Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/243 E. 2018/294 K. 29.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL ANADOLU
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2016/243
KARAR NO : 2018/294

DAVA : İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ : 26/02/2016

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile ; müvekkil şirketin, çelik hasır ve beton alımı ve teslimi konusunda davalı şirketle sözlü anlaşma yapıldığını, bu çerçevede davalı şirketin müvekkil şirkete 17.11.2015 tarihinde 7 adet fatura kesildiğini, fatura içeriği mallar teslim edilmeden davalıya toplam 24.568.06 TL ödeme yapıldığını, ancak bu ödemeden sonra, fatura içeriği malların teslim edilmemesi üzerine faturalar kayda alınmadan davalıya iade edildiğini, davalının da bunun üzerine, ödenen 24.568.06 TL tutardan, 10.000 TL’yi 31.12.2015 tarihinde müvekkiline iade ettiğini, bakiye 14.586.06 TL nin geri ödemesini ise yapmadığını, bu nedenle Anadolu —icra müdürlüğünün — E sayılı dosyası üzerinden takibe geçildiğini, itiraz üzerine takibin durduğunu öne sürerek, itirazın iptaline ve % 20 inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin, fatura içeriği olan malları teslim ettiğini, faturanın, niteliği itibariyle ürünlerin teslim edildiğinin de karinesi olduğunu, itiraz edilmeyen faturalara konu malların teslim edilmediğinin ispatının ise davacıya ait olduğunu, davacının bu hususu ispat edemediğini, bu nedenle taraflar arasında borç/alacak ilişkisinin kalmadığını savunarak davanın reddini ve % 20 tazminata mahkumiyetini talep etmiştir
Bilirkişi —- ve — 08/06/2017 tarihli raporda; ” Davalının kayıtlarına göre; davalının, davacı şirkete 414.156.40 TL tutarında 7 adet satış faturası kestiği, buna mukabil davacıdan 389.588.34 TL ödeme aldığı, davacının 31.12.2015 tarihli 10.000 TL tahsil kaydının, ayrıca davacının banka kanalıyla yaptığı 24.568.06 TL tutarlı ödeme kaydının davalının defterinde olmadığı, buna göre davalının, davacı şirketten bakiye, (414.156.40 – 389.588.34) = 24.568,06 TL alacağının bulunduğu tespit edilmiştir. Belirtelim ki davacı, 24.568.06 TL ödeme yaptığını, sunduğu dekontlarla ispat etmiştir. Bu durumda davalının, davacıya kestiği 414.156.40 TL fatura tutarı kadar davacı şirketten ödeme aldığının kabulü gerekmiştir. Davacı iddiasında; “davalının kestiği faturaları teslim aldığını, ancak içeriği malzemeleri teslim etmediğinden faturaları davalıya iade ettiğini”, davalı ise, “fatura içeriği malları, davacı şirkete teslim ettiğini” öne sürmektedir. Davalı, 414.156.40 TL tutarlı 7 adet fatura içeriği malları, davacıya teslim ettiğine ilişkin bir sevk irsaliyesi veya teslim belgesi dosyaya sunmamıştır. Bu nedenle fatura içeriği malları davacıya teslim ettiğini bu haliyle kanıtlayamamış durumdadır. Fakat ticari defterleri usulüne uygun tutulmuş olup davalı lehine delil gücüne sahip olduklarından, davacının ticari defterleri ise usulüne uygun tutulmamış olup davacı lehine delil gücüne sahip olmadıklarından, davalının kendi ticari defter kayıtları ile, bu malları davacıya teslim ettiğini ispat ettiği hususu, kanaatimizce kabul edilmelidir (HMK.md.222). Kaldı ki davacı, akdi ilişki kapsamında davalıya 389.588.34 TL tutarlı iki adet çek ödemesi yapmıştır. Çekler ödeme aracı olup, ticari hayatın olağan akışında bir borcun ödenmesi amacıyla verilirler. Dolayısıyla bu çeklerin verilmiş olması, davalının kesin delil gücüne sahip olan ticari defter kayıtları ile birlikte değerlendirildiğinde, kanaatimizce, satım konusu malların teslim edildiğini teyit eder. Bütün bu durumlar nedeniyle, davacının 414.156.40 TL tutarlı fatura karşılığında davalıdan mal teslim aldığı ve bu tutarda da davalıya ödeme yaptığı, davalıdan bir alacağının kalmadığı” kanaatine varmışlardır.
Dava, genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.
Davacı, satışa konu olan malların teslim edilmemesi nedeniyle avans niteliğinde davalı ödenen bakiye 14586,06 TL.nin tahsili amacıyla davalı hakkında İstanbul Anadolu —. İcra Müdürlüğü’nün — Esas sayılı dosyasında icra takibi başlatmıştır.
Davacı, 7 adet fatura konusu mal karşılığında KDV hariç fatura tutarının % 7’si oranında 24568,06 TL.nin davalıya avans olarak verildiğini, davalının edimini ifa etmediğini, 10000,00 TL.yi kendisine iade ettiğini, bakiye 14586,06 TL.nin de iade edilmesi gerekçesi ile iş bu davaya açmıştır.
6098 sayılı TBK’nun 207/2 (818 sayılı BK.182)maddesine göre, “Sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça veya aksine bir adet bulunmadıkça satıcı ile alıcı borçlarını aynı anda ifa etmekle yükümlüdürler”. Görüldüğü gibi satış akdinde aslolan peşin satış olup mal ve bedelin aynı anda verileceğine ilişkin yasal karine mevcuttur. Yukarıda belirtilen ilke ve yasal karinenin aksini iddia eden tarafın bu iddiasını kesin delillerle kanıtlaması gerekir (Yarg. 19. H.D. 09/02/2015 T. 2014/3885 E. 2015/1561 K.).
Somut olayda davacıya havale ettiği ödemenin ileride teslim edilecek mallara karşılık olduğunu başka bir anlatımla avans niteliğinde bulunduğunu ve daha sonra mal tesliminin gerçekleşmediğini iddia ettiğine ve böylece az önce belirtilen kuralın ve yasal karinenin aksini ileri sürdüğüne göre ispat külfeti davacıdadır.
Davalının ticari defterlerine göre; davalı davacıya 414156,40 TL tutarında 7 adet satış faturası kesmiş olup, karşılığında davacıdan 389588,34 TL ödeme aldığı kayıtlıdır. Davalının defterlerinde kayıtlı bulunan bu 7 adet satış faturası davacının defterlerinde kayıtlı olmayıp, davacının defterlerinde davalıya avans olarak 414156,40 TL ödeme yapıldığı kayıtlıdır.
Dava dilekçesinde dava konusu alacağın, 7 adet faturanın KDV hariç % 7 si karşılığında avans olarak verildiği ileri sürüldüğüne göre 7 adet fatura davacının da kabulündedir. Davacı 389588,34 TL ödeme iddiasını davalının defterleri ile ispatlamış olup esasında bu kısım ile ilgili taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı 24586,06 TL ödeme iddiasını ise dekontlarla ispatlamış olup, her dekontta açıklama kısmında dava konusu faturaların numarası sırası belirtilerek avans ödemesi olduğu belirtilmiştir. Fakat faturaların tarihi havale tarihlerinden öncedir. Bütün bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde, bu ödemelerin avans olarak yapıldığına dair herhangi bir sözleşme hükmü ya da kesin delil de ibraz edilmediğine göre, TBK.nun 207/2’nci maddesinde düzenlenen karinenin aksinin ispatlanamadığını kabul etmek gerekmiştir. Bu gerekçelerle davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Tazminat taleplerinin REDDİNE,
2-Alınması gerekli 35,90 TL harçtan peşin yatırılan 29,20 TL’nin mahsubu ile bakiye 6,7 TL’nin davacıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Taraflarca yapılan yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca 2180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
5-Taraflar tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana İADESİNE,
Dair tebliğden itibaren 2 hafta içinde istinaf yolu açık olmak üzere davalı vekilinin huzurunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 29/03/2018