Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/994 E. 2018/113 K. 13.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İstanbul Anadolu
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/994 Esas
KARAR NO : 2018/113

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 22/08/2016
KARAR TARİHİ : 13/02/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 07.07.2011 günü davalı sürücü … yönetimindeki — plaka nohı araç ile — yönüne giderken — Köprüsü durağına geldiğinde karşıdan karşrya geçmek için yola çıkmış olan Müteveffa —-‘ya çarparak ağır yaralanmasına sebebiyet verdiği, 08.07.2011 günü kaldırıldığı — Devlet Hastanesi’nde vefat ettiği, Samsun—Asliye Ceza Mahkemesinde görülen — E. Sayılı dosyasına sunulan 15.04.2013 tarihli Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin raporuna göre davalı sürücü …’in olayda dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranışları sebebiyle tali kusurlu bulunduğu, davalı …’m kaza yapan aracı yaşı küçük olduğu için ceza indirimi alma ihtimali olan —‘nun kullandığı şeklinde verdiği ifadesiyle kendini kurtarma niyetinde olduğu, ancak ilgili ceza dosyasından 2 yıl 1 ay hapis cezası aldığı, araç işleteninin kusursuz sorumluluk ilkesi gereği sigorta şirketinin de BK 55 ve KTK 86 ve 97 m gereğince müteveffa — nın ölümüyle ilgili tam ve müşterek sorumluluğu bulunduğu, davacıların ölen kızları —için destekten yoksun kalma tazminatı talep ettikleri, ayrıca Müteveffa — nın ölümü ile hayatlarının geri kalanında anne ve babası kızlarının varlığından, beraber büyüdükleri — ve — de kardeşlerinin varlığından yoksun kaldıkları için çektikleri acıları bir nebze rahatlatmak amacıyla davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, adli yardım talebinin kabulüne, fazlaya dair haklarının saklı kalmak kaydı ile müvekkil baba … ve anne … lehine ayrı ayrı 1.000,00 TL olmak üzere şimdilik 2.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini cevap, ıslah ve duruşmalarda tekrar etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıların davadan önce davalı şirkete başvurdukları, sigorta şirketi bünyesinde — sayılı hasar dosyası açıldığı, yapılan aktüeryal hesaplama sonrasında davacılara 10.12.2013 tarihinde 7.010,54 TL ödeme yapıldığı ve davacıların sigorta şirketini ibra ettiklerini, destekten yoksun kalma tazminatının mirastan ayrı ve bağımsız bir hâk olduğundan destek iddialarının kanıtlanması gerektiğini, davaya konu kazamn oluşumundaki kusur oranlarının Adli Tıp Vasıtası ile yapılamasını talep ettiklerini, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından davacıya ödenmiş veya ödenen rocüya tabi tazminat miktarı tespit edilerek davalı … şirketi tarafından ödenecek tazminattan mahsup edilmesi gerektiğini haksız ve mesnetsiz açılan bu davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı .—- cevap dilekçesinde özetle; görev ve yetki itirazlarının bulunduğunu, Davaya konu trafik kazasının oluşumunda araç sürücüsünün kaza olmasın diye gereken dikkat ve özeni gösterdiği, bu konuda aleyhe düzenlenen raporları kabul etmediklerini, ceza dosyasına sunulan bilirkişi raporuna göre müteveffanın ağır kusurlu olarak tespit edildiğini, kazanın oluşmasında 1. Derece de asli kusurlu olduğu kabul edilerek hüküm kurulduğu, ayrıca kazada küçük müteveffanın ebeveynleri olan davacının çocukları üzerinde ki bakım ve gözetim sorumluluklarını gereği gibi yerine getirmediklerini, olay tarihinde olay yerinde karşı da otobüs durağı mevcut olduğunu, üst geçit ve trafik lambalarının olmadığı, bu konuda önlem alınmaması sebebiyle Karayolları Genel Müdürlüğü’nün de sorumluluğu bulunduğunu, araç işleten olarak davalı …’nun bir sorumluluğu bulunmadığı, davaya konu kaza da zarar görenin ağır kusurunun ceza mahkemesi tarafından tespit edildiğini, zarar görenin ağır kusurunun zararla motorlu aracın işletilmesi arasındaki uygun illiyet bağını kestiği yani zarar görenin ağır kusurunun olmasının davalı …’nun kusursuz sorumluluğunu ortadan kaldırdığını, davacıların manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu, haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve dosya içeresinde toplanan delillerin bir bütün olarak irdelenmesi sonucu;
Dava, davacıların desteği müteveffanın ölümüne bağlı maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
07.07.2011 tarihinde, davalı …’ ın yönetimindeki —-plaka sayılı araç davacıların desteği —‘ e çarparak ölümüne sebebiyet verdiği, olay tarihi itibariyle araç sahibinin diğer davalı …, ZMS sigortacısı ise davalı … şirketi olduğu anlaşılmıştır.
Dosyada mevcut bilgi ve belgeler doğrultusunda alınan;
19.10.2017 tarihli kusur raporunda meydana gelen kazada sigortalı araç sürücüsünün % 25, müteveffanın % 75 oranında kusurlu olduğu,
27.11.2017 tarihli aktüer raporunda davacı baba —‘ a 7.824,82 TL, davacı anne —‘ e 11.695,13 TL destekten yoksun kalma tazminatı ödenmesi gerektiği tespit edilmiştir.
Kusur raporunun, dosyada mevcut kesinleşen ceza dosyasında hükme esas alınan kusur raporu ile uyumlu oluşu, aktüer raporunda, desteğin yaşı, kusur oranı ve yapılan ödeme dikkate alınarak varılan tespit itibariyle her iki rapora da mahkememizce itibar edilmiştir. Kabul edilen rapor içeriği itibariyle davacıların maddi tazminata yönelik istemi ıslah ile artırılan miktar itibariyle kabul edilmiş, dava tarihinden evvel sigorta şirketine başvuru yapıldığının ispatlanamamış olması sebebiyle sigorta yönünden temerrütün dava tarihi tarihi itibariyle başladığı kabul edilmiştir.
TBK’ nun 56/2 maddesinde “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” hükmünü içermektedir. Bu madde gereğince yargıcın, özel durumları göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Takdir edilecek bu tutar, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 gün ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel durum ve koşullar da açıkça gösterilmiştir (Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 2011/10941 E, 2012/13508 K. sayılı kararından). Davalı tali kusurlu davranışı neticesinde davacıların çocuğu ve kardeşi olan müteveffanın ölümüne sebebiyet vermesine ilişkin gerçekleşen olayda davacıların bu olay nedeniyle üzülmemiş, acı ve elem duymamış olması mümkün değildir. Davacılar — ve —‘ in anne baba oluşları, diğer davacıların kardeş olmalar, olayın meydana geldiği tarih itibariyle yaşları itibariyle davacıların tamamının manevi tazminat talep etme şartlarının oluştuğu görülmekle;
Her bir davacı açısından talep edilen miktar, olayın meydana geldiği tarih ve oluş şekli, kusur oranları, tarafların yaşları ve yakınlık durumları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve dosyaya yansıyan özellikler nazara alınarak yukarıda belirtildiği üzere zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirmeye yeterli olduğu yönünde mahkememizde oluşan kanaat doğrultusunda hüküm fıkrasında belirtilen manevi tazminatın davalı taraftan alınarak her bir davacıya ayrı ayrı verilmesine karar vermek gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Maddi tazminat yönünden açılan davanın KABULÜNE,
7.824,82 TL olarak belirlenen destekten yoksun kalma tazminatının, davalı … şirketi yönünden dava tarihinden itibaren işleyecek, davalılar —- ve— yönünden 07/07/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacı …’a verilmesine,
11.695,13 TL olarak belirlenen destekten yoksun kalma tazminatının, davalı … şirketi yönünden dava tarihinden itibaren işleyecek, davalılar — ve — yönünden 07/07/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacı …’e verilmesine,
-Karar tarihinde alınması gerekli 1.333,40 TL harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılan 59,83 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.273,57 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 59,83 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 2.342,39 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2-Manevi tazminat yönünden açılan davanın KISMEN KABULÜ ile KISMEN REDDİNE,
45.000 TL manevi tazminat 07/07/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar —- ve —‘den müştereken ve müteselsilen alınıp davacı …’a verilmesine,
55.000 TL manevi tazminat 07/07/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar —- ve —-‘den müştereken ve müteselsilen alınıp davacı …’e verilmesine,
20.000 TL manevi tazminat 07/07/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar —- ve —‘den müştereken ve müteselsilen alınıp davacı …’e verilmesine,
2.000 TL manevi tazminat 07/07/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar — ve —‘den müştereken ve müteselsilen alınıp davacı …’a verilmesine,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
-Karar tarihinde alınması gerekli 8.333,82 TL harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılan 860,70 TLharçtan mahsubu ile bakiye 7.473,12 TL harcın davalılar — ve —‘den müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara ve kabul oranına göre belirlenen 12.510,00 TL vekalet ücretinin davalılar — ve —‘den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı taraf ödenmesine,
Davalı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara ve red oranına göre belirlenen 12.510,00 TL vekalet ücretinin davacı taraftan tahsili ile davalı …’e ödenmesine,
3-Davacı tarafından yapılan tebligat gideri, müzekkere gideri, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.401,60 TL yargılama giderinin davanın kabul oranına göre belirlenen 683,98 TL ile davacı tarafından peşin olarak yatırılan 860,70 TL harç toplamı 1.544,68 TL nin davalılar Hasan ve Emin’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı taraf ödenmesine,
4-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, Davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde BAM nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/02/2018