Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1037 E. 2019/894 K. 25.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2017/1037 Esas
KARAR NO : 2019/894

DAVA : Tespit
DAVA TARİHİ : 18/09/2017
KARAR TARİHİ : 25/09/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA : Davacı vekili, davalı şirketin eski isminin ————– Olduğunu, —- tarihli genel kurulu kararıyla ünvanın —————————. Olarak değiştirilip, keyfiyetin —-tarihli sicil gazetesinde yayınlanarak ilan edildiğini; müvekkilinin ————————-ortağı ve temsile yetkili müdürü iken 15/04/2004 tarihli hisse devir sözleşmesinde hissesini —- —————— devrettiğini; şirketle ortaklık ilişkisinin sona erdiğini; hisse devrinin 27/04/2004 tarihli —-gazetesinde ilan edildiğini; şirketin genel kurulunca 05/05/2004 tarihinde ve 16 nolu kararla —- şirket müdürü olarak dışarıdan atandığını, bu nedenle davacının şirket müdürlüğünün de sona erdiğini; bu hususun da ticaret sicilinde yayınlandığını; şirket isim değiştirdikten sonra da ortaklarından—————sayılı karar ile yetkili müdür atandığını, bu kararla da 08/07/2004 tarihinde ———- gazetesinde ilan edildiğini; davalı şirketin 04/10/2013 tarihinde ise sicilden resen terkin edildiğini; ancak müvekkiline şirketle hiçbir alakası kalmamasına rağmen vergi cezaları gelmeye başladığını, vergi suçlarından dolayı yargılandığını belirterek; davalı şirketin 27/04/2004 tarihinden itibaren ortağı olmadığının tespitine karar verilmesine taleple dava etmiştir.
SAVUNMA : Dava anında, davalı şirket ticaret sicil kaydından resen terkin edilmiş olup, ancak işbu davadan önce açılan ve İstanbul Anadolu —–. Asliye Ticaret Mahkemesinin —— karar sayılı hükmü ile mahkememiz dosyasındaki yargılama ve kararın infazı aşamasıyla sınırlı olmak üzere davalı şirketin ihyasına karar verilmiş; ihya kararı kesinleşmiş, davalı şirkete tebligat yapılmış, ancak davalı şirket davaya herhangi bir cevap vermemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, şirketten ayrılan ortak tarafından açılan tespit davasıdır. Davacı 27/04/2004 tarihinden itibaren şirket ortağı olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmektedir.
Mahkememizce tüm deliller toplanmış, toplanan deliller irdelenmek suretiyle sonuca gidilmiştir.
Limited şirket ortaklığından hisse devriyle ayrılmanın bir prosedürü bulunup; bu prosedür gereğince devredenle devralan ortakların pay devir işlemini noterde gerçekleştirmeleri, pay devrinden sonra şirkete başvurmaları, şirket genel kurulunda pay devri hususunda onay kararı alınması bilahare şirket yönetimi tarafından pay devrinin deftere işlenmesi ve pay devrine ilişkin belgenin hazırlanması; hazırlanan bu pay devir belgesi ve noterde yapılan sözleşmenin şirket yöneticisi tarafından ticaret sicile ibraz edilmesine, ticaret sicil tarafından da sicil gazetesinde ilan edilmesi gerekir. Bu prosedür, ticaret sicili yönünden, davacının şirketle ortaklık ilişkisinin sona ermesi yönünden gerekli olan prosedürdür. Ticaret siciliyle yapılan yazışmada, bu prosedürün yerine geldiği, davacımızın şirket ortaklığından ayrıldığı, hissesini devrettiği ve bu hususların ticaret sicilde aynen yer aldığı sabittir.
Davamıza neden olan husus, hisse devrinin vergi dairesine de bildirilip, davacımızın vergi dairesi nezdinde şirket ortaklığının sona erdirilmemesinden kaynaklanmaktadır. Gerçekten de, yukarıdaki prosedür gereği ticaret sicilinde gerekli işlemler yapıldıktan sonra, hisse devrinde bulunan ortağın; keyfiyeti ilan eden ticaret sicil gazetesi ve hisse devir sözleşmesi ile kendisinin vergi dairesine başvurup; şirket kaydından ismini sildirmesi gerekmektedir. Davamızda bu prosedürün yerine getirilmediği, ya da davacımız başvurmuş olsa dahi vergi dairesi tarafından işlemin tamamlanamadığı; bu nedenle davacımızın vergi suçlarından yargılandığı dönemler yönünden ve vergi cezalarının tahakkuk dönemleri yönünden şirket ortağı gözüktüğü anlaşılmaktadır.
Ancak, davacımızın mahkememizce iş bu davayı açmasında hukuki menfaat olmayıp; amacı vergi cezalarına ve vergi suçlarına muhatap olmamak olan davacımızın, şirket ortaklığının sona ermiş olduğu, bunun ticaret sicilinde neşir edildiğini belirtmek suretiyle, önce vergi idaresine, talebi kabul edilmezse vergi idaresinin kararına karşı da vergi mahkemesine gitmesi gerekir. Mahkememizin, ticaret sicilde herhangi bir şekilde devir işleminin kaydedilmediği, bu hususta davacının bildirimi olmadığı ya da bildirime rağmen sicil tarafından yanlış hareket edilmesi halinde TTK 34.madde gereğince görevli olduğu tartışılabilir ise de; olayımızda ticaret sicil yönünden devir işleminin tescil edildiği, herhangi bir hatanın söz konusu olmadığı nedeninden bu uygulamanın söz konusu olamayacağı; davacının amacına göre vergi idaresinin mutlaka davalı göstererek açılması gereken bir davanın gerektiği; mahkememizce dava kabul edilse dahi, karara taraf olmayan vergi idaresini bu kararın bağlamayacağı; mahkememiz yönünden davacının ticaret sicilde payını devrettiğinin belli olması karşısında verilebilecek bir kararın bulunmadığı, davacının amacına uygun vergi idaresini bağlayıcı bir kararın da mahkememizce verilemeyeceği; kaldı ki bu yönden mahkememizin de görevli olmadığı nazara alınarak davacının hukuki menfaati görülmemiş; talebinin bu nedenle reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
DAVANIN HUKUKİ MENFAAT YOKLUĞU NEDENİYLE REDDİNE,
Dava maktu harca tabi olup, maktu harçtan eksik 13,00 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
Tamamı davacı tarafından karşılanan yargılama giderinin davacı üzerinden bırakılmasına, karar kesinleştiğinde bakiye gider avansı kalırsa davacıya iadesine,
Dair, karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere ve oy birliğiyle verildi, açıkça okunup usulen okundu.