Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1002 E. 2020/119 K. 12.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi

GEREKÇELİ KARAR
(KISMEN KABUL)
ESAS NO : 2017/1002
KARAR NO : 2020/119

DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 12/09/2017
KARAR TARİHİ : 12/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle, davalı şirketin %10 hissesinin davacı ….———ait olduğunu, davacı …’ün yaklaşık 30 yıldır yönetim kurulu üyesi olarak bulunduğunu, ancak uyuşmazlık baş göstermesi üzerine davacının yönetim kurulu üyesi olarak çalışmasının imkânsız hale getirildiğini, davacıdan bilgi ve belge saklanmaya başlandığını, yönetim kurulu üyesi olarak görev ——- kadar devam etmekte iken “görev süresi —-gündemli olağanüstü genel kurul toplantısı yapılması kararının alındığını, davacı …’ün yönetim kurulu dışında bırakıldığını, çoğunluk hisseyi temsil eden iki kardeşin yönetim kurulu başkanı ve başkan yardımcısı olarak görevlerinin kendilerine tahsis ettikleri fahiş ücretlerle devam ettiğini, usule, yasaya ve esas sözleşme hükümlerine aykırı olarak yapılan olağanüstü genel kurulda çoğunluk hisseyi temsil eden —–dışında saman üye mantığı ile şirket çalışanlarından üç üye daha seçildiğini, davacı …’ün şirket çalışanı olarak———- görev yapmakta iken aniden geri çağrıldığını, haksız ve hukuksuz olarak işine son verildiğini, davalı şirketin bağımsız denetime tabi olduğunu, davalı şirketin zorunlu olduğu halde internet sitesi açmadığını, burada gerekli ilan ve bilgilere yer vermediğini, olağanüstü genel kurul çağrısının, tarihinin ve gündeminin internet sitesinde yer almadığını,—- tarihli Olağanüstü Genel Kurul’da alınan yönetim kurulu seçimine, yönetim kurulu üyelerinin ücretlerine ve yönetim kurulu üyelerine TTK 395 ve 396 maddelerinde yer alan yetkilerin verilmesine ilişkin kararların tamamının iptalinin gerektiğini, kanuna aykırı ve usulsüz yapıldığı gerekçesiyle alınan her karara muhalefet şerhi konduğunu, davacılara gönderilen toplantı davetinin mevzuatta ifade bulan uygun içerikte hazırlanmadığını, toplantıya ilişkin ilanın nerelerde yapıldığı ve/veya yapılacağı bilgisini içermediğini, olağanüstü genel kurulun toplantıya çağrılmasına ilişkin birden fazla Yönetim Kurulu kararı bulunduğunu, birinin ilan edildiğini, diğerinin ilan edilmediğini, eşitlik ilkesine ve azlık hisse menfaatlerine aykırı, kötü niyetle karar alındığını, bu nedenlerle —————— alınan yönetim kurulu seçimi, görev süresi, ücretleri, 395. ve 396. maddeler kapsamında izinlerin verilmesi başta olmak üzere dava konusu toplantıda alınan kararların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıların, davalı şirketin —– Olağanüstü Genel Kurulu’nda alınan kararların iptalini talep etmekte hukuki yararlarının olmadığını, dava konusu Olağanüstü Genel Kurul’un usul ve yasaya uygun şekilde yapıldığını, 05/07/2017 tarihli Yönetim Kurulu toplantısında davacı …’ün de katılımı ve oyuyla Olağanüstü Genel Kurul gündeminin belirlendiğini, ilgili Yönetim Kurulu kararının usul ve yasaya uygun şekilde tescil ve ilan edildiğini, toplantıya davet mektuplarının iadeli taahhütlü olarak gönderildiğini, mektupların tüm pay sahiplerine tebliğ edildiğini, Bakanlık temsilcisinin toplantıda hazır bulunduğunu ve gözetimi altında toplantının yapıldığını, tüm pay sahiplerinin toplantının yapılmasına itiraz etmeksizin toplantıda hazır bulunduklarını, müzakere ettiklerini, önerge sunulduğunu, davacıların oy kullanmak suretiyle iradelerini ortaya koyduklarını ve toplantı sonuna kadar toplantıda bulunduklarını, TTK’nin 414. maddesini haksız bir şekilde dayanak göstererek “çağrının usulüne uygun yapılmadığı” iddiasının şirketin menfaatlerine ve iyiniyet ilkelerine aykırılık teşkil ettiğini, davacıların varlığını iddia ettikleri aykırılıklar ile iptalini talep ettikleri kararlar arasında illiyet bağı bulunmadığını, belirlenen ücretlerin fahiş olmadığını öne sürülerek davanın reddine karar verilmesi talep etmiştir.
DAVANIN VE UYUŞMAZLIK KONULARININ TESPİTİ, DELİLLER, DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ NEDENLER VE SONUÇ:
1-Davanın ve uyuşmazlık konularının tespiti: Dava, anonim şirketin genel kurulunda alınan kararların iptali istemine ilişkindir.
Davacılar, davalı … şirketin 08/08/2017 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurulunda alınan kararların iptalini talep etmektedirler.
Taraflar arasında “davacıların, davalı şirketin hissedarı oldukları, davacıların iptali istenen genel kurula katıldıkları, davalı şirketin bağımsız denetime tabi bir şirket olduğu, ancak iptali istenen genel kurula ilişkin çağrı ilanının internet sitesinde yayımlanmadığı” hususlarında uyuşmazlık bulunmadığı, ön inceleme duruşmasına kadar, taraflar arasındaki uyuşmazlığın;
A-Genel Kurul çağrısı şirketin internet sitesinde yayımlanmadığından alınan tüm kararların iptali gerekip gerekmediği,
B-Toplantı başkanı, oy toplama memuru ve tutanak yazmanı seçimine ilişkin 1 numaralı kararın iptali istemi yönünden davacıların taraf ehliyeti olup olmadığı, davacıların taraf ehliyeti varsa bu maddenin iptali gerekip gerekmediği,
C)Yönetim kurulu üyelikleri seçimine ilişkin 2 numaralı kararın iptali isteminin “yönetim kurulu üyeliklerine —– seçilmesine” ilişkin bölümü yönünden davacıların taraf ehliyeti olup olmadığı, davacıların taraf ehliyeti varsa bu maddenin iptali gerekip gerekmediği,
Ç)Yönetim kurulu üyelikleri seçimine ilişkin 2 numaralı kararın ————- seçilmesine, davacı … oyçokluğuyla seçilmemesine” ilişkin bölümünün iptali gerekip gerekmediği,
D)Yönetim kurulu üyelerinin görev, yetki ve sorumluluklarının dengeli ve uyumlu şekilde yapılmadığının tespiti isteminin yerinde olup olmadığı,
E)Yönetim kurulu başkan ve başkan yardımcısına ücret ödenmesi ve yönetim kurulu üyelerine huzur hakkı ödenmesine ilişkin 3.maddenin iptali gerekip gerekmediği,
F)Yönetim Kurulu üyelerine TTK’nin 395 ve 396. Maddelerinde belirtilen gerekli iznin verilmesine dair 4. Maddenin iptali gerekip gerekmediği,
G)”Kâr payı ve yedek akçe konularında özel denetim talebi”ne ilişkin 5. Maddenin iptali istemi yönünden davacıların işbu davayı açmakta hukuki yararı olup olmadığı, davacıların bu kararın iptali için dava açmakta hukuki yararları varsa kararın iptali gerekip gerekmediği noktalarında toplandığı tespit olunmuştur.
2-Deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hukuki nedenler ve sonuç: Mahkememizce davacı tarafın delilleri toplandıktan sonra uzman bilirkişi kurulu vasıtasıyla yukarıdaki uyuşmazlık konularında gerekli incelemeler yaptırılarak uyuşmazlığın çözümü yoluna gidilmiştir.
2-a)İptali istenen genel kurul kararları: Davalı şirketin ——– gözetiminde yapılan toplantıda alınan kararların iptali istenmekte olup, toplantıda 5 karar alınmıştır.
2-b)Genel Kurul çağrısı şirketin internet sitesinde yayımlanmadığından alınan tüm kararların iptali gerekip gerekmediği hususunda inceleme ve gerekçe: Davacılar öncelikle, davalı şirketin bağımsız denetime tabi bir şirket olduğunu; bu sebeple genel kurula çağrının davalı Şirket’in internet sitesinde ilan edilmesi gerektiğini; bu ilanın yapılmadığını ve bu sebeple de TTK m. 1524/2 uyarınca dava konusu genel kurulda alınan kararların iptalini talep etmiştir.
TTK m. 1524/1 uyarınca bağımsız denetime tabi olan şirketleri internet sitesi açmak ve bu sitenin belirli bir bölümünü şirketçe kanunen yapılması gereken ilanların yayımlanmasına özgülemek zorundadır. İnternet sitesinde yayımlanacak içerikler, bu Kanunda belli bir süre belirtilmiş ise bu süre içinde, belirtilmemiş ise içeriğin dayandığı işlemin veya olgunun gerçekleştiği tarihten, tescil veya ilana bağlandığı durumlarda ise tescil veya ilanın yapıldığı tarihten itibaren en geç beş gün içinde, şirketin kuruluşundan internet sitesi açılıncaya kadar geçen sürede yayımlanması gereken içerikler de bu sitenin açıldığı tarihte siteye konulur. TTK m. 414/1 uyarınca genel kurulun çağrı ilanının şirketin internet sitesinde yayımlanması gerekmektedir.
Somut olayda davalı şirketin bağımsız denetime tabi bir şirket olduğu yukarıda tespit edilmişti. Buna göre TTK m. 1524/1 uyarınca davalı şirketin bir internet sitesinin olması ve kanunen belirtilen ilanların bu internet sitesinde yayımlanması gerekmektedir. Buna karşın davalı şirket, dava konusu genel kurula ilişkin çağrı ilanını internet sitesinde yayımlamadığı sabittir.
Bu noktada üzerinde durulması gereken husus, çağrının internet sitesinde yayımlanmamasının dava konusu genel kurulda alınan kararların iptalini gerektirip gerektirmediğidir.
TTK m. 446/1-b uyarınca çağrının usulüne uygun bir şekilde yapılmadığını ve aykırılığın genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunu iddia eden pay sahipleri iptal davası açabilirler. Yüksek Yargıtay’ın emsal kararları uyarınca çağrının usulüne uygun yapılmadığı başlı başına bir iptal sebebi olmayıp, açılan iptal davasında kararın TTK m. 445’e göre kanuna, esas sözleşmeye veya dürüstlük kuralına aykırı olduğunun ayrıca ispatlanması gerekmektedir.
Buna karşın, TTK m. 1524/2’ye göre “Birinci fıkrada öngörülen yükümlülüklere uyulmaması, ilgili kararların iptal edilmesinin sebebini oluşturur, Kanuna aykırılığın tüm sonuçlarının doğmasına yol açar ve kusuru bulunan yöneticiler ile yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğuna neden olur. Cezai hükümler saklıdır”. Görüldüğü üzere bu fıkra uyarınca, birinci fıkrada belirtilen ilanların internet sitesinde yayımlanmaması alınan kararlar için başlıbaşına bir iptal sebebi olup, bu iptalin gerekçesi de kanuna aykırılık olarak düzenlenmiştir. Ancak, TTK m. 1524/2’nin uygulanmasına ilişkin henüz yayımlanmış bir Yargıtay kararına rastlanmamıştır. Buna karşın doktrinde TTK m. 1524/2’nin uygulanmasına ilişkin iki görüş tespit edilebilmiştir. Bu görüşlerden ilkine göre, çağrı ilanı şirketin internet sitesinde yayımlanmaz ise, TTK m. 446/1-b’deki etki kuralı uygulanmaz, zira TTK m. 1524/2 bir usul kuralı değil, şeffaflık ilkesi gereği olan bir kuraldır ve TTK m. 1524/2 kesin bir iptal sebebi öngörmüştür ——–. Diğer bir görüşe göre ise, TTK m. 1524/1’e aykırılık, pay sahibinin pay sahipliği haklarını kullanma davranışını etkilediği sonucuna varılması halinde başkaca bir şart aranmadan bir iptal sebebi oluşturmaktadır——————— Bu görüşe göre, 1524/1’e aykırılığın pay sahibinin pay sahibi hakkı olan oy hakkını kullanmasında etkili olması gerekmektedir. Bu etki varsa, ayrıca TTK m. 445’de yer alan iptal sebepleri aranmaksızın karar iptal edilir. Mahkememizce, Doktrindeki ikinci görüş benimsenmiş olup, çağrının internet sitesinde yayımlanmamasının davacı pay sahibinin pay sahipliği hakkını kullanma davranışında bir etkisinin olup olmadığına bakılması gerektiği kanaatine varılmıştır. Somut olayda, davacılar dava konu olan genel kurula katılmışlardır. Kendilerine TTK m. 414/1 uyarınca çağrı mektubu ulaşmış ve gündemden haberdar olmuşlardır. Gündem, yönetim kurulu üyelerinin seçimi, sürelerinin ve ücretlerinin belirlenmesi ve TTK m. 395 ve 396 uyarınca gekli izin verilmesinden oluşmaktadır. Bu durum karşısında çağrının internet sitesinde yayımlanmamasının davacıların bu kararlar için kullandığı oyları etkileyecek nitelikte olmadığı, bir başka deyişle bu gündemi içeren çağrının internet sitesinde yayımlanması halinde davacıların oylarının yönünde herhangi bir değişiklik olmayacağı ve bu sebeple çağrının internet sitesinde yayımlanmamasının somut uyuşmazlıkta bir iptal sebebi oluşturmayacağı kanaatine varılmış ve iptali istenen gündem maddeleri ile ilgili tek tek inceleme yapılmıştır.
2-c)1 numaralı kararla ilgili inceleme ve gerekçe: Toplantıda alınan 1 numaralı karar toplantı başkanı, oy toplama memuru ve tutanak yazmanı seçimine ilişkin olup, karar oy birliğiyle alınmıştır.
Bilindiği üzere HMK m. 114/1-d uyarınca davanın taraflarının taraf ve dava ehliyetini haiz olup olmaması dava şartlarından olup HMK. m. 115/1 uyarınca res’en mahkeme tarafından dikkate alınır.
TTK. 414/1 maddesinde ”Genel kurul toplantıya, esas sözleşmede gösterilen şekilde, şirketin internet sitesinde ve ——- yayımlanan ilanla çağrılır. Bu çağrı, ilan ve toplantı günleri hariç olmak üzere, toplantı tarihinden en az iki hafta önce yapılır. Pay defterinde yazılı pay sahipleriyle önceden şirkete pay senedi veya pay sahipliğini ispatlayıcı belge vererek adreslerini bildiren pay sahiplerine, toplantı günü ile gündem ve ilanın çıktığı veya çıkacağı gazeteler, iadeli taahhütlü mektupla bildirilir.” Yine, 6102 sayılı TTK ”İptal sebepleri” başlıklı 445. maddesine göre de, ”446 ncı maddede belirtilen kişiler, kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine, karar tarihinden itibaren üç ay içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde iptal davası açabilirler.”, ”İptal davası açabilecek kişiler” başlıklı 446/1-b maddesinde ”Toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun ya da olmasın; çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ve yukarıda sayılan aykırılıkların genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunu ileri süren pay sahipleri…” hükmü mevcuttur.
Yani TTK’nin 446/1-a maddesi uyarınca genel kurul kararları aleyhine iptal davası “Toplantıda hazır bulunup da karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçirten” pay sahipleri tarafından açılabilir. Görüldüğü üzere, anılan hüküm genel kurul kararlarının iptali davasında dava şartı olan taraf ehliyetini düzenlemektedir.
Bu açıklamalardan sonra somut olaya gelirsek, dava dosyasında bulunan 08/08/2017 tarihli genel kurul toplantısına ilişkin hazirun cetveli incelendiğinde, davacılardan —————- asaleten, diğer davacı …’ün temsilcisi avukat … aracılığı ile katıldığı ve bu maddeyle ilgili oylamada olumlu oy kullandıkları anlaşılmaktadır. Buna göre, davacılar açısından TTK m. 446/1-a’da düzenlenen genel kurulda olumsuz oy verme şartı gerçekleşmediğinden bu maddenin iptali talebinin HMK’nin 114/1-d ve 115/1. Maddeleri uyarınca taraf ehliyeti yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
2-ç)2 numaralı kararla ilgili inceleme ve gerekçe: Toplantıda alınan 2 numaralı karar yönetim kurulu üyelikleri seçimine ilişkindir.
Kararın “Yönetim kurulu üyeliklerine ———————seçilmesine” ilişkin bölümü oy birliğiyle alınmış, kararın “Yönetim kurulu üyeliklerine ———– çokluğuyla seçilmesine, davacı … oyçokluğuyla seçilmemesine” ilişkin bölümü davacıların olumsuz oyları nedeniyle oy çokluğuyla alınmıştır.
Buna göre, davacıların “yönetim kurulu üyeliklerine ———–” ilişkin bölümüyle ilgili oylamada olumlu oy kullandıkları anlaşılmaktadır. Bu nedenle davacılar açısından TTK m. 446/1-a’da düzenlenen genel kurulda olumsuz oy verme şartı gerçekleşmediğinden ikinci maddenin bu bölümünün iptali talebinin HMK’nin 114/1-d ve 115/1. Maddeleri uyarınca taraf ehliyeti yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
Kararın “Yönetim Kurulu Üyeliklerine ———- oy çokluğuyla seçilmesine, davacı … oyçokluğuyla seçilmemesine” ilişkin bölümü ile ilgili olarak davacılar açısından TTK m. 446/1-a’da düzenlenen genel kurula katılma, olumsuz oy verme ve muhalefetini toplantı tutanağına geçirtme şartlarının gerçekleştiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle bu bölüm yönünden esastan inceleme yapılmıştır.
Davacılar, bu maddeyle ilgili olarak davacılardan —– otuz yıldan beri aile şirketlerinde kesintisiz yönetim kurulu üyeliği bulunmasına rağmen fikir ayrılığı çıkması sebebiyle yönetim kurulundan çıkarılarak seçilmemesinin kötüniyet içerdiğini belirtmektedirler.
TTK sisteminde, bir pay sahibinin yönetim kuruluna seçilmesi ve seçilen bir üyenin bu görevini sürekli olarak sürdürmesi bir hak olarak düzenlenmediği gibi, TTK m. 364 uyarınca genel kurul yönetim kurulu üyesini de her zaman görevden alabilir. Şirketin esas sözleşmede öngürülen amacına varması yönetim kurulunun uyum içinde çalışmasına bağlı bir husustur. Bu uyumun ortadan kalkması halinde yönetim kurulunun kanunen kendisine tanınan yönetim görevini sağlıklı bir şekilde ifa etmesi mümkün olamayacaktır. Somut olayda, davacılar diğer yönetim kurulu üyeleriyle fikir ayrılığı içinde olduklarını dava dilekçesinde belirtmektedirler Bu sebeple genel kurulda, çoğunluk pay sahiplerinin yönetim kurulunu uyumlu bir şekilde çalışacağını düşündüğü kişilerden oluşturmasının dürüstlük kuralına aykırılık oluşturmayacağı kanaatine varıldığından 2 numaralı kararın “yönetim kurulu üyeliklerine—————–çokluğuyla seçilmesine, davacı … oyçokluğuyla seçilmemesine” ilişkin bölümünün ve yönetim kurulu üyelerinin görev, yetki ve sorumluluklarının dengeli ve uyumlu şekilde yapılıp yapılmadığının tespiti isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
2-d)3 numaralı kararla ilgili inceleme ve gerekçe: Toplantıda alınan 3 numaralı karar yönetim kurulu başkan ve başkan yardımcısına ücret ödenmesi ve yönetim kurulu üyelerine huzur hakkı ödenmesine ilişkindir. Davacıların muhalefetiyle alınan 3 numaralı kararla “Yönetim kurulu başkanına aylık 20.000,00 TL net ücret ödenmesine, yönetim kurulu başkan yardımcısına aylık 5.000,00 TL net ücret ödenmesi ve yönetim kurulu üyelerinden toplantılara katılan her üyeye toplantı başına 500,00 TL net ücret ödenmesi”ne karar verilmiştir.
Davacıların bu madde açısından TTK m. 446/1-a’da düzenlenen genel kurula katılma, olumsuz oy verme ve muhalefetini toplantı tutanağına geçirtme şartlarını yerine getirdikleri anlaşıldığından, bu madde yönünden esastan inceleme yapılmıştır.
Buna göre, davacılar dava dilekçesinde dava konusu genel kurulda kendilerine toplam 25.000 TL., başka bir davanın konusu olan bağlı bir şirkette 75.000 TL olmak üzere toplam 100.000 TL. ücret tayin ettiklerini, tarih sırasıyla alınan kararların, içerik ve sonuçları itibariyle şirketin amacı olan ortak menfaatten uzak, etik olmayan ve diğer hissedarların aleyhine haksız olarak alınmış kararlar olduğunu ileri sürmüşlerdir. Bu nedenle, davalı şirket yönetim kurulu üyeleri için karara bağlanan ücrete ilişkin değerlendirme yapılması gerekmiştir. Kararlaştırılan bu ücretin dürüstlük kurallarına aykırılığı değerlendirilirken de, aynı iş kolunda aynı görevi yapan yönetim kurulu üyelerinin aldığı ücret ile bir karşılaştırma yapılabilir. Buna göre, gerekli görüldüğünden bilirkişi heyetindeki mali bilirkişi——– dosya tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından, Mahkememizin istemi üzerine düzenlenen —– tarihli ek raporda, yönetim kurulu üyelerine 08/08/2017 tarihli olağanüstü genel kurulda alınan karar öncesinde herhangi bir dönemde huzur hakkı ödemesi yapılmadığı tespit edilmiştir.
Yine mahkememizce, taraflardan benzer şirketlerde yöneticilere verilen emsal ücretlere ilişkin bilgi ve belgeleri sunmaları istenmiş, ilgili yerlere yazı yazılmıştır.
——————–tarihli cevabi yazıda davalı iş yerinde ve aynı iş kolunda çalışan şirketlerin yönetim kurulu üyeleri için belirlenen huzur hakkının net —— aralığında olabileceği yönünde kanaat bildirilmiştir.
Davalı şirket vekili 17/05/2019 tarihli dilekçe ile “davalı şirketin ———– olmadığını, bu nedenle yapılan tespite itiraz ettiklerini, şirketin dünya markası olduğunu ve huzur hakkına ilişkin kararın kanuna, esas sözleşmeye veya iyiniyet kurallarına aykırı olmadığını” savunmuş ve benzer olduğunu iddia ettiği şirketler yönetim kurulu üyelerine ödenen ücretler ve huzur hakkı ücretlerine ilişkin delillerini sunmuştur.
Mahkememizce, bu madde ile ilgili toplanan deliller üzerinde inceleme yapılarak ek rapor düzenlenmek üzere dosya aynı bilirkişi heyetine gönderilmiş, akademik ünvanlı bilirkişiler ————- tarihli bilirkişi raporunda, davalılar vekilinin sunduğu deliller incelenmiştir. Buna göre,—– göstergesi olarak kullanılan en önemli iki değişken aktif toplamı ve net satışlardır. Aktif toplamı dikkate alındığında, 2018 yılındaki şirket büyüklüğünün, 2015 yılına göre %375, bir önceki yıla (2017) göre %124 büyüdüğü tespit edilmiştir. Net satışlar dikkate alındığında ise, 2018 yılındaki şirket büyüklüğünün, 2015 yılına göre %58, bir önceki yıla (2017) göre %13 büyüdüğü tespit edilmiştir. Önceki yıllarda yönetim kurulu üyelerine huzur hakkı ödenmemiş olmasına rağmen 08/08/2017 tarihli Olağanüstü Genel Kurul’da alınan kararla ödenmeye başlanmış olmasının, şirket büyüklüğündeki değişimden kaynaklandığı savunmasının yerinde görülebileceği değerlendirilmiş ve buna göre inceleme yapılmıştır.
Davalı vekili tarafından dosyaya sunulan ———– her birine yıllık brüt 522.000 TL ücret ödenmesine karar verildiği; ancak ilgili şirketin ödenmiş sermayesinin —————– davalı şirket ödenmiş sermayesinin yaklaşık 210 katına tekabül ettiği anlaşılmaktadır.
—————— tarihli Olağan Genel Kurulu’nda Bağımsız Yönetim Kurulu üyelerinin her birine ayda —— ücret ödenmesine ve diğer Yönetim Kurulu üyelerinin her birine ise ayda net 7.000 TL ücret ödenmesine karar verildiği; ancak ilgili şirketin ödenmiş sermayesinin (2.616.938.288,00 TL) davalı şirket ödenmiş sermayesinin yaklaşık 216 katına tekabül ettiği anlaşılmaktadır.
—————————— ücret olarak aylık net 87.500 TL/ay, ——— ücret olarak aylık net 52.000 TL, bağımsız yönetim kurulu üyelerine aylık net asgari ücretin brütünün 3 katının net olarak ödenmesine, diğer Yönetim Kurulu üyelerine ise ücret olarak aylık asgari ücretin brüt tutarının net olarak ödenmesine karar verildiği; ilgili şirketin ödenmiş sermayesinin (18.000.000,00 TL) davalı şirket ödenmiş sermayesinin yaklaşık 1,5 katına tekabül ettiği anlaşılmaktadır.
—————Olağan Genel Kurulu’nda Yönetim Kurulu Üyelerine ve Bağımsız Yönetim Kurulu Üyelerine aylık net ——kadar huzur hakkının Yönetim Kurulu kararıyla ayrı ayrı belirlenecek miktara göre verilebilmesi için Yönetim Kuruluna yetki verilmesine karar verildiği; ilgili şirketin ödenmiş sermayesinin (300.000.000,00 TL) davalı şirket ödenmiş sermayesinin yaklaşık 2,5 katına tekabül ettiği anlaşılmaktadır.
Dava konusu Olağanüstü Genel Kurul tarihinin ————- tarihli Olağan Genel Kurulu’nda alınan kararın ise şirketlerin ödenmiş sermayeleri arasındaki farktan dolayı değerlendirmeye esas alınamayacağı kanaatine varılmıştır. Dava konusu genel kurul kararından sonra 20/03/2019 tarihli ———– üyelerinin her birine ise ayda net—————– ücret ödenmesine ilişkin karar (ödenmiş sermaye tutarının nisbi yüksekliğine rağmen) ve——- iş yerinde ve aynı iş kolunda çalışan şirketlerin yönetim kurulu üyeleri için belirlenen huzur hakkının net 5.000-10.000 TL aralığında olabileceği görüşünün aynı paralelde olduğu anlaşılmaktadır.
Davacılar vekili ise, aynı konuda Bakırköy ——-. Asliye Ticaret Mahkemesinin bağlı şirket ———- yönetim kurulu başkan ve yardımcısı ile yönetim kurulu üyelerine anılan genel kurulda belirtilen miktarda huzur hakkı ödenmesi kararının, objektif iyi niyet kurallarına aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verildiğini bildirmiştir. Gerçekten Bakırköy ——–. Asliye Ticaret Mahkemesinin ———- karar sayılı ilâmında “aynı davacıların ——— tarihli olağanüstü genel kurulda alınan kararların iptali talepli davada “yönetim kurulu başkanına aylık 60.000 Tl net ücret ödenmesine” ilişkin kararın iptaline, diğer istemlerin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Buna göre, Mahkememizce de, davalı şirketin yönetim kurulu ————— ücret ödenmesinin uygun olduğu kanaatine varılmış ve “davalı şirketin yönetim kurulu başkan yardımcısına aylık 5.000,00 TL net ücret ödenmesi ve yönetim kurulu üyelerinden toplantılara katılan her üyeye toplantı başına 500,00 TL net ücret ödenmesi”ne ilişkin kararın kanuna, esas sözleşmeye veya iyiniyet kurallarına aykırı olmadığı, ancak yönetim kurulu başkanına aylık 20.000,00 TL net ücret ödenmesinin, aynı zamanda pay sahibi olan yönetim kurulu başkanına bu yolla diğer pay sahiplerine göre menfaat sağlamış olduğu, bu nedenle eşitlik ilkesine ve objektif iyi niyet kurallarına aykırılık teşkil ettiği kanaatine varıldığından, maddenin bu kısmının iptaline karar vermek gerektiği kanaatine varılmıştır.
2-e)4 numaralı kararla ilgili inceleme ve gerekçe: Toplantıda alınan 4 numaralı karar; yönetim kurulu üyelerine TTK’nin 395 ve 396. Maddelerinde belirtilen gerekli iznin verilmesine ilişkindir.
Davacılar vekili, dava dilekçesinde; yönetim kurulunun görev süresi ve TTK m. 395 ve 396 uyarınca gerekli izinlerin verilmesine ilişkin kararların iptalini talep etmiş ise de, bu kararların hangi açılardan kanuna, esas sözleşmeye ve dürüstlük kuralına aykırı olduğu yönünde bir açıklamada bulunmamıştır.
İsteme ilişkin toplantı tutanağının incelenmesinde, bu maddeyle ilgili olarak yönetim kurulu üyelerinin kendi oylamalarında oy kullanmadıkları ve TTK’nin 395 ve 396. Maddeleri uyarınca verilen izinlerin oy çokluğu ile alındığı, alınan kararda oyda yoksunluk halinin söz konusu olmadığı, alınan kararın kanuna, esas sözleşmeye ve iyiniyet kurallarına aykırı olmadığı kanaatine varıldığından bu maddenin iptali isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
2-f)5 numaralı kararla ilgili inceleme ve gerekçe: 08/08/2017 tarihli genel kurulun gündem maddeleri arasında bulunmamasına rağmen davacılar ———————— vekili tarafından kar payı ve yedek akçe konularında özel denetim talebi teklif edilmiş ve gündeme bağlı olmayan bu talepler yönünden oylama yapılması istenilmiş oylama sonucu 10.083.333 olumsuz oy ve davacılar … vekili ve …’ün 2.016.667 adet olumlu oyları bulunduğu anlaşılarak bu talebin reddine karar verilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114’üncü maddesinin (h) bendi uyarınca “Davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması” dava şartları arasında düzenlenmiş olup, aynı Kanunun 115’inci maddesi gereği bu durum kamu düzeni ile ilgilidir ve davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılır. Bu nedenle, işbu davaya konu istemle ilgili olarak, davacının hukuki yararı olup olmadığının tartışılması gerekmektedir.
TTK’nın 439. maddesinin 1. fıkrası “Genel kurulun özel denetim istemini reddetmesi hâlinde, sermayenin en az onda birini, —- şirketlerde yirmide birini oluşturan pay sahipleri veya paylarının itibarî değeri toplamı en az birmilyon Türk Lirası olan pay sahipleri üç ay içinde şirket merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesinden özel denetçi atamasını isteyebilir.” hükmünü ihtiva etmektedir.
Davacıların söz konusu yasal düzenleme ekseninde İstanbul Anadolu———-. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ——- esas sayılı dosyası ile özel denetçi tayini talebi ile dava ikame ettiği anlaşılmıştır.
Davacılar tarafından————tarihli olağanüstü Genel Kurul toplantısında alınan 05 numaralı kararı da ihtiva eder şekilde, İstanbul Anadolu –.Asliye Ticaret Mahkemesinin ———– Esas sayılı davası ikame eylediğinden ve bu dava dosyasında yapılacak yargılamada mahkememizde ileri sürülen talebinde evveliyetle incelenip sonuçlandırılması lazım geldiğinden artık davacıların mahkememiz dosyasında genel kurulun 5.numaralı maddesinin iptali talebin karar altına alınması isteminde güncel hukuki yararının bulunmadığı anlaşılarak davacılar isteminin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ, KISMEN REDDİ ile,
Davalı …’nin ————— tarihinde yapılan Olağanüstü Genel Kurul Toplantısında alınan;
A)Toplantı başkanı, oy toplama memuru ve tutanak yazmanı seçimine ilişkin 1 numaralı kararın iptali isteminin HMK’nin 114/1-d ve 115/1. maddeleri uyarınca taraf ehliyeti yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
B)Yönetim kurulu üyelikleri seçimine ilişkin 2 numaralı kararın iptali isteminin;
B-1)Kararın “yönetim kurulu üyeliklerine —————–seçilmesine” ilişkin bölümünün HMK’nin 114/1-d ve 115/1. maddeleri uyarınca taraf ehliyeti yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
B-2)Kararın “Yönetim Kurulu Üyeliklerine ——————oy çokluğuyla seçilmesine, davacı … oyçokluğuyla seçilmemesine” ilişkin bölümünün ve yönetim kurulu üyelerinin görev,yetki ve sorumluluklarının dengeli ve uyumlu şekilde yapılıp yapılmadığının tespiti isteminin REDDİNE,
C)Yönetim kurulu başkan ve başkan yardımcısına ücret ödenmesi ve yönetim kurulu üyelerine huzur hakkı ödenmesine ilişkin 3.maddenin iptali isteminin;
C-1)”Yönetim kurulu başkanına aylık 20.000,00 TL net ücret ödenmesi”ne ilişkin bölümünün İPTALİNE,
C-2)”Yönetim kurulu başkan yardımcısına aylık 5.000,00 TL net ücret ödenmesi ve yönetim kurulu üyelerinden toplantılara katılan her üyeye toplantı başına 500,00 TL net ücret ödenmesi”ne ilişkin bölümün iptali isteminin REDDİNE,
D)Yönetim Kurulu üyelerine TTK’nin 395 ve 396. Maddelerinde belirtilen gerekli iznin verilmesine dair 4. Maddenin iptali isteminin REDDİNE,
E)”Kâr payı ve yedek akçe konularında özel denetim talebi”ne ilişkin 5. Maddenin iptali isteminin, davacıların işbu davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığından HMK’nin 114/1-h ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın USULDEN REDDİNE,
2-Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 54,40 TL maktu harcın, davacılar tarafından yatırılan 31,40 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 23 TL’nin davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davacılar tarafından yatırılan 31,40 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
4-Davacılar tarafından sarf edilen 191,80 TL yargılama giderinin 95,90 TL’sinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, geriye kalan 95,90 TL’nin davacılar üzerinde bırakılmasına,
5-Kabul olunan dava yönünden davacılar kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —— 13/1.maddesi uyarınca 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
6-Ret olunan dava yönünden davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan—— 13/2.maddesi uyarınca 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
7-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacılar vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin ilgili Hukuk Dairesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı