Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/394 E. 2021/238 K. 01.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/394 Esas
KARAR NO: 2021/238
DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/03/2016
KARAR TARİHİ : 01/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili davacı şirketin —-tarihinde tescil edilmiş,— çalışan firmalara —- tarafından etkilendirilmiş —– — rapor hazırlayan, ——- hizmetleri sunan bir firma olduğunu, Davalı —-tarihleri arasında — olarak, diğer davalı— tarihleri arasında ——olarak davacı şirket bünyesinde görev aldığını, çalıştıkları sürede söz konusu şahıslar ile şirket yönetimi arasında güvene dayalı bir ilişki oluştuğunu, davalıların davacı şirket ile akdettikleri——- de bu güven esasını imza altına aldığını ve “gizli bilgileri sır saklama yükümü addederek ve gerekli özeni göstererek koruyacaklarını, herhangi bir üçüncü kişiye, firma yada kuruma açıklamayacaklarını, rapor etmeyeceklerini ve yayınlamayacaklarını, şirket ile aralarındaki iş ilişkisi dışında kendisi veya üçüncü bir şahıs yararına kullanamayacaklarını, herhangi surette dağıtmayacaklarını, kopyalamayacaklarını ve çoğaltmayacaklarını” beyan ettiklerini, Davacı şirketin davalıların iyi niyetinden ve sadakatinden şüphe etmediğini, söz konusu kişilerin hiçbir geçerli neden olmaksızın birer hafta arayla şirketten ayrılmak istemelerini bile anlayışla karşıladığını, bu taleplerinde art niyet aramadığını, davalı —- çalışmasına son vermek istediğini beyan etmesinin ardından, diğer davalı — görme raporu aldığını, raporun bitiş tarihinden itibaren ilk iş günü olan —- sağlık sorunları nedeni ile istifa talebini yönetime sunduğunu, Davacı şirketin söz konusu talep üzerine iyi niyet gösterisi olarak ihbar süresince yükümlü olduğu görevini evinden ifa etmesi hususunda kendisine —- tarihinde yazılı beyanda bulunduğunu, Ancak davalılardan —- ayrıldıktan çok kısa bir süre sonra aynı alanda faaliyet gösteren —- kurucu ortaklarından biri olduğunu, söz konusu şirketin —– tarihinde tescil edildiğini, Davalının işten ayrıldığı tarihi ile yine şirket kurduğu tarih arasındaki sürenin çok kısa olması, bu rakip firmanın kurulma düşüncesi ve girişimcilerinin davalının, davacı şirkette çalıştığı zamana dayandığına dair şüphe uyandırdığını, davalıların kasıtlı olarak davacıya zarar vermek maksadıyla hareket ettiğini, şirket çalışanlarından —- yer alan ve şirketin ticari ve müşteri sırlarını içeren iki iletinin—- kullanılarak açılıp okunduğu bilgisine ulaşıldığını, ilgili iletilerden ilkinin —- tarihinde davacı şirket ile müşterisi arasında yapılan yazışmayı içermekte olduğunu, —- tarihli diğer yazışmanın ise belirtilen —— adresi tarafından —– okunduğunu, Yine davacı şirket bünyesinde —- gönderilen ve ticari sır niteliğinde bilgilerin yer aldığı bir başka ileti ise — tarihinde aynı ——- adresi tarafından ancak —-kullanılarak okunduğunu, Davacı şirketin kendi müşterileri ile imzaladığı ve içeriğindeki bilgileri üçüncü kişiler ile paylaşılması halinde davacı şirketin müşterilerine karşı ağır maddi ve manevi sorumluluğunu doğuran ——– başta olmak üzere davacı şirketin —— niteliği taşıyan bilgi ve belgelerin haksız olarak ve tarafların işbirliği içerisine girerek, kendilerine çıkar sağlama amacıyla alınmalarının söz konusu olduğunu,
—– şirket bünyesinde çalıştığı sürede kendisine ait olmayan; Davacı şirketin kendi müşterileri ile imzaladığı ve içeriğindeki bilgilerin üçüncü şahıslar/tüzel kişiler ile paylaşılması halinde davacının müşterilerine karşı ağır maddi ve manevi sorumluluğunu doğuran —dahil her türlü ——– davacının —- niteliği taşıyan bilgi ve belgeleri gerek sözleşmeye gerekse genel hukuk ilkelerine aykırı olarak kopyalayıp —- sahibi olduğu şirket yararına izinsiz olarak kullandığını, ilgili —— adresinin şirket sahibi ——- onayı olmaksızın açılmış ve kullanılıyor olamayacağı göz önüne alındığında davalıların işbirliği içerisinde hareket ederek kendilerine menfaat sağlamaya ve davacı şirketin ticari sırlarını haksız olarak ele geçirmeye yönelik eylemlerde bulunduğunu, davacının eski çalışanları olan davalıların; özen ve sadakat borcuna aykırı hareket ettiklerini, BK.’nun ilgili hükümlerini ihlal ettiklerini, her iki davalının, davacı şirketin çalıştıkları dönemde aleyhlerine rekabet etme planı yaptıklarını ve bu planlarını hayata geçirdiklerini, gerek çalıştıkları sürede diğer şirket personeline “burada çalışılmaz, sizler de ayrılın” şeklindeki söylemleri olduğunu, davacı şirketin ticari geleceğini tehlikeye düşürecek nitelikte davranışlarda bulunmaları sebebiyle açtıkları davada, TTK 54 vd. maddelerine göre davalıların, davacı şirket ile haksız rekabet ettiklerinin sabit olduğunu, TTK 56. Maddesi uyarınca söz konusu fiillerin haksız olup olmadığının tespiti ve men’ini, davacı şirketin ekonomik çıkarlarının daha fazla zarar görmemesi adına davacıya ait ve davalıların yararlanmakta olduğu tüm bilgi ve belgelere yargılama süresince el konulması, yargılama sonucunda ise imha edilmesini, davalıların BK 369.maddesinde düzenlenen “özen ve sadakat borcuna” uymadığını ve davacı şirket ile imzaladıkları ——- aykırı davrandıklarının sabit olduğunu belirterek davalıların davacı şirketin iyi niyetini suistimal ederek ve dürüstlük kurallarını çiğneyerek, şirket bünyesinde esas olan güven ilkesini sarstıklarını, büyük sıkıntı yaşamasına yol açan davranışlarının manevi tazminat talebine dayanak oluşturduğunu, şifahen edindikleri bilgiler doğrultusunda müşteri ile iş ilişkilerinin sonlanmasına sebep olmalarının; —– miktarda hizmet bedelinden yoksun kalmalarına yol açtığını bu anlamda maddi tazminat talep etme gerekliliğinin doğduğunu şeklinde beyan edildiği görülmektedir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava dilekçesinde her ne kadar Türk Ticaret Kanununda düzenlenen—– hükümlerinin ihlali gerekçe gösterilerek dava açılmış ise de, dava konusu olayda haksız rekabet hükümlerinin ihlali söz konusu olmadığından ve davaya dayanak gösterilen —– başlıklı maddelerinde —— —– yetkisi kabul edildiğinden mahkemenin yetkili bulunmadığını, davanın ticari dava olmadığından davanın görevli Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiğini, TTK nun 54. ve devamı maddelerinde düzenlenen “Haksız Rekabet” hükümlerinin dava konusu olayda uygulanma olanağının bulunmadığını, Davacı tarafın — şirketten ayrıldıktan kısa bir süre sonra —simli şirketi kurmuş olması, şirket çalışanlarının ——– adreslerinden muhtelif tarihlerde ulaşılan—– iletileri, şifahen aldıkları bilgiler doğrultusunda bir müşterilerinin kendileri ile olan sözleşmelerini sona erdirerek davalılardan hizmet almaya başladıklarını, bir başka müşterilerinin ise davacı şirkete gönderdiği ve konu kısmına sehven——– yazılı olması, kanaatlerini gerekçe göstererek davalıların haksız rekabet ettiklerini ve müşteri çevresini ele geçirmeye teşebbüs ettiklerini belirterek haksız rekabet hükümlerinin ihlal edildiği gerekçesiyle açılan davanın reddi gerektiğini, Davalı —– ayrıldıktan sonra kendi firmasını kurmuş olmasının hiçbir müşteri ve ticari sır bilgisi içermeyen mailler için ulaşan —– şifahen başka müşterilerden alındığı iddia edilen bilgiler ve davacı şirkete gönderilen —— konu kısmında yer alan —- davacı şirketin faraziyelerine dayalı iddiaları olduğunu, hiçbir hukuki yararının bulunmadığını, Türk Borçlar Kanununun 396. maddesinde düzenlenen “Özen ve sadakat borcu” hükümlerinin ihlalinden söz edilemeyeceği için anılan madde hükmünün de dava konusu olayda uygulama olanağının bulunmadığını, BK 58 maddesi uyarınca manevi tazminata hükmedilebilmesi için böyle bir tazminatı gerektirecek ölçüde manevi zararın aranacağı, manevi zarar ile hukuka aykırı eylem arasında nedensellik bağı bulunacağı ve davalının sorumlu olmasını gerektiren kusuru veya bir kusursuz sorumluluk hali bulunması gerektiğinden davacının maddi ve manevi tazminat taleplerinin hukuka aykırılığı nedeniyle reddini, şeklinde beyan edildiği görülmektedir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava haksız rekabetin tespiti, meni ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davalı tarafça yetki itirazında bulunulmuştur.
yetki sözleşmesinin yapıldığı tarih itibariyle davlıların personel olduğu, tacir olduklarına ilişkin bir delil bulunmadığı yetki sözleşmesinin tacirler ve —— arasında yapılması halinde geçerli olacağı dikkate alınarak yetki ilk itirazının reddine karar verilmiştir.
— sayılı ceza dava dosyası celp edilmiş Dosyanın tetkikinde müştekisinin ——- olduğu, sanıklar hakkında bilişim sisteminin işleyişini engelleme, haberleşme gizliliğinin ihlali, hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydetmek suçlarından dolayı yargılama yürütüldüğü, görülmüştür.
Davacı tanıkları dinlenilmiştir.
TANIK: — beyanında: Ben halen davacı şirkette —– ilaçların yan etkileriyle ilgili çalışma yapıyorum, davalılarla bir süre birlikte çalıştım, davalılardan — —– şirketimizin sistemine davalılar işten ayrıldıktan daha sonraki bir tarihte “——— düştü, bu —–, —— okunduğu tarih, saat ve okuyan kişinin —– adresi yazıyordu, bu ——– bir müşterimize gönderilmişti, fakat —— okuyan kısmında —— —— adresi yazıyordu, —— içeriği müşterilerimizle yapılan rutin yazışmalara ilişkindi, şirkette çalışıyorken — bu mailleri okuma yetkisi vardı, fakat bu —– okunma tarihi —- işten ayrıldığı tarihten sonradır dedi.
TANIK: —— beyanında: Ben davacı şirkete sözleşme ile bilişim konusunda dışarıdan destek veriyorum, ben davacı şirketin çalışanı değilim, davalılardan — bu şirkette çalışması sebebiyle tanırım, davalı —– bir kısım davacı şirket çalışanı tarafından bana ——- gönderildi, bana gönderilen —– şirkete—- —– okunduğuna ilişkin ——- gönderildiği, bu ——— niçin gönderildiği hususu soruldu, şirkete gönderilen —— —- isimli firma üzerinden —- ismiyle gelen bir maildi, bu —— ——- bilgisi mailiydi, bu ——gelebilmesi için önceki çalışılan işyerindeki —-yedeklenip yeni çalışılan işyerinin ——- programına eklenmesi ve bu yeni —— programı üzerinden eski işyerine ilişkin ——- incelenmesi gerekir, bu durumda yeni işyerindeki mali programında önceki işyerine otomatik olarak——–” bilgisi —— gider dedi.
Dosya taraflara ait ticaret defter ve belgelerinde incelenmesi için mali müşavir bilirkişi ile haksız rekabet uzmanı bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Bilirkişiler tarafından dosyaya sunulan raporda;
Davacının——- yılına ilişkin tutmakla yükümlü olduğu ticari defterlerinin TTK hükümlerine uygun tutulmadıkları anlaşılmakla ——yasal ticari defterlerinin birbirini teyit ettiğini söylemenin mümkün olmadığı delil kabiliyetlerinin Mahkemenin taktirinde olduğu, Davacının—— yukarıda listelenen ticari defterlerin TTK hükümlerine uygun tutuldukları anlaşılmakla, delil kabiliyetlerinin Mahkemenin taktirinde olduğu,
Dava dışı ——– yıllarına ilişkin tutmakla yükümlü olduğu ticari defterlerinin TTK hükümlerine uygun tutulmadıkları anlaşılmakla; (kebir ve envanter defterleri sunulmadığından) yasal ticari defterlerinin birbirini teyit ettiğini söylemenin mümkün olmadığı, delil kabiliyetlerinin Mahkemenin Taktirinde olduğu, Mahkemenin davacı şirketin alacaklı olduğunun kabulü halinde; Maddi tazminat yönünden ; — hesap kaybının — oranda faaliyet karı payı ile çırpılması ile — açık hesap kaybının— çarpılması ile — olmak üzere toplamda —-olarak hesaplandığı, Davacı tarafın dava dilekçesinde faiz konusunda bir talepte bulunmadığı, Mahkeme’nin takdirinde olmak üzere faiz konusunda aşağıdaki hususların değerlendirildiği, — verilerinden— itibariyle avans faizi oranı yıllık —- olduğu görüldüğünden, davacının belirlenen —-asıl alacağına dava tarihinden itibarın—– değişen oranlarda kademeli olarak avans faizi yürütülebileceği, Manevi tazminat yönünden; Manevi tazminat konusunda tazminatın miktarının belirlenmesi hususunun Mahkemenin takdirinde olmak üzere; ———-dava tarihi itibariyle avans faizi oranı yıllık —– olduğu görüldüğünden, davacının Mahkeme’ce belirlenecek tazminat tutarına göre; dava tarihinden itibaren —- değişen oranlarda kademeli olarak avans faizi yürütülebileceği, faizin infaz aşamasında hesaplanması gerektiği, şeklinde belirtilmiştir.
Dosya bu defa haksız rekabet konusunda uzman bilirkişi ile bilişim alanında uzman bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Bilirkişiler tarafından sunulan raporda özetle;
Dava konusu uyuşmazlıkta mahkemenin bilirkişiden tespitini talep ettiği hususlar, davalı taraflarca gizlilik şartına aykırı davranılıp davranılmadığı, davalıların eylemlerinin haksız rekabet teşkil edip etmediği hususlarıdır. Davacı taraf, davalıların, taraflar arasındaki gizlilik sözleşmesini ihlal ettiklerini ve TTK m. 55/1-c,l ve 55/1,d bentlerinde yer alan haksız rekabet eylemlerini gerçekleştirdiklerini ileri sürmüştür.
Sözleşmenin gizliliğini ihlal yönünden;
Davacı tarafın sözleşmenin gizlilik şartının ihlaline yönelik iddiaları irdelendiğinde, davacı, davalılardan —- tarihinde, diğer davalı —- maddeden oluşan gizlilik sözleşmesini yapmıştır. Davacı şirketin eski çalışanlarından davalı— tarihinde, diğer davalı —- çalıştıkları işyerinden ayrılmışlardır. Davalılar ile davacı arasında akdedilen sözleşmenin ——- başlıklı 3.1’ de düzenlenen “ Basılı formatta, diskte ya da başka şekilde kayıtlı gizli bilgileri derhal ŞİRKETE iade edeceğini,” 3.2. “İade edilemeyecek gizli bilgileri ise derhal imha edeceği” şeklindedir. Takdiri mahkemeye ait olmak üzere yukarıda ayrıntılarıyla açıklandığı üzere davalıların sözleşme gereği derhal imha etmeleri gereken mailleri sözleşmeye aykırı davranarak derhal imha etmemeleri sözleşmenin 3.1 ve 3.2. maddelerini ihlal ettikleri, ancak yine takdiri mahkemenize ait olmak üzere, yukarıda sözü edilen —— sözleşmenin 2. Maddesinde düzenlenen GİZLİ BİLGİNİN KORUNMASI başlıklı ” 2. Maddesinin 2.2.1. sır saklama yükümü addederek ve gerekli özeni göstererek korumayı, 2.2.2. herhangi bir üçüncü kişiye, firmaya veya kuruma açıklamamayı, rapor etmemeyi, yayınlamamayı ve ifşa etmemeyi, 2.2.3. ŞİRKET ile arasındaki iş ilişkisi dışında; kendisi veya üçüncü bir kişi yararına kullanmamayı, 2.2.4. herhangi bir surette dağılmamayı, kopyalamamayı ve çoğalmamayı,2.2.5. basın yayın organları ve medya kuruluşları vasıtasıyla açıklamamayı, reklam amacıyla kullanmamayı ve ifşa etmemeyi,2.2.6. ŞİRKETİN yazılı izni olmadan tamamen veya kısmen kopyalamayacağını ve teknoloji transfer etmeyeceğini kabul ve taahhüt eder.” şartlarını ihlaline ilişkin olarak da dosyada somut bir delilin bulunmadığı, davacı yanın da buna yönelen somut delil sunmadığı tarafımızca tespit edilmiştir. Yukarıda da izah dildiği üzere; dosyada yapılan incelemelerde davacı tarafça dosyaya sunulan ——- yazışmaların bulunduğu, ilgili — detayları kontrol edildiğinde davacı tarafça beyan edildiği gibi——– okunduğuna dair —– bilgisinin gelmiş olduğu görülmüştür. Takdiri mahkemeye ait olmak üzere; bu ——- izah edildiği şekilde okunduğu, davalıların sözleşmenin 3. Maddesinde kararlaştırılan yükümlülüğü ihlal ettiği görülmüştür. Ancak, takdiri mahkemeye ait olmak üzere sözleşmenin bu şekliyle ihlal edilmesiyle bir zarar oluştuğuna dair de dosyada delil tespit edilmediği, yine ceza davası dosyasının henüz derst olduğu ve sonuçlanmadığının görüldüğü belirtilmiştir.
Haksız rekabet yönünden ;
Dava, haksız rekabet teşkil eden davranışların tespiti ve men’i ile tazminat talebine ilişkindir. Davacı taraf, davalılardan ——– davacı ile aynı alanda faaliyet gösteren bir şirket kurarak, aralarındaki gizlilik sözleşmesini ihlal ile davacının iş ürünlerini ve ticari sır niteliğindeki bilgilerini diğer davalı —— birlikte hukuka aykırı olarak ele geçirerek bu sayede rekabette haksız avantaj sağladığı iddiasında olduğu görülmektedir. Mahkemece, davacı ve davalı taraf iddiaları ile dosyaya sundukları deliller müvacehesinde, dava konusu uyuşmazlıkta davalıların, taraflar arasındaki sözleşmeye aykırı davranarak eylemlerinin haksız rekabet teşkil edip etmediğinin tespitini istenmektedir.
TTK m. 55/1-c,1 düzenlemesine göre, başkasının iş ürünlerinden yetkisiz yararlanma haline örnek olarak gösterilen üç hal, özellikle haksız rekabet olarak nitelendirilmiştir. Bunlar; 1. Kendisine emanet edilmiş teklif, hesap veya plan gibi bir iş ürününden yetkisiz yararlanmak, 2. Üçüncü kişilere ait teklif, hesap veya plan gibi bir iş ürününden, bunların kendisine yetkisiz olarak tevdi edilmiş veya sağlanmış olduğunun bilinmesi gerektiği hâlde, yararlanmak,
Kendisinin uygun bir katkısı olmaksızın başkasına ait pazarlanmaya hazır çalışma ürünlerini teknik çoğaltma yöntemleriyle devralıp onlardan yararlanmak.” durumlarını haksız rekabet hali olarak kabul edilmiştir.
Kanundaki düzenleme doğrultusunda kısaca, emanet edilmesi, tevdi edilmesi veya devralınması bağlamında ticari amaçlarla serbest bir şekilde dürüstlük kuralına aykırılık teşkil eden yetkisiz yararlanmalara karşı hukuki koruma sağlanma amacı söz konusudur. Bu husus madde gerekçesinde yer alan şu ifadeden de açıkça anlaşılmaktadır: —— emeğinden, iş, sonuç ve deneyimleri haklı olmayan yararlanmaları önlemeyi amaçlamaktadır. Hükümdeki yararlanma, ekonomik yarar elde etmeyi, başkasının emeğiyle haklı olmadığı halde sonuç almayı ifade etmektedir.” Ayrıca TTK madde 55/1-c. de yer alan ilk iki alt bentte, iş ürünlerinin sözleşmesel veya sözleşme öncesi güven ilişkisi çerçevesinde korunmasına ilişkindir. Bu doğrultuda irdelendiğinde davalıların davacı şirkette çalıştığı sürede, davalıların işleri gereği davacı şirkete ait olan hesaplar, müşteri bilgileri, plan vs bilgilere sahip oldukları açıktır. Ancak; TTK 55/1-c-1 kapsamında haksız rekabetin varlığından bahsedilebilmesi için davalıların, davacı tarafından kendilerine emanet edilen iş ürünlerinden yetkisiz yararlandıklarının ve ekonomik fayda sağladıklarının ispatı gerekmektedir. Kanun hükmündeki yararlanma, ekonomik yarar elde etmeyi, başkasının emeğiyle haklı olmadığı halde sonuç almayı ifade etmektedir.
Mevcut davada, TTK’nın 55/1-c-1. Maddesi kapsamında davalılara emanet edilmiş ürünlerin, davalılarca ne şekilde kullanıldığı ve faydalanıldığının da ispatı gerekir. sözleşmenin şartlarının ihlali değerlendirmesinde irdelendiği üzere davalıların, davacı şirkette çalışması dolayısıyla sahip olduğu müşteri bilgilerine ait —— —– olarak ileti göndermesi, başkaca ispata yarar delil olmadan tek başına kullanma ve faydalanma unsurlarını oluşturmaya yeterli değildir. Zira bu bilgilerin ne şekilde kullanıldığı ve sağlanan faydanın da ne olduğunun ispatı gerekir. Tarafımızca dosyada buna yönelik somut delil tespit edilmemiştir. Yine davacı yanın dilekçesinde belirttiği, davacı şirket müşterilerinin davacı şirkete gönderdikleri yazışmalarda, davalının ortağı şirketin isminin yazılı olması, davalıların sözü edilen şirket ile ilişki içerisinde olduğuna dair ispat külfeti de yine davacı yandadır. Davacı tarafça, davalı tarafın kullandığı sözleşmelerin davacı sözleşmeleri ile birebir ayniliğine dair iddiasına yönelik dosyaya delil ibraz edilmemiştir, yine aynı sektörde faaliyet gösteren firmalar olması sebebiyle sözleşmeler arasında benzerlik olması da tek başına TTK’nın 55/1-c.1 kapsamında tanımlanan haksız rekabeti oluşturmaz.
Davacı şirket ile davalılar arasında rekabet yasağı sözleşmesi yapılmamıştır. Davalılar işten ayrıldıktan sonra daha önce çalıştıkları işe benzer bir alanda şirket kurmuşlardır. Aynı alanda faaliyet göstermeleri sebebiyle müşteri çevrelerinin de aynılaşma veya benzeşme durumu olabilmektedir. Bu halde davalıların TTK 54.maddesindeki dürüstlük kuralına aykırı davranıp davranmadığı hususunun irdelenmesi gerekir. Teknik bilirkişi tarafından tespiti yapılan —— okunması ve okunan ——— içeriklerinden davalıların yararlanıp yaralanmadığının tespiti de gereklidir. Bu kapsamda davacı tarafça dosyaya somut delil ibraz edilmemiştir.—– sayılı kararında da belirtildiği üzere ..” İspat külfetinin, haksız rekabet olduğunu öne süren davacıda olduğu gözönünde bulundurulmalı,”dır. Dosyaya sunulan bilgi ve belgelerde somutlaşan durum ——– okunduğuna dair —– bilgisinin gelmiş olduğudur. Davacı iddiası da bu yöndedir. Dosya arasına alınan—- iddianame de bu deliller sebebiyle hazırlanmıştır. Ancak Asliye Ceza Mahkemesindeki dosya henüz derdest olup sonuçlanmamıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde müvekkili —- davacı şirkette çalışmaya başlamadan önce de —— eğitimi almış tecrübeli eczacılar arasında yer aldığını, bu eğitimi neticesinde—– —- olarak çalıştığı dönemlerde görevleri arasında farmakovijilans yükümlülükleri de olduğunu, —olduğunu; —- sertifikada imzasının yer aldığını belirtmiştir. Konu ile alakalı — davalı —— daha önceden de aynı alanda çalıştığı, iyiniyet kurallarına aykırı davranışta bulunmadığı ve davada haksız rekabetin ispatlanamadığı gerekçesiyle, haksız rekabetin olmadığına karar vermiştir. Davalıların benzer işlerde çalışmalarının doğal sonucu olarak müşteri çevrelerinin benzeşmesi de kaçınılmazdır.
Davacı yanın iddiasının temel dayanakları, —– —– iletisi, şifahen edindikleri bilgi ile bir müşterilerinin kendileri ile olan sözleşmelerini sona erdirerek davalılardan hizmet almaya başlaması, üçüncüsü ise bir müşterilerinin davacı şirkete gönderdiği —– ——olduğunu, bir diğer iddia da sözleşmelerin benzerliğini belirterek haksız rekabetin tespitini talep etmiştir. dosyaya sunulan bilgi ve belgeler bir bütün olarak değerlendirdiğimizde başkaca somut delille desteklenmemiş şifahi bilgi ve yine davacı müşterisinin gönderdiği ve davalılar ile doğrudan bir irtibat kurulamayan ———— karşı firmanın isminin yazılmış olması hususları, aynı alanda faaliyet gösteren firmaların sözleşmelerinin benzerliği haksız rekabeti oluşturmadığı kanaatine varılmıştır.
Bilirkişi raporu denetlenebilir ve dosya içeriğine uygun olduğundan mahkememizce de benimsenmiştir.
Tüm Dosya kapsamında yapılan incelemelerde; Davacı tarafça dosyaya sunulan — bulunduğu, ilgili — detayları kontrol edildiğinde davacı tarafça beyan edildiği gibi—— adresinden okunduğuna dair —– bilgisinin gelmiş olduğu, dosyada bulunan —- İddianamesi içeriğinde ——— kullanıldığı tespit edilmiştir.” şeklinde belirtilerek davaya konu —– davalı tarafça okunduğu tespit edilmiş olunduğu, ancak müşteri bilgilerine ait ————- ——– olarak ileti göndermesinin başkaca ispata yarar delil olmadan tek başına kullanma ve faydalanma unsurlarını oluşturmaya yeterli olmadığı, zira bu bilgilerin ne şekilde kullanıldığı ve sağlanan faydanın da ne olduğunun ispatı gerekeceği, dosyada buna yönelik somut delil tespit edilemediği, haksız rekabetin varlığından bahsedilebilmesi için davalıların, davacı tarafından kendilerine emanet edilen iş ürünlerinden yetkisiz yararlandıklarının ve ekonomik fayda sağladıklarının ispatı gerektiği, aynı sektörde faaliyet gösteren firmalar olması sebebiyle sözleşmeler arasında benzerlik olmasının da tek başına haksız rekabeti oluşturmayacağı, Dosyada TTK kapsamında haksız rekabetin varlığına ilişkin somut bir delile rastlanmadığından, herhangi bir hukuka aykırılık tespit edilemediği değerlendirilerek davanın reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 59,30 TL harcın, davacı tarafından yatırılan 683,10 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 623,80 TL’nin talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Ret edilen dava yönünden Avukatlık Asgari Ücret tarifesine göre davalı lehine takdir olunan 6000 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinde bakiye gider avansının talep halinde yatıran tarafa İADESİNE,
Dair davacı ve davalı vekillerinin yüzüne karşı HMK 345/1.maddesi uyarıca tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde —– Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.01/04/2021