Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/545 E. 2018/44 K. 25.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İstanbul Anadolu
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/545 Esas
KARAR NO : 2018/44

DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/04/2016
KARAR TARİHİ : 25/01/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin, marka değerini artırmak için uluslararası prestij taşıyan “—” fuarlarına katılmayı tercih ettiğini, bu bağlamda müvekkil şirketin 2015 ve 2016 yıl için gerçekleştirilen fuarlarda, stand kurulumu için davalı şirketle 09.10.2014 tarihli sipariş sözleşmesi düzenlendiğini, ancak davalının üzerine düşen edimlerini eksiksiz yerine getirmediğini ve müvekkilinin maddi ve manevi zararına sebebiyet verdiğini, -Fransa-Paris’te 2015 yılının Ocak ayında gerçekleştirilen “—-” fuarına ilişkin olarak fuar standjnda sergilenecek olan 2 adet imaj fotoğrafın çerçeveli şekilde sergilenmesi gerekirken arkası yapışkanlf poster şeklinde duvara asılması ve bu nedenle amatör ve basit bir görüntü oluşturulduğunu, standın üç farklı alanında bulunan “—-” marka logosunun yamuk ve biçimsiz bir şekilde monte edildiğini, standın ön giriş cephesinde natural ve White olarak hazırlanması gereken ürün yazılarının pleksi veya strafor olması gerekli İken arkası yapışkanlı stiker şeklinde yapıldığını, bu nedenle vitrinlerin çirkin ve zayıf bir görüntüye yol açtığını, standın tamamlanıp müvekkiline kararlaştırılan saat 13.00 de teslim edilmesi gerekmesine rağmen 21,00 sularında eksik, hatalı ve ayıplı olarak teslim edildiğini,-Singapur’da 2015 Mart ayında gerçekleştirilen “—-” fuar standının üç tarafında görülmesi gereken “—-” markasının Fransa fuarında farklı olarak metal görünümde yer alması kararlaştırılmışken, Fransa fuarında kullanılan malzemenin yüzeyinin sökülerek harflerin üzerinde İzler kaldığını, logoların yamuk ve biçimsiz şekilde monte edildiğini, askılık borularının çift olarak yanlış takıldığını, iki adet masa ve 8 adet sandalyenin ölçülerinde yapılmadığını, fuar boyunca sürekli olarak ampullerin patladığını, Amerika Miami’de 2015 Mayıs ayında gerçekleştirilen “—-” fuarına ilişkin, 09,05.2015 günü saat 13.00 de teslim edilmesi gereken fuar standının gece yarısı saat 01.00 de testim edildiğini, gönderilen projeye aykırı stant kurulduğunu, ışıklar ve aydınlatmaların olmadığını, boyaların sözleşmeye aykırı olarak kullanıldığını, siparişi verilen masa ve sandalyelerin temin edilmediğini, Fransa-Paris’te 2016 Ocak ayında gerçekleştirilen “—-” fuarına ilişkin olarak 21.01,2016 günü saat 10.00 olmasına rağmen standın teslim saatinin 13.00 olarak belirtildiğini, işçilerin 13,00 sularında stant kurulumunu yapmadan fuar alanından ayrıldığını, 29 adet aydınlatma ve ampulün eksik olduğunu, üç farklı alanda kullanılması gereken “—” marka logoların deforme olmuş şekilde bırakıldığını ve ışıklarının yanmadığım, standın yer kısmında döşenmesi gereken ahşapların takılmadığını ve boyanmadığını, stant içinde bulunan 5 adet çekmecenin 3 adedinin kullanılamaz halde bozuk ve kırık olduğunu, standın dış yüzeyine takılması gereken üç adet “İstanbul” yazısının bulunmadığını, tüm bu eksiklerin Fransa’da yerleşik başka şirketlerden (Les As Du Fret’J hizmet satın alınmak zorunda kalındığını ve ekstreden 825 € + 4,500 € + S.000 € – 13.325 € ödeme yapıldığını öne sürerek, 13.325 € karşrlığı 42.640 TL ve ayrıca 50.000 TL manevi tazminat tutarının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrar etmiştir.
Davalı vekili beyan dilekçesinde özetle; davacının müvekkil aleyhine haksız ve mesnetsiz olarak açmış olduğu davanın reddi ile yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Tanık —- mahkememizdeki beyanında özetle; davacı şirket bünyesinde üretim ve pazarlama sorumlusu olarak 2011 yılından itibaren çalıştığını, her yıl şirket olarak Paris te düzenlenen fuara katıldıklarını, 2016 yılının Ocak ayında gerçekleşen fuarda şirkete ait standını davalı tarafın düzenleyeceğini, sözleşme yapıldığını, davalı stand için gerekli olan hiçbir düzeneği kurmadığını, iskeleti kurup gittiğini, teknik olarak yapması gereken birçok iş olduğunu, davalının kendi sorumluluğunu yerine getirmemiş olması nedeni ile şirketinin Fransa da başka bir firma ile anlaşarak standı kurdurduklarını, yaklaşık olarak 15.000 EURO masraf yapıldığını, kendisinin13.325,00 Euro olarak hatırladığını, ancak yanlış hatırlıyo olabileceğini, stand sökümünü de bu şirketi tarafından yapıldığını, şirketin davalının sözleşmeye riayet etmemiş olması nedeni ile manive zararı esasen daha fazla olduğunu, bünyesinde çalıştığı şirket yıllardır prestijli olan fuarlara katıldığını ve ticari hacmi büyük olduğunu beyan etmiştir.
Tanık … mahkememizdeki beyanında özetle; kendisinin davacı şirket bünyesinde depo sorumlusu olarak 8 yıldır çalıştığını, ilk 4 yılımda muhasebeci olarak görev aldığını, davalı ve davacı taraf arasında sözleşmeye ait bilgisi olmadığını, ilk defa davaya konu Paris te düzenlenen 2016 yılının ocak ayında gerçekleşen fuara katıldığını, olaya kulak misafiri olarak davalının sorumluluğunun ne olduğu öğrendiğini, davalı, stand olarak bütün elektrik işlemlerini, bütün tesisat işlemlerini, lambaların temini, bornoz askılıkları ve standa asılacak panoların davalı tarafça temin edilmesi gerektiğini, davalı bunların hiçbirisini gerçekleştirmediğini, bunları tamamen başka bir firmanın yerine getirdiğini, bu firmaya ne kadar para ödendiğine dair bilgisi olmadığını beyan etmiştir.

Mahkememizce yapılan yargılama ve dosya içeresinde toplanan delillerin bir bütün olarak irdelenmesi sonucu;
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan iddiaya göre ayıplı ifa nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekilinin, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 09.10.2014 tarihli olarak düzenlenen sipariş sözleşmesinde yer alan yükümlülüklerin davalı tarafça yerine getirilmediğini, yapılması gereken işler için başka bir firmayla anlaşılarak işlemlerin tamamlandığı ve dava dışı firmaya toplamda 13.325 Euro ödeme yapıldığını, TL karşılığı 42.640 TL maddi ve 50.000 TL manevi tazminatın davalıdan alınıp müvekkiline verilmesini talep ettiği,
Taraflar arasında düzenlenen 09.10.2014 tarihli Sipariş Sözleşmesinde; 23-27.01.2015 tarihinde Fransa/Paris’ te — fuarında 4 x 10 = 40 m2 alanlı stant kurulumun davalı yüklenici tarafından yapılması işinin kararlaştırıldığı, fuar standı 22.01.2015 günü en geç saat 14.00 de teslimi gerekmekte olduğu, sözleşmenin 2. maddesinde, işbu sözleşmenin aynı koşullarda — 2016 fuarında kurulmak üzere toplam iki kurulum için geçerli olduğu, yapılacak iş karşılığında kararlaştırılan ücretin ödeme tarihlerinin hüküm altına alındığı,
Davacının davalıya göndermiş olduğu 22.01.2016/01987 yevmiye sayılı ilk ihtarnamesinde; muhatap şirketin, sözleşme gereğince teslim etmesi gereken standı müvekkiline teslim etmediği, stant kurulumunu yapmadan ayrıldığı, bu durumun tutanak altına alındığı, bu nedenle müvekkil şirketçe hesaplanacak maddi ve manevi tazminatın talep edilebileceği hususlarının bildirildiği,
Davacının davalıya göndermiş olduğu 09.02.2016/03703 yevmiye sayılı ikinci ihtarnamesinde; ayıplı hizmete ilişkin bilgilerin ve maddi ve manevi tazminat talebinin bildirildiği,
Mahkememizce alınan tanık beyanlarında özetle, davalının, ilgili stant kurulumunu yapmaması nedeniyle başka bir firma tarafından stant kurulumunun yapıldığını beyan ettikleri,
Teknik bilirkişi tarafından yapılan incelemede, davacı şirketin, Paris’ teki Ocak 2016 fuarında, eksikliklerin giderilmesi için Fransa’ da yerleşik bir firmaya 13.325 Euro ödediğini beyan etmesine karşın, dosyaya sunulan ödeme makbuzları incelendiğinde, adı geçen firma tarafından davacı şirket adına, toplam 5.325 Euro tutarlı 2 adet fatura kestiği, sunulan ödeme dekontları arasında sadece 825 Euro tutarlı ödeme dekontunun bulunduğu, 4.500 Euro’ luk faturanın ödeme dekontu ve ayrıca dava dilekçesinde beyan edilen 8.000 Euro’ luk fatura ve ödeme dekontunun dosyaya sunulmadığı tespitinin yapıldığı görülmüştür.
Davacı tarafça kök rapordan sonra dosyaya sunulan fatura ve ödeme belgelerinin incelenmesinde, eksik işler için 825 Euro’ luk, depo kira bedeli için 1.400 Euro’ luk, stand toplama işi için 4.500 Euro’ luk fatura ve ödeme belgelerinin dosyaya sunulduğu görülmüştür.
Yapılan bu tespitler, mevcut bilgi, belge ve alınan beyanlar itibariyle, taraflar arasında düzenlenen 09.10.2014 tarihli eser sözleşmesi niteliğinde sipariş sözleşmesi gereğince, davalının belirlenen şartlar itibariyle yapacağı stant karşılığında davacının ücret ödeyeceği, sözleşmenin 2. Maddesi gereğince işbu sözleşmenin aynı şartlar altında 2016 Paris fuarı için de geçerli olduğu, maddi ve manevi tazminat istemine konu fuarın 2016 tarihli Paris fuarı olduğu hususlarında ihtilaf bulunmadığı, taraflar arasındaki ihtilafın; davalının yapmakla yükümlü olduğu işleri yerine getirip getirmediği, gereği gibi yerine getirmemiş olması halinde sorumluluk durumu, bu durumda davacının talep edebileceği miktar noktalarında toplanmaktadır.
Alınan tanık beyanları, işbu tanık beyanlarını doğrular mahiyette davacı tarafından dava dışı Fransız firmaya yaptırılan iş karşılığı yapılan ödemeler ve dosyaya sunulan birbiriyle örtüşür mahiyetteki standa ilişkin görseller itibariyle, davalının, taraflar arasında düzenlenen sipariş sözleşmesi kapsamında Ocak 2016 Paris fuarında yapması gereken işleri gereği gibi yapmadığı, işbu nedenle davacının, bir kısım işleri dava dışı Fransız firmaya yaptırmak suretiyle eksik işler için 825 Euro’ luk, depo kira bedeli için 1.400 Euro’ luk, stand toplama işi için 4.500 Euro’ luk ödeme yaptığı, davacı tarafça ayıp ihbarının 22.01.2016 tarihli ihtarname ile yapıldığı sabit görülmüştür.
TBK’ nın 474 maddesinde, işsahibinin, eseri gözden geçirmek ve ayıpları varsa, bunu uygun bir süre içinde yükleniciye bildirmek zorunda olduğu, bu kapsamda davacının, Ocak 2016 fuarı için 22.01.2016 tarihli ihtarname ile makul sürede ayıp ihbarında bulunduğu anlaşılmıştır.
TBK’ nın 475 maddesinde, işsahibinin, yüklenicinin sorumluluğu nedeniyle seçimlik haklardan birini kullanabileceğinin belirtildiği, yine TBK’ nın 125/3 maddesinde, alacaklının, sözleşmenin hükümsüz kalması sebebiyle uğradığı zararın giderilmesini isteyebileceği hüküm altına alınmıştır.
Borçlar Kanunu’ nun 125. maddesi, sözleşmelerde borçlunun temerrüdü sonucu borç yerine getirilmemişse alacaklıya üç yetki tanımıştır: Bunlar; her zaman için ifa gecikme tazminatı isteğinde bulunma, derhal ifadan vazgeçip müspet zararının tazminini isteme ya da sözleşmeden dönerek menfi zararını isteyebilmedir.
Müspet zarar, alacaklının ifadan vazgeçerek zararının tazminini istemesi halinde söz konusu olur: sözleşme ortadan kalkmamaktadır, yalnız alacaklının ifaya ilişkin talep hakkının yerini müspet zararının tazminine dair talep hakkı alır. Burada sözleşmenin feshedilmesinden değil borcun ifa edilmemesinden doğan zararın söz konusu olduğu gözardı edilmemelidir.
Menfi zarar ise, uyulacağı ve yerine getirileceğine inanılan bir sözleşmenin hüküm ifade etmemesi ve yerine getirilmemesi yüzünden güvenin boşa çıkması dolayısıyla uğranılan zarardır. Başka bir anlatımla sözleşme yapılmasaydı uğranılmayacak olan zarardır. Menfi zarar borçlunun sözleşmeye aykırı hareket etmesi yüzünden sözleşme hüküm ifade etmemesi dolayısıyla ortaya çıkar. Sözleşme fesih edilerek hükümsüz olduktan sonra tekrar sözleşmeye dayanarak borcun ifa edilmemesinden doğan zarardan söz edilemez; istenilecek zarar menfi zarardır.
Genel olarak menfi zarar: sözleşmenin kurulmamasından veya geçerli olmamasından; müspet zarar ise, ifa edilmemesinden doğan zararı ifade eder.
Bu kapsamda davacının, davalıya göndermiş olduğu 22.01.2016 ve 09.02.2016 tarihli ihtarname içerikleri itibariyle sözleşmeden dönme seçimlik hakkını kullanarak menfi zarar talebinde bulunduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki sözleşmede, davalı yüklenicinin montaj ve demontaj masraflarından sorumlu olduğunun kararlaştırıldığı, sözleşmenin 14. maddesi gereğince nakliye ve depolama giderlerinden sorumlu olmadığının belirlendiği, montaj ve demontaj masraflarının menfi, nakliye ve depolama giderlerinin müspet zarar içinde değerlendirilebileceği, davacının maddi tazminata ilişkin talebinin esasen, menfi zarara ilişkin olduğu, bu kapsamda talep edilebilecek menfi zararın, ispatlanan tüm montaj ve demontaj masraflarını kapsadığı değerlendirilmekle, davacının, davalıdan 5.325 Euro (825 + 4.500) menfi zararı talep edebileceği, bilirkişi raporunda belirtildiği üzere, dava tarihindeki Euro kuru 3.2125 TL olmasına rağmen davacının 3.20 TL kur üzerinden tazminat talep ettiği, taleple bağlılık gereği 5.325 Euro x 3.20 = 17.040 TL maddi tazminat yönünden davanın kabulüne, fazlaya ilişkin zarar isteminin ispatlanamamış olması sebebiyle reddine karar verilmiştir. Davacının, davalıya gönderdiği ihtarnamede, tazminat tutarının, ihtarnamenin tebliğini müteakip ödenmesini talep etmiş olup ihtarnamenin 11.02.2016 tarihinde tebliğ edilmesiyle davalının bu tarihte temerrüde düştüğü kabul edilmiştir.
Davacının 50.000 TL’ lik manevi tazminat isteminin incelenmesinde ise; TBK’ nın 58 maddesinde, kişilik hakkının zedelenmesinden zarar görenin, manevi tazminat talep edebileceği hüküm altına alınmıştır. Malvarlığına yönelik bir eylem TBK’ nın 58 maddesi anlamında doğrudan kişisel hakları ihlal eden bir eylem niteliğinde değildir. TMK’ nın 24 maddesinde belirtilen esas kurala göre kişisel çıkarları haksız tecavüze uğrayan kimse ancak yasanın gösterdiği hallerde manevi tazminat isteyebilir. TBK’ nın 58 maddesi de bunu doğrulamaktadır. Kişisel hakların zarar görmesi sözleriyle kişinin kişiliğe ilişkin olan hakları, diğer bir deyimle kişisel varlığı amaçlanmıştır. TBK’ nın 58 maddesi hükmünce manevi tazminata hükmedilebilmesi için kişisel yararların haleldar olması ön şart olarak aranmakta, bu hüküm mal varlığına ilişkin zarar halini kapsamamaktadır. Kişiye yönelik hakaret gibi haksız fiil teşkil eden bir eylem bulunması halinde manevi tazminat istenmesi mümkündür (benzer mahiyette Y. 15. HD ‘ nin 2016/4779-2017/3480 E-K sayılı ilamı). Bu kapsamda davacının manevi tazminat isteminin reddine karar vermek gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Maddi tazminat istemine yönelik açılan davanın KISMEN KABULÜ ile KISMEN REDDİNE,
17.040,00 TL tazminatın 11.02.2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Manevi tazminat istemi ile açılan davanın REDDİNE,
3-Karar tarihinde alınması gerekli 1.164,00 TL harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1.582,06 TL harçtan mahsubu ile bakiye 418,06 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan tebligat gideri, müzekkere gideri, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.184,00 TL yargılama giderinin davanın kabul oranına göre belirlenen 393,12 TL sini ve davacı tarafça peşin olarak yatırılan ve alınması gerekli 1.164,00 TL harç gideri toplamı 1.557,12 TL nin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
5-Maddi tazminat yönünden davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre ve kabul oranına göre belirlenen 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Maddi tazminat yönünden davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre ve kabul oranına göre belirlenen 3.072,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Manevi tazminat yönünden davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre ve kabul oranına göre belirlenen 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8- Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Dair,taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde BAM nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/01/2018