Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1266 E. 2018/1079 K. 08.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1266 Esas
KARAR NO : 2018/1079

DAVA : Tazminat (Rekabet Yasağına aykırılıktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/11/2016
KARAR TARİHİ : 08/11/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rekabet yasağına aykırılıktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı işçi, müvekkil firmada 27.11.2013 – 06.10.2016 tarihleri arasında ( 2 yıl 10 ay 10 gün ) satış personeli olarak çalıştığını, aldığı son net maaşı 1.300,99.-TL. Olduğunu, davalı yan, 06.10.2016 tarihinde ailevi sorunlarını gerekçe göstererek ihbar öneline de uymaksızın yazılı olarak istifa ettiğini bildirdiğini, ancak iş akdini bildirim öneline dahi uymaksızın fesheden davalı yan, müvekkil şirket yöneticileri ve çalışanlarının gözü önünde iş yerinden çıkarak hemen bitişikteki —– firmasının satış elemanlarının kullandığı bir araca binerek sanayi bölgesinden ayrıldığını, bunun üzerine ve aynı zamanda sektörde mutad bir uygulama olduğu için müşterilere “…——’ın firmamızla bir ilişiği kalmamıştır” şeklinde bir mail atıldığını, davalı yanın işten ayrılmasından çok kısa bir süre sonra müşterilerinden “- şirketlerinden müvekkil şirkete “davalı yanın kendilerini ziyaret ettiği ve sipariş almaya çalıştığı” yönünde mailler gelmeye başladığını, müvekkil şirket yetkilileri bir araştırma yaptığında; davalı yanın iş sözleşmesinde rekabet yasağı bulunduğu halde sgk girişini bir güvenlik firması üzerinden göstererek ayrıldığı gün aracına bindiği müvekkil iş yerinin hemen bitişiğinde bulunan rakip firmada hemen işten ayrıldığı gün çalışmaya başladığı ve müvekkil şirketin çalıştığı müşterilere giderek sipariş almaya çalıştığını tespit ettiklerini, davalı işçinin kötü niyetli ve müvekkil şirkete ciddi zararlar veren bu davranışları karşısında müvekkil şirketçe, 10.10.2016 tarihinde Bakırköy —–. Noterliği aracılığıyla bir ihtarname keşide edilerek rekabet yasağına aykırı davranışlarından dolayı sözleşmede kararlaştırılan cezai şart kendisinden talep edildiğini, fazlaya dair haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik, rekabet yasağına ağır aykırılık nedeniyle ihtarname tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte 2.000,00.-TL’nin davalı yandan alınarak müvekkile verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrar etmiştir.
Taraflara tebligat yapılarak taraf teşkili sağlanmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı işveren, müvekkilin rekabet yasağına aykırı davrandığı ve bu sebeple zarara uğradığı iddiası ile huzurdaki tazminat davasını açtığını, ancak aşağıda izah edileceği üzere; müvekkilin davalı işvereni zarara uğratacak fiili bir davranışı ve davacının uğradığı bir zarar olmadığı gibi ortada geçerli bir rekabet yasağı anlaşması da olmadığını, davacının iş sırlarına vakıf olmayıp ticari sır niteliğindeki bilgileri kullaması söz konusu olmadığını, müvekkil, işyerinde satış elemanı olarak asgari ücret ve prim usulü ile çalışan düz bir işçi niteliğinde olup geçersiz sözleşmede bildirilen cezai şart miktarının fahiş ve geçersiz olduğunu, davac işveren, geçersiz rekabet yasağı sözleşmesinde, iki yıllık süre ile müvekkilin çalışma hürriyetini kısıtladığı halde, hiçbir karşı edim üstlenmediği gibi konulan cezai şart da tek taraflı olduğundan cezai şart her halde geçersiz olduğunu, müvekkil davacı işverenden işçilik alacaklarının ödenmesini talep ettiğini, ancak işveren ödeme yapmadığı gibi müvekkilden haksız şekilde istifa dilekçesi ve hak ve alacaklarının ödendiğine dair yazı alarak müvekkilin iş akdine son verdiğini, bu sebeple müvekkil tarafından İstanbul Anadolu———-. İş Mahkemesi’nin 2016/1474 Esas sayılı dosyası üzerinden işçilik alacakları ve tazminat talebi ile dava açıldığını, iş sözleşmelerine konulan rekabet yasağı, iş akdinin işveren tarafından haksız veya işçi tarafından haklı feshi halinde yasa hükmü gereği geçersiz olduğundan, işçilik alacaklarını talep eden ve bu sebeple işine son verilen müvekkil bakımından rekabet yasağının bu sebeple de geçersiz olduğunu, haksız davanın tümden reddi gerekmektedir.
Tarafların uhdesinde olan tüm delilleri ibraz ettikleri, getirtilmesi gereken delilleri ilgili yerlerden getirtilerek dosya içine alınmıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE :Dava, hukuki niteliği itibariyle, işçinin rekabet yasağını ihlal etmiş olması nedeniyle, sözleşmede yer alan cezai şartın tahsili istemiyle TBK.’nın 446.maddesi uyarınca açılmış bir alacak davasıdır.
Davalının 27/11/2013- 06/10/2016 tarihleri arasında davacı şirket nezdinde çalıştığı ve taraflar arasında akdedilen hizmet sözleşmesinin 5.1. Maddesinde rekabet etme yasağının düzenlendiği sözleşmenin tetkiki ile görülmüştür.
Olaya uygulanması gereken TBK.’nın 445/1.maddesi uyarınca, “Rekabet yasağı, işçinin ekonomik geleceğine hakkaniyete aykırı olarak tehlikeye düşürecek biçimde, yer, zaman ve işlerin türü bakımından uygun olmayan sınırlamalar içeremez ve süresi, özel durum ve koşullar dışında iki yılı aşamaz”.
Aynı maddenin 2.fıkrasına göre ise “Hakim, aşırı nitelikteki rekabet yasağını, bütün durum ve koşulları serbestçe değerlendirmek ve iş verenin üstlenmiş olabileceği karşı edimi de hakkaniyete uygun biçimde göz önünde tutmak suretiyle, kapsamı veya süresi bakımından sınırlayabilir” şeklindedir. Yasal Düzenleme kapsamında somut olay irdelendiğinde taraflar arasında, davalının davacıya ait işyerinde satış temsilcisi olarak çalışmakta iken istifa sonucu işten ayrıldığı ve sonrasında çalıştığı şirketin taraflar arasında çekişmeli bulunduğu sabittir.
Davacı tarafından, davalının hizmet sözleşmesinin sona ermesi sonrası rakip firma olan —– de satış elemanı olarak çalışmaya başladığı, bu kapsamda ——– kayıtlarının muvazaalı olduğu iddia edilmiş, davacı tarafından ibraz edilen deliller sırası ile toparlanmış, Sosyal güvenlik kayıtlarının yanı sıra davalının son 1 yıl içersinde çalışmış olduğu iş yeri bilgilerinin titizlikle araştırılması için —- ilçe emniyet müdürlüğüne müzekkere yazılmış, — emniyet müdürlüğünce tanzim edilen tutanakta davacının— – A.Ş isimli işyerinde çalıştığı, şirketin yıl içerisinde isim değişikliğine giderek ———– olduğu ve davalının da bu şirkette müşteri temsilciliği yaptığı belirtilmiş, yine dosya kapsamında bulunan sosyal ekonomik durum araştırmasına esas emniyet araştırmasında da davalının müşteri temsilciliği işi iştigal ettiği belirtilmiş, bu şekilde muvaazalı olduğu belirtilen ——- kayıtları, zabıta araştırması ile desteklenmiş, iş bu belgeler karşısında davalının ————- çalıştığı yönünde davacı iddiasının sadece( dosya kapsamına alınan ——- kayıtları ile ortada olduğu üzere) davacının şirketi nezdinde çalışan tanıkların anlatımına dayandığı, bu tanıkların da anlatımlarına dosya kapsamına alınan bilgi ve belgeler karşısında itibar edilemeyeceği anlaşılmış ve davacı tarafından ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davanın REDDİNE,
2-)Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
3-)Karar tarihinde alınması gerekli 35,90 TL harcın davacı tarafça yatırılan 34,16 TL harçtan mahsubu ile kalan 1,16 TL harcın davacı taraftan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-)Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-)Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli ——. deki esaslara göre belirlenen 2.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-)Taraflar tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana iadesine,
Dair, Taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde BAM nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.