Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/820 E. 2018/725 K. 19.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi

ESAS NO : 2016/820 Esas
KARAR NO : 2018/725

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/06/2016
KARAR TARİHİ : 19/07/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özet ile; davalı şirketin ……..plakalı aracı için …..düzenleme tarihli …… nolu poliçe, … plakalı araç için …… tarihli ………. nolu zorunlu mali sorumluluk trafik sigorta poliçelerinin yapıldığını, poliçe bedelinin müvekkil şirketçe ödenmiş olup davalının poliçe bedellerinin daha sonra müvekkile ödenmesi konusunda sözlü anlaşma sağlandığını, ancak davalı şirketin, müvekkilince ödenmiş poliçe bedelinin ödeme süresi geçmesine rağmen ödemenin tamamını müvekkiline yapmadığını, bunun üzenne aleyhine Anadolu ……. İcra Müdürlüğünün 2015/4596 Esas sayılı dosyası üzerinden takibe geçilmiş ise de itiraz üzerine takibin durduğunu öne sürerek, itirazın iptaline ve %20 tazminata mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının iddia ettiği gibi müvekkil ile davacı arasında bir anlaşma olmadığını, aksine müvekkil tarafından iyi niyetli olarak poliçe ödemelerinin yapılabilmesi için davaa şirkete iki adet kredi kartı bilgisi teslim edilmiş olup davacı şirketin, poliçe ödemelerini müvekkiline ait iki adet kredi kartından çekmek suretiyle veya müvekkilinden nakit ödeme almak suretiyle tahsil ettiğini, davaya konu …… plakalı aracın 25.10 2014 tarih …….. nolu sigorta poliçesinin davacı şirketçe yapıldığına ilişkin hiçbir bilgi veya belgenin olmadığını, davaya konu diğer ……. plakalı araç için düzenlenen 01.12.2012 tarih ……… nolu poliçenin ise davacı acente tarafından kaşelenerek, yani sigorta prim ödemesinin yapıldığı teyit edilerek müvekkiline teslim edildiğini, söz konusu poliçe bedelinin bir kısmı nakit, bir kısmı kredi kartından çekilmek suretiyle tahsil edildiğini, davacıya borcunun olmadığını savunarak davanın reddini ve % 40 tazminata mahkumiyetini istemiştir.
DAVANIN VE ÇEKİŞMELİ KONULARIN TESPİTİ, DELİLLER, DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ NEDENLER VE SONUÇ:
1-Davanın ve uyuşmazlık konularının tespiti: Dava, sigorta poliçe bedellerinin ödenmemesi nedeniyle başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı, taraflar arasında yapılan sözlü anlaşma gereği davacının davalının araçlarına ilişkin sigorta poliçe bedellerini ödediğini, bu bedellerin davalı tarafça ödenmemesi nedeniyle başlatılan icra takibine davalının yaptığı haksız itirazın reddine karar verilmesini talep etmektedir.
İst. Anadolu …… İcra Dairesinin 2015/4596 esas sayılı dosyasında, icra müdürünün 24.3.2015 tarihli kararında borçluya çıkarılan ödeme emrinin tebliğ mazbatasının dönmemesi nedeniyle, döndüğünde süre yönünden incelenmek üzere borçlu hakkında icra takibinin şimdilik durdurulmasına karar verdiği tespit edilmiştir.
Buna göre taraflar arasındaki uyuşmazlığın; “davacının işbu davayı açmakta hukuki yararının bulunup bulunmadığı, hukuki yarar varsa davacının, davalının araçlarının sigorta bedelini ödeyip ödemediği, ödediyse ne kadar ödeme yaptığı, bu sigorta bedellerini davalıdan isteme hakkı olup olmadığı” noktalarında toplandığı tespit olunmuştur.
…………. İcra Dairesinin 2015/4596 esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının 11/03/2015 tarihinde “25.10.2014 faiz başlangıç tarihli, 2.203,65 TL tutarındaki belge (25/10/2014 düzenleme tarihli sigorta poliçesi), 01.12.2012 faiz başlangıç tarihli, 534,58 TL tutarındaki belge (01/12/2012 düzenleme tarihli sigorta poliçesi)” borç sebebine dayalı o
larak, davalı borçlu aleyhine 2.738,23 TL asıl alacak(icra takibinde yanlış olarak asıl alacak “Diğer” şeklinde gösterilmiştir), 246,96 TL faiz olmak üzere toplam 2.985,19 TL alacağın, asıl alacağa işleyecek yıllık % 10.50 ticari temerrüt faizi ile birlikte tahsilini talep ettiği, ödeme emrinin borçluya 13.3.2015 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekilinin 23.03.2015 tarihinde ödeme emrine, borca, faizine ve tüm ferilberine itiraz ettiği, icra müdürünün 24.3.2015 tarihli kararında borçluya çıkarılan ödeme emrinin tebliğ mazbatasının dönmemesi nedeniyle, döndüğünde süre yönünden incelenmek üzere borçlu hakkında icra takibinin şimdilik durdurulmasına karar verdiği anlaşılmıştır.
3-Hukuki yarar yönünden inceleme ve gerekçe: İcra dosyasının incelenmesinde, ödeme emrinin borçluya 13.3.2015 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekilinin 23.03.2015 tarihinde ödeme emrine, borca, faizine ve tüm ferilerine itiraz ettiği anlaşılmıştır. Bu nedenle öncelikli olarak davacının işbu davayı açmakta hukuki yararının bulunup bulunmadığının tespiti gerekmektedir.
İİK’nin 62. Maddesine göre borçlunun varsa itirazını ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmesi gerekmektedir.
İst. Anadolu …….. İcra Dairesinin 2015/4596 esas sayılı dosyasının incelenmesinde, ödeme emrinin borçluya 13.3.2015 tarihinde tebliğ edildiği, itiraz süresinin 20.03.2015 Cuma günü dolduğu, borçlu vekilinin günlük itiraz süresi geçtikten sonra 23.03.2015 Pazartesi günü ödeme emrine, borca, faizine ve tüm ferilerine itiraz ettiği, icra müdürünün ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiğine dair alındı evrakı gelmediğinden İİK’nin 66. Maddesi uyarınca itirazın süresinde olup olmadığı yönünden inceleme yapamadığı anlaşılmıştır.
Buna göre, borçlu taraf ödeme emrine süresi içerisinde itirazını bildirmediğinden ve bu nedenle İİK’nin 66. Maddesi uyarınca icra takibi borcun tamamı üzerinden devam ettiğinden davacının işbu davayı açmakta hukuki yarar bulunmamaktadır.
Davacının dava açmakta hukuki yararının bulunması dava şartı (HMK m. 114/1-h) olup, davanın her aşamasında ileri sürülüp sürülmediğine bakılmaksızın hakim tarafından kendiliğinden gözetilir. (HMK m. 115/1) O halde, davanın hukuki yarar bulunmadığından, usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
Tüm bu nedenlerle davacının işbu davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığından HMK’nin 114/1-h ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının işbu davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığından HMK’nın 114/1-h ve 115/2.maddeleri uyarınca davanın usulden reddine,
2- Harçlar yasasına göre alınması gerekli 35,90 TL harcın, davacı tarafından yatırılan 50,98 TL harçtan mahsubu ile fazla yatan 15,08 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3- Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4- Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, avukatlık asgari ücret tarifesine göre davalı lehine takdir olunan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5- Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, dava değeri 3.560 TL’nin altında olduğundan KESİN OLARAK verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. .