Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/505 E. 2022/228 K. 16.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/505
KARAR NO: 2022/228
DAVA: Alacak-Maddi tazminat-Manevi tazminat(Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 19/04/2016
KARŞI DAVA: Maddi tazminat(Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARŞI DAVA TARİHİ: 13/06/2016
KARAR TARİHİ: 16/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ, DÜŞÜNÜLDÜ:
1-İddia: Davacı vekili —- tarihli dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında,—– —- bulunduğunu, tarafların söz konusu anlaşmada ve rakamlarda şifahen anlaştığını, davacının şantiyesini bu anlaşmaya istinaden söz konusu alana taşıdığını, bir çok imalatları yaptığını fakat davalı şirket yetkilisinin davacı şirket yetkilisini —- oyaladığını, davalı tarafından gönderilen —– yevmiye numaralı ihtarnamenin ile dava konusu işe dair —– tarihli sözleşmenin feshedildiğinin, davacının davalı tarafından sözleşme feshedilinceye kadar şantiye alanında edimlerini yerine getirdiğini, ——- oluşturulduğunu, —— taşıdığını, —- dökümü yapıldığını, yaklaşık —- değerinde kalıpların halen inşaat sahasında olduğunu, —- yapılması planlanan dava konusu işe ilişkin olarak keşif bedeli üzerinden tekliflerin davalı şirket yetkilisine gönderilerek, karşı tarafça kabul edildiğini; söz konusu işin bedelinin yaklaşık olarak — olduğunu, müvekkili şirketin bu işin yapımına başlanacağından — —-, —- taşıttığını, —- geçici görev kağıdıyla dava konusu şantiyeye gelerek ——–işlerini tamamladıklarını, davalı şirketin —henüz hafriyat devam ederken —- bahisle sözleşmeyi feshetmesinin haksız fesih olduğunu, davalı yetkililerince henüz — tarihinde davacı yetkilisine —-inşaat sahasına ve —- sahasına elektrik verilmek üzere tutanak düzenlendiğini iddia ederek, davacının yaptığı işlerin söz konusu inşaatın tamamının tahminen yapım değerinin yapılan imalatın tek tek tespiti ile yapılan imalatın değerinin tespitine, davacının yaptığı işler için—– fesih tarihinden itibaren başlamak üzere ticari avans faiziyle, davacının kâr kaybı için—- fesih tarihinden itibaren başlamak üzere ticari avans faiziyle, davacının maddi zararı için — fesih tarihinden itibaren başlamak üzere ticari avans faiziyle, davacının manevi zararı için —– fesih tarihinden itibaren başlamak üzere ticari avans faiziyle birlikte davacı şirkete ödenmesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA-KARŞI DAVA:
2-Savunma: Davalı vekili — tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacının —- yönündeki iddiaların gerçeği yansıtmadığını, taraflar arasında —- üzerinde yapılacak depo inşaatına ilişkin —– bedelli —— sözleşmesi imzalandığını, davacının —-sebebiyle dava konusu ——- tarihli —— haklı nedenlerle —- tarihinde feshedildiğini, davacı tarafından sözleşme uyarınca yapılan hiçbir iş olmadığı için davacı nezdinde oluşmuş bir zarar da olmadığını, davacının yaptığını iddia ettiği işlerin davacı tarafından değil, davalı tarafından dava dışı 3.şahıslara yaptırılan işler olduğunu, davacı tarafın hukuka aykırı bir şekilde, işbu davanın ikamesi ile birlikte taraflarına haber verilmeksizin yaptırdığı tespiti kabul etmediklerini, davacı tarafın imalatlara ilişkin tek bir fatura ya da makbuz yokken—- bilirkişinin davacının —-yaptığını nasıl tespit ettiğinin anlaşılamadığını, davacı tarafın çalıştırdığını iddia ettiği işçilere ait tek bir ücret bordrosu,— giriş bildirimleri dahi mevcut değilken “bilirkişinin dava konusu yerde anılan elemanların — çalıştıklarını neye göre tespit edip maliyetleri nasıl hesapladığının” sorulması gerektiğini, bilirkişinin toplam —- inşaat imalatı, malzeme ve masraf tespiti kalemlerini neye dayanarak, hangi veri ve birim fiyatları hangi kaynaklardan aldığının belli olmadığını, davacı firmanın haksız yere kâr kaybına uğradığı bahsi ile ıslah hakkı saklı kalmak üzere —— talep etmekte ise de davacının sözleşmenin feshi sonucu uğradığını iddia ettiği zarara dayanak olarak sunduğu faturaların yine davacının yerine getirmediği taahhütler nedeniyle davalı tarafından dava dışı firmalara yaptırılan işlerin faturaları olduğunu, davacı zararını, kâr kaybını ve alacak iddiasını ispata yarar delil dosyaya sunmadığını, davasını ispat edemeyen davacı bakımından davanın reddi gerektiğini beyan etmiştir.
3-Karşı dava: Davalı-karşı davacı vekili, cevap dilekçesinin karşı davaya ilişkin bölümünde de; davacı/karşı davalı tarafın dava konusu sözleşmesel yükümlüklerini yerine getirmemesi dolayısıyla davalı/karşı davacı nezdinde doğan müsbet ve menfi zararların tazmini, davacının sözleşmesel yükümlüklerini yerine getirmemesi, işi süresinde teslim etmemesi sebebiyle davalı/karşı davacının kira kaybından doğan zararının mevcut olduğunu, sözleşmede işin süresinin —olarak kararlaştırıldığını, depo teslim tarihinin —olacağını, inşaatın süresinde bitmesi halinde—– olacağını, davacının, sözleşmesi gereği yüklendiği işi süresinde teslim edememesi dolayısıyla konu —- olmak üzere, şimdilik —cezai şart tutarının davacıdan tahsilini talep ettiklerini, davacı ile yapılan sözleşmenin haklı nedenle feshi akabinde dava dışı 3. bir yüklenici ile yapılan sözleşme gereği davalı-karşı davacı nezdinde oluşan zararın, ticari kayıtlarının incelenerek bilirkişi vasıtasıyla tespitini talep ettiklerini, tespit sonucu çıkacak bedele dair, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik —- davacı/karşı davalıdan tahsilini talep etmiştir.
4-Karşı davaya cevap: Davacı-karşı davalı vekili —tarihli cevaba cevap-karşı davaya cevap dilekçesinde; davalı-karşı davacının bilirkişi tarafından tespit edilen işlerin davalı-karşı davacı tarafından dava dışı 3. Kişilere yaptırıldığını iddiasının doğru olmadığını, davalının inşaat alanındaki malzemelerin kendilerince alındığı iddiasını kabul etmediklerini, davalının sunduğu faturaların birçoğunun düzenlenme tarihinin fesih sonrasına ait olduğunu, faturaların davalı-karşı davacıya kesilmediğinden kabulünün mümkün olmadığını, taraflar arasında inşaat ruhsatı alımı için — verilmek üzere bedel ve süre içermeyen sözleşme bulunduğunu, karşı davacının taraflar arasında olduğunu iddia ettiği — tarihli sözleşmenin dava konusu işleri kapsamadığını, davaya konu iş bedelinin — olamayacak kadar büyük olduğunu, zaten —– olamayacağından karşı davacının iddialarının çelişkili ve hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, karşı davacının sunduğu sözleşmenin ilk iki sayfasının değiştirilmiş olduğunu, sonuç olarak karşı davaya konu sözleşmenin geçersiz olması nedeniyle karşı davanın tümden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVANIN VE UYUŞMAZLIK NOKTALARININ TESPİTİ, DELİLLER, DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ NEDENLER VE SONUÇ:
5-Davanın tespiti: Asıl dava, sözlü olarak akdedilen depo inşaasına ilişkin eser sözleşmesinin haksız feshi nedeniyle fesih tarihine kadar yapılan iş bedeline ilişkin alacak, kâr kaybı ve —— kaybına ilişkin maddi tazminat ve manevi tazminat istemlerine,
Karşı dava, taraflar arasındaki —– edimlerin süresinde yerine getirilmemesi nedeniyle kira geliri kaybı, cezai şart ve sözleşmenin haklı feshi nedeniyle maddi tazminat istemlerine ilişkindir.
6-Tarafların anlaştıkları hususlar: Ön inceleme duruşmasına kadar taraflar arasında;
“a-Davacı-karşı davalının yüklenici olarak davalı-karşı davacının ——- yapılması hususunda anlaştıkları,
b-Taraflar arasında yazılı şekilde iş yeri tesliminin yapılmadığı,
c-Davacı-karşı davalının işi yapmaya başladıktan sonra davalı-karşı davacının —- tarihinde davacı-karşı davalıya ihtarname göndererek depo yapım sözleşmesini tek taraflı olarak feshettiği” hususlarında uyuşmazlık bulunmamaktadır.
7-Tarafların anlaşamadıkları hususlar: Ön inceleme duruşmasına kadar taraflar arasında;
“a-Davaya konu —– olup olmadığı, davalı-karşı davacı tarafından bu —- yapıldığı ileri sürülen ve son sayfasında davacı-karşı davalının inkâr etmediği imzası bulunan — tarihli yazılı sözleşmenin—- sunulmak üzere muvazaalı olarak mı düzenlendiği yoksa davaya konu —- davacı-karşı davalı tarafından bu sözleşme uyarınca mı başlanıldığı,
b-Taraflar arasındaki sözleşmenin sözlü olduğunun kabulü halinde davalı-karşı davacının sözleşmeyi haklı nedenle feshedip etmediği,
c-Davacı-karşı davalının fesih öncesi yaptığı işlerin bedelinin ne kadar olduğu,
ç-Sözleşme davalı tarafça haksız olarak feshedilmiş ise, davacının kâr kaybına hak kazanıp kazanmadığı, kazanmışsa miktarının ne kadar olduğu,
d-Sözleşme davalı tarafça haksız olarak feshedilmiş ise, davacının sözleşmenin feshi nedeniyle —- dayalı olarak maddi tazminat isteyip isteyemeyeceği, isteyebilecekse miktarının ne kadar olduğu,
e-Sözleşme davalı tarafça haksız olarak feshedilmiş ise, davacının, sözleşmenin haksız feshi davalıdan manevi tazminat isteyip isteyemeyeceği, isteyebilecekse miktarının ne kadar olduğu,
f-Karşı dava açısından, yukarıda —- bendinde belirtildiği üzere son sayfası karşı davalı tarafından imzalanmış —- tarihli sözleşmenin davaya konu —- geçerli olup olmadığı, geçerli ise bu sözleşmenin karşı davacı tarafından haklı olarak feshedilip edilmediği,
g-Karşı davacının — tarihli sözleşmeye dayalı olarak kira geliri kaybı isteyip isteyemeyeceği, isteyebilecekse miktarının ne kadar olduğu,
ğ-Karşı davacının— tarihli sözleşmeye dayalı olarak cezai şart isteyip isteyemeyeceği, isteyebilecekse miktarının ne kadar olması gerektiği,
h-Karşı davacının —— tarihli sözleşmeye dayalı olarak sözleşmenin haklı feshi nedeniyle maddi tazminat isteyip isteyemeyeceği, isteyebilecekse miktarının ne kadar olması gerektiği” noktalarında toplandığı tespit olunmuştur.
8-Davacının bedel artırımı dilekçesinin incelenmesi ve değerlendirilmesi, çıkan sonuca göre de davalının zamanaşımı defiinin değerlendirilmesi: Davacı-karşı davalı vekili, —- yükseltmiştir.
Davalı vekili —- tarihli dilekçesi ile , davanın belirsiz alacak davası olmadığını, kısmi dava olduğunu belirterek ıslahla artırılan kısma ilişkin zamanaşımı defiinde bulunmuştur.
— tarihli duruşmanın —- numaralı ara kararı uyarınca davacı vekiline bedel artırımı dilekçesinde hangi alacak için ne miktarda bedel artırımı yaptığını açıklaması istenmiş, davacı vekili —- istemli açtığı fesih tarihine kadar yapılan işler bedeline ilişkin alacak davasını — istemli açtığı kâr kaybına ilişkin maddi tazminat davasını —- yükselttiklerini bildirmiştir.
Davalı vekilinin zamanaşımı defi nedeniyle asıl davadaki istemlerin belirsiz alacak davası olarak açılıp açılamayacağı, işbu davanın belirsiz alacak mı, kısmi dava olarak mı açıldığı, kısmi dava olarak açılmışsa bedel artırımı veya ıslah dilekçesiyle artırılan kısım yönünden zamanaşımı süresinin dolup dolmadığının saptanması gerekmektedir.
Bu hususta öncelikli belirtmek gerekir ki; eser sözleşmesine ilişkin davalarda kural olarak belirsiz alacak davası açılması mümkün olup, her bir talep yönünden ayrı inceleme yapılarak talebin belirsiz alacak davası olarak açılabilip açılamayacağının saptanması gerekir. Ancak, bu incelemenin yapılması için işbu davanın belirsiz alacak davası olarak açılması gerekir.
—— tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK’nın 107. maddesiyle mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nda (1086 sayılı HUMK) yer almayan yeni bir dava türü olarak belirsiz alacak ve tespit davası kabul edilmiştir. —– görüşmeler sırasında öncelikle dava konusu edilen alacakların belirsiz alacak olup olmadığı hususu tartışılıp değerlendirilmiştir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK’nın 107. maddesinde yer alan; “1-Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir.
2-Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabilir.
3-Ayrıca, kısmi eda davasının açılabildiği hâllerde, tespit davası da açılabilir ve bu durumda hukuki yararın var olduğu kabul edilir.” şeklindeki hüküm ile belirsiz alacak davası düzenlenmiştir.
Hükümet tasarısında yer almayan bu madde, —— tarafından esasen baştan miktar veya değeri tam tespit edilemeyen bir alacakla ilgili hak arama durumunda olan kişinin, hukuk sisteminde karşılaştığı güçlüklerin bertaraf edilerek hak arama özgürlüğü çerçevesinde mümkün olduğunca en geniş şekilde korunmasının sağlanması gerekçesi ile ihdas edilmiş ve kanunlaşmıştır.
Davanın belirsiz alacak davası türünde açılabilmesi için, davanın açıldığı tarih itibariyle uyuşmazlığa konu alacağın miktar veya değerinin tam ve kesin olarak davacı tarafça belirlenememesi gereklidir. Belirleyememe hâli, davacının gerekli dikkat ve özeni göstermesine rağmen, miktar veya değerin belirlenmesinin kendisinden gerçekten beklenilmemesi durumuna ya da objektif olarak imkânsızlığa dayanmalıdır.
Bu kriterler, davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin;
1-Davacının kendisinden beklenememesi,
2-Bunun olanaksız olması,
3-Açıkça karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı ve değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olması olarak belirtilmektedir.
Kural olarak kişinin alacağını belirleyebilmesi için aynı zamanda belgeye bağlama yetkisinin olması veya bu konuda belge düzenlenip kendisine verilmesi gerekir. Bir talep konusunun belirli olup olmadığının her somut olayın özelliğine göre değerlendirilmesi ve sonuca gidilmesi daha doğru olacaktır.——–sayılı kararlarında da aynı ilkeler kabul edilmiştir.” şeklinde içtihat edildiği üzere işbu davadaki taleplerin belirsiz alacak davası olarak açılması mümkün ise de —– tarihli dava dilekçesinde davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığına ilişkin hiçbir ibare bulunmayıp dava dilekçesinin “harca esas değer” kısmına “Fazlaya ilişkin ıslah, talep ve dava haklarımız saklı kalmak kaydıyla…” yazılmış, dava dilekçesinin “sonuç ve istek” kısmına da “Müvekkil şirketin fazlaya ilişkin tüm dava, talep ve ıslah hakları saklı kalmak üzere” ibareleri yazılmıştır.
——–bir davada fazlaya ilişkin hakkın saklı tutularak bir kısım alacağın tahsilini talep edilmesiyle talep dışındaki alacak için zamanaşımı işlemeye devam eder. İslahla artırılan kısım açısından zamanaşımı süresinin dolup dolmadığı ıslah tarihine göre değerlendirilir. Süresinde zamanaşımı itirazında bulunulduğu takdirde hakim HMK. 163. maddesi uyarınca öncelikle bu sorunu çözmek zorundadır.
Somut uyuşmazlığımızda, davalı vekilince ıslahla artırılan kısım bakımından süresinde zamanaşımı definde bulunulmuştur. Zamanaşımı defi bir hakkın istenebilirliğini önlediği için öncelikle ve ön sorun olarak çözümlenmesi, ıslahla artırılan kısım bakımından zamanaşımın gerçekleştiğinin anlaşılması durumunda işin esasına girilmeden davanın sonuçlandırılması gerekmektedir.
Buna göre işbu dava belirsiz alacak davası değil kısmi dava olarak açılmış olup bu bakımdan dava dilekçesi dışında kalan alacak için davalının zamanaşımı defiinin incelenmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
—— maddesi uyarınca işbu davadaki gibi eser sözleşmelerinde zamanaşımı süresi — yıldır.
Zamanaşımı süresi eserin tamamlandığı tarihte veya iş yarım bırakılırsa yazılı veya sözlü sözleşmenin fesih tarihinden itibaren başlar.
Buna göre, dava dilekçesinden davalı şirketin gerek —- tarihinde davacıya fesih ihtarnamesi gönderdiği anlaşılmakta olup işbu dava da — tarihinde açılmıştır. Yani zamanaşımı süresi ——- tarihli ihtarnamenin davacıya ulaştığı tarihte işlemeye başlayacak olup davacı tarafın ihtarnamelerin kendisine ulaştığını dava dilekçesinde kabul etmesine göre zamanaşımı süresi en geç dava tarihinde başlayacak olup — yıllık zamanaşımı süresi pandemi tedbirleri kapsamında ilave edilen— gün ilavesiyle en geç —– tarihinde dolmuş olup bedel artırımı/ıslah talebi —- tarihi itibariyle bu dilekçe ile artırılan kısımlar yönünden zamanaşımı süresinin geçtiği kanaatine varılarak davacının fesih tarihine kadar yapılan işler bedeline ilişkin alacak davasında ıslahla artırılan —kısma ilişkin davanın ve kâr kaybına ilişkin davanın ıslahla artırılan —– kısma ilişkin davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
9—— kaybı nedeniyle uğranılan zarara ilişkin maddi tazminat ve manevi tazminat talepleriyle ilgili inceleme ve gerekçe: Davacı vekili dava dilekçesi ile —–kaybı nedeniyle —maddi tazminat ve –manevi tazminat talebinde bulunmuş —– tarihli duruşmada bu iki taleple ilgili davalardan kayıtsız şartsız feragat etmiştir.
Davadan feragat HMK’nin 307., 309. ve 311. maddeleri hükümleri gereğince uyuşmazlığı ve dolayısıyla davayı sona erdiren, davalı tarafın kabulünü gerektirmeyen ve kesin mahkeme hükmünün hukuksal sonuçlarını oluşturan bir taraf işlemidir.
HMK’nin 310. Maddesine göre feragat hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir.
Davacı vekilinin vekaletnamesi incelenmiş, davadan feragate yetkili olduğu saptanmıştır.
Feragat bildirimi de HMK’nin 154. maddesi hükmüne uygun olarak mahkemece tespit olunmuştur.
Bu nedenlerle davacının —- kaybı nedeniyle uğranılan zarara ilişkin maddi tazminat ve manevi tazminat taleplerinin feragat sebebiyle reddine karar vermek gerekmiştir.
DELİLLER:
——- sunulan —–,— verilmiştir.
—-müteahhidinin— olduğu, —-olduğu,
—fesih ihbarnamesine istinaden —– düzenlenerek yapının tatil edildiği, —- tarihi itibariyle yapının gerçekleşme oranının %—- olduğu, — düzenlenmeden inşaata devam edilemeyeceği,
—-sayılı müteahhit ve ——– değişikliğine istinaden —- düzenlendiği, tespit edilmiştir.
11-İhtarname: Davalı/karşı davacı tarafından davacı/karşı davalıya gönderilen — gönderilen ihtarnamede özetle;——– belirtilen yükümlülükleri yerine getirmemeleri dolayısıyla —— tarihli inşaat sözleşmesinin müvekkil tarafından feshedildiği ve bu sebeple müvekkil şirket nezdinde meydana gelen müsbet/menfi maddi tüm zararlar ile sözleşme gereği alacaklarının ve cezai şartların tahsili zımnında aleyhlerine bilcümle davaların açılacağı ve şikayetlerin yapılacağı hususunu ihtar ettikleri tespit edilmiştir.
12-Bilirkişi Raporları ve —- tarihli ek rapora karşı sunulan itiraz dilekçeleri:
a)—-dosyasında; inşaat mahallinde davacı tarafça yapılan imalatlar —– ile yeni yüklenici tarafından devam ettirilen imalatların henüz temel aşamasında olduğu, bir yandan temel imalatı devam ederken diğer taraftan hafriyat çalışmalarının devam ettiğinin, davacı tarafça şantiyeye getirildiği beyan edilen ve halen şantiye sahasında bulunan — muhtelif yerlerde istif edildiğinin görülerek; —- tarihinde taşınmazın bulunduğu yerde yapılan incelemeler ve dosyadaki mevcut bilgi ve belgelere göre,
Taraflar arasında —— sözleşme yapıldığı, taraflar arasında yazılı sözleşme bulunmadığı,
Davacı şirketin benzer şekilde davalıya ait başka şehirlerdeki inşaat işleri ile ilgili de sözlü sözleşmeler yaparak, davalının inşaatlarını yaptığı,
Taraflar arasında yazılı sözleşme olmamakla beraber, davalı şirketin davacıya göndermiş olduğu ihtarname ile aralarındaki sözleşmenin feshedildiği ihtarı yapıldığı,
Davacı şirket tarafından davalıya ait —- temel imalatını yaptığı, temel imalatı yapılırken bir yandan da hafriyat çalışmaların devam etmekte olduğu, yerinde yapılan incelemelerde de benzer çalışma sisteminin başka yüklenici tarafından sürdürülmekte olduğu,Davacı şirket, inşaatın tamamının yapılabilmesi için önemli miktarda kalıp ve iskele malzemesi ile bunların bağlantılarını sağlayacak ekipmanın şantiye sahasına depolandığı, bu malzemelerin halen —– sahasında muhtelif yerlerde istiflenmiş durumda olduğu,Yine davacı şirket tarafından işlerin devamını sağlamak ve personel istihdam etmek üzere hazırlık yaptığı, şantiyeye —– getirdiği, ancak sözleşmenin feshedilmesi nedeniyle bu —– geri götürüldüğü,Davacı şirketin gerek yapmış olduğu inşaat imalatları ve gerekse inşaatın devamını sağlamak üzere yapmış olduğu hazırlıkların yaklaşık maliyeti dava tarihi itibarı ile —-olduğu, hesaplamanın aşağıdaki tabloda verildiği şekilde olduğu görülmüştür.¸
b)— tarihli bilirkişiler inşaat mühendisi —- tarihli bilirkişi raporunda; Mahkemece talimatla — alınan bilirkişi tespit raporunda mevcut durumun tespitinin yapılarak rapor düzenlendiği, raporda sunulu olan imalat kalemlerinin tetkiki ve taraf beyanlarının incelenmesi neticesinde —– imalatında beton birim fiyatı dahil birim fiyatın dikkate alındığı, davacının —– sadece işçiliğinin yapıldığı beyanı doğrultusunda, sadece işçilik bedelinin ödenebileceği, betonun yerleştirilmesi ve düzeltilmesine ilişkin serbest piyasa işçilik rayiçlerine göre birim fiyat — alınarak toplam maliyetin —- olarak talep edilebileceği,
— alanına göre ruhsat tarihi itibariyle depo inşaatının güncel maliyetinin —– olacağı,
Davacının kar kaybı talebi bulunmakla, kar mahrumiyeti tutarının;
Davacının davaya konu —- tamamını yapmış olması durumunda elde edebileceği kar tutarı işçilik olarak —–
-Bu durumdaki inşaatın maliyeti : —-
-Uygulanacak işçilik Oranı : —
-Bildirilecek işçilik —— : —- olup, bu tespite göre davacının yapacağı depo inşaatında harcanan işçilik tutarının % 20’si oranında kar elde edeceği tespit edildiği takdirde, talep edilebilecek kar mahrumiyeti tutarının —– olduğu,
Karşı davada; davalı-karşı davacının Kazanç kaybı nedeniyle —– İşin süresinde teslim edilmemesi nedeniyle —Üçüncü kişilerce yapılan işler dolayısıyla uğradığı zarara karşılık —- alacak talebinde bulunmuş olup, söz konusu taleplerin izaha muhtaç bulunduğundan herhangi bir hesap ve değerlendirme yapılamamıştır. Talebe ilişkin açıklayıcı bilgi ve belge sunulduğu takdirde, taleplerin yeniden değerlendirilebileceği,
Hukuki değerlendirmede, dava konusu uyuşmazlığın taraflar arasındaki eser sözleşmesinden kaynaklandığı hususunda bir ihtilaf bulunmamakla birlikte davalı tarafından dosyaya sunulan —- tarihli sözleşmenin dava konusu işi kapsayan bir sözleşme olup olmadığının incelenmesi gerektiği; zira, teknik inceleme ve dosyada mübrez tespit raporunda yer alan değerlendirmeler dikkate alındığında dava konusu işin bedelinin anılan — maddesinde belirtilen — olamayacağı ve işin süresi başlıklı ——- günlük sürede tamamlanamayacağının anlaşıldığını, davacının iddiasının da taraflar arasında böyle bir sözleşmenin akdedilmediği yönünde olup bu veriler ışığında taraflar arasında yazılı bir sözleşmenin varlığından bahsedilemeyeceği sonucuna varıldığı, takdirin —— ait olduğu; taraflar arasında yazılı bir sözleşmenin bulunmadığı varsayımında davalı tarafından kararlaştırılan sürede işlerin tamamlanamadığından bahisle sözleşmenin feshedildiği yönündeki irade açıklamasının değerlendirilmesi gerektiği; taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmadığı kabul edildiğinde işin yapılacağı yerin davacıya ne zaman teslim edildiği, işin süresinin ne olduğu bilinemediğinden fesih gerekçesinin haklı bir gerekçe olarak kabul edilemeyeceği; davacının sözleşmede belirtilen yükümlülüklerden hangisine ya da hangilerine aykırı davrandığı da davalı tarafından usulüne uygun delillerle ispatlanamadığı,
Asıl davada davacının yaptığını belirttiği imalat bedeli ile şantiye —–nakledilen kalıp ve iskele malzemesinin nakliyesi ve araçlara yüklenerek şantiye sahasından çıkarılması ve ——istifi için — edebileceği, yoksun kaldığı kârın—- olarak hesaplandığı, karşı dava konusu talepler hakkında bir değerlendirme yapılamadığı yönünde kanaat bildirilmiştir.
c)Davacı/karşı davalı vekili — tarihli ek bilirkişi raporuna karşı sunduğu — tarihli itiraz dilekçesinde özetle; bilirkişi raporunda müvekkili şirketin yaptığı işlere ilişkin hesaplanan —-tutara bir itirazlarının olmadığını, teknik bilirkişinin kar kaybına ilişkin bedeli, binanın toplam maliyeti —–hesapladığını, bu hesaplamanın kanaatlerince yanlış olduğunu, —-olduğunu; —– hesabında bulunan tutara %25 oranında kar ve genel gider karşılığı eklenmek suretiyle yaklaşık maliyetin bulunacağının belirtildiğini; ayrıca yaklaşık maliyet hesabının — üzerinden hesaplanması gerektiğini; kabul anlamına gelmemekle birlikte bilirkişinin yaptığı hesaplama yöntemine göre hesaplama yapıldığında dahi toplam kârın — olacağını, —– birim fiyat analizleri dikkate alınarak kar oranlarının konulmasının gerekli olduğunu belirterek rapora itirazda bulunmuştur.
ç)Davalı/karşı davacı vekili, — tarihli ek bilirkişi raporuna karşı sunduğu — tarihli itiraz dilekçesinde özetle; davacı lehine yapılan—— tutarındaki tespiti oluşturan kalemlerin dayanaklarının, fatura belge veya esas alınan birim fiyat ve işçilik rayiçlerinin gerekçeleriyle açıklanmasını talep ettiklerini, bilirkişinin kâr kaybı tespitinde bulunurken davacının kusurlu olup olmadığı hususunun değerlendirilmediğini, davacının kâr kaybı talep edebilmesi için sözleşmenin feshinde kusursuz olması gerektiğini, karşı dava yönünden cezai şart talebi yönünden dosyanın yeniden bilirkişi tarafından incelenmesini talep ettiklerini beyan etmiştir.
d)—- yapımı işi sözleşmesine dair uyuşmazlıkla ilgili —— görülen dava kapsamında; Haksız fesih neticesinde müvekkil yüklenicinin yaşadığı kar kaybına ilişkin bilirkişi kök ve ek raporlarında yapılan hesaplamaların gerçek kar kaybını yansıtıp yansıtmadığı, kâr kaybı bedellerinin hangi tutarda olması gerektiği” hususlarında teknik görüşleri bildirir bir teknik rapor hazırlanması talep edildiği, yapılan değerlendirmede;
“-Onaylı projeleri, imalat metrajları ve imalatların birim teklif fiyatları cetveli bulunan bir yapım işi maliyetinin hesaplanması için, ——– cetvelinin kullanılmasının, —— değerleme ilkelerine uygun olmadığı, söz konusu —–birim maliyeti cetvelinin esas kullanım amacının farklı ücret, harç ve primleri için asgari değerleri hesaplamak olduğu, ayrıca aynı grupta çok farklı yapılar birlikte değerlendirildiğinden onaylı projesi olan bir yapının maliyetini belirlemek için kullanımının yetersiz olduğu,
-Anılan yaklaşım hatası yanında ayrıca dava konusu —-açısından hatalı bir —-sınıfı ve grubu — olduğu,
—–taraflar arasındaki anlaşmanın —–yüklenici karının işverenin inşaatın bütününün yönetimi, koordinasyonu ve denetimi hizmetlerinin karşılığı olduğu ve bu nedenle kar hesabının da bilirkişi hesaplamasındaki gibi, emanet usulü işlerdekine benzer şekilde ve sadece işçilik tutarı (%9) üzerinden hesaplanamayacağı, yüklenici teklifinin de bu bazda yapıldığı, malzeme temini ve makina kullanımı dahil tüm işlerin imalat bedeli üzerinden hesaplanması gerektiği, uygulamada anahtar teslimi inşaat sözleşmelerinde yüklenici tarafından tedarik ediliyor ise işçilik, malzeme, makina kullanımı için ayrı kâr oranları veya sadece biri üzerinden kâr ödenmesinin söz konusu olmadığı, esasen yüklenici ücretinin tesisatlar dahil tüm yapım işini yönetme, koordine etme ve denetleme ücreti karşılığı olduğu, dolayısıyla tüm iş tutarı üzerinden kar oranı hesaplanması gerektiği,
-Uygulamada yüklenicinin doğrudan üretim maliyetleri üzerine, genel gider ve karını içeren bir hizmet bedeli için oransal —– koyarak işe teklif verdiği, yapının kullanılabilir hale getirilmesi için şantiyenin ve inşaatın bir bütün olarak yönetilmesi ve denetlenmesi ile ilgili hizmete dair oranın —- oranında olduğu,— ve sektör uygulamasına göre bu oranın genel olarak —-olarak dikkate alındığı, dolayısıyla kar mahrumiyeti olarak —- oranının alınması gerektiği, Bilirkişi raporlarındaki sadece işçilik üzerinden %20 kar verilmesinin de uygun olmadığı, görüşlerine varıldığı, belirtilerek kar mahrumiyetinin hangi hesap usul ile hesaplanabileceği tarafından değerlendirilir ise:
-Tarafına sunulan belgeler arasında söz konusu yapım işinin onaylı projeleri bulunmadığından kontrol edilememekle birlikte, sunulan teklifte —– bulunduğu, bu miktarların proje ile uyumluluğunun tasarım çizimleri üzerinden kolaylıkla kontrol edilerek, uygunsuzluk var ise elenerek inşaat maliyetini hesaplamada kullanılabileceği,
-Yüklenicinin —- sunduğu ve tarafına sunulan belgeler arasında da yer alan imalat kalemlerine dair birim teklif fiyatları incelendiğinde, —– olduğunun görüldüğü,
-Yüklenici tarafından gerçekleştirilmiş olsa idi yapım işi ile ilgili kendisine ödenecek tutarın —- fıkrasındaki bahsedilen her iş kaleminin —– belgedeki rayiçlerle uyumlu olduğu görülen birim fiyatlarla çarpılarak toplamlarının alınması suretiyle, bir taahhüt işleri uzmanı tarafından kolaylıkla inşaat maliyetinin bulunabileceği,
-Hesaplanan tüm inşaat maliyetinden, bilirkişi tarafında fesih öncesi davacı tarafından yapıldığı tespit edilen işlerin tutarı olarak hesaplanan —– düşülmesi suretiyle, fesih nedeniyle davacı tarafından yapılamayan iş bedelinin bulunabileceği,
-Son olarak sadece işçilik bedelleri üzerinden değil, davacı tarafından yapılamayan tüm inşaatın işverene maliyet——- yüklenicinin net kârı olarak alınabileceği hesaplanan bu tutarın da kâr mahrumiyeti olarak değerlendirilmesi gerektiği” yönünde görüş ve kanaat belirtildiği görülmüştür.
e-Bilirkişiler inşaat mühendisi —— tarihli bilirkişi raporunda; “davacı, dava dilekçesinde “davacının yaptığı işlerin söz konusu inşaatın tamamının tahminen yapım değerinin yapılan imalatın tek tek tespiti ile yapılan imalatın değerinin tespitini” talep etmiş ve Sayın Mahkemece bilirkişi görevlendirmesinde “inşaat bilirkişisinden —– fiyatlandırılmasının ayrıdan belirtilmesine, diğer kalemlerin ayrı başlıklar altında gösterilmesine” karar verilmiş olup bu yönden teknik değerlendirme yapıldığında ——-olduğu,
Asıl dava yönünden;
– Davacı tarafından taraflar arasında —sözleşmenin kurulduğunun, davalı tarafından ise taraflar arasında — tarihinde, — bedelli — sözleşmenin kurulduğunun iddia edildiği; davacının — tarihli sözleşmede imzasız sayfaların olduğunu, kendisinin sözleşmede bedeli, ceza koşulunu —- süreyi içeren sayfaları imzalamadığını, sözleşmedeki bedel üzerinden anılan işin yapılmasının imkânsız olduğunu belirttiği; davacının bu sözleşmenin davalının hafriyata başlayabilmesi için —-tarihinde belediyeye verilmek üzere bazı sayfasının imzalandığını ifade ettiği; davacının bu sözleşmeden aylar sonra taraflar arasında inşaatın yapımı hususunda sözleşmenin kurulması ve bedel hususunda teklif görüşmelerinin mevcut olduğunu belirttiği görülmekle davalı tarafından dosyaya sunulan —— sözleşmenin sadece son sayfasının taraflarca imzalandığı, ilk iki sayfasının ise imzalanmadığının anlaşıldığı,
-Dosyaya sunulan deliller ve dosya kapsamı incelendiğinde taraflar arasında —- kurulduğunun açıkça anlaşılamadığı, kaldı ki——-celsede belirlenen uyuşmazlık noktalarında “Davacı ile davalı arasında sözlü olarak yapılan depo yapım işi nedeniyle yapılan sözleşmeye göre” uyuşmazlığın çözümü belirlenmiş olduğundan buna göre bilirkişi değerlendirmesinin yapıldığı,
-Taraflar arasında yapılan depo yapım işi nedeniyle sözlü olarak yapılan sözleşmeye göre davacının yapılan işler nedeniyle alacağının olup olmadığı hususunda; dava dilekçesinde davacının yaptığı işler için —- tarihinden itibaren başlamak üzere ticari avans faiziyle ödenmesi talep edilmiş olup bu yöndeki teknik inceleme neticesinde davacının yapılar işler nedeniyle —-olduğu,
-Davalının sözleşmeyi fesihte haklı olup olmadığı hususunda; teknik inceleme neticesinde davacının, gecikmede kusurlu olmadığı, gecikmenin davacı yükleniciye isnat edilemeyeceği,
-Kâr kaybının olup olmadığı, tazminata hak kazanıp kazanmadığı hususunda; kâr kaybının tazmini talebi yönünden; dava dilekçesinde davacının uğradığı kâr kaybı için ——- fesih tarihinden itibaren başlamak üzere ticari avans faiziyle ödenmesi talep edilmiş olup bu yöndeki mali inceleme neticesinde dava dosyası —– mübrez deliller arasında yer alan bilirkişi raporlarının incelenmesi sonucunda; bilirkişilerce davacı/karşı davalının ticari defterleri üzerinde yapılan incelemelerden de anlaşılacağı üzere dava konusu işle ilgili kâr kaybının inşaat maliyetlerinin hesaplanması ve —– göre kârlılığın hesaplanması gerekeceği, yapılan teknik inceleme neticesinde —- göre davacının kârının inşaat maliyet bedelinin — olabileceği, bu kapsamda davacının kâr kaybının —– gerekeceği,
-Dava dilekçesinde davacının uğradığı maddi zararı için —- fesih tarihinden itibaren başlamak üzere ticari avans faiziyle ödenmesi talep edilmiş, davacı tarafından dava dilekçesinde “davacının ticari defter ve kayıtları incelendiğinde anlaşılacağı üzere —-hiçbir iş alınmamış olup sadece davalı şirketin edimleri yerine getirilmiştir. Özellikle bu projeye başlanacağı için hem diğer —–ifadesi bulunmakta olup bu yöndeki mali inceleme neticesinde mali inceleme neticesinde davacının uğradığı maddi zararlar ile ilgili dava dosyasına herhangi bir belge sunulmadığı, teklif verilen firmalar, fiyat tekliflerinin olmadığı, teklif verilen firmalar var ise bu işlerin davacı/karşı davalıya yerilip verilmeyeceği garantisinin olmadığı, hangi zararın bulunduğu, zararın hangi biçimde oluştuğu, eğer zarar var ise bunun haksız fesihle bağlantısının dosya kapsamından anlaşılamadığı, buna ilişkin delile rastlanmadığı dolayısı ile davacının bu yönde maddi tazminat talebinin makul olmadığı,
Karşı dava yönünden; davacının depo işini yerine getirmemesi nedeniyle oluşan kazanç kaybının ve süresinde teslim yapılmaması nedeniyle cezai şartın tahsili talebi hususunda; davalı-karşı davacının cevap dilekçesinde; sözleşmede işin tamamlama süresinin —- olduğunun kararlaştırıldığını, buna göre—— teslim tarihinin — olduğunu, ——– tarihinden itibaren kiraya verilebileceğini, deponun yaklaşık kira gelirinin — ay için —— kira kazanç kaybı olarak sözleşmenin feshi tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte tahsili talep edilmiş olup dosya kapsamından sözlü sözleşmenin koşulları açık ve ihtilafsız bir şekilde anlaşılamaması nedeniyle dosyaya sunulu başka heyet tarafından düzenlenen —– tarihli bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi sözleşmenin hükümlerinin tespit edilmediği, hal böyle olmakla kira kazanç kaybı yönünde değerlendirme yapılamayacağı,
Davacının işi süresinde teslim etmemesi nedeniyle —– olarak sözleşmenin feshi tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte tahsili talep edilmiş olup dosya kapsamından sözlü sözleşmenin koşulları açık ve ihtilafsız bir şekilde anlaşılamaması nedeniyle dosyaya sunulu —— tarihli bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi sözleşmenin hükümlerinin tespit edilmediği, hal böyle olmakla ceza koşulu (cezai şart) yönünde değerlendirme yapılamayacağı, kaldı ki teknik değerlendirmede de belirtildiği gibi gecikmenin davacıya isnat edilemeyeceği,
Üçüncü kişiye yaptırılan işler nedeniyle uğranılan zararın tahsili talebi hususunda; davalı-karşı davacı, cevap dilekçesinde —- uyarınca davalı-karşı davacının üçüncü kişi yükleniciye yaptırdığı işler nedeniyle uğradığı zarara karşılık şimdilik —– sözleşmenin feshi tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte tahsili talep edilmiş olup bu yöndeki teknik inceleme neticesinde, fesih sonrası bahsedilen üçüncü kişi yükleniciyle yapılan sözleşmenin dava dosyası içeriğinde yer almadığı, sözleşmenin kapsamı ve tarafı belli olmadığı tespit edilmiş olup bu yönden değerlendirme yapılamayacağı” yönünde görüş bildirdiği görülmüştür.
ASIL DAVA YÖNÜNDEN DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ NEDENLER VE SONUÇ:
13-Genel açıklama: 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. mddesine göre; eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eseri meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir ücret ödemeyi üstlendiği sözleşmedir şeklinde tanımlanmıştır. Buna göre eser sözleşmelerinde yüklenicinin temel borcu, eseri meydana getirip teslim etmek, iş sahibinin temel borcu da bedel ödemektir.
Sözleşmeler çeşitli nedenlerle sona erebilir. Bunlardan biri de fesihtir. Sözleşmenin kapsamına göre tek taraflı irade beyanının karşı tarafa ulaşması ile sözleşmenin feshi mümkündür. Genel kural gereği sözleşmenin feshi halinde taraflar sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre aldıklarını diğer tarafa iade etmek zorundadır. Somut olayda olduğu gibi tarafların ortak kusuru ile sözleşmenin feshedilmesi durumunda da taraflar birbirlerinin mal varlığına kattıkları değerlerin sebepsiz zenginleşme kurallarınca iadesini isteyebilir.
Müsnet davada yukarıya bilirkişi raporları bölümüne alıntılan şekilde delil tespiti, özel mütalaalar dışında iki ayrı bilirkişi heyetinden rapor alınmak suretiyle uyuşmazlığın çözümü yoluna gidilmiştir.
14-Taraflar arasındaki sözleşmenin ve tarafların kusur durumunun tespiti:——— eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eseri meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir ücret ödemeyi üstlendiği sözleşmedir şeklinde tanımlanmıştır. Buna göre eser sözleşmelerinde yüklenicinin temel borcu, eseri meydana getirip teslim etmek, iş sahibinin temel borcu da bedel ödemektir. Sözleşmeler çeşitli nedenlerle sona erebilir. Bunlardan biri de fesihtir. Sözleşmenin kapsamına göre tek taraflı irade beyanının karşı tarafa ulaşması ile sözleşmenin feshi mümkündür. —- gereği sözleşmenin feshi halinde taraflar sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre aldıklarını diğer tarafa iade etmek zorundadır.
Müsnet davada; davacı-karşı davalı, taraflar arasında “sözlü şekilde” sözleşmenin kurulduğunu iddia etmekte, davalı-karşı davacı ise taraflar arasında —–sözleşmenin kurulduğunu iddia etmektedir.
Davacı-karşı davalı ise — tarihli sözleşmede imzasız sayfaların olduğunu, kendisinin sözleşmede bedeli, ceza koşulunu (cezai şartı) ve süreyi içeren sayfaları imzalamadığını, sözleşmedeki bedel üzerinden anılan işin yapılmasının imkânsız olduğunu, bu sözleşmenin davalının hafriyata başlayabilmesi için — tarihinde belediyeye verilmek üzere bazı sayfasının imzalandığını ifade etmiştir.
Davalı-karşı davacı; — tarihli sözleşmede işin süresinin — olarak kararlaştırıldığını, —— teslim tarihinin — olacağını, davacı-karşı davalının, sözleşme gereği yüklendiği işi süresinde teslim edememesi nedeniyle sözleşmenin — tarihinde feshedildiğini, davacının sözleşme konusu işi yerine getirmediğini beyan ederek karşı davayı açmıştır.
Davacı/karşı davalı vekili—– tarihli beyan dilekçesinde; “yer teslimine ilişkin tutanak tutulmadığını, delil olarak elektrik kullanımı ilgili tutanak ile davalı şirketin maaşlı çalışanı olan iş güvenliği uzmanının — tarihli e-mailini sunduklarını, taraflar arasında yazılı bir sözleşme yapılmadığını, anlaşma olmadan —- şantiye açılışının yapılamayacağının bildirildiğini, şantiye çalıştırılan işçileri geçici görevlendirme ile çalıştırıldığını” beyan etmiştir.
Davalı/karşı davacı vekili —- tarihli beyan dilekçesinde; “dava konusu yerin teslimine ilişkin taraflar arasında imzalanmış bir tutanağın olmadığını, taraflar arasında diğer tüm projelerde de yer teslimine ilişkin yazılı bir tutanak düzenlenmediğini, —- tarihinde yer tesliminin yapıldığının kabul edilmesi gerektiği, söz konusu inşaat dair —–beyan etmiştir.
Taraflar arasında yazılı şekilde iş yeri tesliminin yapılmadığı konusunda ihtilaf olmadığı anlaşılmaktadır.
Dava konusu inşaata ilişkin —-ruhsatının—– tarihli olduğu, ——- başlanamayacağı, hafriyat çalışmalarına ilişkin dosyaya sunulu irsaliyeli faturaların incelenmesinde ilk faturanın ——– tarihinde taşınmazın bulunduğu yerde yapılan incelemelerde yeni yüklenici tarafından devam ettirilen imalatların henüz temel aşamasında olduğu, bir yandan temel imalatı devam ederken diğer taraftan hafriyat çalışmalarının devam ettiğinin” tespit edildiği görülmüştür.
Taraflar arasında yazışmalar incelendiğinde; —-tarihinde davalı/karşı davacı tarafından statik projelerin davacı/karşı davalıya gönderildiği, —-tarihli davalı/karşı davacı tarafından davacı/karşı davalıya gönderilen —konulu mailde kalıp, donatı ve ——gönderildiği, — tarihinde yangın havalandırma projelerinin gönderildiği, —– davacı/karşı davalı tarafından davalı/karşı davacıya gönderildiği anlaşılmıştır.
—- mesajlarında;
—- şantiye kurulumu ile ilgili teyit beklendiği,
—- teklif istendiği,
—-devam ettiği için dökülemediği,
—— yazışmalarda temel yerlerinin belirlenerek imalata başlanacağı;—- tarihli yazışmalarda davacı/karşı davalı tarafından sözleşmeyi yapılması hususunda talebin belirtildiği,
— temel imalatlarının ne zaman yapılacağının görüşüldüğü,
—- yapılmayacağı, yapılacaksa sözleşme olması gerektiği, taslak sözleşmenin hazırlanıp gönderilmesinin görüşüldüğü,
—- davacı/karşı davalı tarafından davalı/karşı davacıya —— tarihli sahada yapılan imalat resimlerinin davalı/karşı davacıya gönderildiği, temel kalıbına başlandığı” belirtilmiştir.
—— sayılı ilâmında belirtildiği üzere eser sözleşmelerinde yazılı bir sözleşme bulunmadan akdi ilişkinin kurulabilecektir. Aynı—- ilâmından da anlaşılacağı üzere taraflar arasında sözleşmenin varlığı uyuşmazlık konusu olmamakla birlikte bedel konusunda bir kararlaştırmanın varlığı kanıtlanamamıştır. Bu durumda işin yapıldığı yıl olan —–uyarınca yapılan iş bedelinin belirlenmesi zorunludur.
Toplanan deliller ışığında taraflar arasında —– sözleşmenin “karşılıklı ve birbirine uygun irade beyanlarıyla” kurulduğunun açıkça anlaşılamadığı, bu bakımdan davalı-karşı davacının sunduğu —- tarihli sözleşmenin taraflar arasında dava konusu inşaatın yapımına ilişkin olarak geçerli olan sözleşme olmadığı, taraflar arasındaki sözleşmenin davacı-karşı davalının iddiasında belirttiği üzere sözlü sözleşme şeklinde kurulduğu, taraflar arasında yazılı bir sözleşme olmadığı kanaatine varılmıştır.
Yukarıda detayları aktarıldığı üzere, dosya kapsamında yapılan incelemede taraflar arasında yer tesliminin yapılmadığı, inşaatın yapılabilmesi için — yapılmış olması gerektiği, — davacı/karşı davalının sorumluluğunda olmadığı, davacı/karşı davalının temel imalat yapabileceği —-tamamlanmış alanın—- ayında teslim edildiği, taraflar arasında yapılan yazışmalarda —- ayından—- olan dönemde sözleşme konusu işe ilişkin tarafların mutabık kaldığı bir sözleşmenin olmadığı, —- yapılamadığı, bu kapsamda davacı/karşı davalının sözleşme gereği yüklendiği işi süresinde teslim edemediği hususunda kusurlu olmadığı, davalı-karşı davacının sözlü olarak kurulan depo yapım sözleşmesinin feshinde haksız olduğu, sözleşmeyi haksız olarak feshettiği kanaatine varılmıştır.
Somut olayda davalı-karşı davacı tarafından sözleşmenin haksız olarak feshedildiği kanaatine varıldığından, davacı tarafın davalının mal varlığına kattığı değerlerin sebepsiz zenginleşme kurallarınca iadesini isteyebileceği, buna göre taraflar arasında yazılı sözleşme yapılmaksızın akdî ilişkinin kurulduğunun kabulü gerektiğinden davacı yüklenicinin sözleşmenin haksız feshi nedeniyle sözleşmenin feshine kadar sözleşme kapsamı ve dışında yaptığı iş bedelini ve kâr kaybını isteyebileceği sonucuna ulaşılmıştır.
———— tarihli Fesih Öncesi Yapılan İmalatların Değerlendirilmesi: Eser sözleşmesinde taraflar arasında yazılı sözleşme bulunmaması halinde yapılan işin bedeli; yapıldığı yılın piyasa rayiç değerlerine göre hesaplanır. Yazılı sözleşme olmaması nedeniyle işin tamamı konusunda bir değerlendirme yapmak ve ispatlamak ancak işin tamamı üzerinden anlaşma yapıldığı konusunda karşı tarafın açık kabulü veya yemin halinde mümkündür. Değilse yapılan işin bedeli yapıldığı yılın piyasa rayiç değerine göre istenebilir.
Bu kapsamda değerlendirme yapmak gerekirse;
Yapılan inşaat imalat bedeli açısından:
—— tarihinde taşınmazın bulunduğu yerde yapılan incelemelerde —- yeni yüklenici tarafından devam ettirilen imalatların henüz temel aşamasında olduğu, bir yandan temel imalatı devam ederken diğer taraftan ——çalışmalarının devam ettiğinin, davacı tarafça şantiyeye getirildiği beyan edilen ve halen şantiye sahasında bulunan ——- muhtelif yerlerde istif edildiğinin görüldüğü” belirtilerek; davacı şirketin gerek yapmış olduğu inşaat imalatları ve gerekse inşaatın devamını sağlamak üzere yapmış olduğu hazırlıkların yaklaşık maliyeti dava tarihi itibarı ile —olduğu yönünde görüş bildirilmiştir.
İlk bilirkişi heyetinin düzenlediği — tarihli kök raporda; —– Sayılı dosyasında alınan bilirkişi tespit raporunda sunulu olan imalat kalemlerinin tetkiki ve taraf beyanlarının incelenmesi neticesinde ——- imalatında ——–dikkate alındığı, davacının betonların sadece işçiliğinin yapıldığı beyanı doğrultusunda, sadece işçilik bedelinin ödenebileceği, betonun yerleştirilmesi ve düzeltilmesine ilişkin——— rayiçlerine göre birim fiyat —–olarak talep edilebileceği,
Yapılan ——— yapılan imalatların metrajları sunulan onaysız proje üzerinden yapılmış olup, ——-dökülmesi kaleminde sadece —- döküm işçiliği dikkate alınarak, Mahkememizce atanan ikinci bilirkişi heyetince yapılan inşaat imalatlarının toplam maliyetinin —– olarak talep edilebileceği kanaatine varılmıştır. Bu tespit teknik açıdan dosya kapsamına uygun, denetime elverişli ve yeterli bulunmakla hükme esas alınmasına karar verilmiştir.
—– şantiyeye taşınma bedeli açısından:
—— sayılı dosyasında alınan tespit raporunda, davacı tarafından şantiyeye önemli miktarda kalıp,—– inşaat malzemeleri getirerek şantiye alanında muhtelif yerlerde açık bir şekilde depolandığı, şantiyeye konteynerler getirildiği, ancak sözleşmenin feshedilmesi nedeniyle davacı şirket tarafından bir kısım konteynerlerin geri yüklenerek götürüldüğü, davalıya ait şantiyede —– halen şantiyede bulunduğu belirtilerek, taşıma harcamalarının toplam maliyeti —– olarak tespit edilmiş olup tespit sonucu bulunan miktar ve birim fiyatlar Mahkememizce atanan ikinci bilirkişi heyeti tarafından da uygun bulunmuş, yapılan bu tespit teknik açıdan dosya kapsamına uygun, denetime elverişli ve yeterli bulunmakla hükme esas alınmasına karar verilmiştir.
— faturada—- kesilen faturada —-fatura kesildiği, davacı tarafından dosyaya sunulu ——-davalı tarafından davacıya yansıtma bedeli açıklamalı olarak fatura edildiği görülmüş, ancak hangi faturaların yansıtma bedeli olduğu dosya kapsamında anlaşılamadığından dosyamıza konu uyuşmazlıkla ilgisi olmadığı kanaatine varılmıştır.
Çalışma süresi ve istihdam edilen personel harcamalarının bedeli açısından:
—– dosyasında alınan tespit raporunda, Yapılan hesaplamalara göre davacının şantiyede —- çalışması bulunduğu değerlendirildiği belirtilerek, —— toplam maliyeti —-olarak tespit edilmiştir.
Dava konusu inşaatın yer tesliminin ne zaman yapıldığına dair ihtilaf olduğu, işyerine ait —-dosyası açılışının olmadığı, davacı/karşı davalının——-hususunda beyanı olduğu, taraflar arasında —- —– ile ilgili teyit beklendiği, —- fesih ihbarnamesine istinaden —tatil tutanağı düzenlenerek yapının tatil edildiği, yeni ——ruhsatı düzenlenmeden inşaata devam edilemeyeceği tespit edilmiş olup, inşaat alanında çalışmaların —- ile —– olabileceği kanaatine varılmıştır. Yapılan bu tespit teknik açıdan dosya kapsamına uygun, denetime elverişli ve yeterli bulunmakla hükme esas alınmasına karar verilmiştir.
Buna göre davacı-karşı davalınmın — tarihli fesih öncesi yaptığı işlerin toplam maliyet bedelinin —- olduğu ve davacının, davalıdan bu miktarda yapılan işler bedeline dava tarihinden itibaren hak kazandığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.
16-Kâr kaybı bedeli yönünden yapılan değerlendirme: Kâr mahrumiyeti veya kâr yoksunluğu, ticari iş birliği içinde olan taraflardan herhangi birinin taahhüt ettiği kazancı sağlayamadığı takdirde ortaya çıkar. Bu durumla birlikte dağıtıcı, üretici, aracı ve benzeri konumdaki diğer işletme maddi açıdan zarara uğrayabileceği için ilgili işletmeden tazminat hakkı doğar. Bir inşaat sözleşmesi geçersizse, varlığı kanıtlanmamışsa, sonraki kusursuz olanaksızlık nedeniyle edim yerine getirilemiyorsa, her iki sözleşmeci de kusurluysa kâr yoksunluğu istenemez. İş sahibi sözleşmeyi bozmakla haklı değilse, yüklenici kâr yoksunluğunu isteyebilir. Kâr yoksunluğu hesabı —— kesinti yöntemine göre yapılır. Bu maddedeki yönteme göre, yüklenicinin işi tamamlamaması dolayısıyla sağladığı tasarruf —— boş kalması sonucu başka bir iş bularak elde ettiği kâr ve böylece bir iş bulmaktan kasten kaçınmışsa kazanacağı miktar toplamları düşülerek yüklenicinin iş sahibinden isteyeceği ödence miktarının ortaya çıkarılması gerekmektedir. İnşaattan beklenen kârın elde edilebilmesi için proje, hafriyat, bekçi ücreti gibi giderlerin de yapılmasını zorunlu olması nedeniyle kâr yoksunluğu yanında bunlar ayrıca istenemez. Ancak yüklenici eski binanın yıkımını da sözleşmeyle üstlenmişse bunun için yaptığı giderler kâr yoksunluğunun içindedir.
Sözleşmeden dönme veya fesih halinde yüklenici tüm iş bedelini isteyemez ise de, bundan dolayı uğrayacağı zararlarını ve bu kapsamda müspet zarar niteliğinde olan kâr kaybını da isteyebilecektir. Kâr kaybı iş bedeli olmayıp iş bedelini alamamaktan dolayı uğranılan müspet zarardır.
Dava konusu işle ilgili kâr kaybının inşaat maliyetlerinin hesaplanması ve —— göre kârlılığın hesaplanması gerekir.
Ancak taraflar arasında yazılı sözleşme yapılmaksızın akdî ilişkinin kurulduğunun kabulü gerektiğinden ve yazılı sözleşme olmaması nedeniyle işin tamamı konusunda bir değerlendirme yapmak ve ispatlamak ancak ——-konusunda karşı tarafın açık kabulü veya yemin halinde mümkün olduğundan, davalı iş sahibinin de açık kabulü bulunmadığından, davacı tarafın talebi gibi taraflar arasındaki sözleşmenin “anahtar teslimi götürü bedel” olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı, anlaşmanın “yapıldıkça yapılan iş bedelinin ödeneceği” şeklinde kabul edilmesi gerektiği, bu durumda davacının ancak sözleşmenin feshine kadar sözleşme kapsamında veya sözleşme kapsamı dışında yaptığı iş üzerinden kâr kaybını isteyebileceği kanaatine varılmıştır.
Bu nedenle her ne kadar bilirkişi raporlarında işin tamamının yaklaşık inşaat maliyeti hesap edilmiş ise de, asıl davadaki davacının kâr kaybının hesaplanmasında davaya konu depo inşaatının yaklaşık maliyetinin asıl dava yönünden bir önemi bulunmamaktadır.
Buna göre davacının kâr kaybının fesih öncesi yaptığı işlerin toplam maliyet bedeli olarak kabul edilen —- kararları ve piyasa uygulamasına göre yapılan işin—– olması gerektiği kanaatine varılmıştır.
17-Asıl davada temerrüt tarihinin belirlenmesi: Asıl dava konusu olan fesih tarihine kadar yapılan işler bedeline ilişkin alacak davası ve kâr kaybına ilişkin maddi tazminat davası yönünden davacı vekili dava dilekçesi ile fesih tarihinden itibaren ticari avans faizi uygulanması talebinde bulunmuştur.
Her iki taraf da tacir olup, yapılan iş de ticari olduğundan davacının avans faizi uygulanması istemi yerindedir.
Temerrüt tarihi ile ilgili olarak; davacı vekili, mahkememizin —- numaralı ara kararı uyarınca sunduğu—— tarihli dilekçesinde davalı taraftan yazılı bir talepte bulunmadığından temerrüt tarihinin dava açılış tarihi olması gerektiğini belirttiği, dosya kapsamında davacının, davalıya dava tarihinden önce temerrüde düşürdüğüne ilişkin delil de olmadığından her iki alacak yönünden dava tarihinden itibaren faiz uygulanması gerektiği kanaatine varılmıştır.
18-Asıl dava açısından sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacının fesih tarihine kadar yapılan işler bedeline ilişkin alacak davasının HMK’nin 26. Maddesi uyarınca dava dilekçesindeki talebi olan —- yönünden kısmen kabulü ile — dava tarihi olan — itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ıslahla artırılan — kısma ilişkin davanın zamanaşımı nedeniyle reddine, davacının kâr kaybına ilişkin maddi tazminat davasının HMK’nin 26. Maddesi uyarınca dava dilekçesindeki talebi olan — yönünden kısmen kabulü ile — maddi tazminatın dava tarihi olan —- itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ıslahla artırılan —- kısma ilişkin davanın zamanaşımı nedeniyle reddine, davacının ——kaybı nedeniyle uğranılan zarara ilişkin maddi tazminat isteminin HMK’nin 307. maddesi uyarınca “feragat” nedeniyle reddine, davacının manevi tazminat isteminin HMK’nin 307. maddesi uyarınca “feragat” nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
19-Karşı dava yönünden delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hukuki nedenler ve sonuç: Karşı davanın kabulü için karşı davacının karşı davasına konu — tarihli sözleşmenin dava konusu işi kapsayan bir sözleşme olup olmadığının incelenmesi gerekmektedir.
Mahkememizce atanan iki ayrı bilirkişi heyetinin de raporlarında belirttiği teknik inceleme ve dosyada mübrez tespit raporunda yer alan değerlendirmeler dikkate alındığında dava konusu iş bedelinin anılan — Maddesinde belirtilen—– sürede tamamlanamayacağı anlaşılmaktadır. Nitekim davacının iddiası da taraflar arasında böyle bir sözleşmenin akdedilmediği yönündedir. Bu veriler ışığında ——hakimler heyetince taraflar arasında yazılı bir sözleşmenin varlığından bahsedilemeyeceği sonucuna varılmıştır.
Taraflar arasında yazılı bir sözleşmenin bulunmadığına göre davalı tarafından kararlaştırılan sürede işlerin tamamlanamadığından bahisle sözleşmenin feshedildiği yönündeki irade açıklamasının değerlendirilmesi gerekmektedir. Karşı davacı——–ihtarnamesinde sözleşmede belirtilen yükümlülüklere aykırı davranmayı ve —— süresinde teslim edilmemesini fesih gerekçesi olarak göstermiştir. Ancak yukarıda da belirtildiği üzere, taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmadığı kabul edildiğinde işin yapılacağı yerin davacıya ne zaman teslim edildiği, işin süresinin ne olduğu bilinemediğinden bu gerekçe haklı bir gerekçe olarak kabul edilemeyecektir. Bununla birlikte, davacının sözleşmede belirtilen yükümlülüklerden hangisine ya da hangilerine aykırı davrandığı da davalı tarafından usulüne uygun delillerle ispatlanabilmiş değildir.
Eser sözleşmesinde yüklenicinin sözleşme konusu edimini sözleşmede kararlaştırılan sürede ifa edememesi durumunda, bir başka deyişle yüklenicinin temerrüdü halinde TBK m. 117 vd. yer alan borçlu temerrüdüne ilişkin genel hükümler uygulama alanı bulabilecek, eser sözleşmesinin karşılıklı borç yükleyen bir sözleşme olması sebebiyle de iş sahibinin TBK m. 125’de düzenlenen seçimlik hakları kullanması söz konusu olabilecektir. Bilindiği üzere, karşılıklı edim borçlarını içeren sözleşmelerde temerrüt halinde TBK m. 125 hükmü alacaklıya —— tanımıştır. Bu imkanlar, ifa ve gecikme tazminatı talep etmek, borcun ifa edilmemesi sebebiyle tazminat —– talep etmek, sözleşmeden dönmek ve menfi zararın tazminini talep etmektir.
Karşı dava konusu talepler davacı yüklenicinin sözleşme konusu işin tesliminde geciktiğinin ispatına bağlı olarak ileri sürülebilecek talepler olup karşı davacı karşı davalı yüklenicinin sözleşme konusu işin tesliminde geciktiğini ispatlayamadığından karşı davacının — kira geliri kaybına ilişkin maddi tazminat isteminin, — cezai şarta ilişkin maddi tazminat isteminin ve sözleşmenin haklı feshi nedeniyle—–maddi tazminat isteminin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
ASIL DAVADA;
1-Davacının fesih tarihine kadar yapılan işler bedeline ilişkin alacak davasının kısmen kabulü ile;
a)— dava tarihi olan — itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
b)Islahla artırılan —- kısma ilişkin davanın zamanaşımı nedeniyle reddine,
2-Kâr kaybına ilişkin davanın kısmen kabulü ile,
a)—maddi tazminatın dava tarihi olan — itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
b)Islahla artırılan —- kısma ilişkin davanın zamanaşımı nedeniyle reddine,
3-Davacının ——nedeniyle uğranılan zarara ilişkin maddi tazminat isteminin HMK’nin 307. maddesi uyarınca “feragat” nedeniyle REDDİNE,
4-Davacının manevi tazminat isteminin HMK’nin 307. maddesi uyarınca “feragat” nedeniyle REDDİNE,
Alacak ve maddi tazminat davalarına ilişkin olarak;
5-Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 1.366,20 TL harcın davacı tarafından peşin yatırılan 546,48 TL harç ve 48.874,20 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 49.420,68‬ TL’den mahsubu ile fazla yatan 48.054,48 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
6-Davacı tarafından sarf edilen 6.916,80 TL yargılama giderinin, davanın kabul ret oranına göre hesaplanan 47,80 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, geriye kalan 6.869 TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından sarf edilen 6.300 TL yargılama giderinin, davanın kabul ret oranına göre hesaplanan 6.256,47 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, geriye kalan 43,53 TL’sinin davalı üzerinde bırakılmasına,
8- Fesih tarihine kadar yapılan işler bedeline ilişkin alacak davası yönünden davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1. maddesi uyarınca 5.100 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9- Fesih tarihine kadar yapılan işler bedeline ilişkin alacak davası yönünden davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1. maddesi uyarınca 25.199,60 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Kâr kaybına ilişkin dava yönünden davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜ’nin 13/1. maddesi uyarınca 5.100 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
11-Kâr kaybına ilişkin dava yönünden davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜ’nin 13/3. maddesi uyarınca 5.100 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
12—— kaybı nedeniyle uğranılan zarara ilişkin maddi tazminat davası yönünden davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜ’nin 6. Ve 13/2. maddesi uyarınca 2.000 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Manevi tazminat davasına ilişkin olarak;
11-Harçlar kanununa göre alınması gerekli 80,70 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
12-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 6. Ve 10. Maddesi uyarınca belirlenen 5.100 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
13-HMK’nin 333. Maddesi gereğice bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
KARŞI DAVADA;
1-Karşı davacının —-kira geliri kaybına ilişkin maddi tazminat isteminin reddine,
2-Karşı davacının — cezai şarta ilişkin maddi tazminat isteminin reddine,
3-Karşı davacının sözleşmenin haklı feshi nedeniyle — maddi tazminat isteminin reddine,
4-Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 80,70 TL harcın karşı davacı tarafından yatırılan 375,70 TL harçtan mahsubu ile bakiye 295 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde karşı davacıya verilmesine,
5-Reddolunan davalar yönünden, davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden davaların türü ve ret sebebi aynı olduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenen 5.100 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-HMK’nin 333. Maddesi gereğice bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, davacı-karşı davalı vekili ve davalı-karşı davacı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde ——- Adliye Mahkemesi’nin ilgili Hukuk Dairesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar okundu, ana hatlarıyla anlatıldı.16/03/2022