Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1019 E. 2020/323 K. 14.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
ESAS NO : 2017/1019 Esas
KARAR NO : 2020/323
DAVA : Maddi Tazminat
DAVA TARİHİ: 25/10/2005
BİRLEŞEN DAVA ————— SAYILI DAVA DOSYASINDA:
DAVA : Maddi Tazminat
DAVA TARİHİ:06/04/2006
KARAR TARİHİ: 14/07/2020
Mahkememizde görülmekte olan maddi tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DAVA DOSYASINDA:
İDDİA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin ——- yılında bir aile şirketi olarak kurulduğunu, dava konusu taşınmazın satışının yapıldığı —— yılında ——— ile davacı kardeşlerin ve davacı ——— iki oğlu ——– şirkette ortak olarak bulunduklarını, şirketin ekonomik sıkıntılarına çözüm bulmak amacıyla ——— tarihli ——- şirket adına kayıtlı ———m2 yüz ölçümlü bağ ve tarla vasfındaki taşınmazın satışına ve bedelinin şirket sermayesine ilâve edilmesine karar verildiğini, söz konusu taşınmazın——- tarihinde müvekkilleri tarafından ——— satın alındığını, bedelin şirket sermayesine eklendiğini, ancak daha sonra ——- tarafından satışın muvazaalı olduğu gerekçesiyle ——— Asliye Hukuk Mahkemesi’nde tapu iptali davası açıldığını, mahkemece “işlemin gerçek değerinin altında yapılmış olması” sebebiyle satışın iptaline ve gayrimenkulün şirket adına tesciline karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini, bu nedenle anılan bedelin ——– baz alınmak suretiyle uyarlanarak müvekkillerine ödenmesi gerektiğini, buna göre iade edilecek bedelin ——- ulaştığını, ayrıca munzam zararın da doğduğunu ileri sürerek, —– ve munzam zarar olarak şimdilik ———- dava tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; satışın iptali kararının kesinleşmesinden sonra tapunun ———tarihinde şirket adına geçirildiğini, ortaklarının kardeş olduklarını, yapılan uzlaşma görüşmelerinde; uyarlamanın doğru olmadığının,———— tarihinden bu güne kadar gayrimenkule ait olup davacılar tarafından alınan yaklaşık —— tutarındaki kira bedelinin hesaba katılmasının gerektiğinin izah edildiğini, bilirkişilerce satış bedeline ilişkin ———- yılı sonuna kadar atıl halde kasada kaldığının belirlendiğini, bu nedenle fiktif bir işlemin olup olmadığının ele alındığını, şirket sermayesinin ——— çıkarılması sırasında ——— hisseye sahipken———- gibi bir oranlama ile az hisse verildiğini savunmuş, davada talep edilen meblâğın kabul edilemeyeceğini bildirmiş, ayrıca karşı dava açma ve yeni belge sunma hakkının saklı tutulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
FERİ MÜDAHİLİN ASIL DAVADAKİ BEYANININ ÖZETİ : Feri müdahale talebinde bulunan ———– vekili ———- havale tarihli dilekçesinde özetle; davacıların ortaklar kurulu toplantısı yaparken müvekkilini çağırmadıklarını, satış kararı alınmadan bir hafta önce taşınmazı satın almak için iş takipçisine vekâletname verdiklerini, gayrimenkulü gizlice bedel ödemeksizin üzerlerine geçirdiklerini, davacıların muvazaalı işlemler yaptıklarının mahkeme kararları ile sabit olduğunu, aslında ———— şirket kasasına hiç girmediğini, davacıların kendi tuttukları defter üzerinde parayı ödemiş gibi gösterdiklerini, faaliyeti olmayan şirketin parayı nereye harcadığının belli olmadığını, davacıların vermedikleri parayı şimdi geri istediklerini, ——— yılından beri aldıkları kiraları ödemeyi akıllarından geçirmediklerini ileri sürerek; müdahale talebinin kabulüne ve davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
BİRLEŞEN——— SAYILI DAVA DOSYASINDA:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalılar ile davacının Tasfiye Halinde ———– ortakları olduklarını, davalıların muvazaalı işlemlerle şirkete ait ————- sayılı taşınmazı üzerlerine geçirdiklerini, ————–sayılı kararı ile şirketin feshine karar verildiğini, ————- sayılı ilamı ile de taşınmazın tekrar Tasfiye Halinde ————Adına tapuda tescil edildiğini, davalıların bu arada taşınmazın ——- tarihleri arasındaki kira gelirlerini dava dışı kiracı —————aldıklarını, taşınmazın tapusu iptal edildiğine göre davacının şirketteki —— hissesi oranında kira gelirlerinden alması gerektiğini, belirtilen tarihler arasındaki kira bedeli toplamının —— olduğunu, faizinin de ———– olduğunu, bu nedenle davalıların aldığı toplam ——— kira bedelinin ——— davacıya ödenmesi gerektiğini, ayrıca davalıların muvazaalı işlemlerle dava dışı Tasfiye Halinde ———– zarara uğrattıklarını, tüm bu nedenlerle davalıların Tasfiye Halinde ———– zararına ve feshine sebep olmaları sebebiyle müvekkilinin ——- oranında payına düşen —— ayrıca davalıların üzerine geçirdikleri taşınmazın ———– tarihleri arasındaki ——— kira gelirlerinden müvekkilinin ——– oranındaki payına isabet eden ———– dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalılar vekili birleşen davadaki cevap dilekçesinde özetle; davacının hissesinin —– oranında olduğunu, şirketin şu anda ——— tarafından temsil edildiğini, bu nedenle şirket tarafından talep edilmesi gereken hususların davacı yanca istenmesinin hukuken mümkün olmadığını, bu nedenle davanın öncelikle husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesini, esasla ilgili olarak da, —————- uyarınca müvekkillerinden semerelerin tazmini veya benzeri nedenlerle talepte bulunulamayacağını, davacının istediği ————— alacak yönünden ise davalıların şirketin haksız yere feshi ve infisahına sebep olmalarına ilişkin hukuki gerekçe sunulmadığından bu husustaki cevap haklarını saklı tuttuklarını, şirketin tasfiyesi sona ermeden davacının payının hesaplanmasının mümkün olmadığını savunarak; usul ve esas yönünden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVANIN AŞAMALARI:
1-İlk Karar: Mahkememizin ———– kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, asıl davada davacıların, gerçek olmayan bir satışa ilişkin parayı ödediklerini yazılı bir belgeyle veya şirketin ticari defterleriyle kanıtlayamadıkları, birleşen davada ise davalıların haksız olarak üzerilerine geçirdikleri taşınmazı kullanmalarından dolayı ——– dönemi için ——– kira geliri ile——-işlemiş faizin toplamı —— davacının kesinleşen ——– oranındaki payına düşen ——— müdür sıfatıyla sorumlu olan davalılardan alınıp, TTK’nın 309. maddesi gereğince tarafların ortak olduğu şirkete ödemesi gerektiği, davalının aşan ———- zararının kanıtlayamadığı gerekçesiyle kanıtlanamayan asıl davanın reddine, birleşen davanın kısmen kabulü ile ——– asıl kira alacağının ve —— işlemiş faiz alacağının, asıl alacağa birleşen dava tarihinden itibaren reeskont faiziyle birlikte davalılardan alınıp tarafların ortak olduğu————– ödenmesine, aşan istemin reddine” karar verilmiştir.
2-İlk bozma: Kararın, asıl davada davacılar-birleşen davada davalılar vekilinin temyiz etmesi üzerine yüksek —————— sayılı ilâmındaki “…1-Asıl dava, davalı şirkete ait taşınmazın şirket ortakları olan davacılar tarafından satın alınmasından sonra, satışın iptaline karar verilip mülkiyetin davalı şirkete geri dönmesi nedeniyle uğranılan zararın tazmini, birleşen dava, tarafların ortağı olduğu dava dışı şirketin uğradığı zararın, zarar sorumlusu bulunan davalılardan tazmini istemine ilişkindir.
Her ne kadar mahkemece, asıl davada davacıların satım bedelini şirkete ödediklerini kanıtlayamadıkları gerekçesiyle asıl davanın reddine karar verilmişse de, ——– tarihli tapu kaydında, davacılar tarafından ———- satım bedelinin davalı şirket adına —— nakden ve tamamen ödendiği, —– tarafından da tamamen alındığı belirtilmektedir. Üstelik hem mahkemece yaptırılan—- tarihli hem de ———————- sayılı dosyasında yaptırılan bilirkişi incelemesinde, sermaye artırımında kullanılan satım bedelinin nakit ödenmese de taksitler halinde şirkete ödendiği sonucuna varılmıştır. ———— ————- sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucunda da, sadece satım bedelinin düşük olması nedeniyle tapu kaydının iptaline karar verilmiştir. Yani satım bedelinin şirkete ödendiği konusunda, ———– tarihli tapu kaydını çürütecek bir delil veya tespit dosyada bulunmamaktadır. Sonradan bu satışın iptal edilmesi de satım bedelinin davalı şirkete ödenmediği anlamına gelmez.
Bu durumda mahkemece, asıl davada dava konusu satım bedelinin davalı şirkete ödendiği kabul edilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın asıl davada davacılar yararına bozulması gerekmiştir.
2-Asıl davada davacılar-birleşen davada davalılar vekilinin, birleşen davada verilen karara ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; anılan vekil tarafından sunulan temyiz dilekçesinde, birleşen davada davacıların hisse oranlarına ve yapılan hesaplamaya bir itirazlarının bulunmadığı, sadece hükmedilen alacağa yasal faiz yerine reeskont faizi yürütülmesini temyiz ettikleri bildirilmiştir.
Birleşen davada ileri sürülen dava sebepleri esas itibariyle haksız fiil ve sebepsiz zenginleşmeye dayanmaktadır. Sadece bir şirketin ortağı olmanın o kişiyi tacir saymak için yeterli bulunmayacağı da tabiidir. Kaldı ki 5335 sayılı Yasa ile değişik 3095 sayılı Yasa hükümlerinde,———– tarihinden itibaren yasal faizin (ticari olmayan işlerde uygulanan temerrüt faizi) reeskont oranına göre belirlenmesi düzenlemesinden vazgeçilip, reeskont oranı tabiri madde metninden çıkartılmış, bunun yerine artırılma-indirilme yetkisi —– bırakılan ve belli bir oranı ifade etmekte olan————- tarihinden önceki dönemde ticari işlerde, —————– tarihleri arasında ise ticari olmayan işlerde temerrüt faizine esas olarak uygulanan reeskont oranına yasa metninde yer verilmemiştir.
Dolayısıyla birleşen davada gerçek kişi davalılar aleyhine hükmedilen alacağa yasal faiz yerine, Kanun metninde yer verilmeyen reeskont faizi yürütülmesi de doğru olmamış, birleşen davada verilen kararın da davalılar yararına bozulması gerekmiştir.” şeklindeki gerekçeyle asıl davada davacılar-birleşen davada davalılar vekili lehine bozulmasına karar verilmiştir.
3-İkinci karar: Mahkememizin ————–sayılı ilamıyla; “Asıl davanın kısmen kabulüne, davacı ———— mirasçılarının feragati nedeniyle ——— tarafından açılan davanın feragat nedeniyle reddine, davacı ————- açtığı uyarlanmış alacağa ilişkin talepleri yönünden istemle bağlı kalınarak hisselerine göre ———– dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline, davacıların munzam zararla ilgili taleplerinin reddine;
Birleşen davanın kısmen kabulüne, —- kira alacağının ve —— işlemiş faiz alacağının asıl alacağa birleşik dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan alınıp tarafların ortak olduğu Tasfiye Halinde ————- ödenmesine” karar verilmiştir.
Kararı, asıl davada feri müdahiller – birleşen davada davacılar vekili ve katılma yoluyla asıl davada davacılar- birleşen davada davalılar ———- vekili temyiz etmiştir.
4-İkinci bozma ilâmı: —————–ilâmıyla; “6100 sayılı HMK’nın 114/1-d, e maddesinde tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları; kanuni temsilin söz konusu olduğu hâllerde, temsilcinin gerekli niteliğe sahip bulunması ve dava takip yetkisine sahip olunması dava şartları arasında gösterilmiş olup dava şartları mahkemece yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi gereken hususlardandır. Somut olayda; asıl davada davalı Tasfiye Halinde ——— aleyhine dava açılmış, mahkemece yapılan yargılama neticesinde karar başlığında asıl davada davalı şirketin ismine yer verilerek bu şirket aleyhine hüküm tesis edilmiştir. Ancak, yargılama sırasında sunulan ———— suretinde asıl davada davalı şirketin dava tarihi sonrasında dava dışı ————- bütün aktifi ve pasifi ile birlikte devrolunması ve devir alan şirket ile akdedilen birleşme sözleşmesinin onaylanması hakkında karar alındığı, keyfiyetin———- tarihinde tescil edilerek birleşme nedeniyle asıl davada davalı şirketin —– ——— terkin edildiği bilgisine yer verilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 125. maddesi uyarınca ticaret şirketleri tüzel kişiliğe haizdir. Aynı Yasa’nın 136. ve devamındaki maddelerinde ticaret şirketlerinin birleşmesi hususuna yer verilmiş olup 136/son maddesinde birleşmeyle, devralan şirketin devrolunan şirketin malvarlığını bir bütün hâlinde devralacağı, birleşmeyle devrolunan şirketin sona erip, ticaret sicilinden silineceği hükmü düzenlenmiştir. Açıklanan bu yasal düzenlemeler uyarınca ibraz edilen ———- içeriğinde belirtilen hususların doğruluğu taraf ehliyetine sahip olunup olunmadığı hususları yönünden önem arz etmektedir. Zira, birleşme nedeniyle asıl davada davalı şirketin tüzel kişiliği sona erecek ve terkin edilen şirket aleyhine hüküm tesis edilemeyecektir. O halde mahkemece; asıl davada davalı şirketin bağlı olduğu ———–asıl davada davalı şirkete ait ticaret sicil kayıtları getirtilip adı geçen şirketin taraf ehliyetine sahip olup olmadığı hususu değerlendirilip sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesiyle Mahkememiz kararı bozularak yukarıdaki esasına kaydı yapılmış, bozma ilâmına uyularak yargılamaya devam olunmuştur.
DAVANIN VE UYUŞMAZLIK NOKTALARININ TESPİTİ, DELİLLER, DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ NEDENLER VE SONUÇ:
1-Davanın tespiti: Asıl dava, davalı şirkete ait taşınmazın şirket ortakları olan davacılar tarafından satın alınmasından sonra, satışın iptaline karar verilip mülkiyetin davalı şirkete geri dönmesi nedeniyle uğranılan zararın tazmini ve munzam zararın tespiti ve tanzimi, birleşen dava, tarafların ortağı olduğu dava dışı şirketin uğradığı zararın, zarar sorumlusu bulunan davalılardan tazmini istemine ilişkindir.
2————- sayılı dosyası: Davacı —–tarafından davalılar ———— tarihinde açılan davada; davacının ortağı bulunduğu ———- sayılı taşınmazın muvazaalı olarak şirket müdürü——– diğer ortaklarca herhangi bir karar alınmadan gerçek değerinin çok altında satıldığını ileri sürerek tapu devrinin iptali ve eski maliki adına tapuya tescilinin talep edildiği, Mahkemece ———- tarihli kararla satışın iptaline karar verildiği, kararın temyiz incelemesi sonucunda onanmasına karar verildiği, karar düzeltme talebinin ise aynı yüksek Daire tarafından reddedildiği ve kararın kesinleştiği anlaşılmıştır.
3-Kapatılan ——— sayılı dosyası: Davacı —————sayılı dosyası ile ———— tarihinde açılan davada; davacı vekili, “davacının davalı şirketin ortağı olduğunu,———– tarihinde ortaklardan ——————– olarak seçildiklerini, ancak müvekkili dışındaki müdürlerin şirket amacı dışında kendi çıkarlarını şirket çıkarlarına takdim ederek işlemler yapmaya başladıklarını, müdürlerden her birinin şirket kaşesi altında atacağı imza ile şirketi temsil ve ilzama yetkili olduğunu” beyanla yapılan yolsuz işlemlerden birisinin, davalı şirkete ait ————— parselde bulunan çok değerli bir arsanın çok düşük bir fiyat olan ————- şirket müdürlerinden —- tarafından diğer ortak ve müdürler ——————–muvazaalı olarak satıldığını, böylece davalı şirketin bu ortaklarının kendilerine çıkar sağlayıp şirkete büyük zarar verdiklerini, vergi zayiine sebep olduklarını, bu konuda ————–ile başlatılan soruşturma sonucunda şirket müdürleri hakkında açılan davada ————-dosya ile emniyeti suistimal yolu ile dolandırıcılıktan yargılama yapılmakta olduğunu, ayrıca ———————- dosya ile tedbirli tapu iptali ve tescili davası da açılmış olduğunu, ancak müdürlerin sözleşmeden doğan yetkilerini şirket aleyhine bundan sonra da kullabileceklerini, mağduriyete sebep olunmaması için şirket yönetiminin kayyuma tevdiini, şirket defterlerinin akibeti meçhul olmakla tedbiren kasaya alınmalarını ve davalı şirketin TTK.ya göre fesih ve tasfiyesine karar verilmesini talep ve dava etmiş mahkemece———- tarihli kararı ile davanın kabulü ile davalı ———— verildiği anlaşılmıştır.
4-Veraset ilamı: Dosyada bulunan —————- sayılı veraset ilâmından; —– tarihinde vefatı ile geriye mirasçı olarak ———- bırakmış olduğu anlaşılmıştır.
5———- tarihli kira sözleşmesi: Kiraya veren ——————– sayılı komple bina ve müştemilatının —- başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesi ile aylık — bedelle —————— kiraya verilmiş olduğu anlaşılmıştır.
6-Tasfiye Halinde ————— kayıtları:
Bilirkişi heyetince yapılan inceleme sonucunda, —— numarası ile kayıtlı şirketin, ———- tarihli ana sözleşmesi ile ———- tarihinde ————-kaydının yapıldığı,
———tarihli —————– Sayfasında;
——– numaralı Tasfiye Halinde ————-adresindeki ———–sayı ile onaylı ———– tescil ve ilanı istendiği, 6102 sayılı TTK’nun hükümlerine uygun olarak ve müdürlükteki vesikalara dayanarak ———–tarihinde tescil ve ilan edildiği,
Ortaklar Kurulu Kararında;
-Şirket hissedarlarından ——–hisseye sahip —— vefatı nedeniyle ————-veraset ilamında yazılı varislerinden;
—————- nolu ———- kendisine intikal eden ve muris hissesinin——– tekabül eden——– oranı şirkette mevcut —– adet hissesine karşılık gelen —- kıymetindeki sermayesini ———— yevmiye sayılı devir ve temlik sözleşmesi ile şirket ortaklarından ———– devrederek ortaklıktan ayrıldığı,
————— nolu ———- kendisine intikal eden ve muris hissesinin—— tekabül eden —– oranı şirkette mevcut ——– adet hissesine karşılık gelen ——– kıymetindeki sermayesini ————— yevmiye sayılı devir ve temlik sözleşmesi ile şirket ortaklarından ———— devrederek ortaklıktan ayrıldığı,
———- kendisine intikal eden ve muris hissesinin —— tekabül eden ——- hisse oranı şirkette mevcut ——–adet hissesine karşılık gelen —– kıymetindeki sermayesini ————- yevmiye sayılı devir ve temlik sözleşmesi ile şirket ortaklarından ———– devrederek ortaklıktan ayrıldığı,
-Şirket hissedarlarından ———– şirkette mevcut —-adet hissesine karşılık gelen —– kıymetindeki sermayesini ——– yevmiye nolu devir ve temlik sözleşmesi ile şirket ortaklarından ——– devrederek ortaklıktan ayrıldığı,
-Şirket hissedarlarından ————şirkette mevcut—- adet hissesine karşılık gelen— kıymetindeki sermayesini ——– yevmiye nolu devir ve temlik sözleşmesi ile şirket ortaklarından————-devrederek ortaklıktan ayrıldığı,
-Şirket hissedarlarından—————– hissesinden—– kısmını ————– yevmiye nolu devir ve temlik sözleşmesi ile şirket ortaklarından —————– devrettiği,
-Şirket hissedarlarından ——– hissesinden ——— yevmiye nolu devir ve temlik sözleşmesi ile şirket ortaklarından ———- devrettiği,
Şirketin yeni şekildeki sermayesinin —- olup, beheri ———— adet hisseye ayrıldığı anlaşılmıştır.
——– tarihli ———– Sayfasında;
———– numaralı Tasfiye Halinde ————- duyuru yaptığı ilanda;
Uzun zamandır ortaklar arasında devam eden ihtilafın, yapılan hisse devirleri sonucu ortadan kalktığını,
———numarasında kayıtlı ———- diğer ilgili maddeleri ile ——— Maddelerine uygun olarak, bütün aktif ve pasifi ile birlikte devrolunmasına ve devir olan şirket ile akdedilen ———- tarihli birleşme sözleşmesinin bütünüyle oylanması,
TTK’nun 147. Maddesinin —- numaralı bendine göre Birleşme raporunun düzenlenmesinden vazgeçilmesi,
TTK’nun 149. Maddesinin —-numaralı bendine göre inceleme hakkının kullanılmasından vazgeçilmesin hakkında karar alınmasına karar verildiği,
—— tarihli ————–Sayfasında;
———- sicil numaralı Tasfiye Halinde ———— duyuru yaptığı ilanda;
Şirketin ————- müzekkere edilmesine,
Şirket ortaklarından ——— noterden yaptığı hisse devri sözleşmesinin onanması hususunun görüşülmesi ve karara bağlanması, konuları görüşüleceği belirtildiği,
——— tarihli ————– Sayfasında;
——- numaralı Tasfiye Halinde ———– 6102 sayılı TTK hükümlerine göre — tarihinde tescil edilen ilanda;
—-yılı bilanço ve gelir gider tablosunun oy birliği ile kabul edilmesi ile birlikte,
Şirket hissedarlarından ——– hissesinden —- kısmını ——- yevmiye nolu devir ve temlik sözleşmesi ile şirket ortağı olmayan ———–devrettiği,
Şirket hissedarlarından ——– hissesinden —- kısmını ——- yevmiye nolu devir ve temlik sözleşmesi ile şirket ortağı olmayan ———- devrettiği,
Şirket hissedarlarından ——- hissesinden—-kısmını ——– yevmiye nolu devir ve temlik sözleşmesi ile şirket ortağı olmayan ———– devrettiği,
Şirketin yeni şekildeki sermayesi; Şirketin sermayesi —- olup, beheri ——– hisseye ayrıldığı ortaklarının, sermayenin dağılımının aşağıdaki gibi olduğu belirtilmiştir.
Ortaklar T.C.No Oran Hisse Adedi Sermaye
———–
————————–
———–
—————-
————-
————
————-
———
———–
————- Sayfasında;
——–numaralı Tasfiye Halinde —————duyuru yaptığı ilanda;
Uzun zamandır ortaklar arasında devam eden ihtilafın, yapılan hisse devirleri sonucu ortadan kalktığını,
———- numarasında kayıtlı ———- devralma şeklinde birleşme ile ilgili TTK’nun 136-138-146 ce diğer ilgili maddeleri ile ———– Maddelerine uygun olarak, bütün aktif ve pasifi ile birlikte devrolunmasına ve devir olan şirket ile akdedilen —–tarihli birleşme sözleşmesinin bütünüyle oylanması,
TTK’nun 147. Maddesinin —- numaralı bendine göre Birleşme raporunun düzenlenmesinden vazgeçilmesi,
TTK’nun 149. Maddesinin —- numaralı bendine göre inceleme hakkının kullanılmasından vazgeçilmesi hakkında karar alınmasına karar verildiği,
——— tarihli————- Sayfasında;
——- numaralı Tasfiye Halinde——— sayı ile ———- 6102 sayılı TTK hükümlerine göre —- tarihinde tescil edilen ilanda;
Hisse devrilerinden sonra, yeni ortaklık yapısı aşağıdaki şekilde olmuştur.
Ortaklar T.C.No Oran Hisse Adedi Sermaye
——
—————-
————
—–
———- tarihli —————sayfasında;
——- numaralı Tasfiye Halinde ———– 6102 sayılı TTK hükümlerine göre —— tarihinde tescil edilen ilanda;
Gündemin 3. Maddesinde;
Tasfiye Halinde ——- şirketin,————- devralma şeklinde birleşme ile ilgili TTK’nun 136-138-146 ce diğer ilgili maddeleri ile ——— Maddelerine uygun olarak, bütün aktif ve pasifi ile birlikte devrolunmasına ve devir alan şirket ile akdedilen —- tarihli birleşme sözleşmesinin bütünüyle oylanmasına, şeklindeki gündem maddesi ———— geçerli oyla kabul edilmiştir.
Hisse devrilerinden sonra, yeni ortaklık yapısı aşağıdaki şekilde olmuştur.
Ortaklar T.C.No Oran Hisse Adedi Sermaye
—————-
———
Birleşme kararından sonra, şirket alacaklılarının müracaatı ile ilgili;
1. İlan ———–
2. İlan ———–
3. İlan ————–
İlan edilmiştir.
7-Tasfiye Halinde————– defter kayıtları:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü için gerekli olduğundan deliller toplanıp, alanında uzman bilirkişilerden rapor alınarak uyuşmazlığın çözümü yoluna gidilmiştir.
Buna göre,Tasfiye Halinde ————-ticari defter ve kayıtları bilirkişiler tarafından incelenmiş olup, şirketin sadece ——— yevmiye defterinin sunulduğu, buna göre Yevmiye defteri———- nolu yevmiye kapanış maddesi yapılarak, şirketin aktif ve pasifi ile ——– devri yapıldığı anlaşılmıştır.
Bilirkişi heyetince kapanış maddesinin incelenmesinde, sermayesinin ——— olduğu, sermaye dağılımının aşağıdaki gibi olduğu,
HESAP KODU HESAP ADI TUTAR
———– — –
-Şirket aktifinde kayıtlı ————- olduğu tespit olunmuştur.
8-Asıl dava ile ilgili inceleme ve değerlendirme: Davacılar vekili, asıl davada müvekkillerinin ortağı bulunduğu davalı şirkete ait taşınmazı ——— bedelle satın aldıklarını, şirkete ödenen bu bedel ile sermaye arttırımı yapıldığını, ancak yapılan satışın muvazaa nedeni ile iptaline karar verildiğini, ödenen satış bedelinin ————– kuruna göre uyarlanması sonucu —- ulaştığını, diğer yandan munzam zararlarının ortaya çıktığını, bu sebeple —– şimdilik ———- ve munzam zararlarının reoskont faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
————— kararında; “Her ne kadar mahkemece, asıl davada davacıların satım bedelini şirkete ödediklerini kanıtlayamadıkları gerekçesiyle asıl davanın reddine karar verilmişse de. —-tarihli tapu kaydında, davacılar tarafından ——— satım bedelinin davalı şirket adına ———nakden ve tamamen ödendiği, ——- tarafından da tamamen alındığı belirtilmektedir. Üstelik hem mahkemece yaptırılan ———– tarihli hem de ——– sayılı dosyasında yaptırılan bilirkişi incelemesinde, sermaye artırımında kullanılan satım bedelinin nakit ödenmese de taksitler halinde şirkete ödendiği sonucuna varılmıştır. ————— sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucunda da, sadece satım bedelinin düşük olması nedeniyle tapu kaydının iptaline karar verilmiştir. Yani satım bedelinin şirkete ödendiği konusunda, ————- tarihli tapu kaydını çürütecek bir delil veya tespit dosyada bulunmamaktadır. Sonradan bu satışın iptal edilmesi satım bedelinin davalı şirkete ödenmediği anlamına gelmez.
Bu durumda, mahkemece asıl davada dava konusu satım bedelinin davalı şirkete ödendiği kabul edilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış kararın aşıl davada davacılar yararına bozulması gerekmiştir.” şeklindeki gerekçe ile Mahkememiz ilâmının bozulmasına karar verilmiş ve Mahkememizce bozma kararına uyulmuştur.
———- sayılı kararı ile birleşen davada mirasbırakan — mirasçıları olan davacıların şirketteki payı —————- olarak belirlenmiş, bu karar ———onanarak kesinleşmiştir.
———- bozma ilamında ——– satış bedelinin iade edilmesi gerektiği belirtilmiştir. Mahkememiz işbu bozma ilâmına uymuş olup, davacılar yönünden satış bedelinin iadesi ile ilgili olarak kazanılmış hak oluşmuştur.
Davacılardan ——— mirasçıları davalarından feragat etmişlerdir.
Davacılar —— davadan feragat etmeleri söz konusu olmadığından —- satış bedelinden paylarına düşen tutarı ayrı bir tüzel kişiliğe sahip olan davalı şirketten talep edebilecekleri kanaatine varılmıştır.
Bu nedenle, denkleştirici adalet ilkesine göre ——– tarihindeki ———- tarihindeki değerini bulmak için dosya alanlarında uzman mali müşavir ve nitelikli hesaplamalar uzmanından oluşan bilirkişi heyetine tevdi edilmiş olup, bilirkişi heyetince yapılan hesaplama — tarihli bilirkişi heyet raporunun —- Sayfasında denetime elverişli olarak gösterilmiştir. Buna göre — tarihindeki ve —- tarihindeki, ———- tarihindeki değeri ————olarak hesaplanmıştır. Bilirkişi heyetince yapılan bu hesaplama dosya kapsamına uygun, denetime elverişli ve yeterli bulunmakla hükme esas alınmıştır.
Ancak davacıların talebi —— olduğundan taleple bağlı kalınarak davacıların talep edebileceği alacak tutarının toplam —- olduğu, bunun —- davacı —— ise davacı ————– verilmesi gerektiği tespit edilmiştir.
Bu nedenle güncelleştirilen satış bedeline ilişkin talebin kısmen kabulü ile, taleple bağlı kalınarak ——– dava tarihi olan —— tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı————— alınarak davacı ——— dava tarihi olan —- tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ———– alınarak davacı ———-verilmesine karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar davacılar ———– davadan sonra, feragatten önce tüm hisselerini diğer ortaklara devretmesi nedeniyle davacı —— mirasçılarının feragatinin kendilerini etkilemeyeceğini,—— tamamının kendilerine ödenmesine karar verilmesini talep etmiş ise de, davacıların, davadan feragat eden davacı —— hisselerini devralmaları onlara —–hisseleri yönünden talep hakkı bahşetmez. Çünkü davacı muris ——— müddeabihi diğer davacılara devretmemiştir. Ayrıca davacı —- hisselerini devretse bile davaya devam edebilirdi. Çünkü dava açıldığı tarihte davacı —- hak sahibi olup, devir tarihine kadar doğan haklar davacıya aittir. Bu nedenle davacılar ———– vekilinin talebi kabul edilmemiş ve davacılara payları oranında güncelleştirilmiş satış bedeline hükmedilmiştir.
9-Asıl davadaki munzam zarar istemine ilişkin inceleme ve gerekçe: Asıl dava dilekçesinde, davacılar ——– munzam zararın davalıdan tahsilini talep etmişlerdir.
Davadan feragat eden davacı dışında kalan davacıları ——– bu talebi devam ettiğinden, bu taleple ilgili de hüküm kurulması gerektiği gerektiği anlaşılmıştır.
Bilindiği üzere, munzam zarar, paranın geç ödenmesinden doğan zarardır.
Davacılar dava dilekçesinde bu hususu 3-b maddesi ile açıklamışlar ve eski Borçlar Kanunu’nun 105. Maddesine dayanmışlar ve ödenen para ile bu taşınmazın veya emsal bir taşınmazın alınması halinde bu taşınmazların ulaştığı rayiç değer karşısında davacılar aleyhine ulaşmış bir zararın sözkonusu olduğunu beyan etmişlerdir.
Ancak davacılar zaten taşınmazın dava tarihi itibariyle ulaştığı gerçek değeri talep etmektedirler. Bu bedel bilirkişi aracılığı ile hesaplanmış olup davacılara ödenmesine karar verilmiştir.
Bu nedenle, davacılar bu bedel dışında başka zararlarının olduğunu ispat edemediklerinden davacıların ——— —– zarara ilişkin istemlerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
10-Asıl davada davadan feragat eden davacı ——-varislerinin davası ile ilgili inceleme ve değerlendirme: Yukarıda belirtildiği gibi davacı —————–varisleri olan davacılar davadan feragat etmişlerdir.
Bilindiği üzere, davadan feragat HMK’nin 307, 309 ve 311. maddeleri hükümleri gereğince uyuşmazlığı ve dolayısıyla davayı sona erdiren, davalı tarafın kabulünü gerektirmeyen ve kesin mahkeme hükmünün hukuksal sonuçlarını oluşturan bir taraf işlemidir.
HMK’nin 310. Maddesine göre feragat hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir.
Davacılar vekilinin vekaletnamesi incelenmiş, davadan feragate yetkili olduğu saptanmıştır.
Feragat bildirimi de HMK’nin 154. maddesi hükmüne uygun olarak mahkemece tespit olunmuştur.
Bu nedenlerle asıl davada davacı ——— güncelleştirilmiş satış bedeline ve munzam zarar istemine ilişkin davalarının feragat sebebiyle reddine karar vermek gerekmiştir.
11-Asıl davadaki feri müdahiller ——yönünden inceleme: Davacılar vekili ——— dilekçesinde; asıl davada müdahil-birleşen davada davacı olan —-mirasçılarından —– şirketteki hissesini asıl davada davacı ——— hisselerini asıl davada davacı ————- ise hisselerini asıl dava davalısı şirketi devralan ve asıl davada davalı sıfatını kazanan ———- devir ettiklerini, son olarak birleşme nedeni ile de ——- tüm hisselerin ————- devredildiği, incelenen ortaklar kurul kararında bu hususun teyit edildiği anlaşılmıştır. Tarafların devre ilişkin itirazları bulunmamaktadır. Bu nedenle şirkette payları kalmayan —–mirasçılarının asıl davada müdahil sıfatlarının kalmadığının kabulü gerekir.
12-Birleşen dava ile ilgili inceleme ve gerekçe: Birleşen davada şirketin zararına ve feshine sebep olmaları nedeni ile birleşen dava davacısının — payına isabet eden zarara karşılık —- tarihleri arasındaki kira geliri tutarı ——– birleşen dava davacısının payına düşen ———— tahsiline karar verilmesi talep edilmiştir.
Mahkememizce, birleşen davadaki istem doğrultusunda bilirkişi heyetine hesap yaptırılmıştır.
Mahkememizin ——— tarihli kararını temyiz eden asıl davada davacılar- birleşen davada davalılar vekilinin ——— tarihli birleşen davada verilen karara ilişkin temyiz dilekçesinde, birleşen davada davacıların hisse oranlarına ve yapılan hesaplamaya bir itirazlarının bulunmadığı, sadece hükmedilen alacağa yasal faiz yerine reeskont faizi yürütülmesini temyiz ettikleri anlaşılmıştır.
———– tarihli bozma kararında; “Birleşen davada gerçek kişi davalılar aleyhine hükmedilen alacağa yasal faiz yerine, Kanun metninde yer verilmeyen reeskont faizi yürütülmesi de doğru olmamıştır” görüşlerine yer verilmiştir.
Bu sebeple birleşen davada asıl alacak tutarları kesinleşmiş olduğundan bilirkişilere sadece faizin yasal faiz olarak hesaplanması gerektiği kanaatine varılmıştır.
Dava konusu taşınmazın——— dönemine ait kira bedeli tutarının ——– işlemiş yasal faiz tutarının ——— olduğu hususunda taraflar arasında herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır.
————- sayılı kararı ile birleşen davada mirasbırakan —-mirasçıları davacıların şirketindeki payı—– olarak belirlenmiş, bu karar —- onanarak kesinleşmiştir.
Bu tutarlardan davacıların —-payına isabet tutar; ——-olmak üzere toplam —– olarak hesaplanmıştır.
Buna göre; birleşen davada davacılar, hisselerini devretmemiş olsalardı — asıl alacak ile —- işlemiş yasal faiz olmak üzere toplam ———– asıl alacağa dava tarihinden itibaren uygulanacak yasal faizi ile birlikte davalılardan talep edebilecekleri kanaatine varılmıştır.
Ancak, yukarıda bahsi geçtiği üzere birleşen davada davacı olan —- mirasçılarından —- hissesini asıl davada davacı ———— hisselerini asıl davada davacı ——— ise hisselerini asıl dava davalısı şirketi devralan ve asıl davada davalı sıfatını kazanan ——– devir ettikleri, son olarak da birleşme nedeni ile ———- tüm hisselerin ————-devredildiği, incelenen ortaklar kurul kararında bu hususun teyit edildiği anlaşılmıştır. Tarafların devrin bu şekilde olduğuna ilişkin itirazları bulunmamaktadır.
Birleşen dava davalıları vekili, pay devri nedeni ile birleşen dava davacılarının davada taraf olma ehliyetini kaybettiklerini ileri sürmüştür.
Birleşen dava davacıları olan ———-tarihli sözleşmeyi sunmuş olup, bu sözleşme uyarınca taraf sıfatlarının devam ettiğini, davada hukuki yararlarının bulunduğunu ve birleşen davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini iddia etmiştir.
Dosyaya ibraz edilen ——- arasında akdedilen ———–tarihli sözleşmede;
“Bir tarafta —–adına temsilen, kendi adına asaleten — bundan sonra —- olarak anılacaktır;
Diğer tarafta——adına temsilen, kendi adına asaleten — bundan sonra —- olarak anılacaktır;
Taraflar aşağıdaki şartlarda anlaşmışlardır:
1-) ——– Halindeki —————— hissesini —— tarihine kadar satın/devir almayı, bu bedeli belirtilen tarihe kadar bir defada nakden ve peşinen ödemeyi kabul ve taahhüt eder. Satış/devir bedeline mahsuben———- tarihli Bankası çeki —— tarafından düzenlenerek kaparo ödemesi saiki ile işbu sözleşmenin eki olarak ——- teslim edilmiştir. —- — satış bedelinin tamamını ödeyemediği takdirde işbu sözleşme kendiliğinden ve hiçbir ihtara gerek olmaksızın fesih olacaktır. Fesih halinde Ödemesi yapılan kaparo miktarı ——– geri ödenmeyecektir, iade edilmeyecektir, ———— ödediği kaparo miktarını geri almayacağını, dava açmak hakkından feragat ettiğini gayri kabili rücu olarak kabul ve taahhüt eder.
2-) ———— hissesini ——- bedel karşılığında satmayı, bedelin tamamını nakden ve peşinen aldığında ———– satmayj/devretmeyi, resmi satış/devir sözleşmesinin Noter’de yapılmasını kabul ve taahhüt eder.
3-) ———— karşı davacı olduğu ————- numaralı dava dosyasında TARAFLAR davacı, davalı-davacı sıfatlarını sürdürmeyi, işbu devir sebebiyle davacı, davalı-davacı sıfatlarının birleştiğinden bahisle davayı düşürmeyeceklerini, feragat etmeyeceklerini, mutlaka davaya devam edeceklerini, aksi takdirde —– kararı veya düşme kararı olsa dahi————— numaralı kararının kesin olarak icrasını kabul ve taahhüt ederler.
4-) ——- numaralı dava dosyası — incelemesi neticesi ——— kısmını ödemeyi kabul ve taahhüt eder.
5-) ——- numaralı dava dosyası Yargıtay temyiz incelemesi neticesi ——— bu miktarın tamamım kararda belirtildiği üzere ticari avans faizi oranlan ve ferileri ile ödemeyi kabul ve taahhüt eder. ——— tarafından yapılacak icra takibine ödemenin ——— yapılması gerektiğinden bahisle itiraz etmeyeceğini, ödemenin ——– tarafa yapılacağını gayri kabili rücu olarak kabul ve taahhüt eder.
6-) ———- şirket hisselerini Noterden devrettiği güne kadar biriken kira gelirleri üzerindeki —– olan hakkını şirketten almasını/ödeme yapmayı kabul ve taahhüt eder.” Hükümlerine yer verilmiştir.
————— sayılı ikinci bozma ilâmında bu hususa değinilmiş olup, “6100 sayılı HMK’nın 114/1-d, e maddesinde tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları; kanuni temsilin söz konusu olduğu hâllerde, temsilcinin gerekli niteliğe sahip bulunması ve dava takip yetkisine sahip olunması dava şartları arasında gösterilmiş olup dava şartları mahkemece yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi gereken hususlardandır. Somut olayda; asıl davada davalı Tasfiye Halinde————aleyhine dava açılmış, mahkemece yapılan yargılama neticesinde karar başlığında asıl davada davalı şirketin ismine yer verilerek bu şirket aleyhine hüküm tesis edilmiştir. Ancak, yargılama sırasında sunulan ——— suretinde asıl davada davalı şirketin dava tarihi sonrasında dava dışı————— bütün aktifi ve pasifi ile birlikte devrolunması ve devir alan şirket ile akdedilen birleşme sözleşmesinin onaylanması hakkında karar alındığı, keyfiyetin ——-tarihinde tescil edilerek birleşme nedeniyle asıl davada davalı ——————- terkin edildiği bilgisine yer verilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 125. maddesi uyarınca ticaret şirketleri tüzel kişiliğe haizdir. Aynı Yasa’nın 136. ve devamındaki maddelerinde ticaret şirketlerinin birleşmesi hususuna yer verilmiş olup 136/son maddesinde birleşmeyle, devralan şirketin devrolunan şirketin malvarlığını bir bütün hâlinde devralacağı, birleşmeyle devrolunan şirketin sona erip, ——— silineceği hükmü düzenlenmiştir. Açıklanan bu yasal düzenlemeler uyarınca ibraz edilen ———– sureti içeriğinde belirtilen hususların doğruluğu taraf ehliyetine sahip olunup olunmadığı hususları yönünden önem arz etmektedir. Zira, birleşme nedeniyle asıl davada davalı şirketin tüzel kişiliği sona erecek ve terkin edilen şirket aleyhine hüküm tesis edilemeyecektir. O halde mahkemece; asıl davada davalı şirketin bağlı olduğu ————– asıl davada davalı şirkete ait ticaret sicil kayıtları getirtilip adı geçen şirketin taraf ehliyetine sahip olup olmadığı hususu değerlendirilip sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.” şeklindeki gerekçeyle Mahkememiz kararı bozulmuştur.
Dosya kapsamından anlaşıldığı üzere, birleşen dava davacıları vekilinin sunduğu ve yukarıya alıntılanan sözleşme ———- tarihli limited şirket hisse devir sözleşmelerinden önce yapılmış ve —– kararından önce dosyaya sunulmuştur.
Birleşen dava davacılarının hisselerini satın alan ———dışında kalan birleşen dava davacısı varislerinden——– hisselerini devrettiği ve aynı zamanda asıl dava davalısı ————–duruşmaya çağrılmış, duruşmadaki beyanında “birleşen dava davacıları vekilinin davanın devam etmesine gerekçe olarak sunulan ——– tarihli belgenin doğru olduğunu, ancak bu belgeden sonra —— para vererek hissesini satın aldığını, bu nedenle bu tarihten önceki ——– tarihli sözleşmenin hükümsüz olduğunu” beyan etmiştir.
Buna göre, işbu davada davacı ile davalı sıfatlarının aynı kişiler üzerinde birleştiği anlaşılmış olup, verilecek karar yönünden taraf sıfatı kavramı üzerinde durulması gerekmiştir.
Taraf sıfatı husumetle ilgili bur konudur. ———– kararlarında davacı sıfatı yerine “aktif husumet ehliyeti”, davalı sıfatı yerine “pasif husumet ehliyeti” kavramlarının kullanılması nedeniyle uygulamada istisnai de olsa, bu kavramlar, dava şartı niteliğindeki dava ve taraf ehliyeti kavramlarıyla karıştırılmaktadır. Bu kavramların birbirinden nasıl ayrılacağı konusunda sayın ———— tanımlamayı yapmıştır:
“Sıfat, dava konusu sübjektif hak (dava hakkı) ile taraflar arasındaki ilişkidir. Taraf ehliyeti, dava ehliyeti ve dava takip yetkisi, davanın taraflarının kişilikleriyle ilgili olduğu halde, taraf sıfatı dava konusu sübjektif hakka ilişkindir.—–Yukarıdaki kısa açıklamanın gösterdiği gibi, bir sübjektif hakkın sahibinin ve o hakka uymakla yükümlü olan kişinin kimler olduğu (yani bir davada davacı —– davalı sıfatlarının kime ait olduğu) tamamen maddi hukuka göre belirlenir. Bu nedenle, bir kişinin belli bir davada gerçekten davacı veya davalı sıfatına sahip olup olmadığı hususu, usul hukuku sorunu olmayıp dava konusu (sübjektif) hakkın özüne ilişkin bir maddi hukuk sorunudur” ————–
Bu açıklamalardan anlaşıldığı üzere, işbu birleşen davada davacılar ———– davaya konu şirketteki hisselerini davalılara devrettiklerinden birleşen davada taraf sıfatları kalmamış, birleşen dava davacılarının hisselerini devralan davalılar da hisselerini ———– devrettiklerine göre, birleşen davada davacı sıfatı ile davalı sıfatı sonuç olarak —————üzerinde birleşmiştir.
Birleşen davada davacılar devri davalılara değil de dava dışı 3. Kişilere yapmış olsalardı, HMK’nin 125/2. Maddesinin uygulanması gerekecek ve devralmış olan kişi görülmekte olan davada davacı yerine geçecek ve dava kaldığı yerden devam edecekti.
Ancak burada, davacı taraf, devri, davalı tarafa yapmış olup, birleşen davada HMK’nin 125/2. Maddesini uyguladığımızda davalı taraf davacı tarafın yerine geçmiş olacağı için davacı —– sıfatı birleştiğinden ——- dediği gibi davanın devamı sırasında müddeabihin temliki halinde davacının aktif husumeti ortadan kalktığından ama aktif husumet yönünden devreden yönünden hüküm kurulmayacağından ——————sayılı emsal ilâmında da belirtildiği üzere davacı-davalı sıfatının birleşmesi nedeniyle birleşen davanın konusuz kaldığı anlaşıldığından davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
13-Birleşen davadaki yargılama giderleriyle ilgili inceleme ve gerekçe: Birleşen dava konusuz kaldığından ve davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildiğinden birleşen davadaki yargılama giderlerini ayrı bir başlık altında incelemek gerekmiştir.
Konusuz kalan birleşen davada, eğer devralan davalı taraf değil, dava dışı üçüncü kişi olsaydı ve HMK’nin 125/2. Maddesine göre davaya devam edip, davayı kazansaydı vekalet ücreti ve masraflar için devralan davacı lehine hüküm kurmak gerekirdi.
Tam tersine, birleşen dava reddedilseydi, bu kez yargılama masrafları yönünden müddeabihi devreden eski davacı ile müddeabihi devralan yeni davacı müteselsilen sorumlu olacaktı.
Bu davada davalı taraf müddeabihi devralmış olup, taraf sıfatı birleştiğinden ve davalı taraf, davacı olarak davaya devam edemeyeceğinden masrafların yapan taraf üzerine bırakılmasına ve her iki taraf lehine de vekalet ücretine hükmedilmemesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
ASIL DAVADA,
1-Güncelleştirilen satış bedeline ilişkin talebin KISMEN KABULÜ ile,
a)Taleple bağlı kalınarak ——— dava tarihi olan ——- tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ——- alınarak davacı ——— verilmesine,
b)Taleple bağlı kalınarak —-dava tarihi olan —– tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ———– alınarak davacı ——— verilmesine,
c)Davacı—— güncelleştirilmiş satış bedeline ilişkin davasının HMK’nin 307. maddesi uyarınca “feragat” nedeniyle REDDİNE,
2———— munzam zarar istemine ilişkin davanın,
a)Davacılar———– yönünden esastan REDDİNE,
b)Davacı ——–yönünden HMK’nin 307. maddesi uyarınca “feragat” nedeniyle REDDİNE,
3- Harçlar Kanunu’na göre alınması gerekli ——- harcın, davacılar tarafından peşin olarak yatırılan —– peşin harçtan mahsubu ile bakiye —– harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, ————-
4- Davacılar tarafından yatırılan 3.428,70 TL harcın davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
5- Davacı tarafından sarf edilen toplam 3.586,40 TL yargılama giderinin davanın kabul ret oranına göre hesaplanan 1.183,50 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6- Davacılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/1.maddesi uyarınca hesaplanan 11.300 TL vekalet ücretinin davalı ———– alınarak davacı —- vekalet ücretinin davalı —- alınarak davacı ———-verilmesine,
7- Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
BİRLEŞEN ———– SAYILI DOSYADA;
1-Taraf sıfatı birleşmesi nedeniyle konusuz kalan DAVANIN ESASI HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2- Harçlar Kanunu’na göre alınması gerekli 54,40 TL harcın, dava açılırken davacı tarafından yatırılan 910,00 TL peşin harçtan mahsubu ile fazla yatan 855,60 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3- Davalılar tarafından yatırılmış olması halinde, ——— makbuzla yatırılan —– bakiye karar harcı ile ————–Harç No sayılı makbuzla yatırılan —- bakiye karar harcı olmak üzere toplam —– harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalılara iadesi bakımından ilgili vergi dairesine yazı yazılmasına,
4- Davacılar tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin yapan taraf üzerinde bırakılmasına,
Dair, asıl davada davalı yanında feri müdahil-birleşen dava davacıları ——– devralan ———- yüzlerine karşı, asıl dava davacıları-birleşen dava davalıları ——— vekilinin yokluğunda, 6100 sayılı HMK geçici 3/2. maddesi uyarınca ——– adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar —- sayılı HUMK’nun ——tarihli ve——– sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 454 üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam edileceğinden HUMK 432/1. Maddesine göre kararın tebliğinden itibaren 15 günlük yasal sürede —————–temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/07/2020