Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/482 E. 2018/751 K. 04.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İstanbul Anadolu
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2016/482 Esas
KARAR NO : 2018/751

DAVA : Maddi Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 13/04/2016
KARAR TARİHİ : 04/09/2018

Mahkememizde görülmekte olan Maddi Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde, davalının sigortacısı olduğu ———– plakalı araç sürücüsü ile ——— plakalı araç sürücüsünün —- ile — ilçesi, ———- mahallesinde bulunan kavşakta her iki sürücünün trafik kurallarını ihlal etmeleri neticesinde çift taraflı, ölümlü trafik kazasının meydana geldiğini, meydana gelen trafik kazasında davacının murisi ———- vefat ettiğini, davacı ————- müteveffanın eşi olduğunu, müteveffanın meydana gelen kazada ————— plakalı araçta yolcu olarak bulunduğunu, yolcu konumundaki müteveffaya atfedilecek bir kusurun bulunmadığını, davacının salt mirasçı sıfatı ile değil destekten yoksun kalan 3. kişi sıfatı ile işbu davayı açtığını, müteveffa ——– vefat ettiğinde emekli olduğunu, çiftçilikle uğraştığını, aylık gelirinin 2.000,00 TL olduğunu, müteveffanın sağ iken evin geçimini sağladığını beyan ederek fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 2.500,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 07/07/2018 harç tarihli bedel artırım dilekçesi ile; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla dava değerini 28.376,50 TL’ye yükseltmiş ve bu miktar üzerinden kaza tarihinden itibaren işleyecek en yüksek faiz ile davalı tarafından ödenmesini talep etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili cevap dilekçesinde, ———– plakalı aracın davalı sigorta şirketi tarafından 19/03/2015 – 19/03/2016 tarihleri arasında ——————- numaralı zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalandığını, davalının sorumluluğunun sigortalısının kusuru oranında, zarar nispetinde ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, davacı tarafından müteveffanın ölmeden önceki sürekli ve düzenli desteğini maddi olgularla ispat etmesi gerektiğini, tarafların kusur durumunun tespit edilmesi gerektiğini, müteveffanın herhangi bir sosyal sigorta kurumuna bağlı olup olmadığının tespit edilmesi gerektiğini, dava tarihinden önce davalı sigorta şirketine herhangi bir başvurunun yapılmadığını, bu nedenle davalı sigorta şirketinin sigorta bedelini ödeme yükümlülüğünün dava tarihinde muaccel hale geldiğini, davacı tarafın avans faizi talebinin haksız olduğunu, davalı sigorta şirketinin ancak yasal faizden sorumlu tutulabileceğini beyan ederek, davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DAVANIN VE ÇEKİŞMELİ KONULARIN TESPİTİ, DELİLLER, DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ NEDENLER VE SONUÇ:
1-Davanın ve çekişmeli konuların tespiti: Dava trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı, eşinin ölümü nedeniyle, davalı sigorta şirketinden destekten yoksun kalma tazminatı istemektedir.
Davanın dayanağı TBK’nin 49/1, 53/1-3.bent ve 55/1, 2918 sayılı KTK’nin 99/1, TTK’nin 1484. maddeleridir.
Dosya kapsamına göre, yargılamının başlangıcında, taraflar arasında “davacının murisinin ölümüne neden olan kazaya davalının sigortalısının aracının karıştığı ve bu kazada davacının murisinin öldüğü” hususlarında uyuşmazlık bulunmadığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın “davalının sigortalısının kusur oranının ne kadar olduğu, davacının murisinin müterafik kusuru olup olmadığı, varsa müterafik kusur indirimi yapılması gerekip gerekmediği, davacının destekten yoksun kalma tazminatına hak kazanıp kazanmadığı, kazanmışsa miktarının ne kadar olduğu” noktalarında toplandığı tespit olunmuştur.
2-Kazanın oluşumu: Dosya kapsamına göre, kaza 14.03.2016 tarihinde ———– mahallesinde—— Kavşağında meydana gelmiş olup, sürücü —————— sevk ve idaresindeki ——- plakalı aracın kırmızı ışıkta geçerken sürücü —— sevk ve idaresindeki —— plakalı çekici ile çarpışması sonucunda oluştuğu, kazada ———- plakalı araçta ön sağ koltukta bulunan ——- vefat ettiği, kaza ile ilgili Fatsa C. Başsavcılığı’nın ——– sor. Sayılı soruşturma dosyası ile başlatılan soruşturmada, 19.4.2016 tarihinde trafik bilirkişisi tarafından düzenlenen bilirkişi raporuna göre, —– plakalı araç sürücüsü ——————- kazadan birinci dereceden kusurlu olduğu, —— plakalı çekici sürücüsü —– ikinci dereceden kusurlu olduğu saptanmıştır.
3-Davalı sigorta şirketinin sorumlu olup olmadığı: Dava dışı—————-in sevk ve idaresinde olan —— plakalı çekici, davalı —- tarafından Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası ile sigortalıdır.
Davalı sigorta şirketi tarafından dosyaya sunulan ZMMS poliçesine göre, 19/03/2014 – 19/03/2015 dönemi için,——- nolu Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Poliçesi düzenlenmiştir. Uyuşmazlık konusu kaza 14/03/2016 tarihinde meydana gelmiş olup, kaza tarihi itibariyle——- nolu poliçe yürürlükte değildir.
Ancak, davalı vekili cevap dilekçesinde,——– plakalı aracın 19/03/2015 – 19/03/2016 dönemi için —- nolu poliçe ile sigortalandığını beyan etmiştir. Bu halde, uyuşmazlık konusu kaza 14/03/2016 tarihinde meydana gelmiş olup, kaza tarihi itibariyle —— nolu poliçe yürürlükte olduğundan tazminat şartları sağlandığı takdirde davalı sigorta şirketinin teminat sunma yükümlülüğü mevcuttur.
Kaza yılı olan 2016 yılı için —– belirlediği poliçe limitleri sakatlanma ve ölüm için kişi başına 310.000,00 TL, kaza başına 3.100.000,00 TL’ ye yükseltildiğinden uyuşmazlıkta işbu limitlerin uygulanması gerekmektedir.
4-Davacının murisinin ekonomik sosyal durumu: Davacının murisinin ekonomik sosyal durumu ile ilgili araştırmalar yapılmış, taşınmaz sorgusu ve polis araştırma tutanağı dosya içine alınmıştır.
————— Başkanlığı 23/01/2017 tarihli yazı cevabında, müteveffa ——— adına kayıtlı toplam hissesi 29.559,33 m2 ye düşen taşınmazlar üzerinden elde ettiği toplam gelirin 11.624,21 TL olarak hesaplandığını bildirmiştir.
5-Kusur oranı ile ilgili inceleme ve değerlendirme: Davalının sigortalısının kusuru yönünden Mahkememizce düzenlettirilen bilirkişi —– 18.8.2017 tarihli raporuna göre kazada ölen————– yolcu olarak bulunduğu ——- plakalı araç sürücüsü —— %75 oranında, davalının sigortalısı —- plakalı çekici sürücüsü ————- %25 oranında kusurlu olduğu yönünde görüş bildirilmiştir.
Kaza ile ilgili —————- Ceza Mahkemesinin 2016/225 esas sayılı dosyasında düzenlenen Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nin 30/12/2016 tarihli raporunda”sanık sürücü ————ile diğer sanık sürücü ———— eşit oranda kusurlu olduğu” kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Davacı vekili, ATK Trafik İhtisas Dairesi’nce düzenlenen kusur raporuna dayanarak davacının murisinin içinde bulunduğu araç sürücüsünün kusur oranının %50, davalının sigortalısının araç sürücüsünün kusur oranının %50 olması nedeniyle davacı vekili tarafından kusur oranına itiraz etmiştir. Yine davalı vekilince de sigortalısının araç sürücüsünün kusur oranının %25 olarak fazla belirlendiği yönüyle rapora itiraz edilmiştir.
Mahkememizce aldırılan ek raporda bilirkişi——– aynı görüşünü muhafaza ettiğinden, mahkememizin 3.5.2018 tarihli ara kararı uyarınca——— Kürsüsünden seçilen bilirkişiler —————- tarafından düzenlenen 25.6.2018 tarihli” kazanın, tarafların itirazları doğrultusunda irdelenerek” düzenlenen bilirkişi heyet raporunda davacının murisinin içnide bulunuğu araç sürücüsü ————–%75, davalı sigorta şirketinin sigortalısı araç sürücüsü —————% 25 oranında kusurlu olduğu yönünde görüş bildirilmiştir.
Buna göre gerek bilirkişi —————- tarafından düzenlenen bilirkişi raporu, gerekse bilirkişiler———- tarafından düzenlenen ilkiyle aynı mahiyetteki bilirkişi raporu dosya kapsamına uygun, denetime elverişli ve yeterli bulunmakla hükme esas alınmış ve davalının sigortalısı araç sürücüsünün kazada %25 oranında kusurlu olduğu sonuç ve kanaatine varılarak, bilirkişi raporu bu yönüyle hükme esas alınmıştır.
Davalı vekili, davacının murisinin müterafik kusurlu olduğunu iddia etmiştir. Bu iddiayla ilgili olarak kaza tespit tutanağının yolcular için düzenlenen kısmındaki emniyet kemeri tablosunda 1 numara takılı, 2 numara takılı değil, 3 numara zorunlu değil ve 4 numara belirsiz olduğunu ifade etmektedir.
Dosyada mübrez kaza tespit tutanağında, müteveffa———– emniyet kemerinin takılı olup olmadığı hususu 2 numara ile belirtilmiş olup, bu durumda müteveffanın emniyet kemerinin takılı olmadığı anlaşılmaktadır. İşbu husus, davacının 13/09/2017 tarihli itiraz dilekçesi ekinde sunduğu 30/12/2016 tarihli ATK kusur raporunun İrdeleme başlıklı C maddesinde de belirtilmiştir.
Bu nedenle, müteveffa———emniyet kemerinin takılı olmamasının kendi ölümünde etkili olduğu görülmekle, müteveffanın zararının oluşmasında kusurlu olduğu anlaşılmıştır. Bu konuda yüksek Yargıtay’ın uygulamaları da gözetilerek takdiren davacının murisinin %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılması gerektiği kanaatine varılmıştır.
6-Maddi tazminat miktarının hesaplanması: Zorunlu mali sorumluluk sigortası, motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişiye karşı olan sorumluluğunun belli limitler dahilinde karşılanmasını amaçlayan ve kanun gereği yapılması zorunlu kılınan sigorta türüdür. Zorunlu mali sorumluluk sigortasına (bundan sonra kısaca ZMSS olarak anılacaktır) ilişkin olarak 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu (bundan sonra kısaca KTK olarak anılacaktır) hükümleri ve Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Poliçe Genel Şartları (bundan sonra kısaca ZMSSPGŞ olarak anılacaktır) uygulanır.
ZMSS ile işletenin veya sürücünün kusurlu davranışı vereceği zararlar teminat altına alınmaktadır. ZMSS’de rizikonun gerçekleşmesi halinde sigortacının ödeyeceği tazminat KTK.m.91 hükmünün atfıyla 85/1 hükmü uyarınca sigorta ettiren işleten tarafından motorlu aracın işletilmesi sonucunda ortaya çıkan maddi zararlar ile kişinin yaralanması veya ölmesi gibi bedeni zararlara ilişkindir.
Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Poliçe Genel Şartları uyarınca sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.
Sigortacının sorumluluğu işletenin KTK.m.85/1’ deki sorumluluğu ile eşdeğerdir.
KTK.m.91 uyarınca bir şeye zarar verilmesi halinde işletenin sorumluluğu bu zararı gidermede hangi kapsamda ise sigortacının da sorumluluğu o kapsamda olmalıdır.
ZMSS’ de zarar giderim durumlarında sınırlı sorumluluk ilkesi, gerçek zararın giderilmesi ilkesi, kusur oranında sorumluluk ilkesi söz konusudur.
ZMSS’ye ilişkin tarife ve poliçelerde gösterilen ve sigortacının sorumlu olduğu azami limiti gösteren meblağların, zarar görene ancak uğradığı gerçek zarar miktarı kadar ödenmesi gerekir.
Motorlu aracın neden olduğu riziko sebebiyle üçüncü kişilere ait şeylere veya bedenlerine verilen zarardan ötürü sigortacı poliçede gösterilen limit meblağının tamamını değil, üçüncü kişinin maruz kaldığı gerçek zarar miktarını araştırıp saptanması ve işbu hesaplanan tazminat bedelden Yerleşik Yargıtay içtihatları doğrultusunda güncelleme değerinin tenzili sonrası tazmini gerekmektedir. Kısmi ödemeler sigorta şirketinin sorumluluğunu ortadan kaldırmamaktadır.
Davalı sigorta şirketi,————– plakalı aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olup, sigortalısının kusuru oranında ve poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere davacının yoksun kaldığı desteğe ilişkin maddi zararından sorumludur.
Yüksek Yargıtay 4, 9, 10, 11, 19 ve 21. Hukuk Daireleri’nin yerleşmiş içtihatları doğrultusunda davacının murisinin ölüm tarihinden itibaren günümüze ve bilinen dönem sonuna kadar sağladığı fayda, gerçekleşen her türlü ücret artışları ve emsal ücretlerine göre tespit edilerek hesaplanması gerekmektedir.
————–Odası Başkanlığı 23/01/2017 tarihli yazı cevabında, müteveffa ——- adına kayıtlı toplam hissesi 29.559,33 m2 ye düşen taşınmazlar üzerinden elde ettiği toplam gelirin 11.624,21 TL olarak hesaplandığını bildirmiştir.
Bu halde, müteveffanın aylık geliri 968,68 TL (11.624,21 TL : 12 ay) olmakla, aynı yıl ülkemizde uygulanan 1.300,99 TL net asgari ücretin altındadır. Bu nedenle, müteveffanın kaza tarihinden günümüze kadar olan kazançları yasal asgari ücretler esas alınarak belirlenmesi gerekecektir.
Bu ilkeler ışığında aktüer bilirkişi ———— tarafından düzenlenen 02 Mayıs 2017 tarihli bilirkişi raporunda, trafik kazasında ölenin eşi olan davacı ——————–ın yoksun kaldığı destekten kaynaklanan maddi zararları 141.882,49 TL olarak hesaplanmıştır.
Bilirkişi tarafından yapılan bu hesaplama dosya kapsamına uygun, denetime elverişli ve yeterli bulunmakla hükme esas alınmıştır.
Bu duruma göre, davalınını sigortalısı araç sürücüsünün kusur oranı %25 olduğundan, davalı sigorta şirketinin kusur oranına göre sorumlu olduğu miktar 35.470,62 TL olacaktır.
Yine, davacının murisinin emniyet kemeri takmaması nedeniyle yukarıda belirtildiği şekilde %20 müterafik kusur indirimi yapılması gerektiği kanaatine varıldığından, davalı sigorta şirketinin sorumlu olduğu miktarın 28.376,50 TL olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
7-Faiz Oranı ile Başlangıç Tarihinin Belirlenmesi: Trafik kazaları esas itibariyle haksız fiil sayıldığından davacının istemi yerinde görülmekle faizin kaza tarihi olan 14/03/2016 tarihinden itibaren başlatılmasına karar vermek gerekmiştir.
Sigortalı araca ait ruhsat örneğinde, aracın kullanım amacının ticari olduğu belirtildiğinden davacının istemi de göz önüne alınarak uygulanacak faiz oranı 3095 Sayılı Kanunun 2.maddesine göre TCMB’nin önceki yılın 31 Aralık günü kısa vadeli avanslar için uyguladığı faiz oranı olduğuna karar vermek gerekmiştir.
8-Sonuç: Davacı vekilinin ıslah dilekçesi de göz önüne alınmak suretiyle, davacının maddi tazminat talebinin kabulü ile; 28.376,50 TL rücuen tazminatın 14.03.2016 tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek 3095 sayılı Yasanın 2/2. Maddesine göre avans esasına göre hesaplanan temerrüt faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile, 28.376,50 TL rücuen tazminatın 14.03.2016 tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek 3095 sayılı Yasanın 2/2. Maddesine göre avans esasına göre hesaplanan temerrüt faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar yasasına göre alınması gerekli 1.938,40 TL harcın, davacı tarafından yatırılan 29,20 TL peşin harç ile 89,00 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 118,20 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.820,20 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafından yatırılan 29,20 TL peşin harç ile 89,00 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 118,20 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 3.315,00 TL bilirkişi gideri, 69,00 TL tebligat gideri, 12,70 TL müzekkere gideri olmak üzere toplam 3.396,70 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Kabul edilen dava yönünden avukatlık asgari ücret tarifesine göre davacı lehine takdir olunan 3.405,18 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, HMK’nin 345. Maddesi uyarınca gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin ilgili Hukuk Dairesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.