Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/770 E. 2018/299 K. 03.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL ANADOLU
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2016/770
KARAR NO : 2018/299

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/06/2016
KARAR TARİHİ : 03/04/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ;Müvekkil şirket ile davalı kurum arasında elektrik alımı hususunda var olan sözleşme uyarınca, müvekkil şirketin faaliyet göstermiş olduğu işletmeye ait elektrik abonelikleri bulunmaktadır. Elektrik abonesi müvekkilimizden, son 10 yıl içerisinde tahsil edilmiş “Kayıp Kaçak ve Okuma Bedellerinin” davalı işletme tarafından bu tarihler arasında tahsil etmiş olduğu kayıp kaçak ve okuma bedelleri tarafımıza bildirilmediğinden ve kayıp kaçak ve okuma bedellerini tespit kabiliyetimiz bulunmadığından, davalı işletmeden gelecek cevabi yazı ve sunulacak bilirkişi raporuna göre tespit edilecek toplam tutarın fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla ile şimdilik “Kayıp Kaçak Bedeli” için 100,00-TL, “İletim Bedeli” için 100,00-TL, “Dağıtım Bedeli” için 100,00-TL, “Okuma Bedeli” için 100,00-TL ve “Perakende Satış Hizmet Bedeli” için 100,00-TL, ” TRT Katkı Payı” için 100-TL kısımların tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile, Davacı’nın taleplerinin muhatabı, ilgili mevzuat gereğince söz konusu tutarları tahsil eden dağıtım şirketi olan … olup, dava husumet yönünden reddedilmelidir. Zira bu bedeller müvekkil şirketçe dağıtım şirketi olan …’ye ödenmiştir. Bu bedellerim tahsilini düzenleyen kararların haksız olduğu iddiasının muhatabı ise Danıştay’dır. Söz konusu bedelin alınmasını düzenleyen kararlarının iptali için Danıştay’da dava açılması gerektiği, dava konusu bedeller EPDK kararlarına istinaden, ilgili mevzuat gereğince ve yasal olarak alınması zorunlu bir bedeldir. Müvekkil Şirketin EPDK tarifelerine, kararlarına ve mevzuata uymaması halinde, sonucu lisans iptaline kadar varan idari yaptırımlarla karşılaşma riski vardır. EPDK kararlarının, adil olmadığının iddia edilmesi halinde; bunlara karşı Danıştay yolu açık olduğundan; Danıştay’da dava açılmalıdır. Danıştay tarafından iptal edilmediği sürece herkes için bu düzenlemeler bağlayıcıdır. Kaldı ki, kayıp kaçak kararlarının iptali için Danıştay’da dava açılmıştır ve dava derdesttir, ve bu davada Danıştay, yürütmenin durdurma talebini dahi reddetmiştir. Dağıtım ve iletim bedellerinin iptali için de Danıştay’da dava açılmış olup, bu dava da Danıştay tarafından reddedilmiştir, söz konusu kararlar açıkça hukuka aykırıdır. Öte yandan YGHK ve Yargıtay benzer davalarda aksi kararlar vermiştir ve bunlar ekte sunulmuştur. öte yandan her ikisi de tacir olan Davacı Şirket ile Müvekkil Şirket arasında imzalanmış bulunan Elektrik Satış Sözleşmesi de davaya konu bedellerin Davacı Şirketten tahsilini açıkça mümkün kılmaktadır. Sözleşmede açıkça Davacı Şirket, bu bedelleri ödeyeceğini hiçbir hukuki tartışmaya izin vermeyecek şekilde kabul etmiştir. Davacı, tahsil edildiği süre boyunca faturalarda açıkça ayrı bir kalem olarak yer verilmiş kayıp kaçak bedeli, dağıtım bedeli, sayaç okuma bedeli ve perakende satış hizmeti bedeli ile iletim bedeline sözleşme süresi boyunca ve sonrasında herhangi bir itirazda bulunmamış, faturaları ihtirazi kayıtsız ödemiştir. Fatura münderacatları kesinleşmiştir. Tüm bunlara rağmen Davacı’nın işbu davayı ikame ederek dava konusu bedellerin iadesini talep etmesinin hukuken korunması düşünülemez. Sonuç olarak, açıkladığımız sebeplerle, gerek usul yönünden gerek esas yönünden, herhangi bir hukuki dayanaktan yoksun ve iyi niyet kurallarına aykırı olarak tarafımıza yöneltilmiş taleplere ilişkin bu davanın Sayın Mahkemenizce reddini talep ederiz.
İhbar olunan vekili cevap dilekçesi ile,davalının ihbar dilekçesinin haksız ve yersiz olduğunu, müvekkil şirkete husumet yöneltilmesinin mümkün olmadığını belirtir, haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Dava, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na, 4.6.2016 tarihli ve 6719 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun yürürlük tarihinden önce açılmış ve geçmişten gelen alınmaması gerektiği halde haksız tahsil edilen bedellerin iadesi istenmiştir. Davacı, davalı şirket tarafından kendisinden kayıp kaçak ve dava dilekçesinde belirtilen diğer ad altında kesintisi yapılan bedellerin hukuka aykırı olarak alındığını belirterek iadesini talep etmiş olup, kesintisi yapılan bedellerin miktarına yönelik herhangi bir itiraz ileri sürmemiştir.
Her ne kadar yeni yasanın Anayasaya aykırı olduğundan Anayasa Mahkemesine iptal davası açıldığı bildirilmiş ise de; Anayasanın 153/5 maddesine göre iptal kararları geriye yürümeyeceğinden davamıza etkisi olmayacağı kanaatiyle sonucunun beklenilmesine gerek görülmemiştir. Aynı konuda iptal başvurusu yapan İstanbul — Asliye Ticaret Mahkemesinin başvurusu yasal süre geçtiği halde halen sonuçlandırılmamıştır. Böyle olunca, aynı konuda mevcut bir başvuru varken bu dava dosyası içinde ayrıca iptal başvurusu yapmanın dosyaya bir katkısı olmayacağı gibi, açıklanan gerekçelerle Anayasa Mahkemesinin vereceği karar beklenmeksizin, uyuşmazlığın mevcut mevzuat kapsamında çözümlenmesi gerekir.
17/06/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6446 Sayılı Kanunun 17. Maddesini değiştiren 6719 Sayılı Kanunun 21 ve geçici 19-20 maddesi ile tarifelerdeki bir kısım bedeller yasal tanıma kavuşturularak tahsilinin zorunlu olduğu ve tüketicilerden tahsil edileceği ve bu hükümlerin geçmişe etkili olarak yürürlükteki uyuşmazlıklarda da uygulanacağı belirtilmiştir. Davacı bu istemin geriye etkili yasal düzenleme ile elinden alınmasının kabul edilemeyeceğini ileri sürse de; davayı gören mahkemeler tarafından geçici 20. maddeyi “yok” sayabilmek, yani geriye dönük aleyhe uygulama olamayacağından bahisle, yalnızca ileri etkili uygulamaları kabul edilebileceğini söylemek mümkün değildir. Yürürlüğe giren düzenleme hukuka aykırı olsa bile, yürürlükte kaldığı müddetçe geriye veya ileriye uygulanacaktır. Somut olayda, Kanunun 21. maddesi, 17.06.2016 tarihinden sonrasını ve geçici 20. maddeyi öngören 26. maddesi de, 17.06.2016 tarihine kadar açılan takip ve davalar ile başvuruları kapsamaktadır. Bahsettiğimiz bu iki yasal düzenleme, iptal edilmedikleri veya yürürlükten kaldırılmadıkları sürece uygulanacaktır. O halde, davalı dağıtıcı şirket, mevcut yasal düzenleme ile kaçak-kayıp bedelini abonelerine yansıtabilecektir.
Davacının düzenlenen faturaların EPDK düzenlenmelerine uygun olup olmadığının denetlenmesi talebi de yoktur. HMK’ ın 24 uncu maddesi gereğince, taleple bağlılık ilkesi gözetildiğinde yerindelik denetiminin de yapılamayacağı kabul edilmelidir.
Süresinde faturalara itiraz etmeyip bedellerini de ödeyen ve kurum tarafından onaylı tarifelerce düzenlenen faturaların kurumun düzenleyici işlemlerine aykırı olduğunu belirtmeyen davacının, Yargıtay kararlarına dayanarak alacak kalemlerinin tahsilinin hukuka aykırı olduğu iddiasıyla açtığı davada, sonradan ve geçmişe etkili olarak yürürlüğe giren geçerli ve bağlayıcı olan yeni yasadan dolayı, EPDK kararlarına dayanılarak düzenlenen yasal zemine kavuşan dava konusu faturaların yasal olarak tahsil edildiği ve böylece; 6719 sayılı yeni yasadan önce yasanın kurula verdiği yetkiye dayanılarak EPDK tarafından yürürlükteki tebliğ ve yönetmeliklerle mevzuat hükümlerine uygun olarak tahakkuk ettirilip tahsil edilen dava konusu fatura bedellerinin iadesi yönündeki talebin yasal dayanağı olmadığı kanaatine varılmıştır.
Dava açmakta Yargıtay içtihatlarına göre haklı olduğu kuvvetle muhtemel olan ancak kesin olarak haklılığı belirlenmeyen davacının uygulanması zorunlu olan yeni yasadan dolayı esasa girilmeden davanın zorunlu olarak usulden reddedilmesinden dolayı davanın açıldığı tarihte haklı olan davacı lehine yargılama giderlerine hükmedilmesi gerektiği kanaatine varılmış, aşağıdaki hüküm kurulmuştur. (İST. B.A.M. 19/10/2017 T. 3.HD. 2017/1640 E. 2017/1169 K.).
H Ü K Ü M : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 35,90 TL harçtan 29,20 TL’si peşin olarak yatırılmış olduğundan bakiye 6,70 TL nin davacıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Taraflarca yapılan yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca 600,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
5-Taraflar tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana İADESİNE,
Dair tebliğden itibaren 2 hafta içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin huzurunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 03/04/2018