Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1025 E. 2020/159 K. 25.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/1025
KARAR NO: 2020/159
DAVA : İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ: 09/03/2015
KARAR TARİHİ: 25/02/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı şirket vekilince dosyaya sunulan ———–tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkil davacı şirket ile davalı şirket arasındaki ticari ilişkinin konusunun davalı şirketin ——muhtelif ülkelere ve muhtelif ülkelerden ————– taşınmasını istediği bir kısım emtianın taşıma işlerinin müvekkil şirket tarafından yerine getirilmesi işi olduğunu, taraflar arasındaki anlaşma neticesinde taşınması istenen emtiaların taşınması işleri herhangi bir hasar, ziya ve gecikme olmaksızın müvekkil şirket tarafından yerine getirildiğini ve bu iş karşılığında navlun ücretine ilişkin faturalar düzenlenerek davalı şirkete gönderildiğini, ancak bu fatura bedellerinin davalı şirket tarafından hiçbir gerekçe göstermeksizin ödenmediğini, davalı şirketin müvekkile olan ——– TL borcunu ödemesi için davalı şirketin müteaddit defalar ikaz edildiğini, davalının faturalardan kaynaklanan borcunu ödememesi üzerine davalı şirket aleyhine ————.lcra Md’ nün ——- E. Sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalı şirketin icra takibine haksız ve mesnetsiz olarak yetkiye ve borca itiraz ettiğini ve takibi durdurduğunu iddia ederek, davalı şirketin takibe yapmış olduğu vaki itirazın iptali ile takibin——— TL asıl alacak üzerinden devamına, %20’den az olmamak üzere tazminata mahkûmiyete, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı şirket üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
Davalı vekilince dosyaya sunulan —— havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davaya yönelik olarak yetki itirazlarını tekrar ettiklerini, ayrıca İİK.67 hak düşürücü süre ve CMR hükümlerine göre 1 yıllık zaman aşımı yönünden de davanın reddinin gerektiğini, taraflar arasında bulunan ———— gereği davacı şirketin belli bir ücret karşılığında müvekkil şirkete ait boru emtialarını müvekkil şirketin yurtdışında bulunan 3.şahıs müşterilerine karayoluyla nakliyesini üstlendiğini, davacının emtia naklettiği şirketlerden birinin merkezi ——— bulunan ———- Firması, bir diğerinin ise ——— da bulunan ———- firması olduğunu, davacı şirketin ——— yılı başlarında bu şirketlere götürmüş olduğu emtiaların tamamen taşıyıcı/davacı şirketin kusuru sebebiyle hasar ve zıyaa uğradığını, müvekkil şirketin açıklanan faturalar nedeniyle takibe konu borcun ——– TL’ lık kısmına itirazının haklı ve gerekçeli olduğunu, bu tutar sonucunda doğan takas-mahsup ilişkisi sonucunda müvekkil şirketin davacı şirkete böyle bir borcu bulunmadığını savunarak, usule ilişkin itirazlarının kabulü ile davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretlerinin davacı şirket üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmişlerdir.
Mahkememiz ——— esas ———– karar sayılı kararı ile yetkili icra dairesinde yapılmış bir icra takibinin bulunmadığı gerekçesiyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiş, mahkememiz işbu kararı Yargıtay — Hukuk Dairesince ——- esas ———– karar sayılı ilamı ile “taraflarca para borcunun ifa yeri bakımından alacaklının ikametgahından başka bir yer kararlaştırıldığının iddia ve ispat olunmadığını, bu itibarla mahkemece alacaklının ikametgahı olan ———- İcra dairesinin icra takibinde yetkili icra dairesi olduğunun kabulünün gerektiği” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Yargıtay bozma ilamının mahkememiz dava dosyası ile birlikte gönderilmesi sonrası mahkememizce——– tarihinde tensip zabtı tertip edilerek davacı vekillerine ve davalıya ayrı ayrı tebliğ edilmiş ——— tarihli celsede bozma ilamının dosya kapsamına ve mevzuata uygun bulunması nedeni ile bozmaya uyulmasına karar verilerek tahkikat yargılamasına başlanılmıştır.
Mahkememizce ———- Asliye Ticaret Mahkemesine yazılan talimat yolu ile bilirkişi ———– tarafından davalının defter ve belgeleri yerinde incelenmekle hazırlanan raporda; Tarafların iddia ve savunması, tüm dosya içeriği ve davalı defterlerinin incelenmesi sonucu;
i) Yapılan incelemede taraflar arasında “yük taşımacılığı hizmetine dayalı” bir ticari ilişkinin bulunduğu,
ii)Davalı şirketin —————– yıllarına ait ticari defterlerinin incelendiği, ticari defterlerin kağıt ve elektronik defter olarak elektronik ortamda tutulduğu, defter beratlarının zamanında alındığı, defter tasdik fotokopileri ile e-defterlere ilişkin mali yıl başlangıcına ve sonlarına ilişkin defter beratlarının rapora ek yapıldığı,
iii)Davalı şirket ticari defterlerine göre icra takip tarihi ————- itibariyle davalının, davacıya her hangi bir borç bakiyesinin bulunmadığı tespitlerinde bulunulmuştur.
Davacı şirketin ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılan ve bilirkişiler——– tarafından hazırlanan ——– tarihli raporda; Tarafların beyanları ve delilleri ışığında,
1.Davacı Şirketin Davalı Şirketten Takip ve Dava Tarihi itibarıyla Faturalara dayalı açık cari hesaptan kaynaklanan ———- ASIL ALACAĞI bulunduğu, bu Alacağın ———– lık kısmının Takip ve Davaya Konu edildiği,
2.Mutabakatsızlığın,
—– Düzenleme/Kayıt tarihli, — Nolu, —– TL Tutarlı Navlun
— Düzenleme/Kayıt tarihli, — Nolu,—– TL Tutarlı Hasar, Ziya Yansıtma
— Düzenleme/Kayıt tarihli, — Nolu, —TL Tutarlı ———Yansıtma faturalarından kaynaklandığı,
3.Dosya kapsamında yer alan——— yazışmaları ve taşınan mallara ilişkin fotolar incelendiğinde taşıma konusu malların bir kısmında zararlar meydana geldiğinin anlaşıldığı, ancak bu zararların taşımadan mı yoksa paketlemeden mi kaynaklandığı hususunda usulüne uygun bir tespit raporu vb. bir delilin dosya kapsamında yer almadığı, sunulu e-posta yazışmalarından da bu hususun kesin bir şekilde tespit edilemediği,
4.Anılan taşımanın ücretsiz gerçekleştirildiğine ilişkin davalı iddiasını destekler bir delile dosya kapsamında rastlanılmadığı yönündeki kanaatlerini bildirmişlerdir.
Davalı tarafın itirazlarını değerlendirmek üzere bilirkişi heyetine CMR uzmanı bilirkişi ve makine mühendisi bilirkişi eklenmek suretiyle bilirkişiler —————- alınan ek raporda; Mevcut verilerin değerlendirilmesi sonucu;
1.Teknik yönden: Dosya kapsamında yurt dışına gönderilen ve her iki firmada hasar gördüğü belirtilen mallar üzerinde işin ehli kişiler tarafından yapılmış incelemeye istinaden hazırlanan ve teknik tespitleri içeren eksper raporu vb. teknik bir tespitin bulunmadığı,
-Dosya kapsamına sunulan tüm bilgi ve belgeler ile siyah beyaz fotoğraflardan;———– firmasından gönderilen mallar ile ilgili olduğu belirtilen siyah-beyaz fotoğraflardan malzemenin bir kısmında zararlar meydana geldiğinin görüldüğü, ancak bu zararın miktarı oranı-derecesi-boyut ve yoğunluğunun mevcut fotoğraflara göre tespit edilemeyeceği, bu zararların paketleme sırasında mı, yoksa taşımadan mı kaynaklandığı hususunda ve hasara uğrayan borularda yapılan İşlemler sebebiyle davacıya kesilen fatura bedeli yönünden mevcut bilgi ve belgelere göre teknik yönden bir değerlendirme yapılamayacağı,
2.Davalı kalibre nin davada ileri sürdüğü zaman aşımı def-i yönünden: Zaman aşımı sürelerinin, İİK67 maddesinden getirilen itirazın iptali davası açılması sürelerinden tamamen farklı ve bağımsız olduğu ve TBK156.maddesinde getirilen kural çerçevesinde işlediği, zaman aşımı süresinin işlemesinin, İİK67 maddesinde getirilen dava açma süresindeki gibi, takip alacaklısına itirazın tebliğ edilmesine bağlı olmadığı,
-Buna göre, ve benzer bir uyuşmazlıkta verilen yukarıda açıklanan ve ekte sunulan Yargıtay —-.HD si ——-Esas nolu dosyasından verdiği ——– gün——–Karar nolu ilamı da dikkate alındığında, takibin başladığı ————– günü kesilen ve TBK156.maddesine göre tekrar başlayan, — yıllık zaman aşımı süresi ——— günü dolduğu, davanın ise zaman aşımı süresi dolduktan yaklaşık — ay sonra ikame edildiği, bu halde Davalı ——- davada verdiği zaman aşımı def i yerinde olduğu,
——–.İki ayrı taşımadaki hasar nedenleri ve davacının hasarlardan sorumluluğu yönünden: Gönderilen ——-yapılan ————- taşımasında hasarın.———- emteasının, —— sarılarak ambalajlanması nedeni ile oluşan terlemeye bağlı paslanma olduğu, bu hasardan CMR17.4.d ve b maddeleri ne göre Davacı nakliyeci ——- sorumlu tutulamayacağı,
-Gönderilen ——— taşımasında hasara, ambalaj ve istifleme kusurlarının birlikte etken olduğu, hasarın ambalaj yetersizliğinden kaynaklanan kısmı için Davacı …. CMR17.4.b maddesine göre sorumlu tutulamayacağı,
-Hasarın sabitleme ve istif yetersizliğinden kaynaklanan kısmı için Davacı nakliyeci ——– istif ve sabitleme de uyarı görevini ifa etmediği, istif ve sabitleme hatasının toplam hasar içindeki etkisinin —olduğu, Davacının ise bu—– toplamda ise — oranında kusurlu olduğu, bu taşımada hasar bedeli —kabul edilmek ile bu hasarın—- sundan — günü — satış kuru üzerinden ———- Davacı …’nun sorumlu olduğu,
4.Takip yönünden: Mahkemenizin yukarıda zaman aşımı ile ilgili görüşe katılmaması ve dava aşamasında zaman aşımının oluşmadığı sonucuna varması halinde, davalı ————-Esas nolu dosyasına yaptığı itirazın ———-kısmının yerinde olacağı,
Buna göre davalı ———— ———Esas nolu dosyasına yaptığı itirazın ————-TL sına isabet eden kısmının iptali ile takibin bu bedel üzerinden devamının yerinde olacağı sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Dava, genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.
Davacı davalı ile aralarında sözleşme nedeniyle yapmış olduğu taşımalardan dolayı alacağını genel haciz yolu ile icra takibine koymuştur. Davalı tarafından borca ve yetkiye itiraz edilmiştir. Yargılama sırasında ise zamanaşımı defiinde bulunulmuştur.
CMR konvansiyonunun 32’nci maddesine göre “Bu anlaşma gereğince yapılan taşımalardan doğacak davaların bir yıl içinde açılması gerekir”. TTK’nın 855’inci maddesinde göre “Bu Kitap hükümlerine tabi taşımalarda, yolcunun bir kaza sonucu ölmesi veya bedensel bütünlüğü zedeleyen bir zarara uğraması halinde istem hakları on yılda; diğer zararlarda ise bir yılda zamanaşımına uğrar”
6098 sayılı TBK.’nın 154/2. maddesi, zamanaşımının icra takibiyle kesilmesi halinde takibe ilişkin her işlemden sonra yeni bir sürenin başlayacağı hükmünü haizdir. Başlayacak yeni süre de, asıl zamanaşımı süresi kadar, yani bir yıldır. Dosyada mevcut icra takip dosyasının incelenmesinde, davacı tarafından davalı hakkında —- tarihinde (harç tarihi) icra takibi başlatıldığı, davalı borçlu vekili tarafından —– tarihinde borca itiraz edilmesi üzerine takibin durdurulduğu ve İcra Memuru tarafından alınan ————- tarihli karar ile takibin durdurulmasına ve dilekçesinin bir suretinin alacaklıya tebliğine karar verildiği ancak davacı alacaklıya itiraz dilekçesinin tebliğe çıkarılmadığı anlaşılmıştır.
6098 sayılı TBK’nın 154/2 ve 157/2 maddeleri uyarınca, icra takibi ile kesilen zamanaşımı süresi, alacağın takibine ilişkin her işlemden sonra yeniden işlemeye başlamakta olup, somut olayda icra takibinin başlatıldığı —–tarihinde bir yıllık zamanaşımı süresi kesilmiş, bu tarihten sonra, dava tarihi olan———- tarihine kadar geçen bir yılı aşkın sürede zamanaşımını kesen bir takip işlemi yapılmamıştır. İİK.’da hangi işlemlerin icra takip işlemleri olduğu sayılmamıştır. Ancak bir işlemin icra takip işlemi sayılabilmesi için üç şartın birlikte bulunması gerekmektedir. Bunlar, işlemin icra organlarınca yapılması, borçluya karşı yapılması ve cebri icranın ilerlemesini sağlayıcı nitelikte olması gerekmektedir. —————- İcra takibinden sonra, davacı alacaklı tarafından takip dosyasında herhangi bir işlem yapılmamıştır.
İİK.’nın 67. ve 68. maddelerinde söz konusu davaların açılabilmesi için öngörülen ——- aylık süreler ise hak düşürücü nitelikte olup itirazın tebliği tarihinden itibaren başlamakla birlikte, bu davaların itiraz alacaklıya tebliğ edilmeden de açılmasına engel bir kanun hükmü bulunmamaktadır. İtirazın alacaklıya tebliğ edilmemesi, sadece İİK.’nın 67 ve 68. maddelerinde sözü edilen hak düşürücü sürelerin başlamasına engel teşkil eder niteliktedir. Bu açıdan bakıldığında, işbu dava, itiraz dilekçesi alacaklıya tebliğ edilmediğinden bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmış ise de, hak düşürücü süre ile zamanaşımının birlikte cereyanı ve her iki sürenin aynı (olayımızda olduğu gibi bir yıl) olması halinde zamanaşımı süresinin dolmasından sonra ve fakat hak düşürücü süre içerisinde açılan davanın, alacağın zamanaşımına uğramasına engel bir niteliği yoktur —————–
Tüm bu nedenlerle, takip ve dava konusu alacak, CMR’nin 32, 6098 sayılı TBK.’nın 153, 154 ve 157. maddeleri gereğince dava tarihinden önce zamanaşımına uğramış olduğundan, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğinden aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın zamanaşımı nedeniyle REDDİNE,
2-Alınması gerekli 54,40 TL harçtan, 444,07 TL’si peşin olarak yatırılmış olduğundan bakiye 389,67 TL harcın davacıya istek halinde İADESİNE
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 5.514,84 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ÖDENMESİNE,
4-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
Dair davacı … davalı vekilinin yüzüne karşı HMK 345/1. maddesi uyarınca tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde ——————– Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/02/2020