Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1361 E. 2018/270 K. 27.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İstanbul Anadolu
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1361 Esas
KARAR NO : 2018/270

DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/12/2016
KARAR TARİHİ : 27/03/2018

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; kendisinin —- ile — arasında yaptıklarını mal satış sözleşmesinin teminatı olarak —‘a ait 18/11/2014 tarihli —- keşideli — seri nolu çeki bedellerinin teminatı olarak —‘a verdiğini, sonrasında —‘un —malları temin edememesi nedeniyle 03/11/2014 tarihli satış sözleşmesinin iptali ile yapmış oldukları satış sözleşmesinin iptal ettiklerini, bu iptale göre sözleşmenin teminat çekinin de tarafına iade edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrar etmiştir.
Davalı —-Bankası A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; mezkur davaya konu çek tahsilinde bedeli kredi borcuna mahsup edilmek üzere müvekkil banka’ya tevdii ve teslim ettiğini, çek, bedelinin ödenmemesi üzerine müvekkil banka tarafından takibe konu edilmiştir. davacı tarafından anadolu — icra hukuk mahkemesi’nin —e. sayılı dosyasından takibe itiraz edilmiş olup davanın reddine karar verildiğini, davacı —-tarafından keşide edilen 18.11.2014 tarih 42.500TL bedelli —- Bankası —Şubesi’ne ait — nolu çek, Müvekkil Banka’nın — şubesi kredi müşterisi—tarafından Müvekkilim Banka’ya ciro edilerek, tahsilinde bedeli kredi borcuna mahsup edilmek üzere tevdii ve teslim edildiğini, kambiyo vasfını haiz dava konusu çek kambiyo hükümleri doğrultusunda icra takibine konu edilmiştir. Çek bedelinin tahsili ve kredi borcuna mahsubu amacı ile borçlu aleyhine İstanbul Anadolu —. İcra Müdürlüğü’nün —E. sayılı dosyasından icra takibi yapıldığını, ödeme emrinin borçlu keşideci —’e tebliğinden sonra, yine davacı —- tarafından İstanbul Anadolu —- İcra Hukuk Mahkemesi’nin —E. sayılı dosyasından çekin teminat çeki olduğu iddiası ile ödeme emrinin iptali amacıyla dava ikame edilmiştir. 07.12.2016 tarihinde verilen kararda; “çekin teminat çeki olduğuna dair üzerinde bir ibare olmadığından, hamilin keşideci ile lehtar arasındaki iç ilişkiyi bildiği ispat edilemediğinden, bu nedenle hamile karşı teminat çeki olduğu iddiasının ileri sürülemeyeceğinden” bahisle davanın reddine karar verildiğini, davacı ilgili senedin teminat senedi olduğunu iddia etmekte olup söz konusu şahsi def’i t.t.k.’nun 818. maddesi uyarınca müvekkil banka’ya karşı ileri sürülemeyeceğini, müvekkili banka, elinde bulundurduğu takip konusu çekin meşru hamili olup yasadan doğan hakkını kullanarak davacı ve davalı borçlu aleyhinde icra takibi başlattığını, müvekkili banka meşru hamil ve iyiniyetli 3. Kişi olduğunu, çekin müvekkili banka’ya ciranta ile direkt bir ticari ilişkisi olmadığını, bu nedenle davacının iddiaları müvekkil bankaya karşı ileri sürülemeyeceğini, haksız açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve dosya içeresinde toplanan delillerin bir bütün olarak irdelenmesi sonucu;
Dava, teminat amacıyla verildiği iddia olunan çekin iadesi istemine ilişkindir.
Davacının, davaya konu 42.500 TL bedelli çeki teminat amacıyla —‘ a verdiğini, çek karşılığı malların teslim edilmemiş olması sebebiyle çekin iadesi gerektiğini iddia ettiği,
Davalı —‘ in, davaya konu çeki teminat amacıyla aldığını, karşılığı olan malları davacıya vermediğini ancak, çeki bankaya ciro etmek suretiyle kullandığını kabulle beyan ettiği,
Davacının, davayı, yargılama aşamasında dava konusu çeki devralan Ziraat Bankasına yönelttiği ve bu kapsamda talep gereği işlem yapıldığı,
Davalı bankanın, davaya konu çeki 3. kişi olarak teslim aldıklarını ve icraya koyduklarını, davanın reddine karar verilmesini talep ettiği,
Banka yazısı itibariyle dava konusu çekin 30.05.2014 tarihi itibariyle bankaya teslim edildiği,
İstanbul Anadolu— İcra Müdürlüğünün— Esas sayılı dosyasında, davalı bankanın, davacı ile diğer davalı hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlattığı, takibe konu senette keşidecinin davacı, lehdarın davalı asil olduğu ve ciro ile davalı bankaya devrettiği, karşılıksız işlemi yapıldığı, 18.11.2014 tarihli çekin 42.500 TL meblağlı olduğu görülmüştür.
TTK’ nın 818/1-e madde delaletiyle 687/1 maddesinde; şahsi defilerin 3. kişi konumundaki hamile karşı ileri sürülemeyeceği, yalnızca senedi iktisap ederken kötüniyetli olduğu iddiasının ileri sürülebileceği hüküm altına alınmış olmakla;
Somut olayda, davalı bankanın 3. kişi konumunda olduğu ve davaya konu çekin teminat amacıyla verildiği yönündeki şahsi definin bankaya yöneltilemeyeceği, bankanın kötüniyetli olduğu hususunda ispat yükünün davacıda olmasına rağmen bu hususun ispatlanamadığı anlaşılmakla açılan davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Açılan davanın ispatlanamamış olması sebebi ile REDDİNE,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Karar tarihinde alınması gerekli 35,90 TL harcın davacı tarafça yatırılan 725,80 TL harçtan mahsubu ile kalan 689,90 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana iadesine,
Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Davalı — Bankası kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 5.025,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı — Bankasına verilmesine,
Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde BAM nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/03/2018