Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1364 E. 2018/1301 K. 26.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi

ESAS NO : 2016/1364 Esas
KARAR NO : 2018/1301

DAVA : İflas (İflasın Ertelenmesi)
DAVA TARİHİ : 07/11/2012
KARAR TARİHİ : 26/12/2018

Mahkememizde görülmekte olan İflas (İflasın Ertelenmesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin tescilli sermayesinin 3.500.000,00 TL olduğunu, sermaye taahhütlerinden dolayı ortakların borçlarının bulunmadığını, sermayenin tamamının ——–e ait olduğunu, şirketin — hammadde ithalatı ve boya sektöründe faaliyet gösterdiğini, vermiş olduğu hizmetler ile Türkiye’nin en büyük kimyasal madde ithalatçılarından biri olduğunu, 2000 yılı devalüasyonunun ardından firmanın ciddi bir kur farkı zararına maruz kaldığını ve küçülmeye gittiğini, firmanın 2010 yılında ithalatına başlamış olduğu bakalit baskı tozunu kendi bünyesinde kullandığını, mutfak sektörüne adım attığını, 2011 ve 2012 senelerinin tesis makine ve ekipman yatırım yılları olduğunu, yatırım yapılmış olan tesislerde aylık 180 ton bakalit baskı tozu üretiminin yapılabildiğini, işletmede ortalama 60 personel çalıştığını, şirketin satış sorunu bulunmadığını, satışların artmış olduğunu ve işletmenin her geçen yıl pazar payının büyüdüğünü, işletmenin aktifinde kayıtlı 8 adet gayrimenkulünün bulunduğunu, aktifte kayıtlı patentlerin bulunduğunu, 30.09.2012 tarihi itibariyle TTK’nın 377. maddesi uyarınca şirket aktiflerinin satış fiyatı esasına göre değerlendirilmesi durumunda öz sermayesini yitirdiğinin ve borca batık durumda olduğunun tespit edildiğini, şirketin kaydi değerlere göre özvarlık tutarının 422.110,41 TL ve rayiç değerlere göre özvarlık tutarının – 819.694,87 TL olduğunu ileri sürerek, şirketin iflasının bir yıl süreyle ertelenmesini talep ve dava etmiştir.
MÜDAHİL İSTEMLERİ : Müdahiller vekilleri, iyileştirme projesinin inandırıcı olmadığını savunarak, şirketin iflasına karar verilmesini istemişlerdir.
DAVANIN AŞAMALARI:
İLK KARAR: Mahkememizce 24/10/2013 tarih, —-Esas, —– Karar sayılı ilamındaki “iddia, müdahil beyanları, bilirkişi ve kayyım raporları ve tüm dosya kapsamına göre; davacı şirketin rayiç bedellere göre borca batıklığının devam ettiği, sermaye artışına ilişkin tescil işlemlerinin yerine getirildiği, sermaye ödemelerinin yapıldığı, davacı şirketin ticari defterlerini incelemeye sunmadığı, davacı şirketin yevmiye defterini kayıp ettiğini beyan ettiği, ancak buna ilişkin zayi raporu ya da mahkeme kararı dosyaya sunmadığı, iyileştirme projesinde 1.500.000,00 TL net kârın öngörüldüğünü, şirketin geçmiş yıl kârlılık tutarları ve hali hazırdaki kârlılık tutarları gözönüne alındığında, iyileştirme projesinde ön görülen bu kârlılık oranının gerçekleşmesinin mümkün olmadığı, davacıya ait ticari defterlerin sunulmadığı, revize iyileştirme projesinde öngörülen kârlılık tutarlarının fazla iyimser ve gerçekleşmesi son derece güç olduğu, projekte edilen satış hedeflerinden ciddi sapma olduğu, şirketin satışlar yönünden kötüye gittiği, şirketin kira bedeli borcu gibi, toplam borçlar karşısında nispeten önemsiz sayılabilecek borçlarını dahi ödemeyemediği, tüm bu hususlar gözönüne alındığında iflas erteleme şartlarının oluşmadığı, şirketin borca batık olduğu” şeklindeki gerekçe ile iflas erteleme talebinin reddine, davacı şirketin İİK’nın 179/b-son maddesi gereği iflasına karar verilmiştir.
YARGITAY BOZMA İLAMI: Yüksek Yargıtay ——. Hukuk Dairesi’nin 16/06/2016 tarih, ——- esas, ——— karar sayılı ilamındaki “İİK’nın dava tarihinden önce 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6103 sayılı Kanun ile değişik 179/a-2. maddesi “Kayyımın atanmasına ilişkin karar, kayyımın mahkemece belirlenmiş görevleri ve temsil yetkisi ile bunların sınırları ve iflâsın ertelenmesine ilişkin talep 166. maddenin ikinci fıkrasındaki usul ile mahkeme tarafından ilân ve ticaret siciline tescil ettirilir.” hükmünü içermektedir. Mahkemece, 07.11.2012 tarihli ön inceleme tutanağının 11 no’lu bendi ile erteleme talebinin İİK’nın 166. maddesinde görülen usulle ilanına karar verildiği, 20.11.2012 tarihli ara kararla kayyım atanmasına karar verildiği halde, iflas erteleme talebi ile kayyım atanmasına ilişkin kararın ve kayyımın mahkemece belirlenmiş görevleri ve temsil yetkisi ile bunların sınırlarının trajı ellibinin (50.000) üzerinde olan ve yurt düzeyinde dağıtımı yapılan gazetelerden biri ile birlikte Ticaret Sicili Gazetesinde ve gerektiğinde iflas edenin muamele merkezinin bulunduğu yerdeki bir gazetede ilan edildiğine ilişkin gazete nüshalarına dosya arasında rastlanılmadığı gibi bu hususların Ticaret Siciline tesciline ilişkin herhangi bir belgeye de rastlanılmadığına ilişkin Dairemiz’in 12.03.2015 tarih ve ———- esas ve ——– karar sayılı geri çevirme kararı sonucu mahkemece 24.11.2015 tarihli tutanak ile az yukarıda belirtilen hususların dava dosyasında gerekli masrafın olmaması sonucu yaptırılamadığına ilişkin tutanak tutulduğu anlaşılmıştır.
Mahkemece iflasın ertelenmesi davasının kamu düzenini ilgilendirmesi karşısında HMK’nın 325. maddesi uyarınca iflas avansının temini cihetine gidilmeli ve gerekli ilanlar bu şekilde yapılmalıdır. İzah edilen sebeplerle, kararın bozulması gerekmiştir.” şeklindeki gerekçe ile Mahkememiz kararı bozulmuş, bozma ilamına uyularak bozma ilamı doğrultusunda yargılamaya devam olunmuştur.
DAVANIN VE ÇEKİŞMELİ KONULARIN TESPİTİ, DELİLLER, DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ NEDENLER VE SONUÇ:
1-Davanın ve çekişmeli konuların tespiti: Dava, İİK’nun 179, 179 a-b ve TTK’nin 376 ve 377’inci maddelerinde düzenlenen iflas erteleme istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, “davacı şirketin dava tarihinde borca batık durumda olup olmadığı, davacı şirketin iyileştirme projesi kapsamında mali durumunun düzelip düzelmeyeceği, şirketin aktifinin borçlarını karşılayacak duruma gelmesinin mümkün olup olmadığı” noktalarında toplanmaktadır.
2-Hukuki açıklama; İflasın ertelenmesi, borca batık durumda bulunan şirket tarafından sunulan somut öngörüler içeren, ciddi ve inandırıcı bir iyileştirme projesi çerçevesinde bu durumdan kurtulması kuvvetle muhtemel bulunan kooperatiflerle sermaye şirketleri için öngörülmüş bir hukuki korunma yolu olup, alacaklıların durumunu zorlaştırma ve bir şirket tasfiyesi yolu değildir.
İflasın ertelenmesi için; şirketin borca batık durumda olması, sunulacak ciddi ve inandırıcı bir iyileştirme projesi kapsımında şirketin mali durumunu düzeltebileceğine ilişkin somut veriler ileri sürmesi ve fevkalade mühletten yararlanmamış olması gerekir.
Borca batıklık; şirketin aktifinin şirketin borçlarını karşılayamaması hali olup, TTK’nin 376. maddesinde gösterilen şekilde varlıkların rayiç değerine ve İİK’nin 178(1). maddesinde belirtilen alacaklılar listesinde gösterilenler ile gerçek anlamda tespit edilebilecek diğer borçların tutarına göre belirlenmelidir. Borca batıklığın tespitinde aktiflerin satış değeri dikkate alınmalıdır.
İflasın ertelenmesi projesinin ciddi ve inandırıcı sayılabilmesi için proje unsurlarının şirketin borca batıklıktan kurtularak sürdürülebilir bir mali yapıya kavuşmasına imkan verecek nitelikte olması zorunludur.
İyileştirme projesi sadece şirketin mevcut işleyişinin devamı ve tedbir kararlarıyla borca batıklıktan kurtulabileceğine ilişkin olmamalı, TTK’nun 376(2) maddesindeki nakit sermaye konulması, dış kaynaktan nakit girişi, sermaye artışı, yeni ortak alınması, şirketin mevcut işleyişi sonucu şayet mümkün ise kar ve nakit akışı gibi nesnel ve gerçek kaynakları ve önlemleri içermeli, İİK’nun 179. maddesinde aranan ciddi ve inandırıcı özellikleri haiz olmalıdır.
Borca batıklığın ve iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olup olmadığının tespiti, özel ve teknik bilgiyi gerektirmekle bu konuda bilirkişi görüşüne başvurulması zorunlu olduğu gibi projenin ciddi ve inandırıcılığı öncelikle ve özellikle sermaye ve karlılığın ne şekilde arttırılacağı ve borca batıklıktan kurtulmanın ne şekilde sağlanacağı somut, belgelere dayalı ve gerçekçi bilgi ve öngörülerden yola çıkılarak tespit edilmelidir.
Erteleme isteyen davacı şirketin mali durumu yargılama sonuna kadar her aşamada mahkemece incelenmeli ve iyileştirme projesinin uygulanabilir olup olmadığı denetlenmelidir.
3-Deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hukuki nedenler ve sonuç:
Somut davada davacı şirket iflas erteleme talebi ile 07/11/2012 tarihinde başvurmuş, davacı şirket İİK’nin 179/b maddesinde belirtilen tedbirlerden 20/11/2012 tarihli karar ile yararlandırılmıştır.
Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda davacı tarafından yatırılması gereken iflas avansı mahkeme veznesine depo edilmiş, iflas erteleme davası açıldığına ilişkin ilanlar yaptırılmıştır.
Mahkememizce, davacı şirketin dava tarihinde borca batık durumda olup olmadığı, davacı şirketin iyileştirme projesi kapsamında mali durumunun düzelip düzelmeyeceği, şirketin aktifinin borçlarını karşılayacak duruma gelmesinin mümkün olup olmadığının tespiti için gerekli deliller toplanıp, alanında uzman bilirkişi heyetinden rapor ve ek raporlar alınarak uyuşmazlığın çözümü yoluna gidilmiştir.
Buna göre; Mahkememizce bilirkişiler Makine ———-, İnş. Yüksek Mühendisi —————– SMM ———–, Öğretim Üyesi—-oluşan bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 20/11/2012 tarihli bilirkişi raporu ile davacı şirketlerin tesis, makinalar, demirbaşlar, taşıtlar, haklar, özel maliyetler, stoklar, gayrimenkuller ve belgeler üzerinde inceleme yapılarak davacı şirketin dava tarihi itibariyle rayiç değerlerinin ve borca batık olup olmadığının tespit edildiği, bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen raporda, “Davacı şirketin geçmiş dönemlerdeki satışları, sermaye artışına ilişkin olağanüstü genel kurul girişimi ve alınması planlanan iyileştirme tedbirleri topluca değerlendirildiğinde, şirketin iyi niyetli ve ciddi bir yaklaşım içinde olduğunun söylebileceği, İyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olup olmadığı konusunda ise ancak şirket taşınmazları üzerindeki takyidatların ve bu gayrimenkullerin erteleme sürecine olabilecek katkısının açıklığa kavuşturulmasından, son dönemde meydana gelen öneml zarar miktarı hakkında açıklama yapılmasından, 500.000 TL tutarındaki sermaye artışına ilişkin tescil işlemlerinin tamamlanmasından sonra görüş beyan edilebileceği sonucuna varılmıştır…” yönünde görüş bildirilmiştir.
Bilirkişiler Makine Yüksek Mühendisi—————, İnş. Yüksek Mühendisi—– SMM ———————, Öğretim Üyesi —————- oluşan bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 04/07/2013 tarihli bilirkişi ek raporu ile davacı şirketlerin tesis, makinalar, demirbaşlar, taşıtlar, haklar, özel maliyetler, stoklar, gayrimenkuller ve belgeler üzerinde inceleme yapılarak davacı şirketin dava tarihi itibariyle rayiç değerlerinin ve borca batık olup olmadığının tespit edildiği, bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen raporda, “Davacı şirketin rayiç bedellere göre borca batıklığının devam etmekte olduğu görülmektedir. Sermaye artışına ilişkin tescil işlemleri yerine getirilmiş ve sermaye ödemeleri yapılmıştır. Gerçekleştirilmiş olan sermaye ödemelerinin 440.000 TL’lik kısmı, sunulmuş olan mali tablo tarihinden (31/03/2013) sonra gerçekl eştirilmiştir; dolayısıyla, bu ödemelerin mali tablolara yansıması, 31/03/2013 tarihinden sonra vuku bulacaktır. Sermaye ödemelerinin şirketin hangi borçlarının kapatılmasında kullanılacağına ilişkin değerlendirmenin, şirket kayyımları tarafından yapılması gerekmektedir. Satışlara ilişkin öngörülen, 6 aylık faaliyet dönemi itibariyle yerine getirilememiştir; ancak karlılık tutarları bakımından öngörülen rakamlara erişilmiş olduğu görülmektedir. Şirketin “satışlar” bakımından ciddi sorunu bulunduğu anlaşılmaktadır. Satışlar bakımından gözlemlenen gerilemenin nedenleri ve bu gerilemeyi gidermek için ne gibi tedbirlerin alınmılmasının düşünüldüğü hususunda herhangi bir açıklama yapılmamıştır. Davacı şirketin durumunu düzeltmek için ciddi bir çaba içinde olduğu açıktır; ancak, şirket nezdinde bir türlü düzeltilemeyen önemli bazı olumsuzluklar olduğu da aşikardır…” yönünde görüş bildirilmiştir.
Bu bilirkişi raporları dosya kapsamına uygun, gerekçeli, denetime elverişli ve yeterli bulunduğundan mahkememizce de hükme esas alınarak aynen benimsenmiş ve davacı şirketin dava tarihinde borca batık olduğu kanaatine varılmıştır.
Mahkememizce 20/11/2012 tarihli ara kararla davacı şirketin İİK’nin 179/b maddesindeki tedbirlerden yararlandırılmasına ve ————-denetim kayyımı olarak atanmalarına karar verilmiştir.
Davacı şirketle ilgili denetim kayyımları tarafından kayyım raporları düzenlenmiştir.
Kayyım heyeti tarafından düzenlenen bilâ tarihli 2. kayyım raporunda özetle, “Şirketin 30/09/2012 tarihinden 31/12/2012 tarihine kadar geçen 3 aylık süreçte, borçlarında 897.760,13 TL azalma olduğu görülmüş ise de, bu azalmanın yapılan faaliyetlerden değil, hazır değerlerin ve stoktaki malların kullanıp satılmasından ileri geldiği anlaşılmıştır. Şirket yetkililerinden alınan bilgilere göre çeşitli firmalardan sipariş alındığı, ancak bu siparişlerin karşılanabilmesi için kalıp yaptırılması gerektiği, kalıp çıkarılması hususunda çalışmalara başlandığı, üç ay kadar zaman alacağı, kalıp çıktığı zaman satışların artacağı ve karlı hedeflere ulaşılabileceği belirtilmiştir…” yönünde görüş bildirilmiştir.
Kayyım heyeti tarafından düzenlenen 16/11/2018 havale tarihli son kayyım raporunda özetle, “Şirketin 30.06.2018 döneminde herhangi bir faaliyetinin bulunmadığı, ciro sağlayamadığı, katlanılan maliyetler sebebi ile ilgili dönemde 86.563,71 TL tutarında zarar elde ettiği, Şirketin başvuru dönemine nazaran toplam borçlarında 6.724.792,57 TL, tutarında azalış yaşandığı, Şirket ortaklarınca sunulan revizc projede 150.000,00 TL sermaye artışı yapılacağı beyan olunmasına rağmen herhangi bir sermaye ödemesinin yapılmadığı, Şirket faaliyetlerinin sıınıılu revize proje hedeflerine uygun ilerlemediği, şirketin herhangi bir ticari faaliyetinin bulunmadığı, bu hali ile sunulu revize iyileştirme projesinin ciddiyetinden bahsedilemeyeceği…” yönünde görüş bildirilmiştir.
Bilirkişiler Makine Yüksek Mühendisi —————İnş. Yüksek Mühendisi——– SMM ———, Öğretim Üyesi —- oluşan bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 11/07/2013 tarihli bilirkişi ek raporunda; “Dosyaya sunulan 30.04.2018 tarihli bilanço üzerinden şirketin kaydi değerlere göre özvarlığı (artı) + 776.434,24 TL olarak görünmekte olup, yukarıda hesaplanmış olan rayiç değerler bilançoda yerine konulmak suretiyle çıkarılmış olan rayiç değerli özvarlık değeri ise (artı) + 734.126,73 TL olarak tespit edilmiş, böylece şirketin borca batıklıktan çıktığı görülmüştür. Nitekim rayiç değerli cari oranın da 1,59 olması bunun ispatı niteliğindedir.
Şirketin 4.000.000,00 TL olan sermayesinin tamamının ödenmiş olduğu sunulan bilanço, mizan ve ticari defter kayıtlarından tespit edilmiştir.
Sermaye Artışı Bakımından; davacı şirketin sermayesi 4.000.000,00 TL olup şirketin sermayesinin tamamının ödendiği, dosyaya sunulmuş olan revize iyileştirme projesinde şirketin sermayesinin 150.000,00 TL tutarında arttırılmasının öngörüldüğü anlaşılmaktadır. Ancak şirketin cari oranı (1,59) ve öz kaynakları (+776.434,24 TL) dikkate alındığında, sermaye artırımına ihtiyaç olmadığı, şirketin kendi kaynakları ile mevcut borçlarını ödeyebileceği görülmektedir.
Satış ve Karlılık Bakımından; şirketin revize iyileştirme projesinde öngörmüş olduğu satış ve karlılık hedeflerini 2017 ve 2018 senesinin 4 aylık dönem sonu itibariyle tutturamadığı ve revize projenin inandırıcılıktan uzak olduğu, gerçeği yansıtmadığı görülmüştür.
Mali Bakımından; 2017 senesinde şirketin aktif varlıklarının toplamı 7.944.146,45 TL olup bunun 1.393.650,05 TL’sinİn dönen varlıklardan, 6.550.496,40 TL’sinin ise duran varlıklardan oluştuğu görülmekte olup, süreç içerisinde şirketin Aktif varlıklarının toplamının 1.689.287,48 TL, Dönen Varlıklarının 1.477.109,97 TL, ——- Varlıklarının ise 212.177,51 TL olduğu,—- Varlıklarında yaklaşık olarak %96 oranında azalma meydana geldiği, şirketin bu süreç içerisinde 2.100.000,00 TL değerinde binasını, 2.010.760,17 TL değerinde Tesis-Makinasını ve 217.079,18 TL tutarındaki taşıtlarını ve sahip olduğu demirbaşlarının yaklaşık %85’ini borçlarını ödemek amacıyla sattığı görülmüştür. Aktif azalması ve borç ödeme sürecinin, şirketin -daha sonra boluzmuş olan- iflas sürecinde meydana geldiği bilgisi edinilmiştir. Davacı şirketin, iflas tarihinden önceki iflas erteleme sürecinde sermaye artışı yaparak ve iflas sürecinde de sahip olduğu 3.520.474,17 TL tutarındaki duran varlıklarının satılması suretiyle borçlarının kapatılmış olduğu görülmektedir. Bu durumun en önemli göstergeleri cari oranın 1,62 seviyelerine gelmesi, öz varlığın pozitife dönmesi ve + 734.126,73 TL tutarında olması, uzun vadeli borçlarının ödenmesi, kısa vadeli borçlarında ise %80 oranında azalma meydana gelmesi olup, kısa vadeli borçları arasında mali borçların ödenmiş olması da göz önüne alındığında şirketin faiz yükünden kurtulduğu ve borca batıklıktan çıkmış olduğu görülmektedir. İflasa ilişkin süreç, aktifteki menkul ve gayrimenkullerin satışı ve pasifteki borçların kapatılması şeklinde meydana gelmiştir. Şirket muhasebesinin 2.1.2018 tarihinde 2 ve 3 yevmiye nolu fişlerde “İflas Masasında Yapılan İşlemlerle İlgili” açıklamaları altında yapılan düzeltme kayıtları ile, bilanço en son haline getirilmiştir.
Cari Oran Analizi Bakımından; kaydi değerlere göre 2018 senesinin 4 aylık dönemi sonunda 1,62, rayiç değerlere göre ise 1,59 olduğu tespit edilmiştir. Şirketin dönen varlıkları ile kısa vadeli borçlarını ödeyebilme ve günlük faaliyetlerini yerine getirebilecek yeterli likiditeye sahip olduğu, net çalışma sermayesinin (+) pozitif ve 541.806,73 TL olduğu tespit edilmiştir.
Kaynaklar Bakımından; şirketin 2017 senesinde pasif kaynaklarının %61’inin Kısa Vadeli Yabancı Kaynaklardan, %33’ünün Uzun Vadeli Yabancı Kaynaklardan, %6’sının ise ———- oluştuğu, 2018 senesinin 4 aylık dönemi sonunda bu oranların sırası ile kısa vadeli yabancı kaynakların %54’ü olduğu, uzun vadeli borçlarının (sıfır) 0,—— kaynaklarının ise %46 olduğu görülmüştür. Şirketin yabancı kaynaklı borçlarının iflas sürecinde ödenmesi suretiyle ekonomik ve finansal yapısının dengeye gelmiş olduğu görülmüştür…” yönünde görüş bildirilmiştir.
Yukarıya alıntılanan 11.07.2018 tarihli bilirkişi raporuna göre, davacı şirketin ek rapor tarihindeki rayiç değerli özvarlık değeri +734.126,73 TL olarak tespit edilmiştir. Buna göre davacı şirketin borca batıklıktan çıktığı tespit edilmiştir.
Yine davacı şirketin 4.000.000,00 TL olan sermayesinin tamamının ödenmiş olduğu tespit edilmiştir.
Yine bilirkişi heyeti tarafından davacı şirketin cari oranı ve öz kaynakları dikkate alındığında sermaye artırımına ihtiyaç olmadığı, şirketin kendi kaynakları ile mevcut borçlarını ödeyebileceği yönünde görüş bildirilmiştir.
Ancak şirketin satış ve Karlılık Bakımından; şirketin revize iyileştirme projesinde öngörmüş olduğu satış ve karlılık hedeflerini 2017 ve 2018 senesinin 4 aylık dönem sonu itibariyle tutturamadığı ve revize projenin inandırıcılıktan uzak olduğu, gerçeği yansıtmadığı yönünde kanaat bildirilmiştir.
Mali Bakımından ise, davacı şirketin sahip olduğu taşıtlarını ve sahip olduğu demirbaşlarının yaklaşık %85’ini borçlarını ödemek amacıyla sattığı görülmüştür. Aktif azalması ve borç ödeme sürecinin, şirketin -daha sonra boluzmuş olan- iflas sürecinde meydana geldiği bilgisi edinilmiştir. Davacı şirketin, iflas tarihinden önceki iflas erteleme sürecinde sermaye artışı yaparak ve iflas sürecinde de sahip olduğu 3.520.474,17 TL tutarındaki duran varlıklarının satılması suretiyle borçlarının kapatılmış olduğu görülmektedir. Bu durumun en önemli göstergeleri cari oranın 1,62 seviyelerine gelmesi, ——varlığın pozitife dönmesi ve + 734.126,73 TL tutarında olması, uzun vadeli borçlarının ödenmesi, kısa vadeli borçlarında ise %80 oranında azalma meydana gelmesi olup, kısa vadeli borçları arasında mali borçların ödenmiş olması da göz önüne alındığında şirketin faiz yükünden kurtulduğu ve borca batıklıktan çıkmış olduğu görülmektedir. İflasa ilişkin süreç, aktifteki menkul ve gayrimenkullerin satışı ve pasifteki borçların kapatılması şeklinde meydana gelmiştir. Şirket muhasebesinin 2.1.2018 tarihinde 2 ve 3 yevmiye nolu fişlerde “İflas Masasında Yapılan İşlemlerle İlgili” açıklamaları altında yapılan düzeltme kayıtları ile, bilanço en son haline getirilmiştir.
Cari Oran Analizi Bakımından; kaydi değerlere göre 2018 senesinin 4 aylık dönemi sonunda 1,62, rayiç değerlere göre ise 1,59 olduğu tespit edilmiştir. Şirketin dönen varlıkları ile kısa vadeli borçlarını ödeyebilme ve günlük faaliyetlerini yerine getirebilecek yeterli likiditeye sahip olduğu, net çalışma sermayesinin (+) pozitif ve 541.806,73 TL olduğu tespit edilmiştir.
Kaynaklar Bakımından; şirketin 2017 senesinde pasif kaynaklarının %61’inin Kısa Vadeli Yabancı Kaynaklardan, %33’ünün Uzun Vadeli Yabancı Kaynaklardan, %6’sının ise Öz Kaynaklardan oluştuğu, 2018 senesinin 4 aylık dönemi sonunda bu oranların sırası ile kısa vadeli yabancı kaynakların %54’ü olduğu, uzun vadeli borçlarının (sıfır) 0, öz kaynaklarının ise %46 olduğu görülmüştür. Şirketin yabancı kaynaklı borçlarının iflas sürecinde ödenmesi suretiyle ekonomik ve finansal yapısının dengeye gelmiş olduğu görülmüştür.
Mali Bakımından ise, davacı şirketin sahip olduğu taşıtlarını ve sahip olduğu demirbaşlarının yaklaşık %85’ini borçlarını ödemek amacıyla sattığı, bu xekilde borçlarını kapattığı tespit edilmiştir. Davacı şirket bu şekilde hareket ederek faiz yükünden kurtulmuş ve borca batıklıktan çıkmıştır.
Cari Oran Analizi Bakımından; kaydi değerlere göre 2018 senesinin 4 aylık dönemi sonunda 1,62, rayiç değerlere göre ise 1,59 olduğu tespit edilmiştir. Şirketin dönen varlıkları ile kısa vadeli borçlarını ödeyebilme ve günlük faaliyetlerini yerine getirebilecek yeterli likiditeye sahip olduğu, net çalışma sermayesinin (+) pozitif ve 541.806,73 TL olduğu tespit edilmiştir.
Kaynaklar Bakımından; şirketin 2017 senesinde pasif kaynaklarının %61’inin Kısa Vadeli Yabancı Kaynaklardan, %33’ünün Uzun Vadeli Yabancı Kaynaklardan, %6’sının ise Öz Kaynaklardan oluştuğu, 2018 senesinin 4 aylık dönemi sonunda bu oranların sırası ile kısa vadeli yabancı kaynakların %54’ü olduğu, uzun vadeli borçlarının (sıfır) 0, öz kaynaklarının ise %46 olduğu görülmüştür. Şirketin yabancı kaynaklı borçlarının iflas sürecinde ödenmesi suretiyle ekonomik ve finansal yapısının dengeye gelmiş olduğu görülmüştür.
Bilindiği üzere kayyım raporlarındaki değerlendirmeler kaydi değerlere göre yapılır. Ancak davacı şirketin borca batık olup olmadığının tespitinde bunun önemi yoktur. Şirketin borca batık olup olmadığının rayiç değerlere göre hesaplanması gerekir. Buna göre 11.07.2018 tarihli makine yüksek mühendisi, inşaat mühendisi, mali müşavir ve icra iflas hukuku uzmanından oluşan bilirkişi heyetince düzenlenen ayrıntılı, denetime elverişli ek raporda davacı şirketin rayiç değerlere göre borca batıklıktan çıkmış olduğu, ekonomik ve finansal yapılsının dengeye geldiği tespit edilmiştir. Mahkeme heyetince de bu bilirkişi raporunun dosya kapsamına uygun olduğu ve davacı şirketin 11.07.2018 tarihi itibariyle borca batıklıktan çıkmış olduğu kanaatine varılmıştır.
Tüm bu nedenlerle, mahkememizce usul, yasa ve dosya kapsamına uygun görülen denetime elverişli nitelikteki bilirkişi kurulu rapor ve ek raporları olmak üzere tüm dosya kapsamına göre, davacı şirketin işbu iflas erteleme davasının koşulu olan borca batıklık koşulunu sağlamadığı anlaşılmakla, borca batık olmayan ve borca batıklıktan kurtulan davacı şirketin kanıtlanamayan ve de koşulları oluşmayan iflas erteleme davasının reddine, davacının iflas erteleme sürecinden önceki normal şirket durumuna getirilmesine ve bu dava ile ilgili tedbirlerin kaldırılmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı şirketin yargılama sırasında borca batıklıktan çıkması nedeniyle davanın REDDİNE,
2-Mahkememizce bu dava nedeniyle alınan tüm ihtiyati tedbirlerin kaldırılmasına,
3-Atanan kayyımların görevine son verilmesine,
4-Bozma öncesi iflas kararı verildiğinden, haberi olması bakımından karar kesinleştiğinde kararın bir suretinin iflas müdürlüğüne tebliğine,
5-Tarafların yaptığı yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına,
6-Harçlar yasasına göre alınması gerekli 35,90 TL harcın, dava açılırken davacı tarafından yatırılan 21,15 TL harçtan mahsubu ile bakiye 14,75 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
7-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
8-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ————– ile müdahil ——— vekili —– müdahil ——- —- müdahil ————— vekili Av. ——–, müdahil————vekili Av. ——– müdahil ——vekili Av. —————- ———– yüzlerine karşı, diğer müdahillerin yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 10 günlük yasal sürede Yargıtay’a temyiz kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.