Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/971 E. 2018/17 K. 18.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İstanbul Anadolu
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/971 Esas
KARAR NO : 2018/17

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/08/2016
KARAR TARİHİ : 18/01/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili —- Sanayi ve Tic. A.Ş. (—), dava dışı —- Tic. Ltd. Ştt. (—) ile aynı sektörde faaliyet gösterdiğini, karşılıklı ticari ilişkilerinin olduğunu, dava dışı — şirketinin davalı …Ş. (—) ile aralarında bulunan ticari ilişki sebebiyle —-‘den alacakları bulunduğunu, — şirketinin, — şirketi nezdindeki alacaklarını Bakırköy —Noterliği rtezdinde düzenlenen,—yev. no.lu temlik sözleşmesi 1le 17.03.2014 tarihinde mltvekkil firkete temlik ettiğini, alacağın temlikinin 17.03.2014 tarihinde derhal —‘ye bildirildiğini, aynca noter aracılığı ile temlik sözleşmesinin —‘ye tebliğe çıkarıldığını, dava dışı …,’nin (—) de, — şirketinden alacaklı olduğunu, —şirketinin Bakırköy —İcra Dairesi —E. dosya no.da — ve — şirketlerinden alacağını tahsil etmek amacıyla bu şirketlere karşı takip başlattığını, bu bağlamda icra dosyası kapsamında davalıya İİK. md. 89 uyanca haciz ihbarnamesinin gönderilmesini talep ettiğini, temlik alacaklısı müvekkil şirketin davalı tarafından ikrar ve kabul edilen şimdilik 151.482,72 TL alacağın davalı tarafın icra dosyasına ödeme tarihi olan 25/03/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrar etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın reddi gerektiğini, müvekkilinin, davacının iddialarının aksine dava dışı — firmasının alacağını temlik aldığından, 1cra dairesine yapılan ödemeden sonra haberdar olduğunu, Bakırköy —-İcra Müdürlüğü’nün — E. sayılı İcra dosyasından gönderilen 89/1. haciz ihbarnamesinin 19.03.2014 tarihînde tebliğ edildiğini, ihbarname sonrasında dava dışı —‘nln müvekkili ile olan ticari ilişkisi neticesinde ihbarname tarihinde 151.482,72 TL alacağı olduğunun tespit edildiğini, bu tutarın icra dairesine ödendiğini, aşan kısma itiraz ettiklerini, müvekkilinin temlikten haberi olmadığını ve iyi niyetle icra dairesine ödeme yaptığını, ödemede usulsüzlük olmadığından davanın reddini talep ettiklerini, davacı ile dava dışı — arasında imzalanan temlik sözleşmesinin müvekkilinde “temizlik görevlisi/çaya” olarak çalışan —–‘a usulsüz tebliğ edilmesi nedeni ile; bahsi geçen temlikten müvekkilinin İcra dosyasına yaptığı ödeme tarihinde haberinin olmadığını, bu nedenle İcra dosyasına haciz ve ödeme yazılarına istinaden Ödeme yapan müvekkilinin iyi niyetli olduğunu ve huzurda ikame edilen davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İhbar olunan —Factoring A.Ş. Vekili tarafından ibraz edilen cevap dilekçesinde; temlik ihbarının, haciz tarihinden sonra tebliğ edildiğini, haciz ihbarnamesinin 19.03.2014 tarihinde ve temlik ihbarından önce davalıya tebliğ edildiğini, temlik sözleşmesinin davalıya usulüne uygun tebliğ edildiğinin davacı tarafından ispatlanamadığını, davalının şirket merkezinde tebliğ evrakının şirketin çaycısı/temizlikçisinin tebliğ evrakını almasına yetkili olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, alacağın davacıya temlik eden ile borçlu —arasındaki sözleşme hükümlerinin tetkiki ile alacağın temlikinin yasaklayan bir düzenleme olup olmadığının araştırılması gerektiğini, Davacının icra dosyasına ödenen tutardan ödeme tarihinde haberdar olduğunu, davacının yasal sürede istihkak İddiasında bulunmadığını, kötü niyetli olarak borçlu — ve —‘nin alacaklarından mal kaçırmak kastı ile hareket ettiğini, davacı ile borçlular arasında muvazaalı işlemler sebebiyle borçlular aleyhine açılmış derdest hukuk ve ceza davaları olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte, çekişmeli alacağı icra dosyasına ödeyen —‘nin kusurundan müvekkilinin sorumlu tutulmasının yasal olmadığını, davalının sorumlu tutulması muhtemel tutardan müvekkiline rücu hakkı bulunmadığını beyan ve iddia etmiş ve; haksız ve kötü niyetli hukuki dayanaktan yoksun davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Mahkememizce yapılan yargılama ve dosya içeresinde toplanan delillerin bir bütün olarak irdelenmesi sonucu;
Dava, temlik sözleşmesine rağmen davalı tarafça yapılan ödemenin iyiniyetli ifa olarak kabul edilip edilemeyeceği bağlı olarak alacak istemine ilişkindir.
Davacı vekilinin, müvekkili ile dava dışı—arasında yapılan temlik sözleşmesi gereğince, müvekkilinin davalıdan alacaklı olduğunu, temlik sözleşmesinin davalıya tebliğine rağmen davalı tarafça icra dosyasından gönderilen İİK 89 maddesi kapsamında haciz ihbarnamesine dayalı olarak yapılan ödemenin tahsilini talep ettiği,
Davalı vekilinin, temlik sözleşmesinin müvekkili şirket yetkilisine yapılmamış olması ve tebligatın usulsüz olması sebebiyle yapılan ödemenin iyiniyetli olduğunu, bu ödeme ile birlikte müvekkilinin borçtan kurtulduğunu savunduğu görülmüştür.
Bakırköy —- Noterliğinin 17.03.2014 tarihli temlik sözleşmesi ile, dava dışı —‘ nin davalı nezdindeki toplam 720.000 TL’ lik alacağını davacıya temlik ettiği,
İşbu temlik sözleşmesinin 21.03.2014 tarihinde davalı çalışanı —imzasına tebliğ edildiği, — nin, tebliğ tarihi itibariyle davalı nezdinde temizlikçi olarak çalıştığı,
Tebligat üzerine “Tebliğ evrakı, adresinde işyeri yetkilisinin veya müdürünün —— olduğunu ve işyerinde daimi çalıştığını beyan eden ehil ve reşit —‘ a tebliğ edilmiştir.” şerhinin düşüldüğü,
Bakırköy — İcra Müdürlüğünün İİK 89 maddesi kapsamında haciz ihbarnamesinin 19.03.2014 tarihinde davalının daimi çalışanı —‘ ye tebliğ edildiği, davalının 25.03.2014 tarihinde icra dosyasına 151.482,72 TL ödeme yaptığı, bu ödeme ile birlikte defter kayıtlarına göre dava dışı —-‘ ye başkaca borcunun kalmadığı,
— adına yapılan tebligata da —‘ ye yapılan tebligatta olduğu şekilde şerh düşüldüğü, —‘ ın tebliğ tarihi itibariyle davalı nezdinde finansman yöneticisi olarak çalıştığı görülmüştür.
TBK’ nın 183 ve devamı maddelerinde, borçlunun rızası aranmaksızın alacağın, 3. Kişiye yazılı şekilde devrolunabileceği, borçlunun, alacağın devrinin bildirilmemiş olması halinde önceki alacaklıya iyiniyetli ifada bulunarak borcundan kurtulacağı, alacağın çekişmeli olduğunu bilerek yapılan ödemeden sorumluluğun devam ettiği hüküm altına alınmıştır.
Alınan beyanlar, dosyada mevcut bilgi ve belgeler itibariyle, temlik veren —‘ nin, davalı nezdinde olan alacağının davacıya usulüne uygun şekilde 17.03.2014 tarihinde temlik edildiği, temlik sözleşmesinin 21.03.2014 tarihinde davalı nezdinde temizlikçi olarak çalışana tebliğ edildiği, haciz ihbarnamesinin 19.03.2014 tarihinde davalının finansman yöneticisi olarak çalışanına tebliğ edildiği, davalının 25.03.2014 tarihinde icra dosyasına 151.482,72 TL ödeme yaptığı hususlarının sabit olduğu, taraflar arasındaki ihtilafın; temlik sözleşmesinin usule uygun şekilde tebliğinin kabul edilip edilemeyeceği, davalı tarafça yapılan ödemenin iyiniyetli ödeme olarak kabulü ile borçtan kurtulup kurtulamayacağı noktalarında toplanmaktadır.
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 12. ve 13. maddeleri uyarınca, tüzel kişilere tebliğ yetkili temsilcilerine, bunlar birden fazla ise yalnız birine yapılır. Temsile yetkili kişinin herhangi bir sebeple tebliğ yapıldığı sırada işyerinde bulunmaması veya bizzat alamayacak durumda olması halinde, kendisinden sonra gelen bir kimse veya evrak müdürüne, bu da mümkün değilse, tüzel kişinin o yerdeki memur veya işçilerinden birine yapılmalıdır. Bu sıraya uyulması kanuni zorunluluk olup, aksi takdirde tebligat usulsüz sayılacaktır. Tebligat tüzel kişinin yetkili temsilcisine ve sıralı kişilere yapılmışsa, bunun sebeplerinin açıkça ve ayrıntılı olarak tebligat mazbatasına yazılması gerekir. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 32. maddesi gereğince tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih tebliğ tarihi olarak kabul edilir. (benzer mhiyette Yargıtay 12. HD 2014/33714-2015/11942 E-K sayılı ilamı, 22. HD 2017/15337-2017/14918 E-K sayılı ilamı ve 23. HD 2014/4875-2015/5910 E-K sayılı ilamı)
Somut olayda, temlik sözleşmesinin davalıya temizlikçi olarak görev yapan çalışanı aracılığı ile tebliğ edildiği ve tebligat mazbatasında sıralı tebliğe ilişkin bilginin mazbataya şerh edilmediği, davalı vekilince sunulan cevap dilekçelerinde temlikin, icra dosyasına yapılan ödemeden sonra öğrenildiğinin beyan edildiği görülmekle; davaya konu temlik sözleşmesinin davalı adına yapılan tebliğinin Tebligat Kanunu’nun 12. ve 13. maddeleri uyarınca usulsüz olduğu, alacağın devrini bilmeksizin davalı tarafça yapılan ödeme nedeniyle davalının bu miktarda borçtan kurtulacağı kabul edilmiştir.
Bu kapsamda, temlik sözleşmesinden haberdar olmaksızın iyiniyetli (aslolan iyiniyetin varlığı kabul edilerek aksinin ispatlanamadığı görülmekle) ifada bulunarak davaya konu 151.482,72 TL’ lik ödeme nedeniyle davalının borçtan kurtulduğu değerlendirilerek açılan davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Açılan davanın ispatlanamamış olması nedeni ile REDDİNE,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Karar tarihinde alınması gerekli 35,90 TL harcın davacı tarafça yatırılan 2.586,95 TL harçtan mahsubu ile kalan 2.551,05 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana iadesine,
Davalı tarafından yapılan 5,10 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 14.868,62 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Taraflar tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana iadesine,
Dair,taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde BAM nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/01/2018