Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/714 E. 2023/22 K. 17.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/714 Esas
KARAR NO : 2023/22

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 09/09/2009
KARAR TARİHİ : 17/01/2023

DAVA : İtirazın iptali
DAVA TARİHİ : 09/09/2009
KARAR TARİHİ : 08/10/2013
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
ASIL DAVA: Davacı vekili dilekçesinde özetle ;Davalı banka ile davacı şirket arasında, “Bankacılık Hizmetleri ve Sermaye Piyasası İşlemleri Sözleşmesi”nin düzenlediğini ve bu sözleşme çerçevesinde davalı banka nezdinde “—— nolu mevduat hesabının” açtırıldığını; bu suretle davalı banka ile davacı şirket arasında bankacılık işlemleri yapılmaya başlandığını;Davalı banka ile olan bankacılık işlemlerinin bir süre önce incelenmesi neticesinde, davacı şirket yetkilisinin imzası taklit edilmek suretiyle, davacı şirket adına,—— çek numaralı, 20.01.2008 keşide tarihli, 100.000 TL bedelli çek’in sahte imzayla keşide edildiğinin ve de bu çekin bedelinin 20.01.2008 tarihinde üçüncü bir şahsa ödendiğinin tespit edildiğini; Dolayısıyla da davalı bankanın, sahte imzayla keşide edilmiş olan işbu çekin bedelini, gerekli özeni ve dikkati göstermeden ödediğini;Yapılan inceleme neticesinde ayrıca, davacının lehtarı olduğu, ——-çek numaralı, 18.02.2008 keşide tarihli, 100.000 TL bedelli çek’in bedelinin 18.02.2008 tarihide üçüncü bir şahsa ödendiğinin tespit edildiğini; ne var ki, çekin ödendiği tarihte, söz konusu çekin üzerinde davacı şirkete ait bir ciro bulunmadığını; davalı/bankanın meşru hamil durumunda olmayan bir üçüncü şahsa çek bedelinin ödediğini:Dolayısıyla da davalı bankanın, ciro silsilesi kopuk olan işbu çekin bedelini de, gerekli özen ve dikkati göstermeden ödediğini;Bu suretle davalı bankanın, gerek taraflar arasındaki akdi ilişkiden, gerekse kanundan kaynaklanan yükümlülüklerini ihlal etmek suretiyle davacı şirketin zarara uğramasına yol açtığını;İddia etmekte ve “davacının uğradığı 200.000 TL tutarındaki maddi zararın, şimdilik 10.000 TL’lik kısmının, üçüncü kişilere çek bedellerinin ödendiği tarihlerden itibaren işletilecek ticari faizi ile birlikte tahsiline” karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Öncelikle davacının bu davadaki talebinin zamanaşımına uğradığını;20.01.2008 keşide tarihli çeki sahte imzayla keşide etmiş olan ——- adlı üçüncü şahsın, davacı şirketin muhasebe bölümünün başında olan ve şirketin bütün mali işlerinden sorumlu olan bir kişi konumunda olduğunu; davacı şirketin bu şahıs hakkında, zimmetine para geçirdiği ve görevini kötüye kullandığı iddiasıyla savcılığa şikayette (suç duyurusunda) bulunduğunu; ayrıca işbu çekin bedelinin de, davacı şirket çalışanı konumunda olan —— adlı üçüncü şahıs tarafından tahsil edildiğini;Davacı şirketin lehtarı olduğu 18.02.2008 keşide tarihli çekin bedelinin de, davacı şirketin muhasebe bölümünün başında bulunan—– adlı üçüncü şahıs tarafından tahsil edildiğini;Davacı şirketin, ——adlı kişiye geniş mali yetkiler vermekle, bizzat kendisinin ağır kusuruyla söz konusu zararların meydana gelmesine sebebiyet verdiğini; bu durum nedeniyle de artık, davalı bankanın davacı şirketin uğradığı zarardan sorumlu tutulamayacağını; İddia etmekte ve “davanın reddine” karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVADA
DAVA:Davacı vekili dilekçesinde özetle; davalı banka nezdinde bulunan davacı şirket hesabından, üçüncü bir şahıs tarafından, davacı şirket yetkilisinin imzası taklit edilerek düzenlenen ve bankaya sunulan sahte talimat evraklarıyla, toplam 120.000 TL tutarında paranın tahsil edildiğinin anlaşıldığını;İşbu paraların tahsili sırasında, davalı/bankanın gerekli en az dikkat ve özeni dahi göstermediği için talimat evraklarında yer alan imzaların taklit edilmiş (sahte) imza olduklarını fark etmediğini; dolayısıyla da taraflar arasındaki akdi ilişkiden kaynaklanan özen borcunu ağır surette ihlal etmek suretiyle, davacının 120.000 TL maddi zarara uğramasına sebebiyet verdiğini;İddia etmekte ve “120.000 TL tutarındaki maddi zararın ve ödeme tarihlerinden dava tarihine kadar işlemiş 43.472,60 TL tutarındaki faizin tahsili için başlatılmış olan icra takibine davalı tarafından yapılmış olan itirazın iptaline ve icra takibinin şimdilik 60.000 TL üzerinden devamına” karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Söz konusu talimat yazılarının, davacı şirketin kendisine geniş mali yetkiler verdiği —–tarafından düzenlenmiş olduğunu; üzerindeki imzaların da davacı şirketi temsile yetkili olan kişinin imzası ile yakın benzerlik gösterdiklerini;Dolayısıyla da bu sahte imzalı talimat yazılarının düzenlenmesinde ve bunlarla davalı bankadan davacı şirket adına para çekilmesinde davacı şirketin ağır kusurunun bulunduğunu; davalı/bankanın ise hiçbir kusurunun bulunmadığını;Bu nedenle de, söz konusu talimatlar ile davalı/bankadan tahsil edilmiş paralar nedeniyle davacı şirketin uğradığı zarardan davalı/bankanın sorumlu tutulamayacağını;İddia etmekte ve “davanın reddine” karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE;
ASIL DAVA: ——-çek numaralı her biri 100.000,00 TL bedelli çeklere istinaden ödenen 200.000,00 TL’den şimdilik 10.000,00 TL’nin ödemenin yapıldığı tarihten itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline ilişkindir.
BİRLEŞEN DAVA: Sahte talimat evraklarıyla tahsil edilen 120.000,0 TL’nin ödeme tarihlerinden itibaren faiziyle birlikte tahsili için başlatılmış olan icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkindir.Mahkemece yapılan yargılama neticesinde asıl davada 20.01.2008 keşide tarihli çekin davacı şirketin mali işlerden sorumlu kişisi olan ——tarafından şirket kaşesine sahte imza atılarak düzenlendiği, iğfal kabiliyetine haiz olduğu, bankanın kusuru bulunmadığı, 18.02.2008 keşide tarihli çekin ise dava dışı şirket tarafından davacı adına keşide edildiği, çek bedelinin yukarıda anılan kişi tarafından bankadan tahsil edildiği, çek arkasında —-çeki devraldığına dair ciro bulunmadığı, bankanın özen borcunu ihlal ettiği, birleşen davada ise paranın ——- tarafından çekildiği, imzanın taklit edildiği, bankanın düzenlenen talimatlar uyarınca ödeme yapmasında kusuru bulunmadığı gerekçesiyle, asıl davanın kabulüne, 10.000 TL’nin 18.02.2008 tarihinden itibaren tahsiline, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
——-Hukuk Dairesinin kararında neticeten;
Somut olayda, mahkemece asıl davaya ilişkin kısa kararda “Davanın kısmen kabulüne” denilmiş, gerekçeli kararda ise “Davanın kabulüne ” şeklinde hüküm kurulmuştur.
Bu durum karşısında, gerekçeli kararın kısa karara uygun yazılmaması doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.
2- Asıl davaya yönelik olarak, bozma neden ve şekline göre, taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
3- Birleşen dava, sahte talimat ve imzalarla bankada bulunan hesaptan üçüncü kişilere usulsüz ödemeler yapılmasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Bankalar, özel yasa ile kurulan ve ekonomik alanda çeşitli imtiyazlar tanınan kuruluşlardır. Güven kuruluşları olan bankalar, aldıkları mevduatları özenle korumak zorundadırlar. Bankalar kendilerine yatırılan paraları mudilere istendiğinde veya belli bir vadede ayni veya misli olarak iade etmekle yükümlüdür (4491 Sayılı Yasa ile değişik 4389 Sayılı Bankalar Kanunu 10/4 ve 5411 Sayılı Bankacılık Kanunu’nun 61. maddesi). Bu tanımlamaya göre, mevduat ödünç ile usulsüz tevdi sözleşmelerinin niteliklerini taşıyan kendine özgü bir sözleşmedir. BK’nun 306 ve 307. maddeleri uyarınca ödünç alan, akdin sonunda ödünç verilen parayı, eğer kararlaştırılmışsa faizi ile iadeye mecburdur. Aynı Yasa’nın 472/1. maddesi uyarınca usulsüz tevdide paranın nef’i ve hasarı mutlak şekilde saklayana geçtiği için ayrıca açıklamaya gerek kalmadan saklayan bu parayı kendi yararına kullanabilir. Usulsüz işlemlerin gerçekleşmesinde, ispatlandığı takdirde mevduat sahibinin müterafik kusurundan söz edilebilir.Somut olayda, mahkemece davacı şirketin muhasebe görevlisi olan ——-banka hesabına yatırılan paralar ile şirket adına yapılan tüm harcamalar konusunda görevlendirdiği, nakit ve kasa mevcudunun anılan kişinin elinde bulunduğu, sahte talimat düzenlenmesinde davacının ağır kusuru olduğu, taklit imza ile şirketi yetkilisinin imzasının benzerlik taşıdığı, iğfal kabiliyetinin bulunduğu, bankanın olayda kusuru olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş ise de, bankanın sorumluluğu yukarıda anlatılan hukuki çerçeve içinde değerlendirilmemiştir.
Bu itibarla, mahkemece davalı bankanın hukuki durumunun yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda tartışılarak, ceza dosyası getirtilip muhasebeci ——– sahte talimatların düzenlenmesi konusundaki eylemi değerlendirilerek, anılan kişinin şirket çalışanı olması sebebiyle çalışanını seçmede ve onu denetlemede gerekli özeni göstermeyen davacının da olayda müterafik kusurunun bulunacağı nazara alınarak, neticesine göre bir karar vermek gerekirken, yanılgılı değerlendirmelerle yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.Bozma kararı aleyhinde asıl ve birleşen davalarda davalı Banka vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş, neticesinde; Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere, mahkemece bozma ilamına uyulması halinde yapılacak incelemede, davacı şirketin tüm harcamalarının kontrolünü elinde bulunduran ——-tarafından çekilen paraların, fiilen davacı şirketin kasasına girip girmediği hususunun da belirleneceğinin tabii bulunmasına göre, asıl ve birleşen davalarda davalı Banka vekilinin yerinde görülmeyen tüm karar düzeltme itirazlarının reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce bozma ilamına uyularak yargılama yapılmıştır,Davacı vekilince —— Esas sayılı dosyasında asıl davada yargılamaya konu edilen——-nolu çekten kaynaklanan fazlaya ilişkin hakların tahsili istemine ilişkin dava açıldığı ve mahkememiz dosyası ile birleştiği,
Yargıtay bozma ilamındaki 3 nolu paragrafta belirtilen hususlar ile ilgili inceleme yapılması, yine karar düzeltmeye ilişkin ilamda değinildiği üzere davacı şirket personeli —— tarafından çekilen paraların fiilen davacı şirketin kasasına girip girmediği hususunun araştırılması için ek rapor tanzim edilmek üzere dosya rapor düzenleyen bilirkişilere tevdi edilmiştir. Mali inceleme neticesinde; Keşidecisi——olan 18.02.2008 keşide tarihli —— nolu 100.000 TL bedelli çekin 20.02.2008 tarihinde —— yevmiye numarası ile alınan çekler hesabına kaydının olduğu, davalı bankadan ihbar olunan ——— tarafından ciro kaydı olmadan tahsil edilen çekin davacı şirket —— kodlu kasa hesabına giriş kaydının olmadığı davacı şirket çalışanı ——üzerinde kaldığı,
Dava dışı—— incelenen ticari kayıtlarında dava konusu —– nolu çekin —– sıra numarası ile —— verilen açıklaması ile kayıtlı olduğu, çekin dava dışı ——. Şirketince davacı firmaya kesildiği ihbar olunan ——- tarafından davalı bankadan tahsil edildiği, davalı bankanın TTK 713 maddesi gereği çeki bankaya ödemek için ibraz eden kişinin ciro silsilesine göre çek bedelinin ödenmesini talebe yetkili meşru hamil olup olmadığını inceleme yükümlülüğünü ihmal ettiği, mahkememizce çekin davacı şirketin hesabına geçtiğinin kanıtlanamadığının değerlendirildiği, bu çek nedeniyle davacının 100.000 TL zararından davalı bankanın sorumluluğu olduğu.
ASIL DAVADA ; —— Esas sayılı dosyası yönünden; ——– çek numaralı her biri 100.000,00 TL bedelli çeklere istinaden ödenen 200.000,00 TL’den şimdilik 10.000,00 TL’nin ödemenin yapıldığı tarihten itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline ilişkindir.
Davalı ——. arasında Bankacılık Hizmetleri ve Sermaye Piyasası İşlemleri Çerçeve Sözleşmesi akdedilmiştir. Davacı—— davalı ——-Şubesi’nin ticari müşterisidir. Davacının aynı banka şubesi nezdinde, davaya konu —— numaralı vadesiz ticari mevduat hesabı bulunmaktadır. Davacı, davalı banka ile imzaladığı Bankacılık Hizmetleri ve Sermaye Piyasası İşlemleri Çerçeve Sözleşmesi uyarınca; davalı banka nezdindeki hesaplarından, yetkili imzalı yazılı talimatlar ile para çekme işlemlerini şubeden gerçekleştirmektedir. Davacı, aynı zamanda, davalı banka ile imzaladığı Bankacılık Hizmetleri ve Sermaye Piyasası İşlemleri Çerçeve Sözleşmesi uyarınca; davalı banka nezdindeki hesabından, davalı bankanın kendisine verdiği çek yapraklarını da keşide edebilmektedir. Davacı, anılan sözleşme uyarınca; kendisine verilen internet bankacılığı şifresi de kullanmak suretiyle, davalı bankanın internet bankacılığı hizmetlerinden de yararlanabilmektedir. Davacı, internet bankacılığı üzerinden, hesap bakiyesini inceleme, hesap hareketlerini inceleme vb. işlemleri şirket bilgisayarından kendisi gerçekleştirebilmektedir.
20 Mart 2007 tarih ve ——sayfasında, “——- işleri ve muameleleri ortaklar kurulu tarafından seçilecek bir veya birkaç müdür tarafından yürütülür. İlk 20 yıl süre ile ortaklardan ——– şirket müdürü olarak seçilmiştir. İlk 20 yıl süre ile müdür seçilen ——-şirketi en geniş bir şekilde temsil ve ilzama, borç ve taahhüt altına sokacaktır. İmzanın atılmış olması işlemlerin geçerlilik şartıdır.” denmektedir.
Davaya konu çeklerin bilgileri
1- 18.02.2008——-100.000 TL ——
2- 20.01.2008——100.000 TL——–
İhbar olunan ——-2007 yılı Mart ayında davacı ——- şirketi bünyesinde muhasebe bölümünde çalışmaya başladığı ve 2008 yılı Temmuz ayına kadar işyerinde çalışmaya devam ettiği, bir sürede muhasebe işleri ile ilgilendiği, sağladığı dürüst ve güvenilir kişilik imajı ile daha sonra şirketin işlerini tek ve tam yetkili olarak yürütmeye başladığı, davaya konu edilen davacı şirketin kasasında bulunan, 18.02.2008 keşide tarihli, grup şirketlerinden—— davacı ——- lehine keşide ettiği, 100.000 TL bedelli ——-numaralı çekin, davacı şirketin ciro ve rızası olmadan, ——tarafından ciro edilerek, 18.02.2008 tarihinde davalı bankadan tahsil edildiği, yukarıda açıklandığı üzere bu çekin davacı şirketin hesabına geçtiğinin kanıtlanamadığı, bu çek nedeniyle davacının 100.000 TL zarara uğradığı, Dava konusu ——numaralı çek yaprağının, —— tarafından, davacı şirketin bilgisi ve rızası olmadan, 20.01.2008 tarihinde davacı şirketin kaşesi üzerine yetkili imzası taklit edilerek, grup şirketlerinden olan —— lehine 100.000 bedelli çekin keşide edildiği, sonrasında çekin—— tarafından sahte imza ile davacı şirket çalışanı ——ciro edildiği, çek bedelinin davalı bankadan ——- tarafından tahsil edilerek bedelinin —–teslim edildiği,—— numaralı çekin ödendiği tarihte, söz konusu çekin üzerinde davacı şirkete ait cironun bulunmadığı, ciro silsilesinin kopuk olduğu,——meşru hamil durumunda olmadığı,—–numaralı çekin keşideci hanesindeki imzasının, dosyaya sunulan grafoloji uzmanı bilirkişi raporuna göre, davacı şirket yetkilisi —— eli ürünü olmadığı, şahsın gerçek imzasına benzetilme gayretiyle takliden atılmış imza olduğu, ayrıca takliden oluşturulmuş bu imzanın,——- gerçek imzası ile genel görünüm itibariyle ciddi benzerlik taşıdığı ve üçüncü şahıslar nezdinde iğfal kabiliyetine haiz olduğu,
Tarafların kusur ve sorumluluklarının değerlendirilmesi:
——- numaralı çekin ödendiği tarihte, söz konusu çekin üzerinde davacı şirkete ait cironun bulunmadığı, ciro silsilesinin kopuk olduğu,——-meşru hamil durumunda olmadığı, —— numaralı çeki usulsüz ve yetkisiz olarak ciro ederek uhdesine geçirmesi suretiyle davacının dava konusu 100.000 TL zararının meydana gelmesine sebep olduğu, 18.02.2008 keşide tarihli, —— davacı —–lehine keşide ettiği, 100.000 TL bedelli —— numaralı çekin, davacı şirketin cirosu ve rızası olmadan, ——– tarafından yetkisiz ve usulsüz olarak ciro edilmek suretiyle, 18.02.2008 tarihinde davalı bankadan tahsil edildiği davacının iş bu çekten kaynaklı zarara uğradığı, davalı bankanın TTK 713 maddesi gereği çeki bankaya ödemek için ibraz eden kişinin ciro silsilesine göre çek bedelinin ödenmesini talebe yetkili meşru hamil olup olmadığını inceleme yükümlülüğünü ihmal ettiği, kusurunun olduğu,——- numaralı çekin keşideci hanesindeki imzasının, dosyaya sunulan grafoloji uzmanı bilirkişi raporuna göre, davacı şirket yetkilisi ——– eli ürünü olmadığı, şahsın gerçek imzasına benzetilme gayretiyle takliden atılmış imza olduğu, ayrıca takliden oluşturulmuş bu imzanın, ——-gerçek imzası ile genel görünüm itibariyle ciddi benzerlik taşıdığı ve üçüncü şahıslar nezdinde iğfal kabiliyetine haiz olduğu,——numaralı çeki usulsüz ve yetkisiz olarak sahte imza ile keşide ederek davacının dava konusu 100.000 TL zararının meydana gelmesine sebep olduğu, davacı şirketin —– çalıştığı dönem içerisinde, ilk zamanlar hesap girdi ve çıktılarını denetlediği, ancak ilerleyen zamanlarda bu görevini yerine getiremediği, böylece ——–dava konusu suistimalleri gerçekleştirmek için yeterli zamanı ve imkanı bulduğu, ayrıca davacının davalı banka ile imzaladığı Bankacılık Hizmetleri ve Sermaye Piyasası İ. Çerçeve Sözleşmesi’nin, 4. maddesine göre, davacının çek defterinin ve diğer yapraklarının titizlikle muhafazası için gerekli tedbirleri almakla yükümlü olduğu, ancak davacının bu yükümlülüğüne yerine getirmeyip söz konusu sözleşmeyi de ihlal ettiği, bütün bu nedenlerle, davacının davalı banka tarafından davacı şirkete teslim edilen çeklerden—–numaralı çek yaprağının, ——tarafından, 20.01.2008 tarihinde, davacı şirketin kaşesi üzerine yetkili imzasının taklit edilerek, —— lehine keşide edilen 100.000 TL bedelli çekin tahsil edilmesi suretiyle davacının zarara uğratılmasında davalı bankanın sorumluluğunun bulunmadığı davacının ihmalinin ve ağır kusurunun bulunduğu değerlendirilmiştir.
Asıl dava yönünden ——numaralı çekin tahsilinden ve davacının zarara uğratılmasından kaynaklı davalı bankanın kusurlu olduğu değerlendirilerek bu çek yönünden davanın kabulüne dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur
BİRLEŞEN DAVA —– Asliye Ticaret Mahkemesi——Esas sayılı dosyası yönünden;
İcra Takibi: Davacı —– vekili tarafından, davalı ——aleyhine,—— esas sayılı dosyası ile 08.09.2009 tarihinde, “fazlaya dair ve faiz oranlarındaki artıştan doğan talep hakkı saklı kalmak, B.K. 84. maddesi gereğince kısmi ödemeler öncelikle işlemiş faiz, masraf ve ferilere mahsup edilmek kaydıyla, 120.000 TL asıl alacağa, takip tarihinden itibaren %18 oranından işleyecek reeskont faizi ile tahsili talebiyle” toplam 163.472,60 TL için ilamsız icra takibi başlatılmış olup, davalı vekili, İcra Müdürlüğü’ne verdiği, 17.09.2009 tarihli dilekçesi ile—— esas sayılı dosyadan gönderilen ödeme emrinin müvekkili bankaya 10.09.2009 tarihinde tebliğ edildiğini, müvekkilinin takip alacaklısına, gerek —– Noterliğinin 28.08.2009 tarih ve ——– yevmiye sayılı ihtarnamesi ve gerekse başkaca herhangi bir nedenle hiçbir borcunun bulunmadığını beyan etmiş, “takip konusu borcun tümüne, işlemiş faize ve takibe” itiraz ettiğinden; ——- esas sayılı dosyası ile ilgili takibin durdurulmasına karar vermiştirDavaya konu icra takip alacağında; Davacı şirketin bilgisi ve rızası olmadan,——-Şubesi Müdürlüğü‘ne hitaben yazılmış, davacı şirketin kaşesi basılarak kaşenin üzeri davacı şirketin yetkili imzası taklit edilerek imzalanmış yazılı talimatlar ile, davacının —— numaralı mevduat hesabından, ——, 12.02.2008 tarihinde 10.000 TL, 13.02.2008 tarihinde 10.000 TL ve 18.02.2008 tarihinde 100.000 TL olmak üzere toplam 120.000 TL’nin şubeden nakit olarak ödendiği, talimatlar üzerindeki imzaların, dosyaya sunulan grafoloji uzmanı bilirkişi raporuna göre, davacı şirket yetkilisi ——- eli ürünü olmadığı, şahsın gerçek imzasına benzetilme gayretiyle takliden atılmış imzalar olduğu, ayrıca takliden oluşturulmuş bu imzaların, ——-gerçek imzası ile genel görünüm itibariyle ciddi benzerlikler taşıdığı ve üçüncü şahıslar nezdinde iğfal kabiliyetine haiz olduğu,davacının ilk zamanlar hesap girdi ve çıktılarını denetlediği, ancak ilerleyen zamanlarda bu görevi yerine getiremediği, daha sonra şirket girdisi ile harcamalar arasında büyük oransızlık tespit edildiği, ——- çalıştığı dönem içerisinde birçok sahte talimat düzenleyerek bankalardan para tahsilatı yaptığı, bunları şirkete vermediği, yine şirketin çeklerini keşide ederek ve yetkililerin imzalarını taklit ederek, sahte talimatlarla bankalardan para çektiğinin tespit edildiği, bunun üzerine davacının çalışanı ——hakkında——-Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikayette bulunduğu, yapılan soruşturma sonucunda ——– hakkında——Cumhuriyet Başsavcılığı’nın —–soruşturma,—— 01.12.2010 tarih, ——- numaralı iddianamesinin düzenlendiği, iddianamenin—— Asliye Ceza Mahkemesi’nce kabul edildiği, yapılan yargılama sonucunda —–Asliye Ceza Mahkemesi’nin—— sayılı kararı ile sahte imza ile ve sahte talimatlarla müşteki şirketlerinin bankalardaki hesaplarından paralar çektiği, şirketlere ait bir miktar parayı da üzerine geçirdiği, müştekilerin zararının giderilmediği, böylelikle üzerine atılı Hizmet Nedeniyle Güveni Kötüye Kullanma suçunu işlediği gerekçeleriyle, eylemine uyan sevk maddeleri gereğince 1 yıl hapis ve 5 gün karşılığı adli para cezası ile cezalandırılmasına, verilen hapis cezasının ertelenmesi karar verildiği, mahkeme kararının ——–sayılı ilamı ile onandığı,
Tarafların kusur ve sorumluluklarının değerlendirilmesi:
Davacı şirket yönünden: ihbar olunan—— tarafından, davacının dava konusu 120.000 TL zararının meydana gelmesine sebep olunduğu, söz konusu talimatlar üzerindeki imzaların, dosyaya sunulan grafoloji uzmanı bilirkişi raporuna göre, davacı şirket yetkilisi—— eli ürünü olmadığı, şahsın gerçek imzasına benzetilme gayretiyle takliden atılmış imzalar olduğu, ayrıca takliden oluşturulmuş bu imzaların,——-gerçek imzası ile genel görünüm itibariyle ciddi benzerlikler taşıdığı ve üçüncü şahıslar nezdinde iğfal kabiliyetine haiz olduğu, —— çalıştığı dönem içerisinde, davacının ilk zamanlar hesap girdi ve çıktılarını denetlediği, ancak ilerleyen zamanlarda bu görevini yerine getiremediği, böylece ——- dava konusu suistimalleri gerçekleştirmek için yeterli zamanı ve imkanı bulduğu, ayrıca davacının davalı banka ile imzaladığı —– Çerçeve Sözleşmesi uyarınca; kendisine verilen internet bankacılığı şifresi de kullanmak suretiyle, davalı bankanın internet bankacılığı hizmetlerinden de yararlanabilmekte olduğu, davacının, internet bankacılığı üzerinden, hesap bakiyesini inceleme, hesap hareketlerini inceleme vb. işlemleri bilgisayarından kendisi gerçekleştirebilmekte olduğu, davacının hesaplarından dava konusu usulsüz/yetkisiz para çekilişlerinin 12.02.2008, 13.02.2008 ve 18.02.2008 tarihlerinde gerçekleştirildiği, davacının ise söz konusu zararının tazmin edilmesi için davalı bankaya —–Noterliğinin——– yevmiye numaralı ihtarnamesini 1,5 yıl sonra, 28.08.2009 tarihinde gönderdiği, icra takibini ise 08.09.2009 tarihinde başlattığı, davacının hesapları üzerindeki denetimi yapmakla yükümlü olduğu, ancak davacının bu yükümlülüğünü yerine getirmeyip, bu durumun ancak 1,5 yıl sonra farkına vardığı, bütün bu nedenlerle, davacının,——-tarafından, davacı şirketin kaşesi basılarak ve yetkili imzası taklit edilerek imzalanmış bulunan yazılı talimatlar ile, davacının ——- numaralı mevduat hesabından, davacı şirketin bilgisi ve rızası olmadan, 12.02.2008 tarihinde 10.000 TL ve 13.02.2008 tarihinde 10.000 TL ve 18.02.2008 tarihinde 100.000 TL olmak üzere toplam 120.000 TL’nin banka şubesinden tahsil edilerek zarara uğratılmasında; davacının ihmalinin ve ağır kusurunun bulunduğu, kanaatine varılmıştır.Davalı banka yönünden: Davalı —— ile davacı ——- arasında imzalanan Bankacılık Hizmetleri ve Sermaye Piyasası İşlemleri Çerçeve Sözleşmesi’nin 20. maddesine göre, Banka’nın, Müşteri’nin ve onun yetkili temsilcisinin kimliklerini kendilerine verilmiş bulunan imza örneklerini, sözü geçenlerin faks talimatlarına atacakları imzalarla karşılaştırmak suretiyle denetleyeceği ve inceleyeceği, Banka’nın, imza karşılaştırmasını makul bir dikkatle yapacağı ve ilk bakışta anlaşılamayacak olan imza benzerliklerinin sonuçlarından sorumlu olmayacağı, dosyaya sunulan grafoloji uzmanı bilirkişi raporuna göre de, talimatlar üzerindeki imzaların, davacı şirket yetkilisi ——- eli ürünü olmadığı, şahsın gerçek imzasına benzetilme gayretiyle takliden atılmış imzalar olduğu, ayrıca takliden oluşturulmuş bu imzaların,——– gerçek imzası ile genel görünüm itibariyle ciddi benzerlikler taşıdığı ve üçüncü şahıslar nezdinde iğfal kabiliyetine haiz olduğu, davalı bankanın, kendisine gelen talimatı, talimat üzerindeki yetkili imzayı, kendisine ödeme yapılacak üçüncü kişinin kimlik bilgilerini kontrol etmekle birlikte, dosya kapsamına göre; davacının hesabından, üçüncü bir kişiye talimat ile bu güne kadar bu denli yüklü bir miktarlarda nakit ödeme yapılıp yapılmadığının da göz önüne alınarak, davacı şirketin yetkilisi tarafından davalı bankaya talimatın sözlü olarak teyit edilmemiş olması sebebiyle, davacı şirketin yetkilisinden telefon ile talimatın sözlü olarak teyidin alınması önemli ve zaruri olduğundan, bunun yapılması durumunda davaya konu uyuşmazlığın ve zararın meydana gelmesi önlenebileceğinden, davalı bankanın Bankacılık Hizmetleri ve Sermaye Piyasası İşlemleri Çerçeve Sözleşmesi’nin 20. maddesinde yazılı sorumsuzluk hükümlerinin hukuken korunamayacağı ve bankaların, sahip oldukları vasıfları sebebiyle bankacılık işlemlerinin güvenilen tarafı konumunda olduğu, bu durumun, bankaların bir güven kurumu olarak kabul edilmesini ve bankanın sorumluluğunun özel güven sebebiyle ağırlaştırılmasını gerektirmekte olduğu, bankaların ağırlaştırılmış sorumluluğun bir gereği olarak objektif özen yükümlülüğü altında bulunmakta olup, buna karşılık hafif kusurlarından dahi sorumlu olduğu, bankaların tacir olarak bütün işlemlerinde basiretli davranma yükümlülüğünün herhangi bir tacirden farklı olup, bu sebeple bankalardan beklenen basiret ölçüsü ve özen yükümlüğünün daha ağır olduğu, —— tarafından,——- kağıda Banka’ya hitaben yazılmış, davacı şirketin yetkili imzası taklit edilmek suretiyle imzalanmış bulunan yazılı talimatlar ile, davacının——- numaralı hesabından, davacının bilgisi ve rızası olmadan, 12.02.2008 tarihinde 10.000 TL, 13.02.2008 tarihinde 10.000 TL, 18.02.2008 tarihinde 100.000 TL olmak üzere toplam 120.000 TL’nin davalı bankadan tahsil edilmesi suretiyle davacının zarara uğratılmasında; davalı bankanın ihmalinin ve kusurunun olduğu,Birleşen davada davacı şirketin yukarıda da belirtildiği üzere ihbar olunan —– tarafından belirli zaman aralıklarında davalı bankadan —— antetli kağıda Banka’ya hitaben yazılmış, davacı şirketin yetkili imzası taklit edilmek suretiyle imzalanmış bulunan yazılı talimatlar ile çekilen paralarla davacı şirketin zarar uğratılmasında şirketin basiretli tacir gibi davranıp denetim yükümlülüğünü yerine getirmediğinden %60 ağır kusurlu değerlendirildiği, davalı bankanın ise bir güven kurumu olarak kabul edilmesini ve bankanın sorumluluğunun özel güven sebebiyle ağırlaştırılmasını gerektirmekte olduğu, bankaların ağırlaştırılmış sorumluluğun bir gereği olarak objektif özen yükümlülüğü altında bulunmakta olup, buna karşılık hafif kusurlarından dahi sorumlu olduğu, bankaların tacir olarak bütün işlemlerinde basiretli davranma yükümlülüğünün herhangi bir tacirden farklı olup, bu sebeple bankalardan beklenen basiret ölçüsü ve özen yükümlüğünün bulunduğu göz önünde bulundurulduğunda davalı bankanın icra takibine konu edilen asıl alacak yönünden %40 kusurlu olduğu değerlendirilmiş ve %40 kusur oranına göre asıl alacak ve faiz hesabı yapılarak birleşen dava yönünden de davanın kısmen kabulüne, şartları oluşan icra inkar tazminatının kabulüne, şartları oluşmayan kötüniyet tazminat talebinin reddine dair aşağıda hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
ASIL DAVA YÖNÜNDEN
Davanın KABULÜNE,
1-100.000,00 TL’nin 18/02/2008 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2- Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 6.831,00 TL harcın, davacı tarafından yatırılan 135,00 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 6.696,00 TL’nin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davacı tarafından yatırılan 135,00 TL harcın davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
4- Kabul edilen dava yönünden Avukatlık Asgari Ücret tarifesine göre davacı lehine takdir olunan 16.000,00 . TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
BİRLEŞEN DAVA YÖNÜNDEN
Davanın KISMEN KABULÜNE,
——- esas sayılı dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 48.000,00 TL asıl alacak, 17.389,04 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 65.389,04 TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
5-Asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar %18 reeskont faizi işletilmesine,
6-Asıl alacak 48.000,00 TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
7-Davalının koşulları oluşmayan kötü niyet tazminat talebinin reddine,
8-Harçlar Kanununa göre birleşen davadan alınması gerekli 4.446,73 TL harcın, davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
9-Davacı tarafından asıl ve birleşen davada tebligat, posta ve müzekkere gideri olarak sarf edilen 6.895,90 TL yargılama giderinin davanın kabul ret oranına göre 5.183,94 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine artan 1.711,96 TL’sinin DAVACININ ÜZERİNE BIRAKILMASINA,
10-Davalı tarafından asıl ve birleşen dava da yargılama gideri olarak sarf edilen 2.598,00 TL’nin davanın kabul ret oranına göre 644,90 TL’sinin davacıdan tahsili ile davacıya verilmesine artan 1.953,10 TL’sinin DAVALININ ÜZERİNE BIRAKILMASINA,
11- Kabul edilen birleşen dava yönünden Avukatlık Asgari Ücret tarifesine göre davacı lehine takdir olunan 10.462,25 . TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
12- Ret olunan birleşen dava yönünden Avukatlık Asgari Ücret tarifesine göre davalı lehine takdir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
13-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,Dair taraf vekilleri ile ihbar olunan——- yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 günlük Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar açıkça okunup usulün anlatıldı.