Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1075 E. 2018/1193 K. 15.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2017/1075 Esas
KARAR NO : 2018/1193

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA DEĞERİ : 722,15 TL
DAVA TARİHİ : 26/09/2017

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle, müvekkili şirket tarafından işletilen köprü ve otoyollardan, davalıya ait aracın ihlalli geçişi nedeniyle doğan ve yasal süresi içerisinde ödenmeyen geçiş tutarı ve yasadan kaynaklı para cezasının tahsili amacıyla İstanbul Anadolu ———–. İcra Müdürlüğü’nün 2017/16029 Esas sayılı dosyasından başlatılan icra takibinden gönderilen ödeme emrine davalı tarafından 11/07/2017 tarihinde dosyanın tamamına itirazda bulunduğunu, yapılan itirazın haksız olduğunu iddia ederek, İstanbul Anadolu ————— İcra Müdürlüğü 2017/16029 Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına ve aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle, müvekkili şirketin davacı şirkete herhangi bir borcunun bulunmadığını, bu nedenle yapılan takibe itiraz ettiğini, müvekkili şirket adına kayıtlı bulunan ———— plakalı aracın 24/04/2017 tarihinde ——— geçişi sırasında —- numaralı —- abonesi olduğunu, geçiş esnasında HGS’de yeterli bakiyesinin bulunmasına rağmen otomatik olarak ücret alımının gerçekleşmesi gerekirken söz konusu geçiş ücretinin alınmadığını, müvekkili şirketin dava konusu olayda herhangi bir kusurunun ve sorumluluğunun bulunmamasına rağmen ihlalli geçiş yaptığı iddiasıyla geçiş ücreti ve ceza kesilmesinin haksız nitelikte olduğunu, otoyollarda geçiş ücretini tahsil etmenin otoyol işleteninin görevi olduğunu, geçiş ücretinin tahsili için gereken teknik sistemlerin çalışmaması/ arızalanması veya geçiş sırasında HGS geçiş ücretinin alınmaması sebebinden araç sahibinin/ sürücünün sorumlu tutulamayacağını, tamamen işletenin sorumluluğunda olan bir durum olduğunu savunarak; açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVANIN VE UYUŞMAZLIK KONULARININ TESPİTİ, DELİLLER, DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ NEDENLER VE SONUÇ:
1-Davanın ve çekişme konularının tespiti: Dava, davacı şirket tarafından işletilen köprü ve otoyoldan davalı şirkete ait araçların ihlalli geçişleri nedeniyle doğan ve yasal süresi içerisinde ödenmeyen geçiş tutarları ve yasadan kaynaklı para cezası bedellerinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptaline istemine ilişkindir.
Tarafların karşılıklı dilekçelerinden, ön inceleme duruşmasından önce taraflar arasında “davalıya ait —————-plakalı aracın otoyoldan ücret ödemeden ihlalli geçiş yaptğı” hususunda uyuşmazlık bulunmadığı,
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın,
a-Davalı şirkete ait aracın ihlalli geçiş yaptığı sırada şirketin OGS hesabında geçiş ücretinin üzerinde para bulunup bulunmadığı,
b-Davalı şirketin hesabında aracın geçiş ücretini karşılayacak para var ise ihlalli geçiş nedeniyle davalının kusurlu olup olmadığı,
c-Davanın tam veya kısmen kabulü halinde alacağın likid olup olmadığı, yani davacının icra inkar tazminatına hak kazanıp kazanmadığı,
d-Davanın tam veya kısmen reddi halinde alacaklı-davacının, icra takibini yaparken haksız olup olmadığı, ayrıca kötüniyetli olup olmadığı noktalarında toplandığı tespit olunmuştur.
2-Davaya konu icra dosyası: Dosyamız içine alınan davaya konu İstanbul Anadolu ———- İcra Müdürlüğü’nün 2017/16029 esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı şirket vekilinin, 30/06/2017 tarihinde, davalı borçlu aleyhine başlattığı ilamsız icra takip konusunun davacıya ait Köprü ve Otoyoldan İhlalli Geçişler Sebebiyle Tahakkuk Eden Geçiş Ücreti ve 6001 Sayılı Kanun Uyarınca Tahakkuk Ettirilen Geçiş Ücretinin On Katı Tutarındaki Ceza olarak belirtildiği;
65,65 TL Geçiş Ücreti
656,50 TL Ceza Tutarı
722,15 TL bedel üzerinden takibe girişildiği, borçlu vekilinin 11/07/2017 tarihinde borca ve ferilerine itirazı etmesi ile takibin durdurulmasına karar verildiği, gelen icra dosyasından, davanın yasal süresi içinde açıldığı anlaşılmaktadır.
3-Deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi: Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü için gerekli deliller toplanmak suretiyle uyuşmazlığın çözümü yoluna gidilmiştir.
Davacı tarafça davalının aracının geçiş yapmış olduğu ilgili güzergah, giriş-çıkış yapmış olduğu gişeler ve tarihlerini tablo halinde sunmuş olduğu görülmektedir. Söz konusu tablodan tespit edildiği üzere ———- plakalı aracın 24/04/2017 tarihinde turnikeye girdiği,———en gelen cevabi yazıdan anlaşıldığı üzere bu sırada bakiyenin 34,80 TL olduğu, yani 65,65 TL tutarındaki bakiye için yetersiz kaldığı, ancak anlık 65,65 TL bakiye yüklemesi yapıldığı, bakiyenin 95,95 TL’ye yükseldiği, işletici firma tarafından ilgili geçişin 65,65 TL ücretinin tahsil edildiği, ancak işletici firma tarafından geçiş ücretinin iptali talebi geldiği, bunun üzerine geçiş ücreti ödemesinin iptal edilerek davalının hesabına geri ödendiği anlaşılmıştır.
Davacı şirket vekilinden yapılan ödemenin neden iptal edildiği sorulmuş, davacı vekili tarafından UYAP’tan gönderilen tarihsiz dilekçe ile sisteme göre provizyon alma süresinin 3 saniye olduğu, bu süre içinde olumlu cevap gelmemesi halinde provizyon için iptal talebinin ilgili OGS/HGS bankalarına gönderildiğini, bu uygulamanın araç geçişinin mükerrer tahsilatını engellemeye yönelik olduğu beyan edilmiştir.
Buna göre, gerek taraf dilekçeleri, gerekse davalının OGS/HGS hesabının bulunduğu PTT’den gelen cevabi yazıdan davalının aracının turnikeye girdiği sırada geçiş ücreti olan 65,65 TL’nin davalının PTT’deki hesabında bulunduğu, davacı şirket tarafından bu geçiş ücretinin davalının hesabından çekildiği, ancak daha sonra sistem tarafından iade edildiği anlaşılmıştır.
Olayımızda, davacı şirket, sistemin bu şekilde işleme nedeninin gişelerdeki araç yığılmasının önlenmesine yönelik olduğunu, araçlara kredi kartı veya peşin ödeme imkanı sağlandığı, davalının araç şoförünün bu imkanı kullanmadığı, ayrıca davalı şirkete ödeme yapılmadan geçiş yapıldığına ilişkin ihtar gönderildiğini, dolayısıyla haklı olduklarını savunmakta ise de, davalı taraf şirket olup, çalışanı olan şoförüne peşin ödeme yapma veya kredi kartı verme zorunluluğu veya tüm araçlarıyla ilgili gelen yazıları kontrol etmek zorunda değildir. Davalı tarafın üzerine düşen geçiş yapan aracın OGS/HGS cihazına geçiş sırasında istenen geçiş ücretini yüklü bulundurmaktan ibarettir. Olayımızda davalı şirketin bu yükümlülüğünü yerine getirdiği, ancak davacı şirketin sisteminin işleme biçimi nedeniyle davalı tarafından ödenen geçiş ücretinin geri iade edildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda davalının kusuru bulunmadığından ceza tutarından sorumlu olmadığı sonuca varmak gerektiği kanaatine ulaşılmıştır.
Ancak, davalı şirket, davacı tarafından geri iade edilen 65,65 TL geçiş ücretini gerek icra takibinden önce, gerekse icra takibi ile istenmesine rağmen ödememiştir. Bu durumda davalının ödeme yapmadan ücretli olan otoyolu/köprüyü kullanmış olduğu, çıkış gişelerinde sunulan “ihlalli geçiş bildirimi” belgesini de dikkate almadan ödeme yükümlülüğünü yerine getirmemiş olduğu, bu bakımdan davalının dava konusu edilen ücretli otoyol/köprü geçişleri için ücret ödemesi yapmadan geçiş yapmış olduğu, buna göre davacının 65,65 TL geçiş ücretini istemekte haklı olduğu, ancak ceza istemekte haksız olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
4-Kanun değişikliğinin incelenmesi: 7144 sayılı Torba Kanunu’nun 18.maddesi ile 6001 sayılı Kanunun 30’uncu maddesinin; birinci ve beşinci fıkralarında yer alan “on” ibareleri “dört” olarak değiştirilmiş olup, buna göre 6001 sayılı Kanun’un 30.maddesinin 5. fıkrasının; “4046, 3465 ve 3996 sayılı kanunlar çerçevesinde işletme hakkı verilen veya devredilen otoyollar veya erişme kontrolünün uygulandığı karayollardan geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yapan araç sahiplerinden, işletici şirket tarafından geçiş ücreti ödemeden giriş çıkış yaptığı mesafeye ait geçiş ücreti ile birlikte, bu ücretin dört katı tutarında ceza, genel hükümlere göre tahsil edilir” şeklini aldığı anlaşılmaktadır.
6001 sayılı Kanuna eklenen geçici madde 3 ise “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce otoyollar ile erişme kontrolünün uygulandığı karayoları için belirlenen geçiş ücretlerini ödemeden yapılımş olan geçişlerde araç sahiplerine bu Kanunun 30’uncu maddesinin beşinci fıkrası uyarınca tahakkuk ettirilen ancak bu maddenin yürürlük tarihi itibariyle tahsilatı yapılmamış olan para cezaları hakkında bu Kanunun 30’uncu maddesinde yer alan oranlar uygulanır” hükmünü haizdir.
Buna göre davacının davalıya ait araçların davacının işletiminde olan köprü ve otoyollardaki ödemediği 65,65 TL olan geçiş ücretine uygulanması gereken cezanın bu ücretin 4 katı tutarı olan 262,60 TL olduğu, davacının davadan sonra yürürlüğe giren yasa değişikliği nedeniyle davalıdan bu tutarı talep ettiği, ancak yukarıdaki bentte anlaşıldığı üzere davacının, davalıdan bu cezayı istemekte haksız olduğu kanaatine varılmış ve davacının fazlaya ilişkin 262,60 TL’lik alacak isteminin reddine karar vermek gerektiği, icra takibinde istenen 393,90 TL’lik alacağın konusuz kaldığı anlaşılmıştır.
5-Sonuç: Tüm bu nedenlerle davanın kısmen kabulü ile; davalı borçlunun İst. Anadolu ——— İcra Müdürlüğü’nün 2017/16029 esas sayılı icra dosyası üzerinden yapılan itirazın kısmen iptali ile, takibin 65,65 TL asıl alacak ve takip tarihinden işleyecek 3095 sayılı Yasanın 2/2. Maddesine göre avans esasına göre hesaplanan temerrüt faizi üzerinden devamına, davacının fazlaya ilişkin 262,60 TL’lik asıl alacak isteminin reddine, dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren 7144 sayılı Torba Kanunu’nun 18.maddesi ile 6001 sayılı Kanunun 30’uncu maddesinin; birinci ve beşinci fıkralarında yer alan “on” ibareleri “dört” olarak değiştirilmiş olduğundan 393,90 TL alacak yönünden konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
6-İcra inkar tazminatı ile ilgili inceleme ve gerekçe: Davacı, davalıdan icra-inkar tazminatı istemiştir. İcra ve İflas Kanunu’nun 67.maddesinin 2. Fıkrası hükmünce, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan başka, alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir.
Açıklanan yasal kuralların ışığında davalı tarafından ödenmeyen 65,65 TL tutarındaki alacağın miktarı belli, sabit ve borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmektedir. Bu nedenle likid olduğunun kabulü ile kabulüne karar verilen asıl alacak miktarı üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği kanaatine varılarak davacı taraf lehine %20 oranında 13,13 TL icra inkar tazminatına hükmetmek gerekmiştir.
7-Kötü niyet tazminatı ile ilgili gerekçe: Davalı taraf, kötü niyet tazminatı talebinde bulunmuştur.
Kötüniyet tazminatına hükmedilmesi için alacaklı-davacının, icra takibinin haksızlığı yanında, ayrıca kötüniyetli olduğunun da kanıtlanması gerekir. Yani davalının, davacının takip ve dava konusu alacağın hiç doğmadığını veya sona erdiğini bilmesine ya da bilebilecek durumda olmasına rağmen takip başlattığını veya dava açtığını ispatlaması gerekir.
Olayımızda davacı ile davalı arasında hukuki ilişki mevcut olup, davacı davaya konu borcun ceza bedeline ilişkin kısmının varlığını ispatlayamamıştır. Bu nedenle davalı taraf, davacının icra takibini yaparken veya dava açarken kötü niyetli olduğunu ispatlayamadığından kötüniyet tazminatı isteminin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; davalı borçlunun İst. Anadolu ————-. İcra Müdürlüğü’nün 2017/16029 esas sayılı icra dosyası üzerinden yapılan itirazın kısmen iptali ile, takibin 65,65 TL asıl alacak ve takip tarihinden işleyecek 3095 sayılı Yasanın 2/2. Maddesine göre avans esasına göre hesaplanan temerrüt faizi üzerinden devamına,
2- Davacının fazlaya ilişkin 262,60 TL’lik asıl alacak isteminin REDDİNE,
3- Dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren 7144 sayılı Torba Kanunu’nun 18.maddesi ile 6001 sayılı Kanunun 30’uncu maddesinin; birinci ve beşinci fıkralarında yer alan “on” ibareleri “dört” olarak değiştirilmiş olduğundan 393,90 TL alacak yönünden konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
4- Likit ve muayyen nitelikte bulunan kabulüne karar verilen asıl alacağın % 20’si oranındaki 13,13 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5- Davacı-alacaklının reddine karar verilen kısımla ilgili kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından davalı yararına tazminat takdirine yer olmadığına,
6- Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan ————-‘nin 13/1-2. Maddesi uyarınca 65,65 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan ———-‘nin 13/1-2. Maddesi uyarınca 262,60 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Diğer yargılama giderlerinin kabul ve red oranları göz önüne alınarak, 4/5’inin davacıdan, 1/5’inin davalıdan alınmak suretiyle hesaplanarak tahsiline,
-Davacı tarafından sarf edilen 103 TL tebligat ve posta giderinin, kabul red oranına göre hesaplanan 20,60 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9- Harçlar yasasına göre alınması gerekli 35,90 TL harcın, davacı tarafından yatırılan 31,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 4,50 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
10- Davacı tarafından yatırılan 31,40 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, kabulüne ve reddine karar verilen miktarlar 3.560 TL’nin altında olduğundan KESİN OLARAK verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı