Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/902 E. 2019/223 K. 28.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2016/902
KARAR NO : 2019/223

DAVA : TAZMİNAT
DAVA TARİHİ : 22/07/2016
KARAR TARİHİ : 28/02/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının eşi ———-23.10.2014 tarihinde vefat ettiğini, ölüm tarihine kadar merhumun ———şirketinde çalıştığını, davalılar arasında müteveffanın sigortalı ve varislerinin lehtarı olduğu —-poliçe numaralı 01.01.2014-01.01.2015 vadeli ——– Sözleşmesinin bulunduğunu, sözleşmeye göre ecelen vefat eden sigortalının lehtarlarına ödenmek üzere teminat verildiğini, merhumun vefatı sonrası sigorta şirketine başvurmalarına karşın verilen cevapta merhumun ölüm tarihinde teminat altında olmadığı, aktif çalışmasının bulunmaması nedeni ile teminat dışı olduğunun belirtildiğini, ancak merhumun iş akdinin vefat tarihinde halen devam ettiğini, kıdem tazminatı hesaplama formunda ölüm tarihine kadar hesaplama yapıldığını, merhumun ——–tarihlerinde arasında — gün üzerinden hesaplandığını ve ayrılış sebebinin vefat olarak belirtildiğini merhumun —— tarihleri arasında iş göremezlik raporunun bulunduğunu ve en son maaş ödemesinin 03.10.2014 tarihinde yapıldığını iddia ederek, —– nolu poliçe gereği hak ediş tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tazminatın davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı ———. Vekili cevap dilekçesinde özetle; Türk Ticaret Kanunu, Genel Şartlar ve özel Şartlar hükümlerine ve Sigortacılık Uygulaması ile Yargıtay içtihatlarına göre; sigortacının tazminat ödeme yükümlülüğünden söz edilebilmesi için rizikonun sigorta süresi içinde meydana gelmesi ve/veya riziko tarihinde sigortalının sigortalılığının devam ediyor olması şartının arandığım, aksi halde sigortacının tazminat ödeme yükümlülüğünden söz edilemeyeceğini, taraflar arasında yapılan “— Sigorta Poliçesi” poliçe özel şartlarında belirtildiği üzere yalnızca sigorta ettiren ——– çalışanlarına sigorta teminatı veren bir sözleşme olduğunu, iş akdi sona eren sigortalıların poliçe kapsamından çıkartıldığını, müteveffa—— sigorta ettiren ——. tarafından müvekkil sigorta şirketine gönderilen ———- istinaden 21.09.2014 tarihi itibarı ile poliçe kapsamından çıkarıldığını, — kayıtları dikkate alındığında vefat tarihinden önce iş akdinin sonlandırıldığının da tespit edilebileceğini savunarak, yersiz açılan davanın reddini talep etmiştir.
Davalı ——. vekilinin dava dilekçesine cevabında; Müteveffa sigortalının en son 16.12.2013 tarihinde mevsimlik işçi olarak stok üretimi için işe başlatıldığını ve 21.09.2014 tarihinde iş akdinin sonlandınlarak —- Çıkış Bildirgesinin verildiğini, uzun süredir kanser hastası olan ve tedavi gören müteveffanın kıdem tazminatında ölüm tarihinin esas alınması, iş akdinin—– bildirim tarihi olan 21.09.2014 tarihinde sona erdiği gerçeğini değiştirmeyeceğini, ayrıca kıdem tazminatının toplu iş sözleşmesi gereğince ölüm yardımı olarak 58.966,00 TL olarak (iyi niyetli) ödendiğini, 20 haftalık ek yardımda bulunulduğunu, işçinin en son ——— ayı maaşının da 03.10.2014 tarihinde yatırıldığını, diğer davalı sigorta şirketinin aktif çalışması mevsimlik işçi olması nedeniyle sona eren ve sigorta teminatı dışma alman bir kişiye (Aktif çalışması olmayan) tazminat ödemesinin mümkün olmayacağım, poliçe de “Aktif Çalışma” nın geçerlilik şartı olduğunu savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
Bilirkişi —– 01/11/2018 tarihli raporunda; TTK. 1496 maddesi hükmü uyarınca ve —————– Genel Şartları ile Grup Yıllık — Özel Şartlan dahilinde davalı— ———————–. tarafından, sigorta ettiren davalı —–. adına —- vadeli — no’lu tanzim edilen sigorta sözleşmesinden 23.10.2014 tarihinde vefat eden maktul sigortalı ———————- iş akdinin 21.09.2014 tarihinde sonlandırılmış olması ve anıları tarih itibariyle grup sigortası kapsamından çıktığı, bu nedeniyle kendisinin sigortalı sıfatının 21.09.2014 tarihinde sona erdiği ve——– no’lu ———– Sertifikası ile sunulan teminatların kapsamı dışında kaldığı, bu itibarla davalı ————–‘nin —- no’lu ————————-Sertifikası uyarınca davacıya (lehtar) karşı herhangi bir tazminat yükümlülüğünün bulunmadığı, 24.05.2018 havale tarihli Sayın ———————– tarafından hazırlanan rapor dikkate alındığında; müteveffa ————– davalı işyerinde ilk olarak 18.11.2001 tarihinde çalışmaya başladığı, her yıl yenilenen sözleşmelerle mevsimlik işçi olarak çalıştığı, ilk olarak belirli süreli iş sözleşmesi yapıldığı, izleyen yıllarda da zincirleme mevsimlik iş sözleşmeleriyle çalıştığı, bu durumda İş Kanunun 1 l/son fıkrası hükmü uyarınca maktulün ölüm tarihinde artık sözleşmesinin belirsiz süreli olma niteliği kazandığı, —— tarafından tanzim edilen işten çıkış bildirgesinde; işten ayrılış kodu/neden, —- (———) olarak gösterildiği, yani müteveffanın iş sözleşmesinin 21.09.2014 tarihinde sona ermediği, askıya alındığı, devam etmekte olduğunun belirtildiği, başka bir deyişle müteveffanın İş akdinin 23.10.2014 ölüm tarihine kadar devam ettiği kanaatine varıldığı tespit edilmiştir. Sayın Mahkemece davacının iş akdi sonlanmadan önce sigorta şirketine hatalı bildirimde bulunulduğu ve/veya müteveffanın ölüm tarihine kadar davalı işyerinde çalışıyor olduğunun kabulü durumunda; davacı lehtarın davaya konu ölüm tazminatı olan (davaya konu grup hayat sigorta poliçesinde belirtilen ecel ile vefat teminatı) 97.339,73 TL tazminat tutarını davalı işveren—————————–.’den talep edebileceği, ölüm tarihi itibarıyla yasal faiz işletilebileceğinin takdir ve hukuki münakaşasının Sayın Mahkemeye ait olduğu sonuç ve kanaatine varmıştır.
Dava,———– poliçesinden kaynaklanan ecelen vefat teminatının ödenmesi istemine ilişkindir.
İş ilişkisinin davalı —– şirketi ile müteveffa arasında olduğu, davacıların iş bu davayı mirasçı sıfatı ile açmadıkları dikkate alınarak —— şirketi yönünden görevsizlik kararı verilmemiştir. Davalıların sigorta sözleşmesinin tarafı olmamaları nedeni ile davalı sigorta şirketi bakımından tüketici mahkemeleri görevli olmayıp, uyuşmazlığın davalı sigorta şirketi bakımından sigorta hukukundan kaynaklanması nedeniyle uyuşmazlığın ticaret mahkemelerinin görevi alanına girmektedir.
Ayrıca, davacının iş sözleşmenin devamına ilişkin tespit, ayrı bir yargılama gerektirmediğinden sigortalılığın tespitine yönelik dava açmak ve bu davanın kesinleşmesini beklemek yönünde ara karar tesis edilmemiştir.
Davacılar, sigortalı müteveffa ————–iş sözleşmesinin 23/10/2014 tarihinde ölüm nedeni ile sona erdiğini, fakat sigorta poliçesinin bu tarihten daha önce tek taraflı olarak sona erdirildiğini ileri sürerek teminat bedelinin ödenmesini talep etmektedir.
Davalı——————– ise müteveffanın mevsimlik işçi olduğunu 12/09/2014 tarihi itibariyle belirli süreli iş aktinin sona erdiğini, sigorta poliçesinde aktif çalışmanın geçerlilik şartı olduğunu, 29/01/2014 tarihinde —- da bildirim yapılmak suretiyle fesih işleminin yapıldığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı sigorta şirketi, müteveffanın, diğer davalının talebine istinaden 21/09/2014 tarihinde ————- kapsamından çıkartıldığını, müteveffanın ölüm tarihi itibariyle geçerli bir sigorta poliçesi bulunmaması nedeniyle sorumluluklarının bulunmadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ———– şirketi ile davalı sigorta şirketi arasında ————- sözleşmesi akdedilmiştir. Davalı —-, davalı sigorta şirketinden, çalışanları için—- teminatı satın almıştır. Davalılar arasındaki hayat sigorta sözleşmesi uyarınca 01/01/2014 – 01/01/2015 tarihleri arasındaki dönem için —- nolu —– Sertifikası düzenlenmiştir.
6102 S.lı TTK.nun —-” başlıklı —maddesi uyarınca, hayat sigortası ile sigortacı, belli bir prim karşılığında, sigorta ettirene veya onun belirlediği kişiye, sigortalının ölümü veya hayatta kalması halinde, sigorta bedelini ödemeyi üstlenir.
6102 S.lı TTK.nun “Hayatı sigorta ettirilecek kişi” başlıklı 1490’ıncı maddesinin birinci fıkrasında sigorta ettiren, kendisinin veya başkasının hayatını ölüm veya hayatta kalma ihtimallerine göre sigorta ettirebilir.
Taraflar arasındaki sigorta sözleşmesi “—” niteliğinde olduğundan TTK.nun 1496’ncı maddesi de uygulama alanı kazanacaktır. —-sigortasının şartları TTK.nun 1496’ncı maddesinin 1’inci fıkrasında “En az on kişiden oluşan, sigorta ettiren tarafından, belirli kıstaslara göre kimlerden oluştuğunun belirlenebilmesi imkânı bulunan bir gruba dâhil kişiler lehine, tek bir sözleşme ile sigorta yapılabilir. Sözleşmenin devamı sırasında gruba dâhil herkes sigortadan, grup sigortası sözleşmesi sonuna kadar yararlanır. Sözleşmenin yapılmasından sonra grubun on kişinin altına düşmesi sözleşmenin geçerliliğini etkilemez.” şeklinde düzenlenmiştir.
Sigorta ettiren ile sigortalı sıfatları ayrı kişilere aitse sigortalı sigorta akdine taraf olmaksızın riziko gerçekleştiğinde tazminatı talep hakkına sahiptir.
Davalılar arasındaki bu sigorta sözleşmesinin sigorta ettireni ve aynı zamanda prim borçlusu ———-sigortacısı davalı sigorta şirketi, sigortalısı müteveffa ———–lehtarı ise davacılardır. Poliçede 97339,73 TL ecelen vefat teminatı düzenlenmiştir.
—– kayıtlarına göre davalı sigortalı müteveffanın işçinin işten ayrılığı tarih 21/09/2014 günü olarak gösterilmiş, aynı tarih itibariyle davalı ——— şirketi tarafından müteveffanın grup —- çıkarılması için davalı sigorta şirketinden talepte bulunulmuştur. Davalı sigorta şirketi tarafından müteveffanın 21/09/2014 tarihi itibariyle sigorta ilişkisi sona erdirilmiştir.
Davalı sigorta şirketi, diğer davalı—- şirketinin müteveffanın grup sigortası kapsamından çıkarılması yönündeki talebi ile bağlı olup, grup sigortasından çıkarılmış olan müteveffanın ölüm tarihi itibariyle sigortalı sıfatı bulunmadığından, iş sözleşmesi devam etsin ya da etmesin, davalı sigorta şirketinin sigorta poliçesi kapsamında herhangi bir sorumluluğu bulunmamaktadır. Artık iş sözleşmesinin 21/09/2014 tarihinden sonra da devam etmiş olması veya iş sözleşmesinin ölüm nedeni ile sonra ermiş olması, davalı sigorta şirketinin ortadan kalkan sorumluluğunu tekrardan ortaya çıkaramaz. Bu nedenle davalı sigorta şirketi bakımından davanın reddine karar verilmiştir.
Müteveffa ————- davalı iş yerinde ilk olarak 18/11/2001 tarihinde çalışmaya başladığı, her yıl yenilenen sözleşmeler ile mevsimlik işçi olarak çalıştığı, davacının 21/09/2014 tarihli işten çıkış bildirgesinde, işten çıkış nedeni olarak “———– olarak gösterildiği, bilirkişi tarafından da belirtildiği üzere — kodunun askıya alma olarak işleme alındığı, işçinin tekrardan başlatılmaması halinde ise—nolu kodun kullanılması gerektiği, dolayısıyla 21/09/2014 tarihi itibariyle iş sözleşmesinin askıya alındığı, iş sözleşmesi bu tarih itibariyle askıya alınsa bile müteveffanın 04/09/2014 – 04/10/2014 tarihleri arasında raporlu olduğu, müteveffanın sağlık mazereti nedeniyle hakkındaki fesih işleminin geçerli olmadığı gibi ihbar önelinin de işlemeyeceği, davalı tarafça tanzim edilen kıdem tazminatı hesaplama formunda müteveffanın işten çıkış tarihi olarak ölüm günü olan 23/10/2014 günü gösterildiği, kıdem tazminatı hesaplamasının bu tarihe göre yapıldığı ve iş sözleşmesinin sona erme nedeni olarak “—- açıklamasının yapıldığı anlaşıldığından davacının iş sözleşmesinin 23/10/2014 tarihinde ölüm nedeniyle sona erdiği kabul edilmiştir.
Davalı —– şirketi davacı ile aynı iş yerinde çalışan tüm işçiler için —– yaptırmıştır. Beyanlardan anlaşıldığı üzere, işçiler daha önceki dönemlerde de —- poliçesi ile sigortalanmışlardır. Artık bu durumda, işçilere (veya ölümleri halinde mirasçılarına) ek güvence sağlanmakta olan—–sözleşemesi poliçesinin, yazılı olmayan sözleşme hükmü, iş şartı haline gelip gelmeyeceği tartışması bir yana, iş sözleşmesi devam ettiği sürece, sigorta poliçesinin geçerli olduğu dönem bitmeden işçinin grup sigortasından çıkarılamacağı kabul edilmiştir.
Somut olayda da, davacının iş sözleşmesi devam ederken, TTK 1496/4’üncü maddesi uyarınca gruptan çıkma halinde sağlanan teminatın bireysel olarak devamını isteme hakkı tanınan sigortalıya bu yönde bildirim yapılmadan,——- sigortasından çıkarılan müteveffanın,—– poliçesi ilişkisinin sona ermesi nedeniyle ecelen vefat teminatından artık davalı —– şirketinin sorumlu olduğu, sigorta uzmanı bilirkişiden alınan rapora göre, davalı —- şirketi tarafından sona erdirilen hayat sigortası poliçesinin müteveffanın ölüm tarihi itibariyle devam etmiş olması halinde lehtarların ecelen vefat tazminatına hak kazanacakları anlaşıldığından davalı —-şirketi bakımından davanın kabulüne karar verilmiştir.
(Kısa kararda davalı—————nin ünvanı sehven —. Olarak yazılmış olup gerekçeli kararda hüküm fıkrasında bu maddi hata resen düzeltilmiştir.)
H Ü K Ü M : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın —————–. Bakımından REDDİNE,
2-Davanın davalı—————————bakımından KABULÜ ile,
24.334,93 TL nin 23/10/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ——————————- ÖDENMESİNE,
73.004,80 TL nin 23/10/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı —————————– ÖDENMESİNE,
3-Alınması gerekli 6.649,27 TL harçtan peşin alınan 1.662,32 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.986,95 TL’nin davalı —–.’den tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA, Davacı tarafından yatırılan 1.662,32 TL harcın davalı —–alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE,
4-Davacı tarafça sarf edilmiş, 27,70 TL, 4,10 TL vekalet pulu, 1.600 TL bilirkişi ücreti, 199,70 TL posta gideri olmak üzere toplam 1.831,50 TL’nin davalı ———————‘den alınarak DAVACI TARAFA VERİLMESİNE,
5-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden —— uyarınca 10.537,18 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak DAVACI TARAFA VERİLMESİNE,
6-Davalı sigorta şirketi kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 10537,18 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalı —————- ÖDENMESİNE,
7-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana İADESİNE,
Dair tebliğden itibaren 2 hafta içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı vekilinin huzurunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.