Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/306 E. 2021/386 K. 09.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
ESAS NO : 2016/306 Esas
KARAR NO: 2021/386
DAVA : Kayıt kabul(Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan Alacak davasından dönüşen)
DAVA TARİHİ : 10.09.2012
KARŞI DAVA TARİHİ : 30.10.2012
KARAR TARİHİ: 09.06.2021
Mahkememizde görülmekte olan Kayıt kabul(Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan Alacak davasından dönüşen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ, DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili —- esas sayılı dosyasına sunduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin — tarihinde davalı —- mimar olarak çalışmaya başladığını, ilerleyen dönemde bu şirketten çıkışının yapılarak diğer grup şirketi olan hakkındaki dava ayrılan —- girişinin yapıldığını, bu giriş çıkışının değiştirildiğinden davacının çok sonra haberi olduğunu, sonra davacının ortak sayısının doldurulması amacıyla cüzi miktarda hissedar olduğunu, sonra — —- olduğunu, imza yetkisi aldığını, davacının–ücret alacağı, — alacağı olmak üzere —ödenmesi için davalıya ihtarname gönderdiği, ancak ödeme yapılmadığını bu nedenle— tamamının davalı—– müştereken ve müteselsilen tahsilini dava ve talep etmiştir.
SAVUNMA-KARŞI DAVA: Davalı —— sayılı dosyasına sunduğu cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davalı-karşı davacı —– davacının şirket ortağı olduğu, kıdem tazminatının olmadığını, olsa bile zamanaşımına uğradığını, yıllık izin alacağının da zamanaşımına uğradığını, karşı dava olarak da, davacının kullanımına verilen —– —–bedeli — davacının ödenen kredi kartları ödemelerine mahsuben — davacının——— ödemeleri için— avans –taşınma bedelinin tahsili gerektiği, bu nedenle ——— tahsili, davacının ——- servisleri için—- taşınma parasının tahsiline, kredi kartı ödemeleri için dava tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte— olmak üzere toplam— tahsilini talep ve karşı dava etmiştir.
Hakkındaki dava ayrılan davalı—- tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacının — tarihleri arasında davalı şirkette çalıştığını ve kendi isteğiyle davalı — ayrıldığını, diğer —–davalı şirketin alâkasının bulunmadığını, taleplerinin zamanaşımına uğradığını, bu nedenle davanın zamanaşımı nedeniyle, olmazsa esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
KARŞI DAVAYA CEVAP: Davacı – Karşı Davalı —- sayılı dosyasına sunduğu —- cevap dilekçesinde özetle; karşı dava dilekçesinde belirtilen ——- müvekkilinde olmadığını, müvekkilinin çocukları için ödenen—– bedelleri ile servis bedellerinin—- yılından itibaren müvekkiline —– tamamen karşı tarafça ve izin kararı alınarak ödenen edeler olduğunu, yine ödendiğini iddia ettikleri —— taşıma bedelinin de yine müvekkilinin yasal haklarına mahsuben ödendiğini savunarak, karşı davanın reddine ve yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin karşı taraflara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVANIN AŞAMALARI:
1-Davanın açıldığı —- sayılı kararıyla; “Her ne kadar davacı tarafından davalılar aleyhine kıdem tazminatı, yıllık izin ve ücret alacağı talebi ile dava açılmış ise de, fesih tarihi olarak bildirilen —- tarihi itibariyle davacının davalı —– sorumluluğu özel olarak düzenlendiğinden bu uyuşmazlıklara ilişkin davaların TTK’nın 4/1 maddesi uyarınca mutlak ticari dava olması nedeniyle mahkememizin görevsizliğine” gerekçesi ile görevsizlik kararı verilerek mahkememiz—- Esasına kaydı yapılmıştır.
2-Mahkememizin — esas sayılı dava dosyasında — tarihli celsede; “Davacının — tazminatı ve kullanmadığı ücretli izinlere ilişkin —- talebine ilişkin dava ile ilgili olarak iş mahkemesi görevli olduğundan, karşı görevsizlik vermek üzere bu taleplerle ilgili davanın ayrılmasına,
Karşı görevsizlik kararı vermek üzere ayrılan dosyanın Mahkememizin başka esasına kaydedilmesine ve yeni dosya üzerinden görevsizlik kararı verilmesine, verilen kararın taraflara tebliğine,” karar verilmiş olup, verilen karar gereği kıdem tazminatı ve kullanılmayan ücretli yıllık izin taleplerine ilişkin olarak görevsizlik kararı verilmek üzere Mahkememiz —– dava dosyası tefrik edilerek Mahkememiz —– kaydı yapıldığı,
Mahkememiz — Esas sayılı dava dosyasında — tarihinde; “Davaya bakmak görevinin ——- ait olması nedeniyle; göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan ile HMK.’nın 114/1-c ve 115/2. Maddeleri uyarınca davanın USULDEN REDDİNE, Mahkememiz kararı istinaf edilmeyip kesinleştiği taktirde ve talep halinde HMK.’nin 21/1-c ve 22/2. maddeleri uyarınca yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın —-gönderilmesine,…” karar verildiği, ilgili kararın —— tarihli ilamı ile kesin olarak onanması ile ——- tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
DAVANIN VE UYUŞMAZLIK KONULARININ TESPİTİ, DELİLLER, DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ NEDENLER VE SONUÇ:
1-Davanın ve uyuşmazlık konularının tespiti: Dava, hizmet sözleşmesinden kaynaklanan ücret alacağının tahsili istemine ilişkin olup, davalı şirketin yargılama sırasında iflâs etmesi nedeniyle kayıt-kabul davasına dönüşmüştür.
İşbu davada, davacı, davalı—- şirketin yöneticisi olduğu dönemi kapsayan —yıllarına ait ücret alacağı ile—- ücret alacağı talep etmektedir.
— tarihli duruşmada; davacının — kıdem tazminatı ve kullanmadığı ücretli izinlere ilişkin ——ücret talebine ilişkin dava ile ilgili olarak iş mahkemesine karşı görevsizlik verilmek üzere bu taleplerle ilgili davanın ayrılmasına karar verilmiştir.
İşbu davada, davacı ile davalı — arasındaki uyuşmazlık; “davacının, iflas eden davalı—-yöneticisi olduğu dönemi kapsayan —yıllarına ait ücret alacağı ve —– ücret alacağı olup olmadığı, bu alacakların zaman aşımına uğrayıp uğramadığı” noktalarında toplanmaktadır.
2-Deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hukuki nedenler ve sonuç:—– kişilerde —— hakkıyla emir ve talimat verme yetkisi organlarını oluşturan kişiler aracılığıyla kullanılır. Tüzel kişiler yönünden tüzel kişinin kendisi soyut işveren, tüzel kişinin organını oluşturan kişiler ise somut işveren sıfatını haizdir. Ticaret şirketleriyle tüzel kişilerde somut işveren sıfatını taşıyan organ bir kurul olabileceği gibi tek başına bir kişiye verilen yetki çerçevesinde gerçek kişinin de organ sıfatını kazanması mümkündür.———- —– yetkisi şirket ortaklarından birine bırakıldığında, bu kişi müdür sıfatıyla kişi-organ sayılır. Türk Ticaret Kanunu’nun 319’uncu maddesine göre, anonim şirketler yönünden —— ve temsil yetkisinin ——- bırakılması halinde, bu kişi veya kişiler kişi-organ sıfatını kazanır. —— kişiler işveren konumunda bulunduklarından işçi sayılmazlar. İş Kanunu’na tabi genel müdür olarak çalışanların aynı zamanda —– kurulu üyesi olmaları halinde kişi—— taşımadıklarının araştırılması gerekir. —— — sıfatını kazanmaksızın —– — olması halinde, —– sebebiyle iş ilişkisinin devam ettiği sonucuna varılmalıdır. Buna karşın şirketi temsil ve ilzama yetkili kişi-organ sıfatı kazanılmışsa, işçi ve işveren sıfatı aynı kişide birleşemeyeceğinden iş ilişkisinin bulunmadığı kabul edilmelidir…” denmiştir.
Dosya kapsamından, davacının; — olduğu ve şirket murakıplığına seçildiği, bu görevini —- sürdürdüğü, — — olduğu, şirketten ayrıldığı —- tarihine kadar bu görevini sürdürdüğü ve şirketten ayrıldığı tarih itibariyle —– oranında hissesi bulunduğu anlaşılmaktadır.
Ayrıca dava dilekçesinde, davacının, şirket adına çek keşide ettiği ve kredi sözleşmelerine kefil olduğu belirtilmiştir.
Tüm bu hususlar bir arada değerlendirildiğinde davacının, şirketi temsil ve ilzama yetkili kişi-organ sıfatı kazandığı, işveren konumunda olduğu, işçi ve işveren sıfatı aynı kişide birleşemeyeceğinden, taraflar arasında iş ilişkisi bulunmadığı kabul edilmiş ve yukarıda belirtildiği üzere Mahkememizce “davacının, iflas eden davalı —- şirketin yöneticisi olduğu dönemi kapsayan— yıllarına ait ücret alacağı ile—– alacağı istemi ile ilgili olarak davaya devam olunmuş, kalan taleplerle ilgili karşı görevsizlik kararı verilmiştir.
Dosyada mevcut — davacının;
—tarihleri arasında, davalı—
— tarihleri arasında, hakkındaki dava ayrılan davalı —
— tarihleri arasında, daval—- çalışma kaydı bulunmaktadır.
Davalı tarafından zamanaşımı defi ileri sürülmüştür. Davamıza konu ücret alacaklarında zamanaşımı süresi– yıldır. Davacının ücret alacağı talebi —- ayına ilişkin olup bu alacaklar dava tarihinden—– dönem içinde kaldığından dava tarihi itibariyle zamanaşımına uğramadığı tespit edilmiştir.
Davacı tanığı –celsedeki beyanında; —-yılları arasında davalı firmalarda en son imalat müdürü olarak çalıştım. Davacı önce mimar olarak çalıştı. Sonra proje sorumlusu ve —- olarak çalışmaya başladı. Daha sonra da kağıt üzerinde şirket ortağı olarak yer aldı. Davacı benden —– yıl önce işe girmiş. Benden — ay sonra ayrılmış. Maaşlarımız alınamıyordu.— duruma girmişti.—- sahibinin eşi ve bacanağı üzerine —— faaliyete geçirildi. Şirket — yerdir. Yöneticileri aynı kişilerdir. — maaşlarda bayağı bir gecikme oldu. —- halde ödendi. Mesailer sıkıntılı idi. Davacı bu nedenle kendi isteğiyle ayrıldı. Davacının kağıt üzerindeki ortaklığı nedeniyle evine baya bir haciz geldi. Davacı net — üzerinde almakta idi. Davacı yılda —- gün süreyle yıllık izin kullandı. Şirket ortağı konumunda —– kişi vardı. Davacının ortaklığı kağıt üzerinde idi. Maaşların asgari ücreti banka aracılığıyla, kalan miktar elden ödeniyordu. Son bir yıl itibariyle davacının İmza yetkisi vardı. Benim davalı —— karşı açıtmiş işçilik alacağı davam vardır, demiştir.
Davacı tanığı —-aynı duruşmadaki beyanında; —— yılları arasında davalı firmalarda iç mimar olarak çalıştım. Davacı mimar ve —- kadrosunda idi. Benim çalıştığım süre içinde orada idi. Benim davalılara karşı açılmış davam yoktur. Tüm çalışanlar maaşlarını geç ya da eksik alıyordu. Davacı bu nedenle kendi isteğiyle aynldı. Ayrıca firma zor durumda olduğundan davacı yüklü kefaletler altına girdiğinde alacaklannı istedi. Firma sahibi ödeme yapmayacağını söyleyince aynldı. Davacı net —- ücret alıyordu. Ben net —- ücret alıyordum. Asgari tutar banka aracılığıyla, kalan miktar elden ödeniyordu. Davacı ile birlikte çalıştığımız dönemde yılda ——- gün izin kullandı. Katan izinlerini kullanmadı. Davacının bir dönem imza yetkisi vardı. Ancak hangi dönemler olduğunu hatırlayamıyorum. Ben de —olduğundan— hissesine sahiptim. Ancak —– kurulunda değildim Benim hisselerim bir dönem yüzde–. Davacının da yüzde —-hisseye sahip olduğunu hatırlıyorum. Ortaklıktan dolayı kar payı almıyorduk.— Şirket kararları tek başına —- tarafından alınırdı.” demiştir.
Dava dilekçesinde davacının aylık net—-ücretle çalıştığı ileri sürülmüştür. Yukarıya alıntılanan davacı tanıklarının anlatımları da bu yöndedir. Davalılarca davacının işçi olduğu kabul edilmediğinden herhangi bir ücret bordrosu da sunulmamıştır. Davacının sigorta primine esas kazancının en son — olarak bildirildiği, bunun da net —ücrete tekabül ettiği tespit edilmiştir. Ancak davacının işyerindeki —– aşan kıdemi ve üst düzey yönetici konumunda çalıştığı hususları dikkate alındığında; bu kadar düşük bir ücret karşılığında çalışması kabul edilebilir bir durum değildir. Zaten davalı —— vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde de “davacının bu kadar düşük bir ücretle çalıştığı” yönünde bir savunma yapılmamış, aksine şirket ortağı ve —- olması nedeniyle birçok giderinin şirketçe karşılandığı savunulmuştur. Buna göre davacı tanık anlatımları doğrultusunda davacının, dava dilekçesinde ileri sürüldüğü şekilde aylık net — ücretle çalıştığının kabul edilmesi ihtimaline göre en son brüt ücretinin belirlenmesi için dosya bilirkişi — tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından davacının ücreti aşağıdaki şekilde belirlenmiştir.
Brüt ücret = —-
Sigorta primine esas kazanç = —
Sigorta primi —-
İşsizlik primi —–
Vergi Matrahı —
Gelir Vergisi—
Damga Vergis–
Net Ücret = —-
Bilirkişi —– tarafından düzenlenen kök rapor dosya kapsamına uygun, denetime elverişli ve yeterli bulunmakla hükme esas alınmasına karar verilmiştir.
Ücretin ödendiğini ispat yükü davalı — şirketine aittir. Davacı — yıllarından ödenmeyen toplam — alacağı bulunduğunu ve —— ait ücretinin de ödenmediğini ileri sürmüştür. Davacının hak kazandığı ücret alacaklarının ödendiğini gösteren ücret bordrosu, banka ödeme belgesi ve benzeri herhangi bir delil bildirilmemiştir. Bu nedenle davacının talebinde haklı olduğu, davacının — için ödenmeyen —ücret alacağı ile yine — ayına ilişkin de —– ücret alacağı olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Ancak dava sırasında davalı—– ettiğinden dava kayıt kabul davasına dönüşmüştür.
İİK’nin 195. maddesinde; “Borçlunun taşınmaz mallarının rehni suretiyle temin edilmiş olan alacaklar müstesna olmak üzere iflasın açılması müflisin borçlarını muaccel kılar. İflasın açıldığı güne kadar işlemiş faiz ile takip masrafları anaya zammolunur.” düzenlemesi yer almaktadır.
Davalı —- tarihinde iflasına karar verilmiştir. Davacı ise iflas tarihinden ——–tarihinde işten ayrılmıştır.
Bu nedenle davacının ——- alacağının iflas tarihine kadar işlemiş olan faizinin de hesaplanması gerekmektedir.
Kıdem tazminatı alacağı dışındaki işçilik alacakları için faiz istenebilmesi, ancak borçlunun temerrüde düşürülmesi halinde mümkündür. Kıdem tazminatı yönünden ise iş akdinin feshiyle birlikte faiz işlemeye başlar. Davacı, müflis şirkete gönderdiği ——– tarihli fesih ihtarnamesi ile aynı zamanda kıdem tazminatı, izin ücreti ve ücret alacaklarının ödenmesini isteyerek davalı şirketi temerrüde düşürmüştür. Ancak ödeme için ihtarnamenin tebliğinden itibaren — gün süre verilmiş olması nedeniyle tebliğ tarihi olan —gün eklenerek temerrüt tarihi —- olarak belirlenmiştir.
Davacı vekili, dava dilekçesinde faiz talebinde bulunulmamıştır. Bu nedenle hangi alacak için hangi tür faiz uygulanacağının yasal düzenlemeler doğrultusunda belirlenmesi gerekmektedir. 4857 sayılı Kanunun 34. maddesi uyarınca ücret alacakları için en yüksek banka mevduat faizi oranı uygulanmalıdır.
Faiz hesabında uygulanması gereken, bankaların fiilen uyguladıkları en yüksek mevduat faizi oranını kanıtlama yükümlülüğü davacıya aittir. Dosyada, uygulanması gereken en yüksek banka mevduat faizi oranına ilişkin herhangi bir belge bulunmamaktadır. Bununla birlikte —– —- ayından itibaren bankalarca mevduatlara fiilen uygulan azami faiz oranlarına ilişkin veriler —— tarafından yayımlanmaya başlanmıştır. – elde edilen verilere göre —- tarihinde— vadeli mevduata uygulanan en yüksek faiz oranının — olduğu tespit edilmiştir. Buna göre ücret alacakları için— oranı üzerinden, —- kadar işlemiş faiz miktarının hesaplanması gereklidir.
Bu nedenle dosya işlemiş faziin hesaplanarak ek rapor düzenlenmek üzere hesap bilirkişisi — tevdi edilmiştir. Bilirkişi tarafından düzenlenen— tarihli ek raporda, iflas tarihine kadar işlemiş faiz; ÜCRET DÖNEMİ GÜN SAYISI FAİZ ORANI FAİZ TUTARI
—– şeklindeki tablo ile —– olarak hesaplanmıştır.
Bilirkişi tarafından düzenlenen ek rapor, dosya kapsamına uygun, denetime elverişli ve yeterli bulunmakla hükme esas alınmıştır.
Sonuç olarak, davacı davasını kanıtladığından davalı—- karşı açılan davanın kabulü ile; davacının, müflis şirketten, —- alacak ve iflas tarihine kadar işlemiş — yasal faizi olduğunun tespiti ile —- dosyasından işlem gören iflas masasına kayıt ve kabulüne karar vermek gerekmiştir.
3-Karşı dava ile ilgili inceleme ve değerlendirme: Karşı davacı—Tarafından, —– tarihli karşı dava dilekçesi ile, karşı davalının —– ——olduğu dönemlere ilişkin davacının kullanımına verilen ———– davacının ödenen kredi kartları ödemelerine mahsuben — davacının çocuklarının —- ücretleri ödemeleri için— avans — taşınma bedelinin tahsili gerektiği, bu nedenle —-tahsili, davacının —- taşınma parasının tahsiline, kredi kartı ödemeleri için dava tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte — olmak üzere toplam —— tahsili talep edilmiştir.
Karşı dava, ———— olan davacıya tahsis edilen eşyaların kullanım bedeli ve davalıya yapılan avans ödemelerinin iadesi talebine ilişkindir.
Karşı davacı tarafın —- tarihli duruşmaya mazeretsiz olarak katılmaması nedeniyle HMK’nin 150. Maddesi uyarınca yenileninceye kadar karşı davanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
İşlemden kaldırılan dosya, işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde yenilenmediğinden HMK’nin 150/5. Maddesi uyarınca karşı davanın — tarihi itibariyle açılmamış sayılmasına karar vermek gerekmiştir.
4-Her ne kadar davalı —-, ayırma sonrasındaki duruşmalara iştirak etmiş ise de, ——- ayırma kararı sonrasında davalı—- karşı Mahkememizde görülen bir dava kalmadığından ve Mahkememizin davalı —– davada verdiği karşı görevsizlik kararı kesinleştiğinden davalı —- verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı — açılan davanın KABULÜ ile;
Davacının, müflis şirketten, — iflas tarihi itibariyle, — alacak ve iflas tarihine kadar işlemiş — yasal faizi olduğunun tespiti ile — dosyasından işlem gören iflas masasına KAYIT VE KABULÜNE,
2-Ayırma sonrasında —– Mahkememizde görülen bir dava kalmadığından, davalı — ilgili KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
3—-açılan karşı davanın —- tarihi itibariyle AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
4-Asıl dava yönünden, Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 59,30 TL harcın, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 2.977,95 TL peşin harçtan mahsubu ile fazla yatan 2.918,65 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5-Asıl dava yönünden davacı tarafından yatırılan 59,30 TL harcın davalı müflis —- alınarak davacıya verilmesine,
6-Karşı dava yönünden alınması gerekli 59,30 TL harcın, davalı-karşı davacı tarafından peşin olarak yatırılan 598,85 TL peşin harçtan mahsubu ile fazla yatan 539,55 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalı – karşı davacı müflis ——— iadesine,
7-Davacı tarafından sarf edilen toplam 3.607 TL yargılama giderinin davalı müflis —– alınarak davacıya verilmesine,
8-Asıl dava yönünden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre davacı lehine takdir olunan 4.080 TL vekalet ücretinin müflis davalı —- alınarak davacıya verilmesine,
9-Açılmamış sayılmasına karar verilen karşı dava yönünden, karşı davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre karşı davalı lehine takdir olunan 1.800 TL maktu vekalet ücretinin davalı müflis —- alınarak davacıya verilmesine,
10-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinletiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Kayıt kabul davası açısından İİK’nin 164. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren 10 günlük yasal sürede, diğer davalar açısından kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde—— ilgili Hukuk Dairesi’ne istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı vekili ve ayırma kararı öncesinde davalı sıfatı bulunan —- vekilinin yüzüne karşı, davalı ——- vekilinin yokluğunda oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.09.06.2021