Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/424 E. 2018/334 K. 10.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İstanbul Anadolu
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/424 Esas
KARAR NO : 2018/334

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 12/09/2008
KARAR TARİHİ : 10/04/2018

Mahkememizden verilen 21/03/2013 tarih ve —- Esas —-sayılı kararı Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 19/01/2015 tarih, 2013/12603 esas, 2015/449 sayılı kararı ile bozulmasına karar verilmekle, yapılan açık yargılaması sonunda,
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket tarafından teminat verilen dava dışı sigortalısı — A.Ş.’ye ait —- önünde bulunan çelik hatta —-inşaatı sırasında davalı tarafça zarar verildiği, 97.133 TL hasar tutarının 10/04/2008 tarihinde ödendiği, ödenen tazminat miktarının ödeme tarihinden işleyecek avans faizi, mahkeme masrafları ve ücreti vekaletle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrar etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin şirketin çalışmalarında meydana gelebilecek iş kazaları ve 3. Şahıslara verilecek zararlar için — Sigorta Şirketine inşaat all risks sigortası yaptırdığını, bu nedenle davanın — Sigortaya ihbarının gerektiği durumunun davacı tarafa bildirildiğini, istenilen miktarın ve faizin fahiş olduğu, ancak yasal faizle istenebileceği, izah edilen bu nedenlerle haksız davanın reddine, mahkeme masrafları ile ücreti vekaletin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve dosya içeresinde toplanan delillerin bir bütün olarak irdelenmesi sonucu;
Dava, işyeri sigorta poliçesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkili tarafından işyeri paket sigorta poliçesi ile sigortalanan dava dışı sigortalı—- A.Ş.’ye ait çelik hatta 13/11/2006 tarihinde kavşak inşaatı yapan davalı tarafça zarar verildiği, müvekkilinin sigortalısına 10/04/2008 tarihinde 75.885 USD tazminat ödediğini ileri sürerek, 97.133 TL tazminatın ödeme tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan rücuen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, zamanaşımı def’inde bulunarak davanın esastan da reddini istemiştir.
Mahkememizin —- E-K sayılı dosyası ile yapılan yargılama neticesinde, 13/11/2006 tarihinde meydana gelen zarar nedeniyle 1 yıllık zaman aşımı süresinden sonra 23/05/2008 tarihinde davalıdan rucüen tazminat talebinde bulunulduğu gerekçesiyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verildiği,
Y. 17. HD’ nin 2013/12603-2015/449 E-K sayılı ilamı, davalının zaman aşımı definin reddine karar verilerek davanın esasına girilip sonucuna göre karar vermek gerektiğinden bahisle mahkememiz kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Uyulmasına karar verilen bozma ilamı doğrultusunda yapılan yargılama neticesinde; davalı şirketin kato ile delme işlemi yaparken davacıya sigortalı olan dava dışı —‘ a ait çelik hatta hasar verdiği, davacının, işbu hasara ilişkin olarak sigortalısına 75.885 USD ödemesi suretiyle halefiyete dayalı olarak davalıya rücu ettiği, İgdaş imzalı işyeri sigorta hasar ibranamesinde, 75.885 USD’ lik hasar bedelinin sigorta şirketinden tamamının alınmış olması sebebiyle sigorta şirketini ibra edildiğinin derç edildiği, davacının dayanak yaptığı 20.10.2016 tarihli poliçenin incelenmesinde, kato ile delme işlemi neticesinde verilen zararın poliçe kapsamında kalmadığı görülmüştür.
Y. 11. HD’ nin 2008/6828-2009/11360 E-K sayılı ilamı ile; “…, davacının sigortalısına yaptığı ödemenin poliçe teminatı kapsamında yapılmış bir ödeme mi, yoksa bir lütuf ödemesi mi olduğunun belirlenmesi, yapılan ödemenin poliçe teminatı kapsamında bir ödeme olduğunun anlaşılması halinde davacının dava açma hakkının varlığının kabulü, lütuf ödemesi olduğunun anlaşılması halinde ise, ibranamede devir ve temlik beyanı olup olmadığının belirlenerek, sonucuna göre bir hüküm verilmesi ..” şeklinde karar verildiği,
Yine Y. 11. HD’ nin 2014/9697-17216 E-K sayılı ilamı ile; “…, hasarın davacının poliçesi uyarınca teminat dışı olması halinde dahi olayda alacağın temlikine ilişkin hükümlerin uygulanacağına değinilmiştir. Ancak 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 184. (818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 163.) maddesi uyarınca alacağın temliki yazılı şekil şartına tabi tutulmuş olup dosya kapsamında yapılan ödemeye ilişkin dekont dışında temlik iradesini gösterir ve yazılı şekil unsurunu haiz bir belgeye de rastlanılamamıştır. Bu itibarla mahkemece yukarıda belirtilen açıklamalar uyarınca öncelikle meydana gelen hasarın davacının sigorta poliçesinin teminatı kapsamında kalıp kalmadığı, hasarın poliçe teminatı dışında kalması halinde geçerli bir temliğin bulunup bulunmadığı,” şeklinde karar verildiği görülmüştür.
İşbu içtihatlar kapsamında somut olaya dönüldüğünde, alacağın temlikine ilişkin herhangi bir belgenin olmadığı, halefiyete dayalı olarak açılan işbu rücu davasına konu poliçenin incelenmesinde de hasar konu eylemin poliçe kapsamında kalmadığı görülmekle davacının, dava açma hakkının olmadığı kabul edilmiştir. Bu haliyle, açılan davanın HMK’ nın 114/1-d maddesi kapsamında olan dava şartının yargılamanın her aşamasında resen değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek açılan davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Açılan davanın HMK’ nın 114/1-d madde delaleti ile 115/2 maddesi gereğince usulden REDDİNE,
Tahsilde tekerrür oluşturmamak kaydı ile;
-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
-Karar tarihinde alınması gerekli 35,90 TL harcın davacı tarafça yatırılan 1.311,30 TL harçtan mahsubu ile kalan 1.275,40 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana iadesine,
Davalı Özkartallar tarafından yapılan 85,60 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine,
-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 2.180 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
-Taraflar tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere açıkça okunup, usulen anlatıldı, 10/04/2018