Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İstanbul Anadolu
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/1038 Esas
KARAR NO : 2018/452
DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 19/09/2017
KARAR TARİHİ : 09/05/2018
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine Mahkememize açılan davanın yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul Anadolu—. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin — Esas sayılı dosyasında açılan itirazın iptali davasında davalı … şirketinin 04/10/2016 tarihinde ticaret sicilden terkin olduğunu öğrendiklerini ve verilen yetki ile işbu davayı açtıklarını, İstanbul Anadolu —. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin — Esas sayılı dosyası ile sınırlı olmak kaydıyla davalı firmanın ihyasına karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA: Davalı …vekili cevap dilekçesinde özetle; TTK 32.maddesi uyarınca işlem yapıldığını, işbu şirketin şahıs firması olduğunu ve ihya davasına konu edilemeyeceğinin değerlendirildiğini, firma sahibinin şirketin borçlarından sorumlu olduğunu, davalının davanın açılmasına sebep olmadığını, bu nedenle yargılama giderlerinden sorumlu tutulamayacağını, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVANIN TESPİTİ, İNCELEME VE GEREKÇE
Dava, ticaret sicilden terkin olunan davalı şirketin ihyası istemine ilişkindir.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünden gelen 16/10/2017 tarihli cevabi yazıya göre, davalı şirketin — adına kayıtlı şahıs şirketi olduğu anlaşılmıştır.
Şahıs şirketi tüzel kişiliğe sahip ve ortakların sorumlulukları sınırsız olan şirket türleridir. Ortak ekonomik bir çıkar veya çıkarların gereği olarak sayısı belli kişilerin kurdukları ve sorumlulukları kişisel olan ortaklıklara şahis şirketi denir.Kişi şirketlerinde ortakların hepsi uygun görmeden ortaklık payı başkalarına satılmak veya devredilmez. Şirketten ayrılan bir ortağın şirket ilişkilerinden dolayı üçüncü kişilere olan sorumluluğu devam eder. Ortaklar, gerçek kişilerdir ve şirket borçlarına karşı bütün mal varlığı ile sınırsız olarak sorumludurlar. Adi ortaklık için ticaret sicilinden terkin ortaklığı ve sorumluluğu sona erdirmez. Bu nedenle davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır.
Davacının dava açmakta hukuki yararının bulunması, dava şartı (HMK m. 114/1-h) olup, davanın her aşamasında ileri sürülüp sürülmediğine bakılmaksızın hakim tarafından kendiliğinden gözetilir. (HMK m. 115/1) O halde, davanın hukuki yarar bulunmadığından, usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
Yasada açıkça dava şartlarının her aşamada mahkemece kendiliğinden araştırılacağı düzenlendiğinden tensip aşamasında dahi dava şartı yokluğu halinde usulden red kararı verilebilir. HMK 137, 138 ve 140. maddedeki ön inceleme aşamasında dava şartlarının inceleneceğine dair düzenlemeler, henüz incelenmemiş ise tahkikata geçilmeden önce dava şartlarının incelenmesi zorunluluğunu belirtmektedir. Bu hükümler her aşamada dava şartlarının incelenebileceğine dair 115. madde düzenlemesine inceleme zamanı bakımından en erken zaman olarak sınır çizen bir düzenleme olmayıp incelemenin en geç ne zaman yapılması gerektiğini göstermektedir.
HMK.nun 30. Maddesine göre Hakim lüzumsuz masraf yapılmamasını sağlamakla yükümlüdür.
Tüm bu nedenlerle davacının işbu davayı açmakta güncel hukuki yararı bulunmadığından HMK’nin 114/1-h ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının işbu davayı açmakta güncel hukuki yararı bulunmadığından HMK’nın 114/1-h ve 115/2.maddeleri uyarınca davanın usulden reddine,
2-Harçlar yasasına göre alınması gerekli 35,90 TL harcın, davacı tarafından yatırılan 31,40 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 4,50 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden, karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT’nin 6. maddesi uyarınca 1.090,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı —vekilinin yüzlerine karşı, davalı …vekilinin yokluğunda, HMK’nin 345. Maddesi uyarınca gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin ilgili Hukuk Dairesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 09/05/2018