Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1276 E. 2023/633 K. 07.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2016/1276 Esas
KARAR NO:2023/633
DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:10/11/2016
KARAR TARİHİ:05/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkillerinin 13.11.2015 tarihinde;——– davalılardan—–adına kayıtlı olduğunu, davalılardan —–plakalı ticari taksiye müşteri olarak bindiğini ve saat 22:30 civarında davalı taksi sürücüsünün hatalı sevk ve idaresi sonucu trafik kazası meydana geldiğini, bu trafik kazası nedeniyle davacının ağır bir şekilde bedensel zarara uğradığını, Kaza sonrası olay yerine gelen ———-tutanağı düzenlenmiş, olayın oluş şekli tutanağa geçirildiğini, krokiler çizildiğini ve ardından kusurun kimde olduğuna ilişkin tutanak düzenlendiğini, Davalı-sürücü ——-; Karakolda “olay sebebiyle birşey hatırlamadığını” gerekçe göstererek ifade vermek istememiş ve savcılıkta ifade vereceğini beyan ettiğini, savcılıkta vermiş olduğu ifadesinde ise; yolda mazot olduğu için aracın kaydığını ve hızının 85 km civarında olduğunu beyan ettiğini, Davacıların 14.11.2015 tarihinde saat:05:15 te verdiği ifadesinde, davalı taksi şoförünün hızlı olduğunu ve bir anda kendini tır’ın altında bulduğunu beyan ettiğini, meydana gelen kaza sebebiyle ağır bedeni ve manevi zarar gören davacı- müvekkile —–; vücudundaki kırıklara, yüzündeki yarıklara rağmen kazadan yaklaşık 5 saat sonra ifade verdiğini, Davalı-sürücü———- hiçbir bedeni zarara uğramamasına rağmen olaydan sonra “olay sebebiyle birşey hatırlamadığını” gerekçe göstererek ifade vermeyeceğini, Savcılıkta ifade vereceğini beyan ettiğini, Davalı sürücünün olaydan sonra ifade vermemesi; şüphe uyandıran bir durum olduğunu, demek ki düşünmeye, olayı kurgulamaya, birilerine danışmaya ihtiyaç duyduğunu, çünkü davalı sürücünün,———-ifadesinde “yola mazot dökülmesi” sebebiyle kazanın olduğunu söylediğini, tabi kendisine sormak lazım; neden yağ, benzin veya başka bir sıvı değil de, mazot olduğunu, bu durumun davalı sürücünün yaşanacak kazalara karşı beyanlarını hazır tuttuğunun göstergesi olduğunu, oysa ki; gecenin 22:30’unda, karanlıkta, kendi beyanıyla 85 km hız ile giderken, yoldaki sıvıyı görüp, analiz etmek normal bir sürücünün yapabileceği birşey olmadığını, kaza tespit tutanağından anlaşılacağı üzere; tehlikeli bir virajın bulunduğu yerde; davalı- sürücü sevk ve idaresindeki ——plaka sayılı taksi ile, trafik kurallarını çiğneyecek şekilde hızlı giderek kazaya davetiye çıkardığını ve aracın hakimiyetini kaybederek karşi yola geçmiş ve karşıdan gelen —– plakalı araç ile çarpıştığını, Davalı/sürücü ——-; taksi sürücüsü olduğunu, yapmış olduğu iş gereği yolcu taşıdığını, diğer sürücülere göre daha yetenekli, daha dikkatli olması ve aynı zamanda trafik kurallarına da harfiyen uyması gerektiğini, ancak görüldüğü üzere; davalı taraf “yola mazot dökülmüştü” mazereti üretmekte ve hızının 85 km olduğunu hemen tespit ettiğini, trafiğin yoğun olduğu bir yolda, olay günü, sadece davalı sürücünün kaza yapmış olmasından da anlaşılacağı üzere, sebebinin yoldaki hata veya mazot gibi sıvılar olmadığını, davalı sürücünün ağır kusurlu hareketi olduğunu, davacı—– tarihinde gece saatlerinde —–tarihinde taburcu edildiğini, Davacı ——— tedavisinin halen sürmekte olduğunu, uzunca bir süre de devam edeceğini, hastane tarafından verilen ekte sunulan epiktriz ve ameliyat raporlarına bakıldığında, meydana gelen kaza sebebiyle davacının dişlerinin kırıldığını ve dişlerinin yeniden yapılması mecburiyeti doğduğunu, yüzünde çeşitli yerlerde derin kalıcı kesikler oluştuğunu, bu sebeple estetik ameliyat olma mecburiyeti doğduğunu, vücudundaki kırıklar sebebiyle 20.11.2015 tarihinde ameliyat edildiğini ve platin takıldığını, ilerleyen süreçte yeniden ameliyat olduğunu, anılan platinlerin çıkartılması gündeme geleceğini, sağ elinin 5. parmağında 2 cm doku kaybı meydana geldiğini, vücudunun çeşitli yerlerinde morluklar, ezilmeler, kırıklar, kesikler, doku kayıpları zararlar oluştuğunu, kaza sebebiyle oluşan ağır bedeni zararlar ve özellikle yüzünde oluşan kalıcı derin kesikler/ parçalanmalar nedeniyle, davacının psikolojisinin bozulduğunu, davacının işbu davaya konu trafik kazasından önce turizm sektöründe—– halkla ilişkiler biriminde çalıştığını, turizm ve otelcilik sektöründe çalışanların dış görünümlerinin son derece önemli olduğunu, davacı-müvekkilem, özellikle yüzündeki hasarlar davacının mesleği açısından önemli derecede malüliyete uğradığını, Davacı müvekkillerinin tarifi mümkün olmayan acı ve elem duyduklarını, bu sebeple davacı-müvekkileleri için manevi tazminat talep etmek hakkı doğduğunu, bilindiği üzere turizm ve otelcilik sektöründe çalışanların dış görünümlerinin son derece önemli olduğunu, davacı- müvekkilinin, özellikle yüzündeki hasarlar sebebiyle mesleğini devam ettirememe tehlikesi ile karşı karşıya olduğunu, diğer davacı-müvekkile ——— ise meydana gelen kaza sebebiyle ve kızının uğradığı ağır bedeni ve manevi zarar sebebiyle, psikolojik rahatsızlıklar geçirdiğini, kızının ölümden döndüğünü, vücudundaki kemiklerin kırıldığını, yüzünde kalıcı hasarlar oluştuğunu ve bunun yanında, iyi bir işi varken bu işini yapamayacak duruma gelmesi bir anne olarak davacı-müvekkileyi derinden etkilediğini, Müvekkile —— kalıcı hasarlar sebiyle: her iki, müvekkilemdeki bu elem Davacı-Müvekkilelerimin Ekonomik Durumları kazaya uğrayan davacı-müvekkilenin ———— biriminde çalışmakta olduğunu, aylık 2.000,00 TL net maaş aldığını, aynı zamanda ——- öğrenimine devam ettiğini, davacı-müvekkile —— ise diğer davacı kızının geçirmiş olduğu kaza sebebiyle işinden ayrıldığını ve kızına baktığını, bu sebeple işinden ayrılmış olması sebebiyle maddi zarara uğramış ve uğradığını, Davacı-müvekkili ——– tekstil sektöründe Makineci olarak çalışmaktaydı ve aylık net maaşı 2.000,00 TL olduğunu, Davalı ——-; aracın sürüçüsü olması ve kusuru sebebiyle kazaya /zarara neden olması dolayısıyla oluşan tüm maddi ve manevi zararlardan sorumlu olduğunu, Davalı —– aracın işleteni ve sahibi olması sebebiyle, oluşan tüm maddi ve manevi zararlardan sorumlu olduğunu, Davalı Sigorta firması; poliçe ile sınırlı kalmak üzere sorumluluğu bulunmadığını, işbu davaya konu trafik kazası ile ilgili olarak davalı/araç sürücüsü —– tanık olarak yargılandığı ve kendilerinin de davaya müdahil oldukları ceza davasının —–sayılı dosyası üzerinden devam ettiğini, meydana gelen kaza sebebiyle davacı-müvekkilelerinin ağır maddi ve manevi zarara uğradığını, müvekkile davacı —– bedeninde kalıcı hasarlar oluştuğunu, Davacı müvekkilelerinin halihazırda ve ileride önemli derecede ağır ameliyatlar geçirmesi gerekmekte ve önemli derecede maddi zarar/kayıplar oluştuğunu, bu gerçek karşısında davacı-müvekkilelerinin oluşan zararının artmaması ve en azından maddi zararlarının karşılanmasını teminat altına almak için davalı şahıslara ait olan öncelikle kazaya karışan——-plaka numaralı araç kaydına ve —— sisteminden tespit edilecek taşınmaz ve araçlarının kayıtlarına üçüncü kişilere devirlerini önlemek ve alacaklarının teminat altına alınması için İhtiyati Tedbir konulmasına karar verilmesini talep ettiklerini, Davalılar tarafından müvekkile davacının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi için taraflarına herhangi bir tazminat ödenmediği için, müvekkile davacıların düçar olduğu maddi ve manevi zararlarının tazmini için, Mahkemeye başvurma zorunluluğu doğduğunu, davalı şahıslar yönünden; dava neticesinde tespit edilecek / hüküm altına alınacak tazmin miktarının teminatı olması bakımından; davalı şahıslara ait olan öncelikle kazaya karışan ——- plaka numaralı araç kaydına ve —–sisteminden tespit edilecek taşınmaz ve araçlarının kayıtlarına üçüncü kişilere devirlerini önlemek ve alacağımızın teminat altına alınması için İhtiyati Tedbir konulmasına karar verilmesini, Maddi Tazminat olarak, Davacı-müvekkile —- için şimdilik 40.000,00TL’nın (kırk bin), Davacı-müvekkilem ——-çin şimdilik 5.000,00TL’nın (beş bin) kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tehsil edilerek tarafımıza verilmesine, (davalı sigorta firması için sorumlu olduğu limitle sınırlı kalmak kaydıyla ve ticari avans faizi ile birlikte) Manevi Tazminat olarak; Davacı-müvekkilem —– 100.000,00TL’nın (yüz bin), Davacı-müvekkilem —– için 50.000,00TL’nın (elli bin) olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ——- müştereken ve müteselsilen tehsil edilerek taraflarına verilmesine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalılardan (davalı sigorta şirketi için sorumlu olduğu limitle sınırlı kalmak kaydıyla) müştereken ve müteselsilen tehsil edilerek taraflarına ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
Davalı——————-vekilinin 22.12.2016 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Karayolları Trafik Kanunu madde 90 hükmünce; ————- tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir.” Karayolları Trafik Kanunu madde 97 hükmünce; “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.” Karayolları Trafik Kanunu madde 99 hükmünce; “Sigortacılar, hak sahibinin zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarıyla belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz işgünü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.” Davacıların maluliyet nedeni ile tazminat talep ettiklerini, davacılarda maluliyet oluşup oluşmadığı, oluştu ise oranı ve durumu belirlenmeden zarar tespit edilemeyeceğine göre ki mahkememiz nezdinde açılan davanın belirsiz alacak davası olmasının ve davacıların hasar dosyası kapsamında verdikleri cevabın ve dava dilekçesindeki beyanlarının (——yapılacak incelemelerle sürekli sakatlık hususunun saptanacağı——–) da gösterdiği üzere şirketlerine usule uygun yapılmış bir başvuru olmadığından davanın dava şartı eksikliği sebebiyle reddi gerektiğini, Dava konusu kazada ———-sigortalı olduğunu, bu poliçeden dolayı sorumluluğumuz, sigortalımızın kusuru oranında olmak üzere, bedeni zararlarda poliçede belirtilen azami oran ile sınırlıdır. Teminat limitini bildirmemiz davayı kabul anlamında olmadığını, Manevi tazminat talepleri poliçe teminatı dışında olduğunu, davacının müvekkil şirket bakımından manevi tazminat taleplerinin reddi gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemek şartıyla kaza sonucu zarar gördüğü iddia edilen kişinin davacı —— olduğunu, diğer davacı ——— müvekkil şirkete karşı dava açması hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, ——– sorumluluk sigortası olup, bu nedenle bu sigorta ile sigorta ettiren kişinin işleteni olduğu motorlu araçların üçüncü kişilere verdiklerin zararların karşılanması amaçlandığını, Sigortacı ise, ——— tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralamasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ‘na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitine kadar temin edeceğini, böyle bir halde zorunlu trafik sigortasında, sigortacının karşılamakla yükümlü olduğu zararlar, işletme halinde motorlu aracın neden olduğu kazalarda üçüncü kişilerin zararına neden olacak bir kazanın meydana gelmesi ve bu kazada araç işletenin sorumlu bulunması gerektiğini, dolayısıyla KTK 86. Madde gereğince araç işleteninin ve sürücünün kusursuz olduğu hallerde sigortacının da tazminat ödeme yükümlülüğü olmmayacağını,——– Sayılı kararının bu yönde olduğunu, sayılan bu sebeplerle ve kabul anlamına gelmemekle beraber kazaya sebep olan olayda öncelikle kusur durumunun tespiti gerektiğini, sgk tarafından rücuya tabi herhangi bir ödemenin ve yahut gelir bağlanıp bağlanmadığının sorulması gerektiği ’’ne ilişkin beyanlarının Davaya konu olayla ilgili —– tarafından herhangi bir ödemenin yapılıp yapılmadığının sorulması gerektiğini, muhtemel ——- sonucunda oluşabilecek mükerrer ödemenin ve sebepsiz zenginleşmenin önlenebilmesi için, trafik kazası sonucu vefat eden, yaralanan yada malul kalan sigortalının kendisine yada geride kalan hak sahiplerine —– tarafından iş kanunu uyarınca herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığına ve yahut gelir bağlanıp bağlanmadığına ilişkin bilgi ve belgelerin toplanması gerektiğini, davacıların sosyal ve ekonomik durumları ile hangi ——tabi olduklarının mahkememizce tespit edilmesi gerektiğini, bilindiği üzere eğer davacılar —— ölüm/cenaze masrafı, tedavi gideri ya da pesin sermaye degeri almıs ise, bu —— kendi özel kanunlarına göre müvekkil sirket —— rücu imkanı doğduğunu, —– davacıların dışında, ——- da aynı kazadan dolayı aynı rücu talepleriyle karşı karşıya kalmaması için bu konudaki araştırmaların re’sen yapılması gerektiğini, —– Ödenmiş veya Ödenen Rücuya Tabi Tazminat Miktarı Tespit Edilerek Müvekkil Şirket Tarafından Ödenecek Tazminattan Mahsup Edİlmesi gerektiğini, Davacı vekili müvekkillerinin daimi sakatlığının bulunduğunu iddiası ile de müvekkil şirketten sürekli iş göremezlik tazminatı ve meslekte kazanma gücü ve efor kaybı tazminatı talep ettiklerini, ancak özürlülük ölçütü, sınıflandırılması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporları hakkındaki yönetmeliğe göre, ———- kişinin tüm tedavileri tamamlandıktan sonra sakatlığın 12 ay boyunca stabil ve kalıcı olması gerektiğini, bu nedenle davacının kalıcı bir sakatlığının olup olmadığının tespit edilmesi gerektiğini, ayrıca sağlık kurulu raporları da yönetmeliğe uygun olarak düzenlendiğini, bu yönleriyle de davacı vekilinin beyanlarını kabul etmediklerini, davacı vekili, müvekkilinin esaslı oranda daimi maluliyetinin ve meslekte kazanma gücü ve efor kaybı oluştuğunu belirtmişse de davacının kaza sebebiyle duçar olduğu daimi sakatlık sonucu meydana gelen sürekli iş gücü kaybının —— doğrultusunda —— marifetiyle tespit edilmesi gerektiğini, ———-Kaza sonucunda yaralanan kişinin daimi iş göremezlik derecesinin ——–tarafından, Sağlık işlemleri Tüzüğü hükümlerine uygun olarak düzenlenecek raporu nazara alınarak aktüerya uzmanından ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, üniversite hastanesinin özürlü sağlık kurulundan alınan rapora itibar edilerek hüküm kurulması doğru görülmemiştir——–gereğince ödenecek tazminata temel teşkil edecek olan maluliyetin ve meslekte kazanma gücü kaybı oranının ve maluliyetin söz konusu kazadan kaynaklı olup olmadığının tespiti için —— rapor alınmasını, ayrıca, ———plakalı araçta yolcu konumunda olan davacının kendi can güvenliği nedeniyle gerekli güvenlik tedbirlerini alıp almadığı ve müterafik kusur durumunun tespiti bakımından yargıtay denetimine elverişli rapor alınmasını, Davacının Daimi Maluliyet Durumunun Tespiti Adına ——– gerektiğini, davaya Konu Maluliyet Tazminatının Uzman Bilirkişilerce Hesaplanması Gerekmektedir. Ayrıca şu hususu da önemle belirtmek isteriz ki; söz konusu tazminat hesaplaması yapılırken ——— uygulanacağını, bu Genelgeye uyulması sigorta şirketleri ve ————bakımından zorunlu olup, uyulmaması halinde 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 34. Maddesinin (j) bendine göre idari para cezası yaptırımı bulunmaktadır. Bu hükümden dolayı dosyada bilirkişi incelemesi yapılacak olduğu takdirde hesaplamada———- oranında teknik faiz uygulandığını, Müvekkil şirketin hiçbir mesuliyeti olmamakla birlikte, tazminat hesabı yapılması halinde davacının geliri somut belgelerle ispatlanmalıdır. Maddi tazminat tutarının hesaplanmasında asıl dikkat edilmesi ve esas alınması gereken husus, zarar gördüğünü iddia edenin fiilen çalışıp çalısmadığının tespiti ve bunun somut belgelerle ispatıdır. Bu nedenlerle sayın mahkemece huzurdaki dosya için uzman “aktüer” bilirkişilerce hesaplama yapılmasını; yapılacak hesaplamada, hesaba esas teşkil edecek bilgilerin ve davacının kazanç durumunu gösterir belgelerin tartışmasız şekilde ispat edilmesi zorunlu olduğundan söz konusu belgeler dosyanıza geldikten sonra dosyanın aktüer bilirkişisine verilmesini, Karayolları Trafik Kanunu’nun 99. Maddesi ve yerleşmiş Yargıtay Kararları gereğince, gerekli belgelerin eklenmesi sureti ile şirketimize müracaat tarihinden öncesinde şirketimizin temerrüdü söz konusu olmamaktadır. Sigortacı yönünden sigorta bedelini ödeme yükümlülüğü belgelerin ibrazından itibaren (8) iş günü içinde, böyle bir başvuru olmadığı taktirde dava tarihinde muaccel hale geldiğinden bu tarihler öncesinde müvekkil sigorta şirketi açışından faiz sorumluluğu da bulunmadığını, ———– maddesi uyarınca sigorta şirketinin temerrüt tarihi rizikonun, bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü sonrasıdır. Davacı tarafından dava tarihinden önce davalı sigorta şirketine ihbarda bulunularak temerrüde düşürüldüğü kanıtlanamadığına göre davalı fazlaya ilişkin hak saklı tutularak açılan davada dava konusunun tamamı yönünden dava tarihinde temerrüde düşer.’’ Kabul anlamına gelmemek şartıyla Müvekkil şirket aleyhine tazminata hükmedilmesi halinde davacının iddiasının aksine dava tarihinden başlamak üzere yasal faize hükmedilmesi gerektiğini, Öte yandan Trafik Sigortası Genel Şartları’nın B-2-b maddesindeki ”Sigortacı dava masrafları ile avukatlık ücretlerini ödemekle yükümlüdür. Şu kadarki, hükmolunan tazminat sigorta bedelini geçerse, sigortacı bu masrafları sigorta bedelinin tazminata oranı dâhilinde öder.” düzenlemesine istinaden müvekkil kurumun sorumluluğunun hem asıl alacak ve hem de avukatlık ücreti, yargılama giderleri ve harç açısından bu limitle oranlı olarak sınırlandırılması gerekmektedir.———- ilamı da bu doğrultuda olduğunu, poliçeye müstenit müşterek müteselsil sorumluluğumuz poliçe limitiyle sınırlı olup, keza masraf ve vekalet ücreti sorumlulugumuz da bu miktara isabet eden oranlarda olacaktır. Poliçe limiti maktuen ödenecek rakam olmadığını, zorunlu mali sorumluluk sigortası genel sartları B.4. Maddesinin a. Bendine göre sürücü veya işletenin ağır kusuru sonucu kazanın vuku bulması halinde sigortacının sigortalıya rücu hakkı mevcut olduğunu, Öncelikle davanın, zamanaşımı, husumet yönünden reddine, aksi taktirde HMK 114/2 ve HMK 115/2 maddeleri gereği dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine, Tüm delillerin toplanması takiben —– tarafından kusur tespitinin yapılamasından sonra müvekkil şirkete sigortalı aracın kusurlu bulunması durumunda; yine “Aktüer” sıfatına sahip bir bilirkişi kanalı ile “destekten yoksun kalma” tazminatının hesaplanmasına, Müvekkil şirkete sigortalı aracın kusurlu bulunması durumunda; sorumluluğunun yukarıda açıkladığımız çerçevede ve azami limit ile sınırlı olacağına, Müvekkili şirket temerrüde düşmediğinden dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesine, Müvekkil şirket dava açılmasına sebebiyet vermediği için yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine,karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı —– tarihli cevap dilekçesinde özetle; 13.11.2015 tarihinde trafik sicilinde davalı müvekkili adına kayıtlı, diğer davalı —- kullandığı—– plakalı ticari taksiye müşteri olarak bindiğini, davalı taksi sürücüsü —–hatalı sevk ve idaresi sonucu trafik kazası meydana geldiğini ve bunun neticesinde ağır bir şekilde bedensel zarara uğrayıp, bunun yanında psikolojisinin de bozulduğunu beyan ederek maddi ve manevi tazminat talep ettiğini, kaza sonrası olay yerine gelen Trafik Polis Ekiplerince 13.11.2015 tarihinde düzenlenen Kaza Tespit Tutanağında her ne kadar kusurun kimde olduğuna dair tutanak tutulmuş ise de “ yol üzerinde kayganlık oluşturan sıvı madde” tespiti yapılmış ve diğer davalı —— numaralı dosyasında verdiği ifadesinde; —— dökülen mazot nedeniyle kaygan olan zeminde zikzaklar yaparak aracın direksiyon hakimiyetini kaybederek karşı yönden gelen kamyona çarptığını” beyan edildiğini, Kaza tespit tutanağından da anlaşılacağı üzere; diğer davalı ——— Savcılık ta verdiği ifadesinde dava dilekçesinde belirtildiğinin aksine hiçbir karışıklık bulunmadığını, Zira diğer davalı araç sürücüsünün sıvı maddeyi, mazot olarak ifade etmesi olağan bir durum olduğunu, Sıvı madde ile ilgili başka bir tanımlama da yapılabilirdi. Burada hayatın olağan akışına aykırı herhangi bir durum söz konusu olmadığını, Zaten yolda sıvı madde nin varlığı da kaza tespit tutanağı ile açıklığa kavuşturulduğunu, Görüldüğü üzere araç sürücüsü zor durum ve koşullar altında dengesini kaybederek işbu kazaya sebebiyet vermiş olduğundan önlenemeyen hal kapsamında işbu kazanın vuku bulduğunu, Müvekkilin vuku bulan olayda hiçbir kusuru bulunmadığından davanın husumeten reddi gerekmektedir. Şöyle ki; Müvekkil aracın Trafik sicilinde bulunun kayıtlı maliki olup; araç ile ilgili tüm bakım ve onarım yükümlülüğünü yerine getirmiş ve dolayısıyla kazanın oluşumuna araçtaki bir bozukluk sebep olmamıştır. Yargıtay kararları gereğince de; Kazadan kısa bir süre önce aracın bakımını yaptırmış ve aracı trafiğe iyi bir şekilde çıkacak duruma getiren malike karşı tazminat davasının reddedilmesi gerektiğini, aynı zamanda müvekkilin istihdam edenin sorumluluğu kapsamında da bir kusuru bulunmamaktadır. Zira müvekkil sadece aracın kayıtlı maliki olup, işbu aracı işletmesi vs. kapsamında başkalarına kiraya vermiştir. İlgili —- kararlarında bu husus açıklığa kavuşturulduğunu, ———yol açan aracın kayıt sahibi ——, kazadan önce Noterden yapılan —– dava dışı ———— teslim etmiştir. Böylece kendisi belirtilen tarihte işleten olmaktan çıkmış bulunmaktadır. Bundan başka davacılar kayıt sahibi davalının teslime rağmen olay gününde araçla ekonomik bir ilişkinin varlığını diğer bir deyimle aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiğini ve araç üzerinde fiili tasarrufta bulunduğunu iddia ve ispat etmiş değillerdir. O halde davalı ——-zarardan sorumlu tutulması için yeterli dayanak olmadığını,———yönünde kanaat oluşturmuş olup; aracını kiralamış olan malikin işleten sıfatı olmadığından kaza nedeniyle oluşan zarardan sorumlu tutulmayacağı hususuna vurgu yapıldığını, Davacı vuku bulan olayda her ne kadar ehliyet kemerini taktığını beyan etse de; Kaza tespit tutanağında ve ———- dosyasından alınan bilirkişi raporunda davacının ehliyet kemerini takıp takmadığı noktasında herhangi bir değerlendirme yapılmamış olduğundan işbu hususun Sayın Mahkemece araştırılmasını isteme zarureti hasıl olduğunu, kaza sonrası olay mahaline gelen airbag tamircileri “ ehliyet kemerinin kola yapışık olduğunu, ehliyet kemerinin hiçbir şekilde yerinden çıkmadığını” beyan etmişlerdir.İşbu durum kapsamında davacının da kusurundan söz etmek gerekeceğini, Nitekim şu hususunda da cevaplandırılması gerekir” Ehliyet kemerini takan sürücünün hafif bir yaralama alıp, ehliyet kemerini taktığını iddia eden davacının ağır yaralanmaya maruz kalması nasıl bir durumdur” ——– sayılı dosyasından alınan bilirkişi raporu eksik inceleme neticesinde oluşturulduğundan işbu raporunda tarafımızca kabulü mümkün olmadığını, Zira ortada kesinleşen bir mahkeme kararından bahsedilemeyeceği gibi; Diğer davalı ——- vefatı sonucu düşmüş ve tam olarak yargılanması tamamlanmayan bir dosya mevcut olduğunu, Kara Yolları Tarik Kanunu’nun 98. Maddesi’nde ; Trafik kazası sonucu yaralanan kişinin sağlık kuruluşundaki tüm tedavi harcamalarından ——-sorumluluk alanına girdiği belirtilmiştir. Dolayısıyla davacı nın işbu davayı —- yöneltmesi gerekirdi. Eğer —— tarafından herhangi bir ödeme yapıldıysa bunun da sorulmasını, ——– ödeme yapması halinde işbu tedavi giderlerine yönelik talebinde reddini talep ettiklerini, Özürlülük ölçütü, sınıflandırılması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporları hakkındaki yönetmeliğe göre, kişinin tüm tedavileri tamamlandıktan sonra sakatlığın 12 ay boyunca stabil ve kalıcı olması gerektiğini, Bu nedenle davacının kalıcı bir sakatlığının olup olmadığının tespit edilmesi gerektiğini, Ayrıca sağlık kurulu raporları da yönetmeliğe uygun olarak düzenlenmelidir. Bu yönleriyle de davacı vekilinin beyanlarını kabul etmediklerini, davacı vekili müvekkilinin esaslı oranda daimi maluliyetinin ve meslekte kazanma gücü ve efor kaybı oluştuğunu belirtmişse de davacının kaza sebebiyle duçar olduğu daimi sakatlık sonucu meydana gelen sürekli iş gücü kaybının —– içtihatları doğrultusunda —– marifetiyle tespit edilmesi gerektiğini,—–Kaza sonucunda yaralanan kişinin daimi iş göremezlik derecesinin —- tarafından ,—— uygun olarak düzenlenecek raporu nazara alınarak aktüerya uzmanından ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, üniversite hastanesinin özürlü sağlık kurulundan alınan rapora itibar edilerek hüküm kurulması doğru görülmemiştir—– gereğince ödenecek tazminata temel teşkil edecek olan maluliyetin ve meslekte kazanma gücü kaybı oranının ve maluliyetin söz konusu kazadan kaynaklı olup olmadığının tespiti için ——- rapor alınmasını talep ettiklerini, Davacının daimi maluliyet durumunun tespiti adına da —- gerektiğini, Davaya konu maluliyet tazminatının Uzman Bilirkişilerce Hesaplanması gerektiğini, Davayı kabul anlamına gelmemek kaydı ile, davacı tarafından talep edilen manevi tazminat miktarı fahiş olduğundan işbu talebin Sayın Mahkemece sebepsiz zenginleşme kapsamında değerlendirilip reddi gerektiğini, Davacıların iddia ettikleri gibi aylık alıp almadıklarının tespiti için Mahkemece işyeri maaş bordrosunun da istenmesini, izah edilen ve resen nazara alınacak sebeplerle; öncelikle davanın husumeten reddini, müvekkil dava açılmasına sebebiyet vermediği için yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Tarafların sosyal ve ekonomik durum araştırmaları yaptırılmıştır.
Makine mühendisi bilirkişiden kusur raporu aldırılmıştır. Alınan 22.05.2017 tarihli bilirkişi raporuna göre; 13.11.2015 tarihinde meydana gelen olayda davalı sürücü —- %90 oranında kusurlu olduğu, dava dışı sürücü —- kusursuz olduğu, davacı yolcu —– kusursuz olduğu, yol üzerinde bulunduğu belirtilen sıvı maddenin sonuç üzerine %10 oranında etken olduğu ve otomobilde bulunan davacı yolcunun emniyet kemeri takıp takmamasının sonuç üzerine etken olmadığı bildirildiği görülmüştür.
—- davacı ——- maluliyet raporu aldırılmış, alınan 22.04.2018 tarihli rapora göre; davacının engellilik oranının %36 olduğunun bildirildiği görülmüştür.
Davacının maluliyet nedeniyle bakıcıya muhtaç olup olmadığı yönünde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, alınan 11.02.2019 tarihli bilirkişi raporuna göre; davacı ——- vücut genel çalışma gücünden %51,5 nispetinde kaybetmiş olduğu, başka birinin sürekli bakımına muhtaç olmadığı, 12 ay süre ile geçici iş göremezlik halinin bulunduğu, bu süre zarfında bakıcı bakımına ihtiyacı olabileceği yine bu süre içinde %100 malul sayılması gerekebileceği bildirilmiştir.
Dosya hesap yapılmak üzere aktüerya ve tıp doktorundan oluşan heyete tevdi edilmiş, alınan 25.09.2019 tarihli bilirkişi raporuna göre; davacı ——meslekte kazanma gücü/efor kaybına ait toplam maddi zararını 561.843,00 TL olduğu davalılardan —- iş bu zararın tamamından, davalı——- ise poliçe limiti dahilinde kalan 290.000,00 TL’lik kısmından müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu bildirilmiştir.
Taraf vekillerinin bilir kişi raporuna itirazlarının incelenerek (özellikle ———— yapılan ödemenin geçici işgöremezlik tazminatından mahsup edilmemesi yönündeki ve tazminat hesaplama yönetmine yönelik itirazların değerlendirilmesine yönündeki itirazların)bilirkişilerden itirazlar doğrultsunda ek rapor tanzim etmesinin istenilmesine, bilirkişiler için ek ücretin rapor tanzimi sonrası değerlendirilmesine karar verilmiştir.
Dosya ek rapor alınmak üzere aktüerya ve tıp doktorundan oluşan heyete tevdi edilmiş, alınan 18.11.2019 tarihli bilirkişi ek raporuna göre; Kök raporda yapılan hesaplama ve belirlemelerde bir değişiklik olmayacağının bildirildiği görülmüştür.
Davacı vekilinin 17.02.2020 tarihli talep artırım dilekçesi sunduğu; Davacı ——- (beş yüz altmış bir bin sekiz yüz kırk üç) kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar —– (davalı —– 290.000,00 TL -iki yüz doksan bin- ile sınırlı olmak kaydıyla ve ticari avans faizi ile birlikte) müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek tarafımıza verilmesini, Davacı-müvekkilem—— (beş bin) kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı —– tehsil edilerek tarafımıza verilmesini, Manevi Tazminat olarak; Davacı —- için; 100.000,00TL’nın (yüz bin), Davacı —- için; 50.000,00 TL’nin (elli bin) olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı —– müştereken tahsil edilerek tarafımıza verilmesini,) Kazaya karışan ve davalı ———-plaka sayılı araç kaydındaki ihtiyati tedbirin işbu davada verilecek olan karar kesinleşinceye kadar devamını, Yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalılardan (davalı sigorta şirketi için sorumlu olduğu limitle sınırlı kalmak kaydıyla) müştereken ve müteselsilen tehsil edilerek taraflarına ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
——- sayılı iptal kararı sonrasında —- göre hesaplama yapılamayacağı anlaşıldığından —– tablosuna göre yeniden hesaplama yapılması için ve ayrıca davalı ———– vekilinin davacının geliriyle ilgili itirazlarının değerlendirilmesi ve aylık 2.000 TL üzerinden ayrıca hesaplaması için dosyanın —— gönderilmesine ve Bilirkişiden hesaplamayı hem %90 kusur oranına göre, hem de %100 kusur oranına göre yapmasının istenmesine karar verilmiştir.
Aküerya Bilirkişi —— tarafından sunulan 15.01.2021 tarihli ek raporda; terditli olarak hesaplama yapılmış; ——- verilerine göre belirlenen gelir üzerinden yapılan hesaplama sonucu meslekte kazanma gücü/efor kaybına ait toplam maddi zararın %90 kusur oranına göre 872.693,97 TL, %100 kusur oranına göre 969.659,97 TL olduğu, aylık 2.000,00 TL gelir üzerinden yapılan hesaplama sonucu meslekte kazanma gücü/efor kaybına ait toplam maddi zararın %90 kusur oranına göre 752.117,23 TL, %100 kusur oranına göre 835.685,80 TL olduğu, 12 aya kadar bakıcı zararının ise %90 kusur oranına göre 17.260,97 TL %100 kusur oranına göre 19.178,85 TL olduğu bildirilmiştir.
Yargılama sırasında davacı tarafın 6704 sayılı Kanunun 5. maddesiyle değişik 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. Maddesi uyarınca davalı sigorta şirketine başvuruda bulunması sağlanmıştır.
Davalı ——- vekilinin itirazı üzerine —- tarihi raporunun —– nolu bendinde davacının tedavi sonrası 6 ay sonra tekrar değerlendirilmesi gerektiği yazılı olduğundan, davacının —— —-sevki ile psikolojik rahatsızlığıyla ilgili özürlülük durumunun tekrar incelenerek —- iptal kararı sonrasında oluşan yeni duruma göre de diğer yönetmelik hükümlerine göre değerlendirme yapılarak geçici ve kalıcı iş göremezlik engellilik oranının tekrar belirlenmesinin istenmesine, bu amaçla ——- için randevu istenmesine, davacı vekili tarafından randevu tarihinde davacının hazır edilmesinin istenmesine karar verilmiştir.
—– karar numaralı raporuna göre; Mevcut belgelere göre —- tarihli trafik kazası sebebiyle; —– Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve meslek grup numarası bildirilmemekle Grup 1 kabul olunarak: Gr 1 XII (6a….25) A % 29 x ½ = A % 14,50 E cetveline göre: % 12,3 (yüzdeonikivirgülüç) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayıldığı, 30.03.2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu raporları hakkında yönetmeliğe göre Şekil 3.8a’ya göre alt ekstremite özür oranı % 27, Tablo 3.2’ye göre % 14 olarak tespit edildiğine göre; Kişinin tüm vücut engellilik oranının % 14 (yüzdeondört) olduğu, İyileşme süresinin (iş göremezlik süresi) olay tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği bildirilmiştir.
Dosyanın davacının engellilik durumuyla ilgili raporlar arasında çelişki bulunduğundan dosyanın bu çelişkinin giderilmesi için ——- gönderilmesine karar verilmiştir.
—— raporunda özetle; Mevcut belgelere göre —— tarihli trafik kazasına bağlı yaralanmasının; 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve meslek grup numarası bildirilmemekle Grup 1 kabul olunarak: Gr 1 XII (6a….25) A % 29 x ½ = A % 14,50 E cetveline göre: % 12.3 (yüzdeonikinoktaüç) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, 30/03/2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu raporları hakkında yönetmeliğe göre; Kas iskelet sistemi, kalça eklemi hareket kısıtlılığı, Şekil 3.8a’ya göre alt ekstremite özür oranı % 27, Tablo 3.2’ye göre % 14, Kişinin tüm vücut engellilik oranının %14(yüzdeondört) olduğu, Özürlülük kavramıyla meslekte kazanma gücü kaybı, çalışma gücü kaybı kavramlarının farklı kavramlar oldukları, farklı tüzük ve yönetmeliklerin, farklı bölümlerinde değerlendirildikleri, aralarında bağlantı bulunmadığı, aralarında çelişkiden bahsedilemeyeceği bildirilmiştir.
Dosyanın aktüerya bilirkişisi ———- tarafından düzenlenen 09.06.2022 tarihli raporuna göre ve davacı vekilinin talebi uyarınca %51,5 engellilik oranına göre iki ayrı hesaplama yapılmasının istenmesine karar verilmiştir.
Bilirkişi —— tarafından sunulan 23.01.2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle; İyileşme Dönemi Geçici Bakıcı Gideri toplam 14.225,40 TL, %14 maluliyet oranına göre toplam maddi zararın 1.176.784,53 TL, %51,5 maluliyet oranına göre toplam maddi zararın 4.227.901,84 TL olarak hesaplandığı, davacının dava tarihinden önce sigorta şirketine başvuruda bulunmadığı sabit olduğundan davalı sigorta şirketinin dava tarihinde temerrüde düştüğü, kazaya karışan araç ticari araç niteliğinde olduğundan avans faizi istenilebileceği, davacı için hesaplanan zarardan—— tahsisleri nedeniyle indirilmesi gereken bir tutarın bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Davacı vekilinin 16.05.2023 tarihli talep artırım dilekçesi sunduğu; Maddi Tazminat olarak; Müvekkile davacı —- için; 1.200.000.00TL’nın (bir milyon iki yüz bin Türk Lirası) davalı —- ve davalı —- (davalı ——- 290.000.00TL -iki yüz doksan bin Türk Lirası- ile sınırlı olmak kaydıyla) kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte, müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek tarafımıza verilmesini, Müvekkile davacı—- maluliyet döneminde bakımını üstlenen annesi müvekkile davacı——-için; 14.225.40TL’nın (on dört bin iki yüz yirmi beş Türk Lirası kırk Kuruş) kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı —– tahsil edilerek tarafımıza verilmesini, Müvekkile davacı —– maluliyet döneminde bakımını üstlenen annesi müvekkile davacı —- için tazminata hükmedilmemesi halinde; bu kerre müvekkile davacı —– için; bakıcı / bakım gideri tazminatı olarak 14.225.40 TL’nın (on dört bin iki yüz yirmi beş Türk Lirası kırk Kuruş) kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı —- tahsil edilerek tarafımıza verilmesini, Manevi Tazminat olarak; Müvekkile davacı —— için; 100.000,00TL’nın (yüz bin Türk Lirası), Müvekkile davacı ———-için; 50.000,00TL’nın (elli bin Türk Lirası) kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ———- tahsil edilerek taraflarına verilmesine, Kazaya karışan ve davalı —–adına kayıtlı olan ——plaka sayılı araç kaydındaki ihtiyati tedbirin, işbu davada sayın mahkemeniz tarafından verilecek olan nihai karar kesinleşinceye kadar devamını, Yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalılardan (davalı sigorta şirketi için sorumlu olduğu limitle sınırlı kalmak kaydıyla) müştereken ve müteselsilen tehsil edilerek taraflarına ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE :
—-tarihinde saat 22:30 sıralarında müteveffa sürücü ——– plaka sayılı ticari taksinin karşı istikamet yol bölümüne geçerek karşı istikametten gelen —- plaka sayılı kamyon ile çarpıştığı, kaza sonucu —-plaka sayılı araç içerisinde yolcu olarak bulunan davacı —– plakalı araç sürücüsü müteveffa —– mahal şartlarını ve yolun geometrik özelliklerini dikkate alarak hızını far ışıkları altındaki görüş alanını kontrol edebilecek ve tedbir alabilecek düzeye düşürüp kontrollü şekilde seyrine özen göstermeyerek ve karşı istikamet yol bölümüne geçerek şerit ihlalinde bulunduğundan asli derecede kusurlu olduğu, şeridinde seyreden — plaka sayılı kamyon sürücüsünün kusursuz olduğu, —- plakalı araç içerisinde yolcu olarak bulunan davacı ——kusursuz olduğu, yol üzerinde kayganlık oluşturan sıvı maddenin tali derecede kusurlu olduğu tespit edilmiş olup müteveffa sürücü —- %90 (Yüzdedoksan) oranında kusurlu olduğu, yol üzerinde bulunan sıvı maddenin sonuç üzerinde %10 oranında etken olduğu, davacı yolcu——- emniyet kemeri takmadığı iddia edilmiş ise de bu konuda bir ispat olmadığı gibi kaza yapan araç ticari araç olduğundan ve yolcu emniyet kemerini takmadan hareket etmeyeceğinden taktığının kabulü gerekeceği, yine ağır yaralanmasının sebebinin de çarpışmanın yolcu tarafından gerçekleşmesi olduğundan müterafik kusurunun bulunmadığı, davacı —— araçta yolcu olarak bulunduğundan Türk Ticaret Kanunu’nun 914 maddesi uyarınca taşıyıcı niteliğine haiz —-plakalı araç maliki ve sigortacısı % 100 kusur oranından sorumlu tutulmuşlardır. Davacı —- kazada yaralanması sonucu ——- tarihli son maluliyet raporu doğrultusunda tüm vücut engellilik oranının %14 ve işgöremezlik süresinin 9 ay olabileceğinin tespit edildiği, bu kabul karşısında aktüerya bilirkişi tarafından 8 yıllık işlemiş dönem maddi zararı iyileşme dönemi 23.475,33 TL, geçici bakıcı gideri 14.225,40 TL ve sürekli engellilik dönemi 82.590,26 TL ile 44 yıllık işleyecek dönem maddi zararı aktif dönem 784.956,48 TL ve pasif dönem 271.537,06 TL olmak üzere 52 yıllık maddi zarar toplamı 1.176.784,53 TL olarak hesaplandığı görülmüştür. Olayda uyuşmazlık, haksız fiilden kaynaklanmaktadır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun Sorumluluk Genel olarak başlıklı 49 ncu maddesi “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” hükmünü düzenlemiştir. Haksız fiil faili müteveffa sürücü —– davanın açılma tarihinde ölü olduğu anlaşılmakla dava tarihi itibariyle taraf ehliyeti bulunmadığından HMK 114 (1) d) ve 115 (2) maddeleri uyarınca müteveffa hakkında açılan davanın dava şartı noksanlığından usulden reddine karar verilmiştir. Davalı —— plakalı aracın işleteni olup Karayolları Trafik Kanunu’nun 85 ve devamı maddeleri uyarınca —- plakalı aracın işletilmesi sırasında davacı—- yaralanmasına sebep olduğundan, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumludur. Davalı işleten —-bilirkişi tarafından tespit olunan tüm maddi tazminattan sorumludur. Davalı ——-plakalı aracın zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olduğundan araç sürücüsünün kusuru ve poliçe limitinde (poliçe limiti 290.000,00 TL) meydana gelen zarardan sorumludur. Davalı —– sorumlu olduğu tazminata kaza tarihi olan 13/11/2015 tarihinden itibaren faiz işletilmesine, davacı taraf 17.02.2020 tarihli talep artırım dilekçesiyle 561.843,00 TL için yasal faiz istediğinden bu miktara yasal faiz uygulanmasına, 16/05/2023 tarihli talep artırım dilekçesiyle 614.941,53 TL için avans faiz istediğinden bu miktara avans faizi —- uygulanmasına, davalı ——– sorumlu olduğu tazminata daha önce temerrüte düşürülmediğinden dava tarihi olan 10/11/2016 tarihinden itibaren avans faiz oranı uygulanmasına karar verilmiştir. Davacı ——- için bakıcı gideri istenilmiş ise de trafik kazasından doğrudan zarar gören olmadığı için bakıcı gideri talep edemeyeceğinden talebinin reddine karar verilmiştir. Mahkememizce hüküm kurulurken davacı——– için ayriyeten hükmün 1-b) bendiyle de bakıcı giderine hükmedildiği halbuki bakıcı giderinin hükmün 1-a) bendinde hükmedilen tazminat içerisinde yer aldığı ancak kısa kararda değişiklik yapılamayacağından sehven yapılan bu durumun gerekçede açıklanmasıyla yetinilmiştir.
TBK’nun Manevi tazminat başlıklı 56 ncı maddesi “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” hükmünü düzenlemiştir. Maddeye göre hakim bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Bu para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.———-Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Yukarıda anlatılan ölçütler göz önüne alınarak davacı —– yaşı, duyduğu acı ve elem, iyileşme süresi, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, olayın meydana geliş şekli, davacının maluliyet oranı, müteveffa sürücünün % 90 kusurlu olması gözönünde tutularak olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun olarak, davacı —— için hak ve nesafet kuralları çerçevesinde 40.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesine, davacı —– yaşı, duyduğu acı ve elem, kazazedenin annesi olması, bakımıyla ilgilenmesi, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, olayın meydana geliş şekli, müteveffa sürücünün % 90 kusurlu olması gözönünde tutularak olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun olarak, davacı —— için hak ve nesafet kuralları çerçevesinde 10.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesine, davacı tarafın dava ve talep artırım dilekçeleri göz önünde bulundurulduğunda fazlaya ilişkin taleplerinin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
Davanın KISMEN KABULÜ ile,
1-a) 1.176.784,53-TL sürekli iş göremezlik tazminatının davalı —— kaza tarihi olan —— tarihinden itibaren işleyecek 561.843,00 TL’si için yasal, 614.941,53 TL’si için avans faiziyle birlikte, 1.176.784,53-TL sürekli iş göremezlik tazminatının 290.000,00-TL’lik kısmının dava tarihi olan 10/11/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen davalı —–alınarak davacı —-verilmesine,
b) 14.225,40 TL geçici bakıcı giderinin davalı—-kaza tarihi olan 13/11/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte alınarak davacı —- verilmesine,
c) Davacı tarafın diğer ve fazlaya ilişkin taleplerinin REDDİNE,
2- a) 40.000,00-TL manevi tazminatının kaza tarihi olan 13/11/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı —– alınarak davacı—– verilmesine,
b) 10.000,00-TL manevi tazminatının kaza tarihi olan 13/11/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı —– alınarak davacı—— verilmesine,
c) Davacı tarafın fazlaya ilişkin taleplerinin REDDİNE,
3- Müteveffa ——— davanın açılma tarihinde ölü olduğu anlaşıldığından dava tarihi itibariyle taraf ehliyeti bulunmadığından HMK 114 (1) d) ve 115 (2) maddeleri uyarınca müteveffa hakkında açılan davanın dava şartı noksanlığından USULDEN REDDİNE,
4-Maddi tazminat talebi yönünden Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 80.386,15 TL harçtan, davacı tarafça dava açılırken peşin olarak yatırılan 563,56 TL harç ile dava esnasında yatırılan 1.896,00 TL ıslah harcı ve yine dava esnasında yatırılan 2.240,00 TL tamamlama harcı toplamından mahsubu ile arta kalan 75.686,59‬ TL harcın (davalı ——–19.809,90 TL’sinden sorumlu) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
5-Maddi tazminat talebi yönünden davacı tarafça dava açılırken peşin olarak yatırılan 563,56 TL harç ile dava esnasında yatırılan 1.896,00 TL ıslah harcı ve yine dava esnasında yatırılan 2.240,00 TL tamamlama harcı toplamı olan 4.699,56‬ TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Maddi tazminat talebi yönünden davacılar vekili lehine karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 142.143,00 TL vekalet ücretinin (davalı—— 43.600,00 TL’sinden sorumlu) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
7-Maddi tazminat talebi yönünden davalı—– vekili lehine karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalı ——- ödenmesine,
8-Manevi tazminat talebi yönünden Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 3.415,5‬0 TL harcın davalı —– tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
9-Manevi tazminat talebi yönünden davacı —– vekili lehine karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalı —- tahsili ile davacı —– ödenmesine,
10-Manevi tazminat talebi yönünden davacı —– vekili lehine karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalı —-tahsili ile davacı —–ödenmesine,
11-Manevi tazminat talebi yönünden davalı ——- vekili lehine karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacı —- tahsili ile davalı —- ödenmesine,
12-Manevi tazminat talebi yönünden davalı —- vekili lehine karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacı —– ödenmesine,
13-Davacı tarafından yapılan 5.975,60 TL yargılama giderinin maddi ve manevi tazminat davalarının kısmen kabul – kısmen red oranına göre hesaplanan 5.373,58 TL’sinin davalılardan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, bakiye kısmın davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
14-Davalı—— tarafından yapılan 100,00 TL yargılama giderinin maddi ve manevi tazminat davalarının kısmen kabul – kısmen red oranına göre hesaplanan 10,07 TL’sinin davacılardan tahsili ile davalı —-ödenmesine, bakiye kısmın üzerinde bırakılmasına,
15-Davalı ——tarafından yapılan 50,00 TL yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
16-Dosyada arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair, davalı ——–davacılar vekili ———- yüzlerine karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde ———Adliye Mahkemesi’nin ilgili Hukuk Dairesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/07/2023