Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1022 E. 2018/19 K. 18.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İstanbul Anadolu
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1022 Esas
KARAR NO : 2018/19

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/02/2015
KARAR TARİHİ : 18/01/2018

Mahkememizden verilen 06/10/2015 tarih ve — Esas sayılı — kararı Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 15/05/2017 tarih ve 2016/163 Esas-2017/2916 Karar sayılı ilamı ile verilen bozma kararı üzerine, yapılan açık yargılaması sonunda,
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin işletmekte olduğu tersanenin elektrik ihtiyacını karşılamak için davalı şirket ile abonelik sözleşmesi imzaladıklarını, davalı şirketin elektrik faturalarını haksız ve hukuka aykırı bir şekilde kayıp kaçak bedeli ve sayaç okuma bedeli tahakkuk ettirdiğini, bu bedelleri müvekkili şirketten tahsil ettirdiğini, haksız ve hukuka aykırı olarak yapılan bu işlemlerin tespiti ile davanın kabulüne, 54.280,87 TL kayıp kaçak bedelinin ve 1.941,77 TL sayaç okuma bedelinin toplamı olan 56.222,64 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrar etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin —- Satış A.Ş olan ünvanı değişmiş olduğunu, yeni ünvanı —-Satış A.Ş. Olduğunu, görev itirazında bulunduklarını, müvekkili şirket gibi elektrik piyasasında faaliyet gösteren lisans sahibi şirketlerin kullanıcılarına yansıtabilecekleri tarifeler, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından belirlendiğini, EPDK Kararlarının iptali hususunda Mahkemenizin görevli olmadığını, EPDK kararlarının iptalinin ILK DERECE MAHKEMESI SIFATIYLA DANISTAY tarafından gerçeklestirilebilecegi dikkate alındıgında, dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar vermesini talep ettiğini, ayrıca davacı tarafımdan sayın mahkemenizde müvekkilim aleyhinde açılmış olan davaya husumet itirazlarının bulunduğunu, davada husumetin —- Dağıtım A.Ş.’ne yöneltilmesi gerekmekte olup öncelikle davanın husumet yönünden reddine karar verilmesini talep ettiklerini, esas yönünden; davacı tarafın iddiaları haksız ve mesnetsiz olduğunu, müvekkilim şirket gibi elektrik piyasasında faaliyet gösteren lisans sahibi şirketlerin kullanıcılarına yansıtabilecekleri tarifeler, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından belirlendiğini, bu kapsamda, başta 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu olmak üzere, Elektrik Piyasası Tarifeler Yönetmeliği, diğer tarife tebliğleri ve Elektrik Piyasasında Gelir ve Tarife Düzenlenmesi Kapsamında Düzenlemeye Tabi Unsurlar ve Raporlamaya İlişkin Esaslar Hakkında Tebliğ hükümleri dikkate alındığını, EPDK tarafından ilan edilen bedeller elektrik perakende ve toptan satış şirketleri tarafından uygulandığını, faturalarda yer alan bedellerin tamamı Elektrik enerjisinin maliyet unsurlarını kapsadığını, elektrik piyasasında faaliyet gösteren lisans sahibi müvekkilim şirket, faturalarda yer almakta olan enerji bedelini (kayıp enerji dahil) EPDK tarafından belirlenen ilgili marj dışında enerji tedarikinin sağlandığı başta dağıtım ve kamu üretim şirketleri —–Üretim A.Ş. ve —- A.Ş. olmak üzere ilgili elektrik üretim şirketlerine, iletim bedelinin tamamını kamu şirketi —- A.Ş.’ne, vergi ve fonları ise yasalarda tanımlanmış ilgili kamu tüzel kişiliklerine (TRT, belediyeler, Maliye Bakanlığı ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı) aktarıldığını, dava konusu bedellermüvekkilim şirket tarafından aracı sıfatıyla tahsil edilmekte olup kayıp/kaçak bedelleri ve diğer bedeller ilgili dağıtım şirketlerine yani —-Dağıtım A.Ş.’ne aktarıldığını, tedarik lisansı sahibi şirketlerin kayıp-kaçak bedeli ve diğer bedelleri tahsil etmeme gibi bir inisiyatifi bulunmadıklarını, kayıp-kaçak bedeli ve diğer alınan bedeller yukarıda detaylı olarak belirtildiği üzere, Kurumun Kanunun kendisine verdiği yetki çerçevesinde ve Kanunun temel amaçlarına uygun şekilde belirlediği bir bedellerdir. Söz konusu bedelleri belirlemek üzere alınan Kurul Kararı Kurumun bir düzenleyici işlemi olarak tüm tüzel ve gerçek kişileri bağlayıcı niteliği haiz olduğunu, bu nedenle, lisans sahibi müvekkilim şirketin söz konusu karara aykırılık teşkil edecek bir işlemde bulunması mümkün olmadığını, müvekkil şirket ile sözleşme imzalarken yukarıda yazılı ilgili mevzuatı ve mevzuatta belirlenen her türlü tutar ve oranları kabul ve taahhüt ettiğini, davalının faturaya itirazı da usulüne uygun olmadığını, davalının faturayı aldığı tarihten itibaren 8 gün içinde faturanın içeriği hakkında itirazda bulunması gerekirken davalı usulüne uygun itirazda bulunmamış ve geçmiş dönemlere ait faturaların içeriğine itiraz ettiğini, bu sebeple de davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili Uyap sisteminden gönderdiği 14/11/2017 tarihli dilekçesi ile dava açıldıktan sonra yapılan kanun değişikliği sebebiyle konusuz kalan dava hakkında esastan karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesini, dava açılış tarihindeki haklılığı gözetilerek davalı tarafın yargılama gideri ve dava değeri üzerinden hükmedilecek nispi vekalet ücretinden sorumlu tutulmasını talep ettiği görülmüştür.
Mahkememizce yapılan yargılama ve dosya içeresinde toplanan delillerin bir bütün olarak irdelenmesi sonucu;
Dava, elektrik abonesinden haksız olarak tahsil edilen kayıp – kaçak vs bedellerin iadesi davasıdır.
17/06/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6446 Sayılı Kanunun 17. Maddesini değiştiren 6719 Sayılı Kanunun 21 ve geçici 19-20 maddesi ile tarifelerdeki bir kısım bedeller yasal tanıma kavuşturularak tahsilinin zorunlu olduğu ve tüketicilerden tahsil edileceği ve bu hükümlerin geçmişe etkili olarak yürürlükteki uyuşmazlıklarda da uygulanacağı belirtilmiştir.
Süresinde faturalara itiraz etmeyip bedellerini de ödeyen ve kurum tarafından onaylı tarifelerce düzenlenen faturaların kurumun düzenleyici işlemlerine aykırı olduğunu belirtmeyen davacının, Yargıtay kararlarına dayanarak alacak kalemlerinin tahsilinin hukuka aykırı olduğu iddiasıyla açtığı davada, sonradan ve geçmişe etkili olarak yürürlüğe giren geçerli ve bağlayıcı olan yeni yasadan dolayı, EPDK kararlarına dayanılarak düzenlenen yasal zemine kavuşan dava konusu faturaların yasal olarak tahsil edildiği ve böylece;
6719 sayılı yeni yasadan önce yasanın kurula verdiği yetkiye dayanılarak EPDK tarafından yürürlükteki tebliğ ve yönetmeliklerle mevzuat hükümlerine uygun olarak tahakkuk ettirilip tahsil edilen dava konusu fatura bedellerinin iadesi yönündeki talebin yasal dayanağı olmadığı kanaatine varılmıştır.
Her ne kadar yeni yasanın Anayasaya aykırı olduğundan Anayasa Mahkemesine iptal davası açıldığı bildirilmiş ise de; Anayasanın 153/5 maddesine göre iptal kararları geriye yürümeyeceğinden davamıza etkisi olmayacağı kanaatiyle sonucunun beklenilmesine gerek görülmemiştir.
Davacı tarafın dava açıldığı tarihteki mevzuat, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.05.2014 tarih ve 2013/7-2454 Esas 2014/679 K. Sayılı kararı gereği dava açmakta haklı olduğu, bu kapsamda kayıp kaçak ve diğer bedellerin tahsilini talep edebileceği dikkate alındığında, dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren geçmişe etkili yasa değişikliği ya da içtihadı birleştirme kararı gereği davanın kabul edilmemesi nedeniyle haksız çıkmasına rağmen yargılama giderlerinden sorumlu tutulamayacağı kuşkusuzdur.
Bu durumda; dava açıldıktan sonra hasıl olan yasa değişikliği nedeniyle, davacının dava açmasında haksız sayılamayacağı cihetle; konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek, davacı yararına maktu vekalet ücreti takdir edilmiş ve yapmış olduğu diğer yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur (Yargıtay 3. HD 2017/16811-2017/17466).
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Açılan davanın konusuz kalmış olması nedeni ile esası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
Davacı tarafından yapılan 184,50 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Karar tarihinde alınması gerekli 35,90 TL harçtan davacı tarafça peşin olarak yatırılan 960,15 TL harcın mahsubu ile bakiye 924,25 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana iadesine,
Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Taraflar tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana iadesine,
Dair, Davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde Yargıtay nezdinde Temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/01/2018