Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/773 E. 2020/763 K. 29.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/773 Esas
KARAR NO : 2020/763
DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 15/06/2016
KARAR TARİHİ : 29/12/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA : Davacı vekili tarafından sunulan —- tarihli dava dilekçesinde şu ifadelere yer vermektedir; Davacı şirkete —- sigortalı bulunan dava dışı —— ithal ettiği cam ürününün —– nakliyesi sonrasında —- — tahliyesi sırasında kırık olduğunun anlaşılarak davacı—— hasar ihbarında bulunulduğunu, yapılan ekspertiz çalışması sonucunda davacı şirket tarafından sigortalısına —– hasar tazminatı ödendiğini, ——taşımanın davalı şirkete ait araçlarla gerçekleştirilmiş olduğunu, emtianın —- tahliyesi esnasında camların kırık olduğunun görülerek taşıyıcının şoförünün de imzası bulunan tutanak ile tespit edildiğini, davacının dava dışı sigortalısının haklarına halef olduğunu alacağın rücuen tahsili amacıyla ——- sayılı dosyası ile takip başlatıldığını davalının takibe itiraz ettiğini davalının yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili — tarihli cevap dilekçesinde şu ifadelere yer vermektedir: Dava dışı sigortalıya ait yükün asıl taşıyıcısının , ——– olduğunun, taşıma işinin bu şirketin davalıya ait aracı kiralamak suretiyle gerçekleştiğini, ———-emtianın taşımacısı olan şirketin aralarındaki sözleşmeye göre kuruluş ve faaliyet yerinin ——- olduğunu, davanın taşıma sözleşmesi tarafı olan ——- açılması gerekirken davanın husumet yokluğundan reddi gerektiğini, söz konusu yükleri taşıyan aracın sürücüsü tarafından tutulan ve karşı tarafın imzalaması istenildiğinde imzadan imtina edilen bir diğer tutanakta da yükleme sırasında camların çatlak olduğunu, belirtilen güzergah üzerinde defalarca taşıma yapıldığını yol akışından hasarın meydana gelmediğini bu nedenlerle davanın reddini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:Dava Genel haciz yolu ile başlatılan takibe karşı yapılan itirazın iptaline ilişkin itirazın iptali davası olduğu
——— dosyası celp edilmiştir.
İCRA DOSYASI: Dosya arasına alınmış olan ———– dosyasının yapılan incelenmesinde; davacı/alacaklı tarafından davalı/borçlu aleyhine takibin —– tarihinde —— asıl alacak üzerinden başlatıldığı, ödeme emrinin davalı/borçluya —- tarihinde tebliğ edildiği, davalı/borçlunun —- tarihinde borca faize ve ferilerine itiraz ettiği sonrasında takibin durduğu anlaşılmıştır.
Dava yasal 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmıştır.
Dosya taşıma uzmanı bilirkişiye tevdi edilmiş,
Dosyada ——— tarihli bilirkişi raporu sonuç kısmında; uyuşmazlığa konu davada CMR konvansiyon hükümlerinin uygulanacağını, dosyada bir takım eksiklikler bulunduğu bu nedenle rapor düzenlenemediğini belirtmişlerdir.
eksikliklerin giderilmesi üzerine ilgili bilirkişiden ek rapor alınmış olup bilirkişi—– tarihli ek raporunda özetle, Dava konusu taşıma uyuşmazlığa CMR Konvansiyon hükümlerinin tatbiki gerektiği, davalının pasif husumet itirazının CMR’nin m.4 ve m.9 hükümleri dikkate alındığında, dosyaya sunulan CMR senedinde taşıyıcı olarak yer aldığının tartışmasız olduğu, bu durumun kendisini akdi taşıyıcı sıfatıyla CMR nin m.17 hükmünde taşıma sırasında meydana gelen zarardan sorumlu yaptığı, ——- düzenlemesinin, davalının akdi taşıyıcın sıfatını ortadan kaldırmaya yetmeyeceği, ancak ——– düzenlemekle, davalı ile birlikte, vaki zarardan müşterek ve müteselsil sorumlu haline geldiği, ancak bu hususun bu davanın konusu olmayıp, sadece Muhterem Mahkemeyi bilgilendirmek amacıyla bu hususun ortaya konulduğu, Aslında aralarındaki ilişkinin CMR. nin madde 37 hükmünde bir iç ilişki olduğu, hasarın yükleme-istifleme-sabitleme hatasından meydana geldiği kanaatine varıldığı, yükleme-istif -sabitleme gönderene ait olsa dahi, davalının basiretli bir tacir gibi davranarak, yükleme istifleme-sabitlemeye nezaret etmesi, hatalı bir yükleme varsa karşı çıkması, işletme güvenliği ve seyir güvenliği açısından bu hatalar giderilmeden gerekirse yola çıkmaması gerekirken, bu görevini ihmal etmesi nedeniyle müterafik kusuru olduğunun kabul edilmesi gerektiği, davalının CMR.m.17 hükmünde sağlam, eksiksiz, tam olarak teslim aldığı nakliye konusu emtiayı, hasarlı olarak teslim etmesi nedeniyle vaki zarardan % 40 müterafik kusuru nedeniyle sorumlu olduğu, Taşıyıcının CMR m.17/11 hükmündeki sorumluluktan kurtuluş beyinnelerinden hiç birine dayanamadığı, davalının CMR nin m.23 hükmüne göre hesaplanan sınırlı sorumluluk üst tavanının ——-olduğu, ancak bu hesaplamanın, Konvansiyon hükümlerine göre karar tarihindeki kur esas alınmak suretiyle tekrarlanması gerektiği, bilirkişiliğimizin tespitleri doğrultusunda gerçek zararın —– olduğu, taşıyıcının CMR m.23 hükmüne göre hesaplanan sorumluluk sınırının bu tutarın üstünde kalması nedeniyle gerçek zarar olan ——sorumlu olduğu, davacı ——kargo poliçesinde araç plakasının yazılı olmadığı, —– plakalı aracın teminat kapsamında olduğunun davacı tarafından mahkemeye açıklanmasının zorunlu olduğu, —– hususa ilişkin emsal kararlarının rapora alıntılandığı sigorta kuruluşunun nezdinde düzenlendiği nakliyat poliçesi nedeniyle, dava dışı sigortasına yapmış olduğu tazminat ödemesinin nakliyat sigortası Genel Şartları ve poliçe özel hükümleri dikkate alındığında poliçenin geçerlilik süresi içinde ve teminat kapsamındaki bir rizikonun gerçekleşmesi nedeniyle yapıldığının açıklığa konulması ya da Muhterem Mahkemece kabul edilmesi halinde, TTK. nin m.1472 hükmünde halef sıfatını kazandığı, zarara sebep olan taşıyıcıdan rücuan talep hakkı bulunduğu, ancak sigorta kuruluşunun ödediği bedeli değil de, %10 ilave bedel hariç bilirkişiliğimiz tespiti olan —- talep hakkı bulunduğu, Davacının davayı—- talepli açtığı dikkate alındığında; Davacının, davalı aleyhine ——- sayılı dosyasında —-tarihinde takip yaptığı, itiraz üzerine takibin durduğu anlaşılmaktadır. Davacının CMR nin m.27 hükmü gereği, takip tarihinden itibaren, tahakkuk edecek alacağa yıllık—– üzerinden hesap edilecek faiz talep hakkı bulunduğunu mütalaa etmiştir.
Dosyaya sunulu olan, —— tarihili Bilirkişi Raporunun sonuç kısmında,
Davacının aktif husumet ehliyetinin değerlendirilebilmesi için;
Dosyaya poliçe klozlarını ihtiva eden ana abonman poliçenin sunulması gerektiği, buna bağlı olarak, davacının sigortalısına yaptığı ödemenin poliçe kapsamında olup olmadığının değerlendirilebileceği,
Mal faturası eklenmek sureti ile gönderilen ve —–yazılacak talimat ile, gönderen tarafından gönderilen tanzim edilen——— nolu fatura için gönderilen tarafından yapılan ödemenin belgesinin celp edilmesi gerektiği, istiflemenin hatalı yapıldığı yönünde uyarı görevini ifa etmeyen davalının —– oranında kusurlu olduğu, sorumluluk tutarının —- olacağı ve bu tutarın sorumluluk sınırını geçmediği, davacının talebinin haklı görülmesi halinde —- oranını geçmemek üzere kamu bankalarınca uygulanan azami mevduat faiz oranı üzerinden faiz talep edebileceği yönünde kanaat belirtmiştir.
Dosyaya sunulan —— tarihli bilirkişi raporunda sonuç itibariyle; Dava konusu olayda meydana gelen hasarın gönderenin sorumluluğunda olan ambalajlama hatasından kaynaklandığı, sunulan poliçe özel şartlarında da belirtildiği üzere bunun teminat kapsamında olmadığı, teminat kapsamında olmayan hasar nedeniyle davacının sigortalısına yaptığı ödemenin bir lütuf ödemesi —– olacağı, bu tarz bir ödeme sonucunda hasarın meydana gelmesinde sorumluluğu olmayan fiili taşımacıya rücu imkanı olamayacağı için davacı ——- dosya ile başlatmış olduğu takibin yerinde olamayacağı, davalının takibe itirazının yerinde olacağı,
Mahkemenin hasarın nedeni konusunda yukarıda ulaştığımız görüş aksine, hasarın yükleme ve istiflemeden veya yükleme ve istiflemeye nezaret yükümlülüğünün yerine getirilmemesinden kaynaklandığı yönünde bir kanaate sahip olması durumunda ise, dava konusu olayı kapsayan abonman sigorta sözleşmesinde yer alan, davacı—– şirketinin tazmin ettiği zararı taşımacıya rücu edemeyeceği özel şartı gereği, davacının rücu için başlatmış olduğu ——- sayılı dosya ile başlatmış olduğu takibin yerinde olamayacağı, davalının takibe itirazının yerinde olacağı sonuç ve görüşlerine ulaşıldığı belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde dosyaya sunulan ——- tarihli bilirkişi raporu mahkememizce benimsenerek uyuşmazlığa konu davada rücu şartları gerçekleşmediğinden davanın reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 54,40 TL harçtan, davacı tarafça dava açılırken peşin olarak yatırılan 85,67 TL harçtan mahsubu ile fazladan yatırılan 31,27 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 36,45 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
5-Davalı vekili lehine 2020 yılı AAÜT göre hesaplanan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacı taraftan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde —— Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/12/2020