Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/195 E. 2023/340 K. 13.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/195 Esas
KARAR NO : 2023/340

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 31/12/2010
KARAR TARİHİ : 13/04/2023

—–.Asliye Ticaret Mahkemesinin —– Esas,—–sayılı kararı Yargıtay —.hukuk Dairesinin —Esas —— sayılı kararı ile bozulmakla, mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: taraflar arasında süregelen ticari bir ilişki olduğunu, bu ilişki çerçevesinde davalıya ticari mal sattığını, davalının müvekkilinden aldığı veya alacağı malların teminatı olarak daha önce,——. 70 pafta, 688 ada, 66 parselde kayıtlı arsası üzerine ipotek tesis ettirildiğini, ancak davalının, aldığı malların bedelini ödemediğini, bu nedenle aleyhine—-. icra müdürlüğünün —–sayılı dosyası ile 150.000 TL’lik ipoteğin paraya çevrilmesine yönelik ilamsız takip başlatıldığını, davalının ise takibe itiraz etmesi nedeniyle takibin durduğunu, itirazının dayanağının olmadığını, davalının takip sonrasında ödemelerde bulunmuş ise de tüm borçların ödenmediğini ileri sürerek, itirazın 104.000 TL üzerinden iptaline ve % 40 inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Dava dilekçesi ve tensip zaptının davalıya tebliğ edildiği, davalı tarafından cevap dilekçesi sunulmadığı anlaşıldı.
İNCELEME ve GEREKÇE :
—- Vergi Dairesi Başkanlığı, —– Veraset Ve Harçlar Vergi Dairesi Müdürlüğü ‘ne müzekkereler yazıldığı görüldü.
Mahkememiz tarafından alınan 06/03/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
“a) Bilirkişi raporlarında daha önce yapılan tespitlere binaen ve bilirkişi kök raporunda
yapılan tespitlerin gerçeği yansıttığı varsayımından hareketle;
Davacının davalıya tahakkuk ettirdiği borç dekontları ve vade faturaları dahil, gerçekleştirilen işlemlerin çoğunun 2008 ve 2009 yılları arasında olduğu, borç dekontları toplamı içinde yalnızca bir adet vade farkı faturasının 18.03.2010 tarihinde gerçekleştirildiğinin tespit edildiği ve bu durumda son işlem tarihi esas alınacak olduğunda toplam: 267.015,49 TL tutarındaki borcun 18.03.2010 tarihi itibariyle gerçekleşmiş olduğunun kabul edilmesi gerektiği ve bu kabul dahilinde, 267.015,49 TL tutarındaki borcun gerçekleşme tarihinin: 18.10.2010 TL olduğu,
b) Takip tarihi (19.01.2009) itibariyle, davacı-alacaklının, kendisine davalı tarafından yapılan ödemeler düşüldükten sonra kalan alacak tutarının (267.015,49 – 66.000,00=) 201.015,49 TL olduğu ve buna göre davacının takip tarihinde davalıdan talep edilebileceği toplam alacak miktarının: 201.015,49 TL olarak tespit edildiği,
c) Tespit edilen 201.015,49 TL takip tarihindeki alacağa (anapara), mahkeme tarafından temerrüt faizi yanında ayrıca taraflar arasındaki sözleşmeye göre de faiz hesaplanması talep edildiği, mahkemenin bu taleplerine uygun olarak iki ayrı yoldan faiz hesaplaması yapıldığı, temerrüt faizi hesaplaması için % 9 oranı alındığı, 31.10.2010 tarihli Bayilik Sözleşmesi’nin 4.2.2.maddesinde yer alan aylık % 8 faiz oranından hareketle sözleşme yıllık faiz oranının % 96 (= %8 x12) olarak alındığı,
d) Temerrüt ve sözleşme faiz oranları kullanılarak ve davalı tarafından yapılan ödeme tarihleri de dikkate alınarak, davacı alacağına; a) temerrüt faizine göre, b) sözleşmeye göre dava tarihine kadar (31.12.2010) geçen süreler için faiz tahakkuk ettirildiği, tahakkuk ettirilen faizin ana paraya eklenmesinden sonra hesaplanan davacı toplam alacağından, davalının ödemelerinin belirli ödeme tarihleri itibariyle düşülerek, davacının en son kalan alacağının hesaplandığı,
e) Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde;
– Temerrüt Faizine Göre: Davacının, davalının dava tarihi olan 31.12.2010 tarihine kadar yaptığı çeşitli ödemelerden sonra işlemiş faiziyle birlikte Net Alacağının:103.414,69 TL olarak hesaplandığı, bu toplam içinde Faiz Alacağının; 2.399,20 TL ve Anapara Alacağının: 101.015,49 TL olarak hesaplandığı,
– Sözleşme Faizine Göre: Davacının, davalının dava tarihi olan 31.12.2010 tarihine kadar yaptığı çeşitli ödemelerden sonra işlemiş faiziyle birlikte işlemiş Net Alacağının:126.606.90 TL olarak hesaplandığı, bu toplam içinde Faiz Alacağının 25.591,41 TL ve Anapara Alacağının: 101.015,49 TL olarak hesaplandığı,” hususları tespit edilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Mahkememizin 13/12/2011 tarih —– Esas ve —— Karar sayılı davanın kabulüne ilişkin ilamı Yargıtay —– Hukuk Dairesi’nin 10/12/2012 tarih—– Esas ve —–Karar sayılı ilamı ile usulü sebeplerle bozulmuş, dava Mahkememizin ——- Esas sayısına kaydedilmiştir.Mahkememizin 03/04/2014 tarih —– Esas ve —— Karar sayılı davanın kabulüne ilişkin ilamı Yargıtay —– Hukuk Dairesi’nin 11/11/2015 tarih —– Esas ve—— Karar sayılı ilamı ile “Dava, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinden doğan cari hesap alacağının tahsili için davalı tarafından davacı lehine tesis edilen 150.000 TL bedelli ipotekle teminat altına alınan alacağın tahsili için başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan ilamsız icra takibine vaki itirazın 104.000 TL alacak üzerinden, İİK’nın 67. maddesi hükmü uyarınca iptali istemine ilişkindir. Davalı vekili, yargılama sırasında hükme esas bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde ve daha önceki tarihli dilekçelerinde, takipten sonra davadan önce yapılan 100.000 TL ödemenin hesaplamaya dahil edilmediğini ileri sürmüştür. Gerçekten de dosya kapsamında alınan kök raporun 5.sayfasında davalı tarafından takipten sonra davadan önce yapmış olduğu ödemeler sıralanmış ve toplam 100.000 TL ödeme yaptığı tespit edilmiş ancak, borcun hesabında dikkate alınmadığı anlaşılmıştır. Kaldı ki, davacının dosyaya ibraz edilen muavin defteri kayıtlarında da takip sonrası davalı tarafından yapılan ödemeler dahil edilerek borcun 100.923,31 TL kaldığı görülmüştür. Bilindiği üzere, davacının takipten sonra davadan önce yapılan ödemeler bakımından itirazın iptali davası açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır. Mahkemece bu husus araştırılıp değerlendirilmeksizin karar verilmiş olması doğru görülmemiştir. Diğer taraftan, dosya kapsamında alınan kök raporda davalının 40.819,20 TL fazla ödemesi olduğu, itiraz üzerine aynı heyetten alınan 1. ek raporda bu defa davacının takip tarihi itibariyle 109.259,14 TL bakiye alacağı bulunduğu, davacının ise 104.000 TL üzerinden dava açtığı ve bu miktar alacaklı olduğu, itiraz üzerine alınan 2. ek raporda davacının 85.215 TL. alacaklı olduğu, yine itiraz üzerine alınan 3. ek raporun 1. ek rapor ile örtüştüğü ve takip tarihi itibariyle 1. ek raporda belirtildiği üzere davacının 104.000 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir. Alınan bilirkişi kök raporu ve ek raporlar sonuç ve içerik itibariyle birbirleriyle çeliştiğinden, tüm bu çelişkileri giderecek ve tarafların itirazlarını karşılayacak şekilde yeni oluşturulacak bir bilirkişi heyetinden rapor alınması gerekirken, denetime elverişli olmayan son rapora göre karar verilmesi isabetsizdir” gerekçeleriyle bozulmuş, dava Mahkememizin ——Esas sayısını almıştır.
Dava, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinden doğan cari hesap alacağının tahsili için davalı tarafından davacı lehine tesis edilen 150.000 TL bedelli ipotekle teminat altına alınan alacağın tahsili için başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan ilamsız icra takibine vaki itirazın 104.000,00 TL alacak üzerinden, İİK’nın 67. maddesi hükmü uyarınca iptali istemine ilişkindir. Dava tarihinin 31/12/2010 olduğu görülmüştür.
Dava konusu takibin —–İcra Müdürlüğü’nün ——Esas sayılı takibi olduğu, takipte 150.000,00 TL ipotek alacağının talep edildiği, takip türünün ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip olduğu, davalının hem borçlu, hem de ipotek veren, ipotek konusu malın —–nolu —– Mahallesi, 70 pafta, 688 Ada, 66 Parsel,—– numaralı galerili dükkan (03/05/2004 tarihli ——-yevmiye numaralı) olduğu, ipotek belgesinde -kısaca- borcun doğmuş ve doğacak 150.000,00 TL olarak belirtildiği, yani dava ve takip konusu ipoteğin limit ipoteği olduğu görülmüştür.Borca itiraz dilekçesi incelendiğinde davalının borca tamamen itiraz ettiği görülmüştür.
Takip tarihinin 19/01/2009 olduğu görülmüştür.Mahkememizce alınan Prof. Dr. —– ve Doç. Dr. —— 15/12/2022 tarihli bilirkişi heyet raporunda davalının yapıldığı ödemeler şu şekilde tespit edilmiştir:
Raporun sonuç bölümünde şu tespitlerin yapıldığı görülmüştür:
Yukarıda da tespit edildiği üzere dava konusu takip tarihi 19/01/2009, dava tarihi 31/12/2010 günüdür. Görüldüğü üzere ödemelerin bir kısmı takip tarihinden önce, bir kısmı takip tarihinden sonra dava tarihinden önce yapılmıştır. Bu sebeple Mahkememizce takip tarihinden önce yapılan ödemelerin takipte (takip tarihinde) talep edilebilecek asıl alacak miktarı hesaplanırken, takipten sonraki ödemelerin ise dava tarihi itibariyle talep edilebilecek toplam alacak miktarı hesaplanırken dikkate alınması gerektiği kanaatine varılmıştır. Bu sebeple mahkememizce 12/01/2023 tarihli celsede “her ne kadar 15/12/2022 tarihli bilirkişi heyet raporunda tespit edilen 267.015,99 TL alacaktan takip tarihinden sonra yapılan 166.064,67 TL alacağın düşülmesi ile 100.951,32 TL alacak bulunduğu tespiti yapılmış ise de, davaya konu takip tarihinin 19/01/2009 olduğu, dava tarihinin 31/12/2010 olduğu, raporda ödeme olarak kabul edilen ödemelerin 66.000,00 TL’lik kısmının 30/07/2008 ilâ 29/09/2008 tarihleri arasında yani takip tarihinden önce yapıldığı, bakiye kısmının takip tarihinden sonra dava tarihinden önce dört ayrı günde yapıldığı tespit edildiğinden ve bu haliyle raporun uyuşmazlığın usul ve esası yönünden hüküm kurmaya elverişli olmadığı anlaşıldığından, dosyanın ek rapor sunulması için son bilirkişi heyetine verilmesine, bilirkişiler tarafından*öncelikle bilirkişi kök raporunda yapılan tespitlerin gerçeği yansıttığı varsayımından hareket edilerek alacağın hangi tarih itibariyle 267.015,99 TL olduğunun tespitinin yapılması, *bundan sonra takip tarihinden önce (takip tarihinden önce alacağa temerrüt faizi işlemediği varsayımdan hareket edilerek) yapılan 30/07/2008 tarihindeki 15.000,00 TL, 04/08/2008 tarihindeki 35.000,00 TL ve 29/09/2008 tarihindeki 16.000,00 TL olmak üzere toplam 66.000,00 TL ödemenin bu alacaktan düşülerek takip tarihi olan 19/01/2009 itibariyle (taraflar arasındaki ipotek sözleşmesinden bağımsız olarak cari hesap ilişkisine göre) takipte talep edilebilecek toplam alacak miktarının tespit edilmesi,
*bundan sonra yukarıdaki esaslara göre 19/01/2009 itibariyle tespit edilecek bu alacak üzerine 19/01/2009 ilâ 28/08/2009 tarihleri arasında taraflar arasındaki sözleşmeye göre ve takip talebinde istenen faiz oranı üzerinden işlemiş temerrüt faizi hesaplanarak, 28/08/2009 tarihindeki 64,67 TL ödemenin önce işlemiş faizden, faizi karşılıyorsa anaparadan düşülerek 28/08/2009 tarihi itibariyle anapara borç miktarının (ve varsa işlemiş faizinin) hesaplanması, *bu işlem yapıldıktan sonra tespit edilen kalan anapara alacağına 28/08/2009 ilâ 12/03/2010 tarihleri arasında aynı faiz oranı üzerinden işlemiş temerrüt faizi hesaplanarak, bunun yukarıda tespit edilen anapara ve (varsa) faiz alacağına eklenmesinden sonra, 12/03/2010 tarihindeki 20.000,00 TL ödemenin önce işlemiş faizden, faizi karşılıyorsa anaparadan düşülerek 12/03/2010 tarihi itibariyle anapara borç miktarının (ve varsa işlemiş faizinin) hesaplanması, *bu işlem yapıldıktan sonra tespit edilen kalan anapara alacağına 12/03/2010 ilâ 20/05/2010 tarihleri arasında aynı faiz oranı üzerinden işlemiş temerrüt faizi hesaplanarak, bunun yukarıda tespit edilen anapara ve (varsa) faiz alacağına eklenmesinden sonra, 20/05/2010 tarihindeki 40.000,00 TL ödemenin önce işlemiş faizden, faizi karşılıyorsa anaparadan düşülerek 20/05/2010 tarihi itibariyle anapara borç miktarının (ve varsa işlemiş faizinin) hesaplanması,
*bu işlem yapıldıktan sonra tespit edilen kalan anapara alacağına 20/05/2010 ilâ 29/06/2010 tarihleri arasında aynı faiz oranı üzerinden işlemiş temerrüt faizi hesaplanarak, bunun yukarıda tespit edilen anapara ve (varsa) faiz alacağına eklenmesinden sonra, 29/06/2010 tarihindeki 40.000,00 TL ödemenin önce işlemiş faizden, faizi karşılıyorsa anaparadan düşülerek 29/06/2010 tarihi itibariyle anapara borç miktarının (ve varsa işlemiş faizinin) hesaplanması, *bu suretle dava tarihi olan 31/12/2010 tarihi itibariyle bakiye borç miktarının hesaplanması hususları dikkate alınarak ve yukarıda ortaya konulan işlem sıraları denetime açık şekilde açıkça gösterilerek hüküm kurmaya elverişli açık ve kesin kanaat içerir ek rapor düzenlenmesine,” şeklinde ara karar oluşturularak dosya yeniden bilirkişiye verilmiştir.
Bu noktada belirtmek gerekir ki, mahkememizce yukarıda anılan eksiklik dışında Prof. Dr. —- ve Doç. Dr. —–15/12/2022 tarihli bilirkişi heyet raporundaki tespitler süresi içerisinde sunulan mevcut delil durumuna göre denetime açık olarak kabul edildiğinden, bu rapora itibar edilebileceği kanaatine varılmış, yukarıda atıf yapılan (mahkememizce resen tespit edilen) mahkememiz ara kararındaki eksikliğin tamamlanması için dosya resen bilirkişiye verilmiştir. Bu sebeple davalının bilirkişi kök raporuna itiraz süresi beklenmeden dosya resen ek rapor sunulması için bilirkişiye verilmiştir. Anılan sebeplerle davalının kök rapora süresi içerisinde sunulan itirazlarına da mahkememizce itibar edilmemiştir.
Prof. Dr. —–ve Doç. Dr. —— 06/03/2023 tarihli bilirkişi heyet ek raporunda mahkememiz ilamına uygun olarak değerlendirme yapıldığı ve şu tespitin yapıldığı görülmüştür:¸
Yargıtay’ın dava tarihinden önce takip tarihinden sonra yapılan ödemeler bakımından “asıl alacağa takipten sonra yapılan ilk ödemeye kadar faiz işletip ilk ödemeyi önce faizden geriye kalanı asıl alacaktan düşüp sonra ilk ödeme tarihinden ikinci ödeme tarihine kadar geriye kalan asıl alacağa faiz işletip ikinci ödemeyi önce faizden sonra asıl alacaktan düşüp son olarak ikinci ödeme tarihinden üçüncü ödeme tarihine kadar geriye kalan asıl alacağa faiz işletip üçüncü ödemeyi önce faizden sonra asıl alacaktan düşerek ve üçüncü ödemeden dava tarihine kadar da işlemiş faiz varsa bunu hesaplatıp dava tarihindeki borç durumuna göre bir karar verilmesinden ibarettir. Dairemizin yerleşmiş içtihatlarına göre davacının takipten sonra davadan önce yaptığı ödemeler yönünden itirazın iptali davası açmakta hukuki yararı yoktur” şeklinde içtihat geliştirdiği görülmüştür (emsal Yargıtay —-. Hukuk Dairesi’nin —– Esas ve—— Karar sayılı ilamı).
Takip ve dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 8/1 maddesi uyarınca “Ticari işlerde faiz miktarı serbestçe tayin olunabilir.”
Takip ve dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 9. maddesi uyarınca “(1)Ticari işlerde faiz miktarı hakkında Borçlar Kanununun 72 nci maddesi caridir.Şu kadar ki; faizin işlemeye başladığı tarihte ödeme yerinde benzer muameleler için daha yüksek bir faiz ödenmekte ise bu faiz miktarı esas tutulur. 8 inci madde hükmü mahfuzdur. (2)Ticari işlerde temerrüt faizi yıllık yüzde ondur.”
Hüküm tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun da bu konuda paralel hükümler düzenlediği görülmüştür. Mahkememizce yapılan değerlendirmede, davanın taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinden doğan cari hesap alacağının tahsili için davalı tarafından davacı lehine tesis edilen 150.000 TL bedelli ipotekle teminat altına alınan alacağın tahsili için başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan ilamsız icra takibine vaki itirazın 104.000,00 TL alacak üzerinden, İİK’nın 67. maddesi hükmü uyarınca iptali davası olduğu, yukarıda da ayrıntılı olarak açıklandığı üzere davalının bir kısım ödemeleri takip tarihinden önce bir kısım ödemeleri takip tarihinden sonra dava tarihinden önce yapmış olması nedeniyle atıf yapılan Yargıtay ilamı da dikkate alınarak asıl alacak ve faiz olmak üzere dava tarihi itibariyle alacağın tespit edilmesi gerektiği, bu kapsamda alınan kök rapor ve mahkememiz ara kararına uygun düzenlenen ek rapor dikkate alındığında, davalının yaptığı ödemeler de göz önüne alınarak, neticede davacının dava tarihi itibariyle 101.015,49 TL asıl alacak ve 25.591,41 TL faiz alacağı olmak üzere toplam 126.606,90 TL alacağının bulunduğu, takip konusu ipoteğin yukarıda açıklandığı üzere limit ipoteği olduğu, alacağın asıl alacak ve faiz toplamı olmak üzere limit dahilinde bulunduğu, bu sebeple talep edilebilir olduğu, ancak davacının davasını toplamda 104.000,00 TL üzerinden ikame ederek takip ettiği, bu sebeple taleple bağlılık ilkesi gereğince davalı borçlunun —–. İcra Müdürlüğü’nün ——Esas sayılı takibine itirazının taleple bağlılık ilkesi gereğince dava tarihi itibariyle 101.015,49 TL asıl alacak ve 2.984,51 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 104.000,00 TL üzerinden iptalinin gerektiği, yine tarafların tacir olması nedeniyle faiz oranının serbestçe belirlenebileceği, taraflar arasındaki sözleşme hükümleri boyunca alacağa işleyecek faiz oranının bilirkişi raporu ile de tespit edildiği üzere aylık yüzde 8 olarak kararlaştırıldığı, davalının da tacir olması nedeniyle bu faiz oranının indirilmesini talep edemeyeceği, bu sebeple dava tarihi itibariyle tespit edilen asıl alacağa bu tarihten itibaren aylık yüzde 8 faiz oranının uygulanması gerektiği, bilirkişi raporu ile tespit edilip de hükümde yer verilmeyen dava tarihine kadar işlemiş faiz miktarının, (bir kere işlemiş olmakla) adi alacak hükmünde olduğu ve davacının davasını 104.000,00 TL üzerinden takip ettiği dikkate alındığında eldeki davada bu (birikmiş) faiz alacağını takip (talep) etmediğinin kabul edilmesi gerektiği, alacağın taraflar arasında belirlenebilir/likit olması, alacaklının talebinin bulunması ve borçlunun itirazında haksız çıkması nedeniyle, davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesi gerektiği, yine itiraz tarihi itibariyle alacak miktarının 101.015,49 TL olması nedeniyle icra inkar tazminatına bu miktar üzerinden hükmedilmesi gerektiği, tazminat oranının itiraz ve dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan İİK hükümlerine göre en az yüzde 40 olduğu kanaatine varılmış, tüm bu gerekçelerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KABULÜ ile, davalı borçlunun —–. İcra Müdürlüğü’nün —— Esas sayılı takibine itirazının taleple bağlılık ilkesi gereğince dava tarihi itibariyle 101.015,49 TL asıl alacak ve 2.984,51 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 104.000,00 TL üzerinden İPTALİNE, takibin dava tarihi itibariyle 101.015,49 TL asıl alacak ve 2.984,51 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 104.000,00 TL üzerinden DEVAMINA, asıl alacağa dava tarihi itibariyle aylık yüzde 8 temerrüt faiz oranı uygulanmasına,
2-Kabul edilen asıl alacağın (101.015,49 TL) yüzde 40’ına karşılık gelen 40.406,20 TL icra ve inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen dava değeri (104.000,00 TL) üzerinden hesaplanan ve alınması gereken 7.104,24 TL karar ve ilam harcından dava açılırken peşin olarak alınan 794,40 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 6.309,84 TL harcın (tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla) davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan 814,30 TL dava açma masrafı, 9.906,45 TL bilirkişi/posta masrafından ibaret 10.720,75 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
6-Artan gider avansının HMK’nun 333. maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgilisine iadesine,
7-Davacı yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri (104.000,00 TL) üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 16.600,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.