Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/262 E. 2020/427 K. 17.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2016/262 Esas
KARAR NO : 2020/427

DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/03/2016
KARAR TARİHİ : 17/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin ————– satın aldığını, müvekkilince satın alınan aracın aradan geçen 3,5 aylık dönem içerisinde 6 kez arıza yaparak servise götürüldüğünü, bu durumun olağan dışı bir durum olduğunu, taraflarınca 19/03/2015 tarihinde yaptırılan tespit soncunda aracın viteslere zor geçtiği, araç çekişinin zayıf olduğu, aracın güçsüz olduğu, araç seyir halinde iken tutukluk yaptığı, seyir halinde araç içerisinde aşırı gürültü olduğu, motor bölümünün tecritin iyi olmadığı, araç koltuklarındaki kollukların bozuk olduğu, yağışlı havalarda aracın içine havalandırmalardan su girdiği, aracın kalorifer tesisatının çalışmadığı, araç kapılarının düzgün kapanmadığının tespit edildiğini, tespit edilen bu gizli ayıplar nedeniyle müvekkilinin araçtan sürekli olarak yararlanamadığını bu nedenle müvekkilinin sözleşmeden dönerek araç bedelinin iadesini, ayıplı aracın da teslim alınmasını talep ettiğini, yine davaya konu ayırlı aracın arızalanması ve her arızada serviste parça gelmesi ve değişimi için 2 – 3 gün beklemesi nedeniyle müvekkilinin araç kiralamak durumunda kaldığını, bazen de uygun olduğunda çevreden ödünç araç veya özel araç temin ettiklerini, müvekkili şirketin 136 tane çalışanı olan ve vardiyalı olarak ———– olduğunu belirterek, satış sözleşmesinin haklı sebeple sözleşmeden dönme hakkını kullanmaları nedeniyle ortadan kaldırılarak müvekkilince ödenen araç bedeli olan 142.000,00 TL nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte müvekkiline iadesine, ayıplı aracın davalılarca geri alınmasına, davaya konu aracın arıza yapması sebebiyle yerine başka araç kiralanması sonucu ödenen 2.771,00 TL kira bedelinin ve araçtaki ayıpların tespiti için harcanan 877,00 TL tespit masrafının da ticari faizi ile birlikte müvekkiline iadesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılar üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı —– vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin yerleşim yeri adresinin— olduğunu, HMK’nun 6. Maddesi uyarınca davanın davalının yerleşim yeri adresinde açılabileceğini, davanın yetkisiz mahkemede açılmış olduğunu, yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, davalı tarafın —– tarihli ihtarnamesinin ayıp ihbarı olmadığının açık olduğunu, müvekkili şirketin —– sektörünün önde gelen şirketlerinden olduğunu, müvekkili şirketin tüm üretimlerini uzun ———- yaptığını, bu nedenle üretilen araçlarda üretim kaynaklı bir ayıp olmasının söz konusu olmadığını, dava konusu aracın periyodik bakımının garanti kitapçığında belirtilen periyodlarda yaptırılmadığını, bu nedenle dava konusu aracın garanti kapsamı dışında olduğunu, yine davacı tarafın yaptırdığı delil tespitini gıyaplarında yapıldığını ve taraflarınca itiraz edilmiş bir dosya olduğunu, dava konusu araçta üretim kaynaklı bir arıza veya ayıbın söz konusu olmadığını belirterek, usul itirazlarının kabulü ile ayrıca esas bakımından da haksız açılan davanın reddine, masraf ve ücreti vekaletin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN İNCELENMESİ ve GEREKÇE:
Dava, satın alınan aracın ayıplı olması nedeniyle sözleşmeden dönerek ödenen bedelin iadesi ve ikame araç kiralanması için ödene bedelin tazminine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkili şirketin ——— aldığını ancak aracın ayıplı çıktığını ve bu sürede ikame araç kiralandığını ileri sürerek sözleşmeden dönmek suretiyle ödenen araç bedelini ve ikame araç için ödenen mira bedelini talep etmektedir.
Davacı vekili öncelikle davayı mahkememiz dosyasındaki davalı üretici ….——— açmıştır ancak davalı … vekilinin yetki itirazı üzerine Bursa ——. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından dosya tefrik edilerek davalı … yönünden yetkisizlik kararı verilmiş ve dosya mahkememize tevdi edilmiştir.
Dosyanın mahkememize gelmesi üzerine Bursa —. Asliye Ticaret Mahkemesi —Esas sayılı dosyası bekletici mesele yapılmıştır.
Bursa—–. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından yapılan yargılama neticesinde — tarihinde dava konusu otobüsün yolda kalmasına sebep olan arızaların elektronik motor kontrol ünitesinden kaynaklandığı, bu ünitedeki arızanın gizli ayıp olduğu, servis kayıtlarına göre —— kilometrelerde 6 kez arıza yaptığı, bu arızalardan dört tanesinin yolda kalma şeklinde olduğu, davacının bu aracı işçi taşımada kullanmakta olup arızaların sıklığı ve tekrarı araçtan faydalanmayı imkansız hale getirdiği, ayıp ihbarının süresinde yapıldığı, davacının sözleşmeden dönme ve araç bedelini talep etme hakkının bulunduğu, ayrıca ikame araç kiralama bedeli ile tespit giderlerini de isteme hakkının bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Söz konusu karar Yargıtay —-Esas, —Karar sayılı ilamı ile hükmün 4. bendinde “……. tahsilde tekerrür etmemek kaydıyla …”sözcüklerinin çıkarılarak yerine “ Tefrik edilerek İstanbul Anadolu Mahkemesine yetkisizlik kararıyla gönderilen davada davalı —– aleyhine verilecek bir karar ile yapılacak başka bir ilamlı takiple ilgili olarak tahsilde tekerrür etmemek kaydıyla” cümlesinin eklenerek hükmün bu şekilde düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
Bu aşamada dava konusu müşterek ve müteselsil sorumlulardan ——– tarafından yapılan ödeme ile müştereken ve müteselsilen sorumlu davalı —- borçtan kurtulmuştur.
Dolayısıyla mahkememiz dosyası açısından dava konusuz kalmıştır.
Bu durumda yargılama ücretinden kimin sorumlu olacağı ve taraflardan biri lehine vekalet ücretine hükmedilip edilmeyeceği, hükmedilecek ise hangi taraf lehine hükmedileceği konularını tartışmamız gerekir.
Davanın konusuz kalması ve bu kapsamda mahkemece karar verilmesine yer olmadığına kararı verilmesi halinde tarafların dava açılış tarihi itibarı ile haklılık durumlarına bakmamız gerekiyor.
Yargıtay —– sayılı ilamından da anlaşılacağı üzere; Davacının dava konusu yaptığı talebi davalılardan—– müteselsilen talep etmesi mümkün olduğu dolayısı ile dava açılış tarihi itibarı ile davacının davalıya karşı dava açmakta hukuki yararı olduğu anlaşılmaktadır. Ancak yine ——- Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere Davacı tarafından davalılar aleyhine açılan davada davalılardan—— yetki itirazının HMK’nın 9/2 maddesi gereğince reddedilerek davanın birlikte görülmesi gerekirken davanın bu davalı yönünden tefrik edilerek yetkisizlik kararı verilmesi doğru olmamıştır. Bu nedenle dava tefrik edilmemiş gibi taraflardan biri lehine vekalet ücretine hükmedilip edilmeyeceği, hükmedilecek ise hangi taraf lehine hükmedileceği konularını değerlendirmek gerekir.
Bu kapsamda dava tefrik edilmemiş olsa idi davacı lehine dava konusu üzerinden hükmedilen nispi vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine kararı verilmesi gerekirdi. Yani Bursa —. Asliye Ticaret Mahkemesi — Esas sayılı dosyasında hükmedilen vekalet ücreti yalnız söz konusu dosya davalısından değil mahkememiz dosyasında davalı olarak bulunan ve müteselsilen sorumlu olan — ile birlikte sorumlu olacaktı. Kısacası hükmedilen tek nispi vekalet ücreti her iki şirketten birlikte tahsil edilecekti. Davacı taraf Bursa— Asliye Ticaret Mahkemesi —- Esas sayılı dosyasında verilen karar ile tahsil edeceği vekalet ücretini almış bulunmaktadır. Dolayısıyla davacının talep edebileceği bir vekalet ücreti alacağı kalmamıştır.
Davalının talep edebileceği bir vekalet ücreti alacağı olup olmadığı konusunda ise yukarıda da belirtildiği üzere davacının dava tarihi itibarı ile dava açmakta hukuki yararı olması nedeniyle davalı lehine bir vekalet ücretine hükmedilmesi mümkün değildir.
Yargılama giderleri konusunda ise davacının dava tarihi itibarı ile dava açmakta hukuki yararı olduğu ve davalının talebi ile dosyanın davalı yönünden tefrik edilerek yetkisizlikle mahkememize gönderildiği, dolayısıyla mahkememiz dosyasında yapılan yargılama giderleri yönünden davacıya herhangi bir kusur yüklenemeyeceği anlaşılmakta olup davalının yargılama giderlerinden sorumlu tutulması gerekir.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Konusuz kalan davanın esası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA
2-Karar tarihi itibari alınması gerekli 55,40 TL harcın peşin olarak yatırılan 2.487,31 TL harçtan tahsili ile arta kalan 2.431,91 TL’nin talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı taraftan tahsil edilen 55,40 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine
4-Davacı tarafça sarf edilmiş yargılama gideri olan 41,00 TL’nin davalıdan alınarak DAVACI TARAFA VERİLMESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.