Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/468 E. 2018/436 K. 03.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İstanbul Anadolu
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/468 Esas
KARAR NO : 2018/436

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 15/02/2016
KARAR TARİHİ : 03/05/2018
KARAR YAZIM TARİHİ : 04/05/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 23.09.2015 tarihinde davalı … sevk ve idaresinde bulunan—- plakalı aracı ile— Sokak istikametinden — Sokak istikametine — Caddesi ile — Caddesinde seyir halinde iken 8 mt. Genişliğinde %10 iniş eğimli yaya kaldırımı bulunmayan — Sokak istikametine geniş kavisle dönüş yaptığı esnada aracın seyrine göre taşıt yolunun sol tarafında kavşak köşesinde taşıt yolunun içinde bulunan 4 yaşındaki yaya —‘a aracının sol yan kısımları ile çarpması sonucu trafik kazası meydana geldiği, kaza sonucu yaya —‘ın vefat ettiği, açıklanan nedenler ile her bir davacı için ayrı ayrı 1.000 TL olmak üzere toplam 2.000 TL maddi tazminatın, davacı … için 20.000 TL, davacı … için 20.000 TL olmak üzere toplam 40.000 TL manevi tazminatın ve olay tarihi itibari ile yasal faizin davalılardan (sigorta şirketi hariç) fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydı ile maddi tazminatın ise davalılardan olay tarihinden -sigorta şirketi yönünden temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrar etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; maddi tazminatı ilgilendiren bir durumun bulunmadığını, sürücüsü bulunduğu aracın zorunlu trafik sigortasının bulunmadığını, gerekli ödemelerin sigortaca davacı tarafa yapıldığını, kusur raporunda asli kusurun çocuğa sahip olmayan ailesi ve maktül küçüğe yüklendiğini, kendi kusurlarından doğan zararın kendisinden istenemeyeceğini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı —- dava ile ilgili cevap vermediği görülmüştür.
Davacılar vekili 26/01/2018 tarihli dilekçesi ile maddi tazminat talebi yönünden davadan feragat ettiğini beyan ettiği görülmüştür.
Mahkememizce yapılan yargılama ve dosya içeresinde toplanan delillerin bir bütün olarak irdelenmesi sonucu;
Dava, trafik kazası neticesinde meydana gelen ölüm olayına bağlı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
23.09.2015 tarihinde, davalı …’ in yönetimindeki — plaka sayılı araç ile yaya olan davacıların desteği —‘ a çarpması neticesinde—‘ ın vefat ettiği, olay tarihi itibariyle aracın davalı … şirketi nezdinde ZMSS kapsamında sigortalı olduğu anlaşılmıştır.
Dosyada mevcut bilgi ve belgeler doğrultusunda alınan;
21.11.2017 tarihli kusur raporunda, meydana gelen kazada davalı …’ in % 80, yaya olan Berat’ ın % 20 oranında kusurlu olduğu,
03.01.2018 tarihli aktüer raporunda, davacı-anne — için 69.943,58 TL, davacı-baba — için 33.636,55 TL destekten yoksun kalma tazminatının ödenmesi gerektiği tespit edilmiştir.
21.11.2017 tarihli kusur raporunun, dosyada mevcut ceza mahkemesince hükme esas alının kusura ilişkin tespit ve kaza tespit tutanağı ile uyumlu oluşu, 2918 sayılı yasa hükümleri doğrultusunda teknik verilere dayalı olarak düzenlenmiş olması sebebiyle işbu rapor mahkememizce benimsenmiş olup hükme esas alınmıştır.
Davacılar vekilinin maddi tazminat istemine yönelik davadan feragat etmiş olması sebebiyle maddi tazminat istemine yönelik açılan davanın reddine karar verilmiştir.
Davacıların manevi tazminata yönelik isteminin irdelenmesinde ise; TBK’ nun 56. Maddesinde “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” hükmünü içermektedir. Bu madde gereğince yargıcın, özel durumları göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Takdir edilecek bu tutar, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 gün ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel durum ve koşullar da açıkça gösterilmiştir (Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 2011/10941 E, 2012/13508 K. sayılı kararından). Davalının % 80 oranında kusurlu eylemi neticesinde davacıların desteğinin vefat etmesi olayında davacıların bu olay nedeniyle üzülmemiş, acı ve elem duymamış olması mümkün değildir. Davacılar açısından manevi tazminat talep etme şartlarının oluştuğu görülmekle, talep edilen miktar, olayın meydana geldiği tarih ve oluş şekli, kusur oranları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, vefat eden çocuğun yaşı, anne-babanın yaşı ve dosyaya yansıyan özellikler nazara alınarak yukarıda belirtildiği üzere zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirmeye yeterli olduğu yönünde mahkememizde oluşan kanaat doğrultusunda hüküm fıkrasında belirtilen manevi tazminatın davalı araç sürücüsü Hüseyin’ den alınarak davacılara ayrı ayrı verilmesine karar vermek gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Maddi tazminat istemi ile açılan davanın feragat nedeni ile REDDİNE,
-Karar tarihi itibari ile alınması gerekli 35,90 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
-Davacı tarafından sarfedilen yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
2-Manevi tazminat istemi ile açılan davanın KABULÜ ile,
20.000 TL manevi tazminatın 23/09/2015 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den alınıp davacı …’a verilmesine,
20.000 TL manevi tazminatın 23/09/2015 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalı … den alınıp davacı …’e verilmesine,

-Karar tarihinde alınması gerekli 2.732,40 TL harcın davalı …’den tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yapılan tebligat gideri, müzekkere gideri, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.205,00 TL yargılama giderinin davalı …’den tahsili ile davacı taraf ödenmesine,
Davacılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 4.750,00 TL vekalet ücretinin davalı …’den alınarak davacılara verilmesine,
3-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı asilin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde BAM nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.03/05/2018