Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/641 E. 2020/634 K. 25.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
ESAS NO: 2016/641 Esas
KARAR NO: 2020/634
DAVA: Tapu kaydının iptali ve tescili, borçlu olmadığının tespiti, gayrimenkul-menkullerin kullanımı nedeniyle maddi tazminat (İnanç Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/05/2016
KARAR TARİHİ: 25/11/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tapu kaydının iptali ve tescili, borçlu olmadığının tespiti, gayrimenkul-menkullerin kullanımı nedeniyle maddi tazminat (İnanç Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ, DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle, davacı ————– parselde kayıtlı taşınmazların maliki iken, bu taşınmazları üzerine ağır imalata uygun bina—– adet——– diğer—– yapmış ve tahkim edilmiş fabrika binası, idari birimler ve depo bölümlerinden oluşan binalar inşa ettiğini, davacı —- sahibi bulunduğu ———- anılan gayrimenkuller üzerindeki fabrika metal profil ürettiğini, davalı——– davacının ürettiği profilin hammaddesini oluşturan galvaniz sac ithalatı yaptığını, davacı ile davalı arasında hammadde alımı nedeniyle ticari ilişki bulunduğunu, davacı şirketin davalıdan daha önceki alımlardan kalan takriben —- civarında cari hesap borcu bulunduğunu, davacı —–davalıların oluşturduğu güven sonucu teminat olarak birlikte üretim ilişkisi sona erdikten ya da ticari ilişkileri sonlandırdıktan sonra iade edilmek üzere ——-yevmiye numaralı işlemle bedelsiz olarak satış gibi gösterilerek üç adet gayrimenkulun tapu kaydının—— devredildiği, gayrimenkullerin tapusunu devretmiş olmasına rağmen davalıların rehin sözleşmesi yapılmasına ilişkin istek ve baskıları sonucu davacıya —— tarih ve —– yevmiye nolu rehin sözleşmesi imzalandığı, davalıların ——– tarihinden itibaren fabrikaya tamamen fiilen el koyarak davacı şirketin işçilerini dışarı attığını, atılan işçilerin ödenemeyen ücretleri ile haksız olarak işten çıkarılmalarına dayalı tazminatları davacı tarafından başkaca menkul, gayrimenkul ve araçları satılarak karşılanmaya çalışıldığını, davacı ile davalı arasında inanç sözleşmesine dayalı bir ilişkinin söz konusu olduğunu, davalının teminat amaçlı devredilen mülkiyet hakkını——– iade etme yükümlülüğünün olduğunu, teminat olarak verilen gayrimenkulün ——- alan üzerine kurulu,—— tarihinden itibaren davalının kullanımında olduğunu, bu itibarla———– tarihinden itibaren aylık getirebileceği kiranın belirlenmesini, varsa davacının borcunun mahsubundan sonra geri kalan miktarı iade etmesi gerektiğini, çünkü teminat amaçlı devredilen gayrimenkullerin iadesinin kira gelirlerini kapsadığını, davacı şirketin davalıya borcunun kalmadığını, davalı ile ortak üretim kararı alındığı tarihte—— sonlarında cari hesap nedeniyle ——— civarında borç olma ihtimali olsa da davalı ile olan hammadde alışverişinde her alım karşılığı ücretler nakit, çek, müşteri çeki vermek suretiyle ödendiğinden borç kalmadığını, karşılıksız çıkan çek ve senetler nedeniyle borç oluşmuşsa da bu konularda davalının davacıya açık bir borç bildirimi yapmadığını, sadece uyuşmazlığa düşüldükten sonra davalılar tarafından —– tarihli icra takibi ile —— cari hesap alacağının varlığı iddia edilmiş ise de davacı tarafça kabul edilmediğini, taraflar arasında kararlaştırılan birlikte üretime davalıların temin edeceği hammadde tedariki nedeniyle teminat oluşturmak üzere —– devredilen ve bir borç kalmamasına rağmen iade edilmeyen——- parselde kayıtlı —— gayrimenkullerin üzerine üçüncü kişilere devrinin, üzerinde ayni veya şahsi bir hak tesis edilmesinin önlenmesi zımnında teminatsız veya Mahkemece takdir edilecek bir teminat karşılığı ihtiyati tedbir konulmasını, davalarının kabulü ile tarafların muhasebe kayıtlarının tetkiki ile taraflar arasındaki ticari ilişki sonucu var olan alacak – borç ilişkisinin belirlenmesi, davacı aleyhine var olan bir borç çıkarıldığı takdirde, davalılar tarafından fiilen kullanılarak ya da kiraya verilerek elde edilen dava konusu gayrimenkullere dair——- hesabından ortaya çıkan miktardan borcun düşülerek, herhangi bir borç kalmadığının, bu nedenle de davacı şirketin borçlu bulunmadığının tespiti, borç tespit edildiği takdirde davacıya Mahkeme veznesine depo ettirilmesi, davalıya, taraflar arasında gerçekleşen birlikte üretime dayalı inanç sözleşmesi nedeniyle bedelsiz bir şekilde teminat amaçlı devredilen ve iade edilmeyen —— parselde kayıtlı gayrimenkullerin davalı—— adına olan kaydının iptali ile davacı ——- iadesi ile tapuya kayıt ve tesciline, davalılarda ——— teçhizatının bulunduğu gayrimenkulün davalılar tarafından —- tarihinden itibaren kullanılması, kiraya verilmesi nedeniyle tahakkuk edecek tazminattan fazlaya ilişkin haklarını mahfuz tutarak şimdilik —— maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, zamanaşımı ve dava harcı yönünden itirazlarının yanı sıra esasa ilişkin itirazlarında davacı tarafın dava dilekçesinde bir takım maddi olayları sıralayarak konu ile ilgili olmayan gerçek dışı olaylar ve bu olaylara dayalı beyanlarda bulunduğunu, üretim ortaklığı senaryosunu kendi kafasından canlandırdığı bir olay olduğunu, müvekkilinin hiçbir zaman fabrika vs. gibi üretim faaliyetinde bulunmadığını, dava konusu taşınmazların müvekkillerine satışını müteakip müvekkillerinin iyi niyetli olarak yine de aldığı malı iade etmeyi kabul ettiğini ve kendisine —– süre verdiğini, fakat aradan —- sene geçtikten sonra gayrimenkul ve emtia fiyatlarının yükselmesinden faydalanarak tehdit etmeye başladığını ve — tehditlerinin devam ettiğini, bu bakımdan inançlı muamele diye bir durumun söz konusu olmadığını, davacı tarafın müvekkiline hitaben verdiği —– tarihli ibranameyi ve davalı —-hitaben davacı —— kendi el yazısı ile yazarak imzaladığı beyan ve taahhütnameyi ekte sunduklarını, tüm bu nedenlerle davanın her yönü itibari ile redde mahkum olduğunu, hiçbir belgeye dayanmayan davanın reddine, diğer yönden zamanaşımı yönünden de reddine karar verilmesi talep etmiştir.
DAVANIN VE UYUŞMAZLIK KONULARININ TESPİTİ, DELİLLER, DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ NEDENLER VE SONUÇ:
1-Davanın ve uyuşmazlık konularının tespiti: Dava, inanç sözleşmesine dayalı tapu kaydının iptali ve davacı adına tescili, borçlu olmadığının tespiti, gayrimenkul-menkullerin kullanımı nedeniyle maddi tazminat istemlerine ilişkindir.
Ön inceleme duruşmasına kadar, taraflar arasındaki uyuşmazlığın,
a-Dava zamanaşımı süresinin dolup dolmadığı,
b-Taraflar arasında düzenlenen —— tarihli ibranamenin geçerli olup olmadığı,
c-Davacıların, davalılara borçlu olup olmadıkları, borçlu iseler, borç miktarının ne kadar olduğu,
ç-Davacı—– davaya konu taşınmazların, davalı —— olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tescilini isteyip isteyemeyeceği,
d-Davacıların, davalılar tarafından kullanılan veya kiraya verilerek gelir elde edilen fabrika, idari binalar, depo, makine teçhizatının kullanılması ve kiraya verilmesi nedeniyle maddi tazminat isteyip isteyemeyeceği, isteyebilecekse, maddi tazminat miktarının ne kadar olması gerektiği noktalarında toplandığı tespit olunmuştur.
2-DELİLLER:
2-a)—- tarihli ibraname: ——- adına — tarafından imzalanan—- tarihli el yazılı ibranamede ————- birbirimizi karşılıklı olarak —— tarihi itibariyle borç alacak kalmaması nedeniyle ibra ederiz” beyanlarının yer aldığı anlaşılmıştır.
2-b)—–tarihli beyan yazısı:—-tarafından imzalanmış —– tarihli beyan yazısında——– sattığım —- tarihine kadar parasını getirdiğim taktirde — —- satın alacağım. Bu tarihe kadar parayı getiremediğim taktirde bu konu bir daha gündeme gelmeyecek ve boy kesme makinesi ve fabrika binası ile borç alacak kapanmış olacaktır.” şeklinde beyanların yer aldığı anlaşılmıştır.
2-c)—-tarihli ticari isletme rehnî sözleşmesi:—- arasında akdedilen ———yevmiye nolu ticari işletme rehni sözleşmesinde;
——– bir tarafta —- kayıtlı bulunan —— adresinde kayıtlı—— ile diğer tarafta —— kayıtlı ——- adresinde ticari faaliyette bulunan ————-aşağıdaki bentlerde anılan borçların teminatım teşkil etmek üzere belirtilen hüküm ve şartlarla ——– olunması akt ve teati edilmiştir.
Madde 1: Sözleşme, sözleşmenin yapıldığı tarihte mevcut olan ve borçlunun faaliyetlerine tahsis edilmiş bulunan ekli listede sayılan makina ——– mallar jve borçlunun adma doğmuş, doğacak tüm risk ve borçların ana para tutarlarının hunlarla ilgili aylık —– vade farklarının, kur farklarının, her türlü giderlerinin, yargılama ve yasal takip masraflar ile avukatlık ücretlerinin ————kapsamanda tutulacağına beyan ederek, — tüm risklerinin teminatım oluşturmak üzere toplam rakamla —— kadar olan meblağ üzerinden—– hüküm doğurmak ve fekki alacaklı tarafından bildirilinceye kadar geçerli olmak koşuluyla 1 .(birinci) derecede ve 1. (birinci) sırada —— edilmesi işbu sözleşme çerçevesinde taraflarca kabul edilmiştir.
Madde 2: Alacaklı rehni üzerinde rehin teses edilmiş olan ——- unsurları borçlu tarafından ALACAKLI lehine, ALACAKLI’nın lüzum göreceği tehlikelere karşı yine ALACAKLI’nın da onaylayacağı bir sigorta şirketine sigorta ettirilecek, anılan sigortanın önceden yapılması halinde ise sigorta poliçelerini bir zeyilname ile ALACAKLI’ya devir ve ciro edilecek, müddeti biten sigortalar yenilenecek, sigorta primlerini zamanında ödendiği tevsik edilecektir. Sigorta işlemlerinin zamanında yapılmamasından veya gecikmesinden doğacak sorumlulukların kendisine ait olduğunu ——- unsurların değerlerini her ne sebeple kısmen veya tamamen kaybetmesi halinde sigorta bedellerini Alacaklı şirket tarafından sigorta şirketinden alınmasını ve borçlarına mahsup edilmesine, anılan bedel borçlarını karşılamadığı takdirde kalan miktar için talep tarihinden itibaren ——— tarafından kabul edilecek yeni teminatlar vermeyi veya anılan meblağı defaten ödemeyi borçlu kabul ve taahhüt eder.
Madde 3: Borçlu, borçlarının rehin miktarım aşması veya her ne sebeple olursa olsun ticari işletme ve unsurlarının değerinin düşmesi halinde ALACAKLI’nın talebinden itibaren ——- kabul edeceği yeni teminat vermeyi, bu husus temin edilmediğinde borçlarından herhangi birisinin vadesi geldiği halde vadesinde ödenmeyen borç v.s. masrafları ile birlikte ödenmediği veya acze düşmesi veya iflasına karar verilmesi halinde borçlarının tamamının muacceliyet kespetmesini, rehnolunan ——-unsurlarının takipli satılarak vadesi gelmiş olan veya olmayan bütün borçlarının tasviyesini kabul eder.
Madde 4: Borçlu rehne dahil unsurlarını Alacaklı’nın muvafakati olmaksızın devretmemeyi, bir aynı hak ile takyit etmemeyi, başka bir mahalle nakletmemeyi veya başkaları ile değiştirmemeyi taahhüt eder. Borçlu bu hususlara riayet etmediği takdirde mevcut borçlarının tamamının muaccel olmasını ve rehinle temin edilen borç miktarına kadar ayrıca tazminat ödemeyi kabul eder.
Madde 5: —–tesis ve tescili ile ilgili noter harçları ve masraflar borçlu tarafından ödenecektir.
Madde 6: ———mevcudiyeti, borçlu tarafından rehin alınmadan önce dahi iflas yolu ile takibe geçilmesine mani değildir, ayrıca borçludan rehin miktarı için ipotek v.s. başkaca teminatların alınmış ve bunlar üzerinden takibe geçilmiş olması, —— paraya çevrilmesi yolu ile takibe geçilmesine mani değildir.
Madde 7: Borçlu aleyhine bir icra takibine zorunluluk hasıl olduğu takdirde icra masraflarını,vekalet ücreti, tahsil ve cezaevi haremi da ödemeye kabul ve taahhüt eder.
Madde 8: Borçlu, alacaklılar tarafından her hangi bir konuda yapılacak her türlü tebligatın işbu sözleşmenin giriş bölümünde belirtilen adrese yapılmasını ve bu şekilde yapılan tebligatın kanuni ikametgahına veya şahsına yapılmış olarak kabul edileceğini ve muteber olacağım beyan ve taahhüt eder.
Madde 9: Borçlu, Ticari İşletmenin amacına tahsis edilen ve ——-bendinde belirtilen unsurlar Alacaklı lehine tesis edilen işbu —– sözleşmesindeki unsurlara münhasırdır.” hükümlerine yer verilmiştir.
2-ç)—— tarihli duruşma zaptına geçen ifadesi: — tarafından —–sayılı dosyasında —- tarihli duruşma zaptına yer alan ifadesinde ———adında şirketimiz vardı, sonra ——oldu, biz —– üzerine ticaret yaparız, suç tarihinde —————adında şirketi vardı, hatırladığım kadarıyla —— yıllarında sanığın şirketi ile ticari ilişkiye başladık, bizden aldığı mala karşılık ——— civarında bize borçlandı ve borcunu ödeyemedi, karşılığında kendi teklifi üzerine borcuna karşılık bize fabrikasının tapusunu devretmeyi kabul etti ve bize tapusu ile beraber devretti, ticari ilişkiye de devam etmek istediğini, mal almak istediğini belirtti, bizde kabul ettik, borç bittiği takdirde fabrikayı tapusu ile beraber iade edeceğimiz konusunda anlaştık, anlaşmamıza göre yeni aldığı mala karşılık borcunu — günde ödeyecekti, bizden aldığı malı sattığı takdirde yaptığı karın——– eski borçtan düşecektik, fakat sanık bu taahhütlerin hiçbirini yerine getirmedi, malzeme almaya devam ettiği halde ödemesini yapmadığı gibi borç — katına çıkınca yani —–çıkınca kendisine mal vermeyi durdurduk. Kendisine borcu ödemesi için —– süre verdik, borcunu ödeyip tapusunu geri almasını istedik. —-aylık olmak üzere —-müsaade ettik. Biz “bunu yazılı sözleşmeye tabi tutalım” dedik, —- süre verdik. Ancak hiçbir borcunu ödemedi. Kendisi ile – ay süre sonunda ibralaşarak —- fabrikaya saydık.—– makinesini aldık geriye kalan —– civarındaki alacağı da —– söylediği için sildik.” şeklinde beyanda bulunduğu anlaşılmıştır.
2-d)Tapu kaydı: Dava dosyasına celp olunan ——– yazısı ekinde yer alan tapu kaydı örnekleri ile taraflarca dosyaya sunulan tapu senedi fotokopilerine göre;
2-d.1)——– taşınmazın tamamı —- yevmiye sayılı —- bedelli satış işlemi nedeni ile —- adına kayıtlı olduğu,
2-d.2)———- vasıflı taşınmazın —- adına kayıtlı iken,—— bedelli satış işlemi nedeni ile —- adına kayıtlı olduğu, ————- yevmiye sayılı satış işlemi nedeni ile —– adına kayıtlı olduğu,———- yevmiye sayılı satış işlemi nedeni ile —–adına kayıtlı olduğu,
2-d.3)—- vasıflı taşınmazın tamamı —- yevmiye sayılı —- bedelli satış işlemi nedeni ile ———adına kayıtlı olduğu anlaşılmıştır.
2-e)Taşınmazların imar durumu: Dava dosyası içinde dava konusu taşınmazların imar durumlarına rastlanılmamış olup —— yapılan incelemede, ————–
2-e.1)Dava konusu, —-parsel sayılı taşınmazın ———— kaldığı, ancak—— şeklinde kısıtlama şerhi bulunduğu,
2-e.2)Dava konusu,———– kaldığı,
2-e.3)Dava konusu,———–kaldığı anlaşılmıştır.
2-f)Keşif ve bilirkişi raporu: Mahkeme ——-fen-gayrimenkul değerleme uzmanı bilirkişi ile taşınmazların değerinin tespiti için ——- tarihinde yapılan duruşmada belirlenen —– tarihinde keşif yapılmış olup, yapılan keşifte,————- bulunan dava konusu—– sayılı taşınmazlar—— sayılı taşınmazlar —- dava konusu, ——- sayılı taşınmaz üzerinde——- tarafından atölye olarak kullanılmakta olduğu, atölye bölümünün yaklaşık ———, yapı içerisinin bir kısmının idari bina olarak düzenlenmiş olduğu, idari bina bölümünün yaklaşık —– olduğu, dava konusu,—– —- bulunmakta olduğu, reklam baskı atölyesi olarak kullanıldığı, yapının kapalı alanı yaklaşık —–olduğu, dava konusu—— taşınmaz üzerinde —- numarası alan yapı bulunmakta olduğu, halen ———– tarafından atölye olarak kullanılmakta olduğu, yapıda ——– bölümleri ile idari kısımlar mevcut olduğu, yapının betonarme karkas sistemde inşa edilmiş olduğu, yerlerin dökme ———– olarak düzenlendiği, yapının kapalı alanının yaklaşık —–olduğu tespit edilmiş olup, gayrimenkul değerleme uzmanı bilirkişi tarafından, dava konusu taşınmazların toplam değerinin——- olduğu yönünde görüş bildirilmiştir.
3-Delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hukuki nedenler ve sonuç: Dava, inanç sözleşmesine dayalı tapu kaydının iptali ve davacı adına tescili, borçlu olmadığının tespiti, gayrimenkul-menkullerin kullanımı nedeniyle maddi tazminat istemlerine ilişkindir.
Davacılar vekili; tarafların muhasebe kayıtlarının tetkiki ile taraflar arasındaki ticari ilişki sonucu var olan alacak – borç ilişkisinin belirlenmesi, davacı aleyhine var olan bir borç çıkarıldığı takdirde, davalılar tarafından fiilen kullanılarak ya da kiraya verilerek elde edilen dava konusu gayrimenkullere dair ——- hesabından ortaya çıkan miktardan borcun düşülerek, herhangi bir borç kalmadığının, bu nedenle de davacı şirketin borçlu bulunmadığının tespiti, borç tespit edildiği takdirde davacıya Mahkeme veznesine depo ettirilmesini, taraflar arasında gerçekleşen birlikte üretime dayalı inanç sözleşmesi nedeniyle bedelsiz bir şekilde teminat amaçlı devredilen ve iade edilmeyen——— kayıtlı gayrimenkullerin davalı—- olan kaydının iptali ile davacı ———- iadesi ile tapuya kayıt ve tesciline, davalılara—— davalılar tarafından —— tarihinden itibaren kullanılması, kiraya verilmesi nedeniyle tahakkuk edecek tazminattan fazlaya ilişkin haklarını mahfuz tutarak şimdilik —— maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
Davaya konu——- vasıflı taşınmazın tamamı ———- yevmiye sayılı —-bedelli satış işlemi nedeni ile ——- vasıflı taşınmazın—-adına kayıtlı iken, —- yevmiye sayılı —- bedelli satış işlemi nedeni ile —- hissesinin———– sayılı satış işlemi nedeni ile—- adına kayıtlı olduğu, —- —- yevmiye sayılı satış işlemi nedeni ile —-adına kayıtlı olduğu,—— vasıflı taşınmazın tamamı ——–yevmiye sayılı —- bedelli satış işlemi nedeni ile ——- adına kayıtlı olduğu tespit edilmiştir.
Davalı taraf zamanaşımı defiinde bulunmuştur. Zamanaşımı defi ile ilgili olarak, ————- bu tür davalarda zamanaşımı süresi on yıl olarak kabul edilmektedir. Buna göre, —— tarihli duruşmanın —— numaralı ara kararı uyarınca; ————- uyarınca zamanaşımı süresinin alacağın istenebilir hale geldiği tarih, başka bir deyişle iddiada bulunanın ferağ umudunu yitirdiği tarihten itibaren işlemeye başlayacağı, davacının ferağ umudunu davanın açıldığı tarihte yitirmiş sayılacağı, buna göre zamanaşımı süresi dolmadığından davalılar vekilinin zamanaşımı defiinin reddine karar verilmiştir.
Gayrimenkul değerleme uzmanı bilirkişi tarafından belirlenen değere itiraz edilmediğinden ve bilirkişi raporu bu yönden dosya kapsamına uygun, denetime elverişli ve yeterli bulunduğundan taşınmazların değeri yönünden hükme esas alınmasına karar verilmiş, Mahkememizin ihtarı üzerine davacı tarafça taşınmazların değeri üzerinden tapu kaydının iptali ile davacı adına tescili talepli davanın peşin nispi harcı davacı tarafça tamamlanmıştır.
Taraf şirketler ticari defter ve kayıtlarını sunmadıklarından tarafların davaya konu uyuşmazlıkla ilgili ticari defterleri incelenememiş, TTK’ye göre 10 yıllık saklama süresi geçmiş olduğundan ve taraflar arasında yapılan ibra aşağıda açıklanacağı şekilde geçerli kabul edildiğinden, bu husus tarafların lehine veya aleyhine sonuç doğurmamıştır.
Taraflar arasındaki ilişki inanç sözleşmesine dayanmaktadır.
—————sayılı ilamında da belirtildiği üzere, inanç sözleşmesi, inananla inanılan arasında yapılan, onların hak ve borçlarını belirleyen, inançlı muamelenin sona erme sebeplerini ve devredilen hakkın, inanılan tarafından inanana geri verme —— şartlarını içeren borçlandırıcı bir muameledir. Bu sözleşme, taraflarının hak ve borçlarını kapsayan bağımsız bir akit olup, alacak ve mülkiyetin naklinin hukuki sebebini teşkil eder. İnançlı işlemin taraflarını, inanan ve inanılan oluşturur. Bir hakkı ya da nesneyi, güvendiği bir kişiye inançlı olarak devreden kimseye—- adı verilir. Devredilen hak veya nesneyi, kendisine ait bir hak olarak kendi yararına, doğrudan doğruya ve dolaylı olarak kullanan kişiye de—–denir. İnananın, inanılana inançlı olarak kazandırdığı hak ya da nesne ise——-olarak nitelenir. İnançlı bir işlemde, kazandırıcı işlemin tarafları ile borç doğuran anlaşmanın tarafları aynıdır. İnançlı işlemde inanılan, hakkını kullanırken kararlaştırılan koşullara uymayı, amaç gerçekleşince veya süre dolunca hak veya nesneyi tekrar inanana ————devretmeyi yüklenmektedir. İnançlı işlem, kazandırmayı yapan kişiye yani inanana belirli şartlar gerçekleşince, kazandırmanın iadesini isteme hakkı sağlayan bir sözleşmedir. Bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi halinde bunun dava yoluyla hükmen yerine getirilmesi istenebilir.
TBK’nin 97. Maddesi uyarınca, davacının karşılıklı edimleri içeren inanç sözleşmesine dayanarak inanç konusu taşınmazının tapu kaydının iptalini ve adına tescilini isteyebilmesi için öncelikle kendi edimini yerine getirmesi zorunludur.
Tarafların yazılı ve sözlü beyanlarından, dava konusu üç taşınmazın da mülkiyetinin, davacı —- tarafından davalı—– teminat amaçlı olarak devredilmiş olduğu anlaşılmaktadır.
Davacı taraf, her ne kadar, ———— iddia etmişlerse de; davalılar bu iddiayı kabul etmemiş olup, davacı tarafça bu iddiayı ispata yönelik bir yazılı delil sunulamamıştır.
Davacı —-tarafından, davalılara hitaben verdiği —- taahhütnamede —- sattığım—– — tarihine kadar parasını getirdiğim takdirde, —— satın alacağım. Bu tarihe kadar parayı getirmediğim takdirde, bu konu bir daha gündeme gelmeyecek ve boy kesme makinesi ve fabrika binası ile borç kapanmış olacaktır. —-şeklinde yazılı beyanda bulunulmuştur. Davacı taraf,—- tarihli dilekçe ile, bu taahhütnamenin davacı ———- düzenlenmiş olduğunu kabul etmiştir. Her ne kadar, davacı taraf, bu taahhütnamenin—– etkisi altında düzenlediğini iddia etmiş ise de, bu konuda geçerli olabilecek herhangi bir delil sunmadığından bu iddiasının hukuken kabulü mümkün değildir. Bu taahhütnameden sonra davacı şirket ile davalı şirket arasında imzalanan ibranamede “Bizler bir taraftan —-birbirimizi karşılıklı olarak—– itibariyle borç-alacak kalmaması nedeniyle ibra ederiz.” şeklinde beyanlar yer almıştır. —–tarihli taahhütnameden “taahhütname tarihi itibariyle davacı şirketin davalı şirkete aralarındaki mal alım-satımı akdi ilişkisinden dolayı bakiye —— cari hesap borcu bulunduğu” anlaşılmaktadır.
Davalı —— esas sayılı dosyasında—— tarihli duruşma zaptına yer alan ifadesinde—- adında şirketimiz vardı, sonra —- oldu, biz—— üzerine ticaret yaparız, suç tarihinde ——–adında şirketi vardı, hatırladığım kadarıyla —— yıllarında sanığın şirketi ile ticari ilişkiye başladık, bizden aldığı mala karşılık ——civarında bize borçlandı ve borcunu ödeyemedi, karşılığında kendi teklifi üzerine borcuna karşılık bize fabrikasının tapusunu devretmeyi kabul etti ve bize tapusu ile beraber devretti, ticari ilişkiye de devam etmek istediğini mal almak istediğini belirtti, bizde kabul ettik, borç bittiği takdirde fabrikayı tapusu ile beraber iade edeceğimiz konusunda anlaştık, anlaşmamıza göre yeni aldığı mala karşılık borcunu —-günde ödeyecekti, bizden aldığı malı sattığı takdirde yaptığı karın —– da eski borçtan düşecektik. fakat sanık bu taahhütlerin hiçbirini yerine getirmedi, malzeme almaya devam ettiği halde ödemesini yapmadığı gibi borç — çıkınca yani —– çıkınca kendisine mal vermeyi durdurduk . kendisine borcu ödemesi için— ay süre verdik, borcunu ödeyip tapusunu geri almasını istedik. —- olmak üzere —- müsaade ettik.Biz bunu yazılı sözleşmeye tabi tutalım dedik —- süre cerdik. Ancak hiçbir borcunu ödemedi.Kendisi ile —-süre sonunda ibralaşarak ——— aldık geriye kalan ——– civarındaki alacağıda hiç bir şeyi kalmadığını söylediği için de sildik.” şeklinde beyanda bulunduğu anlaşılmıştır.
Yukarıda belirtildiği üzere, inanç sözleşmesi gereği davacı tarafın davalı tarafa olan borcunu ödeyip davalı taraf adına kayıtlı taşınmazların tapu kayıtlarının iptalini talep etme hakkı bulunmakta ise de, davacı şirket ——— tutarındaki borcunu ödeyememiştir.
————- adına —-tarafından imzalanan —- tarihli el yazılı ibranamede———– diğer tarafta —- birbirimizi karşılıklı olarak —— itibariyle borç alacak kalmaması nedeniyle ibra ederiz” beyanlarının yer aldığı anlaşılmıştır. Bu ibraname ile tarafların aralarında var olan bütün akdi ilişkilerden yani hem—– dayalı akdi ilişkiden, hem de mal-alım satımı sözleşmesine dayalı akdi ilişkiden dolayı birbirlerini karşılıklı olarak bütün borç ve alacakları bakımından ibra ettikleri anlaşılmıştır. Her ne kadar, davacılar —— tarihli bilirkişi raporuna beyan ve itiraz dilekçesinde “davalı delillerinden ‘İbraname’ başlıklı belgedeki imzanın müvekkili davacıya ait olmadığını ve sahte olduğunu savunmuş ise de, davacılar vekili tarafından sunulan cevaba cevap dilekçesinin 5.maddesinde “ibraname belgesindeki imzanın davacının kabulünde olduğuna” ilişkin beyanda bulunduğu anlaşıldığından, ibranamedeki imzanın davacı —ait olduğu ve geçerli olduğu kanaatine varılmıştır. Bu ibra geçerli olduğundan, dava tarihi itibariyle davacı şirketin davalı şirkete —– tutarında borcunun bulunmadığı, ayrıca davacı ——, dava konusu üç tane taşınmazın mülkiyetinin devredilmesini talep edemeyeceği kanaatine varılmış ve Davacı———- karşı açtığı tapu iptal ve tescil talebine ilişkin davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacıların, davalılara borcu olmadığının tespitine ilişkin dava ile ilgili olarak, yukarıda açıklandığı üzere karşılıklı ibra geçerli olduğundan, davacıların davalılara borcu olmadığı anlaşılmış ise de, davacı tarafın tapu iptal ve tescil davasının kabulü için davacının davalıya borcu olmadığının tespiti gerekir. Menfi tespit davası, tapu iptal davasının içinde olan bir dava olup, davacılar, davalılara borçlu olmadıkları için tapu iptal ve tescil talebinde bulunmakta olduklarından, bu doğrultuda menfi tespit davasının kabulü için ibranamelerin geçersizliğinin tespiti gerekir. Yani, davacı tarafın menfi tespit talebi ibranamelerin geçersizliğinin tespitine ilişkindir. Bu durumda menfi tespit davasının açılmasında davacıların hukuki yararı var ise de, taşınmazların tapusunun iptali için ibraların geçerli olmaması ve davacıların davalılara borçlu olmadıklarının tespiti gerektiği için menfi tespit davasının da reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacılar, dava dilekçesi ile —– nedeniyle tahakkuk edecek —- maddi tazminat talebinde bulunmuş iseler de, davacılar vekili tarafından —– duruşmada bu taleplerden feragat edilmiştir. Davadan feragat HMK’nin 307, 309. ve 311. maddeleri hükümleri gereğince uyuşmazlığı ve dolayısıyla davayı sona erdiren, davalı tarafın kabulünü gerektirmeyen ve kesin mahkeme hükmünün hukuksal sonuçlarını oluşturan bir taraf işlemidir. Davacıların, davalılar tarafından kullanılan veya kiraya verilerek gelir elde————— nedeniyle tahakkuk edecek —– maddi tazminat talebine ilişkin davanın HMK’nin 307. maddesi uyarınca “feragat” nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir. Her ne kadar, davacılar vekili —- tarihli dilekçe ile “davacılar vekili olarak zapta geçen ——feragat hususunda yetkilendirilmediğinden feragatin geçersiz olduğu”nu savunmuş ise de, davacılar vekili —–diğerlerinin vekaletnamesinin incelenmesinde, vekilin feragata yetkili olduğu, davacılar vekilinin ———- tarihli yetki belgesinde vekaletnamedeki bütün hak ve yetkileri kapsadığı anlaşıldığından davacılar vekilinin ilgili talepleriyle ilgili feragat beyanının geçerli olduğu kanaatine varılmış ve davaların reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı —- karşı açtığı tapu iptal ve tescil talebine ilişkin davanın REDDİNE,
2-Davacıların, davalılara borcu olmadığının tespitine ilişkin davanın REDDİNE,
3-Davacıların, davalılar tarafından kullanılan veya kiraya verilerek gelir elde edilen fabrika, idari binalar, depo, makine teçhizatının kullanılması ve kiraya verilmesi nedeniyle tahakkuk edecek —– maddi tazminat talebine ilişkin davanın HMK’nin 307. maddesi uyarınca “feragat” nedeniyle REDDİNE,
4-Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 54,40 TL harcın, davacılar tarafından yatırılan 7.684,88 TL peşin harç, 5.000 TL tamamlama harcı, 76.000 TL tamamlama harcı, 11.500 TL tamamlama harcı, 2.763,40 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 102.948,28 TL harçtan mahsubu ile fazla yatan 102.893,88 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5-Davacılar tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
6-Davalılar tarafından sarf edilen 41,50 TL yargılama giderinin davacılardan alınarak davalılara verilmesine,
7-Reddine karar verilen tapu iptal ve tescil davası yönünden, davalı—– kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/2.maddesi uyarınca 147.407,99 TL vekalet ücretinin davacı —— alınarak davalı —- verilmesine,
8-Ret olunan maddi tazminat davası yönünden, davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/2.maddesi uyarınca 4.080 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılara verilmesine,
9-Ret olunan borçlu olmadığının tespitine ilişkin dava yönünden, davacı tarafın borçlu olmadığının tespiti davasını, tapu iptali ve tescili davasını kanıtlamak için açtığı ve bu dava tapu kaydının iptali ve tescili davasının içinde görülen bir dava olduğundan, bu davayla ilgili olarak davalılar yararına ayrıca vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
10-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacılar vekili —–davalılar vekili —– yüzlerine karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde ———– istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.25/11/2020