Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/140 E. 2023/274 K. 29.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/140 Esas
KARAR NO : 2023/274

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 09/07/2009
KARAR TARİHİ : 29/03/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin filosunda bulunan ——aracının davalı şirket tarafından sigortalandığını, 2007 yılında söz konusu uçakta meydana gelen arızalar sebebiyle zararlarının doğduğunu ancak bu zararların ya hiç ya da geciktirilerek ödendiğini, motor hasarları ile ilgili 11.12.2007 tarihinde—– tescilli uçağın teknik bakımını yapan —–tarafından yapılan—— seri numaralı motorun fan bladelerinin bir taneninde —–(hasar) tespit edildiğini, hasarlı motorun yerine kiralık motor takıldığım, aynı gün maille bildirip yazı ile rapor ekinde davalı şirkete gönderdiğini, davalı şirketin eksper göndereceğini bildirmesine rağmen eksperin gönderilmediğim, bunun üzerine müvekkil şirket zaman kaybetmemek amacıyla —— motor atölyesine motoru gönderdiğini,—— kullanarak eksper incelemesi yaptırdığını, davalı şirkete gerekli bilgilerin verildiğini fakat hasarın ödenmesi ile ilgili hiçbir girişimde bulunulmadığını ve cevap verilmediğini, her gün için maddi kayıplar yaşandığından motorun satış olanaklarının araştırıldığım, —– yerleşik ——motorun inceletildiğini, tamir ücretinin 600.000 USD olduğunu, müvekkili şirket büyük zararlara uğradığından motor değerinin 600.000 USD aşağısına——satıldığını, davalı şirketten motor hasarı ile ilgili uğranılan zarar talep edildiğin de eksper incelemesinin yapılması gerektiğinin tekrarlandığını, —– firma ile irtibata geçilerek aylar sonra motorun incelenmesinin yaptırıla bildiğini, davalı şirket motorun kapsamlı bir incelemesinin mümkün olmadığından ödeme yapılamayacağım bildirdiğini, davalı şirkete hasar sebebiyle —–.Noterliğinin 15.17.2008 tarih ve—— yevmiye numaralı ihtarname gönderdiğini, motor hasarı 11.12.2007 tarihinde gerçekleştiğini, motor’un 13.03.2008 tarihinde satıldığını, sigorta şirketinin aradaki 3 ayda görevim yapmadığını,—- incelemesinin —– yaptırıldığım, motorun tamir değerini de —–.firması tarafından tespit edildiğini, müvekkil şirkete ait—— tescilli öndikme(ön iniş takımı) kazası sebebiyle 02.08.2007 tarihinde —- operasyonu sırasında hasara uğradığını, 03.08.2007 tarihinde sigorta şirketine bildirildiğini, sigorta şirketinden herhangi bir gelişme kaydedemediklerini, uçağın kullanılmadığı hergün büyük maddi kayıplara neden olduğundan, —– 6 aylık ömrü kalmış bir öndikme temin etmek zorunda kaldıklarım, yeni —– takılana kadar uçuş yapılamamasından kaynaklanan maddi zarar olduğunu, masraflar davalıya bildirildiği halde ödenmediğini, müvekkil şirketin — —- bedeli olarak 57.230 USD tamirat bedeli 113.902,67 USD hangar kirası 8.469,75 USD ——takım masrafları 5.201,55 USD —–karantina bedeli ve —— sebebiyle gümrükten çekilme tahmini bedeli 900 USD olan zararlar oluştuğunu, kazadan uzun süre geçmesine rağmen—-konusunda bir şey yapmadığım, kiralanan —- kira süresinin sona ermesinden ve —– bulunmamasından dolayı uçakları hiçbir firmaya—— olarak kiralayamadıklarım, bundan dolayı büyük maddi zararlar olduğunu, müvekkil şirket 03.08.2007 tarihinde meydana gelen —– kazasında davalı şirketin 3.şahıslara mali mesuliyet sigortası kapsamında ödemek zorunda kalman ve üçüncü şahıs sorumluluk poliçe kapsamında sorumlu olunan ve faturalandırılan 309.826 Euro zararın 81.047 Euro hık kısmının davalı şirket tarafından reddedildiğini, kabul edilen 228.779 Euro ya karşılık 200.199 Euro ödendiğini, hasar sebebiyle kabul edilen 167.926 USD zararın ise 141.049 USD lik kısmının ödendiğini, ayrıca 17.08.2007 tarihli yedek güç kaynağı ve hız sabitleme cihazlarında meydana gelen arızalar nedeniyle üçüncü şahıslara ödemek zorunda kalman ve üçüncü şahıs sorumluluk poliçesi kapsamında sorumlu olunan ve faturalandırılan 86.750 Euro zararında 21.260 Euro luk kısmının kabul edilmeyerek reddedildiğim, kabul edilen 65.490 Euro’nun karşılığı olmak üzere 20.04.2009 tarihinde 50.000 Euro ödeme yapıldığım, müvekkil şirket faturalandırılmış ve almaya hak kazandığı toplam 396.576 Euro ve 167.926 USD zararı mevcut olup kabul edilmeyen 102.307 Euro’nun tazmininin talep edildiğini, müvekkili şirketin 13.12.2007 tarihinde —– tarafından işletme ruhsatı 3 ay süreyle askıya alındığım, uçuş yapamayan uçaklar için bir kısım sigorta bedellerinin ödenmeyeceği belli olduğundan 13.12.2007 tarihinde bu durum davalı şirkete uçakların yerde olduğu uçuş yapmadığı bu kapsamda poliçenin değiştirilmesi gerektiği talebi bildirildiğini, davalı şirket uçakların —– olduğu için sadece gövde poliçesi yapılması yeterli olurken başka poliçelerle fazladan prim tahsil etmiş olduğunu, haksız tahsil edilmiş 101.190,66 USD prim tutarının temerrüt faizi ile iadesi talep edildiğini, davalı şirket hasarların meydana geldiği tarihten bu yana geçen 21 aylık süre içinde ödemesi gereken bedelin tamamını ödemediğini, ödeme yaptığı kısımları ise 14 ay sonra parça parça ödemeleri yaptığım ve gecikmelerden dolayı şirkete zarar verdiğini, bundan dolayı şirket uçaklarını sağlam ve uçuşa hazır bulunduramadığmdan dolayı başka bir firmaya satmak ve kiralama yapma şansım kaybettiğinden dolayı zarara uğradığım, uçağın motorunda meydana gelen hasar sebebiyle 600.000 USD——kazası sebebiyle uğranılan zarardan üçüncü şahıs sorumluluk poliçesi kapsamında sorumlu olunan ve ödenmeyen 102.307 Euro —– kazası nedeniyle uğranılan zarardan gövde poliçesi kapsamında sorumlu olunan ve ödenmeyen 207.304 USD ve 2.202 Euro zararı haksız olarak tahsil edilen 101.190,66 USD prim alacağı, sigortacının zararları 21 ay boyunca ödenmemesi sebebiyle uğranılan 5.000.000 USD maddi zararın fazlaya ilişkin talep ve hakların saklı kalmak kaydı ile şimdilik 50.000 USD sinin ayrıca şirketin geç ödemelerden dolayı uğradığı 50.000 TL. manevi zararın davalıdan tahsil edilmesini ve—-.Noterliğinden —— yevmiye numarası ile gönderilen ihtarın tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsil edilmesinin karar verilmesini talep etmiştir.
ISLAH : Davacı vekili 18/03/2010 havale tarihli dilekçesi ile; müvekkili şirketin —— tescil işaretli uçağının motorunda meydana gelen hasar nedeniyle uğranılan 600.000 USD’lik zararın mevcut olduğunu, 100.000 USD’lik muafiyet sınırın bulunması nedeniyle bu miktarın davalı şirket tarafından karşılanmayacağı aşikar olduğundan 500.000,00 USD’lik zararın 300.00,00 USD’lik alacak kısmını,—– kazası nedeniyle uğranılan gövde poliçesi kapsamında davalı tarafından ödenmeyen 207.304 USD’lik ve 2.202 Euro’luk zararın mevcut olduğunu, 100.000 USD’lik muafiyet sınır bulunmasından dolayı 107.304 USD’lik ve 2.202 Euro’luk alacak kısmının, fazlaya ilişkin hakların saklı kalmak üzere şimdilik haksız olarak tahsil edilen 101.190,66 USD prim alacağının, temerrüt faizi dışında BK.Md. 105 çerçevesinde faizle karşılanmayan 1.500.000 USD’lik munzam zararının fazlaya ilişkin talep ve haklar saklı kalmak kaydı ile 5.000 USD’lik bölümünün, davalı tarafın yükümlülüklerini yerinde ve zamanında yerine getirmediği için müvekkil şirketin de taahhütlerini zamanında ifa edememesi ve ticari itibarının zarar görmesi nedeniyle uğradığı 10.000 TL.’lık manevi zararın —-.Noterliğimin —— yevmiye nolu ihtarın tebliğ tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsili ve bu alacak kalemlerin tümüyle ıslahı olduğunu belirtmiştir.
CEVAP : 1- Davalı —– vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirkete —–sayılı ve 26 Haziran 2007 tarihli sigorta poliçesi kapsamında güvence sağlandığım, motor hasarı ile ilgili zararının 600.000 USD olduğunu iddia ettiğini, ancak diğer bütün zararlarla birlikte 50.000 USD talep edildiğini, motor hasarı ile ilgili zararın ne kadarının talep edildiğinin dava dilekçesinden anlaşılmadığını, hasar bildirimi alındıktan sonra —– isimli firmaya eksper olarak tayin ettiğini, bu durumu —– vasıtasıyla bildirdiğim, eksper firması davacı ile haberleştiğini, hasarın tespiti için gerekli bilgi ve belgeleri talep ettiğini, ancak bu taleplere davacı tarafından geç ve eksik yanıtlar verildiğini, yabancı bir cismin motora girmesi ile oluşan hasarın tespit edilebilmesi için motorun sökülmesi ve içindeki parçaların görülmesi gerektiği, makinenin bakım onarım yapma sökme yetkisine sahip kuruluşlar dünya genelinde çok az olduğunu, bu nedenle —– eksperleri doğrudan ve—— vasıtasıyla davacıya defalarca motorun nerede onarılacağını sorduklarım, davacı tarafından cevap verilmediğini, motor —– veya yurt dışında —— motorları için yetki belgesi sahip uçak bakım ve onarım atölyesinde onarım veya hasar tespiti için sökülmek üzere gönderilmiş olsa idi eksper motorun bulunduğu yere gidip inceleme yapabileceğim, fakat davacının bir girişimde bulunmadığını, yabancı cisim hasarmm tespitinin yapılabilmesi için motorun içinde bulunan döner ve sabit yüzlerce kompresör kanatçığının hepsine tek tek bakılması gerektiğini, hangisinin onarılabileceğinin hangisinin değişmesi gerektiğinin hangisinin sağlam kaldığının belirlenmesi gerekmekte olduğunu, kompresör gövdesi sökülmeden bu incelemenin yapılmasının mümkün olmadığını, —– cihazının ince esnek bir boru ucundaki küçük kamera ve bunlara bağlı bir görüntüleme ünitesinden oluşan bir cihaz olduğunu, — ile görülebilecek şeylerin sınırlı olduğunu,—– ile disk ve halkaların üzerindeki yüzlerce kanatçığın hem ön hemde arka yüzeylerin incelemesinin mümkün olmadığını, bu nedenle —–tarafından yapıldığı söylenen —– incelemesin hasarın tespitinde hiçbir değerinin olmadığını,——şüphesi bulunan bir jet motorunun kompresör gövdesi sökülmeden yüzlerce kompresör kanatçığının hepsi tek tek çıplak gözle görülüp incelemesi yapılmadan hasar tespitinin yapılamayacağını, motorun hat hizmetine geri dündürülmesinin söz konusu olamayacağını, davacı motorun ———– tarafından incelendiğini ve hasarın 600.000 USD olduğunu iddia ettiğini, buna ilişkin herhangi bir belge veya bilgi sunulmadığını, bu firmanın —-tarafından jet motoru bakım ve onarım kuruluşu olarak yetkilendin İmediğini, sadece hasarlı bir motora satın almış olduğunu, uçak yedek parçası ticareti yapan bir şirket olduğunu, bu nedenle firmanın motorun değeri veya hasarı miktarı hakkındaki beyanlarına itibar edilmesinin mümkün olmadığını, motorun başka bir firmaya satılmış olmasına rağmen müvekkilin —— şirketinin —–temsilcisine motorun incelenmesi talimatı verildiğini, motorun bulunduğu yerde inceleneceğini, —–hasarının sağlıklı tespit edilebilmesi için kompresör gövdesinin sökülmesi dışında bir işlem yapılmaması eksper firma tarafından davacıya birçok kez söylendiği halde davacı bu konuda gereğini yapmadığını, motoru satın alan şirket motoru parçalarına ayırmış ve işe yarayan parçaları sattığım, bundan dolayı inceleme motorun üzerinde değil motordan arta kalan parçalar üzerinde yapılabildiğini, bunlara rağmen hasarlanan motor ve kompresör parçalarının hangileri olduğu ve motor tamir edecek olsa idi bunların temini tamiratı yapılması için gereken masrafların ne kadar olabileceği tespit edildiğini, bu tespite göre motordaki hasar 100.000 USD’ndan daha az olduğunu, poliçede 100.000 USD’na kadar olan hasarların karşılanmayacağım, muafiyetin 100.000 USD olduğunu, davacıya ödeme yapılmayacağını bildirdiğini, poliçede yer alan motora yabancı cisim girmesi klozu hükümlerine göre sebebi belirsiz olan ve kayda geçmiş münferit bir olaydan doğduğu kanıtlanamayan —–hasarları teminat kapsamında değildir. Olaydaki —— neden ve ne zaman olduğu bilinmemekte olduğunu, kayıtlı münferit bir hadiseye dayanmakta olduğunu, bu nedenle dahi motorda oluşan hasar sigorta kapsamı dışında olduğunu, —–kasası sebebiyle oluşan zarar ile ilgili, —–uçağın ön tekerlekleri ve bunların uçak gövdesi ile bağlantısını sağlayan düzenek olduğunu, davacıya ait olan gövde ve gövde tenzil-i muafiyet sigortası kapsamında—— tescil işaretli uçağın bulunduğunu, uçağın 2 Ağustos 2007 tarihinde bir sefere başlamak üzere iken manevra traktörünün hatası sonucunda uçağın—–limitlerinin dışında bir açı ile döndürülerek zorlandığını ve hasara uğradığını, hasar süresi içinde müvekkilin reasürörlerine bildirdiğini, davacının onarım süresince uçağa takılan başka bir—– takma, kira ve diğer masraflarının tazminini talep ettiğini, davacının ayrışılnıası imkansız pek çok zarar kaleminden dolayı toplam olarak 50.000 USD maddi 50.000 TL manevi zarar talep ettiğini, davacının iddia ettiği zarar kalemlerinden hangisi için kaç para talep ettiğini açıklaması gerektiğini,—–onarım masrafının veya o andaki değerinin dışındaki talepler poliçe kapsamı dışında olduğunu, zorlamaya maruz kalmış bir—– onarım kabul edip etmeyeceği kabul edecekse maliyeti ancak stres giderme işleminin uygulanmasından sonra tespit edilebileceği, bu işlem —– bütün parçalarının sökülmesini boya ve diğer koruyucu tabakalarının çıkarılmasını ısıl işleme tabi tutulmasını ve altı ay boyunca bekletilmesini gerektirmekte olduğunu, bu işleme karantina adı ile anıldığını, dava konusu olayda karantina işlemi uygulandığını, daha sonra—–, yetkili bir bakım kuruluşuna gönderildiğini, hasara yol açan olaydan dolayı zarar eksper ——- firmasından tespit edildiğini,—– onarılmasının mümkün olduğu, maliyetinin 100.000 USD’ndan az olduğunu, bu nedenle muafiyet sınırları içinde kaldığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2- Davalı ——– vekili cevap dilekçesinde özetle; motor hasarı ile alakalı eksper incelemesinin yapılmadığına dair iddiaların asılsız olduğunu, aynı gün konuyla ilgilenildiğini ve üzerine düşen görevleri yerine getirdiğini, eksper incelemesinin yapılabilmesi için gerekli evrakların davacı şirketten talep ettiklerini, davacının e-mail ile gönderdiğini, davacı şirketin sadece hasarlı pervane kanadının resimlerini şirkete iletmiş olduğunu ve müvekkil şirket eksper olarak ——-atadığını bildirdiğini, eksper firması davacı ile haberleştiğini, hasarın tespiti için gerekli bilgi ve belgeleri talep ettiğini, eksper incelemesinin müvekkil şirket tarafından yapılmadığının doğru olmadığını, aksine eksper incelemesinin gerekli belgelerin temin edilmemesinden kaynaklandığım, sigorta konusu risklerin gerçekleşmesi sonucu ortaya çıkan hasarların miktarını ve nedenlerini belirlenmesi ile ilgili işler sigorta eksperlerine ait olduğunu, —— tarafından düzenlenen——-hasar tespiti inceleme raporuyla hareket edilmesinin doğru olmayacağını, davacı dilekçesinde davalının gerekli bilgi ve belgelerinin taraflarına ulaştığına——- incelemesini kabul ettiklerini ve hasardan miktardan haberdar olduklarını beyanında kastettikleri şirketin müvekkili şirket mi veya diğer davalı —— olup olmadığının belli olup olmadığını, müvekkil şirketin —— hasar tespitinin kabul edilmesi ile ilgili hiçbir bilgi vermediğini ve yetkisi olmayan ——- inceleme yaptırılmasının yasal olarak da doğru olmadığım, hasar ödemesi ile ilgili hiçbir girişimde bulunulmadığına ve cevap verilmediği konusunun doğru olmadığını, gerekli bilgi ve belgelerin alınmamasına rağmen eksper tarafından incelenmesi konusunda ekstra bir çaba sarf ettiklerini, yinede davacı şirket sigorta şirketinden yazılı izin almadan, motoru —– firmasına sattığını, bu satışın dahi tazminat talebi sigorta poliçesindeki şartları ve TTK 1291. Maddesine göre ihlal teşkil ettiğini, motor satıldığından dolayı motor üzerinde herhangi bir hak kalmadığından ödeme yapılmasının mümkün olmadığının bildirildiğini, yinede müvekkil şirket dosyayı kapatmayıp eksper incelemesini gerçekleştirme girişimlerini sürdürdüğünü davacının eksper incelemesin yapılmış olması nedeni ile ortada açık bir çelişkinin beraberinde kötü niyetin bulunduğu aşikar iddiasının doğru olmadığım aksine —– şirketlerinin kapatmak istediği hasar dosyasının açık tutulmaya çalışılması ile yardımcı olmak için çaba sarf etmiş olduklarını gösterdiğini, 25.04.2008 tarihinde eksper motor üzerinde inceleme yapabildiğini, motorun pek çok parçasının demonte edilerek satıldığını, hasar tespitinin kalan az sayıda parçada yapılabildiğini, bu tespite göre motordaki hasar 100.000USD’dan daha az olduğunu, poliçede 100.000 USD’na kadar olan hasarların karşılanmayacağını, muafiyetin 100.000 USD olduğunu davacıya bildirildiğini, davacı şirketin incelemenin yapılması ile ilgili davetlere katılmadığı, eksperin soruların cevaplamadığım ve gerekli bilgi belgeleri vermediğini, davacının bu tutumu ile Gövde ve Gövde muafiyet sigorta poliçesinde yer alan Sigorta Tazminatı Talebi Kontrol Klozu hükümlerini ihlal ettiğini, söz konusu klozda 3( c ) maddesinde sigortalı davacı şirket —–şirketlerine hasar ile ilgili her türlü bilgiyi vereceğini taahhüt ettiğim, yine eksper atama yetkisi sigorta şirketlerine ait olduğunun kabul edildiği, davacı şirketin tüm bildirimlere rağmen eksperin inceleme yapmasına olanak tanımadığından sigorta tazminat talebini red etme hakkı doğduğunu, hasarlı motorun mülkiyetinin devredildiği —— tarafından tamir ücretinin 600.000 USD olarak tespit edildiği belirtilerek müvekkil şirketten ödenmesi istendiğini, —–şirket tarafından yapılan tespit hiçbir şekilde müvekkil şirketi bağlamadığını ve bu talebin poliçe şartlarına aykırı olduğunu, sigorta eksperleri tarafından yapılan incelemede parçaların tutarı poliçe muafiyeti olan 100.000 USD’in altında olduğunu, müvekkil şirket tarafından 600.000 USD’nin talep edilmesi haksız ve yasaya aykırı olduğunu, tazminat ödenmemesi davacı şirketin eylemlerinden kaynaklandığım, davacının tüm dayanaksız iddialarını sigorta şirketlerinin yanı sıra sigorta ve —- olan müvekkil şirkete yöneltmesi haksız ve yasaya aykırı olduğunu,—— kasası sebebiyle oluşan zarar ile ilgili, —— tescil işaretli uçağın sol —– hasara uğradığım müvekkil şirketin hasara ilgisiz kaldığı hiçbir girişimde bulunmadığı iddialarının doğru olmadığını, müvekkil şirkete hasar bildirildiği anda——bildirdiğini, yapılması gereken işlemleri yaptığım, eksper —– davacı şirket ile iletişime geçtiğini, hasar tazmin talebine ait dosyayı aldığım, iddia edilen hasar kalemleri ile ilgili yeterli bilgisi bulunmadığından ek bilgi ve belge talep ettiğini, —— tarafından davacı şirkete gönderilen e posta mesajında kira masraflarının poliçe teminatı kapsamı dışında olduğunu bildirdiğini, davacı şirket —– tamir için ——gönderdiğini bildirdiğini, eksper ——- tarafından talep edilen tamir masrafının 62.600 USD’sinin hasar ile kabul edilebileceğinin belirtildiğini, davacı şirketin eksper tarafından kabul edilmeyen kısmı müvekkil şirket tarafından ekspere iletildiğini, eksper reddedilen tutara ait açıklamaların hasardan kaynaklandığına dair bir kanıt olmadığını belirtip kanıt talep ettiğini, müvekkil şirket bir——–şirketi olarak üzerine düşen vazifenden fazlasını yerine getirdiğini, fakat davacı gerekli belgeleri temin etmediğini, söz konusu —– hasarının tazmini konusundaki 6 ay karantinada tutulması davacının bilgi ve belgeleri temin etmemesinden kaynaklandığını, 25.11.2008 tarihinde eksper tarafından ödenebilir toplam tazminatın 76.271,13 USD olduğu davacı şirket yetkililerine bildirildiğini, ilgili tutar poliçe muafiyetin olan 100.000 USD’nin altında olduğundan herhangi bir ödeme yapılamayacağı bildirildiğini, müvekkil şirketin yoğun uğraşları neticesinde eksperin hasar tazmini dışında kalan 15.349,95 USD tutarındaki tamir masrafı da kabul ettirilmiş yinede muafiyetin altında kaldığından dosyanın kapatılacağını belirttiğini, davacının—— kasası nedeniyle Mali Mesuliyet Sigortası Kapsamındaki sorumluluğu kapsamında sorumluluk —— sorumluluk kısmı ile ilgili bir Türk Hukuku danışmanının inceleme yapmasını istemiş olduklarım, davacı tarafından—— karantinaya gönderildiğinin karantinadan gelmeden inceleme yapılamayacağının bildirildiğini, karantinadan çıkar çıkmaz gerekli bilgi ve belgeler istenmiş olmasına rağmen cevap gelmediğini, davacı dilekçesinde Sulh ve îbra Sözleşmesi gereğince ödenmesi gereken miktarın 26.875,12 USD ile 3.653,23 Euro tutarındaki kısmın ödenmediğine dair iddiaların doğru olmadığını, poliçe genel şartlarında ifade edildiği gibi eğer sigortalının bir prim borcu var ise hasar alacağına hak kazanabilmesi için ya borcu ödemesi gerekir yada ilgili tutar hasar ödemesi sırasında hasar tutarından kesilerek ödenir bu durum davacı şirkete bildirildiğini, ödemelerde bu bilgi doğrultusunda yapıldığını, davacı şirketin dava dilekçesinde talep etmedikleri 26.875,12 USD ile 3.653,23 Euro replik dilekçelerinde belirtmeleri davayı genişletme yasağına aykırı olduğunu, davacının kendisine eksik ödeme yapıldığına dair iddialarının doğru olmadığım, davacı şirket —–hasarı ile ilgili olarak 228.799,79 Euro ve 167.926 USD tutar için Sulh ve İbra Sözleşmesi yedek, güç kaynağı ve hız sabitleme cihazlarındaki hasar ile ilgili tespit edilen 65.490.25 Euro tutar için Sulh ve İbra Sözleşmesi imzaladığını, ilgili hasarlar değerlendirilirken sigorta şartlarına göre ödenmeyebilecek kısımlar, azami iyi niyet çerçevesinde değerlendirildiğini, ——tarafından her iki hasar için toplamda 290.617,41 Euro ve 141.050,12 USD ödendiğini, davacının iddia ettiğinin aksine yetkililerce tespit edilmiş ödenmesi gereken hasar tutarları davacı şirkete ödendiğini, davacı şirket sigorta ve —— şirketlerini ilgili poliçeler tahtında tüm yükümlülüklerinden ibra ettiğini, davacının fazladan ödediğini iddia ettiği primler ile ilgili olarak davacı şirket poliçelerin bir kısmının talimat doğrultusunda 11.11.2009 tarihli cevap dilekçesi ekinde yer alan 25.03.2008 tarihli yazıları doğrultusunda iptal edildiğini, bir kısmı ise davacı şirketin talimatı doğrultusunda yerde durma olarak devam ettiğini, sigortalının talimatlarına uyulduğunu, başka poliçelere fazla prim ödemesinin söz konusu olmadığını, müvekkil şirketin davacı tarafından yazılı şekilde belirtilmediği sürece şirketin başka poliçelerini iptal ettirme yetkisinin olmadığını, yeniden uçuşa elverişlilik müsaadesini almaya çalışan şirketin mevzuat uyarınca ilgili sigorta poliçeleri bulunmaksızın bu izni alması kabil olmadığım, bundan dolayı iddiaların geçersiz olduğunu, davacının zararlarının uzunca bir süre ödenmemesi nedeniyle uğranılan zararın temerrüt faiziyle ödenmesi ile ilgili olarak müvekkil şirketin hiçbir kusuru bulunmadığını, —— olan şirketin sigorta tazminatı ödenmesinde sorumlu olmadığını, müvekkil şirket üzerine düşen görevi yerine getirdiğini, dolayısı ile müvekkili şirkete husumet tevcih edilmesi kabil olmadığından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE : Dava, davalı—— ile davacı arasında düzenlenen Sigorta Poliçesi kapsamında olduğu iddia edilen zararların ödenmemesi neticesinde oluşan maddi manevi tazminat ve munzam zarar talebine ilişkindir.Taraflara ait deliler toplanmış dosya üzerinde inceleme yapılmasına karar verilmiştir.
Düzenlenen 25/11/2010 havale tarihli teknik bilirkişi heyeti ve 23/12/2011 havale tarihli bilirkişi raporu ile; davalılardan —– ile davacı arasında 10/05/2007-09/05/2008 tarihlerini kapsayan —- başlıklı —– aracılığı ile tanzim edilmiş ve sonradan iki adet zeyilname ile değişiklik yapılan sigorta poliçesi düzenlendiği,
Davacının incelenen ticari defterlerine göre cari hesap açısından davacı şirket ile davalı sigorta şirketi arasında cari hesap bakiyesi bulunmadığı, davacı şirket poliçe bedellerini davalı şirkete haksız yere ödediğini beyan etmiş ise de buna ilişkin herhangi bir zeyilname veya muteber bir bilgiye rastlanmadığı, davalı—– ait ticari defter kayıtlarına göre de, davacı şirket ile olan cari hesap bakiyesinin kapalı olduğu, başkaca bir işlemin de bulunmadığı, davalı —— Sigortasına ait ticari defter kayıtlarında da, tarafların birbirlerine herhangi bir borç ve alacağın bulunmadığı, dolayısıyla taraflara ait yasal defterlerde taraflar arasında tahakkuk etmiş işlemler nedeniyle talep edilebilecek nitelikte herhangi bir borç yada alacağa rastlanmadığı,
Davacının talep ettiği munzam zararın kaynağını ve nasıl oluştuğunu somut belgelerle açıklayamadığı,
Dava konusu uçağın motorunda meydana gelen yabancı madde hasarı dolayısıyla oluşan zarar ve —– yerden çekme sırasında kaza sonucu oluşan zarar nedeniyle tahmini masrafın 50.000,00 USD ile 70.000,00 USD arasında olacağı, motorun piyasa fiyatının ortalama 900.000,00 USD olacağı, her iki kaza neticesi oluşan hasarın poliçe muafiyet tutarı altında kaldığı, diğer masraf taleplerinin de poliçe kapsamında olmadığı, ıslahla talep edilen talepler açısından zaman aşımının söz konusu olduğu,
31/01/2013 havale tarihli bilirkişi raporu ve 03/03/2014 havale tarihli ek bilirkişi raporları ile ; davacı ile davalı —— arasında düzenlenen —–Poliçesi ile davalı —— davacı şirketin ilgili uçaklarını sigorta teminatına aldığı, davalı sigorta şirketinin bu poliçe ile üstlenmiş olduğu rizikoların hepsi yurt dışında yerleşik olan farklı —– sigortalattığı, davacıya ait ——- olarak tescilli uçağın ön iniş takımlarının geri gitme işlevi sırasında zarar görmesi nedeniyle uçağın 3 gün boyunca uçamadığı ve tarife seferlerini gerçekleştiremediği, gecikme nedeniyle uğranılan zararlar bakımından taraflar arasında Sulh ve İbra Sözleşmesi düzenlendiği, bu sözleşme ile davacının gecikme ile ilgili doğan zararlar bakımından poliçe nezdinde sigortacı ve —— tüm yükümlülüklerinden ibra ettiği, davacının makbuz başlıklı yazı ile 228.779,99 Euro ve 167.926,00 ——-Şubesinde hesabına nakit ve tam olarak ödendiğini kabul ve ikrar ettiği,—— arızaları sebebiyle uğranılan gecikme ile ilgili olarak Sulh ve İbra Sözleşmesi düzenleyerek 65.490,25 Euro —— Şubesindeki hesaba nakit ve tam olarak ödendiğini kabul ve ikrar ettiği, davacının eksik ödeme yapıldığı gerekçesiyle Sulh ve İbra Sözleşmelerinin geçerlilik kazanmadığını ileri sürdüğü, taraflara ait incelenen ticari defter kayıtlarına göre sulh ve ibra anlaşmaları gereği ödemelerin yapıldığı, davacının davalıdan herhangi bir alacağı kalmadığı,
Davacının işlettiği ——tescil işaretli uçağın 11/12/2007 tarihinde yapılan teknik bakımında motorunda meydana gelen yabancı madde hasarı (——) dolayısıyla uğramış olduğu zararın yine aynı uçağın 02/08/2007 tarihinde uçağın geri çekilme operasyonu sırasında sol—– hasarlanması ile uğradığı zarar ile ilgili olarak yapılan teknik incelemede motorun satışından önce —– yaptırılan —- incelemesinin yetersiz olduğ——ile yapılan incelemenin yabancı madde hasarının bulunduğunu gösterebileceği ancak hasarın tamamı hakkında yorum yapabilecek bir bilgi vermeyeceği, ekspertiz şirketinin ise ancak motoru bir çok parçası söküldükten sonra inceleme yapabildiği için yabancı madde hasarı nedeniyle oluşan zararın kesin tesbitinin yapılmasının olanaksız olduğu, ancak tahmini bir değerlendirme yapılabileceği, bu çerçevede böyle bir tamirin 100.000,00 USD’den fazla olamayacağı, —— hasarı ile ilgili olarak ise—— Şirketinin belirlemiş olduğu 113.902,67 USD tamir ücretinin uygun olduğu, bu miktarların poliçe muafiyet sınırının üstünde kaldığından davalı tarafından davacıya tazminat ödenmesinin uygun olacağı, diğer tazminat taleplerinin ise poliçe teminatı kapsamında yer almadığı, ancak tahmini olarak yapılan değerlendirme uygun bulunmadığı takdirde her iki kaza sonucu meydana gelen hasarın poliçe muafiyet tutarının altında olarak kabul edilmesi halinde tazminat ödemesinin söz konusu olmayacağı belirlenmiştir.Bu itibarla toplanan deliller, düzenlenen bilirkişi raporları, tarafların iddia ve savunmaları hep birlikte değerlendirildiğinde, davacının davalı —— ile düzenledikleri 10/05/2007-09/05/2008 tarihlerini kapsayan sigorta poliçesine dayanarak, işlettiği uçakta meydana gelen 11/12/2007 tarihinde yapılan teknik bakımında tespit edilen motorundaki yabancı madde hasarı nedeniyle uğramış olduğu zararı ve yine uçağın 02/08/2008 tarihinde uçağın geri çekilme operasyonu sırasında sol—– hasarlanması ile uğradığı zararı ve ayrıca —— işletme ruhsatını üç ay süre ile askıya almasına rağmen uçuş yapamayan uçaklar için fazladan ödenen primler nedeniyle uğradığı zararı ve munzam zararın tahsilini talep ettiği, incelenen ticari defter kayıtlarına göre davacının fazladan prim ödemesi yaptığının tespit edilemediği, munzam zarar talebini de kanıtlayamadığı, hasara uğrayan motorun satılması nedeniyle oluşan hasarın tam olarak belirlenemeyeceği dolayısıyla her iki hasar için ayrı ayrı muafiyet sınırının üzerinde hasar oluşup oluşmadığının tespit edilemeyeceği düzenlenen her iki bilirkişi raporuyla belirlenmiştir. Her iki bilirkişi raporu arasında farklılık arz eden hususların hukuki sorun olup bu konudaki değerlendirme yetkisi mahkememizde olmakla üçüncü bilirkişi kurulundan rapor alınmasına gerek duyulmamıştır.Davacı ile davalı ——- arasında düzenlenen Sulh ve İbraname Sözleşmeleriyle davacının oluşan rizikolar nedeniyle oluşan hasar bedelini tahsil edip, davalı şirketi tüm yükümlülüklerinden ibra ettiği, bunun dışında davacının herhangi bir tazminat talep edemeyeceği, davacının manevi tazminat talebinin koşullarının oluşmadığı, davalı —–pasif dava ehliyetinin bulunmadığı kanaatine varılmakla davalı ——- aleyhine açılan davanın pasif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine ve davalı ——- aleyhine açılan maddi ve manevi tazminat davasının reddine ilişkin mahkememizce verilen 13.05.2014 tarih ve—— Karar sayılı kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle—–.Hukuk Dairesinin 20.10.2015 tarih —— Esas ve ——- Karar numaralı bozma ilamıyla ”1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, davacı tarafça, üçüncü şahıs sorumluluk poliçesi kapsamında olup davalı tarafça sulh ve ibra sözleşmesi uyarınca kabul edilmesine rağmen ödenmeyen paranın da tahsili talep edilmiş ise de söz konusu sözleşmede kabul edilen miktarın, davacının sigorta sözleşmesinden kaynaklanan prim borcu takas edilerek davacıya ödenmiş bulunmasına, davacı tarafın prim borcunun bulunmadığını iddia ve ispat edememesine, bu durumda ibra sözleşmesine konu alacak açıklanan biçimde ödenmiş olduğundan yapılan ibranın geçerli ya da geçersiz olmasının sonuca etkili olmamasına göre davacı vekilinin davalı—— hakkında kurulan hükme yönelik tüm, diğer davalı hakkında kurulan hükme yönelik aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir 2-Dava ,havacılık sigorta sözleşmesine dayalı tazminat istemine ilişkin olup mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş ise de yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli bulunmamaktadır. Gerçekten de davacı tarafça uçağın motorunda meydana gelen ve sigorta teminatı altında bulunan hasar nedeniyle 600.000 USD zarar doğduğu, yine meydana gelen kaza sonucunda sigortalı uçağın ön iniş takımında oluşan hasarın da poliçe kapsamında kaldığı ve bu nedenle de poliçede belirtilen muafiyet miktarını aşan 107.304 USD ile 2.202 Euro’luk zararın bulunduğu ileri sürülmüş, mahkemece ise söz konusu hasarlar nedeniyle ayrı ayrı muafiyet sınırını aşan bir zararın oluşup oluşmadığının tespit edilemeyeceğinin dosyada mübrez iki bilirkişi heyet raporundan anlaşıldığı kabul edilerek bu yönlerden dava reddedilmiştir. Oysa, dosyada mübrez 25.11.2010 tarihli ilk bilirkişi raporunda, motor hasarı ile ilgili olarak motor satıldıktan sonra eksperce belirtilen 50.000-70.000 USD masraf tahmininin uygun görüldüğü,—–hasarı yönünden ise bu tür bakım ve onarım faaliyetlerini yürütmeye yetkili şirket tarafından verilen 113.902 USD’lik teklifin uygun olduğu açıklanmış, itiraz üzerine alınan 31.01.2013 tarihli bilirkişi raporunda ise hasara uğrayan motorun tekrar çalışır hale gelmesi için gerekli tamir masrafının 100.000 USD’den fazla olacağı, —– meydana gelen hasarın tamir bedelinin ise 113.902,67 USD olduğu bildirilmiştir. Bu durumda, sigortalı uçağın motorunda meydana gelen zarar miktarı ile ilgili dosyada mevcut bilirkişi raporları arasında çelişki doğduğu gibi uçağın ön iniş takımında meydana gelen zararın da poliçede öngörülen muafiyet sınırını aşmıştır. Bununla birlikte davacının —–meydana gelen hasar nedeniyle yaptığını ileri sürdüğü hangar kirası, karantina bedeli, nakliye ve gümrük bedeli gibi diğer masrafların da yapılıp yapılmadığı ve yapılmış ise poliçe kapsamında bulunup bulunmadığı da değerlendirilmemiştir. Ayrıca her ne kadar mahkemece, davalı sigorta şirketini ibra ettiği için davacının tazminat isteyemeyeceği belirtilmiş ise de söz konusu ibranameler yalnızca hasar nedeniyle gecikmeden kaynaklanan zararlara ilişkin olarak düzenlenmiş olup hasara ilişkin zararları kapsamadıklarından mahkemenin bu kabulü de yerinde değildir. O halde mahkemece, sigortalı uçağın motorunda meydana gelen zarar miktarı hususunda davacının itirazları da gözetilerek dosyada mevcut bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi ve yine uçağın —– oluşan hasar nedeniyle davacının sigorta teminatı kapsamında bulunan tüm zararının tespiti için yeni bir bilirkişi raporu alınmak suretiyle oluşacak sonuç çerçevesinde karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik incelemeye dayalı olarak hüküm tesisi doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.3-Öte yandan, davacı taraf sigorta teminatı kapsamında kalan zararının bir kısmının geç ödenmesi, bir kısmının ise hiç ödenmemesi nedeniyle temerrüt faizi ile karşılanmayacak munzam zararının oluştuğunu ileri sürmüş, mahkemece ise bu konuda herhangi bir inceleme içermeyen bilirkişi raporuna itibar olunarak munzam zararın kanıtlanamadığı gerekçesiyle bu talep de reddedilmiştir. Oysa somut uyuşmazlığa uygulanması gereken mülga 818 sayılı BK’nın 105. maddesi uyarınca alacaklının alacağını geç alması nedeniyle temerrüt faiziyle karşılanamayan zararını talep etmesi mümkündür. Munzam zarar sorumluluğu kusur sorumluluğuna dayanır. Aranan kusur, borçlunun temerrüde düşmekteki kusurudur, burada zararın doğmasına yol açan bir kusur ilişkisi aranmaz. Alacaklı, borçlunun temerrüde düşmekte kusurlu olduğunu ispatla yükümlü değildir, borçlu ancak temerrüde düşmekte kusursuzluğunu kanıtlama koşuluyla sorumluluktan kurtulabilir.—–05.07.2000 tarih ve —— sayılı kararı ve Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre, munzam zarar davalarında alacaklının ispat yükümlülüğü çok sıkı kurallara bağlanmamalı, genel ispat yöntemlerinde olduğu gibi her olayın kendi yapısı ve özelliği içerisinde değerlendirmeye tabi tutulmalıdır. Örneğin, yaşanan hayatın gerçekleri ve deneyimlerinin zorunlu kıldığı herkesçe bilinen normal durumlar ile fiili karineler, diğer bir anlatımla 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesinde anlamını bulan genel kuralın istisnaları şeklinde ispat yükümünü ortadan kaldıran olgular, ispat hukuku açısından alacaklı yararına değerlendirilmeli, bunların aksini iddia eden borçluya ispat yükünün düştüğü kabul edilmeli, en önemlisi hükmedilecek zarar miktarı ve kapsamının tespitinde mülga BK’nın 43/2. maddesi hükmünden yararlanılmalıdır. O halde mahkemece, yukarıda açıklanan esaslar doğrultusunda uzman bilirkişi incelemesi yaptırılarak, davacının munzam zarar talebinde haklı olup olmadığı tespit edilerek sonucuna göre hüküm kurulmak gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bu nedenle de bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle bozularak mahkememize gelmiş, yeni esas numarasını almış açık yargılamaya devam olunmuştur.Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda resen seçilen 3 kişilik bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verilmiş bu kapsamda;Sigorta Hukukçusu Bilirkişi —– Uçak Mühendisi —-ve Mali Müşavir ——28.09.2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; —–hasarının —– tescilli —— tipli uçağın 02.08.2007 tarihinde yerde çekme işlemi sırasında —– meydana gelen hasarın ekspertiz firmasınca 91.621,25 USD olduğu, bu tespitinde taraflarınca uygun bulunduğu, bu rakamın içine Yargıtay bozma ilamında araştırılması istenilen Hangar kirası, karantina bedeli, nakliye ve gümrük bedelininde dahil olduğunu, hasarlı burun iniş takımı yerine uçağa yerleştirilen burun iniş takımının toplam bedelinin 91.621,25 USD olduğu anlaşılmakla uygun bulunan bu hasar bedelinin 100.000,00 USD’lik poliçe maliyetinin altında olduğunu, yine —–tescilli ——tipli uçağın 11.12.2007 tarihinde uçuş öncesi kontrolde 1 numaralı motorun fan panellerinden birinde yabancı maddeye bağlı hasar tespit edildiği, hasar nedeniyle —– teknik tarafından —-ile incelemesi yapıldığı ancak herhangi bir zarar hesabı yapılmadığı, ———firması tamir için 600.000,00 USD maliyet bildirmiş ise de döküm vermediği, motorun bu firmaya satılması ve parçalanması üzerine sigortacı tarafından atanan eksperin görevlendirdiği firmanın kalan parçalar üzerinden inceleme yaptığını ve 50.000,00-70.000,00 USD civarına maliyet bildirdiğini, Aralık 2007 tarihinde meydana gelen hasar sonucu uçağın Mart 2008 tarihinde satıldığı ve Nisan 2008 tarihinde parçalanmış olduğu gerçeği karşısında sigorta ettirenin hasar tespiti konusundaki yasal yükümlülüğüne aykırı davrandığı ve bu hususta en azından ağır kusurlu olduğu kanaatine varıldığı, davacı taleplerinin sigortacının teminatında olup olmadığı meselesi açıklığa kavuşmadığı ve hükme bağlanmadığı gibi alacağa uygulanacak temerrüt faizi de belirli olmadığından zarar hesaplaması yapılamadığı, manevi zarar talebinin mahkemenin takdirinde olduğu ancak prensip olarak istenemeyeceğinin belirtildiği görülmüştür.
Davacı vekilinin itirazları doğrultusunda dosyanın biri uçak mühendisi, biri hava trafik kontrolörü, biri havacılık sigortası dalında uzman nitelikli hesaplamalar uzmanı, bir de mali müşavirden oluşan bilirkişi heyetine tevdi ile, bilirkişilerden—— Asliye Ticaret Mahkemesi dosyası ile birlikte değerlendirme yapılıp, o dosyada da istendiği anlaşılan hangar kirası vs. Hususlarda değerlendirilmek suretiyle rapor düzenlenmesi istenilmiş ve raporda diğer davalı —— ile ilgili değerlendirme yapılmasına gerek olmadığı bildirilmiştir.
Bilirkişiler Teknik Uzman Öğretim Görevlisi —— Makine Yüksek Mühendisi —- Sigorta Hukuk Uzmanı Av. Dr. —– ve Hukukçu Mali Müşavir-Bağımsız Denetçi —–29.07.2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Uçağın—– kazasına ilişkin —– hasarında Teknik yönden inceleme yapıldığında; Uçağın kaptanı —-sırasında ilk motora aşırı güç vererek diğer motoru çalıştırmış ve böylece——-sırasında uyulması gereken hız limitlerinin üzerine çıkarak kural ihlali yapmış olduğundan ağır kusurlu olduğunu, Kaza sırasında aşırı güç verilerek öne doğru atılan uçağın aşırı zorlamasıyla——uçağa bağlayan —– kırıldığını ve böylece emniyet mekanizması tam da gerektiği gibi görevini yaptığını, —–uçaktan ayrılmaması emniyet mekanizmasının doğru çalıştığının en önemli göstergesi olduğunu, çünkü eğer çarpma anında —–fırlayarak uçaktan ayrılmış olsaydı başka bir ekipmanın, insan veya uçağın diğer bir parçasına kontrolsüz bir şekilde çarpma, ona zarar verme, ölüm yaralanma gibi dramatik sonuçları olan çok daha vahim bir kaza yaşanabileceğini, uçaağa yer ekibi tarafından motor çalıştırılmak üzere verilen onayın kapsamı, çalışmaya başlayan motorların arkasındaki trafiğin kontrol edilerek müsaitliğinin kaptana rapor edilmesiyle sınırlı olduğunu, motorlara ne kadar gaz verileceği, gazın verilip verilmeyeceği gibi konular kaptanın sorumluluğu ve yetkisindedir, yer ekibinin izni ve bilgisine tabi olmadığını, Mali ve Hukuki yönden incelemenin davacı Şirketin teknik yönden kusuru, sigorta sözleşmesi kapsamında hasarın teminat kapsamı ve tutarı yönünden bir etkisi olmayacak olmasına, eğer bir tazminat ödemesi gündeme gelecek ise, sorumlu/luta rücu bakımından önemi haiz olabileceğini, ancak mali yönden yapılan tespitte; Davacı sigortalı Şirketin, ticari defterlerini sunmadığını, ilişkili yıllara ait yasal defterlerinin kayıp olduğunu beyan ettiğini, ancak bilgisayardaki muhasebe kayıtlarını onaysız A4 kağıdına dökerek onaysız defter olduğunu iddia ettiği vesikaları sunduğunu, bu vesikaların Mali Yönden hiç bir tevsik edici yanı olmadığı, ancak yine de mahkememize ışık tutması açısından sunulan faturaların bu vesikalardan icmalinin yapıldığını, buna göre 417.789,29 USD kayıtlı olan 144.475,33 USD kayıtlı olmayan faturaların tespit edildiğini, davacının olduğunu iddia ettiği kaydi zararının ticari defterleri Üzerinden tespiti hususunun izaha ve ispata muhtaç olduğunu, Davacının —— meydana gelen hasar nedeniyle hangar kirası, karantina bedeli, nakliye ve gümrük bedeli gibi diğer masrafların yapılmış olduğu, ancak bu masrafların, poliçe şartlarına göre davanın başlangıcında anılan toplam talep kapsamında ele alınmış olduğunun anlaşıldığını, ancak yasal olarak uygun bir şekilde tevsik edilemeyen beyan ve belgeler üzerinden bir değerlendirme yapılacak 562.264,62-USD’lık toplam hasarın bulunduğunu ve bu durumda ise, sigorta sözleşme kapsamında muafiyet üzerinde kalan bir hasar gündeme gelebileceğini, ayrıca, bu hasara ilişkin olarak Davacı Şirket tarafından, sorumlu olduğunu iddia edilen taraf aleyhinde—–Asliye Ticaret Mahkemesi’nin —– Esas no ile açılmış tazminat davası görülmekte olduğunu, davanın daha önce neticelenmesi ve ödenmesi durumunda, mükerrerlik teşkil etmemek, sebepsiz zenginleşmeye mahal vermemek üzere, işbu huzurdaki davadan önce açılmış —–Asliye Ticaret Mahkemesi’nin —– Esas No ile —— sayılı dosyanın sonucu ile yakından ilgili olduğu hususu,mahkememiz takdirlerine sunulmuştur. Sigortalı uçağın motor hasarı bakımından; İspat yükünün yer değiştirmesi yönünden Sayın Mahkemenin takdir ve karar yetkisi saklı kalmak üzere, Davalı sigorta şirketi tarafından teminat dışında kalan bir hal ispat edilemediğinden, hasarın ilgili Bütün riskler poliçesi/leri kapsamında olduğunu, Davacı şirketin talebinin yükümlülük ihlali nedeniyle sigorta haklarını kaybettiği gerekçesiyle reddedilemeyeceğini, sözleşmedeki yükümlülüklerinin ihlali nedeniyle, olay ve içinde bulunulan durumu dikkate alındığında, —– bir kusurun mevcudiyeti bulunduğunun tespiti ile, ödenecek tazminattan bu oranda bir kusuru indirimine gidilebileceğini, Motor hasarının tamir teklifi kapsamında 600.000-USD olduğunu, ancak kusur ve muafiyet tenzili ile yukarıda hesaplandığı üzere, Davacının talep edebileceği zararın 200.000.-USD olduğunu, Motorun satılması sebebiyle hasatın reddine ilişkin mailinin gönderildiği 28.03.2008 tarihinden itibaren Davalı Sigorta Şirketinin temerrüt faizi talep edebileceği; yabancı para birimlerine (USD/EURO) Kamu bankalarınca 1 yıllık vadede uygulanan en yüksek faiz oranında ve Türk Lirası alacak taleplerine Avans faizi uygulanması gerekeceğini, munzam zarar talebi bakımından davacının munzam zarar gerekçelerini ileri sürdüğü hususlarda zarar kalemlerinin olması muhtemel olarak görülmüş ise de, dosyadaki bilgi ve belgelerden, iddia edenin somut zarar kalem ve tutarlarını ortaya koyması gerektiğini, dosyada mevcut bilgi ve belgelerden, bu şekliyle hayat tecrübelerine ve olayların normal akışına göre zarar kalem ve tutarlarının belirlenmesinin mümkün olmadığını, bir munzam zarar tutarının tespit edilmesi halinde, hesap edilecek munzam zarardan, tarafların —– oranında birlikte sorumlu olmaları gerekeceğini, bu durumda, Davacı Şirketin, iddia ettiği munzam zarar kalemlerinin ve miktarlarını ve dayanaklarının nelerden ibaret olduğunu, daha somut bir şekilde ortaya koyması hususunda ilave beyan ve bilgi belge sunulmaya davet edilmesi; yapılacak somutlaştırma neticesinde gerekirse ek bilirkişi raporu alınarak sonuca gidilmesinin gerektiğini, Manevi tazminat talebi bakımından; Yargıtay kararlı ile kabul edildiği üzere, tüzel kişinin şeref ve haysiyeti yanında onun toplumsal itibarı, ticari itibarı da 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 24.maddesindeki korumadan yararlanacağı kabul edilmesinden hareketle, manevi tazminat talebinin şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve tutarın mahkememiz takdir ve kanaatinde olduğu bildirmişlerdir.
Taraf vekillerinin itirazları ve davacının munzam zararla ilgili olup da, gerçekliğine itiraz edilmeyen faturaların incelenmesi ile davacının hangar kirası, karantina bedeli, nakliye ve gümrük bedeli ve diğer munzam zararlarının hesaplanması için dosyanın bilirkişiler ——oluşan heyete ek rapor için tevdiine karar verilmiştir.
Bilirkişiler Teknik Uzman Öğretim Görevlisi —– Makine Yüksek Mühendisi —–, Sigorta Hukuk Uzmanı Av. Dr. —– ve Hukukçu Mali Müşavir-Bağımsız Denetçi—–17.06.2020 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; Davalı sigorta şirketi tarafından rizikonun ani ve beklenmedik bir olay olmadığı ve hasarın teminat dışında kalan bir durumdan kaynaklandığının ispat edilemediği davacı şirketin —-Aleyhinde—— Esas sayılı dosyası ile açılan tazminat davası kararına esas alınan bilirkişi raporunda—– hasarından kaynaklı zarar ve ziyan miktarının 562.266,48 USD olarak tespit edildiği, bu çerçevede davalı sigorta şirketi tarafından cevap dilekçesi ekinde sunulan nakden ve sigorta primine mahsuben takas edilen bedeller toplamının 570.510,31 USD olmakla davacı şirketin —– hasarından kaynaklı zarar ve ziyan için bakiye alacağının kalmadığı, motor hasarına ilişkin 600.000,00 USD’lik tamir teklifi üzerinden davacı sigortalının %50 kusuru göz önünde bulundurulduğunda 300.000,00 USD’lik hasar tutarının 100.000,00 USD’lik muafiyet düşüldükten sonra bakiye 200.000,00 USD’lik tutar üzerinden sigorta şirketi tarafından tazmin edilmesi gerektiği ve bundan zararın varlığının ispat edilemediğinin bildirildiği görülmüştür.Bilirkişilerden munzam zararın oluşup oluşmadığının taktiri mahkemeye ait olmak üzere davacının istemi doğrultusunda, davacı vekilinin 8.7.2020 tarihli ek rapora itiraz dilekçesinde belirtilen tarzda munzam zararının hesaplanmasının istenmesine, ayrıca, davacı vekilinin dilekçesindeki başka kalem alacak için yapılan ödemelerin —–tamir vs. Zararından düşmesine ilişkin itirazının değerlendirilmesine, Bilirkişi heyetinden taktiri mahkemeye ait olmak üzere ıslahla talep edilen alacağın zamanaşımının hangi tarihten başlayacağı konusunda görüşlerini bildirmelerinin istenmesine, Teknik bilirkişilerden hasarın eksper raporundaki gibi 50.000-70.000 ABD Doları değil de neden 600.000 ABD Doları tuttuğu hususunda davalı vekilinin itirazlarının değerlendirilmesinin istenmesine karar verilmiştir.Bilirkişiler Teknik Uzman Öğretim Görevlisi —–, Makine Yüksek Mühendisi —-, Sigorta Hukuk Uzmanı Av. Dr.—–ve Hukukçu Mali Müşavir-Bağımsız Denetçi —— 09.11.2020 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; Davacının, hurda fiyatına satmak zorunda olduğu uçak motoru için, sigorta şirketince kendisine zamanında para ödenmemesi neticesinde tamir yaptıramadığını, ve bunun sonucu motoru hurda fiyatına satması karşılığında oluşan munzam zararının takdiren 3.200.000 USD olarak hesaplandığını, uçak motorunun satış tarihi olan 13.03.2008 tarihi ile dava tarihi olan 13.03.2008 tarihleri arasındaki oluşan süre için davacının talep edebileceği faizin 69.650,41 USD olacağını, davacı yanın munzam zarar için talep ettiği diğer kalemler hakkındaki teknik görüşlerimizin raporun içinde yazılı olduğunu, ıslah ile yapılan ilave tutarlar noktasında, davalı şirketin zamanaşımı iddiası ve zamanında yapılmadığı konusunun değerlendirilmesi ile ilgili olarak, Mahkeme kararında ve Yargıtay bozma nedenlerinde zamanaşımı söz konusu edilmemiş olmakla artık zamanaşımı hususu değerlendirmesi gerekmediğini, zamanaşımına ilişkin nihai değerlendirmemiz Islah olunan alacak kalemleri için ayrı değerlendirildiğini, bu durumda; Davacının—–Hasar ve Sorumluluk Sigortası taleplerinin bir kısmının “Sulh ve İbraname Sözleşmesi” kapsamında ödendiği ve son ödemenin 08.06.2009 tarihinde yapıldığı dikkate alındığında 2 yıllık zamanaşımı süresinin 08.06.2011 tarihinde dolduğu ve ıslah tarihi (18.03.2010) ve miktarları itibarı ile zamanaşımına uğramadığını, Motor hasarına ilişkin zarar tutarının belirlenmesinin 25.04.2009’da yapıldığını, açılacak bir tazminat davasına dayanak oluşturacak yeterlilik ve nitelikte güvenilir bir bilgiye ulaşılamamış olmakla BK md. 60 hükmüne göre 10 yıllık azami süreye kadar dava açılabileceği gibi, mülga 6762 sayılı TTK’nun 1299,1292 ve 1268 inci maddeleri uyarınca sigorta alacakları 2 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu Motor hasarı yönünden de ıslah tarihi (18.03.2010) ve miktarları itibarı ile zamanaşımına uğramadığını, prim iadesine ilişkin zeyillerin tanzim tarihi 30.12.2008 ve 15.5.2009 olup bu zeyiller “BK m. 133/1 (TBK 154/1)’e göre borçlunun borcunu kabul ettiğini gösteren fiiller olarak kabul edilmesini, 6762 sayılı TTK md. 1268 “sigorta mukavelesinden doğan bütün mutalebeler, iki yılda müruruzamana uğrar” hükmü uygulandığında 18.03.2010 Islah Dilekçesi tarihi itibarı ile de zamanaşımına uğramadığını, Davacı, ıslah dilekçesinde Munzam Zarar ve Manevi Tazminatı taleplerini azaltmış olup Sayın Mahkemenizce Islaha konu taleplerin zamanaşımının değerlendirilmesi istendiğinden bu hususta bir değerlendirme ihtiyacı bulunmadığını, Teknik Bilirkişilerden hasarın eksper raporundaki gibi 50.000 – 70.000 ABD Doları değil de neden 600.000 ABD Doları tuttuğu hususunda davalı vekilinin itirazlarının değerlendirilmesi sonucunda; Dosyaya sunulan kanıtlara göre motorda hasara yol açan —–uçağın kalkışından önceki son kontroller sırasında fark edildiği, davalının iddia ettiği gibi zaman içinde normal yıpranma ile oluşan bir motor hasarı olmadığını, kaydedilmiş tek bir olaya bağlı olarak gerçekleşmiş bir —- hasarı olduğu kuşkuya yer bırakmayacak kadar aleni olduğunu, —— raporuna göre motorda birden fazla pervane hasar görmüş ve motorun önemli bir metal alaşımdan yapılan yan panelinde delik açıldığını, buna göre motorun hasarı “ağır hasar” olarak değerlendirilebileceğini, birden fazla pervanesi zarar görmüş, yan panelinde delik açılmış ağır hasarlı bir motorun tamiri için dosyaya sunulmuş olan 600.000,00 ABD Dolar tutarındaki faturanın telaffuz edilen üst limitleri zorlamayan kabul edilebilir teklif olduğunu, Munzam zarar talebi yönünden yapılan değerlendirmede; Davacı yanın dava dilekçesinin 2 sayfasının “motor hasarı ile ilgili olarak uğranılan zararlar” başlıklı bölümün 1.paragrafında “…hasarlı motor sökülerek yerine derhal kiralık motor takılmıştır” şeklindeki beyanı göz önüne alındığında; konu kazaya karışan uçağı sigorta eden şirketin para ödememesi sebebiyle uçağın uçuştan mahrum kalmadığı, bu nedenle bir munzam zarardan bahsedilemeyeceği sonucuna varıldığını, Zarar bedelleri sigorta şirketince ödenmediğinden ödemek için kredi kullanmak zorunda kalması nedeniyle kullandığı krediye mevcut piyasa koşullarında ödemek zorunda kaldığı ticari faizin hesaplanması için dosyada belgesel olarak “kullanıldığı iddia olunan kredinin salt bu iş için temin edildiğine ilişkin mali bir verinin” olmadığını, kredi kullanım tarihlerini gösterir banka dekontları), davacının bu yöndeki talebinin belgesel olarak izaha ve ispata muhtaç göründüğü, Davacının da gecikmede 50 kusuru kabul edilmiş olduğu hususunun dikkate alınması gerektiğini, davacının motorun tamirini yaptıramayıp hurda hali ile satılması neticesindeki munzam zararının 3.200.000 USD olabileceği kanaatine varıldığnı, Davacının 3.200.000 USD’nin, uçak motorunun satış tarihi olan 13.03.2008 tarihi ile dava tarihi olan 13.11.2009 tarihleri arasındaki oluşan süre için talep edebileceği faiz ise, 69.650,41 USD – Amerikan Doları olarak hesaplandığını, Kök ve Ek rapordaki itirazların tamamının değerlendirilmiş olduğunu, raporda belirtilen bilgileri mahkemeye sunulan dosyalar üzerinden, tarafsız olarak mahkememize bildirmişlerdir.Mahkemenin teknik bilirkişiden sorduğu ve uçak mühendisi bilirkişinin ölmesi nedeniyle cevaplandığı kabul edilemeyecek olan hasarın neden altı yüz bin ABD Doları tuttuğu hususunda uçak mühendisi bilirkişi tarafından açıklama yapılması gerektiğinden, iki uçak mühendisi bilirkişi eklenmesine, bilirkişilerden en az birinin akademik ünvanlı olması gerektiğine dikkat edilmesine karar verilmiş ve bu kapsamda atamalar yapılmıştır.
Bilirkişiler Sivil Havacılık Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi ——-, Uçak Mühendisi Doç. Dr. —– ve Uçak Mühendisi ——-21.10.2021 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle;Bilirkişi ——1988 yılında ki o zaman havacılık işletmeciliği alanında ilk ve tek olan ——- iki yıllık ön lisans programı olan Yer Hizmetleri’nden mezun olduğunu, hemen akabinde 1989 yılından 2016 yılında emekli olana kadar 27 yıl boyunca —– şirketlerinde —– Bilirkişi —– 1988 yılında ki o zaman havacılık işletmeciliği alanında ilk ve tek olan —— iki yıllık ön lisans programı olan Yer Hizmetleri’nden mezun olmuş, hemen akabinde 1989 yılından 2016 yılında emekli olana kadar 27 yıl boyunca —— şirketlerinde —-Memuru,—–, Eğitim Uzmanı, —– olarak havaalanlarında çalışmış, tüm bu yıllar süresince yoğunluklu olarak uçakların inip kalktığı —– Sahalarda görev yapmış, Bilirkişinin deneyimlerine ilişkin bilgiler, davalının ifade ettiği diğer bilgiler gibi ve onlarla aynı özgeçmişin içinde yer almaktadır, kamuoyuna açık bir web sitesinden erişilebilecek durumda olduğunu, —— görevlerinde motorun çalışma prensiplerini bilmeksizin uçağın performans hesaplamalarını yapabileceği kanaatine varmak, hayatın olağan akışına da uygun değildir. ——2016 yılında İnsan Kaynakları ve Eğitim Uzmanı pozisyonuyla 30 seneye yakın saha çalışmalarından sonra —— emekli olduktan sonra akademik kariyerini sürdürmeye karar vermiş, ilgi duyduğu sosyal bilimler alanında Sosyoloji, Psikoloji, İletişim Bilimleri konularında eğitimine devam etmiş, Ayrıca 1988 yılında aldığı ön lisans diplomasını 2021 yılında Havacılık Yönetimine tamamlayarak, bu konuda lisans diplomasına sahip olmuş, diğer yandan sosyal bilimler konusunda edindiği birikimlerle “Havacılık ve Uzay Psikolojisi” alanındaki çalışmalara yönelmiş ve 2017 yılında başladığı doktora programını 2021 yılında tamamlayarak, Disiplinler Arası İletişim Bilimleri alanında doktora unvanını almış, bu bilgiler Işığında, davalının teknik bilirkişi için iddia ettiği üzere “Hayatlarında uçak motorunu yakından görmemişlerdir, jet motorunun içinde neler olduğunu ve nasıl çalıştığını bilmemektedirler” ifadesi gerçeği yansıtmamış,——, transkriptinden de görüleceği üzere havacılık ön lisans eğitiminde aldığı —-dersini—- kökenli ve ders verdiği sırada Doç. Dr. Unvanına sahip olan ve yakın bir zaman önce rahmetli olan uçak mühendisi Prof. Dr. —— almış, Uçak Bilgisi dersi, uçağın sadece motoru hakkında değil, iniş takımları, gövde, kanat dahil tüm parçalarının yanı sıra uçağın —- bilgisi ve tüm işleyişi olmak üzere kapsamlı bir içeriğe sahiptir. Bu bilgilerin sadece uçak bakım teknisyeni/mühendislerin uhdesinde olduğunu düşünmek havacı olmayan kişilerde sıklıkla rastlanan bir kalıp yargı olduğunu ve doğru olmadığını, Davalı tarafından; —— ağır hasarlı bir motorun tamiri için dosyaya sunulmuş olan 600.000 ABD Doları tutarındaki bir faturanın telaffuz edilen üst limitleri zorlamayan kabul edilebilir bir teklif olduğu görülmüş ve kabul edilmiştir.” İfadesinde yer alan “limitler” sözcüğü ile bilirkişilerin neyi kastettiği anlaşılmadığı belirtilmiştir. Anılan ifadedeki “limitler” ifadesinin dayanağı; bilirkişi raporunda yer alan ve—–marka) motorunun satın alma maliyeti 3-4 milyon USD iken motorun revizyonu için gereken miktar 250.000- 1.0 milyon USD arasında değişen rakamlarda olduğnu” açıklamalarında ortaya konulmuş ve davalının iddia ettiği gibi “biz bu teklifi uygun bulduk” anlamında kullanılmamış, teklifin üretici firma tarafından bir magazin dergisinde yayınlanmış olan hasar onarım limitleri arasında kaldığı vurgulanmaya çalışıldığını, Referans olarak gösterilen —– firmasının “Sağladığınız bilgilere dayanarak doğru bir tahminde bulunmak biraz zor—— hakkında sağlamış olduğunuz bilgiler çok ayrıntılı ancak motorun geriye kalanının gerçek durumunu bilmiyoruz” ifadesinden sonra sunulan verilerden yola çıkarak hasarın 50.000 ABD Doları ila 70.000 ABD Doları aralığında verilmesini uygun bulan davalının, uçağın üretici firması tarafından magazin dergisinde de olsa uçak motoru hasarını tahmin etmeye katkıda bulunabilecek bir üst/alt limit değerini referans olarak görmemesi ve bunu eleştirmesi anlaşılamadığını, Davalı ——- hakkında genel bilgilendirme yapılan bir metni, “yazının bilimsel bir değeri olmadığını, kaynaklara atıf yapılmadığını.” şeklinde eleştirirken, motor hasarına yönelik atıfları “Sayın Bilirkişiler, dosyada bulunmayan belgelere atıfla görüş bildirdiğini, Böyle bir bilikişi görüşü kabul edilemez.” şeklinde değerlendirdiğini, bilirkişinin davada bulunmayan belgeleri bulmak, genel terminolojiye dair teknik açılımları ortaya koyarken bilimsel bir makalede olduğu gibi yaptığı her bir açıklamayı bir atıftan dayanak alarak göstermek gibi bir yükümlülükleri olmadığını, ancak kendilerine tevdi edilen hasar tespitine ilişkin buldukları kaynakları bir atıfla belirtmek zorunda olduklarını, Bilirkişileri “Uçak motoru onarımı ile ilgili bir yetkinlikleri ve tecrübeleri yoktur” şeklinde tanımlayan davalının tespiti doğrudur. Bununla birlikte davalının onarım maliyetinin tespit edilmesini beklediği motor, şu anda var değildir, motor satıldığını, davalı motorun hasarı konusunda dosyaya sunulan bilginin yetersizliğini vurgulayan —— firmasının yaptığı değerlendirmeyi referans olarak kullanmıştır. İdeal olan motorun gerçek hasarını tespit etmek için “bir fan palinin, alçak basınç kompresörünün, yüksek basınç kompresörünün, kompresör kanatçıklarının, değişken ve sabit açılı statörlerin, bypass kanalının ve bir jet motorunu oluşturan diğer ana parçaların” ne olduğundan anlayan “bir jet motorunu açıp, dağıtıp, onarıp tekrar monte etme işinin gereklilikleri, gereken nitelikli iş gücü, kullanılan teçhizat ve malzeme hakkında bilgisi ve yetkinliği olan” ve motoru gördüğünde hasarı tespit edebilecek donanımda, eğitimde ve tam yetkili bir bakım kuruluşunda çalışan bir mühendisin motoru incelemesi olması gerektiğini, gerçekte olan ise, hasarı tespit edilecek motor artık var olmadığından, bu davanın konusu olan motorun hasarına yönelik spesifik bir maliyetin tespit edilmesindeki imkansızlık, davalının da kabul ettiği gibi olası hasarın gerçek tespitini yapmak da mümkün olmadığını, bu nedenle bilirkişiler tarafından hazırlanan bir önceki raporda, davayı aydınlatmak üzere motor hasarının tespiti için benzerliklere başvurulmuş, —– ile ortaya konan motordaki hasarın derecesine göre üst/alt fiyat aralıkları tespit edilmeye çalışıldığını, Dava dosyasında sunulan—— raporu ——kaynaklı hasarlı parçaların tespitinde kullanılabilir nitelikte olduğunu, buna göre sadece hasarlı parçaların değişimi/tamirini içeren limitli bir iş paketi —— motor bakım endüstrisinde sık kullanılan bir yöntemdir) ile motor revizyonuna gönderilmesi durumunda, motor tümüyle revizyona girmeden ve motor parçaları sökülürken ilave bir hasara rastlanmadığı durumda—— firmalarının yapılmış olduğunu, 50.000-70.000 ABD Doları aralığındaki fiyat değerlendirmesi tutarlı sayılabilir nitelikte bir tahmin olduğunu bildirmişlerdir.
Bilirkişiler ——- tarafından düzenlenen 21.10.2021 tarihli raporda bilirkişilerin görüş birliğine vardıkları hususunun anlaşılamadığı, bilirkişi —— tarafından yazıldığı sanılan son bölümde ayrık görüş bildirdiği kanaatine varılmış ise de, bilirkişi raporunun HMK da yazılı şekilde usule uygun düzenlenmediği, bilirkişilerin hangi konularda uyuştuğu, hangi konularda uyuşmadığı hususunu belirtmedikleri, bu nedenle bilirkişi raporunun bu hali ile hükme esas alınmasının mümkün olmadığı anlaşıldığı, buna göre, raporun bu haliyle bile 7 ayda hazırlanabildiği görüldüğünden, bu kez heyete daha önce heyette görevli olan bilirkişiler—–eklenmek suretiyle yeni bilirkişi heyetinin bilirkişiler——oluşturulmasına, Davacının istemlerinin, arızalı motorun sökülmesi, muhafazası, depoya nakli, depo kirası, yurt dışına taşınma ücreti, yeni motorun kiralanması ve takılması bedeli, motorun tamir bedelinin aşaısına satılması sebepleriyle 300.000 USD’lik bölümünün yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, —— ödenen—– bedelinin,—–tamirat bedelinin, hangar kirası tutarının, —–karantina bedelinin,—— temin edilen—– takım masraflarının —– karantinada bulunacağı —— nakliye bedelinin,—–gümrük bedelinin, —– karantinada bulunduğu —- nakil bedelinin, tamir edilen —– takım bedelinin, tamir edilen —– hangar kirasının, —–gümrükten çekilme bedelinin davalının yükümlü olduğu 107.304 USD’lik ve 2.202 Euro’luk zararın yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline,— kazası sebebiyle uğranılan, üçüncü şahıslara mali mesuliyet kapsamında davalının sorumlu olduğu 26.875,12 USD ve 3.653,23 Euroluk alacağın yasal faiziyle birlikte tahsiline, Davalıya haksız olarak ödenen 101.190,66 USD prim alacağının yasal faiziyle birlikte tahsiline, Davacının zararlarının uzun süre ödenmemesi nedeniyle davacı şirkete fatura edilen ve davacının ödemek zorunda kaldığı bedellere ilişkin 5.000 ABD Dolarının tahsiline, Davacının, davalının ödemeleri zamanında yapmaması nedeniyle uğradığı ticari itibar nedeniyle 10.000 TL manevi zararın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ettiği, ancak, tarafların beyanlarına göre, Yargıtay bozma ilamı sonrası davacının özellikle temas ettiği hususların, motor tamir bedelinin 600.000 ABD Doları mı, yoksa 50.000-70.000 ABD Doları mı olduğu veya ne kadar olduğu, motor hasarının muafiyet bedelinin altında olup olmadığı, —— bedelinin, —– tamirat bedelinin, hangar kirası tutarının, —– karantina bedelinin, —— temin edilen—– takım masraflarının —– karantinada bulunacağı —– nakliye bedelinin, —–gümrük bedelinin, —-karantinada bulunduğu —–nakil bedelinin, tamir edilen —–takım bedelinin, tamir edilen —— hangar kirasının,—– gümrükten çekilme bedelinin davalının yükümlü olduğu 107.304 USD’lik ve 2.202 Euro’luk zararın yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili olduğu, davalı tarafın —- tamir bedelinin muafiyet sınırı içinde ise sigorta kapsamında olduğunu, diğer hangar kirası tutarının, —– karantina bedelinin, —– temin edilen—— takım masraflarının—– karantinada bulunacağı —– nakliye bedelinin,—— gümrük bedelinin,—–karantinada bulunduğu ——-nakil bedelinin, tamir edilen—–takım bedelinin, tamir edilen —– hangar kirasının,—– gümrükten çekilme bedeline ilişkin faturaların tamir bedeli olmadığını savunduğu, gerçek —–tamir bedelinin 100.000 Dolarlık muafiyet sınırının altında olduğunu savunduğu, Davacının zararlarının uzun süre ödenmemesi nedeniyle davacı şirkete fatura edilen ve davacının ödemek zorunda kaldığı bedellere ilişkin 5.000 ABD Dolarının tahsili hususlarında olduğu, Buna göre, dosyanın önce bilirkişi Dr. —– tevdii ile Bilirkişiler —— yukarıda belirtilen hususlarda istenen konuları yazılı veya sözlü olarak açıklaması ve mahkememizin anlayacağı dilden teknik zararların neler olduğu, miktarların neler olduğunun saptanması, sonra bilirkişiler —–ve ——tarafından munzam zarar hesabı ile ilgili hususların değerlendirilmesi ile uyulan Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda düzenlenecek raporun mahkememize sunulmasının istenmesine, dosya çok fazla süre geciktiğinden teknik bilirkişiler tarafından değerlendirmenin biran önce yapılması gerektiğinin ihtar edilerek ek rapor istenilmiştir.
Bilirkişiler Dr. Öğretim Üyesi Teknik Uzman—–Uçak Yüksek Mühendisi Doç. Dr.—- Sigorta Uzman Av. Dr. —– Bağımsız Denetçi Mali Müşavir —–, ve Uçak Mühendisi —— 14.09.2022 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; Motor hasarı yönünden,—–hasarın kapsamı dikkate alındığında, bakım endüstrisinde sık kullanılan “limitli bir iş paketi” —— yönetiminin kabul edilmesi ve buna göre, revizyon merkezin—– raporuna göre hasarlanan parçalarının onarımı için gereken maliyetlerle sınırlı olması gerektiğini, diğer bir deyişle, bu durumda, limitli iş paketi kapsamında, —— firmalarının yapmış olduğu 50.000-70.000 USD Doları aralığındaki fiyat değerlendirilmesinin uygun olduğu ve sigorta sözleşmesi kapsamında muafiyet altında kalması nedeniyle, Davalı Sigorta Şirketinin bir sorumluluğunun kalmadığını, —– hasarı yönünden, Davalı Sigorta Şirketinin yaptığı ödeme ile anılan zararı karşılamış olmakla, sigorta sözleşmesi kapsamında yükümlülüğünü yerine getirmiş olduğu ve bir sorumluluğunun kalmadığı sonucuna varıldığını, munzam zarar bakımından rapordaki kanaatin aynen geçerli olduğunu, davacı tarafından sunulan bilgi ve belgelerden, hayat tecrübelerine ve hayatın olağan akışına göre munzam zarar tespitinin mümkün bulunmadığını, örneğin, zarar bedelleri sigorta şirketince ödenmemesi kaynaklı ortaya çıkan finansman ihtiyacını karşılamak için kredi kullanmak zorunda kalması nedeniyle kullandığı krediye Mevcut piyasa koşullarında ödemek zorunda kaldığı ticari faizin hesaplanması için dosyada belgesel olarak “kullanıldığı iddia olunan kredinin salt bu iş için temin edildiğine ilişkin mali bir verinin” olmadığını, (kredi kullanım tarihlerini gösterir banka dekontları), davacının bu yöndeki talebinin belgesel olarak izaha ve ispata muhtaç göründüğünü, bu şekliyle bir munzam zarar bulunmadığını, Davacı Şirketin hurda fiyatına satmak zorunda kaldığı uçak motoru için, sigorta şirketince kendisine zamanında para ödenmemesi neticesinde – tamir yaptırmaması ve bunun sonucu hurda fiyatına satması karşılığında oluşan zararının 3.200.000 USD olduğunu iddia etse de, bahsi geçen uçak motorunun satılmadan önce hazırlanan——- raporunda açık bir şekilde zarar gördüğünü, anlaşılan yer alan hasarlı parçaları değişiminin/onarımımın maliyetinin 60 bin USD 170 bin USD aralığında tespit edilmesi karşısında motorun hurda fiyatına satışı sebebiyle zarar talebinde bulunulamayacağını, hasar ile hurda satışı arasında illiyet bağının dosya kapsamında ispata muhtaç kaldığını, manevi tazminat bakımından, kural olarak davacı tüzel kişi sigortalının da 4721 Türk Medeni Kanun md. 24 gereğince talepte bulunulabileceğini, bu konuda içerik ve tutar yönünden karar yetkisinin mahkememize ait olduğunu, raporda belirtilen bilgileri mahkemeye sunulan dosyalar üzerinden, tarafsız olarak ve bilirkişi raporundan beklenen titizlikte hazırlandığını bildirmişlerdir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE :
Dava, havacılık sigorta sözleşmesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
Yargıtay bozma ilamından sonra alınan bilirkişi raporlarıyla sigortalı uçağın motorunda meydana gelen zarar miktarı hususunda davacının itirazları da gözetilerek dosyada mevcut bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilmiş ve yine uçağın ——oluşan hasar nedeniyle davacının sigorta teminatı kapsamında bulunan tüm zararları tespit edilmiştir. 14/09/2022 tarihli bilirkişi ek raporu hükme esas alınmıştır. Buna göre taraflar arasındaki ihtilafın motor hasarı için olan kısmı yönünden yapılan değerlendirmede; motorun dışarıdan giren yabancı cisim ile hasarlandığının—— raporu ile tespit edildiğinden sabit olduğu, hasarın ağır hasar olarak nitelenemeyeceği, motor satılmış olduğundan satın alan firmaca gerçekleştirilen tespit sonucu tamir masrafının 50.000 – 70.000 USD aralığında olacağının değerlendirildiği ve bu rakamın uygun olduğu sonucuna varıldığı, sigorta sözleşmesi kapsamında 100.000 USD altındaki zararın muafiyet altında kaldığı anlaşıldığından davacı tarafın motor hasarından kaynaklı zarar talebinin reddine karar verilmiştir.
Taraflar arasındaki diğer ihtilafın uçağın ön iniş takımında meydana gelen zarar ve bu zarar nedeniyle doğduğu ileri sürülen hangar kirası, karantina bedeli, nakliye ve gümrük bedeli gibi diğer masraflarında yapılıp yapılmadığı ve yapılmış ise poliçe kapsamında bulunup bulunmadığı kısmı yönünden yapılan değerlendirmede; davacının ön iniş takımında meydana gelen zarar nedeniyle doğrudan ve dolaylı zararlarının toplam 562.264,62 USD olarak tespit edildiği, tespit edilen rakamın —— Esas sayılı dosyasıyla da uyarlı olduğu, davalı sigorta şirketi tarafından da gerek doğrudan ödeme gerekse prim takası suretiyle davacı tarafa 570.510,31 USD ödeme yapıldığı, dolayısıyla davacı tarafın uçağın ön iniş takımında meydana gelen zarar nedeniyle poliçeden kaynaklı bakiye alacağının kalmadığı anlaşıldığından davacı tarafın uçağın ön iniş takımında meydana gelen hasardan kaynaklı doğrudan ve dolaylı zarar talebinin reddine karar verilmiştir.
Taraflar arasındaki diğer ihtilafın ise davacı tarafın sigorta teminatı kapsamında kalan zararının bir kısmının geç ödenmesi, bir kısmının ise hiç ödenmemesi nedeniyle temerrüt faizi ile karşılanmayacak munzam zararının oluştuğunun ileri sürülerek tazmini talebi olduğu, talep değerlendirildiğinde; öncelikle yukarıdaki kabuller göz önünde bulundurulduğunda davacı tarafın poliçe kapsamında motor hasarından kaynaklı zarar alacağı yoktur, yine davacı tarafın dava tarihi itibariyle uçağın ön iniş takımında meydana gelen hasardan kaynaklı doğrudan ve dolaylı zarar alacağı yoktur. Davacı tarafın bu dönemde kullandığı kredilerin hasarlar için kullanıldığının bilinemeyeceği, hasarlanan motor yerine derhal yenisi takıldığından uçuştan mahrum kalmadığı ve cüzi miktar bedelle motor tamir edilebilecekken hurda olarak satılmasında davacı tarafın ihmali olduğu göz önünde bulundurulduğunda davacı tarafın munzam zarar talebinde haklı olmadığı anlaşıldığından davacı tarafın munzam zarar talebinin reddine karar verilmiştir.Davacı tarafın kişilik hakları zedelenmediğinden manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiş ve sonuç olarak davalı —– Şirketi yönünden davanın tümden reddine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
Mahkememizce ilk verilen kararda davalı—–Şirketi yönünden verilen red kararı Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiğinden bu konuda yeniden hüküm tesisine yer olmadığına karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı——Şirketi’ne yönelik maddi ve manevi tazminat davası daha önce kesinleştiğinden yeniden aynı konuda hüküm tesisine YER OLMADIĞINA,
2-Davalı —– Şirketi yönünden davanın REDDİNE,
3-Alınması gerekli 179,90 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 1.725,00-TL harç ve dava esnasında yatırılan 9.905,00 TL ıslah harcı toplamından mahsubu ile fazla alınan 11.450,1‬0 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından sarfedilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı—– Şirketi vekili lehine karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 105.921,63 TL vekalet ücretinin davacı taraftan tahsili ile davalı —— Şirketi’ne verilmesine,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı —— vekilinin yüzlerine karşı, 6100 sayılı HMK geçici 3/2. maddesi uyarınca Bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı HUMK’nun 26/9/2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 454 üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam edileceğinden HUMK 432/1. Maddesine göre kararın tebliğinden itibaren 15 günlük yasal sürede YARGITAY temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.