Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1444 E. 2021/596 K. 15.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
ESAS NO: 2016/1444 Esas
KARAR NO: 2021/596
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 20/12/2016
KARAR TARİHİ: 15/09/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ, DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, — tarihinde, dava dışı — yönetimindeki— yönetiminde bulunan ve davalı —- plaka sayılı —- kendilerine çarpması sonucunda hayatını kaybettiğini, kazanın meydana gelmesinde davalı sürücünün asli kusurlu olduğunu, — davalı sigorta şirketi tarafından —-olduğunu, müteveffanın ev temizliğine giderek ailesine destek olduğunu, müteveffadan geriye eşi —– kaldığını, müvekkillerinin müteveffanın hem ekonomik hem de manevi desteğinden yoksun kaldıklarını, davalı sigorta şirketine yaptıkları başvuruya istinaden sigorta şirketi tarafından —- ödeme yapıldığını, ancak yapılan bu ödemenin yoksun kalınan desteği karşılamadığını iddia ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla her bir davacı için —-manevi tazminatın davalılar—– alınarak müvekkiline verilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
ISLAH: Davacılar vekili — tarihli bedel arttırımı dilekçesi ile–üzerinden açtıkları maddi tazminat davasını — arttırmak suretiyle — yükseltmiş, yine davacılar vekili —- yükseltmiştir.
SAVUNMA: Davalı — havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından —– tazminat ödemesi yapıldığını, yapılan ödemenin davacı tarafın taleplerini karşılamak için yeterli olduğunu, bakiye tazminat talebinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davayı kabul anlamına gelmemek üzere kusur oranlarının tespiti için dosyanın —– gönderilmesi gerektiğini, müteveffanın gelirinin resmi belgelerle kanıtlanması, aksi takdirde asgari ücret olarak alınması gerektiğini, davacı tarafından, sigortalılarının kusuru ve kusur ile zarar arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığının usulen ispat edilmesi gerektiğini, davacıların kaza sebebiyle elde ettikleri gelir ve tazminatların mahsubu gerektiğini, ——gereğince manevi tazminatların teminat dışı olduğunu, faizin dava tarihinden itibaren yasal faiz olması gerektiğini savunarak, davanın esastan ve usulden reddine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı —– havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacıların öncelikli olarak haksız fiilin işlendiği/ zararın meydana geldiği —- davayı açabilecekleri gibi dosya kapsamı ile sabit olduğu üzere davacıların tamamının —- Mahkemelerinde açabileceklerini, müvekkili sevk ve idaresinde bulunan aracın hızının —-altında olduğunu, müteveffanın içerisinde yolcu olarak bulunduğu aracın direksiyonunu aniden müvekkilinin kullandığı aracın önüne doğru kırması sonucunda davaya konu trafik kazasının meydana geldiğini, kaza sonrasında müvekkilinin kaza mahallinde bulunarak araç içerisine sıkışanlara yardım ettiğini, kaza yeri krokisinin hatalı düzenlendiğini, kazanın oluşumunda müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, davacı vekili tarafından talep edilen tazminat talebinin fahiş olduğunu savunarak, davanın reddine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davacılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı —— tarihli cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin maliki olduğu araç sürücüsü diğer davalının kazanın oluşumunda kusurunun bulunmadığını, bu sebeple müvekkilinin haksız fiil sebebiyle tazminden sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, davacıların tazminat talebinin fahiş olduğunu, zenginleşmeye sebebiyet verecek mahiyette olduğunu savunarak, davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DAVANIN VE UYUŞMAZLIK NOKTALARININ TESPİTİ, DELİLLER, DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ NEDENLER VE SONUÇ:
1-Davanın ve çekişmeli konuların tespiti: Dava, trafik kazası nedeniyle davacıların murisinin vefat etmesinden kaynaklı olarak destekten yoksun kalmaya ilişkin maddi tazminat ve ölenin yakınlarına manevi tazminat verilmesi istemlerine ilişkin tazminat talebine ilişkindir.
Destekten yoksun kalmaya ilişkin maddi tazminat davasının dayanağı —
İşbu dava, davacıların eşi ve anneleri olan merhum —- nedeniyle açılmış olup,
Taraflar arasında —– hususunda uyuşmazlık bulunmadığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın,
a-Mahkememizin yetkili olup olmadığı,
b-Meydana gelen trafik kazasında davalı araç sürücüsü—– kusurlu olup olmadığı, kusurluysa kusur oranının ne kadar olduğu,
c-Davalı sürücünün kusurlu olması durumunda davacıların destekten yoksun kalma tazminat miktarının ne kadar olması gerektiği,
ç——- göre davacıların manevi tazminata hak kazanıp kazanmadığı, kazanmışsa miktarlarının ne kadar olması gerektiği noktalarında toplandığı tespit olunmuştur.
2-Yetki İtirazının —–yetki itirazında bulunmuş olup, Mahkememizce; 6100 Sayılı HMK.nun 6.maddesine göre, ”Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.” HMK.nun 7. maddesine göre ise “Davalı birden fazla ise dava, bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir. Ancak, dava sebebine göre kanunda, davalıların tamamı hakkında ortak yetkiyi taşıyan bir mahkeme belirtilmişse, davaya o yer mahkemesinde bakılır”. Aynı Kanun’un 16. maddesine göre dava haksız fiilin vuku bulduğu, zararın meydana geldiği, zararın meydana gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. Bunların yanında ve öncelikle —– uyarınca, motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, ihtiyari ve zorunlu sorumluluk sigortası yapan şirketler aleyhine de işleten ve sürücü ile birlikte açılması halinde hem bu kanun hem de HMK.nun 6. maddesi uyarınca bu davalılardan birinin ikametgahı mahkemesinde de açılabilir. KTK’nin 110. madde son cümlesinde yer alan kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de, dava açılabileceği kuralı kesin yetki kuralı olmayıp, davacıya tanınan bir seçimlik haktır. HMK’nin haksız fiillerde yetkiyi düzenleyen 16. maddesinde de esasen HMK’nin 7/I-2. cümlesindeki düzenleme anlamında kesin yetki sözkonusu değildir.
Dava sebebi olan haksız fiil halinde HMK’nin 16. maddesi gereğince birden fazla mahkemenin yetkili kılınarak davacıya bir seçimlik hak tanınmış olması gözönüne alındığında; bu maddenin amacına aykırı bir yorumla HMK’nin 7/I. maddesi gereğince haksız fiilin vuku bulduğu yerin tüm davalılar için kesin yetkili mahkeme olarak kabul edilmesi ve HMK’nin 6. maddesinde düzenlenen genel yetkili mahkeme yetkisinin kaldırdığı şeklindeki yorumlanamaz. Bir dava için birden fazla (genel ve özel) yetkili mahkeme varsa, davacı, bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir.
Davaya konu olayda, davalı—- ikametgahının Mahkememizin yetki alanında bulunan —- vekilinin yetki itirazı yerinde olmayıp, Mahkememiz yetkili olduğundan davalı vekilinin yetki itirazının reddine karar vermek gerekmiş ve —– duruşmada açıklanmıştır.
3-Kazanın oluşumu ve davalının kusur oranının tespiti: Dosya kapsamına göre,— plaka sayılı dorse ile — istikametinden— istikametine doğru seyir halinde iken önünde aynı yönde seyretmekte olan dava dışı sürücü —- plaka sayılı otomobile arkadan çarpması sonucunda otomobil sürücüsü ile birlikte otomobil içinde bulunan dava dışı —davacıların murisi —– hayatını kaybetmesi ile sonuçlanan davaya konu kazanın meydana geldiği anlaşılmıştır.
Dosya içerisinde bulunan kaza tespit tutanağından, kaza yerinin otoyol olduğu, yolun ——— olduğu, havanın açık, görüşün normal, zeminin kuru olduğu anlaşılmıştır.
Olaydan sonra düzenlenen trafik kaza raporunda davalı sürücünün önündeki aracı güvenli mesfeden takip etmemesi nedeni ile olayda asli kusurlu olduğunun belirtildiği anlaşılmıştır.
—–raporunda, davalı sürücü—- asli ve tam kusurlu olduğunun, murisin bulunduğu —- kazada kusurunun bulunmadığı belirtildiği görülmüştür.
Mahkememiz ara kararı uyarınca bilirkişiler —— tarihli bilirkişi raporunda; “Davalı vekili tarafından her ne kadar trafik kaza raporundaki kazanın oluşu ile ilgili açıklamadan farklı bir şekilde kazanın meydana gelmiş olduğu ileri sürütmekte ise de, olayın belirtildiği gibi meydana geldiği yönünde dosya içinde her hangi bir delil, tespit ve ifade bulunmamaktadır. Davacının içinde bulunduğu otonun, kısa mesafeden soldan sağa yönelerek davalı aracının seyir yoluna girmesi halinde, sağ yan arka, arka tarafın sağ arka köşesi gibi kısımlarından darbe alması gerektiği halde, dosya içindeki otonun hasarlı fotoğraflarından tamamen arkadan aracın orta eksenine dik bir şekilde darbe almış olduğu görülmektedir. Bu nedenle heyetimiz tarafından davalı vekilinin ileri sürdüğü açıklamalara katılmanın mümkün olmadığı kanaate varılarak olayın, araçların aynı yönde seyri sırasında arkadan çarpma ile meydana geldiği kanaatine varılmıştır.
———— yukarıdaki fıkrada belirlenen durumları göz önünde tutarak güvenli bir mesafe birakmak’, zorunda oldukları belirtilmiştir.
Davalı sürücü —– belirtilen kurallara uymadan seyrini sürdürüp önünde seyreden ve yavaşlamak zorunda kalan araca arkadan çarptığından kazanın meydana gelmesinde asli kusurlu görülmüştür.
İçinde davacının da bulunduğu otonun sürücüsü —– olay sırasında kendi seyir şeridini takiben trafik kurallarına uygun olarak seyretmekte olduğundan arkasından gelen aracın arpması ile meydana gelen olayda kusuru görülmemiş olup kazayı önlemek için alabileceği tedbir bulunmamaktadır.” yönünde kanaat bildirilmiştir.
Bilindiği üzere, davalının kusurlu olup olmadığına karar vermek yetkisi Mahkememize aittir. Buna göre tüm dosya kapsamından, ceza yargılaması sırasında——– Mahkememizce alınan bilirkişi raporu dosya kapsamına uygun, denetime elverişli ve yeterli bulunarak hükme esas alınmasına karar verilmiş ve kaza nedeniyle davalı —- %100 oranında kusurlu olduğu, müteveffanın içerisinde yolcu olarak bulunduğu—- kusursuz olduğu kanaatine varılmıştır.
4-Destekten yoksun kalmaya ilişkin maddi tazminat hesaplama yöntemi ile ilgili açıklama:—— içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, —- tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde—– tablosunun esas alınmasının güncellenen ülke gerçeklerine daha uygun olacağına karar verilmiş olmasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Dava dilekçesinde desteğin —tarihli kazada vefat ettiği, vefat etmeden önce aylık gelirinin —- olduğu belirtilmiştir. Mahkemece kolluk marifetiyle yaptırılan ekonomik sosyal durum araştırmasında desteğin tıbbi aletler satış elemanı olduğu ve aylık gelirinin — olduğu belirtilmiştir. Dosyaya getirtilen ——-kazancı olduğu anlaşılmıştır. Mahkemece, desteğin kaza tarihinde çalıştığı işyerinin —– adresine müzekkere yazılmış ve taşındığı gerekçesiyle iade dönmüştür.
Somut olayda, dosya kapsamından desteğin özel bir şirkette işçi olarak çalıştığı sabittir. Hükme esas alınan bilirkişi kök ve ek raporunda, desteğin aylık gelirine ilişkin — kayıtları dışında bilgi ve belge bulunmadığı, — incelendiğinde desteğin süreklilik arz eden gelirinin esas alınması gerektiği, bu durumda — brüt ücreti olduğu dikkate alınarak yapılacak kesintiler sonucunda aylık net gelirinin —— katı gelir elde ettiği belirtilmiş ve buna göre hesaplama yapılmış, mahkemece bu hesaplama dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne dair karar verilmişse de mahkemece desteğin elde ettiği gelirin belirlenmesi için yapılan araştırma yeterli olmayıp, maddi tazminat —- için gerçek gelirinin belirlenmesi gerekmektedir. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz.
Bu durumda, mahkemece desteğin, öncelikle çalıştığı işyerinin adresi tespit edilerek, işyerinden kaza tarihinden geriye doğru —– başlıyarak kaza tarihine kadarki tüm ilave ödemeler ile ikramiyeleri de gösteren maaş bordrolarının okunaklı suretlerinin getirtilerek desteğin aylık gerçek kazancının belirlenip aktüer hesabının bu gerçek kazanç üzerinden yapılması gerekirken eksik inceleme ile hüküm tesis edilmesi doğru görülmemiştir.
3—— tarihinde yürürlüğe girmiştir.
—- sakatlık tazminatı hesaplamasına dair usullere ilişkin ——dikkate alınır. Tablonun belirli periyodlarla güncellenmesi halinde tazminat tutarı, kaza tarihi itibariyle güncel versiyona göre hesaplanır” düzenlemesine; —- olarak dikkate alınır, iskonto oranı gerekli görülen hallerde —– hesaplanır. Tazminat hesaplanırken —- düzenlemesine yer verilmiştir.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan—- çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında —– ilişkin hükümleri uygulanır.” şeklindeki düzenleme ve zorunlu mali sorumluluk sigortası teminatı kapsamı dışında bulunan hallerin düzenlendiği 92/i maddesindeki “Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler.” şeklindeki düzenleme —- maddesinin birinci cümlesinde yer alan —– aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir.
—– kararı ile — kapsamındaki tazminatların —- sigortası genel şartlarına göre belirleneceğine dair düzenleme iptal edilmiştir.
— maddesinde, —– yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar.” düzenlemesi mevcut olup, bu düzenlemenin doğal sonucu olarak —- bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin tümünün ya da bunların belirli hükümlerinin— bulunarak iptal edildiğinin bilindiği halde görülmekte olan davaların —aykırılığı saptanan kurallara göre görüşülüp çözümlenmesi, —— üstünlüğü prensibine ve hukuk devleti ilkesine aykırı düşeceği için uygun görülmeyeceği kabul edilmektedir. —somut norm denetimi neticesinde verdiği iptal kararlarının —- yayımlanması ile sonuç doğuracağı ve eldeki tüm uyuşmazlıklara uygulanması gerektiği uyulması zorunlu yargısal içtihatlar ile kabul edilmiştir.
—- birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin — aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiş olması nedeniyle davacının zararının ve zararın kapsamının —– gerekir.
Somut olayda, ilk derece mahkemesi kararına karşı davacı vekilinin ve davalı vekilinin istinaf yoluna başvurması üzerine, —- vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılmasına karar verilmiş, —– esas alınarak hesaplama yapılması gerektiği belirtilerek dosya yerel mahkemeye gönderilmiştir. Bu karardan sonra, mahkemece alınan —esas alınmış ve iskonto oranı —- uygulanarak hesaplama yapılmış, devre başı ödemeli belirli rant yöntemine göre belirlenen tazminat miktarına göre mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ve davacı vekilinin karara karşı istinaf başvurusunun da esastan reddine karar verilmişse de, genel şartlara atıf yapan kanuni düzenleme — edilmiştir.
Bu durumda mahkemece, —- tazminat hesabının yapılmasına ilişkin olarak — maddesinde yapılan değişikliğin —- uygulama birliğinin sağlanması yönünde tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde —- tablosunun esas alınması için içtihat geliştirdiği ancak hesaplamalarda progresif rant yönteminin kullanılması ile bilinmeyen — devredeki gelirlerin —– suretiyle tazminatın hesaplanması için bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi için yerel mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.
4-Davacı lehine hesaplanan tazminattan, desteğin müterafik kusuru nedeniyle mahkeme tarafından yapılan indirim sonucu belirlenen tazminat tutarları hüküm altına alınırken, davanın kısmen reddine karar verildiğinden, davalı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmiştir. Oysa, yasal düzenlemeler gereği, —– kaynaklanan hakkaniyet ve takdiri indirimler nedeniyle, davanın kısmen reddedilmesi halinde, indirimden dolayı reddedilen kısım için davalı yararına vekalet ücreti takdir edilemeyeceğinin gözönüne alınması gerekirken, davalı yararına müterafik kusur indiriminden dolayı reddedilen kısım için vekalet ücretine hükmedilmesi de doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda —-numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, —- bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile —- şeklinde görüşe varılmıştır. Mahkememizce de yüksek —-yukarıda belirtilen ilâmındaki görüş benimsenmiş ve hesaplamanın — göre belirlenecek muhtemel bakiye ömür süreleri üzerinden, işleyecek, bilinmeyen, aktif ve pasif dönemlerdeki net kazanç ya da kazanç kaybı peşin değerlerinin belirlenmesi bakımından —– formülle ifade edilen progresif rant yöntemine göre hesaplama yapılması gerektiği kanaatine varılmıştır.
5-Destekten yoksun kalma tazminatı ile ilgili inceleme ve değerlendirme:
5-a)Müteveffanın—- uygulaması doğrultusunda, müteveffanın aktif çalışma hayatının —-yaşına kadar süreceği kabul edilerek, bakiye yaşam süresindeki ——– tablosuna göre bakiye yaşam süresi—–olarak tespit edilmiştir. Bu itibarla kendi bakiye yaşam süresiyle sınırlı olarak müteveffa eşinin desteğinden mahrum kaldığı süre —yıldır.
5-b-2) Müteveffanın —olup annesinin vefat ettiği tarihte—-yaşındadır. Dosyaya sunulan — göre — olduğu anlaşıldığından, —-yaşına kadar annesinin desteğinden yoksun kaldığı süre —-
5-b-3) Müteveffanın oğlu — doğumlu olup annesinin vefat ettiği tarihte — yaşındadır. Onun da halen —- olduğu anlaşıldığından,—- yaşına kadar annesinin desteğinden yoksun kaldığı süre —- yıldır.
5-b-4-) Dosyada mevcut nüfus kaydına göre müteveffanın babası dava dışı —–tarihinde vefat ettiği tespit edilmiş olup kızının vefat ettiği — tarihinden itibaren destekten yoksun kaldığı süre yaklaşık —- olarak belirlenmiştir.
5-c)Paylaştırma: —– konudaki en son içtihatları da dikkate alınarak, müteveffa, bu olay sebebiyle ölmeseydi muhtemel gelirinden kendisine ve eşine—- eşit olarak —çocuklarına ve babasına—-pay ayırabileceğinin kabulü ile muhtemel gelirinden kendi kişisel ihtiyaçlarına ve hak sahiplerine ayırabileceği pay oranlarının hesaplanması için dosya aktüerya bilirkişisi —– tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen rapor destekten yoksun kalma tazminatı yönünden dosya kapsamına uygun, denetime elverişli ve yeterli bulunmakla hükme esas alınmıştır.
Buna göre aktüerya bilirkişisi tarafından destek ve hak sahiplerinin pay oranları;
Hak Sahibi —– şeklinde hesaplanmıştır.
5-ç) Kazanç Durumu: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müteveffanın haftada —- kazanç elde ettiği ileri sürülmüştür. Davacı tanığı —- müteveffanın komşusu olduğunu, sigortalı işte çalıştığını, çocuk baktığını, temizliğe gittiğini, günlük —- arasında kazandığını beyan etmiştir.
Dosyaya getirtilen—- hizmet dökümüne göre müteveffanın—– tarihinden itibaren sigortalı olarak çalıştığı, en son — tarihinde işten çıktığı anlaşılmaktadır. —- olduğu görülmektedir.
—– “Belgelendirilmiş olması durumunda, hesaplamalarda ölen kişinin vergilendirilmiş geliri dikkate alınır. Vergilendirilmiş gelir tutarı için herhangi bir belge sunulamaması durumunda hesaplama, asgari ücret kullanılarak yapılır. Aynı kriterler pasif dönem hesaplamasında da geçerlidir.” düzenlemesi bulunmaktadır.
Buna göre müteveffanın en son belgelendirilmiş kazancının aylık brüt ——- olduğu kabul edilerek sonuca gidilmiştir.
5-d) ———- göre, müteveffanın eşinin yeniden evlenme şansının hesap tarihindeki yaşına göre belirlenmesi gerekmektedir. Davacı eş halen — yaşında olup —– yaşından küçük — çocuğu bulunmaktadır.—- tarafın ülkemiz koşullarına göre düzenlenen ve uygulamada kabul edilen tablodan yararlanılarak, davacı eşin yaşına göre yeniden evlenme olasılığının—– olduğu değerlendirilerek sonuca varılmıştır.
5-e) Destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanması: Yukarıda belirtildiği üzere, destekten yoksun kalma tazminatı miktarının belirlenmesi için dosya aktüerya bilirkişisi — tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen — destekten yoksun kalma tazminatı yönünden dosya kapsamına uygun, denetime elverişli ve yeterli bulunmakla hükme esas alınmıştır.
Buna göre; bilirkişi tarafından müteveffanın —-
Müteveffanın devre başı pasif kazancı kazancı —-
—işleyecek iskontolu pasif dönem zararı bilirkişi tarafından –hesaplanmıştır.
Davacı —- olarak hesaplanmış, bu zarar tutarından — evlenme oranı dışlandığında talep edebileceği maddi zarar tutarı — olarak hesaplanmıştır.
Davacı — olarak hesaplanmıştır.
Davacı —– olarak hesaplanmıştır.
5-f) —– Davalı sigorta şirketine yapılan başvuruya istinaden davalı sigorta şirketi tarafından davacılardan—— tutarında ödemeler yapılmıştır.
Davacılara ödenen maddi tazminat miktarları, ödeme tarihi itibariyle bilinen verilere göre yukarıda —- bendinde hesaplanan maddi tazminatları tamamen karşılamadığından, —– konudaki yerleşmiş içtihatları doğrultusunda ödeme tarihlerinden itibaren rapor tarihine kadar yasal faiz yürütülmek suretiyle güncelleştirilmiş ve aşağıda rapor tarihi itibariyle bilinen verilere göre hesaplamıştır.
Dönemi Ödenen Miktar Oran Süre Faiz Tutar:
—- yapılan ödemenin güncelleştirilmiş tutarı —
Davacı— yapılan ödemenin güncelleştirilmiş tutarı —-
Davacı — yapılan ödemenin güncelleştirilmiş tutarı —–
Ödeme tarihlerinden itibaren rapor tarihine kadar yasal faiz yürütülmek suretiyle güncelleştirilmiş olan ve rapor tarihi itibariyle bilinen verilere göre hesaplanan tutarlar maddi tazminattan mahsup edilerek, davacıların bakiye maddi tazminat alacakları hesaplanacaktır.
5-g) Davalı—– kapsamındaki sorumluluğu: Davalı sigorta şirketinin, olay tarihi itibariyle geçerli — ölen her kişi başına teminat limiti —
Dosyamız içerisine celp olunan —- sayılı dosyası incelendiğinde, davaya konu trafik kazası nedeniyle vefat eden — babası olan — tarafından işbu dava davalıları—- maddi ve manevi tazminat istemli dava açıldığı, Mahkemece — yönünden talep ettiği destekten yoksun kalma tazminatının kabulü ile —- destekten yoksun kalma tazminatının davalı—-yönünden poliçe limiti ilşe sınırlı olmak üzere ve —- tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline,
Davacı —- yönünden talep ettiği destekten yoksun kalma tazminatının kabulü ile —- destekten yoksun kalma tazminatının davalı—- yönünden poliçe limiti ilşe sınırlı olmak üzere ve — tarihinden, davalılar—— tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline,—- verildiği görülmüştür.
Yukarıda hesaplanan toplam maddi zarar tutarı ile —-sayılı dosyasının davacısı —— olup poliçe limitini aşmaktadır. Davalı sigorta şirketinin sorumluluğu teminat limiti ile sınırlı olduğundan, davacıların teminat limiti dâhilinde garameten talep edebilecekleri tazminat miktarlarının;
———–Olduğu, buna göre yapılan hesaplama sonucunda, davacı —- talep edebileceği bakiye destekten yoksun kalma tazminatının —– talep edebileceği bakiye destekten yoksun kalma tazminatı — edebileceği bakiye destekten yoksun kalma tazminatı —- belirlenmiştir.
5-ğ) Faiz oranı ile başlangıç tarihinin belirlenmesi yönünden inceleme ve değerlendirme: Trafik kazaları esas itibariyle haksız fiildir. Bu halde haksız fiilin tarafları yönünden kaza tarihinde temerrüt gerçekleşmiş olur. Ancak, —– sigortacı açısından temerrüdün bu tarihte oluştuğunun kabulü mümkün değildir. Zira sigortacının tazmin yükümlülüğünü düzenleyen —– hükümlerinde sigortacının bu yükümlülüğünün durumun sigortacıya ihbarından itibaren sekiz işgününde ödenmesi gerektiği düzenlemesi yer almaktadır. Sigortacıya yapılan bu ihbar, kaza tarihinde yürürlükte bulunan—– ihbar niteliğinde olup, bu ihbarı müteakip öngörülen sekiz iş günlük sürenin sonundan itibaren sigortacı temerrüt faizi ödemekle yükümlüdür. Sigorta şirketine hiçbir ihbarda bulunulmaksızın dava açılması halinde sigortacı davanın açıldığı tarih itibariyle temerrüde düşmüş sayılır.
Dosyada mevcut bilgi ve belgelere göre, davalı sigorta şirketine —-tarihinde başvurulduğu anlaşıldığından, davalı sigorta şirketi yönünden başvuru tarihini izleyen —- tarihinin faiz başlangıç tarihi olarak belirlenmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
—– sayılı emsal kararında da önceki kararlarında istikrarlı olarak uyguladığı şekilde, —–yapılacak tazminat ödemelerinde hüküm altına alınacak faiz türünün zarara neden olan araç malikinin tacir olması ve zarara neden olan aracın ticari faaliyet sırasında kazaya uğramasına göre belirleneceği vurgulanmıştır.
Dava dosyasında mevcut trafik kayıtlarına göre davalıların sigortalısı, maliki ve sürücüsü olan araç bir çekici—– taşımacılığında kullanılmaktadır. Bu durumda davalıların kazaya neden olan aracı ticari olduğu için davacıların tüm tazminat talepleri yönünden avans faizi talep edilebileceği kanaatine varılmıştır.
5-h) Destekten yoksun kalma tazminatı yönünden sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle, destekten yoksun kalma tazminatı yönünden davanın kısmen kabulü ile —- tarihinden, davalılar —- tarihinden tahsil tarihine kadar işlemiş ve işleyecek —–göre avans esasına göre hesaplanan temerrüt faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı —tarihinden, davalılar — tarihinden tahsil tarihine kadar işlemiş ve işleyecek ——– avans esasına göre hesaplanan temerrüt faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak —— Yönünden— tarihinden tahsil tarihine kadar işlemiş ve işleyecek —- avans esasına göre hesaplanan temerrüt faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı —–verilmesine karar vermek gerekmiştir.
6)Manevi tazminat talebiyle ilgili inceleme, hukuki gerekçe, değerlendirme ve sonuç: Davacılar, dava konusu trafik kazası nedeniyle manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
—– hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. —– gerekçesinde takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Eylemin oluş şekli başlığı altında kabul edilen durumuna göre; ölenin çocukları ve eşi olan davacılar lehine —— Maddesinin ikinci fıkrası gereğince manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödetilmesine karar verilmesi gerekli olduğu kanaatine varılmıştır.
Tarafların sosyal ve ekonomik durumları Mahkeme tarafından araştırılmış, araştırma sonuçları dosyaya konulmuştur.
Dava konusu olayın oluş biçimi, tarafların ekonomik ve sosyal durumu, davacıların ölenin birinci dereceden yakınları olması nedeniyle duyacakları elemin derinliği, müteveffanın kazadaki kusur oranı, olay tarihindeki paranın alım gücü, davacılar için hak ve nasafet kuralları gözetilerek, davalıların ekonomik açıdan müzayaka durumuna sokmayacak şekilde davalılar —-aleyhine olmak üzere, davacı eş — müteveffanın çocukları olan davacılar için ayrı ayrı —- manevi tazminata hükmetmek gerektiği kanaatine varılmıştır. Manevi tazminat talepleri ile ilgili olarak da davalı araç ticari olduğundan faizin türünün avans faizi olması gerektiği kanaatine varılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı—- destekten yoksun kalma tazminatı isteminin KISMEN KABULÜ ile;
A)— maddi tazminatın, davalı — tarihinden, davalılar —- tarihinden tahsil tarihine kadar işlemiş ve işleyecek —— avans esasına göre hesaplanan temerrüt faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
B)Fazlaya ilişkin — maddi tazminat ile davalı—- yönünden faizin başlangıç tarihi ile ilgili istemin reddine,
2-Davacı —- destekten yoksun kalma tazminatı isteminin KISMEN KABULÜ ile;
A)—- maddi tazminatın, davalı — tarihinden, davalılar — tarihinden tahsil tarihine kadar işlemiş ve işleyecek —-avans esasına göre hesaplanan temerrüt faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
B)Fazlaya ilişkin —– yönünden faizin başlangıç tarihi ile ilgili istemin reddine,
3-Davacı —- destekten yoksun kalma tazminatı isteminin KISMEN KABULÜ ile;
A)— maddi tazminatın, davalı —- tarihinden tahsil tarihine kadar işlemiş ve işleyecek —– göre avans esasına göre hesaplanan temerrüt faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
B)Fazlaya ilişkin —-yönünden faizin başlangıç tarihi ile ilgili istemin reddine,
4-Davacı —-manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile;
A)— tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek — Maddesine göre avans esasına göre hesaplanan temerrüt faizi ile birlikte davalılar —-müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
B)Fazlaya ilişkin — manevi tazminat talebinin reddine,
5-Davacı — manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile;
A)– manevi tazminatın — tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek —- avans esasına göre hesaplanan temerrüt faizi ile birlikte davalılar —- müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
B)Fazlaya ilişkin —- manevi tazminat talebinin reddine,
6-Davacı —- manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile;
A)— manevi tazminatın — tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek —-göre avans esasına göre hesaplanan temerrüt faizi ile birlikte davalılar —- müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
B)Fazlaya ilişkin —- manevi tazminat talebinin reddine,
7-Maddi Tazminat Yönünden; Harçlar Kanunu’na göre alınması gerekli —- harçtan mahsubu ile fazlaya ilişkin —- karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine,
8-Davacılar tarafından peşin harç, tamamlama harcı ve ıslah harcından mahsup edilen —- davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
9- Davacı —- edilen maddi tazminat davası yönünden; karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1. Maddesi uyarınca davacı—- vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı— verilmesine,
10- Davacı —– kabul edilen maddi tazminat davası yönünden; karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1. Maddesi uyarınca davacı— lehine takdir olunan —-vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı — verilmesine,
11- Davacı —-kabul edilen maddi tazminat davası yönünden; karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1. Maddesi uyarınca davacı —– vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı—- verilmesine,
12- Davacı —- ret edilen maddi tazminat davası yönünden; karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/2. Maddesi uyarınca davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden davalılar lehine takdir olunan 13.190,20 TL vekalet ücretinin davacı — alınarak davalılara verilmesine,
13-Davacı —– ret edilen maddi tazminat davası yönünden; karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/2. Maddesi uyarınca davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden davalılar lehine takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacı —– alınarak davalılara verilmesine,
14-Davacı —– ret edilen maddi tazminat davası yönünden; karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/2. Maddesi uyarınca davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden davalılar lehine takdir olunan —-alınarak davalılara verilmesine,
15- Manevi tazminat davası yönünden;— alınması gerekli —–müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,
16- Davacı —– kabul edilen manevi tazminat davası yönünden, davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 10/1, 10/4, 13/1.maddeleri uyarınca hesaplanan 11.200 TL vekalet ücretinin davalılar—- müştereken ve müteselsilen alınarak davacı —verilmesine,
17- Davacı —- edilen manevi tazminat davası yönünden, davalılar —- kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/4. Maddesi uyarınca hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacı —alınarak davalılar —- verilmesine,
18- Davacı —-kabul edilen manevi tazminat davası yönünden, davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 10/1, 10/4, 13/1.maddeleri uyarınca hesaplanan 7.300,00 TL vekalet ücretinin davalılar —- müştereken ve müteselsilen alınarak davacı —verilmesine,
19- Davacı —- ret edilen manevi tazminat davası yönünden, davalılar —- kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/4. Maddesi uyarınca hesaplanan 7.300,00 TL vekalet ücretinin davacı — alınarak davalılar — verilmesine,
20- Davacı —- kabul edilen manevi tazminat davası yönünden, davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 10/1, 10/4, 13/1.maddeleri uyarınca hesaplanan 7.300,00 TL vekalet ücretinin davalılar —- müştereken ve müteselsilen alınarak davacı — verilmesine,
21- Davacı— ret edilen manevi tazminat davası yönünden,davalılar —– kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/4. Maddesi uyarınca hesaplanan 7.300,00 TL vekalet ücretinin davacı —alınarak davalılar—- verilmesine,
22- Davacılar tarafından sarf edilen —yargılama giderinin, davanın kabul ret oranına göre hesaplanan —davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, geriye kalan— davacılar üzerinde bırakılmasına,
23-Davalı — yargılama giderinin, davanın kabul ret oranına göre hesaplanan — davacılardan alınarak davalı —— üzerinde bırakılmasına,
24-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacılar vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde —– Adliye Mahkemesi’nin ilgili Hukuk Dairesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15.09.2021