Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/882 E. 2018/283 K. 29.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İstanbul Anadolu
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/882 Esas
KARAR NO : 2018/283

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/05/2015
KARAR TARİHİ : 29/03/2018

Bakırköy — Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/06/2016 karar tarihli — esas, — karar sayılı dosyası Yetkisizlik kararı üzerine mahkememize tevzi edilmekle, yapılan açık yargılaması sonunda,
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketlerden 2010 yılı Ocak ayı ile 2015 yılı Mayıs ayı dahil olmak üzere elektrik hizmeti satın aldığını, her ay düzenli elektrik faturalarını ödediğini, elektrik tüketim bedelleri haricinde herhangi bir hizmet karşılığı olmayan “Kayıp-Kaçak Elektrik Bedeli”, “Dağıtım Bedeli”, “Perakende Satış Hizmet Bedeli” ve “İletim Sistemleri Kullanma Bedeli” gibi bedelleri haksız ve hukuka aykırı olarak davalılarca tahsil edildiği Yargıtay yerleşik içtihatlarına göre kanunlarda EPDK’ya sınırsız bir şekilde fiyatlandırma belirleme yetki verilmemiş olup davalı şirketlerce anayasaya ve kanunlara aykırı olarak çıkarılan tebliğlere dayanılarak dava konusu bedelleri dürüst abonelerden tahsil hakkı bulunmadığını yazarak şimdilik fazlaya ilişkin dava ve dava hakları saklı tutularak toplam 8.000,00 TL’nin davalılardan tahsilini karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrar etmiştir.
Davalı — Dış Tic.A.Ş.vekili cevap dilekçesinde özetle; yetkili mahkemelerin İstanbul Anadolu Mahkemeleri olduğunu, esasa yönelik olarak da dava konusu bedellerin muhatabının kendileri olmadığından pasif husumetten reddi gerektiği, anılan bedellerinin tahsilinin mevzuat çerçevesinde olduğunu, davacının bu bedelleri öderken ihtirazi kayıt ileri sürmediğini yazarak istemin reddini talep etmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve dosya içeresinde toplanan delillerin bir bütün olarak irdelenmesi sonucu;
Dava, elektrik abonesinden haksız olarak tahsil edilen kayıp – kaçak vs bedellerin iadesi davasıdır.
17/06/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6446 Sayılı Kanunun 17. Maddesini değiştiren 6719 Sayılı Kanunun 21 ve geçici 19-20 maddesi ile tarifelerdeki bir kısım bedeller yasal tanıma kavuşturularak tahsilinin zorunlu olduğu ve tüketicilerden tahsil edileceği ve bu hükümlerin geçmişe etkili olarak yürürlükteki uyuşmazlıklarda da uygulanacağı belirtilmiştir.
Süresinde faturalara itiraz etmeyip bedellerini de ödeyen ve kurum tarafından onaylı tarifelerce düzenlenen faturaların kurumun düzenleyici işlemlerine aykırı olduğunu belirtmeyen davacının, Yargıtay kararlarına dayanarak alacak kalemlerinin tahsilinin hukuka aykırı olduğu iddiasıyla açtığı davada, sonradan ve geçmişe etkili olarak yürürlüğe giren geçerli ve bağlayıcı olan yeni yasadan dolayı, EPDK kararlarına dayanılarak düzenlenen yasal zemine kavuşan dava konusu faturaların yasal olarak tahsil edildiği ve böylece;
6719 sayılı yeni yasadan önce yasanın kurula verdiği yetkiye dayanılarak EPDK tarafından yürürlükteki tebliğ ve yönetmeliklerle mevzuat hükümlerine uygun olarak tahakkuk ettirilip tahsil edilen dava konusu fatura bedellerinin iadesi yönündeki talebin yasal dayanağı olmadığı kanaatine varılmıştır.
Her ne kadar yeni yasanın Anayasaya aykırı olduğundan Anayasa Mahkemesine iptal davası açıldığı bildirilmiş ise de; Anayasanın 153/5 maddesine göre iptal kararları geriye yürümeyeceğinden davamıza etkisi olmayacağı kanaatiyle sonucunun beklenilmesine gerek görülmemiştir.
Davacı tarafın dava açıldığı tarihteki mevzuat, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.05.2014 tarih ve 2013/7-2454 Esas 2014/679 K. Sayılı kararı gereği dava açmakta haklı olduğu, bu kapsamda kayıp kaçak ve diğer bedellerin tahsilini talep edebileceği dikkate alındığında, dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren geçmişe etkili yasa değişikliği ya da içtihadı birleştirme kararı gereği davanın kabul edilmemesi nedeniyle haksız çıkmasına rağmen yargılama giderlerinden sorumlu tutulamayacağı kuşkusuzdur.
Bu durumda; dava açıldıktan sonra hasıl olan yasa değişikliği nedeniyle, davacının dava açmasında haksız sayılamayacağı cihetle; konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek, davacı yararına maktu vekalet ücreti takdir edilmiş ve yapmış olduğu diğer yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur (Yargıtay 3. HD 2017/16811-2017/17466).
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Açılan davanın konusuz kalması nedeni ile esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
Davacı tarafından yapılan 750,00 TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
Karar tarihinde alınması gerekli 35,90 TL harçtan davacı tarafça peşin olarak yatırılan 136,62 TL harçtan mahsubu ile bakiye 100,72 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana iadesine,
Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 2.180 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Taraflar tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana iadesine,
Dair, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.29/03/2018