Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1040 E. 2018/322 K. 05.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL ANADOLU
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/1040
KARAR NO : 2018/322

DAVA : TAZMİNAT
DAVA TARİHİ : 19/09/2017
KARAR TARİHİ : 05/04/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde,Davalı Şirkete Kasko Sigortası ile Sigortalı —-‘un malik ve işleteni olduğu —- Plakalı araç 27.06.2017 tarihinde hasarlanmıştır. Sigorta Şirketinin Sorumluluğu—- plakalı araç 18.04.2017/2018 vade —- Kasko Poliçe numarası davalı sigorta şirketine sigortalı olduğu, meydana gelen kaza neticesinde — Plakalı araçta KDV dahil 5.768,23-TL Hasar meydana geldiği, davalı, Kasko poliçe genel şartlan gereği KDV dahil hasar tutarının tamamından sorumlu olduğu, davalı Sigorta Şirketine, araçta meydana hasar bedelinin ve ekspertiz ücretinin alacağın temliki sözleşmesine uygun olarak, tarafımıza ödenmesi için 18/08/2017 tarihinde başvuru yapıldığı, hasar bedeline ilişkin uyuşmazlık sebebi ile talep edebileceğimiz miktarın bilirkişi marifeti ile tespit edilmesinden sonra alacak miktarını belirlenecek miktar kadar arttıracağımızı, fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 3.400,00-TL ödenmeyen hasar bedelinin ve 250,00-TL ekspertiz ücretinin poliçe limitleri dahilinde muhatap şirketin temerrüt tarihi olan 28/08/2017 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline, her türlü başvuru, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile, Uyuşmazlık konusu kazaya karışan — plakalı araç, müvekkil şirket nezdinde 18.04.2017– 18.04.2018 vadeli,—- nolu Genişletilmiş Kasko Poliçesi ile sigortalı olduğu, herhangi bir kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkil sigorta şirketinin sorumluluğu teminat limiti ile sınırlı olduğu, müvekkil şirketin sorumluluğu bulunmadığından, haksız ve mesnetsiz davanın reddine, karar verilmesini istemiştir.
Dava, sigorta şirketinin trafik kazası sonucu araçta oluşan hasar bedelinin, dava dışı sigortalı ile “Hasar Tazmini ve Alacağın Temliki Sözleşmesi” uyarınca, temlik alan sıfatı ile davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Davacı şirket ile dava dışı sigortalı arasında 29/06/2017 tarihinde yapılan “Hasar Tazmini ve Alacağın Temliki Sözleşmesi” uyarınca dava dışı sigortalının — plaka sayılı aracının hasar bedelinden dolayı Kasko Sigorta Poliçesi kapsamında davalı sigorta şirketinden olan alacağını davacı şirkete temlik etmiştir. Davacının temlik alan sıfatı ile yerine geçtiği dava dışı sigortalı ile davalı sigorta şirketi arasında davaya konu hususi otomobil yönünden kasko sigorta sözleşmesi yapılmıştır. Davacı hem temlik sözleşmesine hemde kasko sigorta sözleşmesine dayanmaktadır.
28/11/2013 tarihli resmi gazetede yayınlanarak 28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 2. Maddesinde ”Bu kanun, her türlü tüketici işlemi ile Tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” düzenlenmesine yer verilip 3. Maddede ise Tüketici İşlemi tanımlanmış ve ”Mal ve hizmet piyasalarında kamu tüzel kişilerde dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına yada hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık v.b sözleşmelerde dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” ifadelerine yer verilmiştir. Ayrıca aynı kanunun 83. Maddesinde de “Taraflardan birinin tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması , bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez” denilerek 6502 sayılı kanunun tüketici işlemlerinde mutlak uygulama alanı bulacağı vurgulanmıştır. Yasanın yürürlüğü ise geçici 1. Maddede düzenlenmiştir.
Her ne kadar taraflar tacir olsa bile, uyuşmazlık her iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklanmamaktadır. Davacı akdi halefiyete dayanmakta olup, dava dışı sigortalının sadece tüketici ilişkisinden olan haklarına halef olmuştur.
6502 sayılı tüketicinin korunması hakkındaki kanunun 73. Maddesinde de tüketici mahkemeleri düzenlenmiş ve ”Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir” denilmiştir. Bu kapsamda davacının aktif dava ehliyetine dayanak yaptığı kredi sözleşmesi tüketici kredisi olması ayrıca davanın dayanağı olarak ileri sürülen kasko sigorta sözleşmesi de 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 2 ve 3. Maddeleri kapsamında kaldığından işbu davaya bakmaya Tüketici Mahkemeleri görevlidir (Aynı yönde Yarg. 17. H.D. 18/04/2016 T. 2015/15929 E. 2016/4930 K.).
Mahkemelerin görevleri kanunla düzenlenip kamu düzenindendir , ayrıca dava şartları arasında yer verilmiştir. Mahkemenin görevli olup olmaması hususu mahkemece davanın her aşamasında resen gözetilir. Görev kurallarının niteliği itibari ile taraflar yararına usulü kazanılmış hak oluşturmaz.
Açıklanan nedenler ve yasal düzenlenemeler karşısında mahkememizin görevsizliği nedeni ile davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.

H Ü K Ü M : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın GÖREV NEDENİYLE dava şartı yokluğundan HMK 114/1-c, 115/2 ye göre usulden REDDİNE,
2-HMK 20 md.ye göre kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki haflatık süre içinde başvuru halinde dava dosyasının görevli ve yetkili İSTANBUL ANADOLU TÜKETİCİ MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-HMK.’nun 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkemece DEĞERLENDİRİLMESİNE,
Dair tebliğden itibaren 2 hafta içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu usulen anlatıldı. 05/04/2018