Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/822 E. 2018/724 K. 19.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2016/822 Esas
KARAR NO : 2018/724

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA DEĞERİ :………
DAVA TARİHİ : 27/06/2016
KARAR TARİHİ : 19/07/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirkete ait……. plakalı araçlar için zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçelerinin sigorta acentesi olarak müvekkili şirket tarafından sigortalı yapıldığını, poliçe bedelinin müvekkili şirketçe ödendiğini, davalının poliçe bedelini daha sonra müvekkili şirkete ödemesi konusunda sözleşme sağlandığını, ödeme süresi geldiği halde ödemenin tamamının müvekkiline yapılmadığını, yapılan görüşmelerden de sonuç alınamadığını, bunun üzerine davalı aleyhine İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğü’nün 2015/4594 Esas sayılı icra dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ancak davalının haksız itirazı üzerine takibin durduğunu beyanla, davalı borçlunun icra takibine yaptığı itirazın iptaline, takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddialarının gerçeği yansıtmadığını, taraflar arasında imzalanmış bir sözleşme bulunmadığını, tam tersine müvekkilinin iyi niyetli olarak poliçe ödemelerinin düzenli yapılabilmesi için davacı şirkete iki adet kredi kartı bilgisi teslim edildiğini, davacı şirketin poliçe ödemelerini müvekkiline ait işbu iki adet kredi kartından çekmek suretiyle veya müvekkilinden nakit ödeme almak suretiyle tahsil ettiğini, davaya konu poliçe bedellerinin davacıya nakit olarak ödendiğini savunarak, açılan davanın reddine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
DAVANIN VE ÇEKİŞMELİ KONULARIN TESPİTİ, DELİLLER, DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ NEDENLER VE SONUÇ:
1-Davanın ve uyuşmazlık konularının tespiti: Dava, sigorta poliçe bedellerinin ödenmemesi nedeniyle başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı, taraflar arasında yapılan sözlü anlaşma gereği davacının davalının araçlarına ilişkin sigorta poliçe bedellerini ödediğini, bu bedellerin davalı tarafça ödenmemesi nedeniyle başlatılan icra takibine davalının yaptığı haksız itirazın reddine karar verilmesini talep etmektedir.
İst. Anadolu ….. İcra Dairesinin 2015/4594 esas sayılı dosyasında, icra müdürünün 7.4.2015 tarihli kararında ise İİK’nin 66. Maddesi gereğince itirazın süresinde olmaması nedeniyle takibin devamına karar verdiği tespit edilmiştir.
Buna göre taraflar arasındaki uyuşmazlığın; “davacının işbu davayı açmakta hukuki yararının bulunup bulunmadığı, hukuki yarar varsa davacının, davalının araçlarının sigorta bedelini ödeyip ödemediği, ödediyse ne kadar ödeme yaptığı, bu sigorta bedellerini davalıdan isteme hakkı olup olmadığı” noktalarında toplandığı tespit olunmuştur.
2-İcra Dosyası: İst. Anadolu … İcra Dairesinin 2015/4594 esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının 12/03/2015 tarihinde “27.10.2013 faiz başlangıç tarihli, 2.730 TL tutarındaki belge (27/10/2013 düzenleme tarihli sigorta poliçesi), 27.10.2013 faiz başlangıç tarihli, 2.730 TL tutarındaki belge (27/10/2013 düzenleme tarihli sigorta poliçesi), 16.10.2012 faiz başlangıç tarihli, 1.865,85 TL tutarındaki belge (16/10/2012 düzenleme tarihli sigorta poliçesi)” borç sebebine dayalı olarak, davalı borçlu aleyhine 7.325,85 TL asıl alacak(icra takibinde yanlış olarak asıl alacak “Diğer” şeklinde gösterilmiştir), 1.470,49 TL faiz olmak üzere toplam 8.796,34 TL alacağın, asıl alacağa işleyecek yıllık % 10.50 ticari temerrüt faizi ile birlikte tahsilini talep ettiği, ödeme emrinin borçluya 13.3.2015 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekilinin 23.03.2015 tarihinde ödeme emrine, borca, faizine ve tüm ferilberine itiraz ettiği, icra müdürünün 7.4.2015 tarihli kararında ise İİK’nin 66. Maddesi gereğince itirazın süresinde olmaması nedeniyle takibin devamına karar verildiği anlaşılmıştır.
3-Hukuki yarar yönünden inceleme ve gerekçe: İcra dosyasının incelenmesinde, yukarıda tespit edildiği üzere icra takibinin durmadığı, buna rağmen işbu davanın açıldığı anlaşılmıktadır. Bu nedenle öncelikli olarak davacının işbu davayı açmakta hukuki yararının bulunup bulunmadığının tespiti gerekmektedir.
İİK’nin 62. Maddesine göre borçlunun varsa itirazını ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmesi gerekmektedir.
İst. Anadolu …. İcra Dairesinin 2015/4594 esas sayılı dosyasının incelenmesinde, ödeme emrinin borçluya 13.3.2015 tarihinde tebliğ edildiği, itiraz süresinin 20.03.2015 Cuma günü dolduğu, borçlu vekilinin günlük itiraz süresi geçtikten sonra 23.03.2015 Pazartesi günü ödeme emrine, borca, faizine ve tüm ferilerine itiraz ettiği, İcra Müdürünün de doğru olarak 7.4.2015 tarihli kararı ile İİK’nin 66. Maddesi gereğince itirazın süresinde olmaması nedeniyle takibin devamına karar verildiği anlaşılmıştır.
Buna göre, borçlu taraf ödeme emrine süresi içerisinde itirazını bildirmediğinden ve bu nedenle İİK’nin 66. Maddesi uyarınca icra takibi borcun tamamı üzerinden devam ettiğinden davacının işbu davayı açmakta hukuki yarar bulunmamaktadır.
Davacının dava açmakta hukuki yararının bulunması dava şartı (HMK m. 114/1-h) olup, davanın her aşamasında ileri sürülüp sürülmediğine bakılmaksızın hakim tarafından kendiliğinden gözetilir. (HMK m. 115/1) O halde, davanın hukuki yarar bulunmadığından, usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
Tüm bu nedenlerle davacının işbu davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığından HMK’nin 114/1-h ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
4-Kötü niyet tazminatı ile ilgili inceleme ve gerekçe: Davalı taraf, kötü niyet tazminatı talebinde bulunmuştur.
Kötüniyet tazminatına hükmedilmesi için alacaklı-davacının, icra takibinin haksızlığı yanında, ayrıca kötüniyetli olduğunun da kanıtlanması gerekir. Yani davalının, davacının takip ve dava konusu alacağın hiç doğmadığını veya sona erdiğini bilmesine ya da bilebilecek durumda olmasına rağmen takip başlattığını veya dava açtığını ispatlaması gerekir.
Olayımızda davacı ile davalı arasında hukuki ilişki mevcut olup, dava hukuki yarar yokluğundan reddolunmuştur. Bu nedenle davalı taraf, davacının icra takibini yaparken veya dava açarken kötü niyetli olduğunu ispatlayamadığından kötüniyet tazminatı isteminin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alacaklının kötü niyetli olduğu ispatlanamamakla davalı yararına tazminat takdirine yer olmadığına,
3-Harçlar yasasına göre alınması gerekli 35,90 TL harcın, davacı tarafından yatırılan 150,22 TL harçtan mahsubu ile fazla yatan 114,32 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, avukatlık asgari ücret tarifesine göre davalı lehine takdir olunan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı. davacı tarafın yokluğunda, kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin ilgili Hukuk Dairesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar okundu, ana hatlarıyla anlatıldı.