Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/227 E. 2018/286 K. 29.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İstanbul Anadolu
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/227 Esas
KARAR NO : 2018/286

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/02/2016
KARAR TARİHİ : 29/03/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı ile davalı arasındaki ticari ilişki çerçevesinde;- — nolu 21.09.2015 tarihli 2.419,20-TLtutarında fatura bedeli, —- nolu 17.09.2015 tarihli 2.708,49-TL tutarında fatura bedeli — nolu 09.09.2015 tarihli 1.125,41 TL tutarında fatura bedeli, —- nolu 04.09.2015 tarihli 1.626,82-TL tutarında fatura bedeli — nolu 28.08.2015 tarihli 3.321,00-TL tutarında fatura bedeli, — nolu 19.08.2015 tarihli 586,83-TL tutarında fatura bedeli, 73371 nolu 18.08.2015 tarihli 2.912,34-TL tutarında fatura bedelinden kaynaklı alacağın bulunduğu, davalı şirketin bu faturalara ilişkin her hangi bir itirazda bulunmadığı ve faturaları kabul ettiği, alacağın likit hale gelmiş olduğu, davalının faturaların bedelini ödemesi için İstanbul Anadolu —. İcra Müdürlüğü —E. Sayılı dosyası ile icra takibinin başlatılmış olduğunu, borçlu şirkete ödeme emrinin tebliğ edildiğini, davalı-borçlunun dava konusu faturalara ilişkin borcunu ödemediği, aksine aleyhine açılan icra takibine de hiçbir borcu bulunmadığı iddiası ile itiraz edildiği ve takibin durdurulduğunu, İAA — İcra Müdürlüğünün— Esas sayılı dosyasındaki icra takibinine yaptığı haksız itirazın iptali ile takibin kaldığı yerden devamına, borçlunun 13.595,54 TL takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, bu talebini duruşmada tekrar etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; işbu davaya bakmaya yetkili mahkemenin Ankara Ticaret Mahkemesinin olduğunu, taraflar arasında sözleşme ilişkisinin olduğu kabul edilmesi halinde davalı şirketin bir dönem İşletmekte olduğu otel adresinin —– olduğu yani edimin ifa yerinin olduğunu, dava dilekçesi ekinde sunulan belgelerde taraftar arasındaki akti ilişkinin ispat edilemediğini, ne sözleşme ne de faturalardaki malların teslim edildiğine ilişkin davalı şirketi temsile yetkili kişifere ait imzalı irsaliye belgesinin sunulmamış olduğunu, bu sebeple alacağın bir miktar para alacağına ilişkin olduğunu söylemenin mümkün olamayacağı ve iş bu davaya bakmaya yetkili mahkemelerin ve icra dairelerinin Ankara Mahkemeleri ve İcra Dairelerinin olduğu belirtilmekte ve yetki itirazında bulunduklarını, tek başına faturanın tebliğ edilmiş olması, faturaya itiraz edilmemiş olması veya faturanın ticari defterlere işlenmiş olması faturada yer alan malın veya hizmetin verildiği anlamına gelmediği, malın veya hizmetin verildiğine ilişkin ispat yükünün davacıya ait olduğu, davacı tarafça dava dilekçesi ekinde davalı şirketin malları teslim aldığına ilişkin her hangi bir sözleşmenin sunulmadığı, sadece imzasız irsaliye faturasının sunulduğu, sonucunda davacının faturada bahsi geçen malları teslim ettiğini ispat etmesi gerektiği belirtildiğini, davacının icra takibine dayanak olarak gösterdiği taraflar arasındaki ticari ilişkinin cari hesap ilişkisi olduğu, cari hesabın kesilmesinden önce taraftarlardan hiç birinin alacaklı veya borçlu sayılamayacağını, taraflarca hesabın kapatılması ve tespit edilen bakiyeyi gösteren cetvelin taraflara tebliğ edilmesi gerektiği, tebliğ alan tarafın aldığı tarihten bir ay içerisinde noter marifetiyle veya taahhütlü bir mektupla itirazda bulunmazsa bakiyeyi kabul etmiş sayılacağı, taraflar arasında ticari ilişki kabul edilse dahi cari hesap kesilmeden tarafların alacaklı veya borçlu olmaması sebebiyle davalı şirket hakkında icra takibinin yapılmasının hukuki dayanağının olmadığını, davanın yetki yönünden reddine karar verilmesi aksi düşünülmekte ise davanın esastan reddedilmesi, davalı şirket lehine %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve dosya içeresinde toplanan delillerin bir bütün olarak irdelenmesi sonucu;
Dava, faturaya dayalı alacağın takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı vekilinin, taraflar arasında ticari ilişkinin olduğunu, davacı şirketin, davalıya satmış olduğu mallara ilişkin olarak düzenlenen faturalar gereğince toplam 13.595,54 TL alacaklı olduklarını iddia ettiği,
Davalı vekilinin, taraflar arasında sözleşme olmadığını, faturaya dayalı malların teslim olgusunun ispatlanması gerektiğini savunduğu,
Taraflara ait defter ve kayıtların incelenmesi için bildirilen ihtara rağmen davalının defterlerini hazır etmediği görülmüştür.
Davacının defter, kayıt ve belgeleri üzerinde bilirkişi aracılığı ile yapılan incelemede; davacının, ticari ilişki ve cari hesap bakiyesi olarak davalıdan 13.591,59 TL alacaklı olarak göründüğü, davalıya ait BA formlarının işbu alacak ile uyumlu olduğu ancak 5.000 TL’ nin altında olan 1.584,57 TL’ lik faturanın yasal gerekçeler ile BA formunun olmadığı tespit edilmiştir.
Ticari defterlerle ispat 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 64 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Bir tarafın ticari defterlerinin ibrazının istenebilmesi ve talep edilmesine rağmen ticari defterlerin ibraz edilmemesinin defter sahibinin aleyhine sonuç doğurması, anılan yasanın 83. maddesi uyarınca, ancak karşı tarafın münhasır delil olarak bunlara dayanmasına bağlıdır. Davacı dava açarken davalının defterlerine münhasıran dayanmadığından, davalının ticari defterlerini hazır etmemesi davanın ispatı için yeterli değildir. Faturaya dayalı alacağın ispatı için, faturada yazılı malların teslim edildiğinin veya hizmetin sunulduğunun ispatı gerekmekte ve bu konuda ispat yükü davacıdadır (benzer mahiyette HGK 2014/11-1159 E-2016/967 K sayılı ilamı).
Her ne kadar 1.584,57 TL’ lik fatura dayalı olarak yasal gerekçe ile BA formunun düzenlenmemiş olduğu görülmüş ise de, diğer BA formları kapsamında, davacının ticari teamülü itibariyle davacıya satmış olduğu mallara ilişkin olarak teslime dair herhangi bir belge düzenlemediği karine olarak kabul edilerek, işbu faturaya ilişkin olarak da vergi bildiriminin davalı tarafça yapıldığı kabul edilmiştir.
Mahkememizce yapılan bu kabul neticesinde, davalıya ait işbu kayıtların aleyhine delil niteliğine haiz olduğu, bu kapsamda faturaya dayalı mal tesliminin kanıtlandığı (benzer mahiyette Y. 19. HD 2016/6440-2017/244 E-K sayılı ilamı) değerlendirilmekle davacının, takip tarihi itibariyle davalıdan 13.591,59 TL alacaklı olduğu kabul edilmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Açılan davanı KISMEN KABULÜ ile KISMEN REDDİNE,
Davalının İAA — İcra Müd. — Esas sayılı dosyasında yapmış olduğu itirazın asıl alacak olan 13.591,59 TL yönünden iptaline, takibin bu miktar yönünden kaldığ ı yerden aynen devamına,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
Alacağın faturaya dayalı likit olması nedeni ile itirazında haksız olduğu anlaşılan davalıdan hükmedilen meblağ üzerinden hesaplanacak %20 oranında icra inkar tazminatının alınıp davacıya verilmesine,
-Karar tarihinde alınması gerekli 928,44 TL harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılan (161,32+70,86) 232,18 TL harçtan mahsubu ile bakiye 696,26 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
-Davacı tarafından yapılan tebligat gideri, müzekkere gideri, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.220,00 TL yargılama giderinin davanın kabul oranına göre belirlenen 1.207,80 TL sini ve davacı tarafça peşin olarak yatırılan 161,32 TL harç gideri toplamı 1.369,12 TL nin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre ve kabul oranına göre belirlenen 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre ve ret oranına göre belirlenen 3,95 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.29/03/2018