Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/939 E. 2018/527 K. 29.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İstanbul Anadolu
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/939 Esas
KARAR NO : 2018/527

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/08/2016
KARAR TARİHİ : 29/05/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından, bakiye fatura alacağı sebebiyle davalı aleyhine İstanbul Anadolu —- İcra Müdürlüğü — E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı … tarafından takibe itiraz ettiğini, karşı yanın bu itirazı haksız ve dayanaksız olup iptali gerektiğini, davalı borçlunun ticari ilişkisinin olmadığı ve borcunun bulunmadığı iddia ve itirazları gerçeğe aykırı nitelikte olduğunu, borçlu şirket ekte sunduğumuz faturalara yasal süresinde herhangi bir itirazda bulunmadığı gibi kısmi ödemede yaptığını, tarafımızdan takip konusu yapılan alacak bakiye alacağı olduğunu, müvekkil şirkete ait cari hareket dökümünden de bu kısmi ödeme ile bakiye borç miktarı açıkça gözüktüğünü, yapılacak ticari defter incelemesi ile de bakiye alacağımız ve miktarı ortaya çıkacağını, davamızın Kabulüne, borçlunun itirazının iptaline ve takibin devamına, davalı borçlu takibe haksız ve kötü niyetli itiraz ettiğinden ayrıca alacak likit olduğundan takip miktarı olan 7.787,77 TL üzerinden %20 ‘den az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalı borçludan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrar etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin tacir olmadığını, davacı taraf ile ticari bir ilişkisinin olmadığını, haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve dosya içeresinde toplanan delillerin bir bütün olarak irdelenmesi sonucu;
Dava, faturaya dayalı alacağın takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı vekilinin, taraflar arasında ticari ilişkinin olduğunu, davacı şirketin, davalıya verdiği ürünlere ilişkin olarak düzenlenen faturalar gereğince toplam 7.787,77 TL alacaklı olduklarını iddia ettiği,
Davalı vekilinin, müvekkilinin davacı ile herhangi bir ticari ilişkisinin olmadığını, takip borçlusu olarak görünen —Restaurant’ ın müvekkili tarafından işletilmediğini, irsaliyelerde yer alan imzaların müvekkiline ait olmadığını beyanla davanın reddini savunduğu,
Taraflara ait defter ve kayıtların incelenmesi için verilen kesin süreye rağmen davalının defterlerini hazır etmediği görülmüştür.
Davacının defter, kayıt ve belgeleri üzerinde bilirkişi aracılığı ile yapılan incelemede; davacının, ticari ilişki ve cari hesap bakiyesi olarak —-Restaurant/…’ ten 7.787,77 TL alacaklı olarak göründüğü tespit edilmiştir.
Ticari defterlerle ispat 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 64 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Bir tarafın ticari defterlerinin ibrazının istenebilmesi ve talep edilmesine rağmen ticari defterlerin ibraz edilmemesinin defter sahibinin aleyhine sonuç doğurması, anılan yasanın 83. maddesi uyarınca, ancak karşı tarafın münhasır delil olarak bunlara dayanmasına bağlıdır. Davacı dava açarken davalının defterlerine münhasıran dayanmadığından, davalının ticari defterlerini hazır etmemesi davanın ispatı için yeterli değildir. Faturaya dayalı alacağın ispatı için, faturada yazılı malların teslim edildiğinin veya hizmetin sunulduğunun ispatı gerekmekte ve bu konuda ispat yükü davacıdadır (benzer mahiyette HGK 2014/11-1159 E-2016/967 K sayılı ilamı).
Somut olayda, faturaya konu malların tesliminin yapıldığına dair irsaliyeler düzenlenmiş ise de; irsaliyelerin teslim alan kısımlarında imzanın bulunduğu ancak, bir tanesinde — isminin bulunduğu, isim bulunmayan irsaliyelerde yer alan imzalar ile isim bulunan irsaliyelerde yer alan imzaların aynı olduğu görülmekle teslim alan kişinin dava dışı — olduğunun anlaşıldığı, Vergi Dairesinden gelen yazı cevabında dava dışı —‘ in davalı çalışanı olduğunun ispatlanamadığı, teslim alan kısmında yer alan imzaların vergi dairesinden alınan evrak asıllarında davalıya ait imzaların birbiriyle örtüşmediği, faturaların ve ticari kayıtların— Restaurant/… adına düzenlenmiş olmasına rağmen vergi kaydında davalı asil adına böyle bir ünvanın bulunmadığının anlaşıldığı, ayrıca faturada yer alan adres ile davalının — Gıda adlı işletme adresinin farklı olduğu, yine davaya konu faturaların vergi kaydına göre davalının işletmesinin kapanmasından sonra düzenlenmiş olduğu hususları dikkate alındığında faturaya konu malların davacı tarafından davalıya tesliminin yapıldığının ve faturaya dayalı olarak toplamda 7.787,77 TL alacaklı olduğunun ispatlanamadığı gibi yemin delili kapsamında davalı asilin yeminli beyanıyla da davacı iddiaların ispatlanamadığı anlaşılmakla açılan davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Açılan davanın ispatlanamamış olması sebebiyle REDDİNE,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Karar tarihinde alınması gerekli 35,90 TL harcın davacı tarafça yatırılan 94,06 TL harçtan mahsubu ile kalan 60,14 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana iadesine,
Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Taraflar tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana iadesine,
Dair, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/05/2018