Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1373 E. 2018/82 K. 06.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL ANADOLU
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2016/1373
KARAR NO : 2018/82

DAVA : İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ : 02/12/2016
KARAR TARİHİ : 06/02/2018

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkil şirketin davalı şirketten, satın alınan elma püre konsantresi için 09.03.2016 tarihli faturaya istinaden 76.751.00 TL alacağın bulunduğunu, davalının bu borcunu, kararlaştırılan 30 günlük sürenin ödememesi üzerine davalıya 8,442.55 TL tutarında vade farkı faturası kesildiğini, davalının borcunu ödememesi üzerine aleyhine Anadolu—-icra müdürlüğünün — E sayılı dosya üzerinden takibe geçildiğini itiraz üzerine takibin durduğunu öne sürerek, itirazın iptaline ve % 20 inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; borcun doğumuna mesnet gösterilen faturafar, irsaliye ve teslim belgelerinin ve hesap mutabakatının müvekkiline tebliğ edilmediğini, tebliğ edilmiş olsa bile faturaların kabul anlamını taşımayacağını, içeriği olan mal/hizmetin de kanıtlanması gerekeceğini, davacının bunu kanıtlamadığını savunarak davanın reddini ve icra tazminatrna mahkumiyetini istemiştir.
Bilirkişi — 06/01/2018 tarihli raporunda; Davalının ticari defterlerine göre; Davalı şirket, davacıdan 178.308.01 TL tutarında 4 adet fatura aldığını, (davacı defterindeki fatura 178.308.04 TL olduğunu,) davalı şirketin, buna karşılık davacıya 93.115,00 TL ödeme yaptığını, (davacı defterindeki ödeme de 93.115.00 TL olduğunu,) buna göre davalının, davacı şirkete bakiye 85.193.01 TL borcunun bulunduğunu (davacı defterinde alacak 85.193.00 TL olduğunu,) O halde, taraf defter kayıtları arasında bir farklılık bulunmadığını, başka bir deyişle, davacının, davalıya gönderdiği faturaların tamamını (vade farkı faturası dahil) davalının defterine aynen kayıt ettiği ve bu faturalara göre defterinde, davacıya bakiye 85.193.00 TL borcu olduğunu kabul ettiğini, davalının ticari defterlerindeki bu kayıt, aleyhine delil teşkil ettiği, davacı tarafından gönderilen fatura ve içeriği malların alındığını teyit ettiği hususu, yüce mahkemece benimsendiği takdirde davacının, takip tarihi itibariyle davalıdan 85.193.00 TL alacağın olduğu sonuç ve kanaatine varmıştır.
Dava, genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.
Davacı alım satım sözleşmesi kapsamında davalıya teslim edilen mal karşılığında düzenlemiş olduğu, 76751,00 TL fatura alacağı ve vade farkından kaynaklanan 8442,55 TL olmak üzere toplam 85193,60 TL alacağının tahsili amacıyla davalı hakkında icra takibi başlatmıştır.
6100 sayılı HMK’nın 222. maddesinde ticari defterlerin delil olmasının koşulları düzenlenmiş olup, anılan madde hükmü gereğince; ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması ve bunun yanında diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Maddeden de anlaşılacağı üzere hükümde belirtilen tüm koşullar gerçekleşmedikçe ticari defterlerin sahibi yararına delil olma niteliği ve dolayısıyla hükme dayanak teşkil etme gücünü kazanması mümkün değildir. Taraflar ticari defterlerini, yasaya uygun tutmuş olsalar bile iki tarafın defterleri birbirine aykırı ise ticari defterler yine delil vasfı kazanmayacaktır. (Gençtürk Muharrem, Ticari Defterlerin Delil Niteliği, Sayfa 112, 1997 bası).
Her iki tarafın ticari defterlerinin incelenmesi sonucu hazırlanan bilirkişi raporuna göre davacının davalıdan 85193,00 TL alacaklı olduğu her iki tarafın da ticari defterlerinde kayıtlı olduğuna göre, davacının sözleşmesel ilişkiyi ve edimini ifa ettiği iddiasını ispatladığı anlaşılmıştır. Bu nedenle itirazın iptaline karar verilmiştir.
Her ne kadar davacı tarafından icra takibinde, takip tarihinden sonrası için tüm alacak için faiz talebinde bulunulmuş ise de, alacağın 8442,55 TL.lik kısmının vade farkından kaynaklandığı, vade farkı alacağının temerrüt faizi niteliğinde olduğu, vade farkına faiz işletilmesinin faize faiz uygulanması yasağına aykırı olduğu (Yarg. 11. H.D. 21/02/2012 T. 2010/9684 E. 2012/2404 K.) anlaşıldığından alacağın vade farkından kaynaklanan kısmına takipten itibaren faiz uygulanmamıştır.
Davacı taraf icra takibinde % 9 ve değişen oranlarda faiz talep etmiş olup takip tarihinde bu oran yasal adi faize karşılık geldiğinden, asıl alacak 76751,00 TL.sına takipten itibaren taleple bağlılık kuralı gereğince adi faiz uygulanmasına karar verilmiştir. Alacağın her iki tarafın defterlerinde kayıtlı olması nedeniyle likit nitelik arz ettiğinden davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile, —- İcra Müdürlüğünün —- esas sayılı takip dosyasında davalının İTİRAZININ İPTALİ ile, takibin 85.193,55 TL asıl alacak bakımından DEVAMINA,
-Asıl alacağın 76.751,00 TL’lik kısmı takip tarihiden itibaren yasal faiz uygulanmasına,
-Asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
2-Alınması gerekli 5819,57 TL den peşin olarak yatırılmış olan 1454,90 TL’nin mahsubu ile, bakiye 4364,67 TL nin davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, davacı tarafça sarf edilmiş 1454,90 TL nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Davacı tarafça sarf edilmiş 29,20 TL başvurma harcı, 4,30 TL vekalet pulu, 1100,00 TL bilirkişi ücreti, posta gideri 362,40 TL olmak üzere toplam 1495,90 TL’nin davalıdan alınarak DAVACI TARAFA VERİLMESİNE,
4-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettiğinden AAÜT uyarınca 9565,48 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACI TARAFA VERİLMESİNE,
Dair tebliğden itibaren 2 hafta içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin huzurunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 06/02/2018