Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1024 E. 2019/888 K. 24.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/126 Esas
KARAR NO : 2019/1061

DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 02/04/2019
KARAR TARİHİ : 13/11/2019

Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, ihyası istenen——-karşı İst. Anadolu —— İş Mahkemesi’nin — esas sayılı dosyasında dava açıldığını, ancak davalı şirketin———–suretiyle birleştiğini, şirketin ihyası için İst. Anadolu —- İş Mahkemesi’nin —– esas sayılı dosyasının 5.3.2019 tarihli celsesinde kendilerine süre verildiğini, —–.şirketinin — tarihinde tescil edilerek birleşme nedeniyle sicil kaydının terkin edildiğini, —–‘nin ise 28.3.2018 tarihinde sicilden terkin edildiğini, rücuen alacak davasının konusunu oluşturan iş kazasının, davalının resen tescil işleminden önce, 28.10.2012 tarihinde gerçekleştiğinden dava konusu ——— tüzel kişiliğinin TTK’nin 547. Maddesine göre ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü vekilinin cevap dilekçesinde,davalının davanın açılmasına sebep olmadığını, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinden sorumlu olmayacağını, kendileri açısından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava dilekçesi davalı —— 25/04/2019 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı ————davaya cevap vermemiştir.
DAVANIN VE UYUŞMAZLIK KONULARININ TESPİTİ, DELİLLER, DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ NEDENLER VE SONUÇ:
1-Davanın ve çekişme konularının tespiti: Dava, ticaret sicilinden terkin edilerek tüzel kişiliği ortadan kalkmış bulunan şirketin ihyası istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın;
A-Davaya konu şirketin davalı —- Ticaret Sicilinden terkin edilmemesi gerektiği halde davalı tasfiye memuru tarafından usule aykırı olarak terkin edilip edilmediği,
B-Davacının açtığı dava nedeniyle davalı şirketin ihyasının gerekip gerekmediği,
C-Davalı tasfiye memurunun yargılama giderlerinden sorumlu olup olmadığı noktalarında toplandığı tespit olunmuştur.
2-İlgili Mevzuat: TTK’nin “Ek tasfiye” başlıklı 547.maddesi “(1) Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler.
(2) Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir.” hükmünü haizdir.
TTK’nin 529. Maddesi “(1) Anonim şirket;
a) Sürenin sona ermesine rağmen işlere fiilen devam etmek suretiyle belirsiz süreli hâle gelmemişse, esas sözleşmede öngörülen sürenin sona ermesiyle,
b) İşletme konusunun gerçekleşmesiyle veya gerçekleşmesinin imkânsız hâle gelmesiyle,
c) Esas sözleşmede öngörülmüş herhangi bir sona erme sebebinin gerçekleşmesiyle,
d) 421 inci maddenin üçüncü ve dördüncü fıkralarına uygun olarak alınan genel kurul kararıyla,
e) İflasına karar verilmesiyle,
f) Kanunlarda öngörülen diğer hâllerde,
sona erer.” hükmünü haizdir.
TTK’nin 643. Maddesi uyarınca limited şirketlerin tasfiye usulü ile tasfiyede şirket organlarının yetkileri hakkında anonim şirketlere ilişkin hükümler uygulanır.
3- Deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hukuki nedenler ve gerekçe:
Yukarıda belirtildiği üzere, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 643. maddesinde; tasfiye usulü ile tasfiyede şirket organlarının yetkileri hakkında anonimi şirketlere ilişkin hükümlerin uygulanacağı belirtilmiş olup, aynı kanunun 536 – 548. maddeleri arasında anonim şirketlerin tasfiye usulü düzenlenmiştir.
Bilindiği üzere şirketlerin tüzel kişiliği ticaret sicilinden terkin ile sona ermektedir. Ancak tüzel kişiliğin sona erebilmesi için şirketin tasfiye işlemlerinin eksiksiz ve tam olarak yapılmış olması gerekmektedir. Tüzel kişiliğin son bulmasını ifade eden fesih ve tasfiye işlemi aynı zamanda hukuki bir işlemdir. Bu işlemin veya kararın hatalı veya eksik olması halinde gerçek anlamda tasfiyeden söz etmek mümkün değildir. Eksik veya hatalı işlem sonucu şirketin sicilden tasfiye sonucu terkinine karar verilmiş ise, bundan zarar görenler veya o işlemi gerçekleştirenler tasfiyenin kaldırılmasını ve şirketin ihyasını talep etme hakkına sahiptir.
Buna göre, davanın gerektirdiği şekilde, —–Memurluğu kayıtları, tasfiye memuru kayıtları ve İstanbul Anadolu —– İş Mahkemesi’nin — Esas sayılı dosyasının dava dilekçesi örneği, tevzi formu, duruşma tutanakları getirtilip incelenmiştir. Buna göre, davacı —-tarafından 09/10/2018 tarihinde dava dışı —- alacak talepli olarak dava açıldığı, davanın tevzi olunduğu İstanbul Anadolu —–. İş Mahkemesi’nin —-tarihli duruşmadaki —– numaralı ara kararı ile—— ihyası için dava açmak üzere izin ve yetki verilmesine karar verildiği, davacı vekilinin de bu ara karar uyarınca işbu davayı açtığı anlaşılmıştır. Ancak, İst. Anadolu —–. İş Mahkemesi’nin —— esas sayılı dosyasında ihyası istenen şirket, işbu davaya konu —————olmadığından ve iş mahkemesi dosyasında HMK’nin 124/4. Maddesi uyarınca işlem yapılmadığı anlaşıldığından, davacı vekiline, ihyasını istediği ————– ihyası için İst. Anadolu ——. İş Mahkemesi’nin —- esas sayılı dosyasından yetki alması için bir ay kesin süre verilmiş, davacı vekili tarafından —–tarihli dilekçe ekinde “İst. Anadolu —- İş Mahkemesinin ——– esas sayılı dosyası üzerinden ——– ihyası için davacı vekiline yetki verilmesine dair —- tarihli ara kararın” sunulduğu anlaşılmıştır. İhyası isteen şirketle ilgili yapılan incelemede, —–gelen cevaba göre ———— son tescilini 21/03/2017 tarihinde yaptırdığı, şirketin sicil kaydının tasfiyesiz infisah nedeniyle terkin olduğu, devir alan şirketin davamıza konu olan ————————–. Olduğu ve bu şirketin de 28.3.2018 tarihinde terkin olduğunun, şirketin tasfiye memurunun ——–olduğunun bildirildiği anlaşılmıştır.
Yargıtay ——HD. ———– tarihli kararında da belirtildiği üzere; “Tüzel kişilik, ticaret sicilindeki kaydın terkini ile sona erer. Tüzel kişiliğin sona erdiğinin hukuk açısından kabul edilebilmesi için tasfiye işlemlerinin eksiksiz tamamlanmış olması gerekir. Eğer tasfiye işlemleri gerçekten tamamlanmamış ve tasfiyede gereken hususlar eksik bırakılmışsa, tüzel kişilik ticaret sicilinden terkin edilse bile, şirketin tüzel kişiliğinin sona erdiğinden söz edilemez.”
Müsnet davada, davacı tarafından, ——– tasfiyesi kapatılmadan önceki dönemle ilgili olarak devraldığı ——- karşı açılmış bir alacak davası mevcuttur. Bu davanın görülebilmesi ve verilecek kararın infazı işlemlerinin yapılması TTK’nin 547. maddesi anlamında ek tasfiye işlemi niteliğindedir. Bu nedenle ———– yeniden ticaret siciline tescili gereklidir.
Bu nedenle tasfiye eksiksiz tamamlanmadığından —— ticaret sicil kaydının, İstanbul Anadolu —– İş Mahkemesinin —– Esas sayılı dava dosyasının görülmesi ve mahkemece verilecek kararının infazı işlemleriyle sınırlı olmak üzere —– Ticaret Siciline yeniden tesciline karar vermek gerekmiştir.
Ek tasfiye işlemlerinin daha önceki tasfiye memuru olan davalı——– tarafından yürütülmesi uygun görülmüş ve yeni bir tasfiye memuru atanmamıştır.
Davalı ——- yasal hasım konumunda olup, tasfiyenin usulsüz kapatılmasından dolayı kusur ve sorumluluğu bulunmamaktadır. Bu nedenlerle, bu davalı harç, yargılama giderleri ve karşı yan vekalet ücretinden sorumlu tutulmamıştır.
Davalı tasfiye memurunun sorumluluğuyla ilgili olarak yapılan incelemede, yüksek Yargıtay —–Hukuk Dairesi’nin 08/10/2019 tarih, 2019/3602 esas, 2019/6319 karar sayılı emsal nitelikli ilâmında da belirtildiği üzere, davacı ihya davası açmakta haklı olduğundan ve davalı tasfiye memuru ilk celseye kadar davayı kabul etmediğinden, davalı tasfiye memurunun yargılama giderlerinden sorumlu tutulması gerektiği kanaatine varıldığından davalı tasfiye memuru İsmet Kuzgun’un harç, yargılama giderleri ve karşı yan vekalet ücretinden sorumlu tutulmasına karar vermek gerekmiş ve davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın TTK 547. Maddesi uyarınca KABULÜ ile İstanbul Ticaret Sicil Memurluğunun ——- numarasında kayıtlı iken tasfiyesi kapatılmış olan ——- ŞİRKETİ’nin ticaret sicil kaydının, İst. Anadolu —-. İş Mahkemesinin —-esas sayılı dosyasının görülmesi ve mahkemece verilecek kararının infazı işlemleriyle sınırlı olarak İHYASI ile şirketin bu konuyla sınırlı olmak üzere—– yeniden tescil ve ilânına,
2-Ek tasfiye işlemlerinin daha önceki tasfiye memuru olan davalı —-tarafından yürütülmesine, ek tasfiye bitinceye kadar tasfiye memurunun görevinin devam etmesine,
3-Harçlar yasasına göre alınması gerekli 44,40 TL harcın tasfiye memuru davalı —— alınarak Hazineye gelir kaydına,
4- Davacı tarafından sarf edilen 94,90 TL yargılama giderinin davalı tasfiye memuru ——- alınarak davacıya verilmesine,
5- Kabul edilen dava yönünden—— göre davacı lehine takdir olunan 2.725,00 TL maktu vekalet ücretinin davalı tasfiye memuru —— alınarak davacıya verilmesine,
6- Davalı —– Müdürlüğü yasal hasım olduğundan, bu davalı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
7- Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı ——– yüzlerine karşı, davalı——–müdürlüğü vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin ilgili Hukuk Dairesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.