Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/499 E. 2018/962 K. 15.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2016/499 Esas
KARAR NO : 2018/962

DAVA : İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/04/2016
KARAR TARİHİ : 15/10/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalı tarafın kooperatif Üyesi olduğunu, ancak 23.02.2014 tarihli genel kurulda alınan ödeme kararlarını yerine getirmediğin), alacağın tahsili için Anadolu …..İcra müdürlüğünün 2015/19633 E sayılı dosyası üzerinden takibe geçilmiş ise de itiraz üzerine takibin durduğunu öne sürerek, itirazın İptaline ve % 20 inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı cevap dilekçesinde böyle bir borcunun olmadığını, ödemelerini yaptığını savunmuş, kötü niyetli haksız mağduriyetinin giderilmesini talep etmiştir.
DAVANIN VE UYUŞMAZLIK KONULARININ TESPİTİ, DELİLLER, DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ NEDENLER VE SONUÇ:
1-Davanın ve çekişme konularının tespiti: Dava; kooperatif üyesi olan davalının kooperatif genel kurulunda alınan ödeme kararlarına istinaden yükümlülüğünü yerine getirmemesi üzerine başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasında, “davalının davacı kooperatifin üyesi olduğu” hususunda uyuşmazlık bulunmadığı,
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın;
A- Davalının davacı kooperatife borcu olup olmadığı, varsa miktarının ne kadar olduğu,
B- Davanın tam veya kısmen kabulü halinde alacağın likid olup olmadığı, yani davacının icra inkar tazminatına hak kazanıp kazanmadığı,
C- Davanın tam veya kısmen reddi halinde, davacının icra takibini yapmakta haksız ve aynı zamanda kötü niyetli olup olmadığı noktalarında toplandığı tespit olundu.
2-Davaya konu icra dosyası: Dosyamız içine alınan davaya konu İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğü’nün 2015/19633 E. Sayılı dosyasının incelenmesinde; Davacı vekilinin, 07/10/2015 tarihinde, davalı borçlu aleyhine takibe geçerek;
TARİH AİDAT GECİKME TAZMİNATI FAİZ
01.01.2015 590.00 270.59 40.59
01.02.2015 850.00 346.52 51.98
01.03.2015 650.00 235.07 35-26
01.04.2015 900.00 279.62 41.94
01.05.2015 900.00 235.13 35.28
01.06.2015 900.00 189.37 28.41
01.07-2015-06.07.2015 1.11 144.99 21.75
01.07.2015 -599.56 99.12 14.87
01.08.2015 900.00 53.26 7.99 olmak üzere, toplam 5.091.55 TL aidat borcu, 1.853.77 TL gecikme tazminatı, 278,07 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 7.223.39 TL’nin tahsilini talep ettiği, borçlunun ayrıntılı olarak ödemelerini gösterir belge sunduğu 19.10.2015 tarihli dilekçesi ile takibe, borca, ödeme emrine, faiz oranına ve işlemiş faize itirazı üzerine takibin durduğu, gelen icra dosyasından, davanın yasal süresi içinde açıldığı anlaşılmaktadır.
3-Deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hukuki nedenler ve sonuç:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü için gerekli deliller toplanıp, alanında uzman bilirkişiden rapor ve ek rapor alınarak uyuşmazlığın çözümü yoluna gidilmiştir.
A-Asıl borçla ilgili inceleme ve gerekçe: Davacı, asıl alacağını yukarıda icra takibi kısmında yazılı 01.01.2015-01.08.2015 arasındaki aidat kalemlerine dayandırmıştır.
Davalı …, kurucu {2 nolu ) üye olarak 01.04.1991 tarihinde kooperatif ortaklığına kabul edildiği görülmüştür. (Üye Pay Defteri: Kadıköy ——. Noter 01.04.1991/16832).
Dosyada mübrez 07.12.2014 tarihli olağanüstü genel kurul toplantı tutanağında;
2014 Aralık 650.00 TL
2015 Ocak 850.00 TL
2015 Şubat 550.00 TL
2015 Mart 900.00 TL
2015 Nisan 900,00 TL
2015 Mayıs 900.00 TL
2015 Haziran 900.00 TL
2015 Temmuz 900.00 TL
2015 Ağustos 900.00 TL
2015 Eylül 900.00 TL olmak üzere, toplam 8.450 TL aidatın toplanmasına karar verildiği, aidat ödemelerinin her ayın hangi gününe kadar yapılacağına ilişkin bir karar alınmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle aidatların her ay son gününe kadar ödenmesi gerektiği dikkate alınarak hesap yapılması gerektiği kanaatine varılmıştır. Ancak 23.02.2014 tarihli genel kurulda Ocak -Aralık 2014 dönemi için aidat kararı alınmış, 07.12.2014 tarihli genel kurulda da Aralık 2014’ten itibaren aidat ödeme kararı alınmış olup, birbirleriyle aynı ay için çakışan aylık ödemeler, Yargıtay uygulamalarına göre mükerrer bir talep olacağından, 07-12-2014 tarihli genel kurulda Aralık ayı için alınan 650 TL aidat kararının kabul edilmesi mümkün olmayıp, bu durumda 07.12.2014 tarihli genel kuruldaki aidat kararı 8.450 – 650= 7.800 TL olarak kabul edilmesi gerekecektir.
Bilirkişi heyetince davacı kooperatifin ticari defterleri incelenmiş olup, takip tarihi itibariyle toplam 31.500 TL toplanmasına karar verildiği, bu kararların, davacının kayıtlarıyla örtüştüğü, 2.200 TL karşılıksız çek kaydı ile toplam ödenmesi gereken alacağın İse 33.050 TL olduğu tespit olunmuştur.
Yine Davacının ticari kayıtlarında, davalı aleyhine 30.09.2014 tarihinde “2.200 TL çek hesap devri” açıklamasıyla borç kayıt edildiği tespit edilmiştir.
Davalının dosyaya sunduğu, 05.12.2007 tarih 239 sayılı tahsilat makbuzu ile 2007-2008 yılı aidat borçları için kooperatife toplam 10.345 TL’lik 6 adet çek verdiği, bu çekler arasında 2.200 TL’lik çekin de bulunduğu anlaşılmaktadır.
Davalının delil olarak dosyaya sunduğu mali müşavir kaşeli davalıya ait taahhüt ve ödeme listesinde, ödenmesi gereken ve ödenen miktarlar açıklandıktan sonra bu hesabın altına, “2.200 TL lik karşılıksız çek dahil değildir” notunun düşüldüğü görülmektedir. Bu açıklamadan, davalının 2.200 TL’lik çek bedelini ödemediği, bu yüzden davacı kooperatifin, 30.09.2014 tarihli 2.200 TL’lik karşılıksız çek kaydının, davalı aleyhine borç yazıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda davalının bu çek bedelini ödediğini ispatlaması gerekmektedir. Davalının sunduğu ödeme belgeleri ve bankadan gelen kooperatif kayıtları incelendiğinde, 2.200 TL’lik çek ödeme kaydı bulunmamaktadır. Bu nedenle 2.200 TL çek devri, davacı lehine kabul edilmesi gerekmektedir. Diğer tarafından 2009 yılından 2010 yılına devreden 1.845.00 TL hesap devri görülmektedir. Davacının ticari defterlerinde, 2007-2008 yıllarında 131 kodlu ortaklar alacaklar hesabından davacının, davalıdan bir alacağının olmadığı, 2009 yılı sonunda 1.845 TL alacağın olduğu, bu alacağın 2010 yılına devrettiği, o halde 1.845 TL lik aldat borcun 2009 yılındaki aidat hesaplarından doğduğu anlaşılmaktadır. 2009 yılındaki aidatların toplanmasına ilişkin genel kurul kararı ve 2009 yılına alt davalıya ait hesap muavini sunulmadığından 1.845 TL lik alacak devri, davacı lehine değerlendirilemeyecektir. Bu durumda davacının, takip tarihi itibariyle davalıdan 33.050-31.350=1.700 TL alacağı olduğu sonuç ve kanaatine ulaşılmıştır.
Bilirkişi heyetince asıl borçla ilgili yapılan hesaplama dosya kapsamına uygun, denetime elverişli ve yeterli bulunmakla hükme esas alınmıştır.
Her ne kadar davacı vekili 2009 yılından 2010 yılına devreden 1.845 TL alacağın hesaba katılması gerektiğini iddia etmiş ise de, davacı kooperatifin ticari defter kayıtlarında; 2009 yılından devreden 1.845 TL’lik bir alacağı mevcut olup, bu alacağın hangi genel kurul kararından doğduğu, aylık ödeme kararının ne olduğu hususları ispat edilemediğinden salt defter kayıtlarında mevcudu var diye, devir bakiyesinin, davalının borcu olarak kabul edilmesi mümkün olmadığından bu itirazın reddi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Her ne kadar davalı sunduğu 21.02.2014 tarih 1538 tarihli kooperatif kaşeli “1.145 TL geçmiş borçlarına mahsuben” açıklamalı tahsilat makbuzunda; “NOT:Geçmlş yıllara alt borçiar tamamen ödenmiştir” şeklinde bir açıklama düşüldüğü görülmüş ise de, mevcut genel kurul kararları ve ödeme belge/kayıtları karşısında belgenin “davalının tüm borçlarının ödendiği” şeklinde kabulü mümkün görülmemiştir.
Yine davalı bilirkişi kök raporuna itiraz dilekçesinde bilirkişi raporunda takas mahsup konusunda eksiklikler olduğunu iddia etmiş ise de, davalının takas-mahsup talebi olmadığı gibi, davacı kooperatiften, takas-mahsup yapılmasını gerektirecek bir alacağı da tespit edilemediğinden davalının bu itirazları da yerinde görülmemiştir.
B-278.07 TL faiz ve 1.853.77 TL gecikme tazminatı talebi ile ilgili inceleme ve gerekçe: Yukarıda icra takip bölümünde dökümü yapıldığı üzere davacı, 2015 yılında gecikmeli ödenmiş aidatlarına, 278.07 TL gecikme faizi, 1.853,77 TL gecikme tazminatı talep etmiştir. Hemen belirtmek gerekir ki 1.853,77 TL tutarındaki gecikme tazminatı bilirkişi raporunda sehven 1.845,77 TL olarak yazılmış ise de, icra takibindeki gecikme tazminatı tutarı 1.853,77 TL olup, bilirkişi raporundaki bu maddi hata dışındaki rakamlar ve toplamalar doğrudur.
Bilindiği üzere gecikme tazminatı, Kat Mülkiyeti Kanununa tabi taşınmazlarda uygulanan bir sistemdir. Kaldı ki, gecikme tazminatı, faiz niteliğindedir. Aynı aidat kalemlerinden ötürü, hem gecikme tazminatı ve hem de temerrüt faizi uygulanması, faize-faiz sonucunu ortaya koyar ki bu uygulama, Kanuna ve borçlar hukukunun genel mantığına aykırıdır. Belirtmek gerekir ki, davacı kooperatif, halen tüzel kişiliğini korumaktadır. Kat mülkiyeti kurulan kooperatiflerde, kooperatifin tüzel kişiliği sicilden terkin edilmedikçe, 1163 sayılı Kooperatif Kanunu hükümleri, 634 sayılı Yasaya göre öncelik taşır. Bu nedenle 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu uyarınca davacı, ancak, yasal faizin iki katını geçmemek üzere temerrüt faizi talep edebilecektir. Davacı alacaklı, ödeme emri üzerinde yıllık % 9 gecikme faizi talep etmiştir. Bu durumda gecikme faizi, takipte dayanılan 2015 yılı aldatın gecikmeli hesaplarına yıllık % 9 faiz oranı üzerinden hesaplanabilecektir. Ödeme emri üzerinde, faize dayanak aidat kalemleri; 590-00 TL aidat alacağı, 850.00 TL aidat alacağı, 650.00 TL aldat alacağı, 900.00 TL aidat alacağı, 900.00 TL aidat alacağı, 900.00 TL aidat alacağı, 900.00 TL aidat alacağı şeklinde öngörülmüştür. Genel kurul kararına göre, yukarıda beyan edilen 2015 yılı aidat kalemleri davalı lehinedir. Bu nedenle taleple bağlı olarak yukarıdaki aidatlar için gecikme faizi hesaplanabilecektir. Buna göre, bilirkişi heyetinceayrıntılı ve denetime elverişli şekilde yapılan hesap sonucunda faiz tutarı 205.425 / 360 * 0,09 = 51,35 TL olarak hesaplanmıştır.
Bilirkişi heyetince yapılan bu hesaplama dosya kapsamına uygun, denetime elverişli ve yeterli bulunmakla hükme esas alınmıştır.
Her ne kadar davacı vekili, bilirkişi tarafından 3.545 TL alacak tespit edildiği halde 1.700 TL üzerinden faiz hesabı yapılmasının hatalı olduğunu, bilirkişi raporundaki faiz değerlendirmesine de itirazlarının olduğunu, zira genel kurulda alınan faiz kararının sözleşme niteliğinde bulunduğunu ve tüm üyeleri bağlayacağını, aylık % 5 faiz kabul edilmese bile yasal faizin iki katı olan yıllık % 18 üzerinden faiz hesabı yapılması gerektiğini öne sürerek faiz hesabına itirazda bulunmuş ise de, davacı kooperatifin ticari defterindeki alacağı; 2009 yılından 2010 yılma devreden 1.845 TL7lik alacakla birlikte 3.545 TL’dir. 1.845 TL devir bakiyesi ispatlanmamış olduğundan, davacı kooperatifin alacağı 3.545-1.845= 1.700 TL ile sınırlı kalmış olup, genel kurullarda alınan faiz kararı, her ne kadar sözleşme niteliği taşısa da, yasal faizin iki katım aşamayacağı, Yargıtay 23. HD.’nın kökleşmiş içtihatlarıyla da sabittir. Kooperatifin aldığı aylık faiz kararı % S (yıllık % 60) olup, azami yıllık, yasal faizin İki katı olan, % 18 temerrüt faizi uygulanacağı açıktır. Davacı, icra takibinde, her aidat kalemine yıllık % 9 faiz hesabı yaparak ödenmemiş 2015 yılı aidatlarına faiz isteminde bulunmuştur. Bu istem davacıyı bağlayıcı nitelikte olduğundan faizin yıllık % 18 uygulanması gerektiği kanaatine varılmış ve bilirkişi heyetince yapılan hesaplama doğru kabul edilerek hükme esas alınmıştır.
4-İcra ve inkar tazminatı istemi ile ilgili inceleme ve gerekçe: Davacı taraf, davalıdan icra-inkar tazminatı istemiştir.
İcra ve İflas Kanunu’nun 67.maddesinin 2. Fıkrası hükmünce, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan başka, alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir.
Açıklanan yasal kuralların ışığında takip konusu alacak değerlendirildiğinde, alacak likid olmayıp, alacak miktarı yargılama sonucunda belirlendiğinden davacının icra inkar tazminatı isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
5-Kötü niyet tazminatı ile ilgili inceleme ve gerekçe: Davalı taraf, kötü niyet tazminatı talebinde bulunmuştur.
Kötüniyet tazminatına hükmedilmesi için alacaklı-davacının, icra takibinin haksızlığı yanında, ayrıca kötüniyetli olduğunun da kanıtlanması gerekir. Yani davalının, davacının takip ve dava konusu alacağın hiç doğmadığını veya sona erdiğini bilmesine ya da bilebilecek durumda olmasına rağmen takip başlattığını veya dava açtığını ispatlaması gerekir.
Olayımızda davalı, icra takibi tarihinde ve karar tarihinde davacı kooperatifin üyesi olup, taraflar arasında hukuki ilişki mevcuttur. Ancak, davacı davaya konu borcun bir kısmının varlığını ispatlayamamıştır. Bu nedenle davalı, davacının icra takibini yaparken veya dava açarken kötü niyetli olduğunu ispatlayamadığından kötüniyet tazminatı isteminin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
a)Davalı borçlunun İstanbul Anadolu —- İcra Müdürlüğü’nün 2015/19633 esas sayılı icra dosyası üzerinden yapılan itirazın kısmen iptali ile, takibin 1.700 TL aidat alacağına ilişkin asıl alacak ve 51,35 TL işlemiş faiz ile asıl 1.700 TL alacağa takip tarihinden itibaren işletilecek %9 ve değişen oranlarda yasal faiz üzerinden devamına,
b) Fazlaya ilişkin 3.391,55 TL asıl alacak istemi, 1.853,77 TL gecikme tazminatı istemi ve 226,72 TL işlemiş faiz isteminin reddine,
2- Alacak likid olmayıp yargılama sonucunda belirlendiğinden davacı tarafın kabul edilen kısımla ilgili inkar tazminatı isteminin reddine,
3-Alacaklının reddine karar verilen kısımla ilgili kötü niyetli olduğu ispatlanamamakla davalı yararına tazminat takdirine yer olmadığına,
4-Davacı taraf dava dilekçesinde dava değerini göstermediği halde, peşin nisbi harcı 8.465,35 TL üzerinden yatırmış ise de, dava değeri 7.223,39 TL olduğundan yargılama giderleri ve masraflarla ilgili hesaplamının bu dava değeri üzerinden yapılmasına,
5-Harçlar yasasına göre alınması gerekli 119,63 TL harcın, davacı tarafından yatırılan 144,57 TL peşin harçtan mahsubu ile fazla yatan 24,94 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
6-Davacı tarafından yatırlan 119,63 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından sarf edilen 400,00 TL bilirkişi gideri ile 85,00 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 485,00 TL yargılama giderinin takdiren %24 haklılık oranına göre 116,40 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı tarafından sarf edilen 1.200,00 TL bilirkişi gideri ile 67,00 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 1.267,00 TL yargılama giderinin takdiren %76 haklılık oranına göre 962,92 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan ….——–. uyarınca 1.751,35 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10- Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalının yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin ilgili Hukuk Dairesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar okundu, ana hatlarıyla anlatıldı.-