Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/591 E. 2018/1251 K. 17.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
ESAS NO : 2016/591 Esas
KARAR NO : 2018/1251
DAVA : Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali)
DAVA TARİHİ : 05/05/2016
KARAR TARİHİ : 17/12/2018
Mahkememizde görülmekte olan Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkillerinin davalı kooperatif üyesi olduklarını, davalı kooperatifin 10.04.2016 tarihinde genel kurul yaptığını ve 6.maddesinde; tahmini bütçe ile ilgili kararlar aldığını, bu karara müvekkillerin muhalif kaldığını ve muhalefet şerhleri verdiğini, bu kararın, Kooperatifler Kanunun 23, 24, 31, 52, 53, 62 ve 66. maddelerine aykırı olduğunu, davalı kooperatifin inşaat faaliyetlerini bitirdiğini, tapu tahsis etme aşamasında olduğunu, bu nedenle 6 nolu karar ile üyelerden talep edilen ek aidat ödemesinin yasal dayanağı ve maddi karşılığı olmadığını, ortada tahminî bütçe bulunmadığını, kaldı ki ek ödeme kararlarının , Kooperatifler kanunun 52.maddesi uyarınca 3/4 üye muvafakati ile alınabileceğini, bu nedenle yeterli nisabın sağlanmadığını öne sürerek, 10.04.2016 tarihli genel kurulun 6 no’lu gündem maddesinde alınan kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacılardan sadece ———- alınan karara muhalefet şerhi verdiğini, davacılardan bir kısmının karara itiraz edip , karar muhalif kaldığını şerh eden ———–verdiği dilekçenin arka sayfasına isimleri yazarak imza attıklarını, bu şekilde muhalefet şerhinin kabul edilemeyeceğini,ayrıca davacılardan … ,—–..’in genel kurul kararının 6. Maddesine hiçbir şekilde itiraz edip muhalefet şerhi düşmediğini, bu nedenle 6 kişinin davacılık sıfatına itiraz ettiklerini, müvekkil kooperatifin 2003 yılında İnşaat faaliyetlerini bitirip 2004 yılında dairleri teslim etmeye başladığını, hukuki anlamda kooperatif dairelerini büyük yapıldığından ruhsata aykırılık oluştuğunu, ancak sonuca ulaşılamadığını, 29.11.2008 tarihli genel kurulda binaların yanındaki arsanın satın alınmasının reddedildiğini, 05.05.2013 yılı genel kurulda tapu işlemlerine başlanılması halinde her üyenin 8.000 TL ödenmesine karar verildiği, ancak sonuca ulaşılamadığından bu paranın toplanılamadığını, 2014 yılında imar mevzuatında yapılan değişiklik ile ——-gelmesi ile birlikte inşaat m2’si binalardaki fazlalıkları karşıladığını ve 2016 yılında fazla m2 nedeniyle oluşan cezanın belediyeye ödendiğini, iki kooperatif üyesinin ihraç edildiğini, iki üyenin kullandığı toplam m2 emsalini diğer tüm siteye dağıtarak imar mevzuatına uygun hale getirdiğini, bu faaliyetlerin, alınan mühendislik hizmetleri ve site inşaatlarının ruhsatlandırılması adına çıkarılan 2 üye için kooperatifin mecburen bazı masraf kalemleri yapmasına sebep olduğu, yapılan masrafların üyelerden talisil edilmesi hususunun tahmini bütçe kalemleri ile genel kurula sunulduğu, vc kabul edildiğini, alman karann ek ödemeyle bir ilgisi olmadığım savunarak davanın reddini talep etmiştir.
DAVANIN VE UYUŞMAZLIK KONULARININ TESPİTİ, DELİLLER, DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ NEDENLER VE SONUÇ:

1-Davanın ve çekişmeli konuların tespiti: Dava, kooperatif genel kurul kararının iptali istemine ilişkindir.
Dosya içeriğinden, taraflar arasındaki uyuşmazlığın,
a-Davacılar —————.., …, …, …, …, … ve …’ın açtığı davada muhalefet şerhine ilişkin dava şartının mevcut olup olmadığı,
B-Davalı Tasfiye Halinde …’nin 10/04/2016 tarihinde yapılan Olağan Genel Kurul Toplantısındaki 6 numaralı gündem maddesinde alınan kararın iptalinin gerekip gerekmediği” noktalarında toplandığı tespit olunmuştur.
2-Muhalefet şerhine ilişkin dava şartının mevcut olup olmadığı ile ilgili inceleme ve gerekçe: 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 45/2. maddesi, “Genel kurul sözleşmede gösterilen şekil ve surette toplantıya çağrılır. Toplantı nisabı sözleşmede gösterilir. Ancak yapı kooperatiflerinin genel kurul toplantısında ortakların en az 1/4’ünün şahsen veya temsilen hazır bulunmaları şarttır.” hükmünü; aynı Kanun’un 51/1. maddesi ise “Kanun veya anasözleşmede aykırı hüküm bulunmadıkça, genel kurul kararlarında ve seçimlerde oyların yarıda bir fazlasına itibar olunur” hükmünü; anasözleşmenin 33. maddesinin 1. fıkrası, “Genel kurulun toplanabilmesi ve gündemdeki konuları görüşebilmesi için, kooperatife kayıtlı ortaklardan genel kurula katılma hakkına sahip olanların en az 1/4’ünün şahsen veya temsilen toplantıda hazır bulunması gerekir. İlk toplantıda nisap temin edilmediği takdirde ikinci toplantıda nisap aranmaz.” hükmünü; 2. fıkrada ise “Genel kurulda kararlar, ortaklar cetvelinde imzası bulunanların yarıdan fazlasının oyu ile alınır.” hükmünü içermektedir.
Aynı Kanun’un “Ek ödeme Yüklemi” başlıklı 31. maddesinde “Anasözleşme, ortakları ek ödemelerle yükümlendirebilir. Ancak, ek ödemelerin yalnız bilânço açıklarını kapatmada kullanılması şarttır. Ek ödeme yüklemi sınırsız olabileceği gibi, belirli miktarlarda veya iş hacmi ile veya paylarla orantılı olarak sınırlandırılabileceği” öngörülmüştür. Aynı şekilde, söz konusu Yasa’nın 52/1. maddesinde, ek ödeme ihdası hakkında alınacak kararlar için bütün ortakların 3/4’ünün rızasının gerektiği düzenlenmiştir.
Anılan hükümler emredici nitelikte olup, bu hükümlere aykırılık teşkil eden genel kurul kararları, BK’nın 19 ve 20. maddeleri hükümlerine göre mutlak butlanla batıldır. Yok hükmünde olan kararlar, baştan beri hüküm ifade etmezler ve bunların yok hükmünde olduğunun tespiti için açılacak davalarda genel kurulda muhalefette bulunmuş olma şartı aranmayacağı gibi, bir aylık hak düşürücü süre içinde açılmış olmaları da dinlenmeleri yönünden zorunlu değildir. Sonradan icazetle dahi geçerli hale gelmezler. Yokluk halinde, hukuki işlem bir veya daha fazla unsurunun yokluğu sebebiyle şeklen dahi olsa mevcudiyet (varlık) kazanamamaktadır. Hukuken yok olan bir işleme hiçbir hukuki sonuç bağlanabilmesi mümkün değildir. İptali kabil kararlar ise, daha çok ortakların menfaatlerini koruyan düzenlemelere aykırılık teşkil eden, emredici kurallar dışında, yorumlayıcı ve şekle dair kuralların ihlal edildiği kararlardır. İptali gereken kararlar, baştan itibaren geçersiz olmadıklarından, iptal edilinceye kadar geçerli bir kararın hüküm ve sonuçlarını doğururlar. Bu nitelikteki kararların yokluğunun tespiti davası açabilmek için kararlara muhalif olmak gerekmediği gibi, açılacak dava da herhangi bir süreye tabi değildir.
Öte yandan,1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 53. maddesi uyarınca, genel kurulda alınan kararların, geçersiz olması (yokluk) hali, oyunu kullanmasına haksız yere izin verilmemesi, çağrılmama, çağrının usulsüzlüğü, gündemin gereği gibi ilan veya tebliğ edilmemesi veya toplantıya ve karara yetkili olmayan kimselerin iştirak etmesi iddiaları dışında yasa, anasözleşme ve afaki iyiniyet kurallarına aykırılık halleri ileri sürülerek iptalleri isteminde bulunabilmek için, toplantıya katılan üyenin red oyu vermesi ve karara muhalif kalarak keyfiyeti zapta geçirmesi ve davanın bu iddiaların tümü bakımından toplantıyı izleyen bir ayın içinde açılması gerekmektedir.
Dava konusu genel kurul kararı 10.4.2016 tarihli olup sayın mahkemedeki dava ise 5.5.2016 tarihinde açılmış olduğundan davanın süresi içinde açıldığının kabulü gerekmektedir.
Dosyada bulunan toplantı hazirun cetvelinin incelenmesinde davacıların dava konusu toplantıya katıldıkları anlaşılmıştır.
Muhalefet Şerhinin Amacı ve Niteliği Kanun koyucu pay sahibinin iptal davası açabilmesi için alınan karara ilişkin muhalefetini toplantı tutanağına geçirtmesini şart olarak aramıştır. Söz konusu muhalefet şerhi alınan kararın uygulanmasına engel teşkil etmediği gibi, bu kararın geçerliliğine de etki etmez. Muhalefet şerhinin amacı, alınan karara karşı çıkıldığını ve iptal davası açılma olasılığı bakımından pay sahiplerinin, yönetim kurulu üyelerinin ve ortaklıkla işlem yapacak üçüncü kişilerin dikkatlerini çekmektir . Muhalefet şerhi, pay sahibinin iptal davası açması için bir külfet niteliğindedir. Bunun sonucu olarak, pay sahibi muhalefet şerhi şartını yerine getirmezse iptal davası açma hakkını kaybeder.
Tasfiye halinde ————— kooperatifinin 10.4.2016 tarihinde yapılan 2013,2014,2015 yılları olağan genel kurul kurul toplantısına 50 ortaktan 34 ortağın asaleten 10 ortağın vekaleten olmak üzere 44 ortağın katıldığı genel kurul kararının 6.maddesinde; “2016 Dönemi tahmini bütçe okunarak müzakereye açıldı yapılan müzakereler sonucunda okunan tahmini bütçe Gelirler 1.659.625,10 TL Giderler 1.659.625,10 TL olarak 26 Kabul oyuna karşılık 18 Red oyu ile bütçe oy çokluğu ile kabul edilmiştir. (Her üyenin ödemesi gereken tutar 1.659.625,10 TL /48 = 34.575.00 TL’ dir.) Bütçedeki fasıllar arası aktarma yetkisinin Yönetim Kuruluna verilmesi 3 red oyuna karşılık oy çokluğu ile kabul edilmiştir.” Şeklinde karar alındığı anlaşılmıştır.
Davacı … tarafından divan başkanlığına verilen 10.4.2016 tarihli dilekçede “35.000 TL ödeme planının toplantıda 12 kişinin red oyu kullanması adına yasal itiraz ve mahkeme yolunun açık tutulması için itiraz ederek şerh koyuyorum.” şeklinde beyanda bulunulduğu dilekçenin arka sayfasında herhangi bir açıklamaya yer verilmeksizin …—————– adı soyadı ve imzasının yer aldığı anlaşılmıştır.
Buna göre davacılardan …’un dava şartı olan muhalefet şerhini verdiği, diğer davacıların muhalefet şerhi yükümlülüğünü yerine getirmediklerinin kabulü gerekecektir.
Bu nedenle kooperatif üyesi olan davacılar —–., …, …, …, …, …, …, …-…, …, …, …, …, … ve …’ın genel kurulda muhalefet şerhi bulunmaması sebebiyle iptal istemi yönünden de dava açma hakları yoktur.
Dava şartları, Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) 114. Maddede sayılmış ve maddenin 2. Fıkrasında diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümlerin saklı olduğu belirtilmiştir.
Genel kurulda muhalefet şerhi bulunmaması işbu davada HMK’nin 114/2. Maddesi uyarınca dava şartıdır.
HMK’nin 115. maddesine göre Mahkemenin dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırması ve dava şartı yokluğunun tespiti halinde davanın usulden reddine karar vermesi gereklidir.
Bu nedenle, bu davacılar açısından HMK’nin 114/2 ve 115. Maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
3-Deliller, davacı … açısından delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hukuki nedenler ve sonuç: Yukarıda belirtildiği üzere, davacı … genel kurulda muhalefet şerhi hakkını kullanmış olup, bu nedenle bu davacı açısından işin esasına girmek gerekmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü için gerekli deliller toplanıp, konusunda uzman bilirkişi kurulundan rapor alınarak uyuşmazlığın çözümü yoluna gidilmiştir.
Bu bakımdan önce bilirkişiler ——— tarafından 15.2.2017 tarihinde kök rapor ve 07.03.2018 tarihinde ek rapor düzenlenmiş olup, bu bilirkişilerce düzenlenen rapora davacılar vekilince itiraz edilmesi üzerine bu kez ———— tarafından bilirkişi heyet raporu düzenlenmiştir.
Tasfiye halinde ————— Kooperatifinin 10.4.2016 tarihinde yapılan 2013, 2014, 2015 yılları olağan genel kurul kurul toplantısına 50 ortaktan 34 ortağın asaleten ,10 ortağın vekaleten olmak üzere 44 ortağın katıldığı, genel kurul kararının 6.maddesinde;
“2016 Dönemi tahmini bütçe okunarak müzakereye açıldı yapılan müzakereler sonucunda okunan tahmini bütçe Gelirler 1.659.625,10 TL Giderler 1.659.625,10 TL olarak 26 Kabul oyuna karşılık 18 Red oyu ile bütçe oy çokluğu ile kabul edilmiştir.
(Her üyenin ödemesi gereken tutar 1.659.625,10 TL /48 = 34.575.00 TL’ dir.) Bütçedeki fasıllar arası aktarma yetkisinin Yönetim Kuruluna verilmesi 3 red oyuna karşılık oy çokluğu ile kabul edilmiştir.” Şeklinde karar alındığı anlaşılmıştır.
… tarafından divan başkanlığına verilen 10.4.2016 tarihli dilekçede; “35.000 TL ödeme planının toplantıda 12 kişinin red oyu kullanması adına yasal itiraz ve mahkeme yolunun açık tutulması için itiraz ederek şerh koyuyorum.” şeklinde beyanda bulunulduğu dilekçenin arka sayfasında herhangi bir açıklamaya yer verilmeksizin ..——————— ın adı soyadı ve imzasının yer aldığı anlaşılmıştır.
Buna göre davacılardan … un dava şartı olan muhalefet şerhini verdiği diğer davacıların muhalefet şerhi yükümlülüğünü yerine getirmediklerinin kabulü gerekecektir.
Kooperatifler Kanununun 31. ve 52.maddelerinde öngörülen ek ödeme salt bilanço açıklarının kapatılması amacıyla alınan bir ödeme olup, 10.4.2016 tarihli genel kurul kararının 6.maddesinde yer alınan ödeme kararının bilanço açıklarının kapatılmasında değil, arsa alımı için yapılacak ödemenin karşılanması amacıyla alınmış bir karar olduğu, bu sebeple kararın kanun, ana sözleşme ve iyi niyet kurallarına aykırı olmadığı bu sebeple iptalinin istenemeyeceği kanaatine varılmıştır.
Her ne kadar, davacılar vekili, bilirkişiler —————– tarafından düzenlenen 07.03.2018 tarihli ek rapora karşı itiraz dilekçesinde 3, 4, 5 ve 6. Maddelerinde yer aldığı şekli ile 590.000 TL’lik Danışmanlık ve Mimarlık Bedelinin hayali ve afaki olduğuna yönelik itirazlarda bulunmuş ise de, dava dilekçesinde; 10.4.2016 tarihli genel kurul kararının sadece 6.maddesinde yer alan kararın iptali talep edildiğinden, davacı vekilinin beyanında geçen “kooperatifçe 2016 yılında kayıtlara alınan 590.000TL’lik tutara konu Danışmanlık hizmetinin gerçekten alınıp alınmadığı” ile ilgili olarak işbu davada inceleme yapılamayacağından bu talep değerlendirilmemiş ve davacı … açısından davanın reddine, diğer davacılar açısından dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı …’un 10/04/2016 tarihli Olağan Genel Kurul Toplantısında alınan 6 numaralı kararın iptali istemine ilişkin açtığı davanın esastan REDDİNE,
2-Davacılar —————…, …, …, … ve …’ın açtığı davanın, HMK’nın 114/2 ve 115/2. maddeleri uyarınca muhalefet şerhine ilişkin dava şartı noksanlığından USULDEN REDDİNE,
3-Harçlar yasasına göre alınması gerekli 35,90 TL harcın, davacı tarafından yatırılan 29,20 TL harçtan mahsubu ile bakiye 6,70 TL’nin davacılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Esastan ret olunan dava yönünden avukatlık asgari ücret tarifesine göre davalı lehine takdir olunan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacı …’tan alınarak davalıya verilmesine,
6-Usulden ret olunan dava yönünden avukatlık asgari ücret tarifesine göre davalı lehine takdir olunan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacılar —– …, …, …, …, …, …—–, …, …, …, …, …, … ve …’tan alınarak davalıya verilmesine,
7-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine,
Dair, davacılar vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin ilgili Hukuk Dairesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 17/12/2018