Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/951 E. 2018/151 K. 22.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL ANADOLU
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2016/951
KARAR NO : 2018/151

DAVA : TAZMİNAT
DAVA TARİHİ : 08/08/2016
KARAR TARİHİ : 22/02/2018

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile 30/04/2009 tarihinde — plakalı aracın müvekkillerin murisi —‘a çarpması neticesinde ölümlü trafik kazası meydana geldiğini, müvekkillerin bu kaza nedeniyle destekten yoksun kaldıklarını, bu nedenlerle ileride arttırılmak üzere şimdilik 1.000 TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile davaya konu — plakalı aracın zmms poliçesi ile teminat altına alındığını, davacının taleplerinin haksız ve mesnetsiz olduğunu, davacı tarafın talepleri için trafik sigortası genel şartlarında belirlenen usul ve esaslara göre 15.343,00 TL hesap edildiğini ve müvekkil şirket tarafından davacı tarafa ödendiğini, bu nedenlerle davanın esastan ve usulden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Bilirkişiler — ve — 06/06/2017 tarihli raporlarında; Davalı sigorta şirketine ZMM Sigortalı — plakalı araç sürücüsü Mehmet Ünal’ın %40 (Yüzde kırk) oranında kusurlu olduğu, Müteveffa yaya —‘ın %60 ( Yüzde altmış) oranında kusurlu olduğu, davacı vekili tarafından dosyaya müteveffanın mesleğini ve gelirini ispatlar bir beyan ve belge sunulmadığı, herhangi bir meslek odasından emsal ücret yazı cevabının da celp olunmadığı tespit edildiğinden müteveffanın kaza tarihinden günümüze kadar ofan kazançlarının yasal asgari ücretler esas alınarak belirleneceği, zararın, davalı yan tarafından tanzim olunan ZMMS Poliçesi örtüsü altında olduğu, hesaplamaya konu kazada hak sahibi davacılara SGK tarafından davalıya rücu edilebilecek herhangi bir ödeme yapılmadığı anlaşıldığından peşin sermaye değeri tenzili yapılamayacağı, her ne kadar destekten yoksun kalma tazminat isteminde bulunmasalar da, müteveffa yaşasa idi çocukları —, —, — ile –‘ ye de destek olacağından Yargıtay’ ın yerleşik içtihatları uyarınca dava dışı olan işbu hak sahiplerine de hesaplamada pay ayrılacağı, müteveffanın annesi — kaza tarihinden önce 01/06/2003 tarihinde vefat ettiğinden hesaplamada kendisine pay ayrılmayacağı, davacı eş —‘ ın yoksun kaldığı desteğe ilişkin teminat limiti dahilindeki bakiye zararının 38,107,86 TL olduğu, davacı oğul —‘ m yoksun kaldığı desteğe ilişkin teminat limiti dahilindeki bakiye zararının 3,665,21 TL olduğu, davacı baba —‘ ın yoksun kaldığı desteğe ilişkin teminat limiti dahilindeki maddi zararının 3.507,15 TL olduğu, davacıların dava tarihinden önce davalı sigorta şirketine başvuruda bulunduğu anlaşılmakla birlikte, davacılardan — ile —‘ in ilk başvuru tarihinin dosya münderecatından anlaşılamadığı, davacı — ın ise 27/06/2016 tarihinde davalı sigorta şirketine başvurduğunun anlaşıldığı, bu halde, davacı — ile —‘ in talepleri yönünden faiz başlangıç tarihinin tespiti için ilk başvuru tarihinin davalı sigorta şirketinden sorulması gerektiği, işbu davacıların talepleri yönünden davalı sigorta şirketi, başvuru tarihinden İtibaren 8 işgününün geçmesi ile birlikte 9.işgününe denk gelen tarihte temerrüde düşeceğinden, 9.işgününe denk gelen tarihten itibaren işleyecek faizden sorumlu olacağı, davalı sigorta şirketi davacı —-‘ ın talebi yönünden ise, başvuru tarihi olan 27/06/2016 tarihinden itibaren 8 işgününün geçmesi ile birlikte Ö.işgününe denk gelen 08/07/2016 tarihinde temerrüde düştüğünden bu tarihten itibaren işleyecek faizden sorumlu olduğu sonuç ve kanaatine varmışlardır.
Dava, trafik kazası nedeniyle desteğini kaybeden davacının maddi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
KTK’nun 111. maddesi uyarınca, tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar, yapıldıkları tarihten itibaren 2 yıl içinde iptal edilebilirler. Yasa’nın bu hükmünden yararlanmak için ibra belgesinin iptalinin açıkça ve ayrıca istenmesine gerek olmayıp, dava sırasında bu husus ileri sürülebileceği gibi, yapıldığı tarihten itibaren 2 yıl içinde hükümlerinin kabul edilmediğine ilişkin bir irade açıklaması da yeterlidir. Yasada belirtilen 2 yıllık süre hak düşürücü süre olup, mahkemece re’sen dikkate alınmalıdır.
Davalı sigorta şirketi tarafından ibraz edilen “Tazminat Makbuzu ve İbraname” başlıklı belgenin incelenmesinde, müteveffanın mirasçılarından davacı —‘ın 11672,TL karşılığında kendi adına asaleten,1475,00 TL karşılığında davacı —‘a velayeten davalı sigorta şirketini ibraz ettiği, davalı sigorta şirketi tarafından davacı —‘ın hesabına 14/07/2009 tarihinde 15343,00 TL ödeme yapıldığı, KTK.nun 111. Madde hükmü kapsamında davacıların 2 yıllık süre içerisinde, gerek dava yolu ile gerekse dava dışında bu ibranamenin iptaline yönelik herhangi bir irade beyanında bulunmadıkları, bu durumda davacılar —- ve —yönünden 2 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğu anlaşıldığından bu davacılar yönünden davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Nüfus kayıtları, veraset ilamı, kurumlara yazılan müzekkere cevapları, davalı sigorta şirketine yazılan müzekkere cevapları, hasar dosyası, bilirkişi raporları, Konya —. Asliye Ceza Mahkemesi’nin — Esas sayılı dava dosyası ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Kaza tarihi olan 30/04/2009 gününde, davalı sigorta şirketine ZMMS poliçesi ile sigortalı — plaka sayılı aracın, davacıların desteği olan —-‘a çarparak vefatına neden etmesine neden olduğu, bilirkişi —- tarafından düzenlenen rapora göre kazanın meydana gelmesinde müteveffanın % 60 oranında, davalı sigorta şirketine sigortalı araç sürüsünün ise % 40 oranında kusurlu olduğu, bilirkişi tarafından yapılan bu tespitin ceza dava dosyasında esas alınan kusur durumu ile uyumlu olduğu, bilirkişi —- tarafından yapılan hesaplamaya göre müteveffanın babası olan davacı —-‘ın, desteğin vefatı nedeniyle oluşan maddi zararının 3507,15 TL olduğu, davacının ıslah dilekçesi ile talebini 3507,15 TL.sına yükseltmiş olsa bile, dava açarken diğer davacılar için 50’şer TL talepte bulunduğu, diğer davacılar için talep edilen miktarının mahsubu ile taleple bağlılık kuralı nedeni ile davacı için 3407,15 TL maddi tazminata hükmetmek gerektiği anlaşıldığından davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile 3.407,00 TL maddi tazminatın davalı 08/07/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı —- ‘a ÖDENMESİNE,
2—– ve — bakımından davanın REDDİNE,
3-Alınması gerekli 232,73 TL harçtan peşin alınan 29,20 TL peşin harç + 10,00 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 193,53 TL’nin HAZİNEYE GELİR KAYDINA, Davacı tarafından yatırılan 39,20 TL harcın davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE,
4-Davacı tarafça sarf edilmiş, 29,20 TL, 4,30 TL vekalet pulu, 1000,00 TL bilirkişi ücreti, 111,40 TL posta gideri olmak üzere toplam: 1154,90 TL den kabul edilen kısma isabet eden 1121,92 TL sinin davalıdan alınarak DAVACI TARAFA VERİLMESİNE,
5-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettiğinden AAÜT uyarınca 2180,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACI TARAFA VERİLMESİNE,
6-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettiğinden AAÜT uyarınca 2180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALI TARAFA VERİLMESİNE,
7-Taraflar tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana İADESİNE,

Dair tebliğden itibaren 2 hafta içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin huzurunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 22/02/2018