorunlu mali sorumluluk sigortası, motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişiye karşı olan sorumluluğunun belli limitler dahilinde karşılanmasını amaçlayan ve kanun gereği yapılması zorunlu kılınan sigorta türüdür. Bu sebepledir ki, sigorta şirketinin sorumluluğu, sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limitiyle sınırlıdır.
Zorunlu mali sorumluluk sigortasına ilişkin olarak 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu hükümleri ve Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Poliçe Genel Şartları uygulanır.
——- ile işletenin veya sürücünün kusurlu davranışı vereceği zararlar teminat altına alınmaktadır. ———– rizikonun gerçekleşmesi halinde sigortacının ödeyeceği tazminat KTK.m.91 hükmünün atfıyla 85/1 hükmü uyarınca sigorta ettiren işleten tarafından motorlu aracın işletilmesi sonucunda ortaya çıkan maddi zararlar ile kişinin yaralanması veya ölmesi gibi bedeni zararlara ilişkindir.
Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Poliçe Genel Şartları uyarınca sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.
Sigortacının sorumluluğu işletenin KTK.m.85/1’ deki sorumluluğu ile eşdeğerdir.
KTK.m.91 uyarınca bir şeye zarar verilmesi halinde işletenin sorumluluğu bu zararı gidermede hangi kapsamda ise sigortacının da sorumluluğu o kapsamda olmalıdır.
——de zarar giderim durumlarında sınırlı sorumluluk ilkesi, gerçek zararın giderilmesi ilkesi, kusur oranında sorumluluk ilkesi söz konusudur.
——— ilişkin tarife ve poliçelerde gösterilen ve sigortacının sorumlu olduğu azami limiti gösteren meblağların, zarar görene ancak uğradığı gerçek zarar miktarı kadar ödenmesi gerekir.
Motorlu aracın neden olduğu riziko sebebiyle üçüncü kişilere ait şeylere veya bedenlerine verilen zarardan ötürü sigortacı poliçede gösterilen limit meblağının tamamını değil, üçüncü kişinin maruz kaldığı gerçek zarar miktarını araştırıp saptanması ve işbu hesaplanan tazminat bedelden Yerleşik Yargıtay içtihatları doğrultusunda güncelleme değerinin tenzili sonrası tazmini gerekmektedir. Kısmi ödemeler sigorta şirketinin sorumluluğunu ortadan kaldırmamaktadır.
Davalı sigorta şirketi, ——– plakalı araç için tanzim olunan zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olup, sigortalısının kusuru oranında ve poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere davacının yoksun kaldığı desteğe ilişkin maddi zararından sorumludur.
Yüksek Yargıtay 4, 9, 10, 11, 19 ve 21. Hukuk Daireleri’nin yerleşmiş içtihatları doğrultusunda davacıların murisinin ölüm tarihinden itibaren günümüze ve bilinen dönem sonuna kadar sağladığı fayda, gerçekleşen her türlü ücret artışları ve emsal ücretlerine göre tespit edilerek hesaplanması gerekmektedir.
5-Feragat edilen destekten yoksunluk zararı ve cenaze defin giderleri yönünden inceleme ve gerekçe:
Davacılar vekili, 25/10/2019 tarihli duruşmada; Davalı ——-tarafından gerek destekten yoksun kalma, gerekse cenaze giderleri olmak üzere tüm maddi zararlarının tümüyle karşılandığını, bu nedenle davalı ——- yönünden davadan feragat ettiklerini, diğer davalı ———-yönünden manevi tazminat davalarına devam ettikerlini beyan etmiştir.
Davadan feragat HMK’nin 307, 309. ve 311. maddeleri hükümleri gereğince uyuşmazlığı ve dolayısıyla davayı sona erdiren, davalı tarafın kabulünü gerektirmeyen ve kesin mahkeme hükmünün hukuksal sonuçlarını oluşturan bir taraf işlemidir.
HMK’nin 310. Maddesine göre feragat hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir.
Davacılar vekilinin vekaletnamesi incelenmiş, davadan feragate yetkili olduğu saptanmıştır.
Feragat bildirimi de HMK’nin 154. maddesi hükmüne uygun olarak mahkemece tespit olunmuştur.
Ancak, zarara sebebiyet veren sürücü, işleten ve ———- 6098 sayılı TBK. md. 61. maddesi gereğince maddi zarardan müteselsilen sorumlu olup müteselsil borçlulardan bir kısmı hakkındaki alacak haklarından feragat edilmiş olmasının 6098 sayılı TBK’nın 166 ve devamı maddeleri çerçevesinde diğer müteselsil borçlu davalılara da sirayet edip etmeyeceği, feragat beyanının diğer davalıları kapsayıp kapsamadığı hususunun değerlendirilmesi gerekmektedir.
Müteselsil sorumlulukta, kural olarak borçlulardan her biri 6098 sayılı TBK. madde 120 ve 121’e göre, borcun tamamından sorumludur. Nitekim, 2918 sayılı KTK.nun 88/1 maddesinde müteselsil sorumluluk öngörülmüştür. 6098 sayılı TBK. madde 166’ya göre, davalı sigorta şirketinin limiti kadar, diğer borçlu sigorta şirketi, işleten ve sürücünün de borçtan kurtulduğunun kabulü gerekir.
Diğer taraftan davadan feragat, öncelikle bir usul işlemidir. Dava konusu olayda, davalılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğundan davacı tarafın davalılardan birisi hakkındaki feragati usul hukuku bakımından diğer davalı aleyhine bir sonuç doğurmaz ise de, davadan feragat aynı zamanda bir maddi hukuk işlemi olduğundan, davalı sigorta şirketi hakkındaki feragatin, rücu hakkı bulunan diğer davalıları etkileyip etkilemediğinin üzerinde durulması gerekir.
Somut olaya bakıldığında; davalı ———. yargılama sırasında davacılar ile tazminat hususunda anlaşarak ödeme yapıldığını, davacı tarafın müvekkili şirket adına davadan feragat etmesi halinde söz konusu feragat beyanı kapsamında taraflarından herhangi bir yargılama gideri ve vekalet ücreti talep etmediklerini beyan etmiş, davacılar vekili de 25/10/2019 tarihli duruşmada, davalı ——– tarafından gerek destekten yoksun kalma, gerekse cenaze giderleri olmak üzere tüm maddi zararlarının tümüyle karşılanması nedeniyle davalı———– hakkındaki davadan feragat ettiklerini bildirmiştir.
Buna göre, davacıların destekten yoksunluk zararı ile cenaze ve defin giderlerine ilişkin zararları davalı ———-. tarafından karşılandığından, feragatten diğer müteselsil borçlu davalı da yararlanması gerektiği anlaşılmakla, destekten yoksun kalma talebine ilişkin maddi tazminat davasının HMK’nin 307. Maddesi uyarınca “feragat” nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
6-Manevi tazminat talebiyle ilgili inceleme, hukuki gerekçe, değerlendirme ve sonuç: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacılar; —— için —– TL, —– için – TL,——– için —— TL, ——- için —— TL olmak üzere toplam ——TL manevi tazminatın davalı ————-tahsili talebinde bulunmuşlardır.
6098 sayılı TBK’nun 56. (818 sayılı BK’nun 47.) maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Eylemin oluş şekli başlığı altında kabul edilen durum, dosyada mevcut mirasçılık belgesi ve nüfus kaydına göre; ölenin eşi ve çocukları olan davacılar lehine Türk Borçlar Kanunun 56. Maddesinin ikinci fıkrası gereğince manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödetilmesine karar verilmesi gereklidir.
Müteveffa —— doğumlu olup, —– yılında evlenmiş, evli ve üç çocuklu olarak vefat etmiştir.
Davacılardan —– ölenin eşi, ———-ise ölenin çocuklarıdırlar.
Olayımızda, davacı —– ile müteveffa ——— kazanın olmasında herhangi bir kusuru bulunmamaktadır.
Tarafların sosyal ve ekonomik durumları Mahkeme tarafından araştırılmış, araştırma sonuçları dosyaya konulmuştur.
Dava konusu olayın oluş biçimi, özellikle olay tarihi ve yeri, tarafların ekonomik ve sosyal durumu, davacıların ölene olan yakınlıkları nedeniyle duyacakları elemin derinliği, davacı ——– ile müteveffa ——– kazada kusursuz olması, olay tarihindeki paranın alım gücü, davacılar için hak ve nasafet kuralları gözetilerek davalıları ekonomik açıdan müzayaka durumuna sokmayacak şekilde davacılar; eş ——– için —— TL, çoçuklardan ——- kaza tarihindeki yaşının —— olması, çok küçük olmaması ve aynı evde yaşayan ablasının bulunması nedeniyle müteveffanın diğer çocuklarından daha fazla anne bakımına ihtiyacı olmaması, ama diğer büyük kardeşlerine nazaran az da olsa daha fazla anne ilgisine ihtiyacı olması nedeniyle davacı——- için ——– TL, müteveffanın diğer çocukları davacılar ——- ve ———- için ayrı ayrı ———– TL manevi tazminata hükmetmek gerektiği kanaatine varılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Destekten yoksun kalma ve cenaze giderlerine ilişkin maddi tazminat davalarının HMK’nin 307. maddesi uyarınca “feragat” nedeniyle REDDİNE,
2-Davacı ————– manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile;
a)80.000 TL manevi tazminatın 04/08/2017 tarihinden tahsil tarihine kadar işlemiş ve işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ———— alınarak davacıya verilmesine,
b)Fazlaya ilişkin 70.000 TL’lik manevi tazminat isteminin reddine,
3-Davacı ——– manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile;
a)45.000 TL manevi tazminatın 04/08/2017 tarihinden tahsil tarihine kadar işlemiş ve işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı——— alınarak davacıya verilmesine,
b)Fazlaya ilişkin 105.000 TL’lik manevi tazminat isteminin reddine,
4-Davacı ——- manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile;
a)40.000 TL manevi tazminatın 04/08/2017 tarihinden tahsil tarihine kadar işlemiş ve işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ——— alınarak davacıya verilmesine,
b)Fazlaya ilişkin 10.000 TL’lik manevi tazminat isteminin reddine,
5-Davacı——– manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile;
a)40.000 TL manevi tazminatın 04/08/2017 tarihinden tahsil tarihine kadar işlemiş ve işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ———- alınarak davacıya verilmesine,
b)Fazlaya ilişkin 10.000 TL’lik manevi tazminat isteminin reddine,
MADDİ TAZMİNAT DAVASI YÖNÜNDEN;
6-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 44,40 TL harcın, davacılar tarafından yatırılan 1.407,19 TL peşin harçtan mahsubu ile fazla yatan 1.362,79 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine,
7-Davalı ———. tarafından talep edilmediğinden davalı———-. lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
8-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
MANEVİ TAZMİNAT DAVASI YÖNÜNDEN;
9-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 14.003,55 TL harcın davalı ——– tahsili ile hazineye gelir kaydına,
10-Davacılar tarafından sarf edilen 1.356,30 TL yargılama giderinin davanın kısmen kabul kısmen ret oranına göre hesaplanan 695,10 TL’sinin davalı ——— alınarak davacılara verilmesine, geriye kalan 661,20 TL’nin davacılar üzerinde bırakılmasına,
11-Davacılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1.maddesi uyarınca 18.250 TL vekalet ücretinin davalı ———— alınarak davacılara verilmesine,
12-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalıların yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin ilgili Hukuk Dairesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.27/12/2019