Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/687 E. 2018/223 K. 13.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İstanbul Anadolu
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/687 Esas
KARAR NO : 2018/223

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/05/2016
KARAR TARİHİ : 13/03/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı firma ile Almanya’ya yapılacak nakliye hizmeti konusunda anlaşmaya vardığını, yükün taşınması esnasında, Bulgaristan Gümrüğünde, maiın ihracata uygun olmaması gerekçesi ile aracın yola devam etmesine izin verilmediğini, bu nedenle uğradığı zararı karşılamak amacı ile düzenlediğini, bekleme ve navlun fatura bedeli olan 12.718,73 TL nı davalının ödemekten imtina ettiği için hakkında İstanbul Anadolu —- İcra müdürlüğünde — esas dosya ile icra takibi yaptığını, davalının bu icra takibinin durdurulmasına ilişkin itirazı nedeni ile davacının itirazın İptali ile icra takibinin kaldığı yerden devamına hükmedilmesine karar verilmesi talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrar etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Malın yükleyicisinin kendileri olmadığını, bizzat davacı şirketinde beyan ettiği üzere — San. Tic. Ltd. Şti. olduğunu, kendilerinin aracı olduğunu, taşıma ilişkisinin hizmetten yararlanan bu şirketle davacı arasında olduğunu, malın gümrük, ihracat ve kara beyannameleri incelendiğinde yükleyicinin bu şirket olduğunun anlaşıldığını, zaten davacınrn da tüm taşrma süreci boyunca işin niteliği gereği bu şirketle irtibat halinde olduğu dolayrsı ile davacının iddiasına konu olan alacağjn muhatabının kendileri olmadığını, taşınan emtia ile ilgili davaa ile aralarında bir taşıma sözleşmesi bulunmadığını, bu cihetle taşıtan konumunda olmadıklarını iddia ettiğini, dava konusu faturaların kendilerine 27.06.2013 tarihinde tebliğ edildiğini, buna karşın İzmir —- Noterliğinin —sayılı ihtarnamesi ile 03.07.2013 tarihinde adı geçen faturaları ihtarnamede belirtilen gerekçelerle davacıya iade ettikleri ve kayıtlarına almadıklarını, taşımanın gerçekleştirilememesinin davacı şirkete ait olduğunu, bu konudaki temel sıkıntının gümrükleme sırasında düzenlenen ” — ” nedeni ile doğduğunu, yükleyici firmanın hazırlattığı bu belgeye yazılması gereken plaka bilgisinin davacı tarafından —- olarak bildirildiği halde daha sonra değiştirildiği ancak —- olarak değiştirilen bu plaka ile ilgili yeni bir belge düzenlet ilmesi gerekirken, bu plaka değişikliğinin davacı tarafından mevcut belge üzerine kalemle ilave edildiği belgedeki bu usulsüzlük nedeni ile gümrükten geçişin sağlanamadığını, davacının taşımaya ilişkin talep etmiş olduğu bazı belgelerin ise, gümrük kapılarındaki veterinerlerce doldurulması gereken belgeler olduğunu, bu belgelerin yükleyici veya kendileri tarafından doldurulmasının mümkün olmadığını, haksız ve hukuka aykırı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve dosya içeresinde toplanan delillerin bir bütün olarak irdelenmesi sonucu;
Dava, uluslararası taşıma sözleşmesine dayalı olarak düzenlenen fatura alacağının takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı vekilinin, müvekkilinin davalı firmayla uluslararası karayolu taşımacılığı konusunda anlaşmaya vardığını, emtianın müvekkili tarafından taşınması esnasında Bulgaristan Gümrüğünde geçerli sertifikanın olmaması sebebiyle aracın devamına izin verilmediğini, bu nedenlerle düzenlenen navlun ve bekleme ücretlerine ilişkin faturalar nedeniyle müvekkilinin toplamda 12.718,73 TL bakiye hesap alacağının olduğunu iddia ettiği,
Davalı vekilinin, müvekkil şirketin malın yükleyicisi olmadığını, müvekkilinin yalnızca aracı – komisyoncu olduğunu savunduğu görülmüştür.
Alınan beyanlar, dosyaya sunulan bilgi ve belgeler itibariyle taraflar arasındaki ihtilafın; taraflar arasında uluslararası taşıma sözleşmesinin düzenlenip düzenlenmediği, sözleşmenin tarafları bağlayıcılığı, sözleşmeye dayalı olarak düzenlenen fatura alacağının yerinde olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
09.03.2017 tarihli kök raporda özetle;
Dosyaya taşıma akdinin sunulmadığı ancak, davalının komisyoncu olduğunu kabul ettiğine dair beyanları ve davalının, malların taşıma durumunu öğrenmek amacıyla davacıya gönderdiği 03-04.12.2012 tarihli e-posta yazıları itibariyle, dava dışı şirketin gönderen, davalının ilk taşıyıcı ve davacının fiili taşıyıcı olduğunun anlaşıldığı, bu haliyle davalının zarar iddiasının muhatabı olduğu,
İhraç edilen ürünün özelliği gereği ihracatçı tarafından hazırlanıp davacıya gönderilen bu sertifika üzerindeki plaka bilgilerinin bulunduğu sütuna davacı elemanları tarafından elle müdahale edilerek plaka değişikliği yapıldığı, bu tür değişikliklerde belgenin ilgili kurumdan yeniden çıkarılması gerektiği halde ve göndericinin uyarısına rağmen davacının buna dikkat etmediği bu belge nedeniyle malın ihracına onay verilmediği iddiasının incelenmesinde, bir kopyası dosyada bulunan bu belgenin incelenmesinde, belgeye elle değiştirilen ikinci bir plaka yazıldığının görülmediği,
Hamule senedinin 01.12.2012 günlü olduğu, Bakanlık tarafından hazırlanan, orjinalinde —plakası yer alan ancak el ile — plakası derç edilen Sağlık Sertifikasının ise 01.12.2012 günlü olduğu, Bulgaristan yetkili makamları tarafından 04.12.2012 günlü — tanzim edildiği bu belgede plakanın — olarak derç edildiği,
CMR Konvansiyonun 11. Maddesinde, “1. Malların tesliminden önce tamamlanması gereken gümrük ve diğer formalitelerin yerine getirilmesi için, gönderici, lüzumlu belgeleri sevk mektubuna iliştirecek yahut da taşımacıya verecek ve talep ettiği diğer bilgileri kendisine sağlayacaktır. 2. Taşımacı bu belgelerle verilen bilgilerin doğruluğunu ve yeterliliğini incelemek zorunda değildir. Gönderici bu gibi belgelerin bulunmaması, yetersiz olması veya usule aykırı oluşundan doğacak zarar, ziyan ve hasardan, taşımacıya karşı sorumludur. Ancak, taşımacının hatası veya ihmali görülen durumlar bu hüküm dışındadır.” hükmünü içerdiği,
Davalı …, Davacı … ün taşıma yapılacak aracın plakasının — olarak bildirildiği iddiasını ispat edemediğinden, CMR11.1 maddesine göre davacının, yedine verilen belgelerle verilen bilgilerin doğruluğunu inceleme ödevi altında olmadığından, Bakanlık tarafından hazırlanan, sertifikaya taşımada kullanılmayan — plakalı aracın derç edilmesi nedeni ile bir zararın doğmuş olması halinde bu zarardan davalının sorumlu olacağı tespitinin yapıldığı görülmüştür.
29.01.2018 tarihli ek raporda özetle;
Taşımada, gönderen olarak yer alan dava dışı —, taşımaya konu 1.000 Kg yarasa gübresi için 27.11.2012 gün — nolu satış faturası tanzim ettiği, davacının, bu yükün de aralarında bulunduğu 6396 adet kap için — plakalı araca bağlı TIR Karnesi tanzim ettiği ve bu TIR karnesinin Kapıkule Gümrük Müdürlüğünce 01.12.2012 günü kapandığı, davacının, ikinci kere ancak bu kez, 1.000 Kg yarasa gübresi dışında kalan 6395 adet kap için yine — plakalı araca bağlı TIR Karnesi tanzim ettiği ve bu TIR karnesi Kapıkule Gümrük Müdürlüğünce 27.12.2012 günü kapandığı, bu halde davacının — plakalı aracın 27.12.2012 – 27.12.2012 günleri arasında 26 gün beklediğini ispat ettiği,
Bekleme nedeni ile doğan zarar CMR Konvansiyonunda düzenlenmediğinden bu konuda TTK’ ya müracaat edileceği, 6102 Sayılı TTK’ nın 863/3 maddesinde, Taşıyıcı, sözleşme hükümlerine dayanarak veya kendi risk alanından kaynaklanmayan nedenlerle makul yükleme veya boşaltma süresinden daha fazla beklerse, bekleme ücreti olarak uygun bir ücrete hak kazanacağının belirtildiği, taraflar arasındaki sözleşmenin 12. maddesinde bekleme ücreti 200 € / gün olarak belirlendiği, davacının hak kazanacağı bekleme ücretinin 200 € x 26 gün = 5.200 € olduğu, Davacının 4900 Euro bedelli faturanın bekleme faturası olduğunu iddia etse de 13.06.2013 günlü faturanın 3.200 Euroluk kısmının bekleme ücreti olduğu, davacının 3.200 € bekleme ücreti talebinin yerinde olduğu,
Davacının, yaşanan gecikme nedeni ile —Ltd. Şti. nin reklamasyon bedeli tahakkuk ettirdiğini beyan ettiği, CMR 23/5 maddesinde, gecikme halinde, hak sahibi zarar ve ziyanın bundan ileri geldiğini kanıtlarsa, taşımacı bu zarar ve ziyan için taşıma ücretini geçmemek üzere tazminat ödeyeceğinin hüküm altına alındığı, davacının, taşımada yaşanan gecikme nedeni ile —. Ltd. Şti. nin uğradığı zararı ispat edemediğinden bu başlık altındaki talebinin yerinde olmadığı,
Davacının düzenlediği, 4.900 Euro bedelli faturanın 1.100 Eurosu İzmir – Bulgaristan arası gidiş dönüş ücreti olduğu, sözleşmede navlun ücretinin 200 € olarak belirlendiği, davacının, 200 € bedelli faturanın 150 € su İzmir – Almanya navlun ücreti olması sebebiyle gidiş navlun ücretini faturalandırdığından artık bunu tekrar talep edemeyeceği, davacının Bulgaristan – İzmir için 150 € navlun talep edebileceği,
Davacının, navlun bedelini 463,34 TL ve 4.900 Euro bedelli faturayı ise 12.255,39 TL ile defterlerine işlediği ancak davacının bu faturadan doğan alacağı 3.200 € (bekleme ücreti) + 150 € (dönüş navlunu) olmak üzere 3.350 € olduğu, 3.350 € X 2,4992 TL (Taraflar arasındaki sözleşmenin 20. maddesine göre 13.06.2013 günlü TCMB efektif satış kuru) = 8.372,32 TL olduğu, davacının nihai alacağı 463.34.TL (gidiş navlunu) + 8.372,32 TL (bekleme ücreti + dönüş navlunu) = 8.835,66 TL olduğu tespitinin yapıldığı görülmüştür.
Özeti açıklanan işbu raporlar, taraf beyanlarını, dosyaya sunulan bilgi ve belgeleri karşılar mahiyette olması sebebiyle mahkememizce de benimsenmiştir.
Davalının aracı – komisyoncu olduğuna dair beyanları, taraflar arasındaki e- posta yazıları itibariyle, dava dışı şirketin gönderen, davalının ilk taşıyıcı ve davacının fiili taşıyıcı olduğunun anlaşıldığı, CMR 11.1 maddesine göre davacının, verilen bilgi ve belgelerin doğruluğunu inceleme ödevi altında olmadığından, Bakanlık tarafından hazırlanan, sertifikaya taşımada kullanılmayan — plakalı aracın derç edilmesi nedeni ile oluşan zarardan davalının sorumlu olduğu, gümrük işlemleri kapsamında davacının 26 gün beklediğinin tespit edildiği, bu kapsamdaki 3.200 Euroluk talebinin yerinde olduğu, yine davacının Bulgaristan – İzmir için 150 € navlun talep edebileceği, bu kapsamda toplam 8.835,66 TL yönünden itirazın iptali gerektiği, taraflarca sunulan diğer iddia ve savunmaların ispatlanamadığı kabul edilmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Açılan davanın KISMEN KABULÜ ile KISMEN REDDİNE,
Davalının, İAA —.İcra Müd. — Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile,
Takibin 8.835,66 TL asıl alacak yönünden kaldığı yerden aynen devamına,
Fazlaya ilişkin istemin ispatlanamamış olması nedeni ile reddine,
Alacağın yargılama ile belirlenebilir nitelikte olması nedeni ile şartları oluşmayan icra inkar tazminatının reddine,
Karar tarihinde alınması gerekli 603,56 TL harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılan (217,20+63,50) toplamı 280,70 TL harçtan mahsubu ile bakiye 322,86 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yapılan tebligat gideri, müzekkere gideri, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.085,00 TL yargılama giderinin davanın kabul oranına göre belirlenen 1.438,65 TL sini ve davacı tarafça peşin olarak yatırılan 217,20 TL harç gideri toplamı 1.655,85 TL nin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre ve kabul oranına göre belirlenen 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre ve ret oranına göre belirlenen 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde BAM nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/03/2018