Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1336 E. 2022/853 K. 17.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1336 Esas
KARAR NO : 2022/853

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:24/11/2016
KARAR TARİHİ:17/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 09.06.2015 tarihinde davalı sigorta şirketine Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta poliçesi ile sigortalı—– plakalı aracın davalı sürücü —-sevk ve idaresinde iken yaya olan davacı müvekkili —— çarpması neticesi müvekkilinin yaralandığını, birçok yerinde meydana gelen kırıklar ve arızalar sebebiyle 20 gün hastanede 6 ay süreyle de evde yatarak tedavi gördüğünü, müvekkiline bakacak kimse olmaması sebebi ile —-eşi olan diğer davacı —- işinden ayrılarak eşine bakmak zorunda kaldığını, davalı sigortaya başvuru neticesinde dava konusu trafik kazası sebebi ile—–plakalı aracın Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta poliçesi kapsamında hasar dosyasından 08.06.2016 tarihinde müvekkili —– 11.048,00 TL ödeme yapıldığını, ancak davalı sigorta kuruluşu tarafından yapılan ödemenin eksik olduğunu bu nedenlerle fazlaya ilişkin talep ve hakları saklı kalmak üzere bakım/bakıcı ve tedavi gideri sebebiyle 1.000,00 TL işgücü kaybı sebebiyle 1.000,00 TL olmak üzere toplam 2.000,00 TL maddi tazminat ile —– için 25.000-TL, —– için 15.000-TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddi gerektiğini, 08.06.2016 tarihinde 11.048,00 TL ödeme yapıldığını, kazançların yasal asgari üret seviyesinde tespit edilmesi gerektiğini, davalı sigorta kuruluşunun geçici işgöremezlik sebebiyle maddi zarardan sorumlu olmadığını, davacının tedavi giderlerine ilişkin maddi zararlarından —-sorumlu olduğunu, davacının zararlarının —– tarafından karşılanma ihtimaline binaen, davanın——ihbar edilmesini, davanın araç sürücüsü ve araç işletenine ihbar edilmesini, davalı sigorta kuruluşu tarafından ödeme yapılarak başkaca bir sorumluluğunun kalmadığını, özürlülük ölçütü yönetmeliğine göre rapor alınması gerektiğini savunularak davanın reddi beyan ve müdafa edilmiştir.
DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE;
Dava; hukuki niteliği itibariyle, 09/06/2015 tarihinde davalı—– işleteni olduğu davalı —– sevk ve idaresindeki ve davalıya —– sigortalı olan —— plakalı ticari taksinin davacı yaya—–çarpması neticesi meydana gelen kazada—– yaralanarak malul kaldığı iddiasıyla açılan maddi ve tüm davacılar yönünden manevi tazminat davasıdır.
Mahkememizce, davalı sigorta şirketinden hasar dosyası, —–Asliye Ceza Mahkemesi —– Esas sayılı ceza dava dosyası celp edilmiş, davacıların ve gerçek kişi davalıların ——araştırmaları yapılarak dosyaya kazandırılmış, davacıya ait tıbbi tedavi evrakları ilgili kurumlardan celp edilmiştir.Hasar dosyasının incelenmesinde; ——plakalı aracın 18.06.2014-2015 tarihleri arasında geçerli olduğu anlaşılan 290.000,00-TL teminat limiti ile zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi kapsamında davalı sigorta nezdinde sigortalı olduğu, dava konusu kaza sebebiyle davalı sigorta şirketi tarafından 08.06.2016 tarihinde davacı —–11.048,00-TL ödeme yapıldığı görülmüştür.
Katılanın —– olduğu,—– sanık sıfatıyla yargılamasının yapıldığı olaya ilişkin ceza yargılamasında alınan 09/11/2015 tarihli bilirkişi raporunda sürücü —- tali kusurlu, yaya —– asli kusurlu olduğu yönünde rapor sunulduğu, sonrasında —- Dairesinden alınan 06/06/2016 tarihli kusur raporunda da sürücü —– tali kusurlu, yaya —— asli kusurlu olduğu yönünde kanaat bildirildiği, Mahkemesince sanığın tali kusur durumuna göre taksirle bir kişinin yaralanmasına sebebiyet verme suçundan aleyhinde verilen adli para cezasına dair kararın 20/09/2016 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
Olaya ilişkin kusur durumunun değerlendirilmek üzere dosyanın —- bilirkişiye tevdiine karar verilmiş olup; bilirkişi 01/11/2017 tarihli raporunda özetle;”Yaya —– taşıt yolunun sağ tarafından gelen araçları kontrol etmesi gerektiği, sakınca yoksa taşıt yoluna girmesi, geçiş sırasında sola ve sağa bakılarak yürüyüşe devam etmesi, taşıt yoluna girmeden güvenle duramayacak kadar yaklaşmış taşıtlar varsa ilk geçiş hakkını onlara verip geçişlerini beklemek suretiyle yapması, trafiği tehlikeye düşürecek davranışlarda bulunmaması kurallarını ihlal ettiğinden kazanın meydana gelişinde 6/8 oranında %75 ASLİ KUSURLU olduğu, sürücü —- sevk ve idaresinde bulunan—–plakalı aracı ile seyir yönüne göre taşıt yolunun solundan sağına geçmek isteyen yayayı gördüğünde yayanın emniyeti için aracının ses kornasını çalarak uyarı ve ikazlarda bulunması gerektiği, aracının hazını azaltması gerektiği, sürücünün gereken dikkat ve özeni göstermemesi ile sonuçlanan trafik kazasının meydana gelmesine katkıda bulunduğu için kazanın meydana gelişinde, 2/8 oranında % 25 TALİ KUSURLU olduğu” yönünde görüş ve kanaat bildirmiştir. Raporun kaza ile uyumlu olduğu ve ceza dosyasında alınan kusur raporu ile çelişkili olmadığı anlaşıldığından mahkememizce hükme esas alınması uygun bulunmuştur.
Mahkememiz dosyası celp edilen bilgi ve belgeler ile birlikte davacının, 09.06.2015 kaza tarihi itibariyle geçerli Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre maluliyet durum oran ve tespiti hususlarında rapor tanzim edilmek üzere —– gönderilmiş ve tanzim edilen 13/12/2019 tarihli raporda; —— tüm vücut engellilik oranının %5 (yüzde beş) olduğu, iyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 3 (üç) aya kadar uzayabileceği mütalaa edilmiştir.Dosya tazminat ve tedavi-bakıcı giderleri hesabı için —-bilirkişi ve —–bilirkişiden oluşan heyete tevdi edilmiş, bilirkişi heyeti 30/09/2020 tarihli raporunda ”kaza tarihi itibariyle 48 yaşında ve ev hanımı olan davacı —– %75 oranında kusuru tenzili sonrası (3) Aylık Geçici İşgöremezlik Sebebiyle Nihai ve Gerçek Maddi Zararı – 740,11 TL, % 5 Oranındaki Sürekli İşgöremezlik Sebebiyle Nihai Ve Gerçek Maddi Zararı – 4.221,53-TL, (3) Aylık Geçici Bakıcı Gideri Sebebiyle Nihai ve Gerçek Maddi Zararı – 940,73 TL, —–Tarafından Karşılanmayan Tedavi Gideri Sebebiyle Nihai ve Gerçek Maddi Zararı – 500.00 TL olmak üzere toplam 6.402,37-TL olduğu, davalı—–tarafından davacı —– yapılan 11,048,00 TL tazminat ödemesinin aynen tenzili neticesinde davacı ——-cismani zararları sebebiyle bakiye maddi zararının kalmadığı ” beyan edilmiştir.Kaza tarihi 09/06/2015 olmakla esasen Özürlülük Ölçütü Yönetmeliğine göre maluliyet tespiti gerekiyorsa da, yargılama devam ederken —–sayılı kararı ile zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatların zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarına göre belirleneceğine dair düzenleme iptal edilmiştir. Kaza tarihi itibariyle Özürlülük Ölçütü Yönetmeliği esas alınmalı ise de, Anayasa Mahkemesinin iptal kararından oluşan belirsizlikte Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine göre rapor aldırılmasına karar verilmiştir.
—– İhtisas Kurulunun 22/04/2021 tarihli raporunda, Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre meslekte kazanma gücü kaybı belirlenemeyeceğini; Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre de %20,2 oranında kalıcı maluliyet, 3 ay iyileşme sürecinin olacağı, olay nedeniyle başka birinin geçici veya sürekli bakımına muhtaç durumda olmadığı belirtilmiştir.
Mahkememizce —–maluliyet raporlarına göre seçenekli rapor tanzimi dosya rapor sunan bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişiler 11/04/2022 tarihli ek raporda;—–yaşam tablosu baz alınarak, işleyecek devre bakımından %10 artış % 10 iskontolama yöntemine ile 01.01.2022 asgari ücret verilerine yapılan maddi zarar hesap ve tespitine göre; Ödeme Tarihindeki Verilere Göre 1.SEÇENEKTE %5 oranındaki sürekli işgöremezlik, (3) aylık geçici iş göremezlik ve bakıcı gideri sebebiyle maddi zararları ile —– tarafından karşılanmayan tedavi gideri sebebiyle maddi zararı toplamının 7.991,94 TL. olup, davalı sigorta kuruluşu tarafından davacıya 2016 yılında 11.048,00 TL. ödeme yapıldığı belirtilmiş olup, ödeme tarihindeki verilere göre davacının bakiye maddi zararının bulunmadığı, 2. SEÇENEKTE: %20,2 oranındaki sürekli işgöremezlik, (3) aylık geçici iş göremezlik ve bakıcı gideri sebebiyle maddi zararları ile —– tarafından karşılanmaya tedavi gideri sebebiyle maddi zararı toplamının 14.609,70 TL olduğu, davacıya yapılan 11.048,00-TL ödemenin davacının maddi zararını karşılamadığı, arada açık nispetsizlik bulunduğu tespit edildiği, en son yasal asgari ücret artışlarına göre değerlendirme yapıldığında —– (3) Aylık Geçici İşgöremezlik %20,2 Maluliyeti, (3) Aylık Geçici Bakıcı Gideri Sebebiyle Maddi Zararı,—— Tarafından Karşılanmayan Tedavi Giderleri Sebebiyle Maddi Zararları Toplamının – 58.026,61-TL olduğu” yönünde görüş bildirmiştir.
Rapor sonrası davacılar vekili 27/04/2022 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat miktarını 58.026,61-TL’ye yükseltmiştir.Yargılama sırasında davacılardan—– vefat etmesi üzerine diğer mirasçıları, davacı —– ile müşterek çocukları——- davaya dahil edilmiş, davacı—— tarafından davacılar küçükler adına da velayeten davaya devam edilmiştir.Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Davacının ıslahla talebini arttırdığı miktar kaza ve poliçe tarihinde yürürlükte bulunmayan Çalışma Gücü Kaybı—–Yönetmeliğine istinaden yapılmıştır. Ne var ki Anayasa Mahkemesinin iptal kararından sonra uygulamada farklıklar ortaya çıkmışsa da ,Yargıtay kapatılan—— içtihatları ile uygulanması gereken yönetmeliğin yine kaza tarihi dikkate alınarak tespit edilmesi gerektiği netleşmiş, eldeki davada da bu kapsamda bilirkişice Özürlülük Ölçütü—-.Yönetmeliğine göre yapılan hesaplamaya göre hüküm kurulması gerektiği anlaşılmıştır. Buna göre yapılan tazminat hesaplamasında bilirkişilerce kazada yaralanan —— ödeme tarihindeki verilere göre yapılan ödemenin yeterli olduğu tespit edildiğinden maddi tazminat istemi yönünden davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacıların manevi tazminat istemi yönünden; Türk Borçlar Kanunu’nun 56. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, ——hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.—– gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır.—–Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nasafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K’nun 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nasafete göre hükmedeceği öngörülmüştür. Dava konusu trafik kazası sonucunda %5 oranında sürekli maluliyeti oluşan davacı yaya —– %75 davalı sürücünün %25 oranında kusurunun bulunması, tarafların sosyal ekonomik durumları ve dava konusu kaza tarihi dikkate alınarak—– için takdiren 12.000-TL, yargılama sırasında vefat eden eş —– için 3.000,00-TL olmak üzere toplam 15.000,00-TL manevi tazminatın davalı gerçek kişilerden talep gibi kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş, neticeten manevi tazminat istemi yönünden davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Maddi tazminat davasının REDDİNE,
2-Davacıların manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile, Davacı —– yönünden 12.000,00-TL, diğer davacı müteveffa —– mirasçıları yönünden 3.000,00-TL olmak üzere toplam 15.000,00-TL manevi tazminatın davalılar——kaza tarihi olan 09/06/2015 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin istemlerin REDDİNE,
3-Harçlar Kanununa göre maddi tazminat talebi yönünden alınması gerekli 80,70-TL harçtan davacı tarafından yatırılan 143,46 TL peşin harç ile dava esnasında yatırılan 191,36-TL ıslah harcı toplamından ile mahsubu ile fazladan yatırılan 254,12-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
4-Harçlar Kanununa göre manevi tazminat talebi yönünden alınması gerekli 1.024,65‬-TL harcın, davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
5-Davacı tarafından tebligat, posta ve müzekkere gideri olarak sarf edilen 2.731,10-TL yargılama giderinin davanın kısmen kabul kısmen red oranına göre hesaplanan 975,39-TL’nin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE, bakiye kısmın davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
6-Maddi tazminat talebi yönünden—– tarifesine göre takdir olunan 9.284,26-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALILAR —— VERİLMESİNE,
7—– tarifesine göre kabul edilen manevi tazminat talebi yönünden davacılar kendini vekille temsil ettirdiğinden takdir oluna—-vekalet ücretinin davalılar ——- alınarak DAVACILARA VERİLMESİNE,
8—– göre reddedilen manevi tazminat talebi yönünden davalı—-kendini vekille temsil ettirdiğinden takdir olunan—- vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALI—— VERİLMESİNE,
9-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.