Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/24 E. 2023/130 K. 16.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2016/24 Esas
KARAR NO: 2023/130
DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 08/01/2016
KARAR TARİHİ: 16/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin dünyaca ünlü ——- bir iştiraki olduğunu, bu kapsamda müvekkili şirketin atık yönetim ve geri dönüşüm işleri ile iştigal etmekte olduğunu, —— bulunan ve yurt dışında faaliyet göstermekte olan müvekkili şirketin, tedarikçilerinden——– şirkete de mevcut muhasebe sistemi üzerinden ödeme yapmakta ve bu ödemelerde tedarıkçı ——–tanımlı şirket ve banka hesap bilgilerine istinaden havale talimatı vermekte olduğunu, —- tarihinde tedarikçi —–sıralarında telefonla irtibata geçen şahsın, paylaşacağı yeni ——sisteme işlenerek tedarikçi —- yapılacak ödemelerin artık ——numaralı hesaba yapılmasını talep ettiğini ve bu suretle hazırlanan sahte imzaya havi belgeyi, yine sahte bir e-posta adresi kullanarak müvekkili şirketin muhasebe bölümü yetkililerine ilettiğini ve ödeme için gerekli değişikliklerin yapılmasını istediğini, bunun üzerine tedarikçi —— yapılacak ödemelerin belirtilen yeni —- hesaba yapıldığını, bu suretle —– tutarındaki iki adet fatura ödemesi için havale gerçekleştirildiğini, birinci faturaya istinaden ödemenin —– tarihinde, ikinci faturaya ilişkin ödemenin ise —— tarihinde gerçekleştirildiğini, böylece müvekkili şirket ve muhasebe sistemlerine yönelik hile, sahtecilik, dolandırıcılık fiilleri neticesinde toplamda —— hesaba gönderilmesinin organize edildiğini, daha sonra müvekkili şirket ile tedarikçi —– yapılan görüşmeler neticesinde, müvekkili şirket tarafından gerçekleştirilen ödemelerin tedarikçi —- şirketine ulaşmamış olduğunun anlaşılması üzerine banka hesaplarının ve havale edilen banka ve hesap bilgileri konirol edildiğinde, ——— açılmış olan hesabına gönderildiğinin tespit edildiğini, yapılan araştırmada, —— tescil edilmiş ana sözleşmesi uyarınca —- sermayeli şirketin tek hissedarının ve münferit imza yetkisinin —– isimli bir şahıs olduğunun görüldüğünü, bu çerçevede,—— oldukları —tarihli şikayet dilekçesi ile —– iştirak eden diğer tüm gerçek ve tüzel şahıslar hakkında nitelikli dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçları yönünden soruşturma talep edıldığını ve bu suretle savcılık makamının —– numaralı soruşturmasının başlatıldığını, savcılık makamı tarafından yürütülmüş olan ——- sayılı iddianamenin hazırlandığını ve —– sunulduğunu, soruşturma dosyası ve hazırlanan iddianame kapsamında, davalılar, ——- hareket ederek bahsi geçen ve sair suçları işlemek amacıyla —— kurdukları, dolandırıcılık suçunun sonucu olarak kurdukları şirket hesabına —– paranın havale edilmesini sağladıkları, bilişim sistemlerini, banka ve kredi kurumlarını aracı olarak kullanmak suretiyle müvekkili şirket aleyhine ve zararına nitelikli dolandırıcılık suçunu ve ———-kapsamındaki suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama suçunu ıştirak halinde işledikleri, dolandırıcılık suçunu işlemek için ayrıca iştirak halinde özel evrakta sahtecilik suçunu işlediklerinin belirtildiğini ve buna dair delillerin toplandığını, anılan iddianamenin ——- tarihinde kabul edilmesine istinaden, aynı —– sayılı dosyasında şüpheliler aleyhine ceza davasının açıldığını, bu çerçevede, —— iddianameyi kabulü ile izah edilen olay ve süreçler dahilinde müvekkili şirketin organize ve planlı eylemler neticesinde hileli ve dolandırıcılık vasfında suç teşkil eden fiiller neticesinde müvekkili şirketin zararına davalıların sebebiyet verdiğinin kesin olarak anlaşıldığını ve müvekkili şirketin zararının tazmini için huzurdaki davayı açma zaruretinin hasıl olduğunu, davalılar;—— suç teşkil eden eylemleriyle müvekkili şirketi —– tutarında zarara uğrattığını, soruşturma ve kovuşturma dosyasında yer alan —–tarihli raporuna ve davalı—–çalışanlarının bilgi sahibi sıfatıyla alınan ifadelerine göre, davalı —- tarihinde davalı —– şirketi kurduğunu ve bankaya davalılar;——- gelerek şirket adına, davalı ——-numaralı hesabı açtığını, bu aşamada —— sermayesinin bloke edildiğini, gerekli işlemlerin tamamlanıp evrakın bankaya ibrazından sonra, sermaye blokesinin serbest bırakılarak firma kuruluşunun tamamlandığını, bu işlemlerin, davalı — adına vekaletnamesi bulunan davalı —- tarafından yürütüldüğünü, daha sonra davalılar; —- yurt dışından şirket hesabına para geleceğini söyleyerek, davalı — giderek hesap hareketlerini takip ettiğini, bu çerçevede davalı banka tarafından anılan hesaba müvekkili şirket tarafından —- tutarında para transferi yapıldığının davalılara iletildiğini, bu noktada, davalı —- paranın mahiyetini —— yüzegörüşerek sorduğunu, —– gelen paranın müvekkili şirketin yatırım amacıyla arsa alımı için paranın gönderildiğini söylediğini, bunun üzerine —–paranın sermaye mi, kredi mi yoksa serbest transfer olarak mı geldiğini belirtmesini ——-talep ettiğini, —- işlemin kredi mahiyetinde olduğunu bildirdiğini, bu çerçevede, davalı —– ibrazının gerektiğini bildirdiğini, davalılar; —— aracılığı ile sahte bir kredi sözleşmesi ve tercümesi oluşturduğunu, bu kapsamda davalıların, müvekkili şirket ile yaptıklarını iddia ettikleri —— tutarında sahte bir kredi sözleşmesi hazırlatarak davalı—- ibraz ettiklerini, bunun üzerine davalı —– tarafından, öncelikle sözleşmeden doğan damga vergisinin ödenmesinin ve belgelendirilmesinin istendiğini, davalıların paranın parça parça geleceğini bildirmesi üzerine, davalı ————— her biri için ayrı kredi sözleşmesinin olması gerektiği ve sözleşmelerle ilgili ——- yapılması yönünde davalıları yönlendirdiğini, davalı kişilerin de bu yönlendirmeyi dikkate alarak, bu kez —– yeni bir sahte kredi sözleşmesi hazırladıklarını ve —–ibraz ettiklerini, bu sahte kredi sözleşmesine istinaden davalı banka tarafından,—– tutarındaki müvekkili şirket ödemesine ilişkin davalı —— şirketinin talimatı ve damga vergisi defter kaydının alınarak yapılan—– şirketinin hesabına yatırıldığını, anılan tutarın davalı ——- çeşitli tarihlerde parça parça nakit olarak davalılarca çekildiğini, davalıların daha sonra da, davalı —-nezdinde —– ödemeyi takip ettiklerini ve davalı —— paranın geldiği bilgisinin verilmesi üzerine, bu kez de —— tutarındaki yeni bir sahte kredi sözleşmesi düzenleyerek ibraz ettiklerini, davalı —– tarafından da, aynı şekilde, davalı —–talimatı ve damga vergisi defter kaydının alınarak ve —— gerçekleştirilerek, bakiye ——-hesabına yatırıldığını, anılan tutarın da, yine——– şubelerinden farklı miktarlarda kısmen ve nakden çekildiğini, tüm bu izah edilen süreç ve para çekimlerinde davalıların birlikte hareket ettiklerini gösteren kamera kayıtları ile ——– tutanaklarının savcılık makamının soruşturma dosyası içerisinde mevcut olduğunu, davalıların müvekkili şirketi, hile, sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarını işleyerek zarara uğratmaya yönelik haksız ve suç niteliğinde eylemlerde bulundukları ve netice itibariyle müvekkili şirketin toplam ——- zararına sebep olduklarını, davalıların bu çerçevede, Türk Borçlar Kanunu’nun 49. ve devamı maddeleri uyarınca müvekkili şirketin zararını tazminle sorumlu olduklarının izahtan vareste olduğunu, davalı ——– ise bu süreç içinde eylem ve eylemsizlikleri ile diğer davalılar ile olan iletişimleri ve işlemlerinin, bir güven kurumu ve banka olarak göstermesi gereken özen borcuna aykırılık teşkil etmekte olduğunu ve ayrıca tabi olunan mevzuatı da açıkça ihlal etmekte olduğunu, davalı ——– bu süreç içinde özensizlik ve dikkatsizlikleri neticesinde müvekkili şirket uhdesinde yüksek meblağlı bir zararın oluşmasına sebebiyet verirken, müvekkili şirketin yurt dışındaki bankası aracılığıyla iletmiş olduğu işlemlerin durdurulması ve paranın iadesi talebini dahi göz ardı ederek adeta diğer davalılar ile bir işbirliği içinde hareket ettiğini ve davalılara sorumsuzca ödeme yaptığını,——-uyarınca davalı —— bir güven kurumu olarak hareket etmesi ve özen yükümlülüğüne uygun davranmasının gerekmekte olduğunu, bu çerçevede davalı —— kusursuz sorumluluğunun bulunduğunun açık olduğunu ve müvekkili şirketin uğramış olduğu zararın tazmin edilmesinin gerekmekte olduğunu, zira davalı ——– sorumsuzca davranarak diğer davalılara sürekli bilgi verip yönlendirmede bulunduklarını, sahteliğinde şüphe bulunmayan kredi sözleşmelerine istinaden ödeme yaptıklarını ve hatta sahte kredi sözleşmesinin hazırlanmasına yönelik olarak diğer davalılara yol gösterdiklerini, yine davalıların şüpheli hareketlerine rağmen davalı ——– mevzuat hükümlerini de göz ardı ederek diğer davalılara ödeme yaptığını ve nihayet müvekkili şirketin işlemlerin durdurulması ve yapılan para transferlerinin tadesine dair taleplerini dahi dikkate almayarak zarara sebep olduğunu, her ne kadar davalı ——kusursuz sorumluluğu söz konusu olsa da, davalı——– Önlenmesine İlişkin mevzuat çerçevesinde de pek çok kez hukuka aykırı hareket ettiğini, yükümlülüklerini ağır kusuruyla ihlal ettiğini, 5549 sayılı Kanun’un 2. maddesine ve Yönetmeliğin 4. maddesine göre bankaların ve dolayısıyla davalı ———yükümlü sıfatını taşımakta olduğunu ve bu çerçevede oluşan sorumluluklarına ve yükümlülüklerine uygun davranmasının gerektiğini, davalıların eylem ve işlemlerinin, Yönetmeliğin 18. Maddesi kapsamında özel dikkat gerektiren nitelikte olduğunu, ne var ki davalı —— bu dikkati göstermediğini, gerçekleşmiş olan işlemin toplam tutarının —— olduğunu, ——- ödenerek kurulmuş bir şirket için bu tutarın çok yüksek olduğunu, yine suç teşkil eden fiillerle gerçekleştirilen para transferlerinin huküki ve ekonomik amacının davalı ———tarafından sorulana dek belirtilmediğini, sorulduğunda öncelikle, ——– sahte bir kredi sözleşmesinin sunulduğunu, sunulan sahte kredi sözleşmesi incelendiğinde, bu kadar yüksek tutardaki kredi ilişkilerinde mümkün olmayacak kadar basit olarak kaleme alındığı, sektördeki örneklerine göre çok fazla eksik hüküm içerdiği, formatının özensiz ve bozuk olduğu, kendisinin de kredi sağlayan bir kuruluş olan, bir güven kurumu niteliğindeki banka tarafından ilk bakışta anlaşılabilecek kadar açık olduğunu, ancak tüm bunlar bir kenara, davalı ——-, bu sahte kredi sözleşmesinin değiştirilmesi ve yapılan ödeme tutarında düzenlenmesi için diğer davalılar nezdinde bilgi ve yönlendirmelerde bulunduğüunu ve getirilen ikinci sahte ve üçüncü sahte kredi sözleşmelerine istinaden işlem yaptığını, davalı —— personeli tarafından—— tutarının yüksek olacağının söylenmesi üzerine, ——– tutarında ikinci bir sahte kredi sözleşmesini sunduğunu, bu kredi sözleşmesi ile——– tutarındaki kredi sözleşmelerinin tarihlerinin aynı olduğunu, mevcut sahte sözleşmenin de damga vergisi yükünü hafifletmek için para transferlerine uygun tutarlarda yeniden düzenlendiğinin de rahatlıkla anlaşılabilmekte olduğunu, anılan sahte sözleşmelerin ——— geçmiş tarihli olarak imzalanıp bu kadar kısa süre içinde yeniden ibraz edilmesinin de olağan olmadığını, sözleşmelerin ön sayfalarına bakıldığında, ——– sözleşmede ön sayfalarında her iki tarafın yetkili temsilcilerinin imzalarının olduğu, ——- sözleşmenin ön sayfalarında ise hiçbir imza ya da parafın olmadığı, ——–kredi sözleşmesinde yalnızca yetkili temsilcilerinin isim ve soy isimlerinin baş harflerinden oluşan, aynı formdakı sahte paratların yer aldığının görülmekte olduğunu, tüm bu hususların davalı ——- gibi bir banka tarafından fark edilmemiş olmasının kabul edilebilir bir davranış olamayacağını, bu halde davalı——– ilgili mevzuat kapsamında yükümlülüklerini yerine getirdiğinden bahsedilemeyeceğini, mevzuat uyarınca bankalar tarafından yalnızca bilgi, belge ve kayıt tutulması yönünde yükümlülük getirilmediğini, ayrıca gerekli tedbirlerin de alınmasının istendiğini, bu noktada, diğer davalılarca yapılan işlemlerin mevzuat uyarınca özel dikkat gerektiren işlemlerden olduğunun davalı ——– tarafından anlaşıldığının tartışmaya yer bırakmayacak açıklıkta olduğunu, zira davalı ——– tarafından adeta sahte de olsa yalnızca elde bir takım bılgi ve belge bulunmasına yönelik diğer davalılardan kredi sözleşmesi ibrazının istendiğini, ancak yükümlüklerinin tamamen yerine getirilmesini teminen gerekli tedbirlerin alınması için hiçbir şeyin yapılmadığını, bu halde, davalı ——- kusursuz sorumluluğu yanında, açık şekilde kusuruyla da zarara sebebiyet verdiği ve tabi olduğu mevzuatı ihlal ettiğinin sabit olduğunu, yine bankaların şüpheli bir işlemle karşılaşmaları halinde, tutar gözetmeksizin ve vakıt kaybetmeden ——-bildirim yapma zorunluluklarının bulunmasına rağmen, davalı ——-yukarıda açıklanmış işlemler bakımından —– hiçbir bildirimde bulunmadığını, dava konusu olayın silsilesinin şüpheli işlemler olduğu konusunun tartışmadan ari olduğunu, —– ayında —– sermaye ile kurulmuş bir şirketin yaklaşık ——krediyi teminatsız ve faizsiz olarak almasının ticari olarak mümkün olmadığını——-şirketinin işi, mesleği ve malı durumu ile işlemleri arasında makul bir orantının bulunmadığını,——— geçirilen nakdin parçalar halinde ve makul açıklamalar yapılmaksızın çekildiğini ve belli bir dönem bu işlemler yapıldıktan sonra hesabın hareketsiz kaldığını, başlangıçta şirket hesabı olarak açılmış olsa da, ardından sadece yurtdışından transfer edilen paranın çekilmesi amacıyla açıldığı, hesabın bunun dışında kayda değer nitelik ve meblağda işlem görmediği, hesaba gelen paranın sürekli nakit olarak çekildiği ve bu tür işlemler yapıldıktan sonra hesabın hareketsiz kaldığının açık olduğunu, davalı ——– şirketinin faaliyet göstermediğinin malı müşavirleri —– tarihli ifade tutanağında belirtildiğini, davalı —— şirketinin——- olmayan bir yapıya sahip olduğunu, dava konusu işlemlerin savcılık makamı tarafından ——- yazılan müzekkere de belirtildiği üzere, davalı —–personelinin yardımı ve yol göstermesiyle oluşturulmuş sahte sözleşmelerden ibaret olduğunu,
davalı —-işlemleri yapmak üzere davalı —— sürekli farklı kişilerle gitmek, sürekli olarak paranın yatıp yatmadığını sormak ve banka çalışanlarına bu hususta ısrarlı davranmak suretiyle şüpheli tavırlar sergilediğini, savcılık makamının müzekkeresine istinaden —- tarafından gönderilen —— yukarıda açıklanan işlemler silsilesine ilişkin herhangi bir bildirimde bulunmadığının belirtildiğini, davalı ——ilişkisinin sahte olduğuna ilişkin açık emareler ve çok sayıda şüpheli işlem olmasına rağmen, gelen paranın temeline ilişkin yeterli bilgi almadan ödeme işlemini gerçekleştirerek müvekkili şirketi zarara uğrattığını, davalı —— maddeleri uyarınca suç gelirlerinin aklanması ile mücadele konusunda personelini eğitmek ve vasıflı personel çalıştırmak zorunda olduğunu,
davalı —— personelini bu hususta eğitmeyerek müvekkili şirketi zarara uğrattığını, müvekkili şirketin, yapılan transferlerin tedarikçi —– hesabına ulaşmadığını öğrenince, bankacı aracılığı ile ödemelerin iadesi talebinde bulunduğunu, davalı —- yöneticisi olarak görev yapan—- ifadesinde de yer aldığı üzere, —– gelen iki para transferinin iadesi talebinin davalı —- ulaştığını, bu durumun davalı —- tarafından davalı —— telefonla bildirildiğini, davalı —-yanlışlık olduğunu, şubeye geleceğini söylediğini, —– günü davalının,—– gittiğini ve işlemlerle ilgili vergi ödemelerini yaparak dekontlarını teslim ettiğini, —– ayrıldığını, daha sonra davalı —— gelerek, işlemde bir yanlışlık olduğu tekrar söyleyerek, üçüncü bir transferin gelip gelmediğini sorduğunu, davalı ——paranın iadesi talebinin varlığına rağmen —- bildirim yapmamış olması ve ilgili mevzuata aykırı şekilde davalı—- hususta bilgi vermesi, hatta ——- para çekmesine müsaade etmesinin, iyi niyet çerçevesinde değerlendirilemeyeceği gibi açık bir şekilde hukuka aykırı olduğunu, müvekkili şirketin tüm bu süreç sonunda zarara uğradığını, davalı —-sorumluluklarına, tabı olduğu mevzuata, hayatın olağan akışına aykırı tüm bu ihlalleri neticesinde bu zararın oluştuğunu, davalı —– oluşan bu zarardan diğer davalılar ile birlikte müteselsilen sorumlu olduğunu ve zararı tazminle yükümlü olduğunu iddia ederek, İ.İ.K. 257. ve devamı maddeleri çerçevesinde, davalıların taşınır, taşınmaz ve üçüncü şahıslardaki hak ve alacakları ile sair her türlü mal varlıkları üzerinde takdiren teminatsız, Sayın Mahkeme’nin aksi yönde takdisi mevcutsa makul ve cüzi bir oranda teminatla ihtiyati haciz kararı verilmesine ve ilgili sicillere üçüncü kişilere devir ve ferağın sınırlandırılmış olduğu hususunda şerh verilmesine, davanın kabulü ile müvekkili şirketin uğradığı —-tutarındaki zararın haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek kamu bankalarınca —— uygulanan en yüksek mevduat faizi oranı üzerinden hesaplanacak faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tazminine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davalılar üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ——– vekili cevap dilekçesinde özetle;
Davacının dilekçesinde müvekkili ——– iddia ve isnatlarının dayanağı olarak gösterilen hukuki olgular ile ihmal iddialarının özünde müvekkili bankadan çok bizzat davacı ile ilişkili olduğunu, hatta giderek davacının dava konusu ettiği zararının oluşumuna tacir olmasının gerektirdiği basiret ve özen yükümlülüğüne aykırı hareketleri nedeniyle bizzat kendisinin sebep olduğunu ortaya koymakta olduğunu, dava konusu vakıaların davacının anlatımı ile şu şekilde gerçekleştiğini, davacının, tedarikçileri olan ——— unvanlı şirket ile arasındaki parasal ilişki mevcut muhasebe sistemi üzerinden, tanımlı şirket ve banka hesap numaraları üzerinden yürütmekte olduğunu, ödemeleri de yine aynı sistem üzerinden yapmakta olduğunu, —– tarihinde kendisini tedarikçi——– muhasebe bölümü yetkilisi olarak tanıtan ve ——— kışının, kendilerine yapılacak ödemelerde kullanılacak hesap bilgilerinin değiştiğini belirterek kayıtların düzeltilmesini talep ettiğini ve davacının da hesap bilgisi değişikliğini tek bir elektronik posta ile gerçekleştirdiğini, bu tarihten sonra tedarikçi —–tarıhli iki adet ödemenin de, elektronik posta mesajı ile değiştirilen hesaba havale edildiğini, davacının dava konusu ettiği —— paranın, bu surette davacı hesaplarından çıktığını, daha sonra davacı ile lehtar ——-arasında yapıldığı belirtilen görüşmelerde paranın muhatabına ulaşmadığının tespit edildiğini, yapılan incelemelerde davacı hesaplarından çıkan bu paranın ——–gittiğinin belirlendiğini, davacının bu anlatımının, bir yandan özellikle müvekkili banka yönünden ciddi ve izaha muhtaç boşluklar içerdiği gibi diğer yandan da davacı şirketin ödeme ——– işlerlik ve güvenirliliği konusunda da soru işaretleri taşımakta olduğunu, dava konusu paranın davacı hesaplarından ve davacının bu yöndeki işlemi üzerine çıkmış olduğu hususunun tartışmasız olduğunu, dolayısı ile davacının, dava konusu parayı bir borcun ifası iradesi ile ödemiş olduğunü ve davacının ödeme iradesinin varlık, sıhhat ve geçerliliğinin çekişmesiz olduğunu, dava konusu ödemelerin davacı hesaplarından yine bizzat davacı tarafından gerçekleştirildiğini, dolayısı ile dava konusu ödemelerin davacı tarafından gerçekleştirildiği hususunda da bir çekişmenin bulunmadığını, dava konusu ödemenin davacının muhasebe kayıtlarına uygun olarak gerçekleştirildiğini, davacı şirket muhasebe ve ödeme sistemlerinin münhasıran davacının kontrolünde bulunduğunu, bu kayıtların ancak ve yalnız davacı tarafından bilinip değiştirilmesi karşısında dava konusu ödemenin, davacı şirketin kayıtlarında yer alan bilgiler doğrultusunda ve bu kayıtlara uygun olarak yapılmış olduğu konusunda da bir ihtilafın bulunmadığını, dava konusu zararın, dava konusu paranın gitmesi gereken hesaptan farklı bir hesaba gitmesinin, ödeme noktası konusundaki iradesinin fesada uğratılması nedeniyle gerçekleştiğini, özellikle dava konusu paranın davacı hesaplarından çıkışına ilişkin maddi süreç karşısında bu iddianın müvekkili bankayı ilgilendiren hiçbir yönünün bulunmadığını, zira dava konusu paranın davacı hesaplarından çıkışına yönelik işlemlerin tamamının bızzat davacı tarafından ve kendi hakimiyet alanında gerçekleşmiş olmakla müvekkili bankanın herhangi bir işlem, eylem gerçekleştirmek hak ve imkanına sahip bulunmadığı bu alanda ve bizzat davacı tarafından gerçekleştirilen eylemlerin müvekkili banka ile ilişkilendirilmesine hukuki ve/veya fiili olanağın olmadığını, bu kapsamda dava konusu ödeme sürecini bir organizasyon olarak tanımlayan davacının, anılan organizasyonun baş aktörünün kendı içerisindeki bir kişi ve/veya yapılandırma, eş deyişle hukuken bizzat kendisi olduğunu görmezden gelerek, dava konusu paranın hesaplarından çıkışı ile hiçbir ilgi ve ilişkisi bulunmayan müvekkili bankayı bu organizasyonun bir parçası olarak yansıtma çabasının iyi niyetli sayılamayacağını, davacının sistem ve hesapları üzerinden, davacının görünen kayıtlarına uygun surette ve bizzat davacı tarafından gerçekleştirilen dava konusu ödemelere ilişkin sürecin, davacının şirket yönetim, organizasyon ve özellikle de personel seçim ve denetiminde ciddi hatalarının bulunduğunu ortaya koymakta olduğunu, bu hatanın hukuki neticelerinin de yine ve bizzat davacıya ait olması konusunda hukuki tereddüdün olmadığını, müvekkiıli bankanın olağan bır para transferi olarak gerçekleştirilmesine rağmen, sırf tutarı nedeniyle şüphe duymasının hukuki gerekliliğinden söz eden davacı tarafından ifade edilmiş olduğu üzere, dava konusu paranın gönderildiği muhatap hesabının tek bir telefon ve ardından gönderilen elektronik posta mesajı ile değiştirilebilmesine olanak sağlayan tarafın davacı olduğunu ve bu değişikliği bizzat gerçekleştirenin, keza——– tutarındaki ödemeyi bu suretle değiştirilen hesaba davacı adına ödeyenin de bizzat davacı şirketin personeli olduğunu, davacının dava konusu aktarımları gerçekleştirdiği diğer davalı şirketin ——- —– rumuzu ile başlamakta olduğunu ve bu hesabın bir ——- ait olduğunun ilk bakışta dahi kolaylıkla anlaşılabilmekte olduğunu, keza dava konusu iki ödeme işlemi arasında yaklaşık bir aylık sürenin mevcut olduğunu, davacının bu bir aylık sürede sessiz kaldığını, davacı muhatabına ulaşmayan —— tutarındaki ödemesi hakkında bu süreçte ne yaptığının, hangi hukuki yollara müracaat etmiş olduğunun mevcut iddia ve belgelerden anlaşılmamakta olduğunu, davacının ———- numarasına havale yaparken tedarikçisi olduğunu belirttiği ——– faalıyet gösteren bir şirket olduğu gerçeğini görmezden geldiğini, davacının bu yaklaşımının basiretli bir tacir yaklaşımı olmadığını, dava konusu tutarın olayda herhangi bir kusur ve sorumluluğu bulunmayan, yürürlükteki mevzuat hükümlerine hareket eden ve kanunların kendisinden beklediği edimleri harfiyen yerine getiren müvekkili bankadan tahsıl edilmeye çalışmasının kötü niyetli bir girişim olduğunu, davacının, davaya konu ettiği zararının temel nedeninin bizzat kendi içerisinde gerçekleşen ihmaller zinciri olduğunu görmezden gelmesinin manidar olduğunu, somut olayda davacının müvekkili bankaya yüklemeye çalıştığı kusurun ve buna bağlı sorumluluğun öncelikle bizzat davacıya ait olduğunu, davacının, ——— soruşturması ve —– inceleme raporunun varlığına ve bu soruşturma, inceleme raporunun varlığına ve bu soruşturma, incelemc raporunda müvekkili bankanın suç teşkil edecek herhangi bir tespitinin yer almamasına rağmen hangi objektif , hukuki nedenlere dayanarak bu iddialarda bulunduğunun anlaşılamamış olduğunu, bununla birlikte, müvekkili banka aleyhine herhangi bir idari, cezai şikayeti dahi bulunmayan davacının bu kapsamdaki iddialarının, tazminat konulu bu dava kapsamında hak arayışına yönelik haklı bir beyan oluşturmadığını, bilakis masumiyet ve kusursuzluğunun ——— ile sabit olan müvekkili banka aleyhine suç uydurma ve iftira niteliği taşıdığını, müvekkili bankaya ibraz edilen kredi sözleşmelerinin birbirini tuttuğunu, ayrıca sözleşmelerde işin tanımı, taraflar, vade gibi hususlara da yer verilmiş olduğundan sözleşmelerin yeterli koşulları taşıdığının da ihtilafsız olduğunu, dava konusu ödemeleri davacı adına gerçekleştiren banka olan —————- mesajlarında, ödeme muhatabının sehven ——–olarak belirtildiğini, oysa paranın geçek alıcısının ——- şirketi olduğunun açıklanarak ödemenin mutlaka surette ——şirketinin hesabına aktarılması talebinde bulunulduğunu, keza müvekkili bankaya davacı şirket ödeme ve banka işlemleri ön büro takımı tarafından iletilen ——tarihli elektronik posta mesajında da, bahse konu ödemenin, müşterisi olarak tanımladığı ———, üzerinde çalışmakta oldukları bir gayrimenkul yatırım projesinin tamamlanması amacıyla yapıldığının, yapılan bu ödemenin projenin ——— tekabül eden ilk kısım olduğunu, ilerleyen haftalarda ilave ödemelerin yine kendileri tarafından yapılacağının belirtildiğini, dava konusu ödemelerin, bizzat davacı ve ödemeyi davacı adına yapacak bankadan sadır olan belge ve bildirimler çerçevesinde gerçekleştirildiğini, bu ödemelerin muhatabına aktarılmasına yönelik işlemlerde bankacılık teamül ve uygulamalarına aykırı bir yön bulunmadığını, müvekkili bankanın, davacı ile aralarındaki ilişkiyi bir kredi ilişkisi olarak açıklayan işlem lehtarına, kredi ilişkisine dayalı ——— ne şekilde, hangi belgeler çerçevesinde gerçekleştirilmesi gerektiği konusunda bilgi vermesinin, davacının iddialarının aksine, müvekkili banka ile bu kişiler arasındaki yasa dışı işbirliğinin değil, müvekkili bankanın ———-hükmündeki mükellefiyetine uygun davranmış olduğunun göstergesi olduğunu, davacının, müvekkili bankanın işlemlerin durdurulması ve paranın tadesi taleplerini dikkate almadığı yönündeki iddialarının da, dava konusu paranın ——tarihli olduğu belirtilen anılan bildirimden çok önce çekilmiş olması karşısında haksız ve dayanaksız olduğunu, davacının huzurdaki dava tahtındaki iddialarının kabulü anlamına gelmemek üzere, olası bir tazmin sorumluluğu yönünden, dava tarihinin temerrüt tarihi olarak kabul görülebileceğini, tatbik edilecek faizin de ancak yasal faiz olabileceğini savunarak, açıklanan nedenlerle davacının müvekkili banka yönünden haksız ve dayanaksız ve kötü niyetli davasının ve tazminat taleplerinin esastan ve tümden reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin de davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ——vekili cevap dilekçesinde özetle;
Müvekkilinin dolandırıcılık ve sahtecilik suçlarıyla hiçbir ilgisinin olmadığını, hiçbir kişi ve kurumu dolandırmak amacıyla hareket etmediğini ve herhangi bir sahtecilik yapmadığını, ayrıca suçtan kaynaklanan mal varlığı değerini aklamadığını, müvekkilinin —— kesinlikle tanımamakla birlikte, bu şahıslarla karşılaşmadığını veya herhangi bir ilişkisinin olmadığını, müvekkilinin sadece —– isimli kişiyi bundan —– önce—— gittiğinde, orada yaşayan teyzesinin oğlu——– vasıtasıyla tanıdığını, o sıralarda kendisinin —- yaşlarında bir çocuk olduğunu,—– gördüğünü sonra da hiç görmediğini, müvekkilinin —- işletmekte olduğunu ve banka işlemlerini —– başında, vekil edenin kuzeni olan ve —— çekeceğiz, ancak buradaki banka şubesi bu parayı veremiyor, bankadan bu miktardakı parayı—– şubeden alabileceğimizi söylediler, sen —– şubesinden bu parayı verip veremeyeceklerini öğrenir misin, biz —– yola çıkarız, iki, üç saat sonra ——dediğini, müvekkilinin de her zaman banka işlemlerini yaptığı ——- gittiğini, vezne bölümünde çalışan personel ile konuştuğunu ve bu miktar bir parayı verip veremeyeceklerini sorduğunu, görevli banka personelinin müvekkiline “bu parayı getirebiliriz, ancak miktar büyük olduğu için zırhlı araç gelecek, bunun da bir miktar masrafı var, ayrıca parayı gece şubemizde tutamayacağımızdan paranın geldiği gün mutlaka çekilmesi gerekiyor” dediğini, bunun üzerine müvekkilinin kuzeni —— aradığını ve banka görevlisi ile telefonda görüştürdüğünü, banka görevlisinin paranın hesapta olup olmadığını kontrol ettiğini ve telefonda——hesabınızda bir sıkıntı yok, biz parayı getiriyoruz, öğleden sonra alabilirsiniz” dediğini, banka görevlisi ile —– telefonda konuşmasından sonra müvekkılının bankadan çıktığını, bundan —— yanında arkadaşları olduğu halde —- müvekkilinin işlettiği büfeye geldiğini ve kendisinden paranın çekilmesi hususunda yardımcı olmasını istediğini, müvekkili de tekrar —– Şubesi’ne gittiğini, daha önce görüştüğü banka personelinin, paranın geldiğini ve hazır olduğunu belirttiğini, bunu —- söyleyince kendisi paranın —– tarafından çekileceğini, —–iyi bilmediğini, bu nedenle onu bankaya götürmesini rica ettiğini, müvekkilinin —-banka şubesinin önüne gittiğini ve parayı—- çektiğini, müvekkilinin kesinlikle herhangi bir para çekmediğini, —– parayı çektikten sonra müvekkilinin işlettiği bütçeye döndüğünü, kuzeni ——–teyze oğlu bizim işlerimiz var, o işleri halledelim daha sonra dükkana uğrarız” diyerek büfeden çıkıp gittiklerini, akşam üzeri tekrar büfeye geri döndüklerini ve bu akşam burada kalacağız,——yabancısıyız, bildiğin bir otel var mı” diye sorduklarını, müvekkilinin de dükkanı kapattıktan sonra kendilerini —–bir otele götürdüğünü ardından da evine döndüğünü, ertesi gün—–müvekkilinin işlettiği büfeye gelerek “teyze oğlu para havale etmemiz gerekiyor, tanıdık bir banka şubesi var mı” diye sorduğunu, bunun üzerine büfenin yakınında olan ve müşterisi olduğu—–götürdüğünü, Müdür Beyden, kuzeni—- yardımcı olması için ricacı olduğunu ve tekrar büfesine geri döndüğünü, bir süre sonra —— vekil edenin yanına geldiğini ve kendisine “küçük kardeşim ——- yakında gelecek, ben de arkadaşlarımla—- geri dönüyorum” dediğini, bu tarihten biırkaç gün sonra ——- tekrar müvekkilinin büfesine geldiğini, kendisine —- para bıraktığını ve ——– tekrar geri geleceğini ve bu parayı kendisinden alacağını, emaneten bu paranın yanında durmasını, bir daha parayı getir, götür olmasın diye, birkaç gün paranın kendisinde kalmasını söylediğini,müvekkilinin, teyzesinin oğlu olduğu, büyük miktarda para çektiği ve bu kişileri —— müteahhit olarak bildiğinden kesinlikle durumdan şüphelenmediği için —- parayı geri vermek üzere emaneten teslim aldığını, ardından—– döndüğünü, müvekkiline verdikleri emanet parayı—–gelerek alacağını söylemelerine rağmen bir hafta sonra ——– arayarak “teyze oğlu ben gelemiyorum, burada işlerim çıktı, rica etsem vereceğim hesap numarasına bu parayı havale yapar mısın” diye sorduğunu, müvekkilinin de verilen hesap numarasına emanet parayı havale ettiğini, vekil edenin havale ettiği ——- paradan ve diğer paradan hiçbir sürette herhangi bir para almadığını veya menfaat temin etmişliğinin kesinlikle olmadığını, müvekkilinin —-büfe işletmekte olduğunu ve kendisinin —— herhangi bir ticaret ilişkisinin, alışverişinin veya borçlanmasının söz konusu olmadığını, müvekkilinin sadece teyzesinin oğlunun kendisinden yardım istemesi üzerine bu havaleyi gerçekleştirdiğini, paranın nereye, ne için gittiğini ve kaynağının ne olduğunu kesinlikle bilmediğini, müvekkilinin de mağdur olduğunu, ——- müvekkilinin iyi niyetinden faydalandığını, bunların dışında davacı şirketin kusur ve sorumluluğunun hat safhada olduğunu, davacı şirketin basiretli bir tacır gibi davranmadığını, gerekli inceleme ve araştırma yapmadan bir ay arayla——– bulunan dilimi geçmiş olmasına rağmen davacı şirketin hiçbir mceleme hesabın kime ait olduğunu araştırma, dikkatli ve basiretli bir tacir gibi hareket etme yükümlülüklerini yerine getirmeden, göz göre göre davaya konu miktarları ödemekten çekinmediğini, müvekkilinin havale yapılanhesabın sahibi veya ortağı olmadığını, kendisinin anılan paranın, nereden, ne amaçla ve kime geldiğini öğrenebilecek ve araştırabilecek durumda olmadığını, bu nedenlerle müvekkilinin hesaba yatırılan miktardan, çekilen bedelden veya kendisine emanet bırakılan —-tutarındaki miktardan sorumlu tutulamayacağını, davalı müvekkilinin ——— yargılanmaya devam etmekte olduğunu, söz konusu ceza dosyasının halen derbest olup henüz sonuçlanmadığını, yapılacak yargılama sonucunda davalı müvekkilinin beraat etmesinin kuvvetli ve muhtemel olduğunu savunarak, ceza dosyasının bekletici mesele yapılarak kesinleşmesinin beklenmesine, görev itirazlarının kabulü ile davanın görev yönünden reddine, yetki itirazlarının kabulü ile davanın yetki yönünden reddine, husumet itirazlarının kabulü ile davanın davalı müvekkili yönünden husumet bakımından reddine, davanın esastan reddi ile yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı —– davalı — vekili cevap dilekçesinde özetle; —-vekili, cevap dilekçesinde; Müvekkili —– davacı şirketin uğradığı zararda hiçbir katkısının olmadığını, dosyaya sunulan iddia ve delillerden ——- meydana gelen zararı oluşturacak sahte belgelerin hiçbirinin düzenlenmesinde yardım ve katkısının olmadığını, müvekkili aleyhine Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açılmış olmasının müvekkilinin suçlu olduğunun kanıtı olmadığını, müvekkilinin bu davadan beraat etme olasılığının çok yüksek olduğunu, sonuçta tazminat sorumlusu olmasının da söz konusu olmadığını, dava dilekçesindeki iddianın aksine —- tek başına bütün sahte ve hileli işlemleri yaparak talep konusu —- hesabına aktarıp çektiğini, —- bu para transferiyle ilgili olarak —- alınan ve davacı şirket vekilleri tarafından —– esas sayılı dosyasına ıbraz ettikleri ifadesinde ve soruşturma aşamasında —— talimatla alınan ifadesinde açıkça dava konusupara ile ilgili işlemlerden kendisinin sorumlu olduğunu kabul ve beyan ettiğini, —- devam eden —–dosyasında ve bu dava dosyasında gerçekleştirdiği iddia edilen eylemlerin biran için hiçbirini yapmamış olması halinde dahi bu sonucun meydana gelmesinin kaçınılmaz olduğunu, zira bu sonucun meydana gelmesinde ağır kusuru olan davacı şirket yetkilileri ile —— görevlilerinin ağır kusurlu eylem ve işlemleri sonucunda, bu işlemlerden yararlanan —-yaptığı eylem ve işlemler sonucu talep konusu—- transfer işlemini gerçekleştirdiğini, müvekkili —–dosyasında ve bu dosyada meydana geldiği iddia edilen zararda hiçbir sorumluluğunun olmadığını, —–geldiğinde şirket kurup inşaat işi yapacağını daha önceden tanıdığı —– söylediğini ve kendisine yardımcı olmasını istediğini,—- çalıştığı —– tanıştırdığını,—– eylemlerinin suç ve haksız fiil oluşturmayacağını, ——-davalara konu eylem ve davranışlarına hiçbir şekilde yardımcı olmadığının açık olduğunu, ayrıca —– kısa süreli olarak görüştüğü —-davaya konu herhangi bir yardımı ve sağladığı maddi menfaati olmadığını,—— Mahkemesi’nde yargılandığı suçlamalardan beraat etme ihtimalinin çok yüksek olduğunu, —— devam eden —–dosyasında ve bu dava dosyasında gerçekleştirdiği iddia edilen eylemlerin biran için hiçbirini yapmamış olması halinde dahi bu sonucun meydana gelmesinin kaçınılmaz olduğunu, zira bu sonucun meydana gelmesinde ağır kusuru olan davacı şirket yetkilileri ile—– görevlilerinin ağır kusurlu eylem ve işlemleri sonucunda, bu işlemlerden yararlanan —- bunları kullanarak yaptığı eylem ve işlemler sonucu talep konusu—- parayı haksız olarak elde edebileceğini, müvekkilleri—– sanık ve bu davada davalı olan—— ile hiçbir maddi fiili ilişkileri ve bağlarının olmadığını, davacı şirket yetkililerinin, TMK ile TTK kanununda olan statüleri ve konumlarına göre, davaya konu işlemlerde göstermek zorunda oldukları kendilerinden beklenen özeni ve dikkati göstermediğini ve basiretli tacir gibi davranmak zorunluluğu kurallarına uymadıklarını ve ——- zarara uğradıklarını, davacı şirket yetkililerinin, kendilerinden beklenen iyi niyet, özen ve basiretli bir tacir gibi davranmadıklarını, aksine özensiz ve ağır kusurlu davranışlar ve işlemler ile meydana gelen zararı oluşturacak işlem ve eylemlerde bulunduklarını, bu nedenle davacı şirketin kendi kusurundan meydana gelen zarardan şirket yetkilileri ve davalı — sorumlu olduğunu, müvekkilleri —–sorumlu tutulamayacağını, davacı şirketin,—- kurduğu, tek ortağı olduğu ve hiçbir faaliyeti olmayan —— yolladıklarını, aradan bir ay geçtikten sonra, ilk fatura ödemesi onaylanmadığı ve bu para yanlış hesaba yollandığı halde, tekrar ——parayı aynı hesaba yollayarak ağır kusurlu ve özensiz eylem ve işlemleri nedeniyle, kendi şirketlerini toplamda—- zarara uğrattıkları halde müvekkilleri aleyhine dava açmalarının hukuka aykırı olduğunu, davacı şirketin esasen para yollaması gereken tedarikçi —– mukim olduğunu, —- numaralarının —- başladığını ve— oluştuğunu,——— oluşmakta ve rakamlar arasında bir harfin bulunmakta olduğunu, davacının dosyaya sunduğu —– tutarlı banka dekontunda, alıcının tedarıkçı —— tutarındaki dekontta, alıcının ——— göründüğü halde bu hesaplara para transferinin yapılmasında davacı şirket yetkililerinin ağır kusur ve sorumluğunun bulunduğunu, —- bir banka hesabı iken ve bu hesabın aslında tedarıkçı —–ait olduğu açıkça görülmekte iken, hesaba havale yapılması sonucu, davacı şirket yetkililerinin ve —– ağır kusurları, ihmalleri ve özensizlikleri sonucu zarar meydana geldiği halde, müvekkillerihakkında dava açılmasının hukuka aykırı olduğunu savunarak, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, haksız fiil hukuksal nedenine dayalı olarak davacı tarafça banka yoluyla gönderilen paranın çekilmesi sebebiyle oluşan zararın tazmini istemine ilişkindir. Taraf delilleri toplanmış ve bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
—– sayılı ilamıyla; davalılar ——bilişim sistemleri, banka veya kredi kurumlarının aracı olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçundan cezalandırılmalarına karar verilmiş, kararın istinaf edilmesi üzerine usulü eksikliklerden dolayı dosyanın geri çevrilmesine karar verildiği görülmüştür.
Bilirkişiler ——- tarihli raporda özetle; Davalıların cevap dilekçelerindeki savunmalarının hukuken değerlendirilmesi ve takdiri sayın Mahkeme’ye ait olmak üzere,—– sayılı kararı, —–Raporu, dosyada mübrez tanık beyanları ve tüm dosya kapsamı uyarınca, davalılar, ——- tutarındaki zararının meydana gelmesinden müştereken sorumlu oldukları ve davacının zararını ödemekle yükümlü oldukları, davacı—– irdelendiğini, davacının kendi ödeme sisteminin güvenliğini sağlayamadığını, tacir olan davacının, ——-zararının meydana gelmesinde, ağır kusurunun ve ihmalinin bulunduğu, basiret ve özen yükümlülüğüne aykırı hareket ederek, dava konusu zararının meydana gelmesinde kendi sorumluluğunun da bulunduğunu, eğer davacı kendi ödeme sisteminin güvenliğini yeterince sağlamış olsaydı ve/veya bu denli yüksek miktarları göndermeden önce, gerekli araştırmaları yapmış olsaydı, dava konusu zararı meydana gelmeyecekti, davalı—– Maddesinde irdelendiği, davalı bankanın, üstlendiği işi büyük bir titizlikle yerine getirmeyerek, dikkatsiz ve özensiz davranmak suretiyle, davacının —– tutarındaki zararının oluşmasında kusurunun, ihmalinin ve sorumluluğunun olduğun, bir güven kurumu olan davalı bankanın objektif özen yükümlüğünü yerine getiremediği ve hafif kusurundan dahi sorumlu olduğunu, eğer davalı banka, dikkatli ve özenli davranarak, üstlendiği işi titizlikle yerine getirmiş olsaydı, en azından parayı gönderen yabancı bankadan gelen paranın kredi olduğu hususunu teyit etmesini isteseydi; davacının zararının meydana gelmesini önlenebileceğini, davacının dava dilekçesindeki iddiaları ile davalı bankanın cevap dilekçesindeki savunmalarının hukuken değerlendirilmesi Mahkeme’ye ait olmak üzere, sayın Mahkemece, davanın kısmen kabulü halinde ve dava konusu zararın meydana gelmesinde tarafların (davacı şirket ve davalı banka) müterafik kusurunun bulunduğu kanaatinde olunması ve bu yönde hüküm kurulması halinde; ————. maddesinde yazılı olduğu üzere| kusur oranlarının takdir yetkisinin Mahkeme’nin uhdesinde olduğu, davanın kabulü davanın kısmen kabulü halinde, davacının Mahkemenin takdir edeceği kusur oranlarına göre belirlenecek asıl alacağına, Mahkemenin takdirine göre, ödeme tarihlerinden ya da dava tarihinden itibaren, 3095 sayılı Kanun’un 4/a maddesi uyarınca devlet bankalarının Avroya uyguladığı yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı üzerinden mevduat faizi talep edebileceği sonuç ve kanaatine varılmış olup, bilcümle hukuki tavsif ve takdir, tamamıyla ve münhasıran yargı makamına ait olmak üzere, yapmış oldukları tespitler ile görüşlerini mahkemeni takdirlerine sunmuşlardır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE :
Dava, davacı şirket tarafından davalı —- davalı —- nezdinde bulunan banka hesabına gönderdiği toplam—– tarafından çekilmesiyle oluşan zararın tüm davalılardan tahsili istemine ilişkindir.
Tarafların beyanları, ceza dosyası, —– ve tüm dosya kapsamından; davacı tarafın aralarında herhangi bir hukuki ve ticari ilişki bulunmayan—- banka hesabına —— gönderdiği, davacı tarafın bu parayı ticari ilişki içerisinde bulunduğu ——- gönderiyorum diye sehven gönderdiği, davalı gerçek kişilerin bir şekilde davacı şirket çalışanlarıyla irtibata geçerek davalı—– davalı —– nezdinde bulunan —- davacı şirkete verdikleri, davacı şirket ile davalı ——-arasında herhangi bir sözleşme ilişki bulunmadığı anlaşılmıştır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun Sorumluluk Genel olarak başlıklı 49 ncu maddesi “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” hükmünü düzenlemiştir.
Davalılar——- fikir ve eylem birliği içerisindeki davranışlarıyla kusurlu ve hukuka aykırı olarak herhangi bir şekilde hakları olmayan parayı çekerek kullanmak suretiyle davacıya verdikleri tüm zararı gidermekle yükümlüdürler.
Davacı taraf, davalı—– müşterisi değildir, aralarında bir sözleşme ilişkisi yoktur. Davalı ——-dışından döviz geldiğinden bu konudaki mevzuata göre işlem yapmış olup başkaca kendisine yükümlülük yüklenmesi beklenemez. Bankaların güven kurumu olmaları ve özen yükümlülüğüne aykırı davranamayacakları, birer itimat kurumu olan bankaların aldıkları mevduatları sahtecilere karşı özenle korumak zorunda oldukları, bu konuda objektif özen borçlarının bulunduğu ve bu nedenle hafif kusurlarından dahi sorumlu oldukları doğrudur ancak bu kadar geniş sorumluluk ancak kendi mudilerine karşıdır. Davacı taraf, davalı bankanın mudisi değildir ve kendi çalışanları tarafından kabul edilemeyecek bir uygulamayla zarara uğratılmıştır. Davalı —-parayı gönderen banka tarafından —-gönderilerek paranın iadesi istenilmiştir. Bu mesajdan sonra davalı banka —- ödeme yapmıştır. Davalı bankanın mesajla uyarılmasına rağmen ödeme yapması özen yükümlülüğüne aykırı bir davranış olup davalı banka sadece —- zarardan diğer davalılar gibi sorumludur.
Yukarıdaki açıklama ve kabullere göre davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
2—— (davalı —– ile sınırlı sorumlu olmak kaydıyla)
*davalılar ——- tarihinden itibaren —– açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı,
*davalılar —–tarihinden itibaren —– açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı,
*davalı —— tarihinden itibaren —– açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı,
uygulanmak suretiyle davalılar —— müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 492.599,66 TL harçtan, davacı tarafça dava açılırken peşin olarak yatırılan 123.149,92 TL peşin harç ile dava esnasında yatırılan 52,00 TL ve 5,00 TL tamamlama harçları toplamından mahsubu ile arta kalan 369.392,74 TL harcın davalıların sorumluluk oranına göre belirlenen 367.292,79 TL’sinin davalılar ——–davalılardan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3- Davacı tarafça dava açılırken peşin olarak yatırılan 123.149,92 TL peşin harç ile dava esnasında yatırılan 52,00 TL ve 5,00 TL tamamlama harçları toplamı olan 123.206,92‬ TL’nin davalıların sorumluluk oranına göre belirlenen 122.506,51 TL’sinin davalılar ——–davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı vekili lehine karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 310.112,38 TL vekalet ücretinin davalıların sorumluluk oranına göre belirlenen 308.349,43 TL’sinin davalılar ——– davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalı —- lehine karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 309.702,43 TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı —– verilmesine,
6- Davacı tarafından yapılan 5.034,00 TL yargılama giderinin davalıların sorumluluk oranına göre belirlenen 5.033,99 TL’sinin davalılar —— davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davalı —- tarafından yapılan 2.124,10 TL yargılama giderinin kabul red oranına göre 2.112,02 TL’sinin davacı taraftan alınarak davalı —-verilmesine, bakiyesinin davalı —– üzerinde bırakılmasına,
8-Dosyada arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekili —-, davalı —-ile davalı —– yüzlerine karşı, davalıların yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde—— Adliye Mahkemesi’nin ilgili Hukuk Dairesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
16/02/2023