Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/456 E. 2019/151 K. 14.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/456 Esas
KARAR NO : 2019/151
DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 07/04/2016
KARAR TARİHİ: 14/02/2019
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirketin 01-25 Mart tarihleri arası yapmış / yapmakta olduğu kampanya nedeniyle ortaya çıkan haksız rekabet fiilinin tespiti ve men’ini, müvekkil şirket nezdinde söz konusu haksız ve mesnetsiz olarak yürütülen kampanya nedeniyle ortaya çıkan – fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla – tarafımızca davalı tarafa gönderilen ihtarname tarihi olan —– ‘dan itibaren işletilecek temerrüt faiziyle birlikte şimdilik ——–TL maddi zarar ve TBK md.58 gereğince —–TL manevi tazminatın davalı şirketçe tazmini taleplerini içerdiğini, müvekkili şirket — yıllardan beri optik sektöründe faaliyette olan———– ortaklığında – yılında kurulmuş olan, ———- adresinde bulunan, toplamda—- şube ve– optik mağazasına hizmet veren, —- genelinde faaliyet gösteren, kontakt lens ve solüsyonları pazarında toptancı olarak faaliyette bulunan bir sermaye şirketidir. Davalı şirket ise yabancı sermaye ortaklığı şeklinde kurulmuş olan ve kontakt lens ve solüsyonlarını ithalat/tedarik eden bir şirket olduğunu, müvekkil şirket ile davalı şirket arasında uzun yıllardan beri süregelen, her yılın başında karşılıklı kabul ve icap ile yenilenen fiyat matrisi görünümlü bir sözleşme mevcut olduğunu, bu sözleşmede, müvekkil şirketin bir önceki yılın son çeyrek dönemindeki net alımı baz alınarak, söz konusu sözleşmede karşılığına denk gelen fiyat barem aralığındaki malın birim fiyatına göre alım – satım yapıldığını, davalı şirket yine söz konusu son çeyrek dönemdeki net alımı taban alarak %5 ile %20 arası değişen —– altında birtakım ticari yardımlarda bulunduğunu, diğer şirket ve bireysel faaliyet gösteren optik mağazalarına da uygulandığını, davalı şirket, müvekkil şirketin—- yılının son çeyrek dönemki alımının ——TL altında gerçekleşmesinden bahisle, – fiyatlandırma matrisinde bu barem aralığına göre ürünlerde birim fiyat belirleneceğini —- tarihli e-mail ile bildirdiğini, bunun üzerine, —- birim fiyatı ——–birim fiyatı ise —-TL şeklinde olduğunu, ayrıca adı geçen e-mailde pazarlama desteği olarak en az net —–TL alım yapan müşterilere ilave olarak ilgili çeyrekteki alım tutarlarının %5’i oranında pazarlama desteği sunulacağını ve bu desteğin bir müşteri için maksimum —–TL olacağını bildirdiğini, davalı şirketçe —-tarihli e-mailler ile (art arda gönderilmiştir) ———- ürünlerinde kampanya olduğunu bildirildiğini, —— alım fiyatı 36.-TL ve tek seferde en az——– alımlarında aynı adet ———— adlı ürünü de bedelsiz verileceğini, söz konusu kampanyadan müşterilerin en fazla —kutu —– ile sınırlı tutulacağını da ayrıca belirttiğini, ——kutu sınırlaması ile firma tarafından yapılan kampanya dizaynı, optik mağazalara yapılacak olan satışı firmanın kendi lehine çevirdiği bir silah haline dönüştüğünü, örnek —- volümlü ve bünyesinde — fazla üyesi bulunan ———– ile yapılan görüşmede üyelerinin bu kampanyadan alım yapmasının avantajlarından bahsedip —kutudan fazla almak istemeleri halinde kendi bünyelerindeki birkaç optiğin münferit olarak yada birleşerek bu adetleri arttırabileceği sonrasında da bu ürünleri kooperatife vererek diğer üyelerin fayda sağlayabilecekleri yönünde telkin ve yol göstermesi 2011 yılından beri müvekkilim ile çalışan müşterisi ile ticari ilişkisini zedelendiğini, 2.400 kutu ile sınırlandırılan müvekkili şirketin geçmiş yıllardaki toplam alımlarına bakıldığında yapılanın ticari olarak engelleme olduğunu çok daha net ifade edileceğini, davalı şirketin kendi verilerine ve diğer optiklerden edindikleri bilgilere göre 2016 yılında net alımı oldukça yüksek olmasına rağmen davalı şirketin en fazla zammı müvekkil şirkete yapmış olması da ayrı bir vaka olduğunu, davalı şirket, bir yandan bütün şirketlere —-şekilde uygulanacağını, fiyat matrisi görünümlü sözleşmeye bağlı kalarak ticari faaliyette bulunduğunu iddia etmekte ancak öte yandan eşit davranma yükümlülüğünü ve ticari ayrımcılık yapma yasağını ve diğer kanuni yükümlülüklerini hiçe sayarak müvekkil şirkete en fazla zammı ve bunun üzerine bir de söz konusu kampanya ile kontakt lens ve solüsyonları pazarında ——genelinde depo/toptancılık ve perakende satışı en fazla yapan şirketlerden biri olan müvekkil şirketi Pazar dışına itmeye çalıştığını, davalı şirket söz konusu sözleşmeye aykırı davranmak suretiyle haksız rekabette bulunarak ticaretin temelini oluşturan etik kurallar yok saymış ve böylelikle fırsat eşitliğini ihlal etmiş ve ettiğini, davalı şirketçe yürütülen kampanya nezdinde, optik işletmecileri gözünde müvekkil şirketin ticari saygınlığı, ekonomik itibarı zedelenmiş ve zedelendiğini, TBK md.58 gereğince müvekkil şirket lehine—–TL’den az olmamak üzere manevi tazminat istemimiz zaruri olduğunu, ancak bu şekilde davalı şirketin esasında pazarda tek satıcı olmak gayesiyle müvekkil şirketi karaladığı, müvekkil şirketin ticari örf ve adetlerine uygun ve müşterilerini kandırmayacak şekilde satışta bulunduğu gerçeği biraz olsun ispatlanmış olacağını, TTK md.55/a-1,2,6,7,8/b-1/f ‘de sayılan fiiller nedeniyle davalı şirketçe yürütülen kampanyanın haksız rekabet fiilini oluşturduğunun ve bu nedenle TTK md.56/1-a gereğince söz konusu kampanyanın haksız olduğunun tespitini, TTK md.56/1-b gereğince söz konusu kampanyanın haksız rekabeti oluşturmasından bahisle bu kampanyanın bir an önce engellenmesini / men’ini, bu bağlamda haksız rekabetin ref’ini ve men’ini ve bu konuda İHTİYATİ TEDBİR KARARI verilerek önlenmesini, TTK md.56/1-d gereğince söz konusu haksız rekabet fiilini oluşturan kampanya nedeniyle bu kampanyanın başlangıç tarihi olan 01.03.2016 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte müvekkil şirkette meydana gelen fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik 50.000.-TL maddi zararın davalı şirketçe tazminini, TTK md.56/1-e gereğince gerekli şartlar oluştuğundan davalı şirketin haksız rekabet fiilinden ötürü müvekkile söz konusu kampanyanın başlangıç tarihi olan 01.03.2016 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle şimdilik fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla 100.000.-TL manevi tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrar etmiştir.
Taraflara tebligat yapılarak taraf teşkili sağlanmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının haksız rekabet olarak gördüğü, kampanyalar ile getirilen azami alım sınırı, kampanyali ürünlerin stoklarla sınırlı olması nedeniyle kampanyalardan olabildiğince fazla müşterinin yararlanması amaçlı olduğunu, davacı, ———–tarihleri arasında müvekkil şirket tarafından yapılan kampanyaların, kampanya konusu ürünler ile ilgili olarak kampanya kapsamında – yani kampanyaların avantajlarına tabi olarak satın alınabilecek ürünlerin miktarına – azami bir alım sınırı getirmesinin kendi aleyhine haksız rekabet teşkil ettiğini iddia ettiğini, buna gerekçe olarak ise — yılında ——-alımı yapmışken ilgili Kampanya’da aynı ürün ile ilgili olarak 2.400 kutu alma sınırına tabi tutulmasının; 2015 yılında 80.568 kutu ——– alımı yapmışken ilgili Kampanya’da aynı ürün ile ilgili olarak 10.000 kutu lens alma sınırına tabi tutulmasının ticari faaliyetini olumsuz etkilediği hususunu ileri sürüldüğünü, kampanyalar, müşterilerin ticaretin olağan akışı içerisinde yaptığı alımları etkilemeyen, bir yan teklif mahiyetinde olduğunu, genel olarak alımlara konan bir sınırlama söz konusu olmadığını, kampanya’nın avantajlarına tabi olarak satın alınabilecek ürünlerin miktarına getirilen bir sınırlama olduğunu, ilaveten kampanyalar’ın şartları, müvekkil şirket tarafından tüm müşterilere-konumları ve kategorileri önem arz etmeksizin – eşit şekilde uygulandığını, kampanya kapsamında kampanyalı ürünlerin —–stoklan ile sınırlı olduğundan, kampanya kapsamında;—- Kampanyası: En fazla 2.400 adet ———- alan müşterilere aynı adette ———– bedelsiz olarak verildiğini,——- Kampanyası: En fazla 10.000 adet —–alan müşterilere de aynı adette —— bedelsiz olarak verildiğini, kampanyaların sadece 25 gün süre ile geçerli olduğunu, müvekkil şirketin bütün kampanyalarındaki kriteri müşterinin müvekkil şirketten alım miktar, üzerinde olduğunu ve kampanya kapsamındaki alım miktarlarına ulaşan bütün müşterilere ayrım gözetmeksizin uygulandığını, kampanyalar müşteriye özel ticari uygulamalar olmadığını, kampanyalara ilişkin hacim kriterleri müşterilerin alım hacimlerinin belirli oranları temelinde belirlenmediğini, genel olarak değişik baremlere dağılmış olan tüm müşteriler kampanyalardan yararlanabildiğini, kampanya süreleri genel olarak 1-2 aylık sürelerle sınırlı tutulduğunu,ilaveten kampanya bilgilendirmelerinin müşterilere yapıldığı e-posta duyurularında da belirtildiği üzere, bu kampanyaların temel gerekçesi, kampanyalı ürünlerin müşterilerin raflarında yer almasını ve müşterilere satışını kolaylaştırmasını sağladığını, bu nedenle, kampanyalar hiçbir şekilde müşteri segmentasyonu içermediğini, aslen, böyle bir alım sınırlamasının arkasındaki mantık, tüm —–müşterilerine, stoklarla sınırlı olan bu kampanyalar’dan faydalanma imkânını sağlanmakta olduğunu, davacının, fiyatlandırma matriksine ilişkin beyanları hatalı bulunduğunu, zira bu matriks, davacının iddia ettiği gibi zorunlu asgari alım miktarr öngörmediğini, bu matriksin kendisi, müvekkil şirketin tüm müşterilerini eşit şartlara tabı tuttuğunu gösterdiğini, —— fıyatlandırma matriksi, müşterilerin ciro baremlerine göre belirlenen ıskonto oranlarından oluştuğunu, Iskontolar ve buna bağlı müşteri ürün fiyatları üçer aylık dönemler için belirlenmekte ve geçerli olduğunu, ——————–müşterilerin her çeyrek dönemde hangi ciro baremine dâhil olacağı ve dolayısıyla ürünlerde hangi ıskontoları alacağı müşterinin bir önceki çeyrek (üç aylık) dönemde gerçekleştirdikleri toplam net alım cirosuna göre belirlendiğini, geçmiş dönemdeki alımlara bağlı olan bu kriter, belirli miktarda alım yapılması yönünde herhangi bir yükümlülük altına girilmesinin söz konusu olmadığını açıkça gösterdiğini, beş ve üzeri perakende mağazası olan müşterilerde, ciro baremi ıskontosu üzerine eklenen bir ıskonto bulunmadığını ve ürün fiyatları bu iki ıskontonun birleşmesi ile belirlendiğini, müşterinin toplam net alım cirosunun ilgili çeyrek sonunda bir üst ciro baremine ulaşması durumunda, müşterinin fiyatları bir sonraki çeyrek için yeni bareme göre tanımlandığını, bir çeyrekteki alımları, bulunduğu baremin alt sınırını karşılamayan müşterilerin fiyatları ise, bir sonraki çeyrekte alım tutarının denk geldiği barem fiyatlarına getirildiğini, müşterinin toplam net alım cirosunun ilgili çeyrek sonunda üst ciro baremlerinde gerçekleşmesi durumunda, müvekkil şirket müşteriye geriye dönük olarak ciro baremleri arasındaki ıskonto oran, farkından doğan fiyat farkını ödememektedir (Diğer bir deyişle daha düşük ahm yapılması dolayısıyla bir yaptınm uygulanması gibi bir durum söz konusu değildir) Tersi durumda, yani müşterilerin ciro baremi düşmesi durumunda müvekkil şirket müşterilerden geriye dönük ciro baremleri arasmdaki ıskonto oranı farkından doğan fiyat farkını talep etmemektedir (Diğer bir deyişle daha yüksek ahm yapılması dolayısıyla odul olarak, fiyatlarda geriye dönük olarak bir iyileştirme yapılması gibi bir durum söz konusu olduğunu, müvekkil şirket, global politikaları da gereği, hiçbir müşteriye özel ticari koşullar, indirim ve avantajlar sağlamamaktadır ve aynı özelliklere, alım hacmine sahip müşterilere eşit şartlar sunduğuru, davacının, müvekkil şirke, tarafından dikte edilen ve ulaşması zorunlu kılman bir alım hedefi bulunmadığını, ciro baremleri müşterinin alması gerektiği bir miktarı da göstermediğini, hatta baremler alım miktarı bile içermediğini, sadece Türk Lirası cinsinden bir ciro aralığı gösterdiğini, ki bu da müşterinin karşılamak zorunda olduğu bir rakam olmadığını, sadece ıskonto oranlarının belirlenmesi için kullanılan bir aralık olduğunu, anlaşılan odur ki davacı, sahip olduğu ıskonto oranını korumak adına kedine bir alım hedefi koyduğunu ve bu hedefi tutturmayı kendi icin bir zorunluluk haline getirdiğini, müvekkil şirketin dikte ettiğini, HMK’nın 200. maddesi gereğince, değeri 2.500 TL’yi geçen bir tazminat talebinin senetle ispatı gerektiğini, davada talep olunan tazminat meblağın göz önüne alındığını, dava konusu kampanya’nın meşruluğu, salt bir hukuki değerlendirme ile ortaya çıkacağını, iddia olunan zararın boyutu, ancak ve ancak yazılı delil ile ispat olunacağını, fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak üzere davacının haksız ve mesnetsiz ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı tanığı ————beyanında özetle; kendisinin ——– yaklaşık 20 yıldır sahibi olduğunu, şirketin kontak lens ve gözlük işi ile uğraştığını, davacı ile son 5 yıldır, davalı ile ise son 10 yıldır ticari ilişkisi bulunduğunu, taraflardan ticari ilişki çerçevesinde kontak lens aldığını, almış olduğu ürünler içiresinde bire bir ürünlerde bulunduğunu, zaman zaman taraflardan aldığı ürünlerin kampanyalar ve fiyatları itibari ile makul olan tercih ettiğini, iki tarafın kampanyalı fiyatları farklı zamanlarda tercih edilebir olduğunu, 2016 yılı ve 2017 yılı başında davalı şirket, davacı şirketin sattığı ürünleri daha ucuza sattığını belirterek pazarlamaya çalıştığını, ikisinin sunduğu ürün de aynı olduğunu, birbirlerinin mallarını kötülemelerinin bulunmadığını, davalı davacının satmış olduğu —- fiyatlarını daha uygun fiyata vereceğini söylediğini, Airoptiks markalı ürün taraflar arasında itilafa konu olan ürünlerden biri olduğunu, davalı tarafça belirli bir adedin alınması halinde fiyatlarda değişiklik yapılacağı noktasında teklifte bulunduğunu, daha sonra bu şartı kaldırarak fiyatları normal bir düzeyin altına inmek sureti ile satışa sunduklarını, Alkonun satış elemanı verilen fiyatların abartılı olduğunu, malların daha ucuza alınması gerektiğini belirttiğini, kendisinin bilgim ve görgüsünün bundan ibaret olduğunu, davacı vekilini talebi doğrultusunda tanık beyanında; davacı şirketin ticari hacmı çok büyük olduğunu, açık ara farklı davalı şirketin en büyük alıcısı olduğunu, davacı şirket çalışanlarının kendisinin iş yerime gelerek davacı şirketin sattığı ürünleri aşırı pahalı sattıklarını söyleyerek malları kendilerinden almalarını istediklerini, ancak malları kötülemek gibi bir söylemlerinin bulunmadığını, davalı şirket tarafından kendisinin iş yerine gelerek belli bir miktarda ürün alındığında iskonta yapılacağı teklifi verildiğini, miktar olarak çok daha fazla alınması halinde aynı iskontanın yapılacağı teklifi davacı tarafa da teklif edildiğini beyan etmiştir.
Davacı tanığı ———— beyanında özetle;kendisinin optik sektöründe —- Kooperatifi yönetim kurulu başkanı olarak görev yaptığını, kooperatif ortaklarımıza kontak lens tedariki yaptıklarını, kendisinin son 5 yıldır bu tedariki ——– tedarik ettiklerini, —-ılının Şubat ayında davalı … ile görüştüklerini, davalı firma yetkilisi———–kooperatife geldiğini, çalışma şartlarını sunduğunu, davacı ——daha iyi olduğunu, —-yılının sonuna kadar —– Alkon ürünlerini %18 iskonta ile satarken —-ılından itibaren iskontasız satmaya başladığını, davalı şirket yetkilisinin teklifi 3 aylık dönemde —–TL lik mal alındığı takdirde toplamda %25 iskonta alacağımızı teklif ettiğini, ——böyle bir iskonta vermediklerini ve davacı şirketten böyle bir indirim alamayacağını belirttiklerini, bu teklifi yönetim kurulumuza ilettiklerini ve —— yılı Mart ayınadn itibaren davalı şirket ile çalışmaya başladıklarını, davalı yetkilileri ve çalışanlarınca davacı şirketin kötülendiğine dair bir duyum olmadığını, davacı vekilinin talebi üzerine tanık beyanında; davacı davalının en büyük alıcısı olduğunu, davacının ticari hacmi çok büyük olduğunu, kontak lens alımı konusunda —en büyüğü olduğunu beyan etmiştir.
Davacı tanığı ——beyanında özetle; kendisinin gözlük konusunda parekende işi yapan mağazada işletmecisi olduğunu, her iki firma ile de ticari ilişkisinin bulunduğunu, —–firması ile çok uzun yıllardır ticaret yaptığını, davalı ile ilişkisinin 8 ay öncesinde başladığını, ikisinden de kontak lens ve solisyonları aldığını, ————ve diğer tüm ürünler konusunda davalı şirket yetkilisi 8 ay öncesinde kendisine ulaşarak çok özel istkontalar yapacağını belirttiğini, güzel bir teklif olduğu için kabul ettiklerini, davalı çalışanı yanlızca indirimlere ilişkin bilgi verdiğini, davacı şirkete ilişkin her hangi bir kötü söylemi olmadığını beyan etmiş, davacı vekilinin talebi doğrultusunda tanık beyanında; davalı şirket çalışanı teklif sunduğunda tedarikçi firma olmaları sebebi ile daha uygun teklifte bulunacaklarını belirttiklerini, bunun dışında davacı şirketi kötülemediklerini, davacı şirket davalının en büyük alıcısı olduğunu, davacı şirketin büyüklüğünü tam olarak bilmemekle birlikte —— bir numara olduğunu düşündüğünü beyan etmiştir.
Davalı tanığı ——- beyanında özetle: kendisinin esasen tıp doktoru olduğunu, yaklaşık 25 yıldır ilaç sektörü olmak üzere davalı şirket bünyesinde göz sağlığı bölümünde yönetici olarak çalıştığını, davacı şirket yaklaşık 8 yıldır davalı şirketten kontak lens satın aldığını, almış olduğu bu malları gözlükçülere sattığını, bu ticari ilişki halen devam ettiğini, taraf şirketlerin halen ticari ilişkilerini devem ettiğini, her hangi bir sorun söz konusu olmadığını, davanın davacıya karalama ve kötülemeside söz konusu olmadığını, taraflarca yürütülen kampanyalarda da bir sorun olmadığını,taraf vekillerinin talebi doğrultusunda tanık beyanında; davacı şirketin davalı şirketin en büyük alıcısı olduğunu, her hangi bir sınırlama olmaksızın eskisi gibi ticari ilişki devam ettiğini, davalı sşiketin 2016 yılı ve 2017 yılı için davacı şirkete yönelik düzenlemiş olduğu iskontalarda her hangi bir anlaşmazlık olmadığını, kendisinin müşterilerin özel iskonta uyguladıklarını, ciro baremli düzenlemiş olduğumuz iskontaları herkes için uyguladıklarını, ——— ürününde kısa dönemli sınırlı iskontalı satış kampanyası düzenlediklerini, kampanyalarının herkes için geçerli olduğunu, stokdan tek kişinin faydalanmaması için maksimum alım kotası koyduklarını beyan etmiştir.
Davalı tanığı ——– beyanında özetle; kendisinin 2013 yılında buyana davalı şirket bünyesinde müdür olarak görev yaptığını, davacı şirketin müşterisi olduğunu, aynı zamanda rakibi olduğunu, davacı şirketin kontak lens ve solisyonlarını satın aldığını ve bunları gözlükçülere sattığını, şirketimizin uygulamış olduğu standart kampanyalar herkes için aynı şartlarda olduğunu, kişiye özel bir kampanya olmadığını, çalıştığı şirketin davacı şirkete karalaması şirketin çalışma prensipleri açısından olması mümkün olmadığını, taraf vekillerinin talebi üzerine tanık beyanında; kendilerinden en çok ürünü davacı şirketin satın aldığını, davacı şirket davalı şirketin en büyük alıcısı olduğunu, bu konuda ticari hacim olarak davacı şirketin —– bir numarası olduğunu, —– üründe kısa dönemli belli stoklarla sınırılı iskontalı satış kampanyası düzenlediğini, herrkes için geçerli olduğunu, bu stokdan tek kişinin faydalanmaması için maksimum alım kotası koyduklarını, kampanyalarının rekabet hukukuna uygun olarak gerçekleştiğini beyan etmiştir.
Davalı tanığı ———-beyanında özetle; kendisinin şirket bünyesinde 11 yıldır özel müşteriler ile ilgilenmek sureti ile çalıştıklarını, davacı şirketin önemli bir müşterisi olduğunu, uzun yıllardır davacı şirket ile kendisinin ilgilendiğini, davacı şirketin kendisinden kontaklens ve solüsyonları satın aldığını, davacının en büyük müşterisi olduğunu, davacı şirket ile ticari ilişkimiz halen devam ettiğini, çalıştığı şirketin davacı şirketin karalaması veya kötülemesi olmadığını, iskontalarımız bütün müşterileri için önceden belirlenen şartlar ile eşit olarak uyguladığını, kişiye özel olmadığnı, kontaklense önem veren optikler, yıllık ortalama satış miktarı 200-300 adet olduğunu, iyibir satıcı dükkan ise 1000 adedin altına düşmediğini beyan etmiş, davalı vekilini tabi üzerine tanık beyanında; Airoptiks üründe kısa dönemli belli stoklarla sınırılı iskontalı satış kampanyası düzenlediğini, bu kampanyalardan herkes için geçerli olduğunu, bu stokdan tek kişinin faydalanmaması için maksimum alım kotası koyduklarını, kampanyalarının rekabet hukukuna uygun olarak gerçekleştiğini beyan etmiştir.
Tarafların uhdesinde olan tüm delilleri ibraz ettikleri, getirtilmesi gereken delilleri ilgili yerlerden getirtilerek dosya içine alınmıştır.
Dosya tüm delillerin ibrazından sonra konusunda uzman teknik bilirkişiye tevdi edilmiş, teknik bilirkişi ayrıntılı raporunu ibraz etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :Dava,haksız rekabetin tespit ve meni ile haksız rekabet nedeni ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
6102 sayılı yasa TTK 54/2 gereğince ”tedarik edenle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen dürüstlük kuralına aykırı davranışlardan doğan ticari uygulamaların” haksız rekabet teşkil edeceği belirtilmiştir.
Davalı şirketin 15/02/2016 tarihinde davacıya gönderdiği yazıda, davacının 2015 yılı 4.çeyrek net alımı aralığına göre 22/02/2016 tarihi itibari ile ———- adlı ürünü 36.72 TL birim fiyatı ile temin edebileceğini bildirdiği ve davacının bu fiyat üzerinden 90.113 kutu ürünü davalıdan satın aldığı, davacı şirketin kontak lens ve solüsyonları pazarında toptancı sıfatı ile davalı şirketin ise 2016 yılına değin ithalatçı-tedarikçi şirket olarak hareket ettiği, davalı şirketin ülkemizdeki en büyük ticari hacimli alıcısının davacı şirket olduğu, davalı şirketin——– pazarında toptancısı sıfatı ile hareket eden davacı şirkete ürünleri fiyat matrisi görünümlü sözleşme çerçevesinde sattığı ve bu satımdan sonra ——-tarihinde ————- adlı ürün ile ilgili kampanya gerçekleştirdiği, bu kampanyanın 1-25 mart tarihleri arasında yapılacak alımlarda geçerli olacağını duyurduğu, pazarlama desteği ile davacıya satılan ürünün fiyatının —–TL ye kadar düşebileceği ayrıca piyasa değeri 14,9 TL olan ———– adli ürünün bedelsiz verileceğinin belirtildiği, bu şekilde davanın tarafları arasında evvelden beri bulunan ticari uygulamanın davalı tarafından bir yana bırakıldığı ve davalının bu kampanyasının başlangıç tarihinin davacının ürünleri satın almasının hemen sonrası davacı müşterilerine de yönelik olarak gerçekleştiği, davacıdan evvelde ürün satın alan davacı müşterilerinin bu kampanya ile davalıya yöneleceği, davacının da ürünleri davalıdan alış maliyeti nazara alındığında müşterilerini koruyamacağının belirgin olduğu, bu nedenle söz konusu kampanya ile fiyat matrisi görünümlü sözleşme çervesinde ürün alan davacının zora girdiği ve maddi zarara uğradığı bu durumunda evvelde basiretli şekilde hareket etmekle yükümlü bulunan davalı tacir tarafından bilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
6102 sayılı haksız rekabet hükümlerine bu kapsamda bakıldığında TTK 54/2 gereğince ”tedarik edenle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen dürüstlük kuralına aykırı davranışlardan doğan ticari uygulamaların” haksız rekabet teşkil edeceği belirtilmiştir.
Davalı tedarikçinin, 2016 yılına değin ——piyasasında toptancı sıfatı da bulunan davacıya, 90.113 kutu ürünü, kampanya konusu edileceği yönünde her hangi bir bildirim gerçekleştirmeden 2015 yılı 4.çeyrek alımına göre sattığı, bilahare ürünün davacıya satılan fiyatının altında bir fiyatla davacının hakim olduğu piyasada kampanya düzenlenerek satışa sunulduğu ve kampanya dahilinde satışının gerçekleştirmeye başlamasının, davacının tedarik ettiği elindeki ürünleri piyasaya zarar etmeden sürülmesinin engellemesi durumu yaratacağı, bu durumu da davalı şirketin öngördüğü ve buna rağmen mezkur kampanyayı gerçekleştirmesi nedenleri ile düzenlenen mezkur kampanyanın,6102 sayılı yasa TTK 54/2 gereğince haksız rekabet teşkil edeceği anlaşılmıştır.
Nitekim dinlenilen tanıklar: Davacı şirketin ticari hacminin çok büyük olduğunu ve açık ara farklı davalı şirketin ——- en büyük alıcısı olduğunu, davalı şirket çalışanlarının 2016 yılı başlarında davacı şirketin sattığı ürünleri daha ucuza sattığını evvelinde ürünleri davacıdan satın aldıklarını,davalının piyasa girmesi sonrası çalışanları tarafından da bu durumunun açıkça zikredildiğini ve davalı ürünlerini davalı çalışanlarının kendilerinden daha ucuza alabileceklerini belirterek pazarlamaya çalıştığını,bu kapsamda davalı çalışanlarının kendilerinin iş yerine geldiğini, davacı şirketin sattığı ürünleri aşırı pahalı sattıklarını, malları kendilerinden(davalıdan) almalarını istediklerini açıkça beyan etmişlerdir.
Tüm bu nedenlerle davalını———- kampanyası değerlendirildiğinde, kampanyanın TTK 54/2 gereğince haksız rekabet teşkil ettiği,bilir kişi tarafından davalının haksiz rekabet teşkil eden kampanyası nedeni ile davacının —– TL maddi zarara uğradığı rapor edilmiş ve davacı tarafından tazmini talep edilen maddi tazminat tutarın fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere —–TL bulunuşu nedeni ile davacının maddi tazminat talebinin TTK 56/1-d gereğince kabulüne ve dava tarihi itibari ile kampanyanın devam edişi nedeni ile TTK 56/1-b gereğince haksız rekabetin menine karar verilmiştir.
Ayrıca, somut uyuşmazlığa konu haksız eylemin(haksız rekabet teşkil eden kampanyanın) başlangıç tarihinin 01/03/2016 olduğu nazara alınarak faizin başlanğıç tarihi olarak bu tarih benimsenmiştir.
Nihai olarak davalı haksız rekabet teşkil eden eyleminin ise davacının piyasada itibar kaybına neden oluşu, tarafların tacir bulunuşu, olayın oluş şekli, paranın alım gücü, manevi tazminatın ne bir tam ceza ne bir tazminat oluşu, davalının kusurunun ağırlık oranı, davacının zararı ve manevi tazminatın kendine özgü bir yaptırım bulunması yönleri dikkate alınarak TTK 56/1 e ve TBK 58 gereğince 10.000,00 TL manevi tazminat takdir edilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm ittihaz olunmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davanın KISMEN KABULÜNE,
2-)Davalı tarafından gerçekleştirilen ——— kampanyasının TTK 56/2 maddesi kapsamında HAKSIZ REKABET OLUŞTUĞUNUN TESPİTİNE ve haksız rekabetin MEN’İNE
3-)——TL maddi tazminatın 01/03/2016 itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine
4-)——TL manevi tazminatın 01/03/2016 itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine
5-)Karar tarihinde alınması gerekli 4.098,60 TL harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılan 2.561,63 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.536,97 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
6-)Davacı tarafından yapılan tebligat gideri, müzekkere gideri, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.155,75 TL yargılama giderinin davanın kabul oranına göre belirlenen 462,30 TL sini ve davacı tarafça peşin olarak yatırılan 2.561,63 TL harç gideri toplamı 3.023,93 TL nin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
7-)Davacı taraf maddi tazminat davasında kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 5850 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-)Davacı taraf manevi tazminat davasında kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T.10 daki esaslara göre belirlenen 2725 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-)Davalı tarafından yapılan 32,25 TL yargılama giderinin davanın red oranına göre belirlenen 19,35 TL nin davacıdan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine,
9-)Davalı taraf manevi tazminat davasında kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki 10′ daki esaslara göre belirlenen 2725 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-)Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
Dair, Taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.14/02/2019