Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/756 E. 2018/1060 K. 07.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2016/756 Esas
KARAR NO : 2018/1060

DAVA : Kayyımlık (Ticari Şirkete Kayyım Atanması)
DAVA TARİHİ : 10/06/2016
KARAR TARİHİ : 07/11/2018

Mahkememizde görülmekte olan Kayyımlık (Ticari Şirkete Kayyım Atanması) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin davalı şirketin % 50 oranında hissedarı ve yönetim kurulu üyesi olduğunu, diğer davalı şahıs ile birlikte yönetim kurulunun iki üyeden teşkil ettiğini, şirketin borçlandırılması ve işleyişiyle ilgili bir çok kararın iki üyenin imzası ile alınması gerektiğini, ancak yönetim kurulunun toplanamadığını, müvekkilinin şirkete sokulmadığım, şirketin gidişatı hakkında müvekkilinin bilgisinin bulunmadığını, 28-09-2015 tarihinden bu yana yönetim kurulu toplantısının yapılmadığını, yönetim kurulu toplanamadığından genel kurulun da yapılamadığını, En son 2014 senesine ait olağan genel kurulun yapıldığını, davalı şirkette kilitlenme durumunun söz konusu olduğunu, davalı şahsın bu durumdan istifade ederek usulsüz işlemler yaptığını, müvekkilinin bilgi alma talebi için 06-05-2016 tarihinde ihtarname gönderdiğini, davalı şahsa tebliğ edilen bu ihtarnameye olumsuz cevap verildiğini, Yargıtay —————— Hukuk Dairesi’nin Esas No:2013/9963, Karar No:2013/14184 olan 03-07-2013 tarihli kararına göre davalı şirkete kayyım atanması gerektiğini iddia ederek; organsız kalan ve organsızlık hali devam eden davalı şirkete tedbiren kayyım atanmasına ve kayyıma genel kurulu toplantıya çağırma yetkisinin de verilmesine, yapılacak yargılama neticesinde de davalı şirkete kayyım atanmasına, mahkeme masrafları ve avukatlık ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının da yönetim kurulu üyesi olduğunu, buna rağmen yönetim kuruluna başvurmadan davalı şirketin gizli bilgilerini üçüncü kişilere aktarılmasını istediğini, davacının keşide ettiği ihtarnamede toplantı yapılmasını talep etmediğini, asıl davacının toplantıdan kaçındığını, davacının şirkete sokulmadığı iddiasının doğruyu yansıtmadığını, davacının davalı …’ın eski eşi olduğunu, müvekkilinin önceden beri gümrük müşaviri olarak çalıştığını, davacıyı şirkete ortak yaptığını, tarafların boşanmasından sonra davacının şirketten keyfi paralar çekmesinin engellendiğini, bu nedenle davacının şirketi çalışamaz hale getirmek istediğini, davacının çektiği İş avansını iade etmediğini, dava dilekçesinde bahsedilen Yargıtay kararının bu dava ile ilgisinin bulunmadığını iddia ederek; davanın usul ve esastan reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVANIN TESPİTİ, İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, şirkete yönetim kayyımı atanması istemine ilişkindir.
Davacı vekili 26.10.2018 tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiğini beyan etmiştir.
Davalılar vekili de 29/10/2018 tarihli dilekçe ile davacıdan vekalet ücreti ve yargılama gideri olmadığını beyan etmiştir.
Davadan feragat HMK’nin 307, 309. ve 311. maddeleri hükümleri gereğince uyuşmazlığı ve dolayısıyla davayı sona erdiren, davalı tarafın kabulünü gerektirmeyen ve kesin mahkeme hükmünün hukuksal sonuçlarını oluşturan bir taraf işlemidir.
HMK’nin 310. Maddesine göre feragat hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir.
Davacı vekilinin vekaletnamesi incelenmiş, davadan feragate yetkili olduğu saptanmıştır.
Feragat bildirimi de HMK’nin 154. maddesi hükmüne uygun olarak mahkemece tespit olunmuştur.
Bu nedenlerle davanın feragat sebebiyle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Davanın HMK’nin 307. maddesi uyarınca “feragat” nedeniyle REDDİNE,
2-Alınması gereken 35,90 TL harcın peşin alınan 29,20 TL harçtan mahsubu ile bakiye 6,70 TL’nin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3- Davacı tarafından sarfedilen yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
4-Davalılar vekilinin talebi nedeniyle davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-Davalılar vekilinin talebi nedeniyle davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalılar üzerinde bırakılmasına,
6-HMK 333. Maddesi uyarınca bakiye gider avansı ve delil avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Davacı vekili ve davalılar vekilinin yüzlerine karşı, HMK’nin 345. maddesi uyarınca gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin ilgili Hukuk Dairesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.